Garip-Şiir Akımı Adı-Garipçiler |
07-05-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Garip-Şiir Akımı Adı-GaripçilerGarip-Şiir Akımı Adı-Garipçiler Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır (bak Anday, Melih Cevdet; Kanik, Orhan Velî; Rifat, Oktay) Akım adını, bu üç şairin şiirlerinden oluşan Garip (1941) adlı ortak kitaptan alır Bu üç şaire de "Garipçiler" denmiştir Garip yenilikçi bir şiir akımıdır Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş olan kalıp ve anlayışlardan, bir başka deyişle alışkanlıklardan kurtulmanın gerektiğini savunur Garipçiler, Garip adlı kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini fazlaca katı kurallara bağlı, yapay, doğal olmaktan uzak buluyorlardı Garipçiler'e göre bu durumun temel nedeni hece, uyak, aruz gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez sanılmasıydı Oysa hece ve uyak anımsamayı kolaylaştırmak için bulunmuş bir şiir kalıbıydı İnsanlar daha sonraları hece ve uyakta bir güzellik bulmuşlardı Ama, Garipçiler insandaki gelişmelerin geleneksel şiir kurallarıyla bağdaşmayacağını düşünüyorlardı Aynı nedenle Divan şiiri kurallarını, aruz ölçüsünü, teşbih, eğretileme (istiare) ve mübalağa (abartma) sanatlarını da geçersiz buluyorlardı Garipçiler'e göre, örneğin teşbih (benzetme) sanatının eşyayı olduğundan başka türlü göstermek zorunluluğu vardı Görünümü herkesin kullandığı sözcüklerle anlatmak, şiiri konuşma diline yaklaştırmak, doğallığına kavuşturmak varken, bütün bu sanat oyunları zorlama ve yapaylık yaratıyordu Garipçiler, yazının bulunuşundan bu yana yüz binlerce şairin yaptığı sayısız teşbihe birkaç tane daha eklemenin edebiyata hiçbir yarar getirmeyeceğine inanıyorlardı Garipçiler'in geleneksel şiir kalıplarına ve anlayışına karşı çıkışlarında bir başka neden daha vardı Geleneksel şiir varlıklı sınıfın, egemen zümrenin beğenisini yansıtıyor, bu beğeniye uygun bir biçimde yazılıyordu Artık yeni şiir halkın beğenilerine seslensin, halkın anlayacağı, yaşamlarında karşılık bulacağı bir anlayışa yönelsin istiyorlardı Bu yeni anlayışla şiirde yeni tatlar, yeni konular bulmak için yeni araçlar gerektiğinden, şiirin eski araçlarını bir yana bırakmak gerekiyordu Şiir konuşma diline, gündelik yaşama, çalışan insanın serüvenine, sokaktaki insanın dünyasına yönelmeliydi Aynca şiir, yararlandığı resim, müzik ve öykü öğelerinden arınmalı, kendi anlatım olanaklarını bulmalıydı Garipçiler'in bu anlayışla yazdığı şiirler edebiyat dünyasında etkili oldu Örneğin, "Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/Nasırından çektiği kadar/Hatta çirkin yaratıldığından bile/O kadar müteessir değildi ;/Kundurası vurmadığı zamanlarda/Anmazdı ama Allanın adını,/Günahkâr da sayılmazdı/Yazık oldu Süleyman Efendi'ye" gibi şiirler, o döneme kadar egemen olan şiir beğenisini altüst ediyordu Bu durum önce alayla karşılandı, ciddiye alınmadı Ama, özellikle Nurullah Ataç ve Sabahattin Eyuboğlu gibi eleştirmenlerin Garipçiler'i savunması ve yeni bir şiir anlayışı getirdiklerini kabul etmeleri Garip Akımı'nın Türk şiirinde önemli bir değişiklik yarattığı inancını pekiştirdi Garip Akımı şiir anlayışında köklü yenilikler getirmişti Şiirin dili ve konuları zenginleşmişti Garipçiler'in serbest söyleyişi, konuşma dilinin sözcüklerini kullanmaya özen göstermeleri geniş bir kitle tarafından beğenilmişti Ama, Garipçiler kendi şiir anlayıslarının da şiirin son aşaması olmadığını biliyorlardı Çok geçmeden Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday, ayrı ayrı, daha yeni şiir anlayışları yaratmanın olanaklarını aramaya koyuldular 1945'te Garipsin ikinci baskısında yalnızca Orhan Veli'nin şiirleri yayımlandı Orhan Veli bireyin dünyasının toplumsal yaşamdan kopuk ele alınamayacağını söylüyor, toplumsal konulan öne çıkaran şiirlere yöneliyordu Aynca kimi zaman halk şiirinin öğelerinden de yararlanıyordu Garip Akımı, getirdiği yenilikleri Türk şiirine kazandırdıktan sonra önemini yitirdi Daha sonra yeni bir şiir anlayışı getiren İkinci Yeni Akımı oluştu Bu nedenle Garip'e Birinci Yeni Akımı da denir {bak İKİNCİ YENİ)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|