Namaz İle İlgili Hadisler |
10-11-2006 | #1 |
Muhammed
|
Namaz İle İlgili Hadisler2293 - Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?" "Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu" Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174) 2294 - Sa'd İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İki erkek kardeş vardı Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın yanında bunlardan birincinin faziletleri zikredildi Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm): "Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu "Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler Aleyhissalâtu vesselâm: "Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün içine beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz Öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz" Muvatta, Kasru's-Salât 91, (1,174) 2295 - Ebü Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber mescidde idik O esnada bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resülü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!" dedi, Resülullah adama cevap vermedi Adam talebini tekrar etti Aleyhissalâtu vesselâm yine sükut buyurdu Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum Efendimiz adama: "Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu O: "Evet ey Allah'ın Resülü!" dedi Efendimiz: "Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu Adam: "Evet ey Allah'ın Resülü!" deyince, Efendimiz: "Öyleyse Allah Teâlâ hazretleri haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu" Buhârî, Hudüd 27, Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebü Davud, Hudüd 9, (4381) 2296 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında idim Bir adam huzuruna gelerek: "Ey Allah'ın Resülü, dedi, ben bir hadd (suçu) işledim, cezasını tatbik et!" Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama (birşey) sormadı Derken namaz vakti girdi Resülullah'la birlikte o da namaz kıldı Aleyhissalâtu vesselâm namazını tamamlayınca, adam yanına geldi ve: "Ey Allah'ın Resülü! dedi, ben hadd (çeşidine giren bir suç) işledim Bana Allah'ın Kitabını tatbik et!" Efendimiz: "Sen bizimle birlikte namazını eda etmedin mi?" diye sordu Adam: "Evet!" dedi Efendimiz: "Öyleyse git Zîra Allah, senin günahını affetti" veya -hadd'ini affetti" dedi" Buhârî, Hudud 17; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudüd 24, (1696) 2297 - Âsım İbnu Süfyan es-Sakafi (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, bunlar Selâsil gazvesine gitmişler Fakat fiilen gazveye iştirak edememişlerdi Bunun üzerine kendilerini Allah yoluna verdiler Sonra Hz Muâviye (radıyallâhu anh)'nin yanına döndüler Hz Muâviye'nin yanında Ebü Eyyüb el-Ensârî ve Ukbe İbnu Âmir vardı Âsım: "Ey Ebü Eyyüb! dedi Bu sene gazveyi kaçırdık Bize, (bunun telafisi için bir çare) haber verildi Buna göre, kim dört mescitte namaz kılarsa, günahları affedilirmiş" Ebü Eyyüb: "Ey kardeşimin oğlu! dedi Ben sana bundan daha kolayını haber vereyim Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şu sözünü işittim: "kim emredildiği şekilde (mükemmel olarak) abdestini alır, emredildiği şekilde namazını kılarsa, önceden yapmış olduğu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur " Ey Ukbe! (Resülullah'ın tebşiri) böyleydi değil mi?" Ukbe: "Evet!" dedi" Nesâî, Tahâret 108, (1, 90-91) 2298 - Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Rabbin, koyun güden bir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namaz kılmasından hoşlanır ve AIIah Teâlâ hazretleri şöyle der: "Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor, yani benden korkuyor Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim" Ebü Dâvud, Salât 272, (1203); Nesâî, Ezân 26, (2, 20) 2299 - İmam Mâlik (radıyallâhu anh)'e ulaştığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "İstikamet üzere olun (Bunun sevabını) siz sayamazsınız Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır (Zâhirî ue bâtînî temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder" Muvatta, Tahâret 36, (1, 34); İbnu Mâce, Tahâret 4, (277) 2300 - Hz Huzeyfe (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı" Ebü Dâvud, Salât 312, (1319); Nesâî, Mevâkît 46, (1, 289) 2301 - Abdullah İbnu Selmân, Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)'ın ashabından birisinden naklediyor: "Hayberin fethedildiğii gün bir adam Hz Peygamber'e gelerek: "Ey Allah'ın Resülü, bugün ben öyle bir kâr ettim ki böyle bir kârı şu vadi ahalisinden hiçbiri yapmamıştır" dedi Efendimiz: "Bak hele! Neler de kazandın?" diye sordu Adam: "Ben alıp satmaya ara vermeden devam ettim Öyle ki üçyüz okiyye kâr ettim dedi Aleyhissalâtu vesselâm efendimiz: "Sana kârların en hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu Adam: "O nedir, ey Allah'ın Resülü?" dedi Efendimiz açıkladı: "(Farz) namazdan sonra, kılacağın iki rekattir" Ebü Dâvud, Cihâd 180, (2785) 2302 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı" Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61) 2303 - Rebî'a İbnu Ka'b el-Eslemî anlatıyor: "Ben Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim Bana: "Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu Ben: "Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim Bana: "Veya bundan başka birşey?" dedi Ben: "Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim "Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!" buyurdu" Müslim, Salât 226, (489); Ebü Dâvud, Salât 312, (1320) 2304 - Ma'dan İbnu Ebî Talha el-Ya'merî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın azadlısı Sevbân (radıyallâhu anh)'a rastladım Kendisine: "Bana bir amel söyle de onu yapayım Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir"- Sevbân sükut etti Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum O yine sükut etti Ben üçüncü sefer sordum Sonunda dedi ki: "Aynı şeyleri ben de Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)a sormuştum Bana şu cevabı vermişti: Çokça secde yapman gerekir Zîra sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker" Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derdâ'ya geldim Aynı şeyi ona da sordum O da Sevbân'ın bana söylediğinin aynısını söyledi" Müslim, Salât 225, 226, (488, 489) Nesâî, Tatbik 81; Tirmizî, Salât 169, (388); İbnu Mâce, İkâmet 201, (1422-1424) NAMAZIN EDA VE KAZASININ VÜCÛBU HAKKINDA 2305 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu Aleyhissalâtu vesselâm: "AIIah, kullarIna beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi Adam tekrar sordu: "Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?" "AIIah kullarına beş vakti -farz kıldı " Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu" Müslim, İman,10, (12); Tirmizî, Zekât 2, (619); Nesâi, Salât 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesâî'dekidir Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizî, Kitâbu'I-İman'da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler 2306 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a Mi'râc'a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı Sonra bu azaltılarak beşe indirildi Sonra da şöyle hitap edildi: "Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır" Buhârî, Bed'ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu'l-Ensâr 42; Müslim, İman 259, (162); Tirmizî, Salât 159, (213); Nesâî, Salât 1, (1, 217-223) 2307 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek'at olarak farz kılmıştır" Müslim, Salât 5, (687); Ebü Dâvud, Salât 287, (1247); Nesâî, Taksir 1, (3,118,119) 2308 - Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu" Buhârî, Salât 1, Taksîru's-Salât 5, Menâkıbu'l-Ensâr 47; Müslim, Salâtu'-Müsâfarîn 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salât 8, (1,146; Ebü Dâvud, Salât 270, (1198); Nesâî, Salât 3, (1, 225) 2309 - Hz Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Kurban bayramında kılınan namaz iki rek'attir, Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek'attir, sefer namazı iki rek'attir, cum'a namazı da iki rek'attir Bunlar Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur" Nesâî, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), İdeyn 11, (3,183) 2310 - Abdullah İbnu Fudâle, babası (Fudâle'den) naklen anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bana öğrettikleri arasında: "Beş vakit namaza devam edin!" emri de vardı Ben: "Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!" dedim Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu Bu kelime bizim dilimizde yoktu Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum "Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz" buyurdu" Ebü Dâvud, Salât 9, (428) 2311 - Sebretü' bnu Ma'bed (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün" Ebü Dâvud, Salât 26, (494); Tirmizî, Salât 299, (407) Tirmizî'nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir 2312 - Amr İbnu'l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın" Ebü Dâvud, Salat 25, (495, 496) 2313 - Onun bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resülullah'a bundan (namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu: "Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin" buyurdu" Ebü Davud, Salât 26, (497) 2314 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti O zaman ondört yaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi Hendek savaşı sırasında da beni gördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi" Nâfi' der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz'e uğradım, o zaman halife idi Kendisine bu vak'ayı anlattım Bana: "Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleri âile efradından saymalarını emretti" Buhârî, Şehâdât 18, Megazî 29, Müslim, İmâret 91, (1868); Tirmizî, Cihâd 31, (1711); Ebü Dâvud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesâî, Talâk 20, (6,155) 2315 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur" Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294) 2316 - Buharî ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın Zîra Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Tâ-hâ 14) Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294) 2317 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah'la beraber bir gece boyu yürüdük Cemaatten bazıları: "Ey Allah'ın Resülü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular Efendimiz: "Namaz vaktine uyuya kalmanızdan korkuyorum" buyurdu Bunun üzerine Hz Bilâl: "Ben sizi uyandırırım!" dedi Böylece Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) mola verdi ve herkes yattı Nöbette kalan Bilâl de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı Güneşin doğmasıyla Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyandı ve: "Ey BiIâI! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz Bilâl: "Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi Aleyhissalâtu vesselâm: "AIIah Teâlâ Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir Ey BiIâI! Halka namaz için ezan oku" buyurdu Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı" Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106) 2318 - Bu hadis Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Güneşin harareti onları uyandırınca kalktılar, bir müddet yürüdüler, sonra tekrar konaklayıp abdest aldılar Hz Bilâl (radıyallâhu anh) ezan okudu Sabahın iki rekatlik (sünnet) namazını kıldılar, sonra da sabah namazını (kazaen) kıldılar Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular Giderken birbirlerine: "Namazımızda ihmalkârlık ettik" diye yakınıyorlardı Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Uyurken (vâki olan namaz kaçması) ihmal sayılmaz, ihmal uyanıklıktadır Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete düşer kaçırırsa, hatırlayınca onu hemen kılsın Ertesi sabahın namazı da mütad vaktinde kılınır" buyurdu" Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106) 2319 - Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Namaz(ın kaçmış olmasın)dan korkarak kalktık, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ağır olun, ağır olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu Güneş yükselince de: "Sizden kim sabahın iki rekat sünnetini (mütad olarak) kılıyor idiyse yine kılsın" dedi Bu emir üzerine kılan da, kılmayan da kalkıp sünnetini kıldı Sonra Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için kâmet emretti Kâmet getirildi Efendimiz kalktı ve bize namaz kıldırdı Namaz bitince: "Haberiniz olsun, AIIah'a hamdediyoruz ki, bizi namazımızdan, dünyevî işlerimizden herhangi biri alıkoymuş değildir Ancak ruhlarımız AIlahu Teâlâ'nın kabza-i tasarrufundadır, dilediği zaman onu salar Sizden kim sabah namazına, sabahleyin mütad vaktinde kavuşursa, sabah namazıyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi" Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106) 2320 - Ebü Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir İhmal lyani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir" Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106) 2321 - Müslim'in Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Güneş doğuncaya kadar uyanmadı Resülullah (aleyhissalatu vesselâm): "Herkes bineğinin başından tutsun (ve burayı terketsin) Zîra burası bize şeytanın musallat olduğu bir yerdir!" dedi Biz de emri yerine getirdik" Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106) 2322 - Ebü Dâvud'un Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir rivayette şöyle denmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam): "Size gaflet gelen bu yeri değiştirin!" buyurdu Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435 - 441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106) |
|