Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cevaplar, hazır, tarihten

Tarihten Hazır Cevaplar

Eski 06-02-2009   #1
[KAPLAN]
Varsayılan

Tarihten Hazır Cevaplar



YIKA DA GETİR



Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister Şinasinin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir



SUSTURUCU TEDAVİ





Zamane gençlerinden biri,bir toplantıda Akifi küçük düşürmeye çalışıp:
- Siz baytardınız, değil mi? Demiş
Akif, istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
- Evet,bir yeriniz mi ağrıyordu?



NE ALIRSINIZ?


Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
-Buyrun beyim ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat,müsaade edersen bir nefes alacağım



SIR SAKLAMAK



Yavuz Sultan Selim, bir çok Osmanlı Padişahı gibi devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış Bir keresinde vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş
Vezir, Yavuzdan cevap alacağı ümidiyle:
-Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:
-Ben de bilirim



CENNETİN YOLU

Hristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-Aferin çocuğum, der Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
- Siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?



ÇANAKKALE İÇİNDE

İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkalede çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?



HASTANIN YEMEĞİ

Lokman Hekime:
-Hastamıza ne yedirelim? diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:
-Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur



GÖNÜLSÜZ GÖNÜL

Abdülhak Hâmidin evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamide döner ve:
-Efendim, gönül kocamaz! der
Hamid cevap verir:
-Kocamaz ama, kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez

BÖYLE KORUNUR

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı için tanıdıklarından birini memur tayin eder
Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:
-Seni tebrik ederim yavrum, der Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!



VELÂYETİN GÖRDÜĞÜ



Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2 Murat Han:
-Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der



ÇIKMAYAN MANA

Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar::
-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der Biz birini bile çıkartamadık da



SOKRAT VE BİLEYTAŞI



Talebelerden biri Sokrata sormuş:
-Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
-Evlat, demiş Sokrat Bileytaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder



ANLADIĞININ İSPATI

Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfike göstererek fikrini sorar:
Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam:
-İyi ama, der Siz hiç roman yazmadınız ki!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
-Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım




BİRBİRİNE BAĞLI

Hâkim, kaza yaparak birkaç kişinin ölümüne yol açan bir şoförün ehliyetini iptal edince, şoför:
-Aman hakim bey, diye sızlanmış Benim yaşayabilmem, şoförlük yapmama bağlı
Hâkim cevap vermiş:
-Başkalarının yaşaması da sizin şoförlük yapmamanıza bağlı



AKŞAM YEMEĞİ

Yahya Kemâl, dostlarından birine:
-Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
-Hay hay! Der Çok memnun olurum Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
-İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum



HAKLI ÖLÜM

Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
-Haksız yere öldürüyorsunuz, diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, demiş Bir de haklı yere mi öldürseydim?



HZ ADEMİN MİRASI

Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş Elbette kardeşiz
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez


GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN

Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için!


DÜŞMANIN CANI


Şair Nefi bir toplantıda konuşurken, düşmanlarından biri içeri girmiş, fakat herkese selam verdiği halde kendisine:
-Merhaba canım! demiş
Nefi durur mu? Hemen cevabı yapıştırmış:
-Derhal çıkıyorum




FİKİR YAKALAMAK

Şahabettin Süleyman, bir gün Ahmet Haşim'e:
-Üç günden beri zihnimde önemli bir fikir saklıyorum, dediğinde, Ahmet Haşim, onun fikir üretmedeki kısırlığını ima ederek şöyle demiş:
-Günahtır yahu, salıver gitsin şu fikri Zavallıcık günlerden beri tek başına kim bilir ne kadar sıkılmıştır?




UYKU KARDEŞLİĞİ


Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler
Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der Keşke insanlar da bundan ibret alsa
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini




DÜNYANIN YÜZÜ

Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyraniye:
-Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani:
-Hiç üzülme dostum demiş Zaten dünyaya da bakılacak surat kalmadı




BRAVO!



Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini Victor Hugoya okuduktan sonra:
-Üstad, diye sormuş Şiirlerimi nasıl buldunuz?
Victor Hugo:
-Vezinsiz, kafiyesiz ve manasız bir şey yazmak istemiş ve tam muvaffak olmuşsunuz, demiş Bravo doğrusu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.