Alkolizm Ve Depresyon Arasındaki İlişki |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Alkolizm Ve Depresyon Arasındaki İlişkiAlkolizm psikiyatride büyük bir oyuncu olarak tanımlanır; çünkü aşırı alkol alımı anksiyete, depresyon veya psikoz belirtilerini ortaya çıkarır Depresif belirtiler majör affektif bozukluk için özgül değildirler; kokain kötüye kullanımında, metadon idame tedavisinde, alkolizmde de görülürler Bu ikincil duygudurum belirtileri, ayıklığın ilk günleri veya haftaları içinde ortadan kaybolurlar Psikiyatride iki hastalığın (bozukluğun ) birarada görüldüğü durumlarda kronolojik açıdan ilk olarak ortaya çıkan bozukluk birincil; daha sonra ilk bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkana ise ikincil adı verilir Kafaları kurcalayan bir başka soru ise; duygudurum bozukluğunun ve alkolizmin aynı kökten gelip aynı hastalığın farklı belirtilerle seyreden iki farklı izdüşümü olup olmadığıdır Bu soru genetik bağlamda çalışılmış ve bulguların ışığında değerlendirilmiştir Cadoret ve Winokur 1974′deki çalışmalarında, alkolik hastaların % 39′unda birincil veya ikincil depresyon olduğunu bulmuşlardır Winokur 1979′da erken yaşta depresyon geçirenlerin akrabalarında alkolizm tanısının daha fazla görüldüğünü belirtmiştir Weissman ve Myers 1980′de geniş tabanlı bir çalışmada alkolizm tanısı alan hastaların %68′inin yaşamları boyunca, major depresyon veya minör depresyon tanısı almış olduklarını bildirmişlerdir Weissman; duygudurum bozukluğu ve alkolizmin aralarında genetik bağlantının var olduğu öngörüsü ile her iki cinste farklı görüntü veren tek bir bozukluk olduğunu ve bunun kadınlarda depresyon, erkeklerde de alkolizmin olarak ortaya çıktığını belirtmiştir Bu sonucu destekleyen bulgu, affektif bozukluğu olan kadınların erkek akrabalarında alkolizm oranının ve erkek alkoliklerin kadın akrabalarında ise depresyon riskinin yüksek olmasıdır Fakat bir dizi çalışma bunu kanıtlamaktan uzaktır Goodwin, alkoliklerin evlat edinilmiş çocuklarında duygudurum bozukluğunun oranında artış görülmemekte olduğunu, alkoliklerin kızlarında görülen artmış depresyon riskinin ise alkolik bir ebeveyn tarafından yetiştirildiklerinde ortaya çıktığını belirtmektedir Woodruff ve ark, 1979′da alkolizm ve depresyon tanısı alan grubun klinik görünümünün, depresif hastalardan daha çok depresyonu olmayan alkolik hastalara benzediğini söylemektedir Gershon, Weissman ve ark, 1974 ve 1985′de normal grupla depresif hastaların akrabalarını karşılaştırdıklarında alkolizm tanısında artış bulamamışlardır1984 yılında Yale Üniversitesi Psikiyatri Kliniği tarafından 215 suje ile yapılan çalışmada alkolizm tanısı almayan depresif grubun aile bireylerinde alkolizm oranı normal sujelerden farklı bulunmamıştır Angst ve Cloninger?in çalışmalarıyla da bu iki bozuklukluğun genetik olarak farklı olduğu ortaya konulmuştur Akiskal başka bir yaklaşımla bu iki hastalığın farklı kökenleri olduğunu bildirmektedir Alkolizmle birlikte görülen depresyon sıklığı %3 ? %98 arasında değişmekte ve depresyonun birincil-ikincil ayrımının yapılması tedavi açısından önem kazanmaktadır Bir dizi biyolojik çalışmaların alkolizm ile görülen majör depresyon karmaşasının çözümü açısından sonuçları önemlidir Wilford Hall Tıp Merkezinde yapılan bir çalışmada, alkol kötüye kullanımı olanlarda DST ( deksometazon supresyon testi) major depresyonu tanımlamak için bağımsız bir değişken olarak kullanılmıştır DST depresyon tanısı koymak için kullanılan biyolojik belirteçlerdendir Çalışmanın sonucunda elde edilen veriler alkol kötüye kullananlarda DST?nin bağımsız değişken olarak major depresyonu tanımlamakta yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır Hayvan çalışmalarında alkole adapte edilen farelerde, ancak 4 haftalık bir ayıklık döneminin geçmesi ile hipotalamo-pitüer-adrenal aksın alkol etkisinden kurtulabileceği gösterilmiştir Birincil alkolizm ile beraber olan ikincil depresyon, ya da depresyon ile beraber olan ikincil alkolizmin ayırıcı tanısında DST?nin kullanılması ancak 4 haftalık ayıklık döneminden sonra anlamlı olmaktadır; çünkü alkolün vucut ve endokrin sistem üzerindeki etkisi bu tür biyolojik belirteçlerin alkolün etkisinin geçtikten sonra kullanılmasının sağlıklı sonuçlar vereceğini bildirmektedir Uyku bozuklukları da major depresyonun ayırıcı tanısında sıklıkla kullanılan bir biyolojik göstergedir Birincil depresyon ile ikincil depresyon ayırımı açısından kullanılan uyku bozukluklarını irdeleyen bir çalışmada birincil alkolizm ve ikincil depresyonu olanlar, depresyonu olmayan birincil alkolizm tanısı alanlar, ve bir kontrol grubu alınarak yapılmış; her iki alkolizm grubuna Hamilton Depresyon Skalası verilmiştirBulgular, alkol kötüye kullanımı olanlarda kısa REM latansının depresyonun belirteci olmadığını göstermektedir REM latansındaki değişiklik istatistiksel olarak HAM skorları ile uyumlu değildir Uyku ölçümleri kontrol sujeleri ile diğer iki grubu ayırmak açısından yeterli olmakla birlikte, depresif ile depresif olmayan alkolikler açısından pek de başarılı değildir Sonuç olarak alkol kullanımı olanlardaki uyku kalitesinin ve döngüsünün bozukluğu göz önüne alındığında depresyonun ayrılmasında bu biyolojik gösterge yararlı olamamaktadır Peki, ya alkolizm tanısı almış ve depresif belirtilerin görüldüğü kişilerde tanı ve tedavi ne olmalıdır? Weissman % 70 alkolizm tanısı almış kişinin yaşamlarının bir döneminde diğer psikiyatrik tanı ölçütlerini doldurduklarını ve % 50′sinin duygudurum bozukluğu veya major depresyon ölçütlerine sahip olduklarını söylemektedir Yine duygudurum bozukluğu öyküsü olanların % 218′inin hayatlarının bir döneminde alkol kötüye kullanımı veya bağımlılığı ölçütlerini doldurmakta olduğu belirtilmektedir Alkolden arındırma döneminde depresyon ve anksiyete belirtileri sıkça görüldüğünden, bu belirtilerden tanıya gitmek için 4 haftalık ayıklık döneminin geçmesini beklemeye ihtiyaç vardır Brown ve Schuckit alkol tedavisi için başvuran erkek hastaların % 40′ında Hamilton Depresyon Skalası ile depresyonun belirti ve bulgularını ortaya koymuşlar, dört haftalık ayıklık döneminden sonra bu belirtilerin oranı % 6′ya düşmüştür Ancak bu iki bozukluğun birlikteliği her ikisinin nüks riskini de arttırmaktadır Bu yüzden alkolizm tanısı almış olan kişilerde görülen depresif belirtiler ayıklık döneminden sonra da dikkatlice araştırılmalı ve ayıklık döneminde de intihar fikirleri sorulup eğer varsa hastaneye yatırılmalıdırlar |
|