Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bin, dehhâk, müzâhim

Dehhâk Bin Müzâhim

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dehhâk Bin Müzâhim




DEHHÂK BİN MÜZÂHİM

Peygamber efendimizin mübârek arkadaşlarının huzurlarında yetişen velîlerden ve meşhûr tefsîr âlimi Künyesi Ebü'l-Kâsım ve Ebû Muhammed'dir Gülerdi, güldüğü zaman dişleri görünürdü Bunun için gülen anlamına gelen Dehhâk denildi Aslen Kûfeli olup, sonra Belh'de yerleşti 720 (H102) senesinde Belh'de vefât etti

Dehhâk bin Müzâhim, Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Abbâs hazretlerinin sohbetlerinde yetişti Ondan tefsîr, hadîs gibi birçok ilimleri öğrendi Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti Hadîs ilminde sika, güvenilir idi Ayrıca birçok Eshâb-ı kirâmdan hadîs-i şerîf dinledi Kendisinden de birçok âlim hadîs-i şerîf nakletti

İlim tahsîlini tamamladıktan sonra Belh'e yerleşen Dehhâk bin Müzâhim, orada ücretsiz ilim öğretir, Kur'ân-ı kerîm okuturdu Mektebinde üç bin erkek ve yedi yüz kız çocuk bulunduğu bildirilmektedir

Dehhâk bin Müzâhim, bir Cumâ gecesi mescide gitmek üzere evden çıktı Mescide vardığında bir gencin secdede ağladığını gördü O genç secdede bir şeyler söylüyordu Dinlemek için yanına yaklaştı Allahü teâlâya şöyle niyaz ediyordu:

"Ey Celâl sâhibi olanAllah'ım! Sana güveniyorum Maksadı sen olan kimseye ne mutlu Ne mutlu o kimseye ki, senden korkar Sıkıntısını derdini sana arz eder O, senin sevginle dertlenmiştir Hava kararıp, yalnız kaldığında, sana yalvarıp, yakarır ve sen onun dileklerini duâsını kabûl edersin

"Ey Celâl sâhibi olan Allah'ım! Sana güveniyorum" diye ağlayarak tekrarladıkça, Dehhâk bin Müzâhim de ağlamaya başladı O sırada şöyle bir ses duyuldu: "Lebbeyk ey kulum! Sen benim himâyemdesin Bütün dediklerini işittim Senin sesine melekler âşıktır Bütün günahlarını affettim" Daha sonra Dehhâk bin Müzâhim, ona selâm vererek; "Allahü teâlâ seni ve geceni mübârek eylesin Sen kimsin?" dedi "Râşid bin Süleymân'ım" deyince onunla karşılaşmayı çok istediğini hatırladı Ona; "Bizimle berâber olmanız mümkün mü?" diye sorunca; "Çok zor Âlemlerin Rabbine yakın olmak, O'na yalvarmak lezzeti varken, mahluklarla berâber olunur, onlarla yakınlık kurulur mu?" dedi ve gözden kayboldu Nereye gittiğini anlayamayan Dehhâk bin Müzâhim, Allahü teâlâya ölmeden önce onunla tekrar buluşmayı nasîb etmesi için yalvardı Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra Dehhâk bin Müzâhim hac farîzasını yerine getirmek için Mekke'ye gitti Kâbe'nin gölgesinde Râşid bin Süleymân oturmuş, huzûrunda Kur'ân-ı kerîmden En'âm sûresini okuyan bir grup gördü O zât kalkıp, Dehhâk bin Müzâhim'le kucaklaştı ve müsâfehâ etti; "Allahü teâlâdan ölmeden önce bizi bir daha birbirimize kavuşturmasını istememiş miydin?" dedi Dehhâk bin Müzâhim; "Evet" dedikten sonra mescidde bulundukları gece gördüklerini anlatmasını isteyince, onu bir hal kapladı ve kendinden geçti Kendine gelince vedalaşıp; "Ey Kardeşim! Allahü teâlâ bizi Cennet'te berâber eylesin Orada ayrılık, yorgunluk ve hüzün yoktur" dedikten sonra kayboldu Dehhâk bin Müzâhim o zâtı bir daha göremedi

Dehhâk bin Müzâhim aynı zamanda büyük tefsîr âlimlerindendir Tefsîr-i Kur'ân adlı bir eseri vardır "Kur'ân'ı açık açık, tâne tâne tertil ile oku!" meâlindeki Müzzemmil sûresi dördüncü âyet-i kerîmesini tefsîr ederken; "Onu harf harf, ağır ağır kırâat et, her harfini kendisinden sonra gelen harften temyiz et" diye buyurdu Âyetlerin mânâlarını iyice anlayabilmek için tekrar tekrar okurdu

"Bize bunun tâbirini haber ver! Çünkü biz seni muhsinlerden görüyoruz" meâlindeki Yûsuf sûresi otuz altıncı âyet-i kerîmesi hakkında şöyle buyurmaktadır: "Yûsuf aleyhisselâmın ihsânı; hapishânede her hasta olana hizmet ve yardım etmesi, her muhtaç olanın elinden tutması idi Kendisine bir dilenci geldiği zaman kapı kapı dolaşır onun ihtiyâcının giderilmesine yardımcı olurdu"

Akşam olunca ağlardı Niçin ağladığı sorulduğunda; "Bugünkü amellerim iyi mi, yoksa kötü mü yazıldı bilmiyorum da onun için ağlıyorum" cevâbını verirdi

Dehhâk bin Müzâhim buyururdu ki:

"Bir kimse şaraba devâm ettiği halde ölürse, kıyâmet günü, sarhoş olarak haşredilir"

"Ben âhiret âlimlerine yetiştim Onlar birbirlerinden ancak takvâ ve verâ, haram ve şüphelileri ve onlardan sakınmayı öğrenirlerdi Şimdiki âlimler ise, kelâm mücâdelelerini öğrenmekle meşgûl oluyorlar"

1) Mîzân-ül-İ'tidâl; c1, s471
2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c4, s453
3) El-A'lâm; c3, s215
4) Miftâh-üs-Seâde; c2, s14, 67, 68, 74, 75, c3, s217, 376, 590
5) Ravd-ur-Reyyâhin; s83
6) Sıfat-üs-Safve; c4, s133
7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c2, s153

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.