Efsane Karakterler |
06-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Efsane KarakterlerKayberen Kırgızların iyiliksever ruhlar arasına dahil ettikleri ve "kayıp eren" adıyla andıkları ruhlar, dağlarda yaşarlar ve -geviş getiren- hayvanları korurlar Kırgızların inancına göre bu ruhlar, hayvanların artıp çoğalmasını sağlarlar Ancak kızdıkları zaman da hayvanlarını telef edebilirler Bunun için de ava çıkmadan önce, uğurlu geçmesi için "kayberen"den yardım isterler Dağlarda, taşlarda yaşayan ve hayvanları koruyan bu ruhlar aynı zamanda yaşadıkları yerin iyesidirler Onun için, dağdayken bir tehlike ile karşılaşanlar "kayberen"den yardım isterler, "Başına dolanayım kayberen, kırk çiltan, yardım et'" derlerdi "Kayberen"in mal, hayvan iyesi ve koruyucu olduğuna ilişkin görüşler, zaman zaman "Dağ Ruhu" inancı ve Çiltan motifiyle kaynayıp karışmıştır Çiltanlarda Kayberenler gibi dağda yaşayıp hayvanları korurlardı Onların sayısı 40 olduğu için kırk çiltan denilirdi Kazak halk kültüründe göze görünmeyen vatlıklar ya da şeytanlar olarak bilinen "kayip iren" adı, "Bab tükti şaştı-Kayıp iren kırk şilten" ifadesinde karşımıza çıkmaktadır Işık yüzlü eren olarak bilinen, sayıları kırk olup, insanların gözüne görünmeden onların arasında yaşayan ve doğaüstü güçşere sahip "çiltan" motifleri Orta Asya'nın diğer halklarında da vardır Kayberen inancı ata kültüyle bağlıdır Onun adına, Türk halklarının birçoğunda rastlanır Anadolu Türklerinde "kayb erenleri" şeklinde rastlanır ve eski inanışların bir izi gibi, evliyalar hakkında görüşlerden kaynaklanan bir anlayışı ifade eder Bu inanışa göre "kayberenler", evliyaların insan kılığına girmiş ruhlarıdır Göze görünmeyen bu evliyaların yaşadıklarına, daha çok dağ başlarında olduklarına ve yaşadıkları yerin çevresindeki insanları koruduklarına inanılır İnsanlar onlara saygısızlık etmekten korkarlar Yerli halk tarafından her yılın yazı ve sonbaharında "kayberenler" için kurbanlar kesilir Bir karı kocanın hiç çocukları yoktu Ömürleri boyunca çocuk sahibi olmak için Tanrı'ya yalvardılar Tanrı onlara, yaşlanıp güçten düştüklerinde, kırk çocuk verir Yaşlı çift, bu çocuklara bakamaz ve onları götürüp dağa bırakırlar Kayberenler gelip onları yedirir, içirir ve büyütür Bu kırk çocuk büyüdükten sonra, insanların gözüne görünmeyen koruyuculara dönüşürler Gulyabani Gul-i beyabani orijinal varyantiyle de karşımıza çıkan bu muhayyel mahlûk, gezginlere ve yolculara uğrayıp onları mahveden canavardır Daha sonraları Anadolu kültüründe ahubabayla beraber anılmaya başlamış ve insan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı ve asalı bir dev olarak tasavvur olunmuştur Bazı türk halklarının geleneksel demonolojik görüşlerine göre, her zaman kadın kılığında olduğuna inanılan mitlojik bir varlık "Guleybanı" ve "Aleybanı" şeklinde de rastlanır Adı hurafelerle ilgili olarak "Gulyabani", korkunç bir varlık olup, karanlık zamanlarda çölde ve mezarlıklarda koşan birinin gözüne canlı gibi görünür Vücudu tüyle kaplı, kocaman, pis kokulu bu acayip varlığın ayakları tersinedir Gündüzleri mezara girer Geceleri ise hortlayıp çıkar At binmeyi ve at kuyruğu örmeyi ve çocukları çok sever Bir oyundan çıkarak, onları güldürmeye çalışır O ayni anda çöllerin ve harabelerin iyesiydi O, yolcuları yollarından döndürüp mahvederdi Etnik-kültürel gelenekte ise bazen onun "Al ruhu", "Al anası" ve "Al kadını" olduğu düşünülür Bu görüş, aralarındaki benzerlik veya tam yakınlıktan ileri gelir Pamir Kırgızlarının mitolojik metin ve efsanelerinde bu şeytanî varlığın adına "Gul" ya da "Gul-i Biyaban" şeklinde de rastlanırAraştırmacılar bu varlığı en eski Arap rivayetlerine bağlıyorlar "ıssız yerin ruhu" gibi anlamlandırılan bu şeytanî varlık, "Kar Adam" efsanelerinin yayılmasıyla yeni bir hayat kazanmıştır Bütün vücudu sarı-kırmızı tüylerle kaplı bu insanımsı çirkin varlık, dağ yamaçlarında ve kimsenin olmadığı çöllerde akşam üstü ortaya çıkar Avcılara yaklaşıp onlarla insan gibi konuşur Bir şeyler ister sonra onlara güreş yapmayı önerir Avcı kazanırsa "Gulyabani" sessizce çekip gider Ama eğer o kazanırsa avcı, uzun zaman hasta yatacak demektir Ya da çöllük ve harabe bir yerde yalnız başına yatan birinin ayağının altını yalaya yalaya kan çıkacak kadar inceltir Sonra ölünceye kadar kanını içer Bozkurt Bozkurt; Türklerin ulusal sembolüdür Tarih öncesi dönemlerden beri Türklerce kutsal sayılmıştır Bozkurt'un kutsal sayılmasının ve Türklerin ulusal sembolü olmasının en önemli nedeni, Türklerin bir bozkurtun soyundan geldiklerine inanmalarıdır Bozkurt Destanı: Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu Bir gün Göktürkler So Ülkesinden ayrıldılar Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu On altı kardeşten birinin annesi bir kurttuAnnesi Göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardıBununla beraber, So Ülkesindeki yurtlarından ayrılan Göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılarBu baskında düşmanlar bütün Gök Türkler'i yok ettikleri gibi on altı kardeşten sadece birisi kurtulabildi Kurtulan delikanlı annesi kurt olan idi Bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki karısı vardı Baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu Zamanla kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine Hakan seçtiler; o zamanki adı Göktürk dilinde değildi Hakan seçilir seçilmez Göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve Türk adını aldıOndan sonra Türk on kadınla evlendi, birçok çocukları oldu İçlerinden Asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da Aşina oldu Bozkurt Destanı'nda da belirttildiği gibi, Türkler Tengri'nin göndermiş olduğu bir dişi bozkurt ile ilk Türk'ün soyundan geldiklerine inanıyorlardı Bozkurt'un Türklerin ulusal sembolü olmasının bir nedeni de Bozkurt'un her zaman özgür olmasıdır Türkler özgürlüğe çok önem verdikleri için, kendilerini Bozkurt ile özleştirmişlerdir Türklerin tarihte Bozkurt'u her zaman kutsal saydıklarını görebiliyoruz Zira Kök Türklerin bayrağı mavi rengin (mavi, Kök Tengri'yi temsil etmektedir) üzerinde Bozkurt başıydı Ayrıca, bugünkü Türk Dünyası'ndaki bazı özerk cumhuriyetler de bayraklarında Bozkurt'u kullanmaktadırlar Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür Avenger Avenger, Horus'un mitolojik askeridir Avenger'ın uzun gagası vardır Ellerinde iki bıçak bulunmaktadır Bu bıçakların ismi athemedir Bıçaklarını döndürerek saldırır Kuşumsu bir görüntüsü vardır |
|