Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
davudi, kayseri

Dâvûd-İ Kayserî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dâvûd-İ Kayserî




DÂVÛD-İ KAYSERÎ

Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yetişen âlim ve velîlerden Asıl adı Dâvûd bin Mahmûd bin Muhammed, lakabı Şerefüddîn'dir Dâvûd-i Kayserî diye meşhur olmuştur Doğum târihi kesin olarak bilinmemekte ise de, 1258 (H656) veya 1261 (H659) senelerinde doğduğu tahmin edilmektedir Kayseri'de doğmuştur Karaman'da doğduğunu söyleyenler de vardır

İlk önce Kayseri ve çevresinde ilim tahsîl etti Sirâceddîn Urmevî'den Arapça ile mantık, kelâm, usûl-i fıkıh ve diğer dînî ilimleri öğrendi Kayseri'de zamânının usûlüne göre tahsîlini tamamladıktan sonra, ilmini ilerletmek maksâdıyla Mısır'a gitti Kâhire'de üç-dört sene kalıp hadîs-i şerîf, tefsir ve diğer aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti Zekâsı, çalışkanlığı ve ilimdeki yüksek derecesiyle akranları arasında çok parladı İran'ın Sava şehrine giderek, Sadreddîn-i Konevî'nin talebelerinden Kemâlüddîn Kâşânî'nin talebeleri arasına katılıp, onun sohbetlerinde bulundu Onun rehberliğinde tasavvuf yolunda ilerleyip, yüksek derecelere kavuştu Aynı zamanda zamânın fen ilimlerinde yüksek bir dereceye ulaştı Onun ilimdeki üstünlüğü, derecesinin yüksekliği Anadolu'da meşhur oldu Bu sırada İznik'i fetheden Osmanlı Sultânı Orhan Gâzi ilk olarak yaptırdığı Orhâniye Medresesine Dâvûd-i Kayserî'yi müderris tâyin etti Vefâtına kadar bu medresede ilim öğretip, pekçok âlim yetiştirdi Böylece ilk Osmanlı medresesinin ilk müderrisi olan Dâvûd-i Kayserî'nin talebeleri, Omanlı Devletinin ilk ilmiye heyetini teşkil etmiştir Hayâtını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren Dâvûd-i Kayserî 1350 (H751) yılında İznik'te vefât etti Çandarlı Halil Paşa Câmiinin karşısında ve bugün Çınardibi denilen yerde defnedildi Kayseri'de medfun olduğunu söyleyen kaynaklar da vardır

Dâvûd-i Kayserî, enerjitizm yâni tabiatta var olan her şeyin esâsını ve bütün tabiat olaylarını enerji ve enerji değişimiyle açıklayan bir fizik doktrininin kurucusudur Enerjitizmin kurucusu olduğu iddiâ edilen Alman kimyâcısı Wilhem Ostwald'dan yaklaşık altı asır önce yaşayan Dâvûd-i Kayserî; âlemi, görünür ve görünmez, maddî ve rûhî, her türlü varlıkların toplamı olarak târif etmiştir Âlemdeki bütün varlıklar, Allahü teâlânın isimlerinin ve sıfatlarının tecellîsi, akisleridir Tabiattaki her şey, atomlardan ve moleküllerden meydana gelmiştir Ona göre tabiat, kendi özünde enerjiden başka bir şey değildir İlk enerji olan ve Kur'ân-ı kerîmin Fussilet sûresi on birinci âyetinde bildirilen "Duhan", Allahü teâlânın izni ile birçok şekiller aldı ve varlıkların şeklini belirleyen su, hava, ateş ve toprak gibi ilk dört unsura dönüştü Varlıkların, atomlardan (cevher) ve moleküllerden teşekkül ettiğini, onların farklılıklarının, atomların sayı ve diziliş farklarından kaynaklandığını söyleyen Dâvûd-i Kayserî, kendinden önceki Yunanlı atomculardan farklı olarak, ilk defâ atomların enerji yüklü olduğunu söylemektedir Suyu, beyaz atom ve hayat sırrı olarak nitelemiş, belki de ondaki statik ve dinamik enerjinin önemini ilk defâ anlatmak istemiştir

İlim ve fazîlette yüksek, güzel ahlâk sâhibi, çok ibâdet eden, dünyâya önem vermeyen ve çok merhametli bir zât olan Dâvûd-i Kayserî, başta tasavvuf olmak üzere kelâm sâhasında eserler vermiş ve felsefeyi tenkit eden eserler yazmıştır Bu eserlerden bâzıları şunlardır:

1) Matlau Husûs-il-Kelîm fî Maâni Füsûs-il-Hikem: Muhyiddîn ibni Arabî'nin Füsûs-ül-Hikem adlı tasavvufî eseri üzerine yazdığı şerhtir Bu eser, ilk defâ Tahran'da, ikinci defâ olarak, Hindistan'da basılmıştır 2) Nihâyet-ül-Beyân fî Dirâyet-iz-Zamân: Bu eserinde felsefecileri bilhassa Aristo ve Ebü'l-Berekât el-Bağdâdî'yi tenkit etmiştir 3) Keşf-ül-Hicâb an Kelâmı Rabb-il-Erbâb: Kelâm ilmine dâirdir Mu'tezilenin ve Kerrâmiye fırkasının bozuk inanışlarına cevaplar verilmektedir 4) Tahkîku Mâ-il-Hayât ve Keşfu Esrâr-iz-Zulümât, 5) Esâsu'l-Vahdâniyye ve Menbeu Ferdâniyye, 6) Şerh-ul-Kasîdet-it Tâiyye, 7) Şerh-ul-Kasîdet-il-Mîmiyye

1) Şakâyık Tercümesi (Mecdî Efendi); s27
2) Keşf-üz-Zünûn; s266, 888, 1038, 1262, 1338, 1720, 1987
3) Kâmûs-ül-A'lâm; c3, s2112
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s67
5) Mu'cem-ül-Müellifîn; c4, s142
6) Brockelmann; Gal2, s231, Sup2, s323
7) Tâc-üt-Tevârih; c1, s73
8) Güldeste-i Riyâzı İrfan; s20
9) Introduction to the History of Seince III; c2, s62
10) Mu'cem-ül-Matbuat; c2, s1537
11) Sicilli Osmânî; c2, s333
12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c10, s82

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.