Deyimler Sözlügü ( V ) |
08-15-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlügü ( V )Vadesi gelmek (yetmek): 1 Ömrü sona ermek, eceli gelmek, ölmek 2 Süresi dolmak, ödeme zamanı gelmek”Vadesi geldi geçiyor ama senet sahibi hâlâ ortalıkta görünmüyor” Vakit geçirmek: Oyalanmak, bazı şeylerle meşgul olarak zamanın geçmesini sağlamak”Top oynayarak vakit geçirebiliriz sanırım” Vakit kazanmak: 1 Karşı tarafı oyalayarak zamanı uzatmak 2 Bir şeye ayrılan ya da harcanan zamanı uzatmak”Sen onu meşgul et ki hemen yola çıkmasın, bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz” Vakitli vakitsiz: Rastgele bir zamanda, gelişigüzel, uygun bir zamanı gözetmeden”Vakitli vakitsiz gelip giderdi evine” Vaktini almak: Epey zaman harcanmasını gerektirmek, başka bir işe ayrılmış zamanı tutmak”Vaktini alıyorum ama başka çarem de yok” Vaktini öldürmek: Zamanını yararsız, gereksiz, boş işlerle ya da hiç iş yapmadan, boş yere geçirmek”Bu kazanç getirmeyen işle bütün vaktini öldürecek misin yani?” Vaktini şaşmamak: Tam zamanında”Vaktini şaşmaz o, göreceksin şimdi gelecek” Vara yoğa karışmak: Her şeye, üstüne lâzım olsun olmasın her işe karışmak”Üvey annemin vara yoğa karışmasından bıkmış usanmıştım iyice” Varlık göstermek: Beğenilir bir iş yapmak; kendini kanıtlayacak, göze görünür bir görevini yerine getirmek; kendini göstermek”Oynadığı ilk oyunda bir varlık gösteremedi” Varlıkta darlık çekmek: Elinde her imkân olduğu hâlde bunlardan yararlanamamak, sıkıntıya düşmek Vay canına!: Şaşma, öfke duygusunu dile getirmek için kullanılır Vebali boynuna olmak: Bir işin günahını yüklenmek Velveleye vermek: Gereksiz bir heyecana, telâşa düşürmek”Bir anda ortalığı velveleye verdiler; bağırmaya, sağa sola koşmaya başladılar” Verip veriştirmek: Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek”Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi” Veryansın etmek: Hiç insaf göstermeden, acımadan saldırmak; ağzına geleni söylemek Vıcık vıcık: Sulu ve gevşek olmak, basıldığında ses çıkarmak”Etraf vıcık vıcık çamurdu, yürüyemiyorduk” Vıdı vıdı etmek: Söylenip durmak, hemen her şeyi eleştirip beğenmediğini söyleyerek durmadan konuşmak, etrafındakileri rahatsız etmek”Sus artık, vıdı vıdı edip kafamı şişirdiğin yeter” Vız gelmek (vız gelip tırıs gitmek): Hiç önemsememek, aldırış etmemek”Onun sözleri vız gelir bana, önce kendine söz geçirsin” Viraneye çevirmek: Yakıp yıkmak, yıkıntı durumuna getirmek, harap etmek”Beş gün geçmeden viraneye çevirdiler evi” Voli vurmak: Haksız olarak kazanç elde etmek, vurgun vurmak Volta atmak: Bir aşağı bir yukarı dolaşmak, gidip gelmek”Canımız sıkıldıkça avluda volta atıp dururduk” Vur abalıya: Bütün yükün yumuşak huylu kişiye yüklenmesi; sessiz, güçsüz kimsenin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi durumunda karşıdaki kişiye sitem yollu söylenir Vur dedikse öldür demedik ya!: Bir isteği, dileği yerine getirirken aşırılığa kaçıp da işi berbat edene karış söylenir Vurduğu yerden ses getirmek: Eli ağır olmak, çok kuvvetli vurmak Vurdumduymaz Kör Ayvaz: Umursamaz, aldırmaz, duygusuz ve kayıtsız kimse Vur patlasın çal oynasın: Aşırı zevk ve eğlence; aşırı zevk ve eğlenceye düşkün kimsenin parasını bu yolda harcamasını anlatır”Vur patlasın çal oynasın sabaha kadar tepinip durdular” Vurucu güç: Çok etkin silâhlarla donatılmış, özel eğitim görmüş askerî birlik”Ordu içinde vurucu bir gücün oluşturulması konusunda fikir birliğine vardılar” Vücuda getirmek: Oluşturmak, meydana getirmek, var etmek”Bütün bu canlıları Yüce Allah`tan başka kim var edebilir ki?” Vücudunu ortadan kaldırmak: Öldürmek”Sabaha kadar adamın vücudunu ortadan kaldırın, yoksa başımıza çok iş açacak” |
|