Cadılar |
10-11-2008 | #1 |
KRDNZ
|
CadılarCadı, birçok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan insan Cadılar erkek ya da dişi olabilirler Cadılık günümüzde bir din olarak kabul görmeye başlamış ve adına ingilizce witchcraft adı verilmiştir Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır Esasında Şaman Dininin daha modernize ve sistamatize edilmiş şekli olarak görülebilir Eski Yunancada "witch" tedavi eden iyleştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir Cadı, dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"tır (TDK) İkinci anlamı ise, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın" dır Eski dilde güzel gözlü kadın manasına da gelmektedir Günümüzde 15 yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen, büyücü bir kadını temsil eder Harry Potter gibi öykülerde de görülebildiği üzere erkekler de cadı olabilmektedirCadılar hayatta ne yaparsan 3 katıyla sana döner inancını paylaşırlar Eğer bir kötülük yaparsan 3 misli sana dönecektir, aynı şekilde eğer iyilik yaparsan 3 katı sana dönecektir inancını paylaşırlar Bundan dolayı cadılar asla kötü bir şey yapmak ya da zarar vermek istemezler, bilirler ki yaptıkları kötülük fazlasıyla kendilerine dönecektir Afrika'dan, Avrupa'ya; Hindistan'dan, Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin veya cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz Cadılık dünyanın pek çok ülkesinde farklı adlar ve şekillerde uygulanabilmektedir Macumba Afrika büyüsüdür, buna karşılık Haiti adalarında bu büyücülük sanatına verilen ismi Voodoo'dur Cadılar dünyadaki bütün din ve inanışların hepsine önem verir onların büyüsel uygulamalarını kullanırlar Eğer ki; cadı kelimesini, süpürge ile gezinen, kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan, büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden; dul kadınları temsil eder Realistik olarak incelemek istersek; dul kadınların 15 ila 17 yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir Var olmasının ana sebebi de ekonomiktir 18 yüzyılın ortası itibarıyla cadıların yerini falcılar almıştır 19 yüzyılın ortalarında; Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına giren cadı; halen günümüzde popülerliğini korumaktadır Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak , bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir Bu sembolün halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır Avrupa'da ve Amerika'da binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır Galileo gibi aydınlanma çağının birçok biliminsanı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır Salem Cadı Olayları Salem cadılarının bilinen öyküsü söyle; Aslında Salem Cadılarının 1692-93 yılları arasında yaklaşık 130-140 kişinin tutuklanmasına ve 19 kişinin asılmasına ve 1 kişinin de ezilerek öldürülmesine sebep olan kızlar oldukları sanılmaktadır İngiliz kolonilerinin yasadığı Massachusetts yakınlarında bulunan Salem Kasabasının önde gelen tüccarlarından Samuel Paris, bir dönem Barbados'la ticaret yapmış, oradan gelirken de yanında eşine ev işlerinde yardımcı olabileceklerini düşündüğü bir çift köle getirmişti; John ve Tituba Tituba, Paris'lerin 9 yaşındaki kızı Betty ve 11 yasındaki yeğenleri Abegail'in bakıcılığını yapıyordu Özellikle kışın soğuk havalarda, kızlar, evin dışına çıkamıyorlar ve vakitlerinin çoğunu Tituba'nin yanında geçiriyorlardı O da onlara can sıkıntılarını atmaları için bir sürü vudu büyücüleri ve büyüleri içeren Barbados hikayeleri anlatıyordu Onları şok edebilecek kadar ilginç ve kötü öğeler içeren bu hikayelerden etkilenmeye başlayan kızlar, çok geçmeden Tituba'dan aldıkları bilgilerle kasabadaki yaşıtları olan diğer kızlarla birlikte karanlık işlerle uğraşmaya başladılar İlk zamanlar, bir bardak içindeki suya yumurta akı koymak suretiyle ilkel olarak oluşturdukları kristal kürelerde birbirilerinin fallarına baktılar Birbirlerinin kocalarının neye benzeyeceği konusunda yorumlar getiriyorlar ve eğleniyorlardı Ancak eğlenceli ve can sıkıntısını gideren bir oyun gibi devam eden olay, bir kabusa dönüşmeye başladı 1692 yılının Ocak ayından sonra kızlar, sara gibi nöbetler geçirmeye, garip sesler çıkarmaya, yerlerde ve çukurlar içinde sürünmeye, acı içinde vücutlarının eğip bükmeye başladılar Kızlar, Tituba'nin büyüleriyle olan ilgilerini gizlemek için mi yoksa gerçekten büyülenmiş olabileceklerinden korktuklarından mi bilinmez; kasabada o güne kadar bu tür olaylarla hiç adları geçmemiş cadıları suçladılar O dönemlerde cadı büyülerinin hastalık ve ölüm sebebi olduğuna ve cadıların, güçlerini Şeytan'ın kendisinden aldıklarına inanılırdı Bu sebeple, bu acılar içindeki masum görünüşlü kızların acılarının sona erdirilmesi için, onları bu hale koyan cadıların bulunmasına karar verildi Soruşturma sırasında kendi yaptıklarının ortaya çıkmasından korkan kızlar, bazı isimler vermeye başladılar Soruşturmadan hemen önce Mary'nin teyzesi, cadıları bulmak için büyüden yararlanmak istedi ve Tituba'ya tarifi eski İngiliz reçetelerinden alınan bir Cadı Pastası yapmasını emretti Çavdar ve büyülenmiş kızların çisleriyle yapılacak olan pasta, bir köpeğe yedirilecekti Sonrasında da köpek ya çıldıracaktı ya da gidip yeni sahibi olan cadıyı bulacaktı Paris, Şeytan'dan kurtulmak için Şeytan'dan fayda bekleyen bu kadına çok kızmıştı; fakat artık olanlar olmuştu Paris, kilisede; "Aramızda Şeytan geziniyor, Öfkesi yıkıcı ve korkunç olacak ve en kötüsü ne zaman susturulabileceğini ancak ve ancak Tanrı bilir" diye konuşma yaptı İlk suçlananlar; Tituba, kocasının yokluğu zamanında ailesiyle tek başına kalan Sarah Good ve uşağı ile evlenmeden ayni evde nikahsız yaşayan yaşlı kadın, Sarah Osborne oldular ve bu üç kadın hemen tutuklanarak mahkemeye çıkarıldılar Kadınların sorguları esnasında ise küçük kızlar, sara nöbetleri geçirmeye başladılar ve cadıların hayaletlerinin mahkeme salonunda dolaştıklarını, onlara; saldırıp tırnakladıklarını, ısırdıklarını söylediler Mahkeme heyeti tarafından bunları yaptırmamaları konusunda uyarı alan Sarah Good ve Sarah Osborne, masum olduklarını ve olaylarla bir ilgileri olmadıklarını yinelediler Cadı pastası olayından bu yana sürekli olarak Paris'ten dayak yiyen ve küçük kızlara anlattığı hikayelerin ortaya çıkmasından korkan Tituba, cadı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı Kendisini kurtarmak için ise; kapkara bir köpeğin onu tehdit ettiğini ve kızlara işkence yapması için zorladığını, biri kırmızı diğeri siyah iki kedinin de, onu emri altına almış olduğunu söyledi Ayrıca geceleri her iki Sarah ve onların hayvanları ile birlikte cadı toplantılarına uçarak gittiklerini anlattı Bununla birlikte, onu evvelki gece küçük Ann'e saldırmak için zorladıklarını söyledi Bu itiraflar sırasında, "Bir evvelki gece cadılar, benim kafamı kesmeye çalıştılar!" diyerek bağırdı Ann Bunun üzerine küçük Ann'den de tasdik gelince, kadınların üçünün de cadı olduklarına kesinlik getirildi Tituba, ölüme gideceğini anlayınca esas büyük darbeyi Sadem Kasabasına indirmeye karar verdi ve cadıların üç kişiyle sınırlı olmadığını açıkladı Ona göre Salem'de 6-7 kişilik bir cadı grubu vardı ve bu grup uzun boylu, beyaz saçlı ve hep siyah cübbeler giyen gizemli bir adam tarafından yönetiliyordu Sonraki günlerdeki sorgularında Tituba, siyahlar içindeki bu adamın gelip kendisine defalarca Seytan'in defterini imzalatmaya çalışmıştı ve o arada defterde Salem'de yaşayan 9 kişiye ait imzayı gördüğünü anlattı Kızların üzerinden hayaletleri çekmesi için uyarılan kadınlardan yaşlı olan Sarah Osborne, ağır zincirlere dayanamadı ve öldü Bu, dava içindeki ilk ölümdü Böylece ilk iki Cadı Boston hapishanesine gönderilirken mahkeme heyeti diğer cadıların peşine düşmeye karar verdi Kasabada yaşayan cadı grubunun haberini alan mahkeme, kızları daha fazla isim vermeleri için zorlayınca, Ann R daha önceden intikam duygusuyla dolu olan annesinindi zoruyla, kasabanın kongre üyelerinden birisinin karısı olan Martha Corey'i suçladı Martha, küçük Ann'i bu saçma suçlamadan vazgeçirmek için onu ailesinin yanında ziyarete gitti Ancak Ann, korkunç nöbetler geçirmeye başladı ve onun hayaletinin bir adamı kazan içinde pişirirken gördüğünü söyledi Kızlardan Merci ise, başka cadıların da ona katıldığını ve kendisini Şeytan'ın defterini imzalaması için zorladıklarını anlattı Martha Corey, mahkemede kendisini savunurken oldukça başarılı idi Ne var ki kızlar, onun savunması sırasında derin acılar içindeydiler ve mahkemeye ısırık izlerini gösteriyorlardı Kasaba Heyetinden olan kocası bile, onu itiraf etmesi için zorlamıştı Bir sonraki sanık ise bölgenin önde gelen isimlerinden Rebecca Nursa idi İlk mahkeme sırasında, eğer bu iki kadın suçlanmış olsalardı, sanırız ki mahkeme heyeti, kızları yalancılıkla suçlayacaktı Ancak olaylar öyle bir hâl almıştı, ki herkes kızların ağızlarından çıkacak isimlere bakıyordu Rebbeca'yı da, yine Ann R'nin annesi suçlamıştı Diğer kızların da kendilerini tasdiklemesi üzerine, aslında kilise mensubu olan bu kadın da okkanın altına gitti Bu arada, Sarah Good'un 4 yaşındaki kızı da bu suçlamalardan nasibini aldı ve annesi ile birlikte çalışmaktan suçlandı Bu karambol esnasında Mary'nin yanlarında hizmetçi olarak çalıştığı Procten ailesi (Ki bu aile, eğer nöbetler geçirmeye devam ederse Mary'i çok kötü döveceklerini söylemişlerdi ve bu da bir nevi cadılık sayılırdı), Rebbeca'nın kız kardeşi (çünkü ablasının asılsız olarak suçlandığını iddia ediyordu) ve tabî ki, meşhur Tituba'nin herşeyden habersiz kocası John, tutuklandılar Kızlardan Abegail ise, Mary'i defteri imzalamış olmakla suçladı (Çünkü Marj yanında çalıştığı aileden korkmuş ve yaptığı suçlamaları geri çekmek zorunda kalmıştı) Böylece küçük kızlar, kendi aralarında bir otokontrol mekanizmasını oluşturdular Ya cadı olarak birilerini suçlamak zorundaydılar ya da kendileri cadı olarak suçlanacaklardı Marj ile Martha'nin kocası olan Giles, uzun yıllardır Sadem Kasabasında yasayan ve Sansasyonel partiler veren Bridget Bishotl ve zaten aklı yerinde olmayan ve cadı suçlamasını seve seve kabul eden Abegail Hobes da tutuklandılar Nisan ayında mahkeme, bu aklı bozuk kadının suçlamalarına dayanarak, kasabadan 9 kişiyi daha tutukladı (Çok yaşlı bir adam olan Nenemiah, kendi anne ve babası, Birdget'in oğlu ve karısı, Rebbeca'nın diğer kardeşi Marj Esti, Zenci bir köle, Sarah Wilds ve zengin bir tüccarın karısı olan Lika English) Artık mahkemeye sanık olarak sadece Salem Kasabasındakiler değil; komşu kasabadakiler bile çağrılır hale gelmişti olaylar Sanıklar, sürekli iddiaları reddediyor; kızlar ise, ısrarla nöbet ve çığlık krizleri ile birlikte, onları suçlamaya devam ediyorlardı Yeni sanıklardan ise sadece Nenemiah'ın bir cadı olmadığını açıkladılar Bu hesaplarına göre onlar; yaşlı, savunmasız ve suçsuz insanları suçlamayacak kadar masum ve acı çeken zavallı kızlardı Diğerleri ise, tutuklandılar Olaylar, çok kısa süre içinde gelişiyordu Nisan ayının sonuna gelindiğinde ise, 6 cadı daha tutuklandı Artık sanıklar ve hikayeleri o kadar çok artmıştı ki; herkes, olayın baslangıcını bile unutmaya başlıyordu nerdeyse Bu hikayeler içinde en ilginç olanlardan birisi ise söyle gelişmişti: Maine'de oturan George Burroughs, tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı Eski zamanlarda Salem Kasabasında bir süre papazlık yapmış bir adamdı ve o dönemde kasaba sakinlerinin bir kısmı ile tabî ki özellikle Ann R annesi ile pek geçinememişti ve bu da intikam için oldukça iyi bir yoldu Onu ilk suçlayan Ann R, bir papazın kendisine imzalaması için defteri getirdiğini ve adının ise Burroughs olduğunu söylediğini, bundan önce ise, bir çok insani kurban ettiğini artık kendisinin cadıdan bile üstün mertebede şeytana çok yakın bir varlık olduğunu anlattı Senaryo, birbirine çok iyi bağlanıyordu Herkes, Tituba'nin bahsettiği siyah cübbeli adamın bu olduğuna emin olmuştu Mahkeme, cadı grubunun efendisini, şeytanın uşağını yakalamış olmakla müthiş bir gurur duymaya başladı ve tutuklanmalar son hızıyla devam etti 1692 yılı, Mayıs ayının sonu geldiğinde, küçük kızların suçlamaları yüzünden hapiste ve sorguda olmak üzere nerdeyse 95-100 kişi kadar tutuklanmıştı Bazı yasal zorunluluklardan dolayı, bu suçlular bir üst mahkemeye çıkana kadar beklemek zorundaydılar Massachusetts'sen yetkili bir yargıç gelince; asıl davalar, Haziran ayını buldu Davası ilk sonuçlanan, Bridget Bisholt oldu İki gün sonra da asıldı Bu arada Yargıçlardan birisi, kızların mahkeme sırasında gördükleri hayaletlerin yeterli delil oluşturmayacağını ve davaların düşmesi gerektiğini savunarak mahkeme heyetinden ayrıldı Tabi ki onun bu hareketi, cadılıkla suçlanmasına sebep oldu Masum kızlar, önlerinde hiçbir engel tanımıyorlardı Bu hayalet görme olayları, mahkeme heyetince de çeşitli uzun tartışmalara konu oldu ve sonuç olarak bunların tam bir delil teşkil edilemeyecigine karar verildi ve başka güvenilir yollar aramaya başladılar Cadıları, kızlara dokundurmaya karar verdiler ve bu da diğerinden farklı değildi Kızlar, acı dolu çığlıklarla nöbetler geçirmeye devam ettiler ve sonuçta 20 Hazirana gelindiğinde, 6 kişinin daha asılmasına karar verilmişti bile Bu arada mahkeme sırasında ilginç bir lanet olay da oldu Mahkeme başladığından beri cadı avcısı olarak bulunan Peder Noyes, Sabah Good'u itiraf etmeye zorluyordu Fakat Sarah, kendisine, "Ben, senin bir büyücü olduğundan daha fazla cadı değilim Eğer sen, şimdi canımı alırsan; birgün Yüce Tanrı, sana içmen için bolca kan verecek!" diye haykırdı Peder Noyes, olaylardan yaklaşık 25 yıl sonra büyük bir iç kanama geçirdi ve öldü Kızlar, artık kasaba içinde erişilmez bir güce sahip olmuşlardı Bu arada komşu kasabadaki cadıları tanımadıkları için isimlerini bilmiyorlar ve oradaki halktan bazılarını çağırıp dokunma testi yapıyorlardı Bu arada bazı sanıklar da, kendilerini idamdan kurtarabilmek için başkalarının isimlerini veriyor, "Beni olaya bu zorladı, bana söyle yapmamı söyledi" gibi yalanlarla davayı dallandırıp budaklandırıyorlardı Komşu kasabadan bir yargıç ve eski bir valinin oğlunu suçladılar, işin en ilginci ise, aynı kasabadan iki köpek de bu suçlamalardan nasibini aldı Yüzlerce insan yargılandı Bir o kadarı, dokunma testinden geçti Ağustos ayına gelindiğinde, 4 kişi daha darağacında sallandı Peder Burroughs ise, tam asılmadan önce yüksek sesle dua ederek izleyenler ve halkın arasında söylentilere neden oldu Çünkü o zamanki inanışlara göre, Şeytan ya da onun uşakları, dua edemezlerdi Ancak kızların bastırılamaz hırsları sayesinde, o da asılmaktan kurtulamadı ve Hıristiyan adetlerine göre gömülmeyi haketmedigi için, bir tepe üzerindeki sığ ve küçük mezara diğerlerinin yanına gömüldü Eylül ayında ise, aynı tepedeki mezarlara 8 kişi daha gönderildi Yargılama sırasında suçlamaları asla kabul etmeyen zengin ve varlıklı Giles Cokey, dava sonucunda mal varlığına el konulacağını biliyordu Bunun olmasını istemediği için, davaya bakan mahkemeyi tanımadığını söyledi Böylece mahkeme, davaya bakamayacağı gibi mal varlığını da korumuş olacaktı Ancak Mahkemenin buna tepkisi, hiç de Corey'in beklediği gibi olmadı Sadem meydanında halka açık bir yerde, Corey yere zincirlendi ve üzerinde büyük bir tahta plaka konuldu Bu plakanın üstü, çok ağır bir tas yığını ile kapatıldı Corey ezilmeye başlamıştı; ancak yine de itiraf etmiyordu suçunu ve üstüne üstlük, daha fazla taş koymaları için onlara bağırıyordu Bir ara, fazla basınçtan dili bile dışarıya fırlamıştı Daha fazla taş konulduğu zaman, Corey, dayanamadı ve öldü Daha sonra olaya bir açıklık, küçük Ann'den geldi Corey Şeytanin defterini imzalarken asılarak ölmeyeceğine dair Şeytandan garanti almıştı O dönemde kimse tarafından tam olarak bilinmese bile, bunlar son idamlardı Kızların suçlamaları, tam bir histeri krizi durumuna ulaşmıştı ve en sonunda Mahkeme Heyeti Başkanı Phips'in karısını bile cadılıkla suçladılar Bunun sonrasında, 29 Ekim tarihinde; Phisp, mahkemeyi dağıttı Fakat hapishaneler, cadılarla doluydu İşlemlerin bitirilmesi için umûmî mahkemeler görevlendirildi Artık davalara Salem'de değil, her cadının kendi yasadığı kasabada bakılıyordu Olayların sonuna doğru, kızların gördüğü hayaletler mahkemece delil olarak kabul edilmeyince suçlamaların büyük bir kısmı düşmüş oldu En son davaya ise, Mayıs 1693 yılında bakıldı ve kalan diğer tüm sanıklar suçsuz bulundu Böylece kabus, artık sona eriyordu Aslında olayların başlamasına sebep olduğuna inanılan Tituba, serbest bırakıldı ve mahkeme, masraflarının karşılanabilmesi için bir köle tacirine satıldı (Mahkemeye Özel Not: O dönemlerde sanıkların çoğu suçlamaları inkar ettikleri için tutukluluk süreleri ve davaları uzun sürmüştü ve tabii ki işkence gördüklerine katılırsa, ortaya çıkan tüm masraflar, sanıklara ödettirildi) O dönemlerde yaşanan olaylar, bu güne kadar video film piyasalarında bulunan bir çok filme konu olmuştur ve hâlâ Salem kasabasına bir çok turist çekiyor Cadıların gömüldükleri o sığ mezarların bulunduğu tepe, aslında çoktan yüksek binalarla kaplanmış durumda; ama söylentilere göre hala asılanların hayaletleri ortalıklarda dolanmaktadır "vikipedi ve gizli ilimlerden alıntıdır"
|
Cevap : Cadılar |
10-14-2008 | #2 |
okaliptus
|
Cevap : Cadılarvay be :)cidden çok ilginçtiteşekkürler KRDNZ |
|