Anlamlı Ve Çoşkulu Bir Yaşam İçin Savaşçı Kitap Özeti |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Anlamlı Ve Çoşkulu Bir Yaşam İçin Savaşçı Kitap ÖzetiKİTABIN ADI: Anlamlı Ve Çoşkulu Bir Yaşam İçin Savaşçı KİTABIN YAZARI: Doğan CÜCELOĞLU BASIM TARİHİ: KASIM 1999 YAYINEVİ VE ADRESİ: SİSTEM Yayıncılık ve Mat San Tic AŞTünel, Nergis Sokak, Sistem Apartmanı No:4 80050 Beyoğlu / İSTANBUL KİTABIN YAYIM MAKSADI: Kişilikli ve özgün bir yaşama kendini adayan kişilere doğuştan gelen AİT OLMA (Bireyin kendisi için önemli gördüğü kişiler tarafından tanınmayı, kabul edilmeyi, sevilmeyi, özlenmeyi, değerli bulunup güvenilmeyi istemesi) ve BİREY OLMA (Bireyin kendisinin kendi gözünde varolması : “Ben varım, ben doğalım, ben sevilmeye layığım, ben güvenilirim” duygusuna ulaşmak istemesi) gereksinimlerinin dengelenmesi hususunda bazı gerçeklerin farkına vardırmak KİTABIN ÖZETİ : Yazar kitabına eecummingsin “Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, Kendin olarak kalabilmek, Dünyanın en zor savaşını vermek demektir Bu savaş bir başladı mı, Artık hiç bitmez! “ sözüyle başlıyor Kitabın adı olan savaşçı sözü bu anlamda bir savaşçıyı ifade ediyor Kitabın içerisinde yer alan karakterlerden yazarın kendisi, gerçekte de olduğu gibi algılama, öğrenme, psikoloji ve iletişim konularında uzman ve tanınmış bir öğretim görevlisi; Arif Bey ise mutsuz, kendini aptal gibi hisseden, ne istediğini bilmeyen, yalnız, kendisini kaybolmuş hisseden bir sınıf öğretmeni İki karakterin tanışmalarından sonra kitap içerisindeki konular yazar ve Arif Bey arasında Arif Beyin soruları ve yazarın; hayatı, psikolojiyi, toplumu, felsefeyi, iletişim ve insan ilişkilerini konu edinen cevaplarıyla, soru-cevap şeklinde okuyucuya aktarılıyor Birinci bölümde arayıştan söz ediliyor Anlamını yitiren bir yaşamın temel sorununun bireyin varoluşunda sadece kendisi için önemli gördüğü kişiler tarafından tanınmayı, kabul edilmeyi, sevilmeyi, özlenmeyi, değerli bulunup güvenilmeyi istemesi biçiminde yaşaması, kendine özgün bireysel yaşamın olmaması, kendi yaşamının dansını yapamaması olduğu anlatılıyor Savaşçıdan (Özgün yaşamaya kendini adayan insan) bahsediliyor ve arayışa geçme zamanının geldiği hatırlatılıyor İkinci bölümde arayış sonucunda farkına varma ve uyanıştan söz ediliyor Kişi ancak uyandıktan sonra, daha önce uyuyor olduğunu kavrıyor Yazar CARL SUNGın “Kendi kalbine bakmayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder” sözüyle uyuyan kişinin uyuduğunu bilmezse gördüğünün rüya olduğunu anlayamayacağını ve farkına varmanın uyanış için ne derece önemli olduğunu vurguluyor Peki bundan sonra ne olacaktır Üçüncü bölümde niyet etmekten ve savaşçının anlamından bahsediliyor Savaşçının başkası için değil, kendi gönlü, kendi niyetiyle, kendi yaşamı için savaşçı olduğu vurgulanıyor Niyetin de anlamlı ve coşkulu bir yarın yaşatmak için yapılması, ancak bu yarının “kişisel bütünlük içinde bildiğimizi bilerek, bilmediğimizin farkında olarak, ikisi arasındaki farkın bilincinde gerçeğe sürekli saygılı olarak“ atılabileceği belirtiliyor Dördüncü bölümde yarını ancak kişisel bütünlük içinde yaratabileceğimizden ve bütün kötülüklerin anası, bütün yanlışlıkların, geriliklerin kaynağının gerçeğe saygısızlık olduğu Mevlana Celaleddin-i Ruminin “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözüyle vurgulanıyor İlişkilerde tutarlılık ve vicdan konuları işleniyor Beşinci bölümde yarını yaratmak için güçlü olmak gerektiğini söylüyor Bu gücün nereden geleceği sorusuna, “kim olduğunu bil” diyor “Kişinin gerçek gücü ortada” ve devam ediyor: “nasıl konuşacağını bil; kiminle, neyi, nerede, ne zaman ve nasıl konuşacaksın? En önemlisi niçin konuşacaksın? BİL” diyor Altıncı bölümde yaşamdaki sorumluluk ve savaşçının sorumluluğundan bahsediliyor Yaşam kimin sorumluluğu? diye bir soruya yazar “Kimine göre ana-babanın; kimine göre evlendiği eşinin; kimine göre komşusunun; kimine göre onu çalıştıran şirketin; kimine göre devletin; kimine göreyse yaşamda sorumluluk diye bir şey yoktur” diyor Yedinci bölümde “Şimdi ve şu anı yaşama tembelliği” neden bu kadar yaygın? Neden görmeyiz bize bakan gözleri, neden kırarız gönülleri, neden pişmanlıklar içinde yuvarlanır gideriz? Sorularının yanıtı savaşçının ölüm bilinci içinde irdeleniyor Sekizinci bölümde sıradan, kaybolmuş, güçsüz bir insanın dahi savaşçı olabileceği, bunun yolunun da değişim olduğu belirtiliyor Bu değişimin nasıl olacağı sorusuna “Farkına vararak ve farkına vardığını yaşayarak” diyor yazar Dokuzuncu bölümde bitmemiş işlerle tanışıyoruz Bitmemiş işler bitmeden gücümüzü kazanamayacağımız; şimdi ve şu anın tembelliğinden kurtulmamız gerektiği anlatılıyor ve örnek olarak onuncu bölümde Don Juan savaşçı olmanın güçlü örneklerini veriyor On birinci bölümde Arif Beyle yazarın son buluşmasında konuşulanlar genel bir gözden geçiriliyor Arif Beyin ilk tanışmadaki psikolojik durumu ile en son durumu karşılaştırılıyor Konuşulanların gözden geçirilmesi yapılırken yazar kitabın bütününü daha sade ve açık bir dille özet şeklinde okuyucuya tekrar veriyor Bir insanın düşüncelerinin ve yaşamının nasıl değişebileceği konusu Arif Beyin düşünceleriyle ortaya konuluyor |
|