Selanik |
09-27-2006 | #1 |
RaHaTSiZ
|
SelanikSelanik (Yunanca: Θεσσαλονίκη, Thessaloniki; Slav: Солун, Solun), Yunanistan'ın ikinci büyük şehri ve Yunan Makedonya bölgesinin en büyük şehri ve yönetim merkezidir Selanik 1430-1912 yılları arasında 500 yıla yakın bir süre boyunca Osmanlı İmparatorluğunun en önemli şehirlerinden biriydi Mustafa Kemal Atatürk 1881'de Selanik'te doğdu Selanik'in büyük şehir nüfusu 1 milyona yaklaşmaktadır ve coğrafi koordinatları 40°38′kuzey enlemi ve 22°58′doğu boylamındadır En önemli turistik ziyaret yerleri Osmanlılar tarafından inşa edilmiş Beyaz Kule ve Arkeoloji Müzesi'dir Sahil şeridi İzmir'i andırır Bölge Merkez Makedonya İl Selanik İli Nüfus 363987 (2001) Metropolitan bölge nüfusu 809457 Yüzölçümü 17,8 km² Nüfus Yoğunluğu 20449 /km² Rakım 20 m Koordinat 40°38′ K 22°57′ D Posta kodu 53x xx, 54x xx, 55x xx, 56x xx Telefon Kodu 2310 Plaka Kodu N Belediye Başkanı Vasilios Papageorgopoulos Web sitesi thessalonikicitygr Selanik'in Tarihi Osmanlı Döneminde Selanik Selanik'in simgesi Beyaz KuleSelanik 1430 tarihinde padişah II Murat'ın yönettiği bir Osmanlı ordusu tarafından fethedildi 15 yüzyıl boyunca kente Anadolu'dan getirilen çok sayıda Türk yerleşti 1492 yılında Osmanlılar İspanya'dan kovulan Sefardi Yahudilere kapılarını açtıklarında Selanik Yahudilerin yerleşmek için en fazla tercih ettikleri şehir oldu Selanik 500 yıla yakın bir süre boyunca bir Osmanlı şehri olarak kaldı Çeşit çeşit Hristiyan, Yahudi ve Müslüman toplumların hep birlikte uyum içinde yaşadığı önemli bir kültür ve ekonomi merkezi haline geldi 17 yüzyılda Sabetay Sevi tarafında başlatılan Sabetayizm hareketi Selanik'teki Yahudiler arasında çok rağbet buldu Sabetay Sevi'yi izleyerek Müslüman olan Yahudiler Selanik'te Osmanlı Devleti'nin yenileşme çabalarına büyük katkılarda bulundular Jöntürk hareketi büyük ölçüde Selanik'te gelişti Osmanlı padişahı II Abdülhamit tahttan indirildikten sonra 1909 yılında Selanik'e sürgüne gönderildi Fakat 3 yıl sonra Selanik Yunanlıların eline geçince İstanbul'a geri gönderilmek zorunda kaldı Yunanistan Döneminde Selanik 20 yy başları, balıkçı iskelesi ve Beyaz Kule1912'de Balkan Savaşları sonunda şehir Yunanistan yönetimine geçti Osmanlı orduları, şehri Yunan çetelerine savaşmadan, ancak şehirdeki Türklerin can güvenliğinin sağlanması koşuluyla bıraktılar Osmanlı Ordusu'nun Selanik'te bulunan kuvvetleri de silahlarını Yunan çetelerine teslim ettiler Ancak Yunan çeteleri şehri teslim aldıkları günün gecesi kentte yaşayan pekçok Türkü, aralarında Osmanlı askerleri de bulunmak üzere katletmişlerdir Şehrin simgesi olan Osmanlıların inşa ettiği Beyaz Kule sembolik bir vaftiz işleminden geçerek beyaza boyandı O günden beri Beyaz Kule adıyla anılan bu yapının beyaz boyaları zamanla aşınıma uğradı ve eski rengini tekrar kazandı 1917 yılında çıkan büyük bir yangın şehrin Türk bölgesini neredeyse tamamen yok etti 1924 nüfus mübadelesi sonunda şehirde geride kalan bütün Türkler Türkiye'ye göç etmek zorunda bırakıldı ve Anadolu'dan gelen Rum göçmenler giden Türklerin yerini aldı Kısa bir süre içinde şehrin nüfus yapısı tamamen değişti Yunanlılar Selanik'te azınlıktayken kısa bir süre içinde ezici bir çoğunluk haline geldiler Böylece Selanik'in Osmanlı-Türk kültüründe oynadığı rol son bulmuş oldu Atatürk 10 Yıl Nutku'nda "Keşke Selanik'i de misak-ı milli sınırları içerisine alabilseydik" diyerek kentin Türkler için önemini vurgulamıştır Selanik'te Osmanlı döneminden kalma bir sokakİkinci Dünya Savaşında neredeyse tüm Yahudi cemaati (50000 kişi) Alman Nazi işgalcileri tarafından Nazi toplama kamplarına yollanıp yok edildi Böylece Osmanlı döneminde şehirin kültürel mozayiğini oluşturan bir diğer unsur da yok edilmiş oldu Kısa bir süre içinde camilerin minareleri yıkıldı Bazı cami ve sinagoglar kiliseye çevrildi Eski Osmanlı evleri bakımsızlıktan yok oldu Kentin geçmişiyle bağlantısı kesilerek modern bir Avrupa şehri haline getirildi Selanik, 1997'de Avrupa kültür başkenti seçildi İklim Selanik Akdeniz İklimine sahiptir Şehrin kuzeyi Balkan iklimi etkisi altında kaldığı için kışlar daha soğuk geçer Selanik Vakası 6 Mayıs 1876 târihinde Selanik’te Fransa ve Almanya konsoloslarının linç edilmesiyle neticelenen olay Avrethisarlı bir Bulgar kızı İslâmiyet'i inceleyerek Müslüman olmaya karar vermişti Bu maksatla Müslümanlığı tescil ettirmek için Selanik’e gitmek üzere yola çıktı Ancak kızın niyetini öğrenen bâzı Hıristiyanlar telgrafla Amerikan konsolosunu durumdan haberdar ettiler Telgrafı alan ve koyu bir İslâm düşmanı olan konsolos, kıza mâni olmak için 150 kişilik bir Rum ve Bulgar çapulcusunu istasyona yığdı Kız, istasyona geldiğinde, konsolosun emriyle harekete geçen kalabalık, kızı, hükümet konağına götürmekle görevli üç zaptiyenin elinden zorla aldılar Hakâretlerde bulunarak yaşmağını ve ferâcesini parçaladılar Gözü dönmüş saldırganlar sürüsünün elinden kurtulmak isteyen kız, Müslüman olduğunu haykırmaya ve imdat istemeye başladı Kızın yardımına koşan birkaç Müslüman fecî şekilde dövüldü Kız da konsolosluk arabasıyla Amerikan konsolosluğuna götürüldü Bir Osmanlı şehrinde Bulgar da olsa Müslüman olmuş bir kıza yapılan saygısızca muâmele ve mâni olmak isteyenlerin ağır şekilde hırpalanması havanın elektriklenmesine sebep oldu Ertesi gün İslâmiyet'i kabul eden bir kızın zorla kaçırılıp tutulamayacağını ve bu işe hükümetin karar vermesi gerektiğini belirten Müslümanlar Saatli Câmide toplandılar Kendilerini yatıştırmak isteyen Selanik Vâlisi Baytar Mehmed Refet Paşanın açıklamalarını yeterli bulmadılar Refet Paşa ve vilâyet görevlilerinin mâni olmaları ihtimâli üzerine medrese odalarını zapteden Müslümanlar kızı almak gâyesiyle Amerika Konsolosluğuna yürüdüler Bu sırada Fransa ve Almanya konsolosları kalabalığın önüne geçerek onları engellemek istediler Ancak kızın müftülüğe teslim edilmesi teklifine karşı Amerika Konsolosunun evinde olduğunu, dolayısıyla kızın teslim edilemeyeceğini söylemeleri üzerine zâten galeyana gelmiş olan halk tarafından öldürüldüler Ancak İngiliz Konsolosu devreye girip Müslüman olan Bulgar kızını hükümete teslim edince olaylar yatıştı Selanik olayları üzerine Osmanlı Devletiyle Fransa, Almanya ve İtalya devletlerinin ilişkileri gerginleşmiştir Bu devletler gemilerini Selanik Limanına göndererek, hâdisenin müsebbiplerinin şiddetle cezâlandırılmasını talep ettiler Aksi takdirde Selanik’e asker çıkarılacağı bildiriliyordu Fakat Sultan Abdülazîz Han bu istekleri kabul etmediği gibi, Balkanlara yeniden birkaç tabur sevk edilmesini ve Selanik’e harp gemileriyle asker gönderilmesini, olayda suçlu olan kimselerin de yabancılara teslim edilmeyip, Osmanlı mahkemelerinde yargılanmasını emretti Pâdişâhın emri doğrultusunda hareket edildi Olayda ihmâli görülen Selanik Vâlisi değiştirildi, konsolosları öldüren altı kişi yargılanarak îdâma mahkum edildiler Fakat olaylara sebebiyet verenlere yâni kızı kaçıranlara hiçbir şey yapılamadı Dünyânın her tarafına binlerce misyoner göndererek, insanların Hıristiyanlaştırılması için milyarları sarf eden, inanç ve vicdan hürriyetini, insan haklarını savunuyor görünen Avrupa devletleri, İslâm dînini kendi isteğiyle kabul eden bir Bulgar kızının Müslüman olmasını kabul edememişlerdir Ayrıca konsolosları devletin resmî emniyet görevlisinin elinden güpegündüz kız kaçıracak kadar aşağılık işlere tevessül etmişlerdir Olaylarla ilgili olarak alınmasını istedikleri tedbirler husûsunda da Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmaktan geri durmamışlardır Selanik’ten İstanbul’a, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Terakki Okulları Eğitimde Çağdaş Gelenek Selanik, 19 yüzyılda kozmopolit yapısıyla, hareketli kültür ve politika yaşamıyla ve en önemlisi zengin ekonomisi ile Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı İstanbul’dan sonra gelen en önemli kentlerinden biriydi Osmanlı’da Tanzimat gibi çağdaşlaşma hareketleri Selanik’te yankı buluyor, Fransız Devriminin ilkeleri Osmanlı topraklarında bu kentte yaygınlaşıyordu Toplumsal ve kültürel yaşamı böylesine canlı bir kentin Osmanlı İmparatorluğunda eğitim alanında da öncülük görevi yüklenmesi bir bakıma kaçınılmazdı 1873 yılında kentin ilk özel müslüman Türk ilkokulu olarak kapılarını açan "ŞEMSİ EFENDİ MEKTEBİ," hedef olarak çağdaş kuşaklar yetiştirmeyi, yöntem olarak da "usul-i cedid" (yeni/çağdaş yöntem) tedrisatını seçerek bu atılımı yapıyordu İşte bu "ŞEMSİ EFENDİ MEKTEBİ" bugün artık Türk Milli Eğitiminin en köklü kurumlardan birisi olan Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Okullarının çekirdeğidir Okul, Şemsi Efendi’nin öncülüğünde Abdi Kamil, Derviş Efendi, Halil Vehbi Efendi gibi Selanik eşrafının katılımı ve diğer hayırseverlerin yardımlarıyla kurulmuştur Kuruluşundan bir müddet sonra kız öğrencilere eğitim olanağı sağlaması, okulda Batı eğitim anlayışına uygun özel dersler verilmesi, bu kurumun çağdaş niteliğinin kanıtlarıdır Şemsi Efendi Mektebi, kuruluşunun üzerinden daha dört yıl geçmeden devralınarak Emin Lütfi Efendi’nin başkanlığındaki 13 kişilik bir encümen ile tam teşkilatlı ve daha büyük kapasiteli bir okula dönüşme çabalarını başlattı Bu çalışmalar, 2 Ağustos 1877 tarihinde, okulun rüştiye, yani ortaokul düzeyine çıkarılması ve TERAKKİ MEKTEBİ adı altında öğrenime başlaması sonucunu verdi Okul, bu tarihten sonra da gelişmesini sürdürdü 27 Mart 1880 tarihinde okulun adı "SELANİK TERAKKİ MEKTEBİ" olarak değiştirildi "SELANİK TERAKKİ MEKTEBİ" ortaokuldan sonra lise düzeyinde de eğitim vermeye başladı Bu hızlı gelişim ve verdiği eğitimin kalitesi açısından Selanik’in en gözde okullarından biri haline gelen "SELANİK TERAKKİ MEKTEBİ" velilerin de isteğine uyarak yatılı kısım ve kızlar bölümünü de açtı Okul, 20’nci yüzyılın başında adını "YADİGAR-I TERAKKİ TİCARET MEKTEBİ" olarak değiştirdi 1912 yılına gelindiğinde Balkan Savaşı nedeniyle Selanik’te zor günler yaşanmaya başladı Kentin müslüman Türk halkı, savaş, baskılar ve o yılların karışıklıkları içinde Selanik’i terkedip, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere doğuya doğru göç etmek zorunda kaldı 1923 Lozan Antlaşmasından sonra da Terakki Mektebi’nin Selanik’te kalan son bölümü, Yalılar da diğer Türk malları gibi tasfiye edilip kapatıldı Böylece okulun Selanik’teki yaklaşık 55 yıllık tarihi sona erdi Ama, okulun Selanik’teki son bölümünün kapanmasından dört yıl önce, İstanbul’da Terakki ruhunu taşıyan bir başka okul açılmıştı bile Selanik Terakki Mektebinden yetişmiş ve Balkan Savaşı yıllarında İstanbul’a göç etmiş bir grup genç, içinden çıktıkları irfan yuvasının geleneğini sürdürmek ve genç kuşaklarda da aynı geleneği yaratmak için 5 Nisan 1919’da "ŞİŞLİ LİSAN MEKTEBİ" adı altında bir okul kurdular 3 Eylül 1919’da Mahmut Celalettin Konağında kapılarını açan ŞİŞLİ LİSAN MEKTEBİ, 24 Haziran 1920 akşamı bu ahşap konak yanınca 1 Eylül 1920 tarihinden itibaren eğitime Pangaltı’da kiralanan Nuri Paşa Konağında devam etti Okul 1921 yılından itibaren ŞİŞLİ TERAKKİ MEKTEBİ" olarak isim değiştirir Kuruluş yıllarında olduğu gibi, bu okul da "Encümen" adı verilen kurucu ve koruyucu üyelerden oluşmuş bir heyet tarafından yönetiliyordu Okul kurucularının benimsedikleri ilke Terakki geleneğini ifade ediyordu: "TERAKKİ MEKTEBİ TİCARET AMACIYLA KURULMAMIŞTIR, HAYIR İÇİN YAŞADIĞI GİBİ HAYIR İLE DE YAŞAR" Şişli Terakki Mektebi, 1935 yılında kendi mülkiyetindeki binalarına kavuşuncaya kadar hep Nişantaşı ve Pangaltı arasında, okul hizmeti vermeye uygun konakları kiralayarak tam teşkilatlı, yatılı, karma bir lise olarak gelişti Şişli Terakki Mektebi 1922 yılında Ferit Paşazade Mehmet Bedri Bey ve validesine ait binada, 1924 yılında Şerif Paşa ve Münire Sultan konaklarında, 1927 yılında Halil Rifat Paşa Konağında, 1928 yılında da, Nişantaşı’ndaki Baş Mabeyinci Konağında hizmet verdi Baş Mabeyinci Konağı 1935 yılında Emlak ve Eytam Bankasından satın alındı Konak 1949 yılında yıkılarak yeni ve çağdaş okul tesislerinin yapımına başlandı Ön cephesi Teşvikiye Caddesi, arka cephesi Akkavak Sokağı, ortası da büyük bir avludan oluşan tesislerin inşaatı 1962 yılında tamamlandı 1969 yılında da ön cepheye iki kat ilave edildi Şişli Terakki Mektebi 17 Mart 1934 tarihinde aynı adla anılan bir limited şirkete devredildi Ancak, bu biçimsel bir değişimdi Çünkü şirket ortakları Terakki ruhuna ve ilkelerine uygun olarak hiçbir biçimde kar hissesi istemeyecekleri konusunda birer taahhütname imzalamışlardı 1963 yılında, şirket ilk kuruluştaki yapısına, yani "Vakıf" kavramının o günkü yasal ifadesi ile "Tesis"e dönüştürülmüş, 1967 yılında yürürlüğe giren 903 sayılı yasanın "Vakıf" kurma olanağını tanıması ile de, "TERAKKİ TESİSİ" "TERAKKİ VAKFI"na dönüşmüş ve okul bu vakıf tarafından yönetilmeye başlamıştır Vakfın Kurucu Üyeleri Abdurrahman Malta, Ahmet Elberger, Akif Akev, Fahri Refiğ, İbrahim Telci, Necdet Üçer, Nuri Türen, Osman Üçer, Reşat Atabek, Yusuf Kapancı, Ata Refiğ, Rifat Edin, Fikret Güvenç, Mehmet İnal, Memduh Paker, Nazmi Eren, Vedat Uras, Ecvet Gürses, Neş’e Deriş Okulun bugünkü modern tesislerini oluşturan Levent tesislerine doğru ilk adım 1966 yılında satın alınan 25,800 metrekarelik arazi ile atıldı Levent’teki ilkokul binasının yapımına 1973 yılında başlandı ve binanın birinci modülü 1975 yılında, ikinci modülü ise 1983 tarihinde tamamlanarak öğretime açıldı Terakki Vakfı Okullarının Levent Tesislerinin temeli ise 14 Temmuz 1991’de atıldı Levent eğitim tesislerinin kuruluşundaki ilke, artık bilgi toplumuna dönüşen ve sanayileşen bir ülkenin gereksindiği üretici insan gücünün yetiştirilmesi için uygulamalı bir öğretimin, sosyal, kültürel ve sportif bir eğitim ile bütünleştirilmesi olmuştur Bu nedenle, Levent Eğitim Tesislerinde, sayısı giderek artan öğrencilere, gelişen teknolojinin sağladığı olanaklarla düzenlenen özel derslikler, laboratuarlar, kütüphaneler, toplantı ve konferans salonları, yemek salonları, büfeler, Bilgi İşlem Merkezi, Kültür merkezleri, Sanat Galerisi ve Spor Tesislerinden oluşan tüm çağdaş olanaklar sunulmaktadır Terakki Vakfı Okulları 1994-1995 öğretim yılından itibaren Anaokulu, İlköğretim Okulu ve Lise olarak İstanbul’un en güzel semtlerinden Levent’teki çağdaş tesislerinde hizmet vermektedir Terakki Vakfı Okullarının geçmişi ve gelişimi, Türk Milli Eğitiminde büyük ve köklü bir kurum olduğunun en açık kanıtıdır Selanik neden alınmadı ? Milli mücadele henüz bitmiş, ordularımız meriç sınırına dayanmıştı Çankaya'da oturuyorduk Atatürk'ün Selanik'ten çocukluk arkadaşı Nuri Conker dedi ki : -"Paşam, ne duruyorsunuz ? Herşey elinizde, Selanik'teki eviniz boş duruyor Bir sözünüzle orada oturabilirsiniz Size kim engel olabilir ?" Atatürk, hepimizin yüzüne baktı ve şunları dedi: -"Böyle bir hareket bütün Avrupa'yı aleyhimize birleşmeye sevk eder Büyük bir mücadel iyi bir biçimde sona erdi Tehlikeli bir maceraya atılamam" kaynak Cumhuriyet Gazetesi, 16111941 - Hamdullah Suphi Tanrıöver Ne olursa olsun geçmişimizi unutmayalımSaygılarımla |
11-21-2006 | #5 | |
RaHaTSiZ
|
Alıntı:
~~Kafası guzEL arkadasımızın Sanırım sarsastic sarsastic ~~ |
|
11-22-2006 | #6 | |
bessraa
|
Alıntı:
hem nolcak ha sen ha ben 2missde müdürüss snçta paylaşımları da paylaşablirissgrinmnnn grinmnnn pleasantry ama saooll falla yaahh cidden de gtmek istiom |
|
11-22-2006 | #7 |
RaHaTSiZ
|
~~yoq onu kasteTmedim konu saHißi sen sanmıs ona cok guLdum :) yoksa onemLi deiL yane ßenim iCin ßen payLAstıkLArımdan karsıLıq ßekLemiyorum zaTen maKsat fayDALı ßir insan oLmak~~ aYrıCa ßeniMde FıRsaTını ßuLdugum iLk an oRAya Gİtmek HayaLim:)~~ |
|