Mersin (En Büyük Limanımız) |
09-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mersin (En Büyük Limanımız)Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük limanıdır Mersin Geniş caddeleri, caddeleri bölen dev palmiye ağaçları, büyük binaları ve parklarıyla modern bir kenttir Evliya Çelebi’ye göre Mersin adı, Mersinoğulları aşiretinden geliyor Antik Zephyrium kentinin üzerinde bir balıkçı köyü olarak kurulmuştu Son yıllarda büyük bir hızla büyüdü 1987 yılında serbest bölgenin açılmasıyla ekonomik önemi daha da arttı Büyük iş merkezleriyle, daha çok iş adamlarına yönelik 5 ve 4 yıldızlı oteller açıldı Bu hızlı büyüme kent merkezini betonlaştırdı Özellikle son yıllarda yaşanan hızlı göç nedeniyle gecekondulaşma oranı da yükseldi Mersin çevresindeki narenciye bahçeleri ise hızla çoğalan tatil sitelerinin tehditi altında Kentte ziyaret edilecek yerler arasında Mersin müzesi bulunuyor Müzede arkeolojik ve etnografik eserler üç bölümde sergileniyor İlk salonda Roma dönemine ait heykeller, heykel başları, ikinci salonda Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan daha küçük parçalar (mühür,kap kacak, seramik, maden ve cam eserler) sergileniyor Üst kattaki üçüncü salonda ise etnografik eserler bulunuyor Yaylalar ve Çamlıyayla Mersin’in Toroslar’daki Gözne ve Fındıkpınar yaylaları, yazın sıcak günlerinde çamların serinliğinde piknik yapmak için değerlendirilebilir Gözne yaylası Mersin’e 34 km uzaklıktadır 1100 metre yüksekliktedir Bir de Çamlıyayla var ki, Mersin’den 90 km uzaklıkta ve 1430 metre yüksekliktedir Çukurovalılar Namrun yaylası diye biliyorlar Yaylaya Adana ve Mersinliler o kadar çok yayla evi yapmışlar ki, Namrun yaylası bir yayla kente dönüşmüş ve Çamlıyayla adıyla yeni bir ilçe olmuş Çamlıyayla’ya Ankara-Adana yolundan ayrılarak 35 km’lik karayoluyla da gelinebiliyor Yörenin en önemli tarihi kalıntısı, yüksekçe bir tepede kurulan Namrun Kalesidir Tarsus Mersin’in 30 km doğusundaki Tarsus, karayolu ve demiryolu ulaşımındaki kilit konumu nedeniyle çok büyüdü Ünlü Romalı komutan Marcus Antonius ile Kleopatra arasındaki dillere destan aşkın ateşlendiği yerdi Tarsus Bu buluşmadan 40 yıl sonra da, MS 5-15 yıllarında İsa’nın havarilerinden aziz St Paul burada doğdu Tarsus, dönemin kültür, sanat ve dini merkezi kimliğindeydi Hristiyanlığın Anadolu’da gelişme sürecinde önemli halkalar olan üç konsül Tarsus’ta toplandı (Biri de İznik’te toplanmıştı) Kentte Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden eserler görülebilir Roma dönemi eseri Kancık Kapı, Tarsus’un batısındadır Kleopatra ve St Paul kapısı da deniyor Tarsus’u çevreleyen iki sıralı surun üç kapısından biri Kapının ne Kleopatra’yla ne de St Paul ile doğrudan bir ilgisi var Ama Kleopatra Tarsus’a deniz kapısından girip Antonius ile buluşmuş ve bu nedenle kapı onun adıyla anılıyor olabilir Sonraki yıllarda deniz kapısı yıkılmış ve onun yerine şimdiki yere yeni kapı yapılmış Tekke mahallesinde, kent surlarının dışında bulunan 2 yüzyıl eseri Roma Tapınağı’nın 10’a 21 sütunlu ve 49 x 102 m ebatlarında bir yapı olduğu tahmin ediliyor Merkezdeki antik şehir kalıntılarında restorasyon ve kazı çalışmaları yürütülüyor Sütunlu bir Roma caddesinin bulunduğu kazıların sponsorluğunu Berdan Tekstil yapıyor Tarsus Müzesi, Tahakhane Mahallesindedir 1557 yılında Kubat Paşa tarafından yaptırılan medrese, müzeye dönüştürülmüş Süslemeli bir kapıyla girilen müzenin avlusunda mermer bir lahit, heykeller, sütunlar ve sütun başları vardır Yan odalarda ise Tarsus çevresinde bulunan çeşitli dönemlere ait arkolojik ve etnografik eserler sergilenmektedir Şehir merkezinde ayrıca eski Tarsus evlerini, bir Ermeni kilisesinden camiye 1579’da dönüştürülen Ulu Cami’yi, Tarsus çayı üzerinde halen kullanılan Roma köprüsünü, 1857 yapımı Makam’ı Şerif Camisini, St Paul’un yaşadığı sanılan evin bahçesindeki Aziz St Paul kuyusunu görebilirsiniz Suyunun kür özelliği olduğu söyleniyor Tarsus Şelalesi şehrin 1 km dışındadır Tarsus çayının 2 m yükseklikten dökülmesiyle oluşan şelale, çevresine sıralanan çok sayıdaki restoran ve piknik alanıyla bir mesire yeri kimliği kazanmış Şehrin kuzeybatısında bulunan Gözlükule höyüğü ağaçlandırılmış ve park olarak kullanılan bir alanda bulunmaktadır Höyüğün tepesinden Tarsus ovası denize kadar görülebilmektedir Yapılan kazılarda Helenistik ve Roma dönemine ilişkin kalıntılar ortaya çıkarılmıştır Tarsus’a 15 km uzaklıktaki Sağlık köyü yakınlarında genişliği 3 m Roma Yolu kalıntıları bulundu Buradan Tarsus’un panaromik manzarası seyredilebilir Eshab-ı Kehf (Yediuyuyanlar) Tarsus’un 12 km kuzeybatısında, Ulaş köyü yakınlarındaki Eshab-ı Kehf (Yedi uyuyanlar) mağarası, hem Müslümanlarca hem de Hristiyanlarca kutsal kabul ediliyor Kutsal bir ziyaret yeri olarak düzenlenmiş mağaranın üstüne, Sultan Abdülaziz döneminde cami yaptırılmış Caminin biri ufak, diğeri büyük iki minaresi ilginç bir görüntü oluşturuyor |
|