Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kemençe, rize, tarihi

Rize Kemençe Tarihi

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rize Kemençe Tarihi




Rize Kemençe Tarihi

Rize Kemençe Tarihi

KEMENÇE

Kemençe, biri Osmanlı Müziğinde, diğeri Karadeniz yöresi halk müziğinde kullanılan iki ayrı yaylı çalgının ortak adıdır Bunlardan ilki için yirminci yüzyılın ortalarına kadar kullanılan "armudî kemençe", "fasıl kemençesi" gibi adlar, artık yerini "klasik kemençe" adına bırakmış gibi görünmektedir Bir halk çalgısı olan ikincisi ise, "Karadeniz kemençesi" olarak anılır

“Klasik kemençe”, 40-41 cm boyunda, 14-15 cm genişliğinde küçük bir çalgıdır Yarım armudu andıran gövdesi, elips biçimindeki burguluğu "kafa" ve sapı "boyun" tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır Göğsünde, yuvarlak kenarları dışarda kalmak üzere D biçiminde iki iri delik bulunur Çalgının arka tarafında bir "sırt oluğu" vardır

Çalınırken kuyruk takozu sol dize, burguları göğse yaslanarak düşey konumda tutulan ya da iki diz arasına konan kemençenin telleri, tuştan 7-10 mm yüksektedir Çünkü sesler, telli çalgıların çoğunda olduğu gibi tellerin üstüne parmak uçlarıyla basılarak değil, teller tırnakla yandan hafifçe itilerek elde edilir

“Karadeniz kemençesi”nin burguluğu, boynu ve gövdesi de tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır Ama biçimi bütünüyle farklıdır Diğer bütün halk çalgıları gibi, “Karadeniz kemençesi”nin de standart ölçülerinden söz etmek güçtür Ama günümüzde, uzmanların ve profesyonel yorumcuların kullandığı “kemençe”ler genellikle 56 cm uzunluğundadır Kenarları dik ve sırtı düz olan gövde çoğunlukla erik veya ardıç ağacından yapılır Köknar veya ladinden yapılan göğüs oldukça incedir Tellerin eşikle iletilen basıncına dayanabilmesi için göğüs bölümüne, boylamasına bir çıkıntı yapılarak kubbe şeklinde form verilir Burgular, oldukça küçük olup, burguluğa ön taraftan girer Teller tuşa çok yakındır Çünkü “Karadeniz kemençesi”, tellerin üzerine parmak uçlarıyla basılarak çalınır

Seslendiren, ayakta ise çalgıyı sol eliyle havada tutarak, oturuyor ise dizlerinin arasına dayayarak çalar

Tulumun-Yapısı Oğlak derisi daha çok tercih edilir ve tüyleri temizlendikten sonra ayaklar son kısımlardan kesilir Ters (çevrilip ters bağlandıktan sonra) kesit bağlantısı daha iyi görünür Ön ayaklardan birine tahta boru- lülük arka ayaklardan birine de nav bağlanır Böylece tulum dediğimiz alet meydana gelir Lülük'ten (dudula=ağızlık)üfleyip tulum şişirilir Üflenen hava geri kaçmasın diye tulumcu lülüğün (dudula) ağzını dili ile kapatır Kendisi bu suretle nefes alabilir (son zamanlarda lülük ağzına konan bilye sayesinde tulumcular türkü bile söyleyebiliyorlar) sıkışan hava mecburen, nav içinde bulunan çimon/çibu denilen ses veren kamış borulara hücum eder ve ses çıkararak dışarı çıkar Ekseriyetle çibular yan yüzeylerinden 5 delikli olup bu delikler Nav'ın üst yüzüne yani tulumcunun parmaklarını oynatacağı bölüme bir çift olarak yerleştirilir

Oğlak derisi daha çok tercih edilir ve tüyleri temizlendikten sonra ayaklar son kısımlardan kesilir Ters (çevrilip ters bağlandıktan sonra) kesit bağlantısı daha iyi görünür Ön ayaklardan birine tahta boru- lülük arka ayaklardan birine de nav bağlanır Böylece tulum dediğimiz alet meydana gelir Lülük'ten (dudula=ağızlık)üfleyip tulum şişirilir Üflenen hava geri kaçmasın diye tulumcu lülüğün (dudula) ağzını dili ile kapatır Kendisi bu suretle nefes alabilir (son zamanlarda lülük ağzına konan bilye sayesinde tulumcular türkü bile söyleyebiliyorlar) sıkışan hava mecburen, nav içinde bulunan çimon/çibu denilen ses veren kamış borulara hücum eder ve ses çıkararak dışarı çıkar Ekseriyetle çibular yan yüzeylerinden 5 delikli olup bu delikler Nav'ın üst yüzüne yani tulumcunun parmaklarını oynatacağı bölüme bir çift olarak yerleştirilir Çimon/çibular, nav içinde ikiden fazla da olabilirler Herbirinin sesi tulumcunun ustalığına göre ayarlanır Tulumdaki kısımlara daha açıklık getirelim: Çimon/çibu: Kamış veya tahıl sapı boğum yerinin bir tarafından diğer tarafın dıştan boğum yerinden içten kesilir Bu uçta boğum yeri kalacağından kapalıdır, diğer uç açıktır 16-17 cm boyunda bir boru elde edilmiş olur Açık uç hafif meyilli olarak düzeltilir Kapalı kısma doğru borunun bir kısmı çakı ile inceltilerek sesin, hava geçişi ile temini sağlanır Bu borunun üçte bir kadarı üste kalması şartıyla ikişer santim arayla delikler açılır Böylece yapılan çimonlar bu şekilde yanyana bağlanıp navın içine yerleştirilir Çıkan sesler birbiri ile tam manası ile uyumlu olmayabilirler (Adnan Saygun) Nav: Farsça'da iyi oyulmuş odun manasında olup bu tabiri eski Oğuzlarında kullandığı aşikardır Navlar hafif kıvrık boynuzu andırırlar Odundan veya şemsiye sapının yarım daire bölümünden yapılırlar Aslında iç bükey bir teknecikten ibaret olup çimon/ çibular içine yerleştirilir

Kar'aşın: Navın son kısmındaki boynuza verilen isimdir

Kaçkar dağı: Koç boynuzunu andıran Gökçe Dengiz batısındaki Kaçkar Dağları da bu isimden esinlenerek verilmiştir

Goda: Tulumdan üflenen eğri boruya denir Bulgarların gayda demeleri ile goda arasında muhakkak bir bağlantı vardır Bu isim ta Kelt'lerden kalmış olabilir Eski Bulgar kavimleri Türklerle kardeş kavim olmalarının neticesi olarak kelime Türkçe kökenli de olabilir

Çayelinden başlayarak Pazar,Ardeşen,Hemşin,Çamlıhemşin,Fındıklı, Arhavi,H opa,Şavşat,Yusufeli,İspir ve Giresun`nun Şebinkarahisar ilçesinde düğün,bayram ve eğlencelerde kullanılan nefesli bir halk çalgısıdır

Önceleri sadece bu yörelerde düğünlerde kullanılırdı Fakat son zamanlarda çeşitli halk müziklerinin yanısıra pop,rock ve özgün müziklerde kullanılmaya başlandıTabî buda enstrumanın tanıtımını ve halkın dikkatini çekmekte önemli bir etken oldu Tulum`u başka ülkelerde görmekde mümkün Örneğin: Bulgaristan ve Yunanistan`ın bazı bölgelerinde görebilirsiniz İskoçya ve Kuzey İrlanda`da şekil olarak biraz değişik olmasına rağmen ses olarak hemen hemen aynı olması dikkat çekmektedir

TEKNİK ÖZELLİKLERİ:

Tulumda aktif olarak kullanılan beş tam ses vardır ve oktav`ı yoktur,koma sesi vardır Son zamanlarda altı sesli tulum`lar denenmiş fakat pek başarı sağlanamamıştır Tulumun ses tonu "si" "lâ" "sol" karar sesiyle,tını`sı güzel olan ses elde edilir Diğer ses tonlarında tulum istenilen sesi vermez Tulumun orjinal sesi "si" ve "lâ" dır

TULUMUN YAPISI

DUDULA (AĞIZLIK)

GÖVDE (DERİ KISMI)

NAV (SES VEREN KISIM)

DUDULA (AĞIZLIK)

Tulumu şişirmek için kullanılan dudula; yuvarlak bir ağacın içi delinerek yapılır ve hava geriye kaçmasın diye iç tarafına naylon`dan bir kapak yapılıp raptiye ile tutturularak havanın geri gelmesi önlenir

GÖVDE (DERİ KISMI)

Tulumun gövdesi genellikle keçi derisinden yapılır Keçinin özellikle bir yaşında olmasına dikkat edilir Çünki bir yaşından küçük olan keçilerin derisi yumuşak (taze) olduğundan çabuk deforme olur Keçi kesildikten sonra derisi çok dikkatli bir şekilde delinmeden tulum olarak çıkartılır Suyla karışık ateş külünde 2-3 gün bekletildikten sonra tüylerin dökülmesi sağlanır ve tabaklama işlemi yapıldıktan sonra baş tarafı ve arka kısmı içeri gelecek şekildetersten sıkıca bağlanır Ön ayaklarının birine dudula bağlanarak şişirilip asılır Kuruduktan sonra sürekli yumuşak kalması için badem yağı yada gliserin sürülür (yağ ile bakım yapılmadığı süreçte deri kuruyup çatlar ve hava kaçırır bu yüzden tulum özelliğini yitirir) Tulumun- cephesinin güzel görünmesi için üzerine değişik renk ve desenlerle kılıf yapılır

NAV (SES VEREN KISIM)

Tulumun en önemli kısımı nav`dır Nav özellikle şimşir ağacından yapılır Yaklaşık 40 derece eğri şimşir ağacının içini düzgün bir şekilde oyduktan sonra analıklar dediğimiz delikli 10mm çapında boruları ve kamıştan özel olarak yapılan çibun dediğimiz sipsi`leri özenle ve düzgün şekilde nav`a yerleştirilir Burada önemli olan iki adet sipsininde aynı sesi vermesidir Analıklarda 6mm delinmiş 5 adet çift sıra delik vardır ve yanyana olan bu deliklerden çıkan seslerin aynı ayarda olması şarttır aksi taktirde ses bozuk çıkar Sesler ayarlandıktan sonra nav`ı tulumumuzun diğer koluna bağlıyoruz ve tulumumuzu şişiriyoruz Hava taziğinden doğan güçle sipsilere gelen baskı sesin çıkmasına yol açar parmak vuruşları ile ses notalara dönüşür

İyi tulum çalabilmek için müzik bilgisinin yanısıra iyi bir kulağa ve kuvvetli nefese sahip olmak gerekir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.