|
|
Konu Araçları |
belirtileri, hastalığı, hastalık, sebepleri, tedavisi |
Hastalık Hastalığı Nedir Belirtileri Sebepleri Tedavisi |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hastalık Hastalığı Nedir Belirtileri Sebepleri TedavisiHastalık hastalığı nedir belirtileri sebepleri tedavisi Prof Dr Ahmet Ertan Tezcan son yazısında okurlarına 'hastalık hastalığı' ile ilgili önemli ipuçları sunuyor Tezcan hastalığı; "Kişinin bedensel bir hastalığı olmadığı halde ciddi bir bedensel rahatsızlığa yakalandığı endişesiyle hekim hekim dolaşması" olarak tanımlıyor Prof Dr Ahmet Ertan Tezcan yazısında, 'hastalık hastası mısınız?' 'Belirtileri nelerdir?' 'Hangi yaşlarda oluşur?' 'Ülkemizde çokça karşılaşılan bir sorun mudur?' gibi sorularını yanıtlıyor Hipokondriazis Nedir? Kişinin bedensel bir hastalığı olmadığı halde ciddi bir bedensel rahatsızlığa yakalandığı endişesiyle hekim hekim dolaşığı somatoform bozukluk tipidir Belirtiler söz konusudur Hipokondriak Sadece Hipokondriaziste mi Bulunur? Hipokondriak belirtiler; ruhsal çökkünlük, şizofreni, paranoid bozukluk ve başka nevrotik bozukluklarda sık görülebilir Hipokondriaziste; temel patoloji kişinin ilişkilerine, yaşam koşullarına bağlı olan ancak bedene aktarılmış ve bedensel hastalık uğraşlarına dönüşmüştür bunaltıdır Sık Görülen Bir Hastalık mıdır? Prevalansı:%4-9 olup, bu hastalar psikiyatri dışı hekimlere giderler; hekim hekim dolaşırlar Hangi Yaşlarda Başlar? Genç yaşta başlamakla (20-30 yaş arası) birlikte, 40-60 yaşları arasında da sık görülür Hastaların %80'inde depresif bozukluk veya YAB vardır Kadında ve erkekte aynı orandadır Gelişmekte olan toplumlarda hipokondriazis ve başka tür somatoform bozuklukların daha sık görüldüğü bildirilmektedir Ülkemizde Sık Karşılaşılan Bir Sorun mudur? Ülkemizde de sıklıkla karşılaşılan bir bozukluktur Hipokondriak hastalarda II eksende; obsesif kompulsif, narsisistik, histrionik kişilik bozuklukları da sıktır Oluş Nedeni: Bilinç dışı çatışmalar nedeniyle ortaya çıkan bunaltıya karşı (displacement) savunma düzeniyle somatizasyon belirtileri ortaya çıkar Klasik psikanalitik görüşe göre çatışmanın kaynağı: Oedipal saplantılar ve iğdişilik korkularıdır Hastalığın oluşmasında ve süregenleşmesinde iyatrojenik etkenlerin rolü de büyüktür Klinik Özellikleri Nedir? Genel Görünüm ve Dışa Vuran Davranışlar: Sıklıkla bedenine dokunur, bastırır Elinde bir torba ilaç ya da çeşitli reçeteler ve tetkiklerle, zaman zaman şikayetlerini yazdıkları bir kağıttan şikayetlerini okuyarak (liste belirtisi) hekim hekim dolaşırlar Duygulanım: İleri derecede endişelidirler Endişeleri bir hastalığın olduğu ya da olabileceği, hekimlerin rahatsızlığını anlamadığı düşüncesine dayanır Şikayetleri dışında Dünyayı umursamaz gibidirler, hep hastalık ile uğraşırlar Bilişsel Yetiler: Dikkati hastalık üzerine yönelmiş olduğundan başka sorunlara kendini veremez Düşünce: Düşünce sürecinde belirgin bozukluk yoktur Hastanın düşünce içeriği hastalık kuşkuları ve kaygıları ile doludur Bedenin çeşitli bölgelerindeki bir ağrıya, duyuya aşırı dikkat ve merak vardır Fizik ve Fizyolojik Belirtiler: Çarpıntı, üşüme, terleme, ellerde hafif uyuşmalar, soluk alma güçlüğü, çabuk yorulma, uyku bozukluğu sıktır Hastalar kendilerini genel olarak çok hasta gördüklerinden dolayı dinlenmek, yatakta yatmak, kendilerini ağır işe sokmamak eğilimi gösterirler Bu hastalar dinlendikçe, yatakta yattıkça şikayetleri artar Ayırıcı Tanıya Nasıl Gidiliyor? Çünkü Belirttiğiniz Gibi Organik Tabloları Taklit Eden Şikayetler Söz Konusu Hastanın yakınmalarının dışında yaşam olayları ile ilgilenmemesi önemli bir ayırıcı belirtidir Gerçek bir kalp, kanser, mide hastası genel olarak hastalığını düşündüğü kadar başka konuları da düşünür Ayrıca, hekimin verdiği güvenceler kendisini rahatlatır Psikofizyolojik Bozukluklar: Bu hastalıklarda asıl organik patoloji saptanır Oldukça belirgin bunaltı da vardır Ağır hastalık saplantıları ve kuşkularının bulunuşu ile tanıya gidilir Somatizasyon ve Konversiyon Bozuklukları: Genellikle bunaltının az olması, hekim hekim dolaşan özel bir yaşam stili göstermemeleri, psödonörolojik belirtilerin sık görülmesi ile ayırıcı tanıya gidilir Hastalığın Klinik Seyri Nasıl? Genel olarak bir psikiyatriste muayene için gelen hipokondriak hasta yıllardan beri hastalığı bir yaşam biçimi durumuna sokmuş bir kişidir Toplum ve aile içinde bu hastalar evham hastaları olarak tanınır Zamanla yakınları hastadan yılarlar ve bıkarlar Bu da hastanın hastalığa daha çok sarılmasında rol oynar Sosyoekonomik durum iyiyse, tedaviye cevap veren anksiyete veya depresif bozukluk varsa, semptomlar birden ortaya çıkmışsa, eşlik eden kişilik bozukluğu yoksa prognoz iyidir Tedavi Prensipleri Nedir? Bu hastalar öncelikle çok iyi muayeneden geçirilmeli ve organik bir hastalık konusunda hekimin kuşkusu kalmamalıdır Hastaya hastalığın açıklanması son derece önemlidir Hastaya hastalık kuşkusu verecek ilaç yazılmamalıdır Hastaya hekim hekim dolaştığı takdirde rahatsızlığının uzayabileceği anlatılmalıdır Hastanın mutlaka çalışmasının, ya da çeşitli uğraşlarının olması gerektiği öğretilmelidir Hastalara, yakınmalarının ve hastalık belirtilerinin artması ile günlük yaşam olayları arasında bağ kurması öğretilir |
Hastalık Hastalığı Nedir Belirtileri Sebepleri Tedavisi |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hastalık Hastalığı Nedir Belirtileri Sebepleri TedavisiHipokondriazis (Hastalık Hastalığı) Kişinin vücut semptomlarını yanlış yorumlamasına bağlı olarak ciddi bir hastalığı olacağı korkusunu ya da ciddi bir hastalığı olduğu düşüncesini taşıyıp durmasıdır Yeterli tıbbi değerlendirme yapılmasına ve güvence verilmesine karşın bu düşünceler sürüp gitmektedir Vücudun normal çalışmasına ait bir takım belirtilere, anormal gözü ile bakılmakta ve yanlış anlamlar yüklenip, hastalık belirtisi olarak düşünülmektedir Örnek olarak kalp atışları, terleme, öksürme, esneme, kabızlık gibi durumlar ciddi bir hastalığın (kanser, kalp krizi, ağır bir nörolojik hastalık gibi ) işaretleri olarak kabul edilmektedir Ayni anda bir çok organa ait kuşku olabilirken, sadece bir organ veya hastalığa ait kuşku da bulunabilir Hipokondriyaziste kişinin düşünce içerikleri hastalık kuşkuları ve kaygıları ve hastalık tanıları ile doludur Bedenlerinin çeşitli yerlerine bir bozukluk, bir ağrı olup olmadığını anlamak için dokunabilirler, bastırabilirler Ellerini göğüse, kalp bölgesine tutabilirler Nabız yoklayabilirler Bedenin çeşitli bölgelerindeki bir ağrıya, duyuya aşırı dikkat vardır Göğüste bir kas ağrısı hemen kalp hastalığı kuşkularını doğurabilir Dışkısını, sidiğini yoklama görülebilir Renk, koku değişiklerine anlam vermeye çalışabilirler Bir gaz sancısı bağırsaklarda ciddi bir hastalığın işareti olabilir Hipokondriyaziste sürekli hastalık düşünüldüğünden bu durum kişinin başka konularla ilgilenmesini engelleyebilir, dolayısıyla da ilişkilerini kısıtlayabilir, kişinin sürekli bir kaygı ve bunaltı yaşamasına neden olabilir Hipokondriyazta kişinin tıbbi yayınları ve ilaçları yakından takip etmesi çok rastlanılan bir durumdur Çoğu zaman bu durum kişinin hastalıklar konusunda doktorla yarışmasına, psikiyatriste sevk edildiklerinde kendilerinde vücutsal bir hastalık olduğunda ısrar etmelerine neden olur Bunu kanıtlamak için sayısız doktoru dolaşıp gereksiz masraflara girmeleri çok yaygındır Gerçek bir kalp, kanser, mide hastası genel olarak hastalığını düşündüğü kadar başka konuları da düşünür Ayrıca hekimin verdiği güvenceler kendisini rahatlatır ve bunlara inanır Oysa ki hipokondriyak hasta çok kısa bir süre inanıyor gibi görünse bile az bir zaman sonra tekrar doktor doktor dolaşmaya başlayabilir Hipokondriyaziste depresyon çok görülen bir durumdur, bu da kişide çabuk yorulmaya, uyku bozukluğuna, istek azalmasına ve bunun gibi şeylere yol açabilir Bu da kişide hasta olduğu inancını arttırıp daha fazla yatakta yatmasına, kendisini ağır işe sokmamaya çalışmasına, dolayısıyla da hastalıkla ilgili daha çok düşünmesine neden olur Kişi sık sık sevk almaya, check-up, tomografi, MR incelemeleri yaptırmaya başlar Bütün bunlar da kişinin toplumsal ve mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur Hipokondriyak belirtiler, depresyon, şizofreni ve anksiyete bozukluklarında da sık görülür Depresyonda özellikle yaş dönümü depresyonlarında kişilerin sıklıkla bedenlerini fazla dinledikleri görülmektedir Fakat dikkatli muayene ile hastadaki uyku bozukluğu, karamsarlık, isteksizlik, iştahsızlık, zevk alamama gibi belirtilerle depresyon tanısı konur Anksiyete bozuklarında zaman zaman somatik şikayetler olabilir, fakat klinik tabloya bunaltı ve panik durumları hakimdir Kişide bedensel bir hastalıkla aşırı derecede uğraşma durumu yoktur İyi incelendiği takdirde bedensel uğraşlar başlamadan önce oldukça uzun süren sıkıntılı bir dönemin olduğu görülür Örneğin ağır iş koşulları gibi, ekonomik sorunlar, geniş bir ailenin yükünü uzun bir süre yüklenmiş olma gibi Aile içindeki sorunlar ya da diğer sorunlar nedeniyle hastanın uykusu bozulur, büyük sıkıntılar duyar, bir süre sonra da artık kendi bedenini düşünmeye başlar Hipokondriyazisin oluşmasında ve sürmesinde doktor yaklaşımlarının etkisi de büyüktür Bazen muayene sonrasında hastasına yanlış bir şey söyleyen, kuşku aşılayan hekim yatkın kişilerde hipokondriyazisin gelişmesine neden olabilirHekimlerin sık sık değişik muayeneler yapması, çok değişik ilaçlar denemesi sorunu pekiştirir Örneğin daha çok kalbinden yakınan bir hastaya kalbi destekliyor, düzenliyor gibi reklamları yapılan bir takım damlalar ya da haplar verilmesi kalp hastalığı endişesini artırır Genel olarak bir ruh sağlığa uzmanına muayene için gelen kişi çoğu kez yıllardan beri hastalığı bir yaşam biçimi durumuna sokmuştur Toplum ve aile içinde bu hastalar evham hastaları olarak da tanınır Ve kendilerine hiçbir hastalıkları olmadıkları tekrar tekrar söylenir Bu sözlerin etkisi olmayınca aile ve çevredekiler hastadan bıkabilirler Bu da sorunun artmasında ve sürmesinde etkili olur Bu bozukluğun sıklığı ve yaygınlığı ile ilgili bilgiler net değildir Erkeklerde ve kadınlarda eşit yaygınlıkta görülmekte, belirtiler en sık 20-30 yaşlarında başlamaktadır (fakat herhangi bir yaş döneminde de görülebilir) Toplumsal konum, eğitim düzeyi ve medeni durumdan etkilenmediği düşünülse de, gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın olarak görüldüğü düşünülmektedir ABDde değişik sağlık kuruluşlarına başvuran hastalar arasında sıklığı % 4-14 arasında değişmektedir Hastaneye başvuranların % 4-6 sında belirlenmiştir Hipokondriyaziste psikiyatrik tedaviye direnç vardır Öncelikle kişinin psikiyatrist/psikoloğuyla çok iyi bir ittifak kurması gerekmektedir Doktor doktor dolaşmaması, bir iş ya da bulması, dikkatini günlük yaşam sorunlarına yöneltmesi konusunda fikir birliğine varılması gerekmektedir Kişinin sosyoekonomik durumunun iyi olması, tedaviye yanıt veren anksiyete ya da depresyonunun bulunması, semptomlarının birden başlaması, herhangi bir kişilik bozukluğunun bulunmaması ve hastanın semptomlarıyla ilişkili psikiyatrik olmayan tıbbi bir durumun bulunmaması düzelmenin daha çabuk olacağına dair olumlu işaretlerdir Sonuç olarak uygun bir tedavi ile hastaların üçte biri ile yarısında önemli ölçüde düzelmenin gerçekleştirdiği tahmin edilmektedir |
|