Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eyyubikudüs, haçlılar, selahaddin

Selahaddin Eyyubi-Kudüs Ve Haçlılar

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Selahaddin Eyyubi-Kudüs Ve Haçlılar




Kudüs ve Filistin, Nazilere sapka çikarttiran gaddar Siyonistlerin ve azmettiricisi Batili emperyalistlerin zulmüne ve soykirimina sahne olmaktan ne yazik ki kurtulamiyorOsmanli'nin elinden çiktigindan beridir kutsal topraklarin hüzün ve esâreti bitmek bilmiyor Zuhur eden yürek parçalayici hâdiseler dün oldugu gibi bugün de Müslümanlara sürekli Selâhaddin-i Eyyûbî'yi hatirlatiyor ve ona mersiyeler ve serenatlar yagdirmaya vesîle oluyor Biz de bu münâsebetle, "Sark'in en sevgili Sultani" Selâhaddin'in Kudüs'e olan müthis tutkusunu, Onu Haçli tasallutundan kurtarmak gâyesiyle tesebbüs ettigi büyük cihâdini, Dogu ve Bati Alemi'nde efsânelesen kahramanligini, dillere destan seciyesini ve hâsili bunlarin günümüze mâtuf mânâ ve ibret dolu yansimalarini, biraz daha derinlemesine kaleme almaya çalisacagiz

Kudüs'ün Fethine Giden Yol

Selâhaddin-i Eyyûbî, 1167'de amcasi Sirkuh (Musul Atabeyi Nureddin Mahmud b Zengi'nin önemli bir komutani) ile beraber Siî Fâtimî hâkimiyetine son vermek amaciyla çikilan Misir Seferinde, onun yardimcisi sifatiyla kendini ilk kez tarih sahnesinde göstermisti Sefer esnâsindaki el-Bâbeyn Meydan Muharebesi ve Iskenderiye Muhasarasinda sergiledigi basarilarla göz dolduran Selâhaddin, ilerisi için büyük ümitler vâdeden bir emir oldugunu herkese ispatlamasini bilmisti 1169'da Mahmud Zengi, büyük bir orduyla Kahire'yi fethedip, idâreyi vezir tâyin ettigi Sirkuh'a birakacakti Ancak Sirkuh çok yasamayacak; yerine 26 Mart 1169'da ittifakla Selâhaddin Eyyûbî getirilecek ve ayni zamanda Nureddin'in ordu komutani da olacakti Iste bu tarihten sonra Selâhaddin, kendisinden tarihin bekledigi esas rolleri îfâ etmeye baslayacakti Eylül1171'de Nureddin'in emriyle, Misir'da Fâtimî hâkimiyetini ve hilâfetini nihâyeteerdirecek ve Islâm Dünyasi'ni tehdit eden/bölen Siî-Bâtinî tehlikesini bertaraf edecekti Ayrica, Câmiü'l-Ezher'deki Fâtimilerin propaganda merkezini kapatarak, Sünnî akideyi yaymak için medreseler açma yoluna da gidecekti

Bu arada Selâhaddin, hep Nureddin adina hareket ediyor ve tâbiiyetini sürdürüyordu 15 Mayis 1174'te Nureddin ölünce, devlette saltanat kavgasi bas göstermis; Emirler, Haçlilarla mücadele edecek yerde birbirlerine düsmüstü Selâhaddin, Sam'dan gelen dâvet üzerine Ekim 1174'te Misir'dan ayrilacakti Muhaliflerini saf disi ettikten sonra 6 Mayis 1175'te istiklâlini ilan edecek ve adina hutbe okutup para bastiracakti Böylelikle, kendisinin ve kurucusu oldugu Eyyûbî Devleti'nin siyasî gelecegi yeni bir dönüm noktasina girecekti 1186 yili Mart ayina kadar Halep ve Musul Atabeyliklerine hükümranligini kabul ettirmesiyle Trablusgarp'tan Hemedan'a kadar olan Islâm topraklari Selâhaddin'in hâkimiyetine geçecekti Nureddin Zengî'nin ölümüyle parçalanan Islâm birligi böylece daha da kuvvetlenmis olarak yeniden saglaniyordu Artik sartlarin olgunlasmasiyla, Kudüs'ün fethi için de yavas yavas kapi aralanacakti

Selâhaddin'in Kudüs'e Meftûniyeti

Hiristiyan Bati Alemi, Kudüs'ü kurtarmak gâyesiyle, tarihin o en barbar taarruzu olan "Haçli Seferleri"ne start vermekte gecikmemisti Haçlilar, Hz Ömer'in 638'deki Yermuk Zaferinden 460 yil sonra, I Haçli Seferi sonunda (1099) Kudüs'ü ele geçirip, bir krallik kurmaya muktedir olacaklardi Vahsî Haçlilar, geçmiste bir benzeri daha görülmemis canavarlik numunelerini gösterime sunmaktan zerrece çekinmemislerdi Yapilan hunharliklar sirasinda, sehrin su tanklari kana bulanacak kadar sokaklarda 3 gün boyunca oluk oluk kan akmis, mâbetlerde bile yüz binlerce Müslüman acimasizca katledilmis ve pek çok yerde ölüler dev piramitler hâlinde yigilip yakilmisti Kisacasi, irtikap edilen vahsîlikler, yamyamlari dâhi hicâba sevk edecek ölçüde korkunç ve târifsizdi

Selâhaddin Eyyûbî, aradan 88 yil geçmesine ragmen, Kudüs'ün Haçlilarin tahakkümü altinda bulunmasini bir türlü içine sindirememisti Islâm'in ilk kiblesi ve Kâinatin Efendisi Hz Muhammed'in (sav) Miraç'a yükseldigi mukaddes beldenin, Haçli sultasinda bulunmasini kabullenemiyordu O kadar ki, Sultan Selâhaddin'in âdetâ bir mecnun gibi dolastigi; yemegi ve uyumayi unuttugu; gülmeyi, zevk ü sefâyi kendine haram ettigi ve Kudüs'ün fethine dek hep çadirda kaldigini tarih hazin bir biçimde kaydetmistir Bahaüddin b Seddad, Selâhaddin'deki bu derin hicrani su muhtesem sözlerle sâhikalastirmisti: "O, Kudüs hakkinda o kadar gamli idi ki, onun bu gam ve kederini daglar kaldiramazdi O, çocugunu kaybetmis bir ana gibi sasirmis kalmisti Atini bir yerden bir yere kosturup Müslümanlari, Kudüs'ü kurtarmak için cihâda davet ediyordu Dâimâ hüzünle gözyasi döküyor, göz pinarlari hiç kurumuyordu Hele Akka'ya baktigi zaman, kendine bir türlü hâkim olamiyor, halkina yapilan zulüm ve iskenceleri hatirlamak istemiyordu Bogazina bir türlü yemek girmiyordu O söyle diyordu: "Kudüs ve Mescid-i Aksa, Haçlilarin isgâlinde oldugu müddetçe, ben nasil olur da gülebilirim, sevinebilirim, istedigim gibi rahat yemek yiyebilirim ve hele gözüme uyku girebilir?!"

Hittin'deki Büyük Zafer ve III Haçli Hezîmeti

Selâhaddin, Kudüs Haçli Kralligi'na ilk büyük seferini 14 Kasim-9 Aralik 1177'de gerçeklestirmisti Yaklasik 10 yildir hasretle bekledigi zafer anini, nihâyet 1187'de Hittin'de yakalamisti Ortaya koydugu muazzam inanç, cesâret ve kahramanlikla Haçlilara hâdlerini bildirmis ve Kudüs üzerindeki heveslerini inkisâra ugratmisti Hittin'de Haçlilar, Dogu'ya saldirdiklarindan beri ilk defâ bu denli agir bir hezîmete mâruz kalmislardi Öyle ki, Papa III Urbanus kahrindan ölmüstü Sultan Selâhaddin, devletini kisa sürede bölgenin tek hâkim kuvveti durumuna getirmisti Sultan'in yaninda harplere katilan ve olaylari yaziya döken Imâdeddin, Hittin'in Islâm Tarihi'ndeki önemini söyle belirtmistir: "Haçlilar, Dogu sâhillerine geldiklerinden beridir Müslümanlar, böyle bir zafer kazanmamislardi Diger hükümdarlarin yapamadigini Allah, Sultan'a nasip etti" 2 Ekim 1187 Cuma günü "Miraç Kandili'nde" kiliç hükmünde emanla Kudüs teslim olmustu Fethin ardindan Mescid-i Aksa'ya gelen muzaffer Sultan,

Haçlilarca tahrip edilen ilk kiblegâhi elleriyle süpürüp gül yagi ile yikamisti Ilk Cuma Namazi'nda, Zekiyiddin Ali el-Kurasi, fethin emsâlsiz mevkiini su hutbeyle taçlandirmisti: "Allah, kullari arasindan sizi seçmemis olsaydi, bu fazileti kazanamazdiniz Ne mutlu size! Rasûlullah'in mûcizesi Bedir vak'alari, Hz Siddik'in idealleri, Hz Ömer'in fetihleri, Hz Hâlid'in hücumlari sizinle yeniden gerçeklesti! Allah Nebîsi Muhammed (as) sizi en güzel övgü ile övdü Düsman içine dalarak gösterdiginiz kahramanligin ecrini verdi Ona yaklasmak için döktügünüz kanlari kabul etti Size, mutlu insanlarin karargâhi olan cenneti verdi" Kudüs'ün yeniden Müslümanlara geçmesi, Haçli Alemi'nde öyle bir sok meydana getirmisti ki, hemen Papa'nin çagrisiyla tüm Avrupali Devletler, fevkalâde kalabalik ve kuvvetli yeni bir haçli ordusu düzenlemekten geri kalmamislardi "Krallar Savasi" olarak da bilinen III Haçli Seferinin basinda, Alman Imparatoru Frederick Barbarossa, Fransa Krali Philippe Auguste ve Ingiltere Krali meshur Arslan Yürekli Richard'in yani sira, söhretli komutanlar vardi Bunlardan Alman Imparatoru Barbarossa, Kudüs önlerine gelmeye muvaffak olamadan Silifke Irmaginda bogularak can verecekti Bir ara iki ordu arasindaki dengesizligi gören Sultan Selâhaddin'in askerleri, çekingenlik göstermislerdi Selâhaddin ise, su müthis sözlerle azim ve cesâretlerini bilemeye kâdir olmustu: "Mâdem ki ölümden korkuyoruz; niçin evlerimizde oturup çoluk çocugumuzla zevk ve sefâ içinde yasamiyoruz? Bizim vazifemiz düsmanin azligini ve çoklugunu mukâyese etmek degil, onun karsisina çikmaktir!" Netîcede Richard'in öncülügünde sulh istemek zorunda kalan Haçlilar, 1 Eylül 1192'de imzalanan anlasmayi müteakip çekilmislerdi Selâhaddin, Haçlilari tek basina perisan edip muhtesem bir ders daha vermeye ve hüsranla geri dönmeye mahkûm etmisti Selâhaddin sahsinda, Müslümanlarin üstünlügünü Haçlilara bir defa daha tasdik ettirmis; Kudüs ve Ortadogu'daki Islâm varligini ortadan kaldirmanin mümkün olmadigini tekrar ispatlamisti

Ebediyete Ibret-nûmâ Irtihâli

Selâhaddin Eyyûbî, 1193'te 56 yasinda Sam'da vefat etti Haçlilari târumar eden Kudüs Fâtihi, ölüm dösegindeyken, emri geregince sehre dagilan münâdiler, mizraga geçirilmis kefenini göstererek su ibret yüklü sözü haykirmislardi: "Ey ahâli! Sarkin hâkimi Sultan Selâhaddin ölmek üzeredir Ahirete ancak su bez parçasini götürebilecektir Öyleyse, Allah'a kullukta gevseklik göstermeyin!" Söhreti cihâna mâlolan Islâm Mücâhidi vefat ettiginde, geride mîras olarak biraktiklarinin dünya nâmina hiçbir degeri yoktu Tüm mal varligi sundan ibâretti: 1 Misir dinari, 36 veya 37 Nasirî dirhemi Koca Sultan, zühd ve takva içinde kâmil bir hayat sürmüstü

Selâhaddin'in Mürüvveti ve Efsânelesmesi

Selâhaddin, fetihlerden sonra gösterdigi müsâmaha, merhamet ve insanlikla, Haçlilari, bidâyette isledikleri vahsetten ötürü utandirmisti Magluplarin sefâletine gösterdigi mürüvvet ve âlicenaplik her türlü senâya degerdi Frenkler ve Latinlere, isterlerse 40 gün içinde Kudüs'ü terk etmelerine müsâade etmisti Esirleri, fidyelerini ödemeleri için fazla zorlamamis; 7 bin zavalliyi toptan 30 bin dinarla âzat etmeye râzi olmustu Ayrica, 2-3 bin kisiyi hiçbir bedel talep etmeden birakmaktan da kaçinmamisti Selâhaddin Eyyûbî'nin sergiledigi muhtesem insanlik manzaralari, hasimlari ve Avrupali tarihçiler tarafindan bile takdirle karsilanmisti Yerli Hiristiyanlar ve Mûsevîler onun idâresini, Frenklerinkine tercih etmislerdi Yüce Sultan bütün bunlarla, sâdece Islâm Dünyasi'nda degil; Bati Alemi'nde de bir "Selâhaddin Efsânesi"nin dogmasina sebebiyet vermisti Avrupa'da yayilan efsâneler, onun sövalyelik ruhu, asâleti, adâleti, cesâreti, mertligi ve kudreti etrâfinda yogunlasmisti 13 ve 14 Yüzyillarda Avrupa'da ondan bahseden pek çok Latince eser yazilmisti Basta Erakles olmak üzere, fazla sayida tarihçi, onu metheden kitaplar kaleme almislardi

Selâhaddin-i Eyyûbî, Batililarin hâfizasinda engin bir hayranliga degecek kadar yer etmesine karsilik, suur altinda derin bir kâbus uyandiracak kadar unutulmaz bir tesir de birakmistir Meselâ, Fransiz Generali Garo, 1920'deki Meyselun Savasi'ni müteakip Sam'a girmis ve Sultan Selâhaddin'in kabrini teptikten sonra Ona, Haçli ruhuna tercüman olan su müstehzî sözle seslenerek; Batililar adina sanki Hittin'in öcünü almak ve kabaran öfkeyi bosaltmak istemisti: "Ey Selâhaddin! Haçli Seferi simdi bitti! Iste biz döndük!"

Essiz Sahsiyeti ve Hafizalardaki Yeri

Sultan Selâhaddin, yüksek insanî meziyetlere mâlik, iyi huylu, cömert, âdil, kültürlü ve müsâmahakâr bir yapiya sahipti Türkçe, Arapça, Farsça ve Kürtçe'yi bilen, iyi tahsil görmüs bir hükümdardi Kur'an-i Kerim ve Ebû Temmam'in Hamase'sini çok mükemmel bir sekilde ezberlemisti Zamanindaki çesitli âlimlerden hadis ve fikih dersleri almisti Itikâdî mezhebi Es'arî, ameldeki mezhebi ise Safiî idi Edebî zevkleri üstün, tarihî mâlumati engindi Verdigi sözü tutar, insanlarin kendisine güvenini sarsmamaya titizlikle gayret ederdi Adâlete ehemmiyet verir, gerektiginde kendisi de hâkim karsisina çikmaktan sarf-i nazar etmezdi

Engin tevâzuu, hilmi, hosgörüsü ve cömertligi "Onunla oturan bir sultanla oturdugunun farkina varmaz; bir arkadasiyla oturdugunu sanirdi Anlayisli, hatalari affeden, dindar, temiz, samîmi bir kimseydi Kusurlari görmezden gelir, kizmazdi Mütebessim davranir, yüzünü asmazdi Bir sey isteyeni, eli bos çevirmezdi" Devrin büyük âlim ve düsünürü Abdüllâtif el Bagdadî'nin, Selâhaddin'i ziyareti münâsebetiyle sarfettigi satirlar ise en az yukaridakiler kadar çarpici: "Huzuruna vardiginizda gözleri heybet, kalpleri muhabbetle dolduran bir hükümdar gördüm Insanlar Onda, Peygamberlerde görülen meziyetlere benzer seyler görüyorlardi Iyi-kötü, Müslim-Gayri Müslim herkes tarafindan sevilirdi"

Selâhaddin'e Bitmeyen Özlem!

Bugün Filistin'de, Selâhaddin gibi bir kurtaricinin çikmasi ve Islâm sancaginin Kudüs semâlarinda yeniden sehbâl açmasi; zâlim Siyonistlerin ve suç ortagi Batililarin hâlâ kâbusudur Lâkin, Kudüs ve Filistin topraklarinin, istiklâl için Selâhaddin gibi kahramanlara ve liderlere muhtaç oldugu da mutlaktir O, bu anlamda bir "sembol" ve "timsâl" mevkiindedir Kudüs, Selâhaddin Eyyûbî'sini hasretle aramakta ve 'Çagin Firavunlarina' dur diyecek o sanli Fâtihinin çikacagi ani büyük bir inkisarla beklemektedir Bunu, Kenan Seyithanoglu'nun "Kudüs" siirindeki özlem, nedâmet ve serzenis yüklü su efsunkâr ifadeler ne müthis bir sekilde bayraklastiriyor:

Her vuslata mehtap olmus beldeye bak!

Eyvah! Yaliyor ufkunu bir kanli safak

Sabret Kudüs'üm silmek için gözyasini

Elbet bir Ömer bir Salâhaddin çikacak



Kaynaklar:

1)Ramazan Sesen, Salahaddin Devrinde Eyyubiler Devleti, Ist1983, IÜEF Yay, s59-67; 2)Ramazan Sesen, Salahaddin Eyyubi ve Devlet, Ist1987, Çag Yay, s95-200; 3)Dogustan Günümüze Büyük Islâm Tarihi, c6, Ist1989, Çag Yay, s329-342; 4)Ah Djevad, Yabancilara Göre Eski Türkler, Ist1978, Yagmur Yay, s108-112; 5)Necati Kotan, Tarih Fikralari, Ist1988, MEB Yay, s80; 6)Ismail Çolak, Yeni Dünya Düzeninde Osmanliyi Aramak, Ist2000, Kirkambar Kit, s37-38; 7)M Ismail Çolak, "Barbar Kim?", Tarih ve Medeniyet Dergisi, Mayis 1999, Sayi: 62, s24-27; 8)M Ismail Çolak, "Kudüs'te Selâhaddin Olmak!", Anadolu Gençlik Dergisi, Mayis 2002, Sayi: 28; 9)M Ismail Çalik, "Batinin Barbar Yüzü: Haçli Seferleri", Yeni Dünya Dergisi, Subat 2001 Sayisi, s6-9; 10)M Ismail Çalik, "Vahsetin ve Medeniyetin Gerçek Adresleri", Anadolu Gençlik Dergisi, Agustos 2001, Sayi: 19, s48-51; 11)Burhan Bozgeyik, Meshurlarin Son Anlari, Ist1993, s205; 12) Ibrahim Refik, Tarih Suuruna Dogru, c1, Ist1994, s111, c2, Ist1998, s43; 13)Muzaffer Tasyürek, "Selahaddin-i Eyyubi", Semerkand Dergisi, Ekim 1999, Sayi: 10, s37-38; 14)Sizinti Dergisi, Aralik 1985, Sayi: 83, s428-429; Mart 1993, Sayi: 170, s69; 15)Zaman Gazetesi, 19 Eylül 1992, s8


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.