Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
pablo, picasso

Pablo Picasso

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Pablo Picasso




İspanyol ressam Gerçek adı Pablo Ruiz Picasso'dur Picasso tanınan en üretken sanatçı ve 20 yüzyılın en önemli ressamlarından biridir Guiness Rekorlar Kitabı'na göre, toplam 13,500 resim, 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve birçok seramik ve çizim üretmiştir 1973 yılında eserlerinin toplam değerinin 750 milyon dolar olabileceği tahmin edilmiştir Sanat dünyasında çığır açan Kübizm akımının Georges Braque’la birlikte öncüsüdür




25 Ekim 1881’de Málaga, İspanya’da dünyaya geldi İspanya’nın önemli sanat enstitülerinde öğretmenlik yapan ve bir müzede küratör olarak çalışan Jose Ruiz Blasca ile İtalyan asıllı Maria Picasso Lopez’in ilk çocuklarıydı Doğduğu gün ölümle ilk kez burun buruna gelen Picasso’nun ebesi onun öldüğünü düşünüp tüm özenini annesine yöneltmiş, ancak doktor olan amcası Don Salvador’un soğukkanlılığıyla Picasso son anda kurtulmuştu 1884 yılında kız kardeşi Dolores ve 1887’de Concepcion doğdu Picasso sanata düşkün bir aileden geliyordu Zira anne ve baba tarafında da ressam akrabaları vardı Resimle ilgili büyük yeteneği çok küçük yaşlarında ortaya çıkan Picasso’nun söylediği ilk sözcük İspanyolca kalem anlamına gelen Lapiz’in kısaltılmışı “Piz” olmuştu Zira kâğıt ve kalemle olan ilişkisi o yıllarda başlamıştı İlk eğitimini babasından alan Picasso, sonrasında Academia de San Fernando’ya devam etmişti Yaşamının ilk on yılını doğduğu kasaba Malaga’da geçiren Picasso’nun ailesi geçim sıkıntısı çekiyordu Ancak babasının İspanya’nın kuzeyinden daha iyi ücretle yeni bir iş teklifi alması üzerine dört yıl geçirecekleri Atlantik kıyısındaki eyalet merkezine taşındılar 1894 yılında kız kardeşi Concepcion’ın difteri sebebiyle hayatını kaybetmesi Picasso’nun yaşam ve sanat üzerine fikirlerini önemli ölçüde etkileyecekti

Sanat konusunda başlangıçta babasını örnek alan Picasso, 13 yaşına geldiğinde çalışmalarıyla herkesi kendine hayran bırakan bir ressam olmuştu Babası Jose Ruiz Blasca, Picasso’nun yaptığı güvercin resminden o kadar etkilenmişti ki tüm gereçlerini oğluna vererek onun artık olgun bir sanatçı olduğunu kabul etmiş ve bir daha hiç resim yapmamıştı


1895 yılının ilk aylarında Ruiz Blasco ailesi Barselona’ya taşındı ve Picasso doğru dürüst eğitim görmemesine rağmen 14 yaşında tanınmış bir sanat okulu olan Llotja Sanat Enstitüsü’ne kabul edilmeyi başarmıştı Disipline olan tahammülsüzlüğü ve desen egzersizleri üzerindeki titizliği okul hayatının en belirgin özellikleriydi Barselona’da geçirdiği yıllarda yaratıcı fikirlerle dolup taşan Picasso o dönemde modernistlerle ve zengin burjuva aileleriyle tanıştı ve resim dilinin gelişiminde önemli rol oynayacak olan Carles Casogemos ile arkadaş oldu Çıraklık döneminin sona ermesinden çok önce Barselona’nın en tanınmış ressamları arasına giren Picasso’nun, Barselona’da o güne dek gerçekleştirilen en önemli sergide ilk büyük boyutlu yağlı boya tablosu sergilendi 1897’de Malaga’da geçirilen bir yaz tatilinin ardından Picasso, Madrid’deki yeni atölyesine taşındı ve İspanya’nın en tanınmış sanat okullarından birine girdi Önceleri geçmişin usta ressamlarını kopya edip onların biçemlerini kullanan ressam, daha sonra bu resimlerden ilham alıp kendi stilini oluşturmaya başladı


1900’de ilk kişisel sergisini Galeri Volland’da açan ve Paris’e ilk ziyaretini gerçekleştiren ressam, yakın arkadaşı Carlos Casagemas’ın intiharıyla yepyeni bir döneme girdi Yaşadıklarını mavi renk temasıyla eserlerine yansıttığı bu döneme Mavi Dönem adını veren Picasso, yaşlılık, fakirlik ve ölüm konuları üzerine eğilmişti Dama en Eden Concert (1903), La Vida (1903), Las dos hermanas (1904) gibi tabloları o dönemin bir ürünüydü Mavi döneminde resimlerinde hüzün ve melankoli egemendi Aslında gökyüzünün rengi olan mavi çocukluğundan itibaren Picasso’nun en sevdiği renk olmuştu ve bu rengi, ilk dönem resimlerinde güçlü duyguları ve hüznü ifade edebilmek için kullandı Picasso bu dönemde ayrıca ilk heykellerini de yaptı Çağın en büyük sanatçılarından biri olan Rodin' in yapıtlarını görmesi onun yaşamına yeni bir boyut kazandırmış ve plastik çalışmalara başlamıştı Bu periyodun en öne çıkan çalışması bugün Cleveland's Museum of Art'ta sergilenen "La Vie" (1903)'ydi Mavi Dönem 1901-1903 yılları arasındaydı


1904’te Paris’e yerleşen Picasso, ona Fransızca öğretecek olan gazeteci ve şair Max Jacob’la birlikte yaşıyordu ve daha sonra evleneceği Fernande Olivier'le tanışması da o günlere rastlıyordu Paris günleri Picasso’nun yeni başlayan döneminin de habercisi niteliğindeydi Mavi Dönem’den sonra yine bir temel rengi ağırlıklı olarak kullandığı ve resmin ruhunu ortaya çıkaran yeni dönem gelmişti: Pembe Dönem Renkten çok çizgi ve desen kullanımına önem vermeye başlayan Picasso’nun kompozisyon tercihi daha estetikçi bir durum aldı ve tercih ettiği renkler gri-pembe aşı boyası ve kahverengi ağırlıklıydı Desenlerinde cambaz ve soytarı figürlerine giderek daha sık rastlanmaya başlanan ressamın bu dönem çalışmalarında hüzün duygusu biraz daha hafiflemişti Sirk insanları, palyaçolar yeni kahramanlarıydı Dönemin en önemli eserlerinden biri, Washington'daki The National Gallery'de sergilenen "Family of Saltimbanques"(1905)'ti Pembe Dönem’e ait diğer çalışmalardan bazıları ise "Lady with a Fan"(1905), "Harlequin Family"(1905), "Woman with Loaves"du(1906) Bu dönemde kullandığı figürlerin yalın ve köşeli düzenlenişi Kübizm’in doğuşunun habercisi niteliğindeydi


Picasso’nun çalışmaları 1905 yılından itibaren klasik bir hava kazanmaya başlamıştı Aynı dönemde yaşayan Henri Matisse'den ve Henri Rousseau'dan çok etkilenen ressamın Kübizm yolculuğu da o dönemde start aldı Ayrıca 1906 yılı sonlarında Picasso artık yalnızca resim ve desen alanında değil, heykel ve gravürde de tanınmaya başlamıştı


Bu dönem, Picasso'nun resimlerini sadece çok yakın dostlarından başka kimselere göstermediği dönemdi ve ilk Kübist resimlerini tamamlayana kadar durum bu şekilde devam etti Ressam düz alanda üç boyutlu formları birbirinin üzerine gelecek şekilde kullanmaya, insan anatomisini göründüğünden farklı işlemeye başlamıştı Picasso, yakın arkadaşı Georges Braque’la birlikte 1907 yılında başlayan ve sanat tarihinde yepyeni bir çığır açan Kübizm Akımı’nı başlattı Picasso’nun Kübist sanat anlayışının ilk örneği ise aynı yıl tamamladığı Avignonlu Kızlar isimli tablosuydu Bu dönemde yaptığı resimlerin en ünlüleri Pipo İçen Adam (1911) , kolaj tekniğiyle yaptığı Bambu Sandelyeli Natürmort (1912) ve bir karakalem çalışması olan Şişe, Bardak ve Keman’dı Georges Braque’la aynı akım üzerine resmettikleri çalışmalar birbirine benzediği için eserlerini birbirinden ayırmak zor oluyordu Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıydı ve resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş veya geometrik şekillere bölünmüştü Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıydı ve Picasso bu amaçla şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışıyordu Yine bu nedenden portrelerindeki insanlar hem profilden hem de cepheden görülmekteydi 1910 yılından itibaren Picasso ve Braque Kübizm akımını yeni bir boyuta taşımaya başlamışlardı Bu ilk aşama objelerin parçalarına ayrıldığı "Analitik Kübizm" olarak bilinmekteydi Burada amaç objeyi taklit etmekten çok onun gerçeğini yansıtmaktı ve dönemin önemli eserleri şu şekildeydi: "The Guitar Player"(1910), "Portrait of Ambroise Vollard"(1910), "Accordionist"(1911), "Aficionado"(1912) 1912 yılında ise Picasso ve Braque ortaklığında Kübizm akımı, bir başka basamağına geçti: "Sentetik Kübizm" Gerçek dünyayı tuvale aktarmak anlamında uç noktada değerlendirilen bu basamakta, küçük parçalar önemli yer tutmaktaydı Ressamın Sentetik Kübizm döneminde ortaya çıkan çalışmalarından bazıları "Guitar and Violin"(1912), "Glass and Bottle of Suze"(1912), "Clarinet and Violin"(1913) ve "The Italian Girl"dü (1917)


Birinci Dünya Savaşı döneminde Braque’la ortaklığı sona eren Picasso, savaş sonrasında toplumsal çözülmeyi ve teknolojik terörün yarattığı dehşeti resimlerine yansıtmaya başladı ve klasik çizgisine geri döndü Jean Cocteau ile beraber Roma'da kaldığı bu yıllarda sahne dekoratörü olarak çalışmaya da başlayan Picasso, dansçı Olga Kokhlova'yla tanıştıktan çok kısa bir süre sonra yeniden dünya evine girdi Oğlu Paulo’yla birlikte eşinin birçok portresini de yapan Picasso 30’lu yıllarda sürrealizmden etkilenmeye başlamıştı


1927 Ocağında Marie-Therese'yla tanışan ve aşık olan Picasso, eşi Olga’yla anlaşamıyordu Therese’nin sayısız resmini yapan ressam bu ilişkisini yıllarca sürdürdü Olga ile geçimsizlikleri artık dayanılmaz bir noktaya ulaştı ve o dönem hamile kalan sevgilisi Marie-Therese’den Maya isminde bir çocuğu oldu Ancak ondan bir türlü ayrılmak istemeyen Olga yüzünden sinirleri bozuk olan Picasso, kolay kolay işe yoğunlaşamamaktaydı Bir mektubunda: “Bu hayatımın en kötü dönemi” diye not düşen ressam herkesten uzaklaşarak şiir yazmaya başladı


1931 yılında Paris yakınlarında bir konak satın alan Picasso arkadaşları Louis Fort ve Gonzales' in teşviki ile gravür ve heykel atölyesi kurdu


27 Nisan 1937 yılında Almanların saldırısıyla bombalanan Guernica kasabasının durumu ressamı çok etkilemişti Picasso bu olaydan sonra tamamladığı eserine Guernica adını verdi Konuyla ilgili olarak ilginç bir olay da gelişmişti Zira Picasso atölyesinde Guernica’yı tamamlamak üzereyken Alman bir komutan içeri girmiş, tabloya uzun süre baktıktan sonra Picasso’ya bu resmi siz mi yaptınız diye sormuştu Bunun üzerine ünlü ressamın cevabı: “Hayır, siz yaptınız” olmuştu Guernica, Picasso'nun en ünlü eseri olarak değerlendirildi İspanya İç Savaşı sırasındaki Alman bombardımanını sembolize eden bu büyük tablo, savaşın insanlık dışı, umutsuz ve alçakça tarafını yansıtıyordu Uzun yıllar New York'taki Modern Sanatlar Müzesi'nde kalan tablo Picasso’nun isteği üzerine ülkesi İspanya’da sergilenmedi Zira Picasso, İspanya'da uygulanan demokrasiden memnun değildi Tablo ancak 1981 yılında kendi topraklarına geri dönerek Cason del Buen Retiro'da sergilenmeye başlamıştı Madrid'de 1992 yılında Reina Sofia Museum açıldığında ise "Guernica" bu büyük müzenin en önemli parçası olarak şimdiki yerini aldıPicasso'nun bu dönemde ortaya çıkardığı en önemli eserlerinden bazıları "Woman-Flower"(1946), "Portrait de Sylvette"(1954) ve "Don Quixote"tu(1955)


Hayatı boyunca savaşa karşı olan fakat hep savaşla yaşamak zorunda kalan Picasso’nun yakın arkadaşlarından Max Jacob, 1944 yılında Almanlar tarafından götürüldüğü Yahudi toplama kampında öldürüldü 1945 sonbaharında iki yıldır tanıdığı ressam Françoise Gilot ile yaşamaya başlayan Picasso, Güney Fransa’ya yerleşerek sevgilisi Françoise' in sayısız portresini yaptı


1949 yılında ressamdan üyesi olduğu Komünist Parti tarafından Paris' te düzenlenen Barış Kongresi için bir afiş yapması istendiğinde Picasso bugün barışın simgesi olan güvercin resmini yaptı ve çalışması Avrupa' nın bütün kentlerinde duvarları kapladı Claude’dan sonra Françoise Gilot’tan doğan ikinci çocuğunun ismini de İspanyolcada güvercin anlamına gelen Paloma koyan Picasso, 1956 yılında Macaristan' ın Sovyetler tarafından işgaline kadar politik faaliyetlerine devam etti Oldukça üretken olan Picasso, 1948' den beri yaşadığı Vallauris' te seramik ve çömlekçiliğe merak sararak bu alanda çok yaratıcı eserler ortaya koydu 70 yaşında olmasına rağmen, mutlu, canlı ve enerjik olan ressam, Françoise’in iki çocuğunu alarak ondan ayrılmasından sonra eski depresif günlerine geri döndü Kendisini bir sinema yıldızı gibi izleyen gazetecilerden bunalan ressam yeni sevgilisi Jacqueline Roque' la Cannes sırtlarında denize bakan “La Californie” adlı villasında gözlerden uzak bir yaşam sürmeye başlayıp sadece yakın arkadaşları ile görüşmeye başladı


14 Mart 1961 tarihinde Jacquelin Roque ile evlenerek Cannes' e sekiz kilometre uzaklıkta küçük bir kasaba olan Mougins yakınlarındaki bir tepedeki çiftliğe yerleşti


1 Mayıs 1970' de son yıllarda yapmış olduğu resimleri Avignon' daki “Papalar Sarayı” nda sergilenen ressam, dostu Jaime Sabarte' nin yardımları ile Barselona' da açılan Picasso Müzesi'ne gençlik yıllarında yaptığı tüm eserlerini hediye etti


Yapıtlarıyla, yaşarken ölümsüzlük mertebesine ulaşan ressam, 8 Nisan 1973'te hayata gözlerini yumdu Yaşamının son yirmi yılında kariyerinin en üretken dönemini geçiren Picasso, hiç kuşkusuz 20 Yüzyılın en önemli sanatçılarındandır Picasso’nun fırtınalı aşklarını ve sanatçı kişiliğini gözler önüne seren "Surviving Picasso" filminde ressamı ünlü oyuncu Anthony Hopkins canlandırdı Portresini çekme şansına erişen Ara Güler'e ise bir resmini hediye ettiği söylenmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Pablo Picasso

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Pablo Picasso




Pablo Picasso

İspanyol ressamı, desinatörü, gravürcüsü, heykelcisi ve seramikçisi (Ma­lağa, 1881-Mougins, Fransa, 1973) Bir resim öğretmeninin oğlu olan ve asıl adı Pablo Ruiz Blasco y Picasso, olan Pablo Picasso,dehasını çok genç yaşta ortaya koydu ve harika çocuk olduğu herkesçe kabul edildi On üç yaşındayken gerçekleştirdiği tuvaller­le babasını çok şaşırttı ve onunfırçaları ve boyalarını oğluna bırakıp re­simden vazgeçmesine neden oldu 1895'te bir aylık bir süre içinde hazır­lanması gereken yarışma çalışmaları­nı bir günde gerçekleştirerek Barse­lona Güzel Sanatlar Okulu'na girdi 1897'de Madrid Güzel Sanatlar Sergisi'nde büyük bir kompozisyonundan (Bilim ve İyilikseverlik) dolayı mansi­yon aldı; yapıt kesin bir doğalcılık ve şaşırtıcı bir ustalıkla gerçekleştiril­mişti Gençlik yıllarını Madrid'de ge­çiren sanatçı, burada bohem yaşamı süren edebiyatçı ve sanatçıların toplandığı Dört-Kedi Kabaresi'ne girip çı­kıyordu Çizdiği desenler Madrid'de çıkan juventut dergisinde yayımlandı Picasso, Malaga'da ve San Fernando Akademisi'ne kabul edildiği Madrid' de belli süreler kaldıktan sonra ilk olarak l900'de Paris'e gitti l901'den başlayarak Vollard kendisi için ilk sergiyi düzenledi; bu sergide pek ba­şarılı olamayan sanatçı tablolarına PRuiz Picasso yerine Picasso imzasını atmaya başladı 1904'te Montmartre' daki Bateau-Lavoir'ın atölyelerden bi­rine yerleşen Picasso 1909'a kadar burada kaldı Picasso'nun "mavi döneminden" "pembe dönemine" geç­tiği yer olan bu atölye, öncü ressam ve ozanların iyi dostluklar kurdukla­rı bir beşikti Sanatçı bu arada pek çok yazarla, Max Jacob, Raynal, Salmon ve 1905'te Guillaume Apollinaire'le dost oldu Tüccar Gertrude Stein, Rus koleksiyoncusu Stşukin, 1907'de de tablolarının başlıca alıcısı olan tüccar Kahn Weiler ile tanış­tı

1908'de Matisse, Derain ve kübizm hareketini, kurdukları Braque'la "dostluk kurdu Mali durumu gide­rek düzelen sanatçının ünü de yavaş yavaş yayılıyordu- Sırasıyla Almanya (1909), New York (1911), Londra'da (1912) sergiler açtı Fransa'nın güne­yine birçokg gezi yaptı, İspanya'daki Cadaques'de Derain'le birlikte 1910'da Ceret'de Braqüe ve Juan Gris'yle 1911'den 1913'e kadar resim yaptı Bu arada Montmartre'dan ay­rılarak Montparnasse'a yerleşmişti (1912) Birinci Dünya savaşı sırasın­da Cocteau'yla Roma'ya gitti (1917), Rus balelerine katkıda bulundu Bu İtalya yolculuğu sanatını büyük ölçü­de etkiledi ve yeni-klasikçiliğe yönel­mesine yol açtı; daha sonra ressam özellikle İspanyol ruhundan esinlenen çok sayıda bale dekoru yapmayı sür­dürdü 1923'ten başlayarak sık sık Gö­te d'AzurAntibes, Monte Carlo, Juanles-Pins, iki kez de Bretagne'a git­ti

1914'ten önce yaptığı heykel çalışma­larıyla ve gravürle 1928'den sonra ye­niden ilgilenmeye başladı Vollard 193'1'de Bilinmeyen Başyapıt'nıı (Balzac'ın) yayımladı 1934"ten sonra İspanya'ya dönen sanatçı, 1936'da iç savaş sırasında devrimciler tarafın­dan Prado Müzesi'nin müdürlüğüne atandı Bunun üstüne ateşli bir cumhuriyetçiler yanlısı olan Picasso, 1937'te Franco'nun Düşleri ve Yalanları'nı yayımladı ve aynı yıl Paris Ev­rensel Sergisi'nde ünlü Guernica'sını sergiledi 7,82 m eninde, 3,35 m yükseklikte olan bu tuval, Alman uçakla­rının İspanyol iç savaşında bu küçük İspanyol kentini bombalamalarından esinlenilerek gerçekleştirilmiştir Sa­natçının duyduğu heyecanın şiddeti­ni gözler önüne serer Yapıttaki üslup­laştırma çabası Picasso'nun anlatım­cı dönemine özgüdür

1939'da Picasso'ya New York Mo­dern Sanat Müzesi'nde büyük bir retrospektif sergi düzenlendi İkinci Dün­ya savaşı sırasında Paris'te yaşayan Picasso ilginç bir piyes (Kuyruğun­dan Yakalanan Arzu) yazdı ve bu, kendi evinde yazar dostları Sartre, Simone de Beauvoir, Michel Leiris ta­rafından oynandı Vollard 1942'de Doğa Tarihi'ni (Buffon'un) yayımladı Kurtuluş Hareketi'nden sonra Sonba­har Sergisi nde (Salon d'Automne) bü­yük bir bütün sunduAynı tarihlerde komünist partiye giren ressam uzun yıllar barış hareketinin gösterilerine katıldı, hatta mizaç olarak yolculuğa pek yatkın olmadığı halde Varşova' ya kadar gitti ve ünlü güvercinli afi­şini gerçekleştirdi 1946'da Antibes' de Grîmaldi Müzesi kendisine atölye olarak sunuldu, 1947'de Vallauris'te seramik çalışmalarına başladı, bu alanda da ün yapan sanatçı çalışma­larım uzun yıllar sürdürdü 1950'de Venedik iki yılda bir sergisine katıldık­tan sonra, Roma, Lyon ve Sao Paulo' da (1953) adına retrospektif sergiler düzenlendi1955'te Cannes'deki La Californie adlı villasına daha sonra da 1959'da Vauvenargues şatosuna yer­leşti Bu arada birkaç büyük dekora­tif çalışmayla, Savaş ve Barış pano­larıyla ve UNESCO için dev bir panoy­la ilgilendi Her yıl değişik resim dizi­leri hazırlayan sanatçı bunları daha çok Delacroix, Manet, Velazquez'in ünlü yapıtlarından çeşitlemeler halin­de gerçekleştiriyordu ve yapıtları dü­zenli olarak Louise Leyris galerisinde sergileniyordu Yaşının ilerlemesine karşın çalışma temposu hiç yavaşla­mamış olan sanatçı heykel ve gravür sanatlarına da yöneldi Sekseninci yaşgünü dünyaca önemli bir olay ola­rak kutlandı

YAPITLARI
XX yy'ın en ünlü ressamı sayılan Pi­casso'nun yapıtları bütün dünyada koleksiyoncular ve müzeler tarafın­dan aranır
Çok değerli ve özgün yaratılarla do­natılmış heykel ve seramik çalışmala­rı vardır, ama sanatçı asıl dehasını resim, desen ve gravür alanında gös­termiştir Picasso'nun üslubu, her şeyden önce, sanat yaşamının ilk yılların­dan beri hemen hemen her yıl yenile­nen son derece çeşitliliğiyle dikkati çeker; bu büyük ressamın sanat yaşa­mında, dolayısıyla da üslubunda bir­birinden farklı pek çok dönem var­dır
Sanat yaşamının başlarında daha çok gerçekçi üslupta insan figürleri yap­mayı yeğleyen Picasso, küçük ve cılız akrobat görüntülerini uçuk pembe ve açık mavi tonlarda gerçekleştirmiş­tir
Picasso 1901-1904 yılları arasına raslayan "mavi döneminde" (Yaşlı Gi­tarcı, 1903) insanın sefaletini, etkili, keskin ve içe işleyen bir duyguyla vermiştir; bunu izleyen "pembe döneminde" [1905-1907] özellikle sirk sahneleri işlediği görülür (Oturan Nü, 1905) Yeşil tonların egemen olduğu bir başka resim dizisinde özellikle Cezanne'nin etkisi vardır (Kraliçe İsabe-au, 1907); bu etki de sanatçının önce çözümsel, sonra da bireşimsel kübiz­me ulaşan araştırmalara yönelmesi­ne yol açtı Gerçekten de, Picasso, Braque'la birlikte 1907'de resimde yeni bir üslup olan kübizmi yarattı Picasso Vollard'ın Portresi (1909) gi­bi tuvallerinde oldukça gizemli ve son derece yalın bir büyüklüğe ulaş­tı

1912'den 1914'e kadar kolajlar yapan sanatçı baleyle ilgili resimler yapma­ya, özellikle de büyük kompozisyonlar gerçekleştirmeye yöneldi (Üç Müzik Maskesi, 1921); Yunan-Roma estetik anlayışını benimsedikten sonra dev boyutlu, dingin ve dengeli yapıtlar (Ana ve Çocuk, 1921) gerçekleştiren sanatçı, bu arada İngres tarzında de­senler ve oğlunun portrelerini yapma­ya yöneldi (Boğa Güreşçisi Paul, 1925) Son derece usta ve kivrak be­cerisini tehdit eden akademizm enge­lini önlemek için, yeni bir değişim ge­çiren (1926) ressam,bu kez gerçeküstücülüğe yaklaştı (Ressam ve Modeli, 1928; Çarmıha Gerilme, 1930) 1936'da yeniden, dağınık ve parçala­rına ayrılmış figürler yapmaya başla­dı; yer yer, anlatımın şiddetle ağır bastığı bu tür yapıtların doruk nokta­sını Guernica (1937) oluşturur 1940'tan sonra, çağdaş dünyanın sı­kıntılı ve kaygılı ortamından kendisi­ni kurtaramayan Picasso, figürlerini giderek daha eklemsiz hale getir­di


Şiddetli ve sert renkler kullanarak korkunç görünümlü figürler yapmaya koyuldu; bu kahramanlara, halk yığın­ları sanatçının yapıtının temel görün­tüsü gözüyle bakmaya başladı Bu­nunla birlikte, Picasso tuvallerinin ço­ğunu her zamanki modellerinden, çev­resindeki nesnelerden, raslantılardan esinlenerek gerçekleştiriyordu 1945'ten sonra çağdaş sanat hareket­lerinden biraz uzaklaşarak, olağanüs­tü bir virtüözlükle, daha önceki bütün yaratılarını ele alarak, hem alışılmış hem de fantastik kompozisyonlar ge­liştirmeye başladı; bu çalışmalarda, ilk olarak kendinin bulup ortaya çı­kardığı arkaik ve ilkel sanatlara oldu­ğu kadar, geçmişin büyük ustalarına olan sonsuz merakı açıkça görülür Pi­casso, peyzaja pek ilgi duymamış, ama natürmort ve insan figürlerini çokça işlemiştir, ayrıca sözgelimi bo­ğa güreşi gibi İspanyol kültürüne öz­gü temalara yapıtlarında yer vermiş­tir Picasso, saflığı, naifliği yeniden keşfetmeye çalışmış bir sanatçıdır Bir çocuk resimleri sergisini gezdikten sonra bu konudaki düşüncelerini şöy­le açıklamıştır: "Onların yaşında Raffaello gibi resim yapardım, ama onlar gibi resim yapmayı öğrenmek için ba­na bütün bir ömür gerekti"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.