Hz. Yusuf Kimdir - Hz. Yusuf Hayatı |
09-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Yusuf Kimdir - Hz. Yusuf HayatıHz Yusuf Kimdir Hz Yusuf hayatı Hz Yusuf hakkında bilgi Hz Yusuf kimdir Hazreti Yusuf, bütün yaşamı ile, başından geçenler ile, nefsine hakimiyeti ile hepimize örnek olması gereken bir Allah dostudur Hazreti İbrahim’in ölümünden sonra yerine oğlu İshak geçti İshak da ölünce onun yerine oğlu Yakup aldı Yakup’un 12 oğlu vardı Bunlardan 10’u büyüktü Yusuf ile Bünyamin küçük birer çocuktular Yakup, çocukları içinde en çok Yusuf’u severdi Yusuf’a hediyeler vererek, istediği gibi hareket etmesine göz yumarak ötekilerden daha çok sevdiğini belli ederdi Babalarının Yusuf’u çok sevmesi öteki büyük kardeşlerini kıskandırdı Yusuf bürüdükçe bir takım rüyalar görmeye başladı Bu rüyalardan birisinde kardeşleri, önünde diz çöküyorlar, onu saygıyla selamlıyorlardı Yusuf rüyasını saklamadan, olduğu gibi kardeşlerine söyledi Buna kardeşleri çok kızdılar: “Sen başımıza geçmeye izin vereceğimizi mi sanıyorsun?” dediler; ondan soğudular Yusuf 17 yaşına gelince, babası ona renkli kumaşlarda bir ceket hediye etti Bu, kardeşlerine çok kızdırdı Çünkü onlar, bu hediyeyi babasından sonra yerine geçeceğine bir işaret saydılar Sonunda Yusuf’tan öç almaya karar verdiler Günün birinde sürüleri uzaklara götürdüler Yakup sürülere bakan oğullarının geciktiğini görünce, haber almak için Yusuf’u onlara gönderdi Yusuf babasının kendisine verdiği ve daima onunla öğündüğü güzel ceketini giydi, kardeşlerini aramaya gitti Kardeşleri Yusuf’u görünce birbirlerini: “Bizim başımıza geçmeyi düşüne bu çocuktan kurtulmanın tam zamanı” dediler Yusuf yanlarına varınca, onu kötü halde korkuttular Güzel ceketini yırttılar ve Yusuf’u kuyuya attılar Biraz sonra da oradan geçen bir Arap tüccara yirmi gümüş parçasına sattılar Sonra bir keçi kestiler Yusuf’un güzel ceketini kana boyadılar Babalarının yanına gelince kanı ceketi göstererek: “Bak baba! Bunu eve gelirken bulduk” dediler Yakup, Yusuf’un kanlı ceketini görünce: “Bu oğlunun ceketi Bir vahşi hayvan onu parçalamış” diye ağladı Zavallı Yakup sevgili oğlunun ölümüne çok üzüldü Onu hatırladıkça ağladı Ne oğulları, ne de kızları onun kanayan kalbinin acılarını dindiremedi Yusuf’un kardeşleri babalarının üzüntüsünü görünce, Yusuf’a yaptıklarına pişman oldular Ama onlar Yusuf’un Mısır’da bir köle olarak yaşadığını biliyorlardı Kenan ili, zengin Mısır’la, verimli Mezopotamya arasında uzanıyordu Kardeşlerini sattıkları Arap tüccarlar, bu zengin iki memleket arasında ticaret yapıyorlardı Yusuf’u satın aldıkları zaman Mezopotamya’dan Mısır’a dönüyorlardı Onlar, Mısır’a baharat, altın ve mücevherat getiriyorlar; oradan da ipek, fildişi Mezopotamya’da satıyorlardı Yusuf’u satın alan tüccarlar, böyle yakışıklı bir tutsağı Mısır’da çok pahalıya satacaklarından dolayı çok sevindiler Mısır’a gelince Yusuf’u Firavun’un koruma subaylarımdan Potifor’a sattılar Yusuf, Mısırı, memleketi Kenan ilinden çok ayrı buldu Mısır, bu genç delikanlıya çak güzel ve şirin göründü Yusuf, o zamana kadar hep çadırda yaşamıştı Oysa mısırlılar güzel elbiseler giyiyorlar, taş, tuğla ve tahtadan yapılmış evlerde oturuyorlardı Firavun, büyük ve güzel bir sarayda yaşıyordu Halk, güzel tapınaklarda tanrılara tapıyordu Yusuf, binlerce tutsağın yaptığı göklere baş çeken piramitlere baktıkça hayretten hayrete düştü Yusuf’un hatırına günün birinde güzel saraylarda yaşayacağı, bu güzel memleketi yöneteceği hiçbir zaman gelmiyordu Ama bu böyle oldu: Firavun, bir gece korkunç bir rüya gördü Adamları bu rüyayı yorumlayamadılar firavunun üzüntüleri arttı Günün birinde adamlarından birisi ona: “ben genç bir İbrani biliyorum, rüyaları çok güzel yorumluyor, belki bunu söyleyebilir” dedi Firavun: “Hemen yanıma getirin” diye emir verdi Yusuf saraya getirildi Kötü elbiseleri sırtından çıkarıldı, büyük firavunun girebilecek güzel elbiseler girdirildi (Zindana gidip “Yusuf, ey doğru (sözlü insan)… Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar” (Yusuf Suresi, 46) Firavun, Yusuf’a rüyasını anlattı Yusuf onu dikkatle dinledi Sonra rüyayı çözerek anlatmaya başladı O, firavunu bunun bir haber olduğunu, yedi bolluk yılını yedi kıtlık yılının izleyeceğini söyledi Buna çare olarak da bolluk yıllarında fazla kuru yiyeceklerin ambarlara depo edilmesine, kıtlık yıları gelince, bunların halka dağıtılması gerektiğini sözlerine ilave etti Firavun, bundan çok memnun oldu Hemen Yusuf’un parmağına bir yüzük geçirdi ve: “Bu işte en yüksek memur olacaksın Bütün halk önünde diz çökecek ve seni benim gibi selamlayacaklar!” dedi Firavun, Yusuf’a giymesi için güzel elbiseler, binmesi için arabalar, oturması için saraylar verdi Artık siz Yusuf’un ne kadar mutlu olduğunu düşünün Yusuf yedi yıl içinde, Mısır’ın her tarafını dolaştı, fazla yiyecekleri ambarlara doldurdu İşini o kadar güzel yaptı ki, yedi bolluk yılı sonunda bütün ambarlar dolmuştu Bundan sonra Yusuf’un dediği kıtlık yılları başladı Nil nehri eskiden olduğu gibi taşmadı Yakıcı güneş altında topraklar kurudu ve çatladı Halk, eğer buğday bulamasak açlıktan öleceğiz, diye düşünmeye başladı Mısırlılar, yiyeceklerini bitirdikten sonra Firavun’a gittiler, ondan yiyecek istediler Firavun, bunlara: “Yusuf’a gidiniz, ne yapmanızı emrederse öyle yapınız!” dedi Halk, Yusuf’a başvurunca, o ambarları açtı, halka yiyecek dağıttı Firavun ve bütün Mısırlılar, Yusuf’un bu iyiliğine çok memnun oldular Bunun gibi akıllı adamın yıllarca başlarında kalması tanrılarından dilerdiler Kıtlıktan acı çeken yalnız Mısırlılar değildi Komşu memleketlerinde de kıtlık vardı Bunlar mısırlılar gibi hazıklıklı olmadıklarından açlıktan öldüler Babası ve kardeşlerinin yaşadığı Kenan iline de aylardan beri yağmur yağmamıştı Sürüler ot bulamadıklarında ölüyorlardı Yakup ve çocukları, ne yapacaklarını şaşırmışlar, acı acı düşünmeye başlamışlardı İşte bu sırada Mısır’da çok yiyecek bulunduğu haberi duyuldu Yakup, çocuklarına hemen mısır’a gitmelerini, mümkün olduğu kadar fazla yiyecek getirmelerini söyledi Kardeşleri Mısır’a geldiler Büyük vali Yusuf’a başvurdular Yanına girince yerlere kadar eğilerek onu selamladılar Onlar, küçük kardeşleri Yusuf’un önünde eğildiklerini bilmiyorlardı Ama Yusuf kardeşlerini tanıdı Kalbi heyecanla şiddetle çarpmaya başladı Kardeşlerine kim olduğuna dair bir şey söylemedi; ama onlara başına götürmek üzere bol miktarda yiyecek verdi Ancak korkunç kıtlık bir türlü sona ermiyordu Kardeşlerinin aldığı yiyecek kısa bir süre sonra bitmişti İkinci bir defa, daha fazla yiyecek almak için Mısır’a gelmek zorunda kaldılar Yusuf, onlara kardeşleri olduğunu söylemedi Yalnız: “Sizin babanız sağ mı?” diye sorular sordu Ama kardeşleri üçüncü defa önüne gelince, artık sırsını saklayamadı: “Ben sizin Mısırlılara sattığınız kardeşiniz Yusuf’un” dedi Kardeşleri bu büyük Mısır valisinin kendilerini öldüreceğini düşünerek çok korktular Yusuf bunu anladı Onlara: “Korkmayınız, size zararım dokunmayacak Tanrı benim Mısır’a gelmemi ve sizin hayatınızı kurtarmamı emretmiş Hemen babama gidin ve bu sevinçli haberi duyurun” dedi Hemen Kenan iline gitmelerini, babası ve kabilelerini zengin Mısır’a getirmelerini, burada beraber yaşamaları gerektiğini söyledi Kardeşleri, dönüşte çok sevinçli ve heyecanlıydılar Bu güzel haberi babalarına duyurmak için can atıyorlardı Memlekete dönünce olan bitenlere babalarına anlattılar Yusuf’un yaşadığın, iyi olduğunu Mısır’ı yönettiğini söylediler Yakup, buna inanmadı Ama Yusuf’un onlara söylediklerini ve kendisine verilmek üzere gönderilen yiyeceği görünce anlatılanların doğruluğuna inanır gibi oldu Artık siz onun ne kadar mutlu olduğunu, ne kadar çabuk Mısır’a gitmek istediğini düşünün Yakup çok ihtiyarlamıştı Yolculuk onu çok hırpaladı Ama o sevgili oğlunu görmek için bu acılara katlandı Yusuf, babasının gelmekte olduğunu duyunca arabasıyla karşılamaya gitti Babası onu bir defa daha kolları arasına aldı Şu ihtiyar yaşına, dünyanın en güzel mutluluğunu kendisine verdiği gibi tanrıya dualar etti Firavun, İbranilere çok nazik davrandı Onlara toprak verdi İbraniler, Firavun’un Mısır’da yaşamalarına izin vermesine çok sevindiler Mısır’ın kendi memleketlerinden daha güzel olduğunu ilk bakışta anladılar Uzun yıllar Mısır’da barış ve rahatlık içinde yaşadılar HZ YUSUF’UN SAMİMİ DUASI Hz Yusuf’un Allah’a son derece bağlı, O’nu veli edinen bir insan olduğundan ve Allah’ı çok fazla zikrettiğinden, O’na sürekli şükrettiğinden kitap boyunca bahsettik Bu gerçeği aşağıdaki ayette, Hz Yusuf’un söylediği sözlerde de görmek mümkündür: “Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin Göklerin ve yerin yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat” (Yusuf Suresi, 101) |
|