Bandırma - Kuşcenneti Milli Parkı... |
03-11-2008 | #1 |
su perisi
|
Bandırma - Kuşcenneti Milli Parkı...Kuşcenneti; idari olarak Balıkesir İlinin Bandırma ve Manyas ilçeleri sınırları içinde, Marmara denizinin güneyinde, Uludağ ile Biga yarımadası arasında uzanan bir çöküntünün içinde yer almaktadır Bu çöküntünün tabanını Kuş ve Uluabat (Apolyont) gölleri ve bu göllerin çevresinde yer alan geniş ovalar, kenarlarını ise yüksek dağ ve yaylalar oluşturmaktadır Doğu batı doğrultusunda uzanan gölün uzunluğu 20 km, genişliği ise 14 km'dir Kordinatları: 40° 10' Kuzey 28° 00' Doğu Rakımı 15 Metre Ortalama Göl Alanı : 16400 Ha Kuşcenneti Milli Parkı Bandırma’ya 18 km mesafede, 64 hektarlık bir sahayı kaplayan Türkiye’nin alan olarak en küçük Milli Parkıdır Bünyesinde barındırdığı 266 kuş türü, 118 bitki türü, göldeki 23 balık türü ve çeşitli sürüngenleriyle önemli bir yaşam alanıdır Milli parkta mevcut ağaçlar içinde ana tür söğütlerdir İlkbahara doğru yükselen göl suları otluk, sazlık, söğütlük alanları kaplayarak kuluçkadaki kuş populasyonu için emniyetli bir ortam yaratırlar Binlerce kuşun gübresi ile zenginleşen toprak ise yazın gür ve yüksek otlarla kaplanarak sayısız küçük canlının üreyip geliştiği bir ortam oluşturur Göl sulan yükseldiğinde topraktan suya geçen organizmalarla beslenen balıklar kuşların en önemli besin kaynağı olarak canlı yaşam ortamının sürekliliğini sağlar Gölün oluşumu hakkında değişik yorumlar yapılmıştır APHILIPP-SON ve ELAHN Neojende Bursa-Gönen depresyonu çöküntü alanında büyük bir tatlı su gölünün oluştuğunu; Neojen sonu veya Kuvanternerde meydana gelen hareketler sonucu, bu göl alanında 4 adet küçük küvetin oluştuğunu, diğer iki küvetin (Bursa ve Gönen) alüvyonlarla dolduğunu ve geriye Uluabat ve Kuş göllerinin kaldığını bildirmektedirler Emre ve Kazancı ile arkadaşları ise (1997) Pliyosende tektonizmaya bağlı olarak meydana gelen Bursa-Gönen Çöküntü alanının başlangıçtan Kuvanternerin sonlarına kadar karasal halde iken, daha sonra yöredeki menderesli akarsularının taşıdıkları alüvyonlarla yataklarını tıkamaları sonucunda Uluabat ve Kuş Göllerinin oluştuğunu; her iki gölün de tipik birer alüvyon-set gölü olduklarını kabul etmişlerdir Kuş gölü, ekolojik yönden eutrophic (bol gıdalı), limnolojik bakımdan ise argilotrophic (killi) bir sulak alandır Kolloidal kil ihtiva ettiği için suyu devamlı bulanıktır Suları tatlı olan gölün en derin yeri 4 metre civarında olup, ortalama derinliği 1-2 metredir Göl su seviyesi mevsimlere göre değişmektedir İlkbaharda göl suları yükselerek kıyıları kaplamakta, yaz aylarında ise geri çekilmektedir Bu ritmik olay her yıl düzenli olarak tekrarlanmaktadır Gölün normal su seviyesindeki alanı 16 800 hektar civarındadır Göl, güneyden gelen Kocaçay ve kuzeyden gelen Sığırcı deresi, göl drenaj alanı yüzeysel akışı ile göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir Boşalımı ise buharlaşma, sulama amacıyla çekilen sular ve güneydoğudan çıkan ve Karadere ismini alan göl ayağından Susurluk çayına taşınan sularla gerçekleşmektedir Göl kıyıları yer yer sazlık kamışlık, yer yer çayırlıktır Kocaçay ve sığırcı derelerinin göle karıştığı yerlerde söğüt toplulukları ile sazlıklar bulunmaktadır Yaz aylarında suların çekildiği yerlerin bir kısmında sebze tarımı yapılmakta, bir kısmı ise çok çeşitli ve gür bitki örtüsü ile kaplanmaktadır Gölün bitki örtüsü ve hayvan varlığı yönünden en zengin olduğu yer Sığırcı deresinin oluşturduğu deltadır Deltada birlerce kuşun gübresiyle zenginleşen topraklar, yazın suların çekilmesiyle gür ve yüksek otlarla kaplanarak sayısız küçük canlının üreyip gelişmesine olanak sağlamakta, ilkbaharda göl sularının tekrar yükselmesiyle birlikte bu canlılar göl suyuna karışmaktadır Bu nedenle Kuş Cenneti kuşlar için olduğu kadar, balıkların beslenmeleri ve üremeleri için de ideal bir ortam oluşturmaktadır TARİHÇESİ Milattan Önce 8 yüzyıldan itibaren Anadolu’ya yerleşmeye başlayan Lydia’lılar bugünkü Ergili Köyü’nün batısında Kuş Gölü’nün güneydoğu ucunda yer alan Hisartepe’ye, Daskyleon adlı bir yerleşim yeri kurmuşlardır Daha sonra Anadolu’ya gelen Persler bu devleti yıkmış ve kendilerine bu bölgede bir valilik (satrap) kurmuşlar ve buraya PARADEİSOS (cennet) demişler ve krallarına ait park ve av sahası olarak yıllarca kullanmışlardır Ayrıca ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi’nin Topkapı Sarayı’nda mevcut SEYAHATNAME adlı eserinde Kuş Gölü ile ilgili bölümler vardır ve alıntı yaptığımız şu cümleler dikkat çekicidir: “İlyas Pınarı’ndan çıkar ve Türkmenler buna Manyas derler, o kadar derin değil, suyu hayat vericidir Bu göl kaz, ördek, kuğu, bozbakkal, yeşilbaş, saka ve diğer kuşlarla dolu olur Her gece kuğu, kaz sesinden kanat şakırtısından Manyas Sahrası titrer” Milli Parkın bilimsel hüviyete kavuşması: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde görev yapan Alman Profesör Curt Kosswig ve eşi Leonore Kosswig 1939 yılında yöreyi ziyaret etmişler ve söğüt korusunda yuvalanan kuş topluluklarının eşsiz güzelliğini ve ornitolojik değerini görmüşlerdir 1952 yılında yörede bir biyoloji istasyonu kurmuş ve istasyon bekçisine yöreyi koruma görevi vermiştir 1959 yılına kadar Kurt Kosswig ve eşinin çabalarıyla sahanın koruması süregelmiştir MÜLKİYET DURUMU 31081959 tarih ve 12108 sayılı Bakanlar Kurulu karan ile 52 hektar saha Milli Park olarak ilan edilmiştir Genişletme kararı 20061975 tarih, 10163 sayılı Bakanlar Kurulu ile 121 hektar olarak gerçekleşmiştir Halen Milli Park Alanı 641 hektardır Ayrıca 1995 yılında Balıkesir Valiliğince “Kuş Cenneti Çevre Birliği” kurulmuş ve 1998 yılında Milli Park sahasının bitişiğindeki 120 hektarlık bir sahayı birlik adına kamulaştırmıştır Yine çevre birliğinin 120 hektarlık arazisine bitişik 201 hektarlık hazine arazisi, 1 Derecede Doğal Sit alanı içinde kaldığından Orman Bakanlığı’na tahsis edilme aşamasındadır Bandırma İlçesi, Yenisığırcı Köyü Koyunkaya mevkiinde 829 parsel nolu 38375 metrekarelik Balıkhane tesisleri adıyla anılan saha, üzerindeki binalarla beraber 1995 yılında Kuş Cenneti Milli Parkı gelişim sahasında kalması nedeniyle Orman Genel Müdürlüğü adına tahsis edilmiştir Ayrıca, Kuş Gölü’nün çevresindeki 25000 hektarlık Yaban Hayatı Koruma Sahasının da Milli Park sınırlarına dahil edilmesi için 2003 yılı sonunda Çevre ve Orman Bakanlığı’na teklifte bulunulmuştur ÖNEMLİ KUŞ TÜRLERİ Kuşcenneti, adından da anlaşılacağı üzere kuş toplulukları yönünden ülkemizin en zengin göllerinden birisidir Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasındaki kuş göç yollarından biri üzerinde bulunan göle, her yıl göç esnasında 3 milyona yakın kuş uğramaktadır Bugüne kadar yapılan gözlemler neticesinde göl ve çevresinde 255 kuş türü tespit edilmiştir Bunlardan 22 tür bazı yıllar, 66 tür ise düzenli olarak her yıl kuluçkaya yatmaktadır Gölün hemen her mevsim kuşların barınmalarına imkan veren ılıman iklim koşullarına sahip olması, değişik kuş türlerinin beslenmesine, barınmasına ve güven içerisinde kuluçka yapmasına uygun habitatların varlığı, kuşların beslenmesi için gerekli olan böcek, solucan, kurbağa, balık ve diğer besin maddelerince zengin olması kuşlar için ideal bir ortam oluşturmuştur Gölün kuşlar açısından en önemli bölgesi 1959 yılında Milli Park ilan edilen Sığırcı Deresinin oluşturduğu deltadır 64 hektarlık alanı kaplayan delta, kuşlar için ülkemizdeki en önemli kuluçka alanlarından birisidir İlkbaharda, suların yükselerek ağaç gövdelerinin su içinde kalması; ağaçlarda yuva yapan kuşların insanlardan ve yırtıcı hayvanlardan uzakta, güven içerisinde kuluçka yapmalarına olanak sağlamaktadır Bu özelliği nedeniyle yaklaşık yarım km2 lik küçük bir alanda her yıl düzenli olarak 3000-4000 çift arasında kuş kuluçkaya yatmaktadır Kuluçka döneminde Milli Parktaki kuş sayısı yavruları ile birlikte 15-20000 ‘e ulaşmaktadır Göl, nesli tehlikede olan tepeli pelikan (Pelecanus crispus) ve küçük karabatağın (Phalacrocorax pygmeus) ülkemizdeki önemli üreme alanlarındandır Doğal olarak yerde kuluçkaya yatan tepeli pelikanlar, ilk kez 1968 yılında Milli Parkın batı kesiminde söğüt ağaçları üzerinde insan eli ile hazırlanan platformlar üzerindeki yuvalara gelerek yerleşmişlerdir Milli Park görevlileri tarafından onarılan ve bakımı yapılan bu platformlarda her yıl 35-40 çift tepeli pelikan kuluçkaya yatmaktadır Alanda üreyen diğer önemli kuş türleri arasında karabatak (Phalacrocornx carbo) 2000 çift, gece balıkçılı (Nycticorax nycticorax) 150 çift, alaca balıkçıl (Ardeola ralloides) 100 çift, gri balıkçıl (Ardea cinerea) 250 çift, çeltikçi (Plegadis falcinellus) 10 çift, kaşıkçı (Platalea leucorodia) 200 çift ve sumru (Sterna hirunda) 150 çift bulunmaktadır Gölün diğer kesimleri de kuş yaşamı yönünden büyük önem taşımaktadır Göç esnasında ve kışın Göldeki kuş varlığı kayda değer sayılara ulaşmaktadır Özellikle göç esnasında ördekler, kazlar, su tavukları, sakarmekeler ve ak pelikanlar gölde kalabalık gruplar oluşturmaktadır Tepeli pelikan ve yine nesli tehlikede olan türlerden dikkuyruk ördek (Oxyura leucocephala) gölde düzenli olarak kışlayan kuş türlerindendir KUŞ GÖLÜ KORUMA STATÜLERİ Milli Parkın kuruluşunun amacı olan kuş populasyonunun tüm Kuş Gölünde beslenme, barınma ve yuvalanma amacıyla gölün tamamını da içine alan 28000 hektarlık saha 1977 yılında "Yaban Hayatı Koruma Sahası" olarak ilan edilmiştir 1981 yılında Milli Park ve Kuş Gölü' nün de bulunduğu yine yaklaşık 25000 hektarlık saha “1 Derecede Doğal Sit Alanı” olarak ilan edilmiştir Doğal Sit sınırları içindeki uygulamalar Kültür Bakanlığı’nın iznine tabidir Kuş Cenneti Milli Parkı’nın batısında yer alan ve sazlık, ıslak çayırlık alanlar ile çamur düzlüklerinden oluşan 120 hektarlık alanın Milli Park Sınırlarına dahil edilmesi yönünde çalışmalar sürdürülmektedir Bu arada Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından söz konusu alanın kullanım hakkı, Manyas Gölü Kuş Cenneti Çevre Koruma ve Altyapı Tesisleri Yapma ve İşletme Birliğine devredilmiştir 1994 yılında Türkiye’nin Ramsar Sözleşmesine taraf olmasıyla birlikte, gölün doğusunda kalan 10200 hektarlık bölümü Ramsar listesine dahil etmiştir 1998 yılında ise gölün tamamını kapsayacak şekilde Ramsar alanı 20400 hektara genişletilmiştir Çevre Bakanlığı alanın çevresel değerlerinin tespit edilmesi ve izlenmesi amacıyla farklı kurumlara araştırma projeleri yapılmıştır Göl ayrıca su ürünleri istihsal sahası olup, su ürünleri avcılığı ve Su Ürünleri Kanunu kapsamında çıkarılan sirküler ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının denetimi altındadır |
|