Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antlaşması, gelişmeleri, hatay, lozan, sancak, sonrasında, sorunu

Lozan Antlaşması Sonrasında Hatay Sancak Sorunu,Lozan Sonrasında Sancak Gelişmeleri

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lozan Antlaşması Sonrasında Hatay Sancak Sorunu,Lozan Sonrasında Sancak Gelişmeleri



Lozan Antlaşması Sonrasında Hatay Sancak Sorunu,Lozan Sonrasında Sancak Gelişmeleri
Lozan Antlaşması Sonrasında Hatay Sancak Sorunu,Lozan Sonrasında Sancak Gelişmeleri
SANCAK (HATAY) SORUNU

SANCAK (Hatay) sorununu incelemeye geçmeden önce ad konusunu açıklığa kavuşturmak gerekmektedir
Osmanlı döneminde İskenderun Sancağı olarak adlandırılan 1856 ıslahatından sonra mutasarrıflığa dönüştürülmekle birlikte gerek yerel, gerek Türk, gerekse uluslar arası belgelerde “İskenderun Sancağı” ya da kısaca “Sancak” olarak geçen İskenderun – Antakya bölgesine Hatay adı 1936 yılında Atatürk tarafından verildi Sorunun uluslar arası kamuoyunda yeniden tartışılmaya başlaması üzerine, bölgenin Türk kimliğine vurgu yapmak üzere kullanılmaya başlanan Hatay ismi Güneş-Dil Teorisinin en gözde olduğu dönemde, bu teoriyi doğrulamak için ileri sürülmüş gibiydi Buna göre, Orta Asya’da kurulmuş olan Hatay devletinden gelen Eti-Ata-Hata-Hatay kelimeleri aynı kökten türemiş Türkiye sözcüklerdir Böylece bir yandan Anadolu uygarlıklarından Hititlerin Türklüğü kanıtlanmış oluyor, diğer yandan da İskenderun – Antakya bölgesinde yaşayanların Türklükleri kesinleşiyordu (Hatay resmi ad olarak kabul edildiği tarihe kadar, bölge için Sancak adı kullanılacaktır)
1 Lozan Sonrasında Sancak Gelişmeleri

Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında İngiliz birlikleri İskenderun’un güneyine gelmişlerdi ama Sancak, Osmanlı birliklerinin elindeydi Bununla birlikte, 10 gün gibi kısa bir süre içinde, 9 Kasım’da İngiliz birlikleri Mondros’un 7 Maddesine dayanarak Sancak’ı işgal ettiler ve daha sonra savaş içinde yapmış oldukları gizli antlaşmalara uygun davranarak bölgeyi Urfa, Antep, Adana ve Mersin’i de işgal etmiş olan Fransız birliklerine bıraktılar Sancak Misak-ı Milli sınırları içinde kabul ediliyordu Ama, milli Mücadele sırasında, Fransa’yla barış antlaşması yapma olanağı doğunca, Suriye sınırı 20 Ekim 1921’de imzalanan Türk-Fransız Antlaşmasıyla özel bir yönetim altına konulan Sancak dışarıda bırakılarak çizildi Dolayısıyla, Lozan’dan önce, Sancak ve Suriye sınırları konusunda yapılmış bir antlaşma bulunuyordu
Lozan Barış Konferansında en az konuşulan ve soruna yol açmayan konu Türkiye ile Suriye arasındaki sınır oldu Öze ilişkin olmamakla birlikte, Ankara Antlaşması Fransız Parlamentosunca onaylanmadığı için Türkiye Lozan’da bu durumun bir kez daha teyit edilmesini gerekli görüyordu: 1921 Antlaşmasının sadece sınır çizen 8 maddesinin Lozan’da zikredilmesinin yalnızca bu maddeyi kuvvetlendirerek, antlaşmanın geriye kalanını zayıflatacağını ileri sürüyordu
Fransa ise, 1921 Antlaşmasının yerel bir antlaşma olduğunu, bir bütün olarak Lozan’da teyit edilmesinin antlaşmanın mahiyetini değiştireceğin, 1921 Antlaşmasının tüm maddelerini Fransa’nın uyguladığını ve uygulamayı sürdüreceğini, mandater devlet olarak Suriye adına bu anlaşmayı imzaladığı için hukuken Fransız Parlamentosunda onaylama zorunluluğu bulunmadığını, eğer İsmet Paşa kabul ederse Fransa’nın ayrıca tüm antlaşmayı uygulayacağına dair güvence vermeye hazır olduğunu bildirdi
Sonunda antlaşma sağlandı 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasının 3 maddesinde sadece Suriye sınırının, “20 Ekim 1921 günü yapılan Fransa-Türkiye Antlaşmasının 8 maddesinde tanımlanmış sınır” olduğu belirtildi Ama aynı gün Fransa Hükümeti bir mektup göndererek, Lozan Barış Antlaşmasının 1921 Antlaşmasının hükümlerine hiçbir halel vermemiş olduğunu teyit etti Ayrıca bir bildiriyle de 1921 Antlaşmasının tümüyle yürürlükte olması için gerekli onayın yapıldığını açıkladı Böylece 1921’de çizilmiş olan Türkiye-Suriye sınırı ve Sancak’a tanınmış olan özel yönetimin geçerli olduğu Lozan’da bir kez daha onaylandı
Ankara’nın bu politikasında Sancak’ta yaşayan Türklerin tutumu etkili olmuştu 1921’den beri, kimi zaman Arap milliyetçiliğiyle ittifak da yaparak, Fransız yönetimine karşı çete faaliyetlerini sürdüren Sancaklı Türkler Ankara ile temas halindeydiler ve anavatana katılmayı istiyorlardı
Lozan’dan hemen sonra 29 Eylül 1923’te, 24 Temmuz 1922’de Milletler Cemiyeti tarafından onaylanan, Suriye’nin, Fransa’nın mandası olmasına ilişkin antlaşma yürürlüğe girdi ve Fransa Sancak da dahil olmak üzere Suriye’de kendi yönetimini sağlamlaştırmaya başladı Suriye ve Lübnan’ı; Halep, Şam, Lübnan ve Alevi Lazkiye devletleri adı altında dörde böldü Bunlara ek olarak da Halep’e bağlı İskenderun Özerk Sancağını kurdu Bir yandan tüm bu toprakları “Böl ve Yönet” ilkesine göre Suriye’den ayırırken, diğer yandan her devlet içinde kendi yönetimine bağlı bir merkezileştirme süreci işletiyordu Bu durum orta bir memnuniyetsizliğe yol açtı ve 1925’de Arap milliyetçileri giderek tüm bölgelere yayılan bir ayaklanma başlattılar Söz konusu ayaklanmayı Ermeni birlikleriyle bastıran Fransa yönetsel önlemler alma gereğini anladı: 1 Ocak 1925’te Halep ve Şam devletlerini birleştirdi Bundan bir gün önce de, Sancak’a ilişkin bir kararname yayınlanarak, yönetsel konularda mevcut rejim korunmakla birlikte, bölgenin Suriye devletine yani Şam’a bağlandığını bildirdi

Arap milliyetçilerin i memnun etmek için alınan bu kararlar kısa sürede Sancak’ta karışıklıklara yol açtı Suriye’ye bağlanmak isteyen Sancaklı Araplar dışında Türkler, Aleviler ve hiç Arapça bilmeyen Ermeniler bu duruma tepki göstermekte gecikmediler Karara karşı çıkanların önderliğinin, en güçlü grubu olan Türklere geçeceği açıktı Ancak Sancaklı Türklerin bağımsızlık istekleri, bu sırada Şeyh Sait isyanı ve Musul sorunu nedeniyle zor durumda bulunan Ankara’da yankı bulmadı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.