Aruz Vezni |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aruz VezniHecelerin uzunluk (kapalılık) ve kısalıklarına (açıklıklarına) bağlı olan şiir ölçüsüdür Divan şiirinde kullanılmıştır Bu şiirin, ses ve ahenk yani müzik bakımından güçlü olmasını sağlamıştır Aruz vezninde hecelerin uzunluk ve kısalıkları esas alınır Açık heceler ( ) (nokta), Kapalı heceler (-) (çizgi) ile gösterilir Bunların yanısıra aruz ölçüsünde, “med’li” dediğimiz, bir buçuk hece ile değerlendirdiğimiz ve (- ) (bir çizgi bir nokta) işaretiyle gösterdiğimiz hece değeri de vardır Şimdi, hangi hecelerin nasıl bir değere sahip olduğunu görelim: 1 Açık Heceler: - Bir kısa ünlüden oluşan heceler (a-dam, A-li) - Sonu kısa ünlü ile biten heceler (A-li, ma-sa) 2 Kapalı Heceler: - Bir uzun ünlüden oluşan (â-lim, î-lân) - Sonu ünsüzle biten heceler (at, tut-kal, ki-tap) - Sonu uzun ünlüyle biten heceler (kâ-fir, mâ-lik, ik-ti-fâ, il-mî) 3 Bunların yanısıra, bazı heceler “med’li” olarak değerlendirilir ve birbuçuk (- ) hece değerinde kabul görür Bunları şöyle sıralayabiliriz: - Sonu çift ünsüzle biten dört sesli heceler (kırk, kürk, hayr, hükm,) - İçinde uzun ünlü de bulunan ve sonu ünsüzle biten üç veya dört sesli heceler (Âb, hâk, pâk, şîr) (Bu tür hecelerden sonu “n” ile bitenler birbuçuk hece değil, tek hece ve kapalı okunurlar Örnek: im-kân, ir-fân) (Ayrıca, bazı şairler “var”, “yok”, “çok”, “az” gibi Türkçe sözcükleri de birbuçuk hece değerinde okumuşlardır Aruz Vezninde Dikkat Edilecek Başka Bazı Kurallar 1 Ulama Bağlama, bağlayış demektir Sonu ünsüzle biten bir sözcüğü, kendisinden sonra gelen ve ünlüyle başlayan sözcüğün ünlüsüne bağlamaktır Ulama yapılan yere ( ) işareti konur Örnek: Bülbüller öter güller açar Bir gonce gül olsan 2 İmale Çekme demektir Kapalı heceye ihtiyaç duyulan yerlerde açık heceyi biraz uzatarak okumaktır Daha çok Türkçe sözcüklerdeki kısa heceli eklerde ve Farsça tamlamalardaki “tamlama ı-i”lerinde yapılır Parantez içinde bulunan bir küçük çizgi ile imale yapıldığı belli edilir Örnek: Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân Niçin kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı 3 Zihaf Kısma demektir Ölçü gereği, Arapça ve Farsça sözcüklerdeki uzun heceyi (uzun ünlülerden oluşan veya uzun ünlüyle biten heceyi) kısa (açık) okumaktır 4 “Fe i lâtün ( - -) parçası ile Fâ i lâ tün (- - -) parçası birbirlerinin yerini alabilirler Bunları birbirine uydurmak için ulama, imale, zihaf gibi işlemler yapmaya gerek yoktur 5 Aynı şekilde, dize sonlarına gelen fe i lün ( -) ile fa’lün (- -) parçaları da birbirlerinin yerine kullanılabilir 6 Aruz vezninde, bütün dizelerin son hecesi, gerçekte açık da olsa, kapalı olarak değer görür Aruz Vezninin Parçaları (Tef’ileler, Cüzler) Aruz ölçüsünde açık ve kapalı heceler birtakım temel birlikler halinde bir araya gelirler Bu birliklerden önemlileri şöyledir 1 fe’ûlün ( - -) 2 Fe’ilün ( -) 3 Fâ’ilün (- -) 4 Fa’lün (- -) 5 Fâilâtün (- - -) 6 Feilâtün ( - -) 7 Fâilâtü (- - ) 8 Feilâtü ( - ) 9 Mef’ûlü (- - ) 10 Mef’ûlün (- - -) 11 Mefâilün ( - -) 12 Mefâîlün ( - - -) 13 Müstef’ilün (- - -) 14 Müstef’ilâtün (- - - -) Bu temel parçalar, çeşitli şekillerde bir araya gelerek daha büyük kalıpları (vezinleri, ölçüleri) meydana getirirler Bunlardan, bizim şiirimizde en çok kullanılanları şöyle sıralanabilir: 1 me fâ’ î lün / me fâ ’î lün / me fâ ’î lün/ me fâ’ î lün Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i girîbanlar Acebbir şûha sen de âşık-ı nâlân mısın kâfir 2 me fâ i lün / fe i lâ tün / me fâ i lün / fe i lün (Fa’ lün) Sular sarardı yüzün perde perde solmakta Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta 3 fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün Âkıbet gönlüm esîr ettin o gîsûlarla sen Her ne câdûsun ki âteş bağladın mûlarla sen 4 fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lün Yaraşır kim seni ser-defter-i hûban yazalar Nâme-i hüsnün için bir yeni unvan yazalar 5 mef’ û lü/ fâ i lâ tü/ me fâ î lü/ fâ i lün Derdin nedir gönül sana bir hâlet olmasın Sad el-hazer ki sevdiğin ol âfet olmasın 6 fe û lün / fe û lün / fe û lün / fe ûl Küçük muttarit muhteriz darbeler Kafeslerde camlarda pür ihtizaz 7 mef ûlü/ me fâ î lü/ me fâ î lü/ fe û lün Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki Öğrendi gazel tarzını rûm’un şu’arâsı |
|