Jacques Lacan |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Jacques Lacan1901-1981 yılları arasında yaşamış, ve psikanalizin kurucusu Sigmund Freuddan çok etkilenmiş olan ünlü Fran*sız psikanalisti ve düşünürü Yaşamının büyük bir bölümünde Freuda dönüşün gerekliliğini vurgulayan Lacan, psikanalizin kurucusuna itibarını iade et*meye çalışmıştır O, Fransada Kojvein Hegel üzerine derslerini izlemiş, Heideg*geri okuyarak yeniden yorumlamış ve psi*kanalizi felsefi kavramlarla zenginleştirerek daha anlaşılır hale getirmenin mücadelesini vermiştir Bununla birlikte, dilbilim ve yapısalcılık onu Hegel ve Heideggere göre çok daha yoğun bir biçimde etkilemiştir Özellikle dil üzerinde duran ve psişik yapının incelenmesinde sembolik olana büyük bir önem veren Jacques Lacan, bu sayede Freudun öğretisini yeniden düzenlemiş ve yapısalcı bir çer*çeve içinde yeni bir özne teorisi geliştirmiş*tir Jacques Lacanın psikanaliz teorisi, bir bölümüyle yapısalcı antropolojinin, bir bö*lümüyle de dilbilimin keşiflerine dayanır Bilinçdışının da dilinkine benzeyen gizli bir yapısı olduğunu söyleyen Lacan, dünyanın, başkalarının ve benliğin bilgisinin dil tara*fından belirlendiği iddiasında olmuştur Dil, bir kimsenin ayrı bir varlık olarak kendisi*nin ayırdına varmasının zorunlu önkoşulu*dur Dilin, içerisinde toplum tarafından ve*rilen şeylerin, yani kültürün, yasakların ve yasaların taşındığı bir araç olduğunu savu*nan Lacana göre, özneleri aralarında birbir*lerine göre, taşıdıkları karşıtlıklar yoluyla tanımlayarak öznelliğin temelini kuran ben*sen diyalektiğidir Lacana göre, dilin iki temel boyutu var*dır Bunlardan birincisi, dilin kurallarca yö*netilen, sözdizimsel bir yapısı olan kamusal boyutudur İşte bu boyut serbest çağrışıma, sözcük oyununa ve düşlere dayanan ikinci düzey tarafından dengelenir 0, bunlardan hiç kuşku yok ki, ikincisine büyük önem at*fetmiştir Lacan bu bağlamda bilinçdışının dil tarafından yaratıldığı gibi, dili yansıttığı*nı düşünür Dilin kurallarca yönetilen boyu*tu bilinçdışını bastırırken, bilinçdışı da ser*best çağrışımı kullanarak sözdizimi ve sabit anlamı istikrarsızlığa uğratmak suretiyle öz*gürlüğünü ve psişik enerjisini olumlar Bilinçdışı, Lacana göre, ideal benlikle de bir gerilim yaşar Çocuk "ayna evre*si"nde, bir yaşam boyu sürecek, bir benlik yaratma veya bir kimlik duygusu kazanma teşebbüslerinden ilkini gerçekleştirir O bütün bu teşebbüslerin, benliğin yalnızca kendisini aldatıcı bir bütüne yansıtıp bura*da nesnelleştirmeye çalışan değişken ve akışkan bir matriks olması nedeniyle, başa*rısızlıkla sonuçlanacağı inancındadır Dilin sözdizimsel bir yapıya sahip birinci boyutu bu aldanmanın kaynağı ve failidir Zira dilin bu birinci boyutunda bulunan düzen söz ko*nusu nesnelleştirmeye hem izin verir ve hem de onu yönlendirir Lacana göre, bizim gerçeklik olarak gör*düğümüz ve nitelendirdiğimiz şey dil tarafın*dan inşa edilip yansıtılır ve dilsel değişimlerle birlikte değişikliğe uğrar Gerçekliğe dil tarafından yapı kazandırılır Kullandığımız dil tarafından bize verilenin gerisindeki nihai bir gerçekliği betimleyecek bir üstdil bulun*mamaktadır 0, şu halde sembolik olanla (burada, dil) onun sembolleştirdiği şey ara*sındaki geleneksel düzeni tersine çevirir: İkincisi birincisini değil, fakat birincisi ikin*cisini yaratmaktadır |
|