Hücre |
09-08-2010 | #1 |
Şengül Şirin
|
HücreHÜCRE a (ar hücre) 1 Tüm canlı varlıkları oluşturan, özümleme yeteneğiyle belirgin temel fizyolojik ve morfolojik birim (Bk ansikl böl) Biyol —2 Esk Küçük oda —3 Siyasal ve gizli bir örgütlenmede örgütü oluşturan temel birim: Yakalanan hücre elemanları —Esk Hücre-i mesai, hücre-i iştigal, çalışma odası Hücre-i zifaf, zifaf odası —Anat Bazı kemiklerin ve birçok dokunun yapısını oluşturan küçük bölmelerin her biri (Örneğin [mememsi çıkıntı, kal-burkemiği] kemik hücreleri) —Bllş Bellek hücresi, bir bilgisayarda, bir adresle erişilebilen ve genellikle merkezi bir bellek için bir karaktere (6 ya da 8 bit), bir sekizli birime (8 bit) ya da bir sözcüğe (16, 32 ya da 64 bit) karşılık gelen bellek öğesi —Biyol Hücre kuramı, hayvansal ya da bitkisel her türlü yaşamın temel öğesinin hücre olduğunu öne süren kuram (Bk ansikl böl)|| Hücre zarı, canlı organizmalarda her hücreyi saran ve sınırlandıran zar (Bitkilerde bu zarın dışında bir de selüloz zar ya da çeper bulunur) || Alev hücre, SOLENOSİT'in eşanlamlısı || Ana eşey hücresi, olgunlaşma öncesinde eşeysel hücreleri veren ana hücre (Erkek eşey hücreleri ya da sperma hücreleri ve dişi eşey hücreleri ya da yumurta hücreleri diye iki çeşittir; ilk kuşak eşey hücreleri [eşey hücresi I] henüz diploittir, ikinci kuşak eşey hücreleri [eşey hücresi II] ise daha önga-met halindedir) ¡j Bazal hücre, epitelyumdaki bazal katmanda yer alan hücre || Doğurucu hücre, eritroblastlardan alyuvarların oluşmasında görüldüğü gibi kendinden farklı tipte bir hücre doğuran hücre || Dokulararası hücre ya da Leydig hücresi, erkeklik hormonu salgılayan erbezi hücresi || Dokunma hücresi, dokunma duyusunu algılamaya yarayan üstderi ya da altderi hücresi || Duyu hücresi, belli bir uyarana cevap olarak belli bir merkeze mesaj ileten hücre || Embriyon hücresi, çok sık bölünebilen, çok miktarda nükle-oplazma içeren (büyük çekirdek) ve ilk oluşan hücrelerden biri || Görme hücresi, retinada yer alan ve görmeyi sağlayan koni ya da çomakçık biçiminde hücre || Isırıcı hücre, knidlllerde bulunan zehirli hücre || işitme hücresi, sesleri duymaya yarayan içkulak hücresi || Kan hücresi, akyuvar (lökosit) ya da alyuvar || Karaciğer hücresi, karaciğerde yer alan kimyasal yapısı oldukça karmaşık hücre || Kas hücresi, KAS LİFİ*'nin eşanlamlısı || Kemik hücresi, OSTEOBLAST'ın eşanlamlısı || Koku hücresi, koku almaya yarayan kimyasal alıcı hücre || Salgı hücresi, organizma için yararlı bir madde salgılayan hücre || Sinir hücresi, NÖRON'un eşanlamlısı {{ Tat hücresi, tat almaya yarayan hücre || Yağ hücresi, ADİPOSİT'in eşanlamlısı —Bot Ana hücre, bölünerek başka hücreleri, söz gelimi çiçektozlarını, embriyon kesesini, sporları veren hücre || Arkadaş hücre, kalbursu borulara bitişik olan ve uzunlamasına bölünerek aynı ana hücreden gelen özekdoku hücresi || Başlangıç hücreleri, arka arkaya bölünmelerle sapların ve köklerin dokularını oluşturan hücreler; başlangıç hücreleri ile de bu organların uçlarında olmayabilir || Bitişik hücre, gözenek hücrelerinin yanında bulunan, çoğunlukla böbrek biçimindeki komşu hücre || Boyun, kanal hücresi, oosferin ana hücresinin bölünmesinden gelen hücre (Birinciler arkegonların boyun çeperlerini, ikincisi de bu boyunu dolduran helmeyi verir) || Duyu hücresi, dokunma uyarılarına duyarlı üstderi hücresi (Örneğin sinekkapanın duyarlı kılları) || Gözenek hücreleri, gözenekaltı boşluğun üstünde ve gözenek ağzının iki yanında yer alan klorofilli iki üstderi hücresi || Kalbursu hücre, kalbursu boruları oluşturan canlı hücre || Salgı hücresi, çeşitli maddeleri (tanen, esans, vb) hazırlayan ve biriktiren hücre || Sert hücre, zarı odunlaşmış canlı hücre || Su hücresi, yedek su biriktirmeye elverişli ince çeperli hücre (Örneğin kaynanadilinin kalın gövdesi) || Taş hücresi, çeperleri odun maddesiyle dolu ölü hücre || Uç hücresi, pteridopyta grubundan bitkilerin sap ve kök uçlarında, yosunların yalnız sap uçlarında bulunan dörtkö-şe piramit biçiminde iri hücre (Bazı botanikçiler bu uç hücresinin başlangıç hücresi olduğunu kabul ederler) || Yardımcı hücre, kapalıtohumlularda embriyon kesesinin içinde, oosferin iki yanında yer alan hücrelerin her biri (Ender olarak bazı türlerde [küstümotu] yardımcı hücreler döllenir ve fazladan embriyon verir) —Cez huk Cezaevlerinin disiplinini bozan hükümlü ve tutukluların kapatıldıkları küçük oda || Ağır cezalı hükümlülerin belirli bir süre kapatıldıkları küçük oda || Hücre hapsi, tutuklu ya da hükümlülerin kimseyle görüştürülmeden gece ve gündüz yalnız olarak, bir hücreye konması —Dokubil Hücre dokusu, gevşek lifli bağdokusunun özel biçimi (Yumurtalığın kabuk bölgesinde, bu doku özellikle iğsi hücreler bakımından zengindir; iğsi hücreler birbirine karışıp dolaşan ağsı ve kol-lajen liflerle birlikte sürekli olarak yön değiştiren bir burgaç görünümündedir) —Dy Sığınma hücresi, bir demiryolu tüneli çeperine açılan ve tren yaklaştığında tünelde bulunan demiryolu personelinin sığınmasına olanak veren boşluk —Elektron Kerr hücresi, akışkanların elektriksel çiftkırıcılık olaylarına dayanarak çalışan ve televizyon tekniğinde kullanılan ışık kipleme sistemi —Esk eğit Osmanlı döneminde yükseköğretime hazırlık bölümü olan Süleyma-niye ve Fatih medreselerinde bir ya da birkaç öğrencinin oturmaları için ayrılan oda (Bu tür yerlere alınmak öğretimde telif sahibi olanlara verilir ve önemli bir başarı olarak kabul edilirdi) —Fizs kim Bakışımsız hücre, direncin, akımın dolaşım yönüne göre değişiklik gösterdiği elektrolitik hücre || Elektrolitik hücre, elektrik enerjisi uygulanarak elek-trokimyasal tepkimelerin oluşturulduğu ya da elektrokimyasal tepkimeler sonunda elektrik enerjisinin üretildiği hücre (Elektrolitik hücreye birinci durumda elektroliz hücresi, ikinci durumda pil denir Elektrolitik hücreler iletkenlik ve coulombölçüm-de kullanılır) —iklimbil Antisiklon hücresi, yüksek basınç altındaki atmosfer kütlesi || Depresyon ya da alçak basınç hücresi, alçak basınç altındaki atmosfer kütlesi (Depresyon hücreleri, toposfere yerleşmiş düşey eksenli çevrintilerdir Isıl ya da dinamik süreçler sonucu ortaya çıkarlar Hadley, Fer-rel ve kutup hücreleri, yüksek ve alçak enlemler arasında kuzey-güney doğrultulu hava alışverişleri sağlayan üçhücreli dizinin öğeleridir —inş Sanayileşmiş yapım yöntemleriyle fabrikada üretilen içinde yaşanabilir birim hacim (Bu teknik, şantiyedeki işlemleri, altyapı çalışmalarıyla ve hücrelerin bir araya getirilip bağlanmasıyla sınırlar) —isi Hz Muhammet'in eşi Ayşe'nin, Medine'de Peygamber mescidi'nin yanındaki odası, (ilk iki halife Ebubekir ve Ömer'in mezarları da buradadır) || Hücre-i saadet, Hz Muhammet'in makamı —Kur tar Hücre-i muzlime, Abdülhamit II döneminde, kuşkulanılan mektupların kontrol edildiği yere verilen ad —Mim Tekke ve medreselerde bir ya da iki kişinin kalabileceği küçüklükte oda || Eski türk evlerinde odaların duvarlarına oyulmuş küçük, kapaksız göz, dolap (Çoğunlukla oymalı, işlemeli olan bu hücreler, bulundukları yere ve işlevlerine göre "tembel deliği", "takça gözü", "lambalık", "kavukluk", "feslik", "çubukluk", "testilik", "fincanlık", "peşkirlik", "öteklik" gibi adlar alırdı) —Nük müh Radyoaktif maddeleri işlemede ya da depolamada kullanılan, uygun havalandırma ve süzme düzenekleriyle donatılmış sızdırmaz alan (Güçlü radyoaktif maddeleri depolamada ya da işlemede kullanılan, iyice zırhlanmış hücreye daha özel olarak yüksek etkinlikli hücre ya da sıcak hücre denir) |{ Reaktör hücresi, nükleer reaktörlerin çoğunun kalbini oluşturan, düzenli olarak sıralanmış, biçimi ve bileşimi hemen hemen özdeş temel birimlerin her biri (Dolayısıyla her hücre bir reaktörün temel bileşenlerini içerir: yakıt, yavaşlatıcı ve soğutma akışkanı) —Siber Çeşitli otomatizmlerin bileşimine giren ve aldığı bilgiler arasında belli mantıksal koşullar (ve, ya da, evet, hayır vb) gerçekleştiğinde bir işaret (flüidik ya da pnömatik) veren öğe —Siyas, bil Bir siyasal partinin, özellikle komünist partilerin belli sayıdaki üyelerinden oluşan örgüt birimlerine verilen ad (Belirli bir mesleki ya da coğrafi temeli [atölye, semt] olan hücre, komünist partilerin taban örgütüdür Hücre bir sekreter tarafından yönetilir Hücreleri birleştiren üst kademe [seksiyon] aracılığıyla bu sekreter, diğer işyerlerindeki ya da belli bir coğrafi bölgedeki hücrelerle bağlantıyı sağlar) —Tasav Tekke ve zaviyelerde bir ya da iki dervişin barındığı odacık (Hücrelerin tek pencereleri olur ve genellikle tekke ve zaviyelerin semahane, mukabelehane ve selamlık dairesinin bulunduğu yere açılırdı) || Hücre çilesi, mevleviiikte dervişin bin bir gün süren çilesini bitirdikten sonra hücreye alınarak burada doldurduğu üç günlük çile || Hücre küşadı, mevleviiikte hücre çilesini de dolduran dervişin hücresinin kapı ve penceresinin meydancı tarafından açılması (Bk ansikl böl) || Hücre -nişin, mevleviiikte bin bir günlük çileden sonra on sekiz gün de hücre çilesi çıkartarak dedelik makamına ulaşan derviş || Hücreye çıkmak, mevleviiikte dervişin bin bir günlük çilesini bitirdikten sonra hücre çilesine başlamak üzere hücreye geçmesi (Bk ansikl böl) —Ted Hücre tedavisi, hücre sübyelerin-den yararlanan ve bazı ülkelerde yaşlanmayla mücadele için önerilen tedavi yöntemi (Eşanl sitoterapi) —ansikl Biyol Hücreyi incelemeye yarayan teknikler çok çeşitlidir; hücreler canlı ya da cansız (frottis, kesitler) olarak incelenir Hücre kimyası, hücre fiziği (kriyo-dekapaj) ve doku kimyasıyla ilgili yöntemler hücreyi oluşturan öğelerin kimyasal doğasını anlamaya yarar Mikrokesim, morötesi mikropunktur ve doku kültürleri hücre öğelerinin fizyolojisi hakkında bilgi verir Hücreyi incelemek için mikroskoptan (siyah zeminli sıradan mikroskoplar, morötesi ışınlı, elektronik, zıt fazlı, polarize ışıklı ültramikroskoplar), mikrofotograf ve mikrosinematograftan yararlanılır Hayvan hücrelerinin boyutları 10 um (ama bazı birhücreliler 5 mm, tavuk yumurtası 20 mm); bitki hücrelerininki 20 ile 50 jxm (ama rami lifi 220 mm, bakteriler-se 0,5 /jm ila 2 m^) dolayındadır Buna karşın tüm hücrelerin yapısı birbirine benzer, tüm hücrelerde bir zar, bir sitoplazma ve bir çekirdek bulunur • Hayvan hücrelerinin bileşenleri Hayvan hücresi bir sitoplazma zarıyla sınırlıdır; biyolojik bir sınırlama tabakası olan hücre zarı, aslında sitoplazmanın farklılaşmasından başka bir şey değildir Bu zar sitop-lazmayı sarar; sitoplazma hiyaloplazma da denen bir ana maddedir; içinde çeşitli cisimleri asıltı halinde barındırır; sitoplazma, birbirine peptit, disülfür, vb bağlarıyla bağlı protein yapısında liflerden oluşan tekdüze bir ağ görünümündedir Sitoplazmanın fiziksel özellikleri (akışkanlık, esneklik, her biçime girebilme) yapısal po-lipeptit zincirlerini birbirine bağlayan bağların sayısına göre değişir, üzerinde ribo-zomlar bulunan ve endoplazmik retikulum (ergatoplazma) adı verilen kanalcıklar, si-toplazmayı boydan boya geçer ve onu dış zarlara ve çekirdek zarına bağlar, Sitop-lazmada bulunan inklüzyonlar iki çeşittir: bazıları canlıdır, yani kendi kendilerne üreyebilirler (kondriyom, Golgi aygıtı), diğerleri cansızdır (kofullar, yedek besinler, iskelet oluşumları, artıklar); bu cisimlerin tümü birlikte paraplazmayı oluşturur Çekirdek sitoplazmanın ortasında yer alır; ışınları sitoplazmadan daha çok kırdığı için hücre incelenirken görülebilir Tüm hücrelerde çekirdek bulunur; çekirdeği bulunmayan hücreler (memelilerde alyuvarlar, gözmerceği lifleri) değişikliğe uğramış yaşlı hücrelerdir Genel olarak hücrelerdetek çekirdek bazen de iki (karaciğer hücreleri) ya da daha fazla sayıda çekirdek (kemik iliğindeki miyeloplaks-lar ya da polikaryositler, kanserli hücreler) bulunur Çekirdeğin biçimi, boyutları ve konumu değişkendir Çekirdeği çevreleyen zar hücre bölünmesi, yani mitoz* sırasında kaybolur Çekirdeğin yakınında mitoz sırasında çok önemli işlevi olan santrozom" (hücre merkezi) bulunur • Bitki hücrelerinin bileşenleri Bitki hücreleri de hayvan hücreleri gibi zar, sitop-lazma ve çekirdekten oluşur Ama örgüsü biraz farklıdır Zar, selülozdan bir çeperle çevrilidir Sitoplazmada hayvan hücresinde bulunan inklüzyonların aynısı yer alır; kondriyom, Golgi aygıtı ve bunlara ek olarak klorofil içeren yeşil bitkilere özgü plastit'\er (cyanophyceae dışında) Cansız Inklüzyonlar da aynı öğeleri kapsar, ama artıklarını İyi boşaltamayan yaşlı bitki hücresinde kofullar daha iridir Hayvan hücreleri ile bitki hücreleri arasındaki başlıca ayrılıklar, bitki hücresinde fazla olarak selüloz zar, plastifier ve daha büyük çapta kofullar bulunmasına dayanır Buna karşılık bitki hücresinde hemen hemen hiçbir zaman santrozom bulunmaz Bu farklılıklar hücre gençken o kadar belirgin değildir Hücre bileşenleri iki gruba ayrııır: 1 genel görünümleri ve işlevleri değişine-, yenler (sitoplazma, çekirdek, kondriyuıin; 2 genel görünümleriyle, önemleriyle ye varlıklarıyla değişken olanlar (santrozorn, Golgi aygıtı, plastifier, paraplazma) • Hücre fizyolojisi Hayvan ya da bitki hücresi ile dış ortam arasında, çeşitli mekanizmalarla (geçişme, emme, yüzde tutma) ve seçici olarak gerçekleştirilen bir alışveriş vardır Hücre yoğun bir metabolizma alanıdır; emilen maddeler işlenir ve yeni canlı maddenin bireşimine ¿itilir Bu anabolizma çok enerji gerektirir; anabolizmaya, maddeleri parçalayan ve artıkların oluşmasını sağlayan bir katabolizma eşlik eder; artıklar daha sonra dışarı atılır ya da hücrenin içinde bir kenarda biriktirilir Metabolizma tepkimeleri kimyasal etmenlerle (biyokatalizörler) ve fiziksel etmenlerle (yüzey olayları) yürütülür Hücre solunum yapar, karmaşık bir kimyasal olay olan hücre solunumu, normal işlevlerle bağdaşan bir yükseltgeme -indirgeme gücüne dayanır; ısı ve mekanik iş üretebilecek, önemli miktarda enerji doğmasını sağlar Hücrenin içinde her zaman hareket (çevrinti*) vardır, bazen de hücrenin dış yüzeyinde hareketler görülür (amipsi* hareketler, kamçı ve kirpiklerin hareketleri, hücrenin şişmesine bağlı hareketler) Elektron mikroskobu birçok hücrenin içinde, kas gibi işlev gören ve kas lifleri gibi aktinden oluşan mikroiplikler bulunduğunu ortaya çıkardı, iplikler hücrenin kenarlarından birini uzatarak ya da kısaltarak kıvrılma, toplanma hareketlerine yol açar, bazılarıysa, embriyon döneminde en karmaşık organların (örneğin, akciğerler, pankreas, tükürük bezleri, vb) oluşmasına yarar Ayrıca mitozdan sonra iki yavru hücrenin birbirinden ayrılmasını ve hareketli tek hücrelerin (spermatozoitler, löko-sitler) ilerlemesini sağlar, vb Aynı şekilde, hücrede aksonların iskeletini ve mitoz bölünmede iğ iplikçiklerini oluşturan mikro-borucuklar bulunduğu anlaşılmıştır Yaklaşık olarak 250 A çapında olan mikrobo-rucuklar kemiklerin kaslara desteklik etmesi gibi mikroipliklere desteklik eder Biyokimyasal bakımdan, bu çeşitli organit-lerin çalışması için kalsiyum iyonlarından başka halkalı AMP'ye, fosforilazlara, vb gerek vardır • Hücrenin çoğalması Hücre çoğalır; hücrenin çoğalması genellikle dolaylı bölünmelerle (mltoz) gerçekleşir • Hücre farklılaşması Yumurta farklılaşmamıştır Art arda bölünmeler sonucu meydana gelen hayvan hücrelerinin daha gastrula evresinde çok özel potansiyelleri vardır Aynı potansiyeli olan hücreler bir arada toplanır ve dokuları oluşturur Dokular da bir araya gelerek organları meydana getirir Bitkilerde de hayvanlarda olduğu gibi hücreler farklılaşır ve organlar oluşur • Hücrelerarası iletişim Sinir akısının si-naps yoluyla iletilmesi, kimyasal aracıların (noradrenalin, asetilkolin, serotonin vb) iş görmesi, kalp hücrelerinin eşgüdümle çalışması, iyonların ve elektrik potansiyellerinin dokularda yayılması için komşu hücreler arasında iletişim olması gereklidir iki hücre birbirine değer değmez, molekül ağırlığı oldukça yüksek moleküllerin geçmesine elverişli bağlantı delikleri oluşur Ama, iki hücre birbirinden ayrılır ayrılmaz, bağlantı delikleri kapanır ve zar geçirgenliğini önemli ölçüde yitirir En basit canlı birim tek çekirdekli hücredir, ama çizgili kas hücrelerimiz gibi, aynı sitoplazmanın içinde yüzen çok çekirdekli dev birimler de vardır (plasmot) Bunun tersine bir hücreden daha basit ve daha küçük olan virüs tipindeki yapılar (-> VİRÜS) yaşamın tüm özelliklerini taşımazlar, bu da "hücre kuramf'nı doğrular • Hücre kuramı 1665'te Hooke, mantarın, zarlarla birbirinden ayrılmış küçük peteklerden oluştuğunu buldu ve bunlara hücre adını verdi Grew (1671) ve Malpig-hi (1672) bitkilerde ve Hooke'un hücrelerini buldular 1781'de Fontana hücrenin içinde, yumurtamsı bir cismin, bir çekirdeğin bulunduğunu, onun ortasında da bir leke (çekirdekçik) görüldüğünü belirledi Önce De Mirbel (1809), sonra Brown (1831) çekirdeğin hem bitki, hem hayvan hücrelerinde bulunduğunu gördüler 1835'te Dujardin, çekirdekle hücre zarı arasında yarı saydam, esnek, kasılgan, biçim değiştirebilen ve hareket edebilen jöle kıvamında bir madde bulunduğunu gösterdi, Mohl buna protoplazma adını verdi Schleiden (1838) ve Schwann (1839) bu verilerden yararlanarak birincisi bitkilerle, ikincisi hayvanlarla ilgili iki hücre kuramı ortaya attılar; hücrede, zar, protoplazma, hücre özsuyu, çekirdek ve çekirdekçik bulunduğunu belirttiler; Dutrochet (1824) ve Raspail'dan (1827) sonra onlar da tüm bitkisel ve hayvansal dokuların üst üste dizili hücrelerden oluştuğunu öne sürdüler Hücre kavramı, Remak, Virchow, Hen-le, Purkinje, Mohl, Max Schultze, Ranvier ve Nâgeli'nin çalışmaları sayesinde günümüzdeki biçimini aldı Özellikle, hiçbir hücrenin kendiliğinden ortaya çıkmadığı ve her zaman bir başka hücreden doğduğu anlaşıldı: Virchow (1855) Omnis cel-lula e cellula (her hücre bir hücreden doğar) derken, Strasburger buna Omnis nucleus e nucleo (her çekirdek bir çekirdekten doğar) kavramını ekledi Senobi-yumların varlığı, filtreden geçen virüslerin keşfi yaşamın hücresel yapıya bağlı olduğu görüşünü sakatlamaz, çünkü bir virüs ancak canlı bir hücrenin içinde çoğalır —Tasav • Hücre küşadı Mevlevilikte bin bir günlük çilesini dolduran derviş, meydancı dede tarafından hücreye götürülerek hücre çilesine alınırdı Üç gün sonra hücre kapısına gelen meydancı "Destur!" diye seslenir, hücredeki derviş "Hu!" diye karşılık verdikten sonra meydancı "Hücren küşat ola!" diyerek çilesinin bittiğini bildirir, hücrenin perdelerini açtıktan sonra dervişi tekkenin şeyhine götürürdü • Hücreye çıkmak Çilesini dolduran derviş hücreye çıkmak için temizlenip hazırlık yaptıktan sonra gece meydanda mumlar yakılır, yemekler yenir; tarikatçı dede meydanın ortasına gelerek "Vakti şerif hayrola, hayırlar fethola, şerler defola, derviş kardeşimizin niyazı kabul, hizmeti makbul, aşiyanı fukarada feyz ve safası müzdat ola Demi Hazreti Mevlana, hu diyelim hu!" sözlerinden oluşan gülbankı çeker; arkasından hep birlikte "Hu!" denilirdi Törenin bu bölümü bitince meydancı tarafından matbaha (mutfak) götürülen can, yemeğini yer ve aşçı dedenin yanına çıkarılır, burada da gülbank çekildikten sonra meydancı can'ı hücresine götürür, burada da tekrarlanan gülbank-tan sonra meydancı can'ı hücreye sokar, hücrenin perdelerini örter, hücre gülban-kını da çektikten sonra dışarıya çıkarak kapıyı kapatırdı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|