Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, genel, hakkında, nelerdir, türkiyenin, özellikleri

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi



Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi
Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi
Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti[1]

, Kuzey yarımkürede eski dünya karaları denilen, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadasında, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Bölgesi) ile, İran, Irak ve Suriye'dir
Çağdaş Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I Dünya Savaşı sonunda yıkılmasından sonra, Osmanlı'nın Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde kurulmuştur 1923 yılında cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş Türk devletinin kurucusu olarak kabul edilir
Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerdendir[21] 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır[22]

Kökenbilim

Bilim adamları ve araştırmacılar Türkiye sözcüğünün İtalyanca'dan geldiğini kabul ederler Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12 yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir[23] Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6 yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9 ve 10 yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12 yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir Tarihte 13-14 yüzyıllarda Mısır Memlukları de Türkiye adını kullanmışlardı: ed-devlet üt Türkiya (1250-1387) Türkçedeki kelime anlamı ise Türk ve İye (ait) kelimelerinin birleşmesi ile oluşan Türkiye kelimesidir
Osmanlı Devleti'nde, 19 yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı Daha sonra, Genç Osmanlılar arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi Anayasada (1921) "Türkiye"[24] adı yazıldı ve 1923'de Türkiye adı resmi olarak kabul edildi

Tarih

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi

Kuruluş Dönemi I Dünya Savaşı
Kuvva-i Milliye
Kurtuluş Savaşı
Erzurum Kongresi
Sivas Kongresi
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Misak-ı Milli
TBMM'nin kuruluşu
Sevr Antlaşması
Lozan Antlaşması
Atatürk Dönemi ve Siyasal devrimler Tek Partili Dönemi
Saltanatın Kaldırılması
Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhuriyetin İlanı
Halifeliğin Kaldırılması
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Şeyh Sait isyanı
Serbest Cumhuriyet Fırkası Onuncu Yıl Nutku
Gençliğe Hitabı
Milli Şef; İsmet İnönü İsmet İnönü
Köy Enstitüleri
II Dünya Savaşı
Varlık Vergisi
Milli Kalkınma Partisi

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi Çok partili dönem
Demokrat Parti
Adnan Menderes
27 Mayıs ihtilali
Türkiye İşçi Partisi
Suat Hayri Ürgüplü
Adalet Partisi
1970'li yıllar; Sağ-sol çatışması 12 Mart Muhtırası
Ecevit Hükümetleri
Ecevit'e suikast
Milliyetçi Cephe Hükümetleri 24 Ocak Kararları
Siyasi yasaklar; 12 Eylül 1980 12 Eylül Darbesi
Kenan Evren
Turgut Özal
Anavatan Partisi
PKK sorunu

1990'lı yıllar; Eskilerin dönüşü Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi
Demokratik Sol Parti
Sosyaldemokrat Halkçı Parti
Erdal İnönü
Tansu Çiller
Refah Partisi
Necmettin Erbakan
Milliyetçi Hareket Partisi

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, İstiklal Savaşı'nın kazanılması ile, 1 Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur İstiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[25] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm milletçe girişilen, çok cepheli bir savaştır
Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı'nın son ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir
Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir
12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır[26]
Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır
8 Temmuz'da İstanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[27] alınan karar;
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleri

Milli direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[28] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir
27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir
İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı
Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu[29]
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü

Politik hayat

Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk İnkılapları ve Mustafa Kemal Atatürk 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir[30][31] Merkez kanatta yer alır
Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirdi 1927 yılında Atatürk tarafından belirlenen, "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye Atatürk'ün kararıyla "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu
Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır
Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi Almanya'da Hitler İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı Fransa, Belçika ve İsviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu
II Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi[32] [33]

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi [değiştir]

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi 1946 yılından itibaren Türk siyasi hayatının CHP dışında 2 bir partinin kurularak seçimlere çok partili olarak gidilmesi ile başlamıştır
Çok partili hayat 1945 yılında Nuri Demirağ tarafından kurulan Milli Kalkınma Partisi ile başlamıştır Ancak parti İsmet İnönü tarafından kapattırılmıştır[kaynak belirtilmeli] 7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından kurulan DP'nin parti genel başkanlığına Celal Bayar getirildi DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu
1950 genel seçimleri'nde Demokrat Parti galip olarak çıkmıştır Adnan Menderes liderliğindeki DP ilk başlarda çok popülerken 1950'lerin sonlarına doğru yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hükümetin antidemokratik uygulamaları nedeniyle sıkıntılı bir döneme girmiş ve 1960 yılında yapılan askerî darbe ile çok partili yaşam kesintiye uğramıştır[kaynak belirtilmeli] Darbe neticesinde dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes idama mahkûm edilmiş fakat baskılar neticesinde Celal Bayar'ın cezası müebbede çevrilirken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişlerdir

Yönetim biçimi

TBMM

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet yapısı Yönetim biçimi cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur Resmî dili Türkçe'dir Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır Kuvvetler ayrılığı esası vardır Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, cumhurbaşkanı sıfatını almıştır Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) (Kuruluş: 23 Nisan 1920) Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler TBMM'ye 550 milletvekili seçilmektedir
Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan başbakan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder, hükümeti ve icraatlarını yönetir Türkiye Cumhuriyeti'nde her 5 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 5 yıl süre ile seçilir
Ayrıca bakınız: Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, ve Başbakan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir Atatürk zamanında merkezde bir çizgi takip ederken, çok partili düzene geçişle birlikte ortanın soluna doğru kaymıştır 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" oldu
Ayrıca bakınız: Türkiye Cumhuriyeti'nin Tek Partili Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi
Dış politika [değiştir]

Türk devleti, Lozan Antlaşması'nı Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit koşullarda imzalamış ve milletlerarası alanda, bağımsız bir devlet olarak yerini almıştır

Atatürk Döneminde dış politikalar

Atatürk; Yurtta Sulh, Cihanda Sulh sözü ile uluslararası ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî politikasının ne olacağını tüm dünyaya belirtmiştir Atatürk barışçıl ancak Türk Milleti'nin çıkarını gözeten bir dış politika izlemiş ve bunun için döneminde bölge eksenli oluşumlar sağlamaya çalışmıştır Bunla hem ülkenin hem ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için önemli olan bölge ülkelerinin her alanda işbirliği yapmasını sağlayarak Batılı ülkelerin uygulamaya çalıştığı dış etkiyi kırmayı amaçlamıştır

Türkiye ve Milletler Cemiyeti

Türkiye, Milletler Cemiyeti'nin kurucu üyesidir

Sadabat Paktı

Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce (8 Temmuz 1937)’de gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da İran'ı kendisine asıl muhatap olarak görmüş İran ile Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve ortaklık antlaşması olarak Sadabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmiştirTürkiye, İran, Afganistan ve daha sonra Irak’ın katılmıştır Sadabat Paktı, 2Dünya Savaşı sonrasında hukûken yürürlükte kalmıştır ama Atatürk sonrasında unutulmuştur

Balkan Antant

1934 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı' ı sonucu ortaya çıkan Antant ile birlikte, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer tarafların bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerine dair gizli bir protokol de imzalanmıştı

Atatürk Sonrası dış politika

Birleşmiş Milletler, NATO ve AB

Türkiye 1952'den beri NATO üyesidir

Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 51 ülkenin katılımıyla 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur Katılın ülke sayısı zamanla artarak günümüzde bu sayı 190'ı geçmiştir Türkiye, Birleşmiş Milletler'e ilk üye olan ülkelerden biridir ve Birleşmiş Milletler ile Kore, Somali, Bosna, Filistin ve Afganistana asker göndermiştir Son olarak da Lübnan'a asker gönderme kararı almıştır
Türkiye, Ekim 2008'de 192 ülkeden 151 ülkenin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği görevine seçilmiştir Türkiye; 2 yıllığına bu görevinde, Avusturya ile birlikte Batı Avrupa'yı temsil etmektedir
9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir Kurucu antlaşmanın özellikle 3, 4, ve 5 maddeleri önemlidir Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir[34]
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki 40 yılı aşkın bir süreye dayanır Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulduğu yıllarda, ortaklık için başvuran Türkiye, zaman zaman duraklayan ve zorlukla ilerleyen bu ilişkiyi, müzakere aşamasına kadar sürdürmüştür

Türkiye ve Avrupa Birliği

Ana madde: Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
Avrupa Birliği

DP, 31 Temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı 1963'e kadar görüşmeler yapıldı 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı 1987'de uyum anlaşması yapıldı 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkansızlığını açıkladılar

Kıbrıs Barış Harekâtı

Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır
1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi Birinci Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu Fakat Rumlar Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış haklarını ellerinden alma ve Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koyma yoluna gittiler Böylece uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı çiğnediler Cumhurbaşkanı IIIMakarios 1963 yılında devletin kuruluş antlaşmalarını tek taraflı olarak fessetiğini açıkladı Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti tarih sahnesinden çekilmiş oldu Fakat amaç Türkleri adadan uzaklaştırıp Enosis'i yani adayı Yunanistan'a ilhak etmekti Türklere ve Türk köylerine yapılan saldırılar sonucu birçok insan hayatını kaybetti ve binlerce insan göç etmek durumunda kaldı
15 Temmuz 1974'te Yunaistan'da da cunta'nın yaptığı darbe ile Makarios koltuğundan indirilerek iktidara el konuldu ve geçici bir süre için Nikos Sampson Cumhurbaşkanlığı’na getirildi Amaç olan Enosis çalışmaları nedeni ile Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etti
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır
Ancak 8 Ağustos'ta II Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır
Türkiye, Rum-Yunan hükûmetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararına vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II Barış Harekatını gerçekleştirdi Apar topar ülkeye dönen Başbakan Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi kanadına ateşkesi kabul etmemeleri halinde hükümetin bozulacağını ifade etti Bu ateşkes ile Erbakan'ın planı hayata geçmemiş oldu Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit oldu

Ordu

Türk Deniz Kuvvetleri

Türk Kara Kuvvetleri

Ana madde: Türk Silahlı Kuvvetleri Türk ordusunun kuruluş tarihi, Mete Han'ın MÖ 209'da düzenli orduya geçtiği tarih olarak alınır Orta Asya’da başlayan uzun öykü, büyük göçlerin neden olduğu hareketlilikle tüm ana karalara yayılmıştı Doğuda, Hun, Göktürk ve Uygur devletleri, Batıda ise 1040 yılında Oğuz kökenli Türklerin kurduğu başka bir Türk devleti Selçuklu İmparatorluğu, Türkleri dünyaya tanıtmış oldu
Türk Silahlı Kuvvetleri nin personel mevcudu 514,350'dirİlgili yasalara göre görevi "2000'li yıllarda, yeni güvenlik sorunlarına ve sorunlara uygun şekilde tepki göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek için;
  • Caydırıcılık,
  • Güvenlik / Harekat Ortamının Şekillendirilmesi,
  • Savaş Dışı Harekat (Barışı Destekleme Harekatı, Doğal Afet Yardım Harekatı ve İç Güvenlik Harekatı),
  • Kriz Yönetimi,
  • Sınırlı Güç Kullanımı,
  • Konvansiyonel Harp gibi faaliyetleri icra etmek"
olarak belirlenmiştir Bu görevleri yerine getirebilmek için çok amaçlı birliklerin kurulması, sayısal fazlalık yerine teknolojik üstünlüğün kurulması, silah ve düzeneklerinin etkinliğini arttıracak teknolojik araştırmaların yapılması ve erken ikaz,darbe, elektronik harp, hava üstünlüğünün kurulması ve darbe gibi ek görevleri de yapmaktadırTürk ordusu Avrupa'da Rusya'dan sonra 2, dünyada ise en güçlü orduya sahip ülke olarak 9 sıradadırNATO'da ise Amerika'dan sonra birliğin gücünü değiştirebilen 2 ülkedir[35]
Türk Silahlı Kuvvetleri;
  • Kara,
  • Deniz,
  • Hava,
  • Jandarma ve
  • Sahil Güvenlik
komutanlıklarından oluşur
Türkiye'de her 20 yaşına gelen Türk genci askere alınır Eğer 20 yaşına geldiği vakit okuluna devam ediyorsa askerliğini erteletir En az 4 yıllık yüksek okul mezunları kısa dönem askerlik yaparlar

Türk Milleti

Ana madde: Türkiye'de yaşayan etnik gruplar
İstanbul'un en ünlü caddelerinden İstiklal Caddesi, Haziran 2007

Atatürk; Türk Milleti'ni
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na Türk Milleti denir" şeklinde açıklamaktadır Bugünkü Türk Milleti'nin temelleri, 20 yüzyılda gerileyen ve toprak kaybeden Osmanlı'nın kendini tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır 1912-13 yılında kaybedilen Balkan Savaşları sonunda Balkanlar'dan Anadolu'ya göçenlerle Türklük şuurunun gelişmesi, Türk Milleti'nin oluşmasında ilk olgudur 1915'deki Çanakkale Savaşı ile de bugünkü Türk Milleti'nin karakteristik özellikleri ortaya çıkmıştır Çanakkale Savaşı Türk Milleti'nin ne olduğunu özetleyen ikinci olgudur Çanakkale'den sonra Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması "Türk Milleti"nin tanımlanmasında üçüncü olgudur
Amerikalı Türkolog Carter V Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir Otobüs Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir Türkçe, Anadolu Türkleri'nin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur
Türk Milleti'nin temel yapı taşını "Orta Asya Türk kültürü" oluşturur Bunun yanında Anadolu'dan kaynaklanan medeniyetler ile İslamın getirdiği medeniyetler de Türk Milleti içinde kendine yer edinmiştir
Sanıldığı aksine Türk milliyetçiliği, dünya'da en son gelişen "milliyetçilik hareketleri"nden birisidir Türk milliyetçiliği Balkanlardaki ayrışmalar sonucunda ancak 20 yüzyılda kendini tanımlamaya başlamıştır Türk edebiyatında, Türk tiyatrosunda, Türk sanat eserlerinde Batı'da olduğu gibi aşırı milliyetçi duygular, yapılanmalar görülmez Osmanlı'dan gelen paylaşma sentezi ön plandadır
Irkçılık veya herhangi bir unsurun diğerlerine baskı yapması anayasanın kesin hükümleriyle yasaklanmış olduğu gibi, halkta da, pek çok Batı toplumunun aksine, ırkçılık eğilimi ve alışkanlığı bulunmaz
Türkiye'de yaşayan herkes etnik kimliğine bakılmaksızın Türk vatandaşıdır Türk milleti ve devleti ayrılmaz bir bütündür Herkesin etnik kimliğine saygı duyulur
Atatürk'ün Türk'ü tarifi;[kaynak belirtilmeli]
Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu Bu sahne 7 bin senelik (en aşağı), bir Türk Beşiğidir Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu Türk oldu Türk budur Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir—Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Demografi [değiştir]

Daha çok bilgi için: Nüfus sayılarına göre Türkiye'deki iller
Türkiye'nin 1927 - 2007 yılları arasındaki Demografi gelişimi
Tarih 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000 2007[36] Nüfus 13648 16158 17821 18790 20947 24065 27755 31391 35605 40348 44737 50664 56473 67804 70,586,256
Nüfusun Yaşa Oranları [değiştir]

(2000 sayımı) 0 - 4 6033346 Erkek Kadın 5 - 9 6449363

10-14 6615428

15-19 6693554

20-24 6390252

25-29 5845812

30-34 5450131

35-39 4759742

40-44 3899599

45-49 3210416

50-54 2453379

55-59 2062228

60-64 1872635

65-69 1513508

70-74 1098952

75-79 720935

80+ 597397


Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi



Tahminen ülke etnisite demogarifisi

Türkiye Nüfusu - 1[37] Türkiye Nüfusu - 2[38] Türkiye Nüfusu - 3[39] Türkiye Nüfusu - 4[40] Türkiye Nüfusu - 4[41] Türkler 55 Milyon Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Kürtler 11500000 12600000 14000000 15000000 18000000 Araplar 550000 870000 1850000 ? ? Zazalar 520000 3000000 1300000 ? ? Lazlar 220000 80000 152000 500000 1500000 Çerkezler + Abhazlar 150000 2500000 970000 2000000 2500000 Gürcüler 70000 -1000000 150000 ? ? Boşnaklar 70000 2000000 37000 ? ? Çingeneler 30000 700000 60000 500000 2000000 Ayrıca bakınız: Türk azınlıklar
Din [değiştir]

Daha çok bilgi için: Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı

Sultanahmet Camii


Rum Ortodoks Patrikhanesi


Neve Şalom Sinagogu

TC vatandaşlarının büyük bir kısmı Müslümandır Müslüman vatandaşların çoğunluğu Sünni mezhebindendir, Sünnilerin çoğu Hanefi'dir Türkiye'deki en büyük ikinci dini mezhep Aleviliktir Bağımsızkaynakların hazırladığı tahmini raporlaraa göre Türkiye'de 8,500,000 ile 10 milyon[42][43] Alevi vatandaş bulunmaktadır Türkiye'deki Alevilerin büyük bir kısmı Sivas, Tokat, Erzincan, Malatya ve Tunceli kökenlidir[44][45] Bunların haricinde Şafii ve Caferi gibi diğer mezheplere dahil vatandaşlar da mevcuttur
Türkiye laik bir ülkedir Dinsel veya etnik özelliğe sahip bir siyasi parti kurulması anayasaya aykırıdır Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet denetimi dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur
Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü Anayasa'nın korumasındadır
1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır
Osmanlı Devleti'nde resmî aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten beri kullanılmıyorken, bu aidiyetin(iyelik) yerine, milli aidiyet(iyelik) olan 'Türk' kavramı getirilmiştir
Toplam nüfusun çok küçük bir oranını gayrimüslimler oluşturur (Türkiye'nin toplam nüfusunun %02'den az) Bunlar 70000 Ermeni Gregoryen[46], 25114 Musevi, 17194 Süryani, 2270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs) [47]
Türkiye'deki Rum Ortodoks, gayrimüslim nüfusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır Balkanlar'da ve Kafkasya'da yaşayan Müslüman topluluklar da Slav - Ortodoks güçleri tarafından Türkiye'ye sürülmüş ya da Türkiye'ye kaçmak zorunda bırakılmıştır

Dil

Türkçe
Türkçe Kategorisi Türkiye'de konuşulan diller Türkçenin lehçeleri Türk dili tartışmaları Türkçenin ses özellikleri Türk Dil Kurumu Türkiye'nin resmi dili Türkçedir Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır Bölgelere göre birçok farklı şivesi kullanılmakdır Eğitimde ve basın kuruluşlarında ise İstanbul ağzı tercih edilmektedir
Tüm halkın iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır Bunlar Abazaca, Arnavutça, Boşnakça Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da;Gürcüce Karadeniz'de; Arapça gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar ve Ermeniler'in bir kısmı ile Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlar
Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir[48] Örnek:
Türkçe İngilizce Almanca Hollandaca ev house Haus huis evde at home, within the house im Haus, zu Hause thuis eviniz your house Ihr Haus uw huis evinizde at your house in Ihrem Haus in uw huis evinizdeyiz we are at your house wir sind in Ihrem Haus wij zijn in uw huis
İdari bölümler [değiştir]

Türkiye'deki iller Türkiye'deki ilçeler Türkiye'deki köyler Türkiye'deki beldeler Türkiye'deki semtler Türkiye, idari ve mahalli şartlar göz önünde bulundurularak çeşitli idari bölümlere ayrılmıştır Merkezi idare kuruluşu bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler ise köylere ayrılmıştır Bunlara Mülki İdare Bölümleri denir İdari bölümlerin tespitinde coğrafi durumları, ekonomik şartları, kamu hizmetlerinin gerekleri ve ulaşım durumları dikkate alınmaktadır Türkiye'de en büyük idari birime il adı verilir Bir il; il merkezi, ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı bütün köyleri kapsar İllerde yönetme ve yürütme görevini, devletin atadığı valiler yerine getirir Cumhuriyetin ilk yıllarında 63 olan il sayısı, değişen şartlar ve ihtiyaçlara göre bugün 81'e ulaşmıştır Gelişmiş bir çok ilçe de il olmayı beklemektedir
İlden daha küçük idari birimlere ilçe adı verilir Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda ilçelerden oluşur İlçelerde mülki amire Kaymakam adı verilir En küçük idari birime ise köy adı verilir Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır
Son nüfus sayımına göre Türkiye'de 81 il, 850 ilçe ve 35000'den fazla köy bulunmaktadır

Ankara

Kırklareli

Edirne

Tekirdağ

Çanakkale

Balıkesir

Bursa

Yalova

İstanbul

Kocaeli

Sakarya

Düzce

Zonguldak

Bolu

Bilecik

Eskişehir

Kütahya

Manisa

İzmir

Aydın

Muğla

Denizli

Burdur

Uşak

Afyon

Isparta

Antalya

Konya

Mersin

Karaman

Aksaray

Kırşehir

Kırıkkale

Çankırı

Karabük

Bartın

Kastamonu

Sinop

Çorum

Yozgat

Nevşehir

Niğde

Adana

Hatay

Osmaniye

K Maraş

Kayseri

Sivas

Tokat

Amasya

Samsun

Ordu

Giresun

Erzincan

Malatya

Gaziantep

Kilis

Şanlıurfa

Adıyaman

Gümüşhane

Trabzon

Rize

Bayburt

Erzurum

Artvin

Ardahan

Kars

Ağrı

Iğdır

Tunceli

Elazığ

Diyarbakır

Mardin

Batman

Siirt

Şırnak

Bitlis

Bingöl

Muş

Van

Hakkari Coğrafya [değiştir]

Türkiye'deki dağlar Türkiye'deki nehirler Türkiye'deki göller Türkiye'nin buzulları Türkiye'deki Millî Parklar Türkiye'nin havzaları Türkiye'nin coğrafi bölgeleri
Türkiye'nin coğrafi bölgeleri

Yüzölçümü [değiştir]

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alırDoğusu ile batısı arasında 76 dakikalık bir zaman farkı vardır Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1660 kilometredir Göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814578 km²'dir izdüşüm alanı ise 783,562 km²'dir [49]Türkiye'ye ait bu iki yüzölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar Trakya'nın yüzölçümü 24370 km² dir Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2875 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8333 kilometredir[50]Kara parçalarının toplam alanı 770760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9820 km²' dir Coğrafi bölgeler [değiştir]

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır Oluşturulan coğrafi bölgelerin herhangi bir siyasi özelliği yoktur ve il sınırlarıyla da çakışmaz[51] Yükseltiler [değiştir]

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşurTürkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 metre'dir Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5137 metreye erişen doruğudur Düzlükler [değiştir]

Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır Akarsular - Göller [değiştir]

Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır En büyük doğal göl, 3713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir[52] Deprem kuşağı [değiştir]

Türkiye, dünya'nın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerindedir [53]Kuzey Anadolu fayı boyunca 1939 yılından bu yana pek çok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır[54] İklim


Türkiye'de Görülen İklim Çeşitleri

Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların konumu ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür
  • Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney kıyısına kadar sokulur Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür Bu iklim tipinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır
  • Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir Kış mevsimi, güney kıyılarına göre soğuk geçer Yağış miktarı fazladır
  • Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır
Türkiye Direyi [değiştir]

Ana madde: Türkiye direyi
Ankara keçisi


Tekesakalı

Türkiye direyi birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda başlıca etkendir Farklı iklim özelliklerinde coğrafi bölgelere sahip olduğu için, biteyinin diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850 cins altında toplanan 9000 tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaşam alanı bulabilmektedirBöylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır Ayrıca Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine kategorize edilebildiğini gösterir
Türkiye direyine ait 160 memeli, 418 kuş, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlı su balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1230 civarında omurgalı tür tanınır Ama bu türlerin bazıları tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır

Türkiye Biteği [değiştir]

Ana madde: Türkiye biteyi Yaklaşık 10 milyon kilometre karelik alana sahip Avrupa Kıtası'nda 12 bin bitki türü bulunurken, benzerine az rastlanan bir bitki zenginliğine sahip olan Türkiye'de 9250'yi aşkın bitki çeşidi bulunuyorTürkiye 3000 adet endemik bitki türüne sahip,bu sayı tüm Avrupa kıtasında ise 2750Türkiye'nin en çok endemik bitkiye sahip iki ili ise 578 bitkiyle Antalya ve 478 bitkiyle KonyaTürkiye haricinde Avrupa´nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan´da sadece 800, rakip ülke İtalya´nın ise 712 endemik bitkisi bulunuyor Toplam bitki sayısında Türkiye´nin 9 bini aşkın bitkisi varken Bulgaristan´ın 3 bin 650, Yunanistan´ın 5 bin, Irak´ın 4 bin, İran´ın 8 bin, Fransa´nın 4 bin 500, Almanya´nın 2 bin 500, İtalya´nın 5 bin 600, İspanya´nın 5 bin, Romanya´nın 3 bin 400, İngiltere´nin 2 bin, Macaristan´ın 2 bin 214, İzlanda´nın 377, Norveç´in ise bin 715 adet bitki türüne sahip oldukları bilini

Türkiye Ekonomisi Türk turizmi
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)
Yeni Türk Lirası
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)
Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC)
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
Yabancıların Türkiye'de mülk alımı
Türkiye Ekonomisi
Keban Barajı


Maslak İstanbul'da bulunan bir finans bölgesi

Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktıBu yüzden hızlı bir kalkınmaya ihtiyaç vardıBunu gerçekleştirmek için 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir İktisat Kongresi toplandıYeni kurulacak devletin ekonomisinin ana ilkeleri belirlendiBu ilkeler II Dünya Savaşı başlayana kadar başarıyla uygulandı1929 - 1939 yılları arasında dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretim artışı %96'yı buldu Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülke, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadı 1924 - 1938 arasındaki 11 bütçenin kesin hesabı denk bağlanmış, 3'ü fazla vermiş, sadece 1'i açıkla (içinde Aşar vergisinin kaldırıldığı 1925 yılı ) kapanmıştır1923-1938 yılları arasında ortalama yıllık % 4-6 oranında reel büyüme hızı elde edildiği halde enflasyon çok düşüktür1930'da TC Merkez Bankası kurulmuş, 1931'de 6127 kilo olan, TC Merkez Bankası âltın mevcudu, 1938'de 26190 kiloya ulaştırılmış, Düyun-u Umumiye Borçlarının, 1933'te yapılan anlaşmaya uygun olarak ödenmesini sürdürülmüş, ödemeler dengesi ile devlet bütçesi dengesi kurularak korunması sağlanmıştır1930-1937 yılları arasında sürekli olarak dış ticaret fazlası sağlanmıştırEn son dış ticaret fazlası 1946'da sağlanmış olup 62 yıldır sürekli açık verilmektedir
II Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir
Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı Öncelikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde özellikle Bursa, Gaziantep ve Kayseri 'de büyük sermaye ve sanayi oluştu Sabancı, Koç, Zorlu gibi kurulan onlarca büyük sanayi holdinginin yanında yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı, dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular
Forbes dergisine göre Mart 2008'den itibaren Türkiye'nin malî merkezi olan İstanbul'da 35 tane bilyoner yaşamaktadır (2007'de 25 taneden bir çoğalma) Böylece İstanbul, Moskova (74 bilyoner), New York (71) ve Londra'dan (36) sonra dördüncü sırada bulunarak Hong Kong (30), Los Angeles (24), Mumbai (20), San Fransisko (19), Dallas (15) ve Tokyo'dan (15) daha çok bilyonere sahiptir[55]
Günümüzde Türkiye ekonomisi, dünyanın en büyük 17 ekomomisidir [56] Hedef ise, cumhuriyetin 100 yılında (2023), dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almaktır

Eğitim


İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Yerleşkesi girişi

Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi Günümüzde bu oran %90'dır Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır Üniversiteye geçiş Öğrenci Seçme Sınavı ile gerçekleştirilir Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır
1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 125'tirÜniversitesi olmayan il yokturShangai Jiao Tong üniversitesinin 2003 yılından beri yürüttüğü kapsamlı araştırma sonucunda İstanbul Üniversitesi dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında gösterilmektedir
Türkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır
1961 Anayasasının 120 maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur[57]
2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir [2]

Kültür

Felsefe

Tanzimat dönemiyle Batılılaşmaya başlayan Türklerde modern felsefe ilk olarak askeri ve teknik alanlarda, medrese dışında kurulan yeni okullarda yerleşti Yanyalı Esat Efendi yeni Aristocu çeviriler yaptı

Ziya Paşa

19 yüzyıldaki yenileşme hareketlerinde Münif Paşa’yla başlayan Batı etkisi, Osmanlı aydınlarını üstün Batı siyaset ve bilimini memlekete uyarlamaya sevketmiştir Yeni Osmanlılar derneğinde toplanan Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Agah Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa Fransız düşünürlerinin etkisinde kaldılar, laik felsefenin ilk başlatıcıları oldular, bu aydınlar geç kalmış Osmanlı aydınlanmacıları ve ansiklopedistleriydi
Cumhuriyetten sonra yayımlanan ilk felsefe dergisi Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası’dır (1927) Kurucuları Mehmet Servet ile Hilmi Ziya Ülken'dir Kadrocular bir siyaset felsefesi geliştirmeye çalıştılar

Edebiyat

Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir
Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür
Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır
Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX asırlar arasında devam eden yazı dilidir İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuşturEğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı
Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur
Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:
  • İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
  • İslamî dönem Türk Edebiyatı
  • Batı etkisindeki Türk Edebiyatı
Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII Asrın sonlarına ve VIII Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir XIV asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder
Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür

Folklor

Halkıyat karşılığı vererek bilimi ilk olarak Ziya Gökalp ile Fuad Köprülü 1913’te dile getirdiler Halkbilimi veya yaygın kullanımıyla folklorun ilk Türk kaynakları Orhun Abideleri’dir Bilimsel döneme kadar çeşitli kaynaklarda atasözleri, efsaneler, hikayeler, masallar, türküler, seyahatnameler bulunmaktadır

Nasreddin Hoca heykeli, Buhara

Türkiye’de folklor araştırmalarında halk edebiyatı, etnoloji ve Türkiyat ile halk kültürünün belli başlıkları ortaya çıkarılmıştır Gelenekler ve töreler doğum, düğün, ölüm kültürleriyle yaygın bir folklor ağıdır Mutfak [değiştir]

Ana madde: Türk mutfağı Bakınız → Türk Mutfağı yemek listeleri Türk mutfağı, Çin ve Fransız mutfaklarıyla beraber dünyanın en zengin mutfaklarındandır Coğrafyası ve tarihi gereği, Türk mutfağı çok büyük bir çeşitlilik oluşturur Türk mutfağı, Mezopotamya ve Balkan mutfaklarıyla etkileşime girmiştir, İstanbul Osmanlı Saray mutfağı da Türk mutfağının önemli bir kısmını oluşturur
Osmanlı Saray Mutfağı'ında çok çeşitli çorba, zeytinyağlı sebze, etli yemek, balık, börek, tatlı mönüleri mevcuttur Saray mutfağı, Bizans İmparatorluğu'dan Osmanlı'ya yüzyılların saray zevki ve tecrübesiyle oluşan elit bir mutfaktır O dönemlerde, Halk ve köy mutfağı ise sade ve basittir
Her yörenin ve köyün kendine özgü yemekleri bulunmaktadır
Günümüzde, Saray kültürü ile halk kültürünün karışımı bir "Türk mutfağı" ortaya çıkmıştır Birçok saray yemeği, halk tarafından benimsenmiştir
Türk mutfağı;
  • Akdeniz kültürü
  • Doğu kültürü
  • Saray kültürü
  • Bozkır kültürü olarak kategorize edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi



Basın - Yayın [değiştir]

Ayrıca bakınız: Türkiye'de radyo ve televizyonun geçmişi
Hürriyet Gazetesi'nin ilk sayısı

Türkiye'de Radyo ve Televizyonculuk basın özgürlüğüne göre yürütülmektedir TRT (Türkiye Radyo Televizyon Kurumu) kamu yayıncılığı yapmakta olup Türkiye'nin ilk televizyon kanalıdır[58]
Türkiye'de 21 ulusal, 14 bölgesel ve de 229 yerel televizyon kanalı yayın yapmaktadır
[göster]
g • t • d

Türk Televizyonları Türlerine göre Çocuk kanalları • Eğlence kanalları • Haber kanalları • Kültürel kanallar • Müzik kanalları • Spor kanalları • Yöresel kanallar • Diğer kanallar Kurumlara göre Doğan Medya Grubu • Samanyolu Yayın Grubu • Doğuş Yayın Grubu • Çukurova Medya Grubu • Turkuvaz Medya Grubu • Yeni Dünya Medya Grubu • Albayrak Medya Grubu • Ciner Medya Grubu • Koza İpek Medya Grubu
3984 sayılı Kanuna göre, Türkiye'de özel yayıncılığı RTÜK denetlemektedir[59]

Sinema

İlk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından çekilen 'Ayastefanos'daki Rus Abidesinin Yıkılışı'[60] (1914) oldu Metin Erksan'ın yönettiği siyah beyaz film Susuz Yaz 1964 Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır[61] 1970'li yıllarda Yeşilçam film sektörü Türkiye'ye sayısız film kazandırdı ve önemi bugün de her zaman belirtilmektedir Türkan Şoray, Filiz Akın, Yılmaz Güney, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ediz Hun gibi daha birçok sanatçının profesyonel oyunculukları bugün bile bir örnek teşkil etmektedir Fakat 1970'li yılların sonlarına doğru pornografik içerikli filmlere ağırlık verilmesiyle, film sektöründe bir yozlaşma süreci başladı Bunun sonucunda eskisi gibi önemli filmler çekilememeye ve de Türkiye genelinde önceden dolup taşan sinemalar bir bir kapanmaya başladı
Politik yaşamın durduğu 80'li yıllarda cezaevinden kaçarak Fransa'ya yerleşen Yılmaz Güney'in Yol filmi Yılmaz Güney ve Şerif Gören'e Altın Palmiye ödülünü getirmiştir[62]
1990'lı yıllarda sinemanın canlanmasında "Eşkiya" filmi bu bağlamda adeta ön rol oynamıştır 2000'li yıllara girilmesiyle Türkiye'de birçok film çekilmeye başlanmıştır Her ne kadar Yeşilçam'da olduğu gibi henüz bir sektör haline gelmese de, bazı yönetmenlerin çabalarıyla iyi işler çıkartılabilmektedir Örneğin Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğindeki "Uzak" adlı film 2003 Cannes Film Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü kazanmıştır Aynı şekilde Fatih Akın'ın yönetmenliğinde çekilen "Gegen die Wand" (Duvara Karşı) adlı film, Berlin Film Festivali'nde "Altın Ayı" ödülünü kazanmıştır[63]
"Kurtlar Vadisi Irak" adlı 10 Milyon dolar bütçeyle Türkiye'nin en masraflı yapımı unvanını taşıyan film, Anti-Amerikanizm içerdiği iddialarıyla Türkiye'de olduğu kadar yurt dışında da çok tartışılmaktadırGünümüzde ise yani 2009 da AROG ve Recep İvedik 2 gündemdedir

Müzik

Günümüzde Türkiye'deki müzik türlerinin başlıcaları şunlardır:
  • Türk Pop Müziği
  • Türk Halk Müziği
  • Türk Sanat Müziği
  • Tasavvuf Müziği
  • Yeni Akımlar: Alternatif rock, Anadolu rock, Karadeniz rock, Metal, Türkçe dans, Türkçe Jazz, Türkçe Rap Müzik, protest müzik ve özgün müzik

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.