Murabaha Hükmü Nedir Caiz Midir? |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Murabaha Hükmü Nedir Caiz Midir?Murabaha hükmü nedir caiz midir? Hakkında Murabaha hükmü nedir caiz midir? MURABAHA HÜKMÜ NEDİR CAİZ MİDİR? Alış fiatı veya maliyet üzerine bir miktar kâr ilâvesiyle yapılan satış muamelesi İslâm hukukunda murabahalı satış akdi güven esasına dayalı akitlerdendir Bu tür akitlerde alıcı, satıcının beyânının doğruluğuna itimad ve akdi buna bina etmektedir Bundan dolayı müşterinin rızasına engel olabilecek en küçük yalan beyan veya açıklanması gereken bir hususun açıklanmaması, akdin oluşmasına engeldir Şartları Alış fiyatı veya maliyetin belli olması gerekmektedir Murabahalı satışta müşterinin malın ilk fiyatını veya maliyeti bilmesi akdin sıhhat şartıdır Bu şart tevliye*, işrâk ve vedî’a* suretiyle yapılan akidleri de kapsar Çünkü bu tür akitler ilk bedel esas alınarak teşekkül etmektedir Birinci bedel veya maliyet bilinmediğinde akit meclisinde bu durum açıklığa kavuşuncaya kadar akit fasittir Meclis bu şekilde dağılırsa akit batıl olur (Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâi, Kahire 1327-28/1910, V, 220; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, Kahire 1386-89/1966-69, V, 124) Kâr miktarı belli olmalıdır İslâm hukuku, alış-verişlerde belli bir kâr sınırı koymamıştır Bundan dolayı alış fiyatı veya maliyet üzerine eklenen kâr miktarının müşteri tarafından bilinmesi gerekir Çünkü kâr, satış bedelinin bir kısmım teşkil etmektedir (Kâsânî, age, V, 221; Damad, Mecmau’l-Enhur, İstanbul 1328, II, 75; İbn Âbidîn, age, V,124; Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, Dımaşk 1405/1985, IV, 704) İlk bedel misliyyattan olmalıdır Çarşı-pazarda benzeri bulunabilen, birimleri arasında tüccarın ve muamele yapanların hoş görecekleri kadar az fark bulunan mallar mislî mallardır Ölçü, tartı ve sayı ile muamele gören mallar bu sınıfa girer (Zerkâ, el-Fıkhu’l-İslâmî fi Şevbihi’l-Cedîd, Dımaşk 1967-68, III,130; M Ebû Zehre, el-Milkiyye, Kahire, ts, s 55; Mahmesânî, en-Nazariyyetü’l-Amme, Beyrut 1948, I, 16-17; Abdülkerim Zeydan, el-Medhal, Bağdat 1402/1982, s 222-223) Şayet ana bedel kıyemî ise -arsa gibi-; mal, elinde kıyemî mal bulunmayana murabahalı olarak satılamaz Kıymeti ile de murabahalı olarak satılamaz Çünkü bedel kıyemî olduğundan ona biçilen değer tahmine dayanır Tahminler ise farklıdır Böylece ana bedel meçhûl kalmış olur Malın, elinde ve mülkünde kıyemî bir mal bulunan şahsa satılması durumunda, ana bedelden ayrı, belli miktarda bir kâr tesbit edilirse bu satış câizdir Elbise karşılığında alınan bir saat şeklinde yapılan alışverişte elbisenin bir üçüncü şahsa elbise ve şu kadar kâr şeklinde satılması gibi Kârın ana paranın bir cüz’ü olarak belirlenmesi câiz değildir Meselâ elbise karşılığında alınan bir saati %5 kârla satmak caiz değildir Çünkü kâr ana para cinsinden tahakkuk eder Bu durumda saatin fiyatı belirli olmadığı için, kâr oranı meçhul kalmaktadır Bu saata konulan değer de zan ve tahmine dayanır Ancak taraflar akit meclisini terketmedikleri halde malın ana değeri tesbit edilirse, murabahalı satım istihsânen câizdir Fakat alıcı muhayyer olup dilerse satım akdine râzı olmayabilir (Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-31, XIII, 82, 91; Kâsânî, age, V, 221; Mergınânî, el-Hidâye, el-Mektebetü’l-İslâmiyye, ts, III, 56; Meydânî, el-Lübâb, Beyrut, ts, II, 33; İbn Abidin, age, V,134-135; el-Fetâvâ’l-Hindiyye, III,160; Zühaylî, age, IV, 705-706) |
|