Aile Tutumlari Ve Çocuk Gelişimi Üzerine Etkileri |
10-19-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Tutumlari Ve Çocuk Gelişimi Üzerine EtkileriAİle Tutumlari Ve Çocuk GelİŞİmİ Üzerİne Etkİlerİ Çocuğun psikolojik ve sosyolojik gelişimi anne-baba tutumları ile ilişkilidir Bu yazının amacı olumsuz aile tutumlarını tanımlamak ve olumlu anne-baba tutumları geliştirmelerinde ailelere yardımcı olmaktır En sağlıklı ve etkin tutum yeteri kadar sevgi, hoşgörü ve disiplini içermelidir Eğitimciler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindedirler Her ne kadar kişilik gelişiminin insanın yaşamı boyunca süregeldiğini kabul etsek de, kişilik gelişmesi ve yapılanmasında temelin çocukluk döneminde atıldığı gerçeği geçerliliğini korumaktadır Sosyal uyum üzerine yapılan çalışmalar, ailenin çocuk üzerindeki ilk etkilerinin son derece önemli olduğunu göstermiştir Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir Çocuğa yöneltilen davranış ve ona karşı takınılan tavır, ilk yaşantıların örülmesinde büyük önem taşımaktadır Okul öncesi dönemde çocuk, sosyal birey olmayı öğrenirken aynı zamanda özdeşim yapacağı bir modele gereksinim duyar Kişilik oluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük olasılıkla aile içindeki yakın bir üye ile gerçekleşmektedir Genellikle özdeşim nesnesi anne-baba olmaktadır, fakat ağabey, teyze, hala, dayı ya da amca gibi aile içinden bir erişkin de özdeşim nesnesi olabilir Bu üyelerin bozuk bir kişilik yapısına sahip olması halinde, olumsuz davranış örneğinin çocuğa yansıma olasılığı artmaktadır Çocuk yetiştirmede ve ailenin çocuğa karşı tutumlarını belirlemede, anne-baba tarafından çocuğun gelişim dönemlerinin özelliklerinin neler olduğunun bilinmesi çok önemlidir Çocuk erişkinin küçük bir modeli değildir Çocuğu erişkinden ayıran bir çok özellik vardır: çocuğun kanıtlanabilir en güçlü tarafı ve üstünlüğü öğrenme güdüsüdür Çocuk, Montessori'nin "emici zihin" diye adlandırdığı bir yetiye sahip olarak doğar Kültür, töre, ülkü, duygu, davranış ve inançların "emilip" benimsenmesi, çocuğun doğumuyla altı yaşı arasındaki "emici zihin" döneminde gerçekleşir Anne-babanın çocuğa ilişkin tutumlarını değerlendirirken, aile içindeki ilişki dinamiğini gözden geçirmek gerekir Üç çocuk, anne ve babadan oluşan 5 kişilik bir ailede aile içi etkileşiminin kaç çeşit olduğu teke tek ilişkiler formülü ile saptanabilir: 5 kişilik bir ailede X=n2-n= 20 çeşit ilişki mevcuttur Bu, herkesin kendisinden başka 4 kişi ile ilişkiye girdiği anlamına gelir Bu ilişkiler çift yönlüdür Gerçekte ilişkiler daha karmaşıktır Yani; anne, anne olarak çocukları ile ilişkide, anne ve baba işlevleri gereği çocuklarla ilişkide, kızlar ve erkekler birbirleriyle ilişkide gibi değişik ve karma ilişkiler vardır Gerçekte kuramsal olarak formül şöyle olmalıdır: X=1x2x3x4x5=120 çeşit ilişki aile içinde vardır Beş kişilik aile, 6 kişi olsa, yani bir çocuk daha eklense, ilişki sayısı 120x6=720’e çıkar Yani aile, ilişkiler yumağı şeklinde gözlemlenir Olumlu veya olumsuz herkes birbiriyle ilişkidedir Aile üyelerinden başarısı veya başarısızlığı herkesi etkiler Aile içindeki çatışmalar (kardeşler arası, anne-baba, anne-çocuk veya baba-çocuk çatışması vb) da aile içindeki her bir bireyi etkiler Ancak çatışmaları önem sırasına koymak gerekirse, anne-baba çatışması ailenin tüm bireylerini diğerlerine oranla çok daha fazla etkilemektedir Aile için, anne-baba ilişkisi daha temeldir OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli yararlı bir yaklaşımdır Sevgi; kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir Eğitim ise; öğretilen herşeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya yetersiz veya aşırı, eğitim ise gevşek ya da sıkı olmaktadır (Şekil:1) Aşırı sevgi tutumunda, aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır Bunun sonucu olarak çocukta bağımlılık ve güvensizlik gelişir Çocuk karşılaştığı her olayda anne-babasına yaslanır, onlara güvenir fakat kendisine güvensizdir Sevgi yetersizliği veya yokluğu sonucu ise, çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir Doğal olarak aşırı sevginin veya yetersizliğinin de dereceleri vardır Sevgi yetersizliğinin en aşırı ucu, çocuğu terk etmek veya kabullenmemektir Yetersiz sevginin, aşırı sevgiye göre sonuçları daha ağır olmaktadır Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan anne-babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler Çocuk sıkı bir denetim altında tutularak en küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta, bunların önemle durulmakta ve düzelitmesi istenmektedir Böyle aileler fiziksel cezayı ön planda kullanmakta ve çocuklara kendilerini yönetme fırsatı vermemektedir Bireyin kendine güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini hiçe sayan bir disiplin yöntemi olan sıkı eğitim ile büyüyen çocuklar kibar, sessiz, uslu ve dürüst olmalarına karşın küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olabilmektedir Gevşek eğitimde ise “hoş gör, boş ver” anlayışı egemendir Bu anlayışta “Her şeyi hoş gör; çocuktur her şeyi yapar; çocuk özgür olmalıdır; onun her dediğini yapın; ona sevgi verin yeterlidir” şeklinde yüzeysel ve asılsız öğretiler vardır Bu tutumda çocuğun olumsuz davranışları aşırı hoşgörü ile karşılanır Aşırı gevşek tutumla yetiştirilen çocukların bencil, sabırsız ve anlayışsız oldukları ileri sürülmektedir Aşırı denetim çocuğu pasifleştirirken aşırı hoşgörü çocuğun şımarmasına neden olmakta ve olgunlaşmasını engellemektedir Bazı ailelerde ise disiplin bulunmakta, ancak ne zaman ve nerede uygulanacağı belli olmamaktadır Anne-babaların tutumu aşırı hoşgörü ile katı cezalandırmalar arasında gidip gelmektedir Böyle bir ortamda büyüyen çocuk hangi davranışın ne zaman ve nerede yapılacağını ayırt edemez Tutarsızlık, bir günün bir güne uymaması biçiminde olabileceği gibi anne-babanın birbirine çok aykırı ceza ve eğitim anlayışlarının olmasından da kaynaklanabilir Bu tutum sonucunda çocuklarda iç çatışmalar ve huzursuzluklar gelişir, ardından dengesiz ve tutarsız bir yapının oluştuğu gözlenir OLUMSUZ AİLE TUTUM ŞEKİLLERİ Aşırı sevgi ve gevşek eğitim: Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi, çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır Çocuktan çok az şey beklenir Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle erişkinlik yaşamlarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar Burada verilen sevgi, aşırı vericilik ve aşırı koruyuculuk biçimindedir Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünürse de aslında ailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur Çocuk ne kadar büyümüş olursa olsun, aile ona ilk yıllarda olduğu gibi daima vermeye ve korumaya eğilimlidir Böyle çocukların ileride, doyumsuz ve bencil olma olasılığı fazladır Eğer aile varlıklı ise çocuğu bir süre daha doyurulabilir; çocuk dayanaksız ve doyumsuz kaldığında ise alkol, kumar ve madde kullanımına başlama olasılığı artar Bazı anne-babalar otorite olmayı öğrenememişlerdir; bunlar çocuklarına gerekli sınırlamaları koyamazlar Bir kısım anne-baba ise katı baskı altında yetişmişlerdir Kendi yaşamadıklarını çocuklarına yaşatmak isterler ve dolaylı olarak doyum sağlamaya çalışırlar Ne var ki, sınırların katı ve dar olması kadar iyi çizilmemesi de çocuğun gerekli rehberlikten yoksun kalmasına neden olur Bu gibi çocuklarda başkaldırıcı ve toplumdışı davranışlar daha sık gözlenir 2 Aşırı sevgi ve sıkı eğitim: Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu gibi aşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır Ancak çocuğa bir bebek gibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler çoktur Hiçbirşey esirgenmez; özel dersler aldırılır, çeşitli olanaklar sağlanır Buna karşılık çocuktan ileri düzeyde başarı beklenir Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olma olasılıkları çok yüksektir Bu beklenti, sevgi ile beraber sunulduğundan çoğunlukla çocuklar tarafından kolay benimsenir ve benliğe sindirilir Bazen çocuk bu özellikleri çok sindirmiştir ve kendisini aşırı derecede kontrol eder; böylece acımasız bir üst benliğe sahip erişkin olarak yetişir 3 Yetersiz sevgi ve aşırı disiplin: Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikle aşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma (dayak, şiddet) yoluna gidilir Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır Böyle yetiştirilen çocuklarda saldırgan ve antisosyal davranışlara eğilim artar Bu tür ailelerde büyüyen çocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek isterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar 4 Gevşek eğitim ve yetersiz sevgi: Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerde gözlenir Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır Çocuğun eğitimi de yetersizdir Böyle çocuklar "saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışı ile yetişir Çocuk, kendi yolunu bulmaya çalışır Böyle çocuklar pasif ve donukturlar Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir Sevginin yetersiz oluşu aşırı iticiliğe neden olur Çocuk yeterli sevgi ve bakım görmez Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir an önce kendi kendisine yetmesi ve kendisine bakması beklenir Diğer olumsuz aile tutumları: a Anne ve babanın tutumları arasında tutarsızlık: Bu tutumda, bir çocuğa annenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur Çocuğa konulan sınırların sürdürebilmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olması gerekir b Aile içindeki kardeşlere farklı tutumlar : Burada çocuklar arasında ayrımcılık vardır Örneğin, kız çocukla erkek çocuk arasında veya yatağını ıslatan çocukla diğer çocuklar arasında ayırım yapılır c Aile içi kutuplaşmalar: Aile içinde bazen klikleşmeler, aile içindeki bir grubun başka gruba ya da kişiye karşı çıkması, gizli anlaşmalar oldukça sık görülür Bazen anne-baba çocuklara karşı, çocuklar anne-babaya karşı, bazen de bir çocukla baba, bir başka çocukla anneye karşı kutuplaşabilir Çocuk aile içinde herkesin yüklendiği bir şamar oğlanı da olabilir Sağlıklı tutum: Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi vardır; 1 Sevgi, 2 Disiplin [size="4">Disiplin, aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında büyük önem taşır Ancak disiplin toplumumuzda çoğunlukla "][/size]Disiplin, çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretir, kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan ahlak gelişimini sağlar Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi temel ilkeleri içermelidir Katı ve baskıcı disiplinle davranışı yönlendirmeyi amaçlayan anne-baba; çocuğun kendilerine karşı korku, öfke ve kızgınlık içinde olmasına neden olur, çocuğa saldırgan olmayı ve sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretir ve zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar - Araştırmalarda disiplin yöntemi olarak ödüllendirmenin ceza vermekten daha etkili olduğu saptanmıştır - Disiplin hem yeteri kadar hem de çocuğun yaşına uygun olmalıdır - Kurallar açık olmalı ve uygulanabilmelidir - Ceza verilmesi gerekiyorsa hemen uygulanmalı ve üstü örtülmemelidir - Ceza, çocuğun özüne değil de davranışlarına yönelik olmalıdır - Anne-babalar çocuklarına sevgi, anlayış, sabır ve hoşgörü ile disiplin vermelidir Anne-baba-çocuk ilişkilerini içinde yaşanan toplumun etkileri belirler Türk aile ve eğitim sistemine bakıldığında, genelde otoriter, kısıtlayıcı, aşırı koruyucu ve kontrol edici bir yapının ortaya çıktığı, çocukların saygılı, başeğici, pasif ve uysal kişilik yapısıyla biçimlendiği kurallara uygun davranışlar ödüllendirilirken, aktif, sorgulayıcı, atılgan davranışların cezalandırıldığı görülmektedir Başka bir deyişle, toplumumuzda çoğunlukla pasif ve söz dinleyen çocuklar anne-babayla olumlu ilişkilere girmekte, kendi görüşlerini ifade edebilen aktif ve girişken çocuklar ise çatışma kaynağı olmaktadır Hoşgörülü ve demokratik ailelerde büyüyen çocuklar, arkadaşları ile ilişkilerinde daha etkin, daha girişken, yaratıcı fikirler ileri sürebilen ve fikirlerini söyleme eğiliminde görülen çocuklar olmaktadır Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül okşayıcı duygulardır Sevgi, övgü ve takdir insana değerli olduğu duygusunu verir; değerli olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir Bunda anne-babaların tutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz Anne-babaların çocuklarına yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi içlerinde barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılı olmalarına bağlıdır |
|