Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
coğrafi, kültürel, kırşehirin, özellikleri

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri




Kırşehirin coğrafi ve kültürel özellikleri

İl toprakları 900–1200 m yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 mye ulaşan dağlar bulunur Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir

Orman bakımından fakirdir Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır

Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağmurlu, sonbahar az yağmurludur



Yaşama Biçimi: Osmanlı döneminde Ahilik merkezi olan Kırşehir’de toplumsal yaşamda geleneksel ahlaksal değerlerle biçimlenmiştir 9 yüzyılın ortalarından başlayarak, Ahilik ekonomik ve toplumsal işlevini yitirmiştir Ancak, üretim ilişkileri pek değişmediği için etkileri süregelmiştir Ancak dinsel değerlerde günlük yaşamda belirleyici bir yer kazanmıştır Cumhuriyet sonrasında geleneksel yapı çok az değişime uğramıştır

1950’lerde, Kırşehir yaşamında belli bir canlanma görülmüştür Kente en yakın merkez Ankara, bir dönem “yeni geçim kapası” gibi görülmüştür Tarımsal alanların sınırlılığı ve verim düşüklüğü kent halkını göçe itmiştir Nüfus artışıyla bu sorun daha önemli bir boyut kazanmıştır “ev büyüğü” denen baba saygınlığı sürerken, geniş aile yapısının çözülmesi ilişkilerde sarsıntılar yaratmıştır1960’larda bu süreç hızlanmış, köyden merkez ve Kaman gibi ilçelere göç yoğunlaşmıştır Aynı dönemde büyük merkezlere ve yurt dışına işçi göçü başlamış, nüfus dalgalanmaları olmuştur

Kente göçenler, tarımsal alandan, küçük üretim yada hizmet sektörüne geçmekte, ilişkiler pek değişime uğramamaktadır Kentteki en yaygın iş taşçılıktır Bu yada benzer işlerde usta-çırak ilişkileri egemendir Ahilik geleneğinin etkisi bu ilişkiyi koruyuculuk - gözeticilik boyutlarına varmaktadır

Göçler Kırşehir yaşama biçimini 1980’lerde ekilemeye başlamıştır İl dışında çalışarak sağlanan parasal birikimler, 1970’lerde kentte yatırama yöneltmiş, kooperatif yada büyük ortaklıklar oluşturulmuştur Burada da hemşerilik - akrabalık ilişkileri etkilidir Kent dışındakiler de bu tür bağlarını korumaktadırlar

Giyim-Kuşam: kır-kent ayrımı giysilerde belirgindir Merkezlerdeki kadın giyiminde moda ve pazar, kırsal kesimlerde çalışma koşullarda ve gelenekler etkili olmaktadır Erkek giyiminde ayrılık daha azadır Yüksek gelir grubu ve memur çevrelerinde büyük merkezlerdeki giyim biçimine özenme görülürken kent genelinde günlük ve yabanlık giysi ayırtına pek rastlanmaz

Beslenme Biçimleri: İlin tarımsal ürünleri beslenmenin de temelini oluşturur Beslenme hamurlu yiyeceklere, et ve süt ürünlerine dayanmaktadır Kırsal kesimlerde tüketime yönelik fasulye, domates, biber, patlıcan gibi sebzelerde yetiştirilir Bağcılığın eski önemini yitirmesine karşın üzüm, kayısı, dut gibi meyveler yöre beslenmesinde önemli bir yer tutmaktadır Erişte, salça, pekmez gibi yiyecekler giderek yerini Pazar ürünlerine bırakmaktadır

Erik, zerdali, kayısı ve elma kurularına yörede “kak” denir Elma dışındakiler güneşte kurutulur, kışları çerez olarak yenir yada hoşaf yapılır Elma, armut ve üzümün “kışlık” denilen özel çeşitleri de yetiştirilmektedir Üzüm ve armut “hevenk” yöntemiyle kurutulmaktadır; meyveler saplarıyla toplanıp bir gün güneşte bekletilir Saplar yumuşadıktan sonra kalınca iplere dizilerek kiler yada mahzenlerde tavanlara asılır, saklanır Meyve kurularından nohutlu tatlıda yapılmaktadır “haside” denilen zerdali yağlaması, yöreye özgü tatlılardandır

Ayrıca üzüm, armut, elma gibi meyvelerden pekmez yapılmaktadır Pazara yönelik üretime dönüştükten sonra, Kırşehir bölgesinin pekmez üretimi merkezlerinden biri olmuştur Pekmezden evlerde “köftür” denen yiyeceklerde yapılmaktadır Taze pekmez un karıştırarak pişirilir Pelte kıvamına gelince büyük tepsilerde soğumaya bırakılır Soğuyup sertleşince baklava biçiminde kesilir Bozulmasını önlemek için nemsiz yerde saklanır Yine pekmezle “kedi batmaz” denen bir tür tatlı yapılır Kuru yufka ufalanarak bir kaba konulur üzerine sıcak pekmez dökülür, soğuyunca yenir

Yörenin en yaygın et yemeği tavuk yada hindi etinden yapılan “çullama” dır Yağ ve unla pişirilen göğüs eti tavuk suyuyla muhallebi kıvamına gelinceye kadar kaynatılır Pirzola türü etler küllenmiş ateşte pişirilir Buna “söğürme” denmektedir Süt ürünlerinden yağ, ayran vb şekilde yararlanılmaktadır



Alıntı Yaparak Cevapla

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri




YEMEK ÇEŞİTLERİ

Tandırda Çömlek paça : Koyun veya kuzunun baş ve ayakları, tüyleri temizlendikten sonra parçalanır Bir çömlek içine sarımsak ve su ilave edilerek baş ve ayaklar konur Çömleğin ağzı bağlanarak közlü bir tandırın içine gömülür Piştikten sonra üzerine limon sıkılır ve servis yapılır

Keşkef: Döğülmüş buğday birkaç gün ıslatılır Kabarınca ezilir İnce lif haline getirilip yağ ve etle muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir Üzerine salçalı yağ dökülerek servis yapılır

Çömlekte Kuru Fasulye : Kuru fasulye haşlanarak suyu süzülür Kuşbaşı et biraz pişirildikten sonra üzerine salça yağ, soğan ve tuz ilave edilir Haşlanmış fasulye ve etler ile içinde sıcak su bulunan bir çömleğin ağzı kapatılarak köz halinde bulunan tandırın içine konur İki saat kadar piştikten sonra tandırdan çıkartılarak servis yapılır

Mantı (Kesme Mantı) : Una yumurta katılarak hamur yapılır Tuz ilave edilir Hamur yuvarlak bezi yapılır Oklava veya merdane ile açılır Hafif kurumaya bırakılır Açılmış olan ve biraz kuruyan hamur üstüne konup ince dilimler halinde kesilir Kesilen mantılar kurutulur Pişirmesi ise makarna gibi olur Suyu kaynatılır ve biraz tuz atılır Mantı kaynayan suda haşlanır Ve suyu süzülür Önceden hazırlanan sarımsaklı yoğurt ile iyice karıştırılır Sonra bir başka kapta üzerinin sosu hazırlanır Sos yağ, bolca, domates, biber, kıyma ile yapılır Sosa karabiber, pul biber, maydanoz eklenir Sarımsaklı yoğurt ile karıştırılmış mantının yine üzerine sos dökülerek servise hazır hale getirilir

Yoğurt Çorbası : Yarma denilen döğme buğdayla yeşil mercimek, biraz haşlanmış nohut güzelce yıkanır Süzme yoğurt ile bunlar iyice karıştırılır İçine bir yumurta kırılır İki kaşık kadar un katılır Çok az ayçiçek yağı damlatılır Mevsimine göre içine yaş veya kuru nane katılır Bunlar iyice karıştırılır Biraz su ilave edilir Kaynayıncaya kadar karıştırılır Devamlı karıştırılmazsa çorba kesilebilir Çorba ateşe konunca içine patates, yeşil biber, patlıcan atılır İlkbaharda temizlenmiş kenger atılır Çorba piştikten sonra başka bir kapta kuru nane ile yağ hafif kavrulup çorbanın üzerine dökülür Çorba servise hazırdır

Gendeme (Kemikli et) : yarım kilo kuş başı et tencereye konulur Suyu çekilinceye kadar ateşte pişirilerek, soğan doğranır Biraz yağ ilave edilerek, pişinceye kadar beklenir, daha sonra domatesi ve biberi ilave edilip çok miktarda su konur Yarım kilo yarma ilave edilirse 2 kilogram su konur Tuz ilave edilip yarma dağılacak duruma gelinceye kadar pişirilerek servise hazır hale getirilir

Pelte : ½ kg un, 250 gr Tereyağı, 250 gr pekmez Un yağ ile pembeleşinceye kadar kavrulur Biraz su ile pekmez ilave edilir Karıştırılarak suyu çekilinceye kadar pişirilir Biraz tuz ilave edilip ateşten indirilir Tabaklara konduktan sonra üzerine tereyağı eritilerek dökülür

Ekmek yapımı

İnançlar Ve Töresel Yapı: Osmanlı döneminde toplumsal yapıyı biçimlendiren dinsel ahlaksal değerlerle Ahilik gibi iş örgütlenmeleri, Cumhuriyet sonrasındaki inançlar ve töresel yapıyı da etkilemiştir Geleneksel ilişki ve değerler kent yaşamındaki önemi büyük ölçüde korumaktadır

Dinsel Yapı Ve Boş İnançlar : Tekke ve dergahlar çeşitli dinsel yolların eğitim alanı olmuştur Kapanışlardan sonrada bunların kent yaşamındaki etkileri sürmüştür Bektaşilik, yaygın inanma kaynağıdır 1937’de Kırşehir ve dolaylarında oturan Alevi köylüleri, çocuklarını Hacıbektaş Çelebilerine tekke için adak verirlerdi Din uluları, ermişler ve kahramanların olduğu söylenen birçok gömüt, yada türbe adak ve ziyaret yeridir Şeyh Süleyman Veli, Ahi Evran-ı Veli, Karakurt Baba, Aşık Baba türbeleri bunlardandır

Evlenme Gelenekleri : Yöre evlenmelerinde görücülük, başlık, gelinlik etme, çokeşlilik gibi geleneksel yöntemler geçerlidir “gelinlik etmede” yeni gelinler belirli bir süre büyüklerinin yanında konuşmaz, kaş göz işaretleriyle yada fısıldayarak anlaşırlar, sofraya oturmazlar Merkezlerde bırakılan bu gelenek kırsal kesimlerde geçerliliğini korumaktadır Gelin belli bir süre doğurmazsa (1-2 yıl) kocası yeniden evlenmeye hak kazanır Özellikle kırsal kesimlerde doğal olan bu durumlarda gelinde görümcelere katılır Kocasına yeni bir eş arar Yakın köylerden beğenilen 14-15 yaşlarındaki yeni eşe “ferik” denir

Evlenme çağında oğlu olanlar için nişan, düğün törenleri, hamamlar kız beğenilecek yer arasındadır Mucur’da ise bu amaçla ilkbahar, yaz aylarında “köme” denilen kır gezisine çıkılır Buralarda beğenilen kızlar, bir bahaneyle oğlana da gösterilip, görüşü alındıktan sonra görücü gidilir

İlk görüşmeden sonra ailenin yada çevrenin saygınlarından birkaç dünür gider Kız istemede tekerlemeye dönüşmüş şu sözler kullanılır “ Yedik içtik, ölçüp biçtik, gelene niye geldin denilmez, Allah’ın emrine hiç karşı gelinmez, bizim buraya gelişimizin bir maksadı vardı, kerimenizi Allah’ın emri peygamberin kavliyle bizim mahduma istemeye geldik Sen bu işe ne dersin?” Kız babası ya da evin büyüklerinden biri de danışıp görüşmek için zaman ister Kimi yörelerde yanıt olumsuz olursa kızın evde kalması için, evin bir yerine çivi çakılarak büyü yoluna baş vurulduğu da görülür

“küçük şerbet” denen söz kesiminde şerbetler içildikten sonra kolye yada altın takılır Buna “bellilik etme” denir Başlık kesilir Ailenin durumu uygunsa “iki başın görülmesi” yoluna gidilir Başlık alınmaz kız evinin tüm harcamaları nişan ve düğünde alacağı eşya ve takı, erkek evince karşılanır Kırsal kesimde iki başın görülmesi yanında başlık alındığı da görülmektedir Başlık kararlaştırıldıktan sonra kız evince konuklara ağız denilen şeker, lokum yada şerbet sunulur

Nişan kimi zaman 2 aile arasında yapılırEvlerdeki takı ve yüzük takma işlemine “küçük nişan” denir Ev dışında “okuntu yeri” denen konuklarında çağrıldığı nişanlar merkezlerde salonlarda yapılır Nişanlılık döneminde bayramlarda geline armağanlar götürülür Bu genellikle boyalı koçtur Gelinin anasından yada kendisinden armağan alınmadan koç verilmez

Kiralanan bir okuyucu kadın konu komşuyu düğüne çağırır Düğünler genellikle perşembe günü başlar, Pazar günü biter Düğün evinin belli olması için çatıya bayrak dikilir Köylerde bayrak direğinin ucuna soğan ve elma takılmaktadır Kırşehir düğünlerinde davul zurna yanında genellikle köçekte olur Kadın kılığına girerek keman, saz ve def eşliğinde oynayan erkeğe köçek denirdi Kentin Bağbaşı mahallesinden tutulan köçeklerle çalgıcılar bir ekip oluşturur Cuma günü öğleden önce gelin, öğleden sonrada güvey hamamı yapılır Cumartesi öğle üzeri de kız evi, komşularıyla birlikte düğün evine “hayırlı olsun a” gider, yemek yenir Düğün evinin erkek konukları da onları izler, davul zurna eşliğinde kız evine gidilir, 2 saat kalınır Dönüşte gündüz kınası yapılır Bu törende kına yakılmaz, gelinin yeni giysileri konuklara gösterilir

Köçekler kadınların önünde oynar, gelin bahşiş verir, orada bulunanlarda alınlarına para yapıştırır Gelin, kınacı kızlara akşam yemeği verdikten sonra akşam kınasına geçilir Konuklar toplanır Gece köçeklerin oyunu ile başlar Gelin yeniden giyinir Kına bir tepsi içinde kırılırken “kına özenmiyor” diye bir söz atılır Gelin bahşiş verdikten sonra kına sulandırılır Önde tefçi kadın, arkada gelin, onun ardından da mumlar, kına tepsisini taşıyan kızlar kına türküleri söyleyerek konukların bulunduğu odaya girer

Gelin kaynanası armağan verdikten sonra avucunu açar ve kınası yakılır Eli sarılmadan önce evin bir duvarına basarak iz bırakılır Sonra konuklara çerez dağıtılır Tef eşliğinde türküler söylenir, oyunlar oynanır


Alıntı Yaparak Cevapla

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri

Eski 10-14-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırşehirin Coğrafi Ve Kültürel Özellikleri




Kimi yörelerde kına gecesi dağıldıktan sonra ana-kız ağıtı yakılırYüzü tülbentle örtülen gelin ortaya oturtulurAnası kız kardeşleri ve akrabaları “sen bana dert arkadaşıydın, seninle dertleştim İşlerime şimdi kim bakacak? Hasta olsam sen bakardın bana şimdi kim bakacak?” gibi sözlerle onu ağlatırlar Aynı gece kız evinin delikanlıları, oğlan evine baskın yapar Buna “kayın gitme” denir Masalar kurulur “dokuz butlu tavuk” istenir, içkiler içilir Sabaha doğru “dan pilavı” denilen tavuklu pilav yenildikten sonra herkes dağılır

Sabah gelin adayı hazırlanırken gelin bir odaya kapatılır Yakınlarına “gardaş - emmi dayı yolu” gibi armağanlar alındıktan sonra dışarı çıkılır Babası gelini kayınbabasına teslim eder O da “ yengesi”denen gelinin arkadaşı yada akrabalarından biriyle gelin arabasına bindirilir Geçmişte atlı araba, fayton yada yalnız atlılardan oluşan gelin alayının yerini günümüzde otobüs ve minibüsler almıştır Köylerde alay gömütlük, ziyaret yeri gibi kutsal yerlerden geçerek, kentte tüm çevreyi dolaşarak düğün evine gelinir

Arabanın sürücüsü güveyden bahşiş almadan gelinin indirilmesine izin vermez Güvey gelini koltuğunun altına alarak eve girer Eşikte cebindeki bozuk paraları ve çerezleri gelinin başına saçar

O akşam komşulardan 5-10 genç “güvey başı” yemeğine çağrılır Hoca dua okuyarak gelin ve güveyi odalarına götüreceği sırada gençler güveyi bir odaya kapatır Tavuk baklava gibi armağanlar almadan bırakmazlar Güvey kurtulunca dini nikah kıyılır

Doğum Ve Çocukla İlgili Gelenekler : İlde çok çocukluluk yaygındır Aileler daha çok erkek çocuk ister Bu amaçla gelin eve girer girmez kucağına erkek çocuk verilir Gebelik döneminde erkek çocuk için hazırlık yapılır Kadının erkek doğurması ona saygınlık yaratır Kız doğuranlar için kullanılan “oğlan doğurmuş gibi ne yatıyorsun” sözü yörede tekerlemeye dönüşmüştür

Sancılar başlayınca gebeye şerbet içirilir, boyuna ayet yada Kuran takılır Kırsal kesimlerde genelde doğumlar ebesiz olur Doğumdan 3 ezan geçtikten sonra bebek gürbüz olsun diye, ailede en iştahlı birinin yardımıyla emzirilir Aynı amaçla çocuğun boyuna tereyağı sürülür

Yıkanıp kundaklanan bebeğin baş ucuna nazar değmesin, al basmasın diye Muska ve kuran asılır Yastığı yanına sarımsak soğan ve yumurta konur Çocuğun rahatlaması için altına elenmiş toprak konur

Sabahleyin çocuk uyanınca büyükler toplanır ad koyma töreni yapılır Ailenin en yaşlısı çocuğu kucağına alarak kulağına ezan okur 3 kez adını söyler 40 gün dolmadan dışarı çıkarılmayan bebek kırkından sonra komşulara gezmeye götürülür Buna “40 kovalama” denir

Erkek çocuklarında sünnet dönemi 6 haftalıktan başlar Sünnet düğünü ve kirvelik gelenekleri yaygındır Kırsal kesimde yemek ve eğlenceyle yapılırken, merkezde fayton yada taksiyle sünnet çocuğu ve arkadaşlarının çevrede gezdirilmesi, hamama götürülmesi gelenekler arasındadır

Ömrünün kısalığı düşüncesiyle çocuk 1 yaşına gelmeden saçı kesilmez Dişi çıktığında ilkin kimsenin duyup görmemesine çalışılır Ana evin büyüklerinden birine “şunun dişi çıkmış mı?” diye sorar O da çocuğun azına bakarak dişinin çıktığını söyler Armağan verir

Geleneksel Şenlikler : Kırşehir’de yakın zamana değin gençler arasında muhabbet toplantıları sürmekteydi Özellikle Kayabaşı gençleri belli aralıklarla, yatsı namazından sonra bir yerde toplanırlardı Muhabbet, çevreden gizli tutulurdu Şenliğin başkanı, düzenleyicisi efe olmakla birlikte yönetici durumundaydı Efe köşede mindere oturur, gençler yaş saygınlık sırasına göre onun yanında otururlardı Sofra düzeniyle, içkilerle ve çalgılarla saki ilgilenirdi Muhabbet peşrevle açılır, divan koşma ve semailerle sürerdi Yöresel türküler söylenip oyunlar oynanırdı Sabaha karşı dağılan muhabbetlerde, ağırbaşlılık ve dürüstlük temel esastı

Köylerde sürdürülen şenlik türü geleneklerden biride “ kış yarısı gezmeleridir ”

genellikle mart ortalarında yapılır Gençlerden biri ayı postuna bürünür Buna ayı donatma denir Kuyruğuna çan takılır Zil takılarak ev ev gezdirilerek oynatılır Ev sahibi onun gönlünü almak için para, yağ, pekmez, üzüm verir






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.