Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
büyük, taarruz

Büyük Taarruz

Eski 01-03-2011   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Büyük Taarruz







Bu ağır yenilgiden sonra Yunanlar, Afyon-Eskişehir hattına kadar geri çekildiler ve savunmaya geçtiler Sahip oldukları bu geniş hatta üç kolorduları vardı ve buradan çıkacak olurlarsa savaşı kaybettiklerini kabul etmek zorunda kalacaklardı Ama buna pek ihtimal vermiyorlardı Çünkü Türk Ordusu’nun zaten yetersiz olan kaynaklarının iyice tükenmesi, kış mevsiminin olumsuzlukları gibi nedenlerin Türkleri kaçınılmaz bir yenilgiye mahkum edeceğini düşünüyorlardı Bunun tarihi bir yanılgı olduğunu anlamaları ise çok uzun sürmedi


Yunanlıların zannının aksine, Başkomutan Mustafa Kemal taarruz hazırlıklarını hızlandırmıştı Düşmanları Türk topraklarından tamamen söküp atacak nihai saldırıya ilişkin planını büyük bir gizlilikle uyguluyordu Ancak taarruzun zamanı ve yöntemine dair hiç kimseye bilgi vermiyordu Onun bu bekleyişi muhalefeti kızdırmaya başlamış, daha neyin beklendiği konusunda tartışmalara yol açmıştı Oysa Büyük Komutan bu sırada tüm imkanları biraraya getirmek için çaba gösteriyordu Sonunda 27 Temmuz gecesi Akşehir’e çağırdığı ordu komutanlarına planını açıkladı; 6 Ağustos 1922′de ise taarruza hazırlık emrini verdi
Kalan imkanlar dahilinde bütün ülke seferber olmasına rağmen Yunanlılar her bakımdan üstündüler Tabiki bir konu hariç; Türk’ün sahip olduğu yüksek manevi güç


Büyük Taarruz topçularımızın ateşiyle 26 Ağustos 1922′de Kocatepe’den başladı ve kısa sürede Afyon-Konya demiryolu hattı boyunca başarıyla gelişti Bu hattın güneyinden taarruz eden 1 Ordu’ya Nurettin Paşa, kuzeyinden saldıran 2 Ordu’ya ise Yakup Şevki Paşa komuta ediyordu Süvari Kolordusu’nun başında Fahrettin (Altay) Paşa bulunuyordu Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa idi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ise Büyük Taarruz’u, tartışmasız bir cesaret örneği sergileyerek ateş hattından yönetiyordu


Yunan kuvvetleri son derece süratli gelişen Türk taarruzunu beklemiyorlardı; şaşkınlık içinde geri çekilmeye başladılar 27 Ağustos 1922′de ordumuz Afyon’a girince Yunan Ordusu da Dumlupınar’a doğru çekilmeye başladı Bunun üzerine hemen girişimde bulunun Türk kuvvetleri 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da 200000 askerden oluşan Yunan Ordusu’nu kuşatma altına aldılar Düşmanların kayıpları büyük oldu Aynı gece Kütahya da düşman işgalinden kurtarıldı


Tüm bu gelişmelerin ardından düşman ile Türk kuvvetleri arasında amansız bir kovalamaca başladı Başkomutan, 1 Eylül 1922′de şu emri veriyordu: “Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri!”
Bu emri alan Türk askeri, 1 Eylül’de Uşak’ı, 2 Eylül’de Eskişehir’i, 3 Eylül’de Nazilli, Simav, Salihli, Alaşehir ve Gördes’i, 6 Eylül’de Balıkesir ve Bilecik’i, 7 Eylül’de Aydın’ı, 8 Eylül’de de Manisa’yı kurtardılar Bu sırada 1 Yunan Ordusu Komutanı General Trikopis ile 2 Yunan Ordusu Komutanı General Diyenis ve bazı yüksek rütbeli Yunan subayları esir düştüler Türk kuvvetleri en sonunda 9 Eylül 1922′de İzmir’i düşman işgalinden kurtardılar ve kesin zafer sağlanmış oldu

Bu zaferle düşmanın bütün ümitleri yıkılmış, Türk’ün yüksek manevi gücü ve zekası tüm dünya tarafından bir kere daha anlaşılmış oldu Bu başarıyı körükleyen ise, Mustafa Kemal başta olmak üzere aziz Türk Milleti’nin “Kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti” isteği oldu
Türk Milleti artık yeni bir döneme adım atıyordu 11 Ekim 1922′de İtilaf Devletleri’yle Mudanya Mütarekesi imzalandı ve silahlar bırakıldı; Türk ve Yunan kuvvetleri arasındaki çarpışmalara son verildi Yunanlılar Edirne ve Doğu Trakya’dan vazgeçtiler İstanbul ve Boğazlar bazı şartlarla idaremize bırakıldı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve sonuçları

Eski 01-03-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve sonuçları



Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi
(26 Ağustos-18 Eylül 1922)






Sakarya Savaşında ağır bir yenilgi alan Yunan ordusu elinde kalan toprakları yeni bir savaşta kaybetmemek için savunma önlemleri almaya başlamıştırYunan savunma hatlarını gören İngiliz subayları Türklerin bu hatları geçemeyeceğini ve Türklerin taarruz savaşı yapamayacaklarını söylemişlerdir


Türk ordusu ise taarruz için her türlü hazırlığı yapmıştırDoğu ve güney cephelerindeki askeri birlikler Batı cephesine aktarılmıştırmayıs 1922’de Mustafa Kemal Paşanın Başkomutanlık yetkisi tekrar uzatılmış 20 temmuz 1922’de de süresiz olarak uzatılmıştır
Türk ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekalif-i Milliye emirleri tüm yurtta uygulanmıştırBunun yanında dışarıdan da silah ve mühimmat alınmış Türk ordusuna taarruz eğitimi verilmeye başlanmıştır

Mustafa kemal paşa Türk ordusunun kesin bir zafer kazanmak için taarruz etmesini istediği için hazırlıkları uzatmaktaydıfakat bu durum TBMM’de Mustafa Kemal Paşaya karşı muhalefetin daha da artmasına neden olmuşturMustafa Kemal Paşa hem cephedeki işlerle hem İtilaf devletlerinin temsilcileriyle hemde TBMM’deki muhalefetle aynı anda uğraşmak zorunda kalmıştırBu durumu daha da kolaylaştırmak için TBMM’de 10 Mayıs 1921’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk grubu kurarak kendisine karşı yapılan muhalefetle daha etkili bir şekilde mücadele etmeyi amaçlamıştır


Mustafa Kemal Paşa ordunun taarruz hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmüştürTaarruzu gizlemek için Temmuz ayı sonunda ordu birlikleri arasında bir futbol turnuvası düzenleyerek komutanlarla topluca görüşme imkanı sağlamıştır
Büyük Taarruz 26 Temmuz 1922’de sabaha karşı 04:30’da Türk topçusunun ateşiyle başlamıştırTBMM bile taarruzdan savaş başladıktan sonra haberdar edilmiştir
Büyük bir gizlilik içinde başlatılan taarruz Yunan ordusunun geri çekilmesine neden olmuşturYunan ordusu kısa bir süre içinde Afyon’u Türk ordusuna bırakmıştıryapılan Muharebeler 30 Ağustosta büyük bir zaferle sonuçlanmıştırBüyük taarruzun 30 ağustos 1922’de gerçekleşen kısmını Mustafa kemal Paşa bizzat ateş hatları arasında Başkomutan sıfatıyla yönetmiştirYunan ordusunun büyük bir kısmı ne olduğunu anlayamadan kuşatılarak imha edilmiş ve Yunan ordusunun genel kurmayı heyeti ve başkomutanı esir alınmıştırböylece yunan ordusunun yeni bir savunma oluşturması engellenmiştir
Bozguna uğrayan Yunan ordusu bir daha toparlanmadan yurdu terk edene kadar geri çekilmiştirBu muharebede Mustafa Kemal paşanın orduyu bizzat yönetmesi nedeniyle 30 ağustos Zaferine başkomutanlık Meydan Muharebesi adı verilmiştir30 Ağustos zaferinin kazanılmasının ardından Mustafa kemal Paşa “Ordular İlk hedefiniz Akdeniz’dir!” emrini vermiştirdağınık bir şekilde kaçan Yunan ordusu 9 Eylülde İzmir’den denize dökülmüştür18 Eylülde ise batı Anadolu tamamen Yunan kuvvetlerinden temizlenmiştir

Büyük Taarruzun Sonuçları:

• Yunan işgali sona ermiştir
• Kurtuluş savaşının askeri safhası kapanmıştır
• Türk ordusu işgal altındaki Marmara çevresi ve Trakya’yı kurtarmak için Marmara bölgesine yönelince İngiliz kuvvetleriyle karşılaşmıştırBöylece Kurtuluş savaşında ilk kez İngilizlerle savaş yapma ihtimali ortaya çıkmıştır
• Türk ordusunun kesin zaferi nedeniyle itilaf devletleri TBMM’ye ateşkes teklifinde bulunmuşlar bunun sonucunda Mudanya Ateşkes antlaşması imzalanmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Büyük Taarruz

Eski 01-03-2011   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Büyük Taarruz



Sakarya Savaşı'ndan sonra, kamuoyunda ve TBMM'nde taarruz için sabırsızlık baş göstermişti Gazi Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922'de Büyük Millet Meclisi'nin gizli bir toplantısında endişe ve huzursuzluk duyanlara açıklamalar yapmıştı




"Ordumuzun kararı, taarruzdur Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür" diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi bertaraf etmeye çalışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu Haziran 1922 ortalarında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçmek kararını almıştı Asıl amaç, yok edici bir meydan savaşı yapmak, düşmanı çabuk ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktı Mustafa Kemal Paşa, ordu birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir'e davet etti Böylece Yunanlıların ve İşgal Devletlerinin dikkatleri çekilmeyecekti 28 Temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz hakkında konuşarak geçirdi ve gereken direktifleri verdi Mustafa Kemal Paşa, daha sonra 20 Ağustos 1922'de Ankara'dan Akşehir'e giderek, 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini verdi Çok gizli bir şekilde yürütülen bu olayları kamuoyundan saklamak maksadıyla, 21 Ağustos'da Çankaya köşkünde bir çay daveti verileceği gazete ve ajanslara bildirilmişti



26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa(Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere Kocatepe'deki yerini aldı Büyük taarruz burada başladı Topçuların sabah saat 4:30'da taciz ateşi ile başlayan harekat, saat 5:00'de önemli noktalara yoğun topçu ateşi ile devam etti Piyadelerimiz, Sabah 6:00'da Tınaztepe'ye hücum mesafesine yaklaşarak, tel örgüleri aşıp, Yunan askerini süngü hücumu ile temizledikten sonra, Tınaztepe'yi ele geçirdiler Bundan sonra, saat 9:00'da Belentepe, daha sonra Kalecik-Sivrisi düşmandan temizlendi Taarruzun birinci günü, sıklet merkezindeki 1 Ordu Birlikleri, Büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar onbeş kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçird 5 Süvari Kolordusu düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu 2 Ordu da cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü
26 Ağustos günü Türk Ordusunun Büyük Taarruz'u, Genelkurmay Başkanlığı'nca TBMM'ne bildirildi Bu haber Meclis'i coşturdu ve heyecanlı gösterilere vesile oldu



27 Ağustos Pazar sabahı gün ağarırken, Türk Ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti Bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insan üstü çabalarla gerçekleştirildi 27 Ağustos saat 18:00'de, Afyon 8 Tümen tarafından kurtarıldı Afyon kurtuluşun şanlı ve şerefli müjdesi olmuştu Başkomutanlık karargahı ile Batı Cephesi Komutanlığı karargahı Afyon'a taşındı



28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri, başarılı geçen taarruz harekatı ile düşmanın 5 Tümeninin çevrilmesi ile sonuçlandı 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçerek muharebenin süratle sonuçlandırılmasını gerekli buldular Düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya zorlayarak, tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar aldılar Karar süratli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildi 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekatı Türk Ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı Büyük Taarruz'un son safhası askeri tarihimize Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçmiştir



30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmişti Böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanmıştı 30 Ağustos 1922'nin gurur verici zaferi ile Mustafa Kemal, kaçabilen düşmanın takip edilmesini ve üç koldan Ege'ye doğru ilerlemesini uygun buldu "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir İleri" diyerek, tarihi emrini 1 Eylül 1922'de verdi Yunanlılar, İzmir'e doğru kaçmaktaydı Başta Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis olmak üzere çok sayıda esir ele geçirilmişti



Ordumuz bu muharebede, on beş günde 400 kilometre katederek, 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e girdi Sabuncu Bel'den geçen 2 Süvari Tümeni, Mersinli yolu ile İzmir'e doğru akarken, bunun solunda 1 Tümen de Kadife Kale'ye doğru yürüyordu Bu Tümenin 2 Alayı Tuzluoğlu Fabrikası'ndan geçerek Kordonboyu'na ulaştı Yüzbaşı Şeref Bey Hükümet Konağına, 5 Süvari Tümenimizin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık dairesine, 4 Alay Komutanı Reşat Bey de Kadife Kale'ye bayrağımızı çektiler



İzmir'de askerlerimiz coşku içinde karşılandılar ve çiçek yağmuruna tutuldular Süvarilerimizin Kordon boyundan geçişi çok görkemli idi Kurtuluş zaferinin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, İzmir'in kurtuluşunu Belkahve'den seyretti Türk Ordusunun, 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katedip İzmir'e ulaşması içerde ve dışarda hayret ve takdir uyandırdı



Büyük Türk zaferi karşısında endişeye düşen ve o anda da İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri, savaşı durdurmayı ve Türklerin haklı isteklerini yerine getirmeyi kendi çıkarlarına uygun buldular Lord Kinross'a göre,"İngiltere, ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu anlamaya başlıyor Halk, Türklerle yeni bir savaştan korkuyordu" 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla, silahlı çatışma durdurulduğu gibi, Edirne dahil Trakya'nın da Türkiye'ye bırakılacağı ve bir ay içerisinde Yunanlılar tarafından boşaltılacağı kabul edildi Anadolu'da Yunan politikasını yürüten İngiltere Başbakanı Lloyd George, bu gelişmeler üzerine istifa etti

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Büyük Taarruz

Eski 01-03-2011   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Büyük Taarruz







Sevr Antlaşması'nı Türklere kabul ettirmeyi gaye edinen İngilizler, Sakarya'dan sonra başlattıkları diplomatik girişimleri bir süre daha devam ettirmişlerdir Ancak TBMM Hükümeti Misak-ı Milli'den ödün vermek niyetinde değildirler Sakarya yenilgisinden sonra müdafaa durumuna geçmek zorunda kalan Yunan ordusu, Eskişehir-Afyonkarahisar hattına geri çekilerek, gerekli korunma tedbirlerini alırken, Türk Genel Kurmayı Yunanlılar toparlanmadan taarruza geçilmesi düşüncesindedir


14-15 Eylül 1921 tarihinden geçerli olmak üzere seferberlik ilan edilerek, 1899, 1900,1901 doğumlular silah altına alınmış, ordunun asker eksiği tamamlanmıştır Türk kuvvetlerinin araç ve malzeme eksikleri de çeşitli kaynaklardan tamamlanmaya çalışılmıştır Başta İstanbul'daki silah depolarından büyük fedakarlıklarla kaçırılan silahlar, İnebolu üzerinden Anadolu'ya nakledilmiştir

İtilaf Devletlerinden kamaları alınarak işe yaramaz hale getirilen Türk topları, ilkel aletlerle kullanılır hale getirilmiştir Sıkıntısı çekilen bazı silahlar da Ruslardan, İtalyanlardan ve Fransızlardan satın alınarak karşılanmaya çalışılmıştır 6 Mayıs 1922'de başkomutanlık süresi uzatılan M Kemal Paşa, artık taaruza geçilmesi düşüncesindedir M Kemal bu düşüncesini Haziran ortalarında Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, Savunma Bakanı Kazım Özalp ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşalara açmış ve 15 Ağustosa kadar hazırlıkların tamamlanması kararlaştırılmıştır

TBMM bu hazırlıkları yürütürken, barışı engelleyen taraf durumuna düşmemek için, diplomatik çabaları sürdürmüş ve Fethi Okyar'ı Avrupa'ya göndermiştir İngiltere'nin barış yolunu tamamen kapatması, şimdiye kadar ertelenen taarruz kararının uygulamaya konmasını kaçınılmaz kılmıştır 26 Ağustosta Türk topçusunun başlattığı taarruzda Türk ordusu, Yunan kuvvetlerinin büyük bölümünü yok etmiş, kaçabilenler de 1 eylül 1922 günü Atatürk'ün verdiği "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle, Türk kuvvetlerinin takibi altına alınmıştır

9 Eylülde Yunanlılar İzmir'den çıkarılmış, 9 Eylülden 18 Eylüle kadar da Batı Anadolu'nun Yunan istilasından temizlenmesi işlemi gerçekleşmiştir Böylece 26 Ağustosta başlayan Büyük Taarruz, 15-20 gün gibi kısa bir sürede 200000 kişilik Yunan ordusunun yok edilmesi ile sonuçlanmıştır

Bu zafer, İslam dünyasında Hıristiyanlığa karşı bir başarı olarak değerlendirilmiştir Asırlardan beri Batılıların "Şark Meselesi" adı altında, Müslüman Türkleri Anadolu'dan atmaya yönelik hedefleri bu zaferle sonuçsuz bırakılmıştır

Güney Cephesi ve Fransızlarla Savaşlar

Mütarekeden sonra İtilaf Devletleri, Güney Anadolu'da askeri harekatlarını durdurmamışlardır İngilizler önce; Musul, İskenderun, Kilis ve Antep'i ardından da Maraş ve Urfa'yı işgal etmişlerdir Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye'yi işgal etmişlerdir

Fransız işgali altında yaşayan Ermenilerin Türklere yönelik taşkınlıları bölge halkını derinden yaralamıştır 15 eylül 1919'da İngiltere ve Fransa arasında Ortadoğu'nun paylaşımı konusunda yeni bir anlaşma yapılmış, bu anlaşma ile İngilizler daha önce işgal ettikleri Antep, Urfa ve Maraş'tan çekilerek, buraları da Fransız işgaline terk etmişlerdir Antep, Urfa ve Maraş'ta da Fransızların Ermenileri Türklere karşı kullanma politikası uygulamaları, bu bölgelerde halkı galeyana itmiştir

Bu gelişme Milli Mücadele'de Güney Cephesi'nin oluşmasına zemin oluşturmuştur Maraş, Urfa, Antep ve Adana'da Kuva-yı Milliye, Fransızlara ağır darbe indirmiş ve Fransızlardan yüz bulan Ermenilerin bu darbelerle yöredeki hayalleri sonuçsuz kalmıştır

Sakarya zaferinden sonra şanslarını fazla zorlamak istemeyen Fransızlar, Ankara Hükümeti ile anlaşmaya karar vermiştir Bu doğrultuda Fransızlarla yapılan Ankara İtilafnamesi ile Fransızlar; İşgalleri altında bulundurdukları Türk topraklarından (Antakya hariç) çekileceklerdir İkinci olarak da İskenderun ve Antakya'da özel bir idare kurulacak, buradaki Türkler, kültürlerini geliştirme konusunda serbest kalacaklar ve burada resmi dil Türkçe olacaktır

Fransızlarla 30 Mayıs 1920'de yapılan 20 günlük ateşkes anlaşmasından sonra, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara İtilafnamesi ile Fransızlar artık Misak-ı Milli'yi kabul etmişlerdir Ankara İtilafnamesi'yle Türkler ve Fransızlar arasındaki savaşlar sona ermiş, Türkiye'nin Batı dünyası nazarında yeri daha da güçlenmiştir

Bu antlaşmadan sonra Fransızlar gizlice Milli Mücadele'yi destekledikleri için, Türkiye'yi silah bulma bakımından Sovyetlerin tekelinden kurtarmıştır Güneyde serbest kalan Türk ordularının Batı'ya kaydırılması ve özellikle Büyük Taarruz'da kullanılması, Anakara İtilafnamesi ile mümkün olmuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.