Osmanlıyı osmanlı yapan güzellikler |
06-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıyı osmanlı yapan güzelliklerOsmanlı'da sadaka taşları varmış, ihtiyacı olan sadaka taşının üzerindeki keseden, yabancı elçilerin de şaşkın şehadetleriyle, sadece ihtiyacı kadarını alırmış Aynı şey yolların üzerinde vakıflar tarafından kurulan konaklarda da uygulanır, yolcu eğer ihtiyacı varsa yatağının başucundaki keseden alabilirmiş Binitine ücretsiz bakılır, ücretsiz üç gün yemek verilirmiş *** Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş Allah (cc) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş "Kapıyı ört, ya da sırla" denilirmiş Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş *** "Lambayı söndür" demezlermiş Allah (cc) kimsenin ışığını söndürmesin, "Lambayı dinlerdir" derlermiş Lamba yakılmaz, uyandırılırmış Uyuyan birisi uyandırılmak için sarsılmaz veya adı ile çağırilmazmış "Agah ol erenler" derlermiş Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan… Ona eren uyanık olurmuş İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış *** Hanımlar "Efendi" derlermiş beylerine, "siz" derlermiş Hanımefendiliklerini gösterirlermiş Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için, adı "Karınca basmaz Efendiye" çıkan insanlar varmış *** Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebmişKapı eşiğindeki ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş "Git bir daha gelme!" der gibi değil de, "gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsun" der gibi dizilirmiş *** Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış Bediüzzaman, kendisine arkadaşlık eden, vefa gösteren eski elbisesinden bir parçayı koparıp alırmış Yumurtayı ucundan, çok az kırar, fazla kırmayı tahrip olarak düşünür, tahribin hiçbir türünü sevmezmiş *** Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış "Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler, Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler" diye tarif eder Üstad N Fazıl bu hali… *** Eskiler "Edeb Ya Hu!" derler, O'nu(Allah'ı) görüyor gibi yaşamaya çalışırlarmış O(Allah) varken başkasına bakmaz, O'nu(Allah) unutmuş gibi hallere girmezlermiş Ezel ve Ebed Sultanı'nın huzurunda nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa öyle hareket etmek isterlermiş "Bizi takip eden, her halimizi perdesiz, engelsiz gören, şu anda bizim durumumuza bakan Allah var!" der gibi, o mânâyı hatırlatmak İçin her yere "Edeb Ya Hu!" yazarlarmış "Allah'ın huzurunda edeb" demekmiş bu… insan nerede olursa olsun Allah'ın huzurunda değil midir? |
|