Hücre Yüzeyindeki Bazı Yapılar |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hücre Yüzeyindeki Bazı YapılarHücre Yüzeyindeki Bazı Yapılar Hücrenin işlevi île ilgili ya da diğer hücrelerle ilişkisini sağlayan yapılardır Hücrenin yaptığı işe ve bulunduğu yere göre farklılıklar gösterirler Mikrovillus Özellikle emme görevi fazla olan hücrelerde, örneğin bağırsak epitelinde, hücre dış yüzeyini artırmak için, hücre zarının bir miktar sitoplazma ile beraber dışarıya doğru meydana getirdiği, parmak şeklinde 06-08 mikron uzunluğunda 008-01 mikron kalınlığındaki çıkıntılardır, ince bağırsakta her bir hücrede aşağı yukarı 3000-4000 mikrovillus bulunmaktadır Bu mikrovilluslar (çoğulu mikrovilli) makromolekülleri parçalayan ve hücre içine taşıyan enzimleri taşır Sıvı geçirimine (alışverişine) kuvvetlice özelleşmiş (ozmoregülasyon yapan) hücrelerin taban kısımları (böbrek Malpiki tüplerinin epitel hücreleri) kaide labirenti denen birçok kıvrım ve girinti taşır Epitel hücrelerinin alt kısmındaki "Kaide Zarı" hücre dışı bir yapı ve salgıdır; epitel hücrelerini alttaki bağ dokudan ayırmaya yarar Fagositoz (Phagocytosis), Pinositoz (P/nocytosfs) ve Eksositoz (Exocytosis) ya da Eksturziyon (Extursion) Amikronlar, yani iyonlar ve moleküller (10 A°)rezorpsiyonla, submikronlar (10 A° - 01 mikron) athrocytos'la (atrositozla), mikronlar (01 mikrondan büyük) fagositozla alınırlar Su gibi küçük moleküllerin birçoğu hücre içerisine ozmozla, hücre zarının değişmesine gerek kalmadan girebildikleri halde, bir kısmı, örneğin potasyum ve sodyum tuzları, diğer makromoleküller gibi pinositoz meydana getirir Büyük moleküllerin ve bazı katı cisimlerin hücre içine alınabilmesi için hücre zarının yapısal olarak değişmesi gerekir Sitoplazma, büyük bir cismi, yalancı ayak ya da içeriye çöken bir kesecik (vezikül) meydana getirerek hücre içine alabilir Ayrıca hücre yüzeyinde bir takım yarık ve çukurlar vardır Bunların içindeki sıvı ve katılar boğumlanmak suretiyle bir kesecik şeklinde sitoplazma içerisine alınır, işte bu yolla sıvı maddelerinin hücre içerisine alınmasına pinositoz (Yunanca, pinein = içmek demektir) katı maddelerin alınmasına fagositoz (Yunanca, phagein = yemek demektir) her ikisine birlikte "E n d o s i t o z" denir Bu yolla, normal olarak bimoleküler yağ tabakasından geçemeyecek moleküllerin hücre içine nasıl girebildikleri anlaşılır Hatta aç bırakılan bir amip % 1'lik globülin çözeltisinden, iki saat içinde vücudunun % 30-40'ı kadar molekülü bu şekilde alma gücüne sahiptir Fagositozla meydana gelen kesecikler diğerlerinden çok daha büyüktür, içeriye giren bu kesecikler lizozomlarla çevrilerek, onların zarlarıyla kaynaşır ve böylece kesecik içerisindeki maddeler diffüzyonla zardan geçecek kadar küçük moleküllere parçalanır Sadece su ve küçük moleküllü diğer temel besin maddelerini içeren kesecikler bu diffüzyonla gittikçe küçülür ve bir zaman sonra da çevresini saran zar birimiyle birlikte kaybolur Bununla beraber içerisinde sindirilemeyen artık madde içeren kesecikler Golgi aygıtı (GA)'nın sisternlerine kaynaşır ve daha sonra anlatacağımız gibi ekstruziyon dediğimiz yolla dışarıya atılır Buna karşın Golgi aygıtında oluşan salgılar ve sindirim artık maddeleri zar biriminden meydana gelmiş kesecikler içinde, zara doğru hareket ederek, orada hücre zarına birleşir ve kaynaşırlar Daha sonra dışanya doğru balon yapan çıkıntılarla (meydana gelen delikten) atılırlar; buna "Ekstruziyon" (latince Ex= dışarı, trudere= atmak) ya da "E k s o s i t o z" denir Kesecik plazmalem-maya yuvarlak bir testi gibi bağlanır Testinin ağzı dışarıya dönüktürBu testi şeklindeki kesecik, içerisindeki sıvı aktıkça küçülür ve bir zaman sonra da kaybolur Keseciğin de hücre zarına homolog olduğu varsayılmaktadır Eksositoza örnek, insülinin kana verilişi gösterilebilir |
|