Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, boşluğu, hakkında, tanımı, uzay, uzayın

Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi



Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi
Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi
Güneş dünyaya 150 milyon km uzaklıkta,gaz halindedirDış yüzeyi 6000 derece sıcaklıktadır ve merkezine doğru sıcaklık artarak milyonlara çıkan bir ateş küresidirGüneş,dünyadan1300000 defa daha büyüktür
Saatte 100 km giden bir tren,hiç durmadan dünyayı 16 günde dolaşabildiği halde,Güneş'in etrafını 5 yılda bitirebilirGüneş'ten her gün dünya kadar bir parça koparabilsek,3600 yılda ancak bitirebiliriz
Ay'da Dünyadan 384000 km mesafededirDünyadan 40 defa daha küçütür ve kaya kütlesi halindedirAy, dünya erafında Dünyada kendi etrafında ve Ay'la birlikte güneşin etrafında dönmektedirGüneşin etrafında Dünya gibi dönen çeşitli büyüklük ve uzaklıkta 8 gezegen daha vardır ve hepsine birden Güneş Sistemi denirGüneş gibi milyarlarca yıldız ve sistemlerinin meydana getirdiği muazzam topluluğa Samanyolu " Kehkeşan " denir ve yaz geceleri gözlenebilirUzayda binlerce Samanyolu gibi yıldız toplulukları vardır
Gözümüzde pek çok büyüttüğümüz dünyamız milyarlarca yıldızdan biri olan Güneş etrafında dönen çok küçük bir gezegendir

Alıntı Yaparak Cevapla

Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uzay Uzay Nedir? Uzayın Tanımı - Uzay Uzay Boşluğu Hakkında Bilgi



Uzay Boşluğu Ne Anlama Gelir Uzayda Boşluk Nedir?

Göründüğünün tam tersine, evren çok az sayıdaki maddi cisimlere göre çok daha büyük oranda bir boşluktan oluşmuştur: nitekim gökcisimleri, yıldızlar arası boşluk’ta tek tek kalmışlardır Maddenin en küçük düzeyinde, yani atomda da elektronlarla çekirdek arasında oldukça büyük bir boşluk yer alır
İlkçağ’dan beri Aristoteles gibi bilginler, «doğanın boşluktan nefret ettiğini» öne sürerlerdi Bu eski fizik biliminin açıklayamadığı bazı olayları bir nedene bağlamak için yarattığı ünlü bir deyim olmuştur
İtalyan fizikçisi Torricelli (1608-1647) ancak XVII yy da atmosfer basıncı konusundaki denemeleri sırasında, barometrik boşluğu gerçekleştirerek bunun tersini kanıtlamıştır 1654 yılında, Alman Otto von Guericke bir cam fanus içindeki havayı boşaltan, hava boşaltma makinesini icat etti

Günümüzde bütün laboratuvarlarda ve sanayide bunun için geliştirilmiş araçlar (döner tulumbalar, sulu veya civalı hortumlar) kullanılır Bütün bu makineler hava veya gazı tam olarak boşaltamazlar, çünkü her birinin bir boşluk sının vardır Yıldızlar arası boşluk bile tam değildir: içinde yoğunluğu azalmış gazlar ve tanecikler bulunur

Ağırlıkları ne olursa olsun bütün cisimler boşlukta eşit hızla düşer Boşluk, sıvıların daha düşük bir sıcaklıkta kaynamasını sağlar Boşluk, soğuk ile birlikte kullanılırsa besinlerin korunmasına (konserve) yardım eder (havasız kutulara kapatma)

Uzay nedir ? Uzay , boşluk mudur ? Uzay nasıl eğrilebilir ?Uzayın eğriliği ile kastedilen nedir?

Einstein, evrenin geometrisinde yanıldığımızı anladı Örneğin iki paralel ışığın uzayda hiç kesişmeden gideceğini sanırız Çünkü Öklid geometrisinin sonsuz düzleminde paralel çizgiler kesişmez Doğrunun iki nokta arasındaki en küçük uzaklık olduğunu söyleriz
Bir zamanlar insanoğlu, Dünya' nın düz olduğunu düşünürdü Bugün Dünya' nın yuvarlak olduğunu biliyoruz İzmir ile New York arasındaki uzaklık düz bir yol değil, bir çember yayıdır Dünya söz konusu edildiğinde bile Öklid geometrisi geçerli değildir Ekvator' un iki noktasından Kuzey Kutbu' na çizilen dev üçgenin iç açıları toplamı 180 derece değildir; daha büyük bir derecedir Dünya üzerinde dev bir çember çizilse, çevresi ile yarıçapı arasındaki oran klasik değer "pi sayısı"ndan küçük çıkar Çünkü bu dev çember bir düzlemde değildir Dünya' nın yuvarlaklığından kimse şüphe etmez Fakat insanoğlu bu gerçeği, Dünya' dan ayrılıp ona uzaktan bakarak bulmamıştır Bu, Dünya' da dururken de, kolayca gözlenen olayların uygun matematiksel açıklaması ile rahatça anlaşılabilir Einstein de astronomik gerçekleri dikkate alarak yeni bir evren modeli ortaya attı
Öklid geometrisi, bir çekim alanı içinde geçerli değildir Çekim alanında doğruların, düzlemlerin anlamı olsa bile pek basittir Işık bile çekim alanı içinden geçerken düz bir çizgi üzerinde gitmez Çünkü çekim alanının geometrisi, içinde doğru bulunmayan bir geometridir Işığın çizebileceği en kısa yol bir eğri, ya da alanın geotrik yapısının belirlediği büyük bir çemberdir Bir çekim alanının yapısını düşen cismin kütlesi ve hızı belirler Bir bütün olarak evrenin geometrik yapısına biçim veren de evrende bulunan maddelerin toplamı olmalıdırEvrende her madde toplanmasına karşılık uzay-zaman sürekliliğinde bir biçim bozulması vardır Her gök cismi, her galaksi uzay-zamanda, bölgesel bozukluklar meydana getirir; denizdeki adaların çevresinde görülen çalkantılar gibi Madde toplanması ne kadar yoğun olursa, bunun sonucu olan uzay-zaman eğrilmesi o kadar büyük olur Sonuç olarak tüm uzay-zaman süreklisi bir bütün eğridir Evrendeki hesaplanamaz madde kütlelerinin oluşturduğu biçim bozukluklarının yerleşmesi, sürekliliğin büyük bir kozmik eğri halinde kendi üzerine kapanmasına yol açar Bu nedenle Einstein evreni Öklid' inkinden ayrıdır ve sonsuz değildirYerde sürünen bir solucan Dünya' yı düz ve sonsuz görür Bunun gibi yerdeki bir insana bir ışın düz çizgi üzerinde sonsuza gidiyormuş gibi görünebilir Einstein evreninde doğrular yoktur; yalnız büyük çemberler vardır Uzay sonsuz değildir, fakat sınırsızdır(Evren ve Einstein s: 110-115)
Einstein evreninde yüz milyonlarca ateş halinde yıldızı ve hesaplanamayacak ölçüde seyrek gaz, soğuk demir, taş ve kozmik toz sistemlerini tutan milyarlarca galaksiyi içine alacak büyüklüktedir Bu evrende, saniyede 300 bin kilometre hızla uzayda yola çıkan bir Güneş ışını, büyük bir kozmik çember çizecek ve 200 milyar yıldan biraz sonra kaynağına dönecektir( Evren ve Einstein s:117)
Bununla birlikte Einstein, kendi evren bilimini geliştirirken, yıllarca sonra açıklanan astronomi olayını bilmiyordu Yıldızların ve galaksilerin hareketlerini rasgele sayıyordu Einstein, evreni durgun saydı Oysa evren genişliyordu Bütün galaksiler, sistemli olarak bizimkinden uzaklaşıyorBu sonuç o kadar önemlidir ki, bunun nasıl ortaya konulabildiğini göstermek yararlı olacaktır
Oldukça yakın galaksilerin uzaklığının belirtilebilmesi onların içinde iyi bilinen çeşitli örnek yıldızların tanınması yolu ile olur Bu yıldızlar için değişme devrelerinin, onların kendi öz aydınlatma miktarı ile belli olduğu bilinmektedir Bu uzaklıkların, elverişli bir şekilde bulunabildiğini söylememize olanak sağlayan başka yöntemler de vardır ki, bunların sonuçları, oldukça iyi sayılabilecek derecede diğer yöntemlerin sonuçları ile çakışırlar
Galaksilerin hızlarını, bunların görünür ışıktaki ışımalarını çözümleyerek de belirlemek olanaklıdır
Şimdi herkes, evren ve zamanın kendisinin, büyük patlamada bir başlangıcı olduğunu düşünüyor Ve Hawking, sitemini şöyle dile getiriyor: "Bu , birkaç değişik kararsız taneciğin keşfinden çok daha önemli olmakla birlikte, Nobel Ödülleri ile değerlendirilebilmiş bir buluş değildir" (s: 28)
İki karadelik çarpışır ve birleşirse, sonunda ortaya çıkan karadeliğin alanı, baştaki karadeliklerin alanlarının toplamından daha büyüktür Bu durum, termodinamiğin ikinci yasasına göre, entropinin davranışına çok benzemektedir Entropi, hiç azalmaz ve tüm sistemin entropisi, onu oluşturan parçaların entropileri toplamından büyüktür Bir karadeliğin kütlesindeki değişme, onun olay ufkunun alanı da değişmeye, açısal momentumundaki değişmeye ve elektrik yükündeki değişmeye bağlıdır Bir karadeliğin uzay ufkunun her yerinde yüzey gravitesi aynıdır Bu benzerlikten cesaret alan Bekenstein 1972' de olay ufku alanının belli bir katının karadeliğin entropisi olduğunu ileri sürdü "Lakin bu teklif tutarlı değildi Eğer karadelikler, olay ufkuyla orantılı bir entropiye sahip olsalardı, yüzey gravitesiyle de orantılı, sıfırdan farklı bir sıcaklıkları olurdu Karadeliğin, kendi sıcaklığından daha düşük sıcaklıktaki bir termal ışınımla temasta olduğunu düşünelim Karadelik, ışınımın bir kısmını yutarken dışarıya birşey gönderemeyecektir Zira klasik kurama göre, karadelikten bir şey çıkamazBu durumda, alçak sıcaklıktaki termal ışınımdan, yüksek sıcaklıktaki karadeliğe ısı iletilmiş olacaktır Bu ise, genelleştirilmiş ikinci yasaya aykırıdır Çünkü termal ışınımdan entropi kaybı, karadelik entropisindeki artmadan daha büyük olurdu Lakin, bundan sonraki konuşmamda göreceğimiz gibi, karadeliklerin, tama da termal özellikte bir ışınım yaydıkları keşfedilince, tutarlılık yeniden sağlandı Bu sırf bir tesadüf veya bir yaklaşım sonucu olamayacak kadar güzel bir sonuçtur Böylece karadeliklerin gerçekten bir iç gravitasyonal entropisi olduğu anlaşılıyor Göstereceğimiz gibi bu, bir karadeliğin basit olmayan topoljisi ile ilgildir İç entropinin anlamı, graviteni çoğunlukla kuantum kuramıyla ilgili olanın dışında, ek bir belirsizlik düzeyi ortaya çıkarmasıdır Bu nedenle, "Tanrı zar atmaz" dediğinde, Einstein yanılıyordu karadelikler dikkate alındığında, Tanrının zar atmakla kalmayıp, bazan zarları görülemeyecek yerlere de atarak bizi şaşırttığı görülmektedir" (Uzay ve Zamanın Doğası s: 34-35 )
Gravitenin hiç olmazsa normal durumlarda, daima çekici olduğunu gördük Eğer gravite elektrodinamikteki gibi bazen çekici, bazen de itici olsaydı, on üzeri kırk kere(10 40) daha zayıf olduğu için onu hiç fark edemezdikAncak, gravitenin daima aynı işareti taşıması nedeniyle, bizimle Dünya gibi iki makroskobik cismin taneciklerinin arasındaki gravitasyonal kuvvetler, bizim hissedeceğimiz ölçüde bir kuvvet toplamına yol açar Gravitenin çekici olması, onun evrendeki maddeyi yıldız ve galaksi gibi cisimler oluşturmak üzere bir araya getirecek şekilde davranacağı manasına gelir Daha fazla sıkışmaya karşı madde, yıldızlarda termal basınç ile galaksilerde de iç hareketler ve dönmelerle bir süre direnir Ama en sonunda ısı veya açısal momentum dışarı taşınacak ve cisim büzülmeye başlayacaktır Eğer kütle, Güneş' in kütlesinin bir buçuk katından küçükse, elektron veya nötronların dejenerasyon basıncı nedenle büzülme durabilir Cisim de buna göre bir beyaz cüce veya bir nötron yıldızı haline yerleşir Fakat, kütle bu limitten büyükse, büzülmeyi durdurabilecek bir şey yoktur Belirli bir kritik büyüklüğe kadar küçülünce, onun yüzeyindeki gravitasyonal alan o kadar kuvvetli olacaktır ki, ışık konileri içeri doğru kıvrılacaktır Bunun size dört boyutlu bir resmini çizmek isterdim Fakat, hükümet tasarrufları Cambridge Üniversitesini ancak iki boyutlu ekranlarla yetinmeye zorluyor Bu nedenle zamanı düşey doğrultuda üç uzay doğrultusunun ikisini perspektif olarak gösterdim
"Uzay-zamanın, içinden sonsuza kaçmanın mümkün olmadığı bölgesine karadelik denir Bunun sınırı olay ufku adını alır Olay ufku, sonsuza kaçamayan ışık ışınlarının oluşturduğu bir boş yüzeydir Saçsızlık teoremleri, bir cisim karadelik oluşturacak şekilde çökerken büyük miktarda enformasyonun kaybolduğunu gösteriyor Daha önceleri, bu enformasyon kaybı önem taşımıyordu Çünkü Çökmekte olan bir cisimle ilgili bilgilerin karadelik içinde kaldığı düşünülüyordu karadelik dışında bulunan bir gözlemci için çöken cismin nasıl bir şey olduğunu belirlemek çık zordur Ama klasik kuramda bu ilke olarak olanaklı görülüyordu Gözlemci, çökmekte olan cismi gerçekte hiç gözden kaybetmeyecektir Buna rağmen o yavaşlayacak ve olay ufkuna yaklaştıkça daha da kararacaktır Fakat gözlemci hala onun hangi maddeden yapıldığını ve kütlesinin nasıl dağıldığını görebilecektir Kuantum kuramı bunun hepsini değiştirmiştir Önce, çöken cisim olay ufkunu geçmeden önce sadece sınırlı bir miktarda foton gönderecektir Bunlar, çöken cisim hakkında tüm bilgiyi taşımaya yetmeyecektir Bunun anlamı, kuantum kuramına göre, dışarıdaki bir gözlemci için, çöken cismin durumunu ölçmenin mümkün olmadığıdır Bunun çok önemli olmadığı, çünkü dışardaki bir kişi ölçemese de enformasyonun hala karadelik içinde olduğu düşünülebilir Fakat işte burada, kuantum kuramının ikinci etkisi ortaya çıkıyor Göstereceğim gibi, kuantum kuramı karadelikleri ışıtır ve kütle kaybettirir En sonunda bunlar tamamen yok olurken, içlerindeki tüm enformasyonu da birlikte götürürler Bu enformasyonun gerçekten de kaybolduğu ve başka bir şekilde geri gelemeyeceği lehinde argümanlar vereceğim Göstereceğim gibi, bu enformasyon kaybı, fiziğe, kuantum mekaniği ile ilgili olanın dışında ve onun üzerinde, yeni belirsizlik düzeyi katmaktadır"
1973 yılında bu olayı ilk defa incelediğim zaman, çökme sırasında bir emisyon patlaması olacağını, fakat ondan sonra tanecik yaratılmasının duracağını ve geride gerçekten siyah bir kara cisim kalacağını bulmayı umuyordum Fakat büyü şaşkınlıkla, çökme sırasındaki bir patlamadan sonra geriye, sabit hızda bir tanecik yaratımı ve emisyon kaldığını buldum(s:56) Bir süredir, kuvvetli bir elektrik alanında pozitif ve negatif elektrik yükü taşıyan tanecik çifti yaratıldığı bilinmektedir(s:67) Karadelikler, elektrik yükü de taşıyabildiği için, bunların da çift yaratılabileceği düşünülebilir Lakin bunun miktarı, elekton-pozitron çiftleri ile karşılaştırıldığında çok küçük bulunacaktır Zira, kütle bölü yük oranı on üzeri yirmi defa daha büyüktürBu şu demekti: karadelik çiftleri oluşturmak üzere önemli bir ihtimal belirmesinden çok daha önce, herhangi bir elektrik alanı, elektron-pozitron çiftleri yaratımı ile nötralize olacaktır Bunun yanında, magnetik yüklü karadelik çözümleri de vardır Magnetik yüklü tanecik olmadığı için, böyle karadelikler, gravitasyonel çökme ile yaratılamazlar Fakat bunların, kuvvetli bir magnetik alanda çiftler şeklinde yaratılabileceği düşünülebilir Bu durumda adi tanecikler magnetik yük taşımadığı için, adi tanecik oluşması ile arada bir rekabet yoktur "Bu nedenle, magnetik yüktlü bir karadelik çifti yaratabilecek kadar büyük bir ihtimal olabilmesi için, magnetik alan yeter derecede kuvvetli olabilir" (Uzay ve Zamanın Doğası, 69)
Normal olarak, saf bir kuantum durumunda bulunan bir sistem, üniter bir şekilde, bir saf kuantum durumları dizisinden geçerek sonuçlanır Fakat karadeliklerin ortaya çıkması ve ortadan kaybolmasıyla enformasyon kaybı olursa, üniter bir evrim olamaz Onun yerine, enformasyon kaybı, kardelikler ortadan kaybolduktan sonraki nihai duruma, karışık kuantum durumu denebileceği anlamına gelecekttir Buna, her biri kendi olasılığı ile farklı, saf kuantum durumlarının topluluğu olarak bakılabilir Fakat o kesinlikle belirli bir durumda olamayacağı için, nihai durumun olasılığı, herhangi bir kuantum durumuna müdahale ile sıfıra düşürülemezBu demektir ki, gravite, fizikte ekseri kuantum kuramı ile ilişkilendirilen belirsizliğin dışında ve onun üzerinde, yeni bir önceden bilinemezlik düzeyi getirmektedirGelecek konuşmamda, bu ek belirsizliği zaten gözlemiş olabileceğimizi göstereceğim Geleceğin kesin olarak öngörülebileceğine dair bilimsel determinizmin ümidine , bununla bir son verilmektedir

İçinde maddesel iletken olmadığından sesi iletmez; ısıya karşı da mükemmel bir yalıtkandır Buna karşılık, ışınları geçirir: Güneş’in sıcaklığını işte bu yüzden duyarız: Güneş ışığı gezegenler arası boşluğu ısıtmadan gelir, Dünya’yı ısıtır; gene bu boşluk sayesindedir ki, bulutsuz gecelerde, çok uzakta olmalarına rağmen yıldızların ışığını açık seçik görebiliriz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.