Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dili, lisanı, osmani, osmanlı, osmanlıca

Osmanlıca- Osmanlı Dili- Lisan-ı Osmani

Eski 09-16-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Osmanlıca- Osmanlı Dili- Lisan-ı Osmani



Osmanlıca- Osmanlı Dili- Lisan-ı Osmani


Batı Türkçe'sinin, Osmanlı Devleti döneminde Arapça ve Farsça'dan pek çok sözcük alınarak oluşturulan ve yüksek sınıfın yazı (edebiyat) dili olarak kullanılan evresine verilen addır Osmanlıca sözcüğü ya da eski deyişle lisanı Osmani (Osmanlı dili) Tanzimat aydınları tarafından türetilmiştir Osmanlı birliğini sağlamaya yönelik siyasal çalışmalar sırasında, bu birliğe katkısı olan dili de bu biçim le niteleyerek kullanmışlardır
Osmanlıca, Türkiye Türkçe'sinin 1420 yüzyıllar arasında, özellikle yazılı ürünlerde kullanılan bir evresidir Türkiye Türkçe'sinin tarihsel gelişiminde Osmanlıca'nın yerini daha iyi belirtebilmek için şöyle bir sınıflandırma yapılabilir:

1 Eski Türkiye Türkçe'si ya da Eski Anadolu Türkçe'si (13 yüzyıl)
2 Osmanlıca (1420 yüzyıllar arası)
a Eski Osmanlıca (1415 yüzyıl)
b Klasik Osmanlıca (1619 yüzyıl)
c Yeni Osmanlıca (1920 yüzyıl başına kadar)
3 Çağdaş Türkiye Türkçe'si (20 yüzyıl) Osmanlıca, özellikle de Eski Osmanlıca ve
Klasik Osmanlıca, Osmanlı Devleti sınırları içinde yazılmış düzyazı ve şiirlerin ortak dili olarak kabul edilmektedir Osmanlıca adı verilen bir yazı dilinin oluşmasında Osmanlıların Arap ve Fars kültürüyle olan ilişkileri belirleyici bir yer tutar

Bu dönemde Arapça' dan ve Farsça'dan yapılan çeviriler sırasında Türkçe'ye pek çok Arapça ve Farsça sözcük girmeye başlamıştır Özellikle aruz ölçüsünün açık ve kapalı hece düzenine dayanan sistemi bu sözcüklerin sayısını artırmıştır Şiir alanında Fuzulî, Bakî, Nef'i, Nabî, Nedim, Şeyh Galib gibi şairlerin, düzyazı alanında Evliya Çelebi, Kâtip Çelebi, Naima gibi yazarların Klasik Osmanlıca'nın oluşturulmasında önemli katkıları olmuştur Bazı düzyazı ürünlerinde süslü bir anlatım kullanılmasıyla "süslü düzyazı" adı verilen bir akım oluşmuş, burada anlam bir yana itilmiş, dili abartılı bir biçimde kullanarak ustalık göstermek önemsenmiştir Veysi ve Nergisi'nin yapıtları buna örnek olarak gösterilebilir Bunun yanı sıra din, tarih, ahlak, felsefe, coğrafya, halk hikâyeleri gibi türler "orta düzyazı" ya da "yalın düzyazı" ile kaleme alınmıştır




Özellikle resmi yazışmalarda ve edebiyat ürünlerinde kullanılan süslü düzyazıya bazı sanatçılar tepki duymuştur Sözgelimi Aydınlı Visali 15 yüzyılda aruz ölçüsüyle ve içinde hemen hemen hiç Arapça ve Farsça sözcük bulunmayan şiirler yazarak tepkisini gösterirken, Türkçe'de de aruz ölçüsüyle şiirler yazılabileceğini kanıtlamak istemiştir Tatavlah Mahremi, Edirneli Nazmi de onun yolunu izlemişlerdir 17 yüzyılda da Nedim, özellikle İstanbul ağzının yerel deyişlerini şiirine yedirmeyi başarmıştır

Yeni Osmanlıca Tanzimat dönemiyle başlamıştır Özellikle Namık Kemal Divan edebiyatına duyduğu tepkiyi sert bir dille yansıtırken Osmanlıca kullanmaktan kendini alamamıştır Namık Kemal'in bir iki şiiri hece ölçüsüyledir ve dili yalındır, oyunları da halkın günlük diliyle yazılmıştır

Serveti Fünun yazarları "sanat için günlük dilden ayrı bir dil oluşturmak gerekir" düşüncesiyle yola çıkmışlar, Osmanlıca'dan hemen hiç ödün vermedikleri gibi, o güne kadar Osmanlıca'da kullanılmayan bazı sözcükleri bile sözlüklerden seçip kullanmaktan çekinmemişlerdir Buna karşılık 1912'de Selanik'te çıkan Genç Kalemler dergisinde başlayan "Yeni Lisan" (yeni dil) akımı Osmanlıca'ya karşı ilk ciddi eleştiriyi yöneltmiş, dilde Türkçülük'ün öncülüğünü yapmıştır

Cumhuriyetin ilanından sonra girişilen birçok yenileşme hareketi içinde dilimizde Türkçe karşılıkları olan ya da yeni karşılık bulunan Osmanlıca sözcüklerin, tamlamaların ve eklerin önemli bir bölümü dilin kullanım alanından çıkarılmıştır Bununla birlikte bugün çağdaş Türkiye Türkçe'sinde pek çok Arapça ve Farsça sözcük bulunmaktadır Osmanlıca' da Türkçe sözcükler yüzde 3040 dolaymdayken, bugün dilimizdeki Türkçe sözcükler yüzde 7080'i bulmaktadır {bak Türkçe)

Osmanlıca döneminde Arap alfabesi kullanılmıştır Arap alfabesinde 28 harf bulunur Farslar (İranlılar) bu alfabeye "pe", "çe", "je" harflerini eklemişler, Osmanlılar bu harfleri de almışlardır Türkçe ve Farsça'daki ince g sesini göstermek için üzerine bir çizgi konulan "kef", genizsi n sesini belirtmek için üzerine üç nokta konulan "sağır kef", ayrica "lamelif", "hemze" ve "ne" harfleri de eklenirse Osmanlıca'da kullanılan harf sayısı 36'ya çıkmaktadır Osmanlıca'da da Arapça' da olduğu gibi harfler sağdan sola doğru yazılır Osmanlıca'da Arapça'dan ve Farsça' dan alman birçok sözcük ve tamlamanın yanı sıra bazı ekler de bulunmaktadır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.