Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adabı, kardeşlerle, mümin, münasebet

Mü'min Kardeşlerle Münasebet Âdabı

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mü'min Kardeşlerle Münasebet Âdabı






Mü'min Kardeşlerle Münasebet Âdabı
Mü'min Kardeşlerle Münasebet Âdabı
Mü'minin mü'mine karşı bağı, irtibatı yalnız kardeşliktir Rabbimiz Mü'minlerin birbirlerine karşı durumlarının ne olduğunu ve birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini ferman buyurmuştur Bu hususla ilgili âyet-i kerimelerden bazılarına meâlen bakalım:
"Mü'minler kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki, rahmet erişesiniz" (Hucurat sûresi/10) "Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver; bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir" (Fussılet /34) "Birbirinizle iyilik ve takvada yardımlaşın; günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın Allah'tan korkun Muhakkak ki Allah'ın azabı pek şiddetlidir" (Maide/2) "Ey imân edenler! Babalarınızı ve kardeşlerinizi, eğer küfrü îmâna tercih etmişlerse, dost edinmeyin Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin tâ kendisidir" (Tevbe/23)
Bu âyet-i kerimelerde de beyan buyurulduğu üzere, insanlar arasındaki kardeşliği ancak "imân bağı" tesis etmektedir Yoksa aralarında imân bağı olmayanlar, neseben kardeş olsalar dahi aralarında gerçek kardeşlik bağı yoktur
* Yani sevgi ve kardeşlik için temel ölçü îmandır, İslâmiyettir
İşte bu şekilde birbirleriyle gerçek mânâda kardeş olan Mü'minler bir vücudun uzvu gibidirler Nasıl vücudun bir yerine diken batsa, vücudun tamamı o acıyı hissederse, bir Mü'minin başına üzücü bir hâdise gelse, bütün mü'minlerin onun üzüntüsüne ortak olması gerekir Bir mü'min zulme mâruz kalsa, bütün mü'minlerin o zulmü ortadan kaldırmak için gayret göstermesi icap eder
Bu hususta Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: "Mü'minler birbirlerini sevmek; birbirlerine şefkat göstermek ve iyilik yapmakta bir vücut gibidir O vücudun bur uzvu hastalanırsa, diğer uzuvlar da hastalığın acısını duyar, uykusuzluk ve ateşine iştirak eder" (Buhâri, Edeb:37)
Şayet Mü'minlerde bu hassasiyet kaybolmuşsa, bir beldede Müslümanlar koyun boğazlanır gibi boğazlanırken, evleri yakılıp yıkılırken diğer Mü'minler bu zulmü kılları kıpırdamadan seyrediyorsa, o vakit bu durumda olanların îmânlarının sıhhatini yeniden gözden geçirip tevbe etmeleri, hakiki îmânı elde etmek için gayret göstermeleri gerekir
* Bir kimse Müslüman kardeşini sevdiğini ona bildirmelidir Bu hususla ilgili hadis-i şeriflere bakalım:
(Hz Mücâhid ra) naklediyor: "Sizden birisi kardeşini Allah yolunda sevdiği zaman kendisine bildirsin Zira bu , ülfette daha kalıcı, muhabbette sebat vericidir" (Ramûz, c 1/25/9)
* Birbirlerini, maddî menfaat veya herhangi bir çıkar için değil, sadece ve sadece Allah rızâsı için sevenler, Peygamber Efendimiz (sav) tarafından methedilmiş ve onlar Âhirette pek çok lutfa ve ihsana mazhar olmakla müjdelenmişlerdir Bu hususla ilgili hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım:
Abdullah b Mes'ud'dan (ra) şöyle rivayet olundu Resûlullah (sav): "İmânı kâmil olan, sevdiği kimseyi, ondan menfâat gördüğü için değil, sırf Allah rızâsı için sever Gerçek imân da budur" buyurdu (Tergib ve Terhib, c 6/25-6)
Abdullah b Amr (ra) Resûlullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Bir adam, birini Allah için sever de ona: 'Seni Allah için seviyorum' derse, ikisi de Cennete girerler Sevenin derecesi daha yücedir" (age, c6/27-10)
Samit oğlu Ubade (ra) Resûl-i Ekrem'den (sav) hadisi kudsisinde Allah Teâlâ'nın şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Allah Teâlâ: 'Benim için birbirlerini sevenlere, birbirleri ile ilgilenenlere, ziyaretleşenlere ve yardımlaşanlara muhabbetim, rahmet ve mağfiretim vacip oldu, (Onları mutlaka bağışlayıp Cennetime koyacağım) buyurdu" (age, c6/30-15)
* Şu bir vakıadır, insanlar ancak ruhlarının uyuştuğu kimselerle ünsiyet ve arkadaşlık ederler Peki kiminle arkadaşlık etmeliyiz? Görünce Allah'ı hatırladığımız, konuşunca dini bilgimizi arttıran, ameli âhireti hatırlatan kimselerle arkadaşlık etmeliyiz
Peygamber Efendimiz (sav) Medine'ye hicretten sonra, muhacirlerle Ensarı birbirleriyle kardeş eylemişti Evsiz, barksız muhacirler Ensar kardeşlerinin evlerine yerleşmişlerdi
Onlar arasındaki dostluk o kadar ileri derecede idi ki, birbirlerini kısa bir müddet için görmeseler, birbirlerini özlerlerdi Her zaman birbirlerinin hatırını sorar, birbirlerinin yardımına koşarlardı
İslâm orduları zaferlerden zaferlere koştuktan sonra, imkanlar da artmıştı İşte o zaman Peygamber Efendimiz, Ensar ve Muhacire, isterlerse ganimet mallarını aralarında eşit olarak taksim etmeyi, isterlerse ev ve iş kurmak için muhacirlere vermeyi teklif edince, Ensar topluluğu şu cevabı vermişti: "Yâ Resulallah Sen, bizim hissemize de düşen ganimeti Muhacir kardeşlerimize ver Ancak onlar yine bizim evlerimizde, bizim yanımızda kalsınlar"
İşte onların bu fedakârlığı, kardeşlerine bu şekilde bağlılıkları Allahu Teâlâ tarafından methedilmiştir Rabbimiz bu davranışı Mü'minlere örnek göstererek meâlen şöyle buyurmaktadır: "Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, onları kendi nefislerine tercih ederler" (Haşir sûresi/9)
* İşte tıpkı Ensar ve Muhacirin kardeşliği gibi birbirleriyle kardeş olan kimseler, sık sık birbirlerini ziyaret etmelidirler Enes (ra) Resülullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Herhangi bir kul, kardeşini Allah rızâsı için ziyaret etmeye gelirse, ona semada bir melek 'iyi yaptın, Cennet sana helâl oldu' diye seslenir, Allah da yüce arşında 'kulum benim rızâm için ziyarette bulundu, ona ikram ve ihsan bana aittir' der, ve onun için Cennetten başka hiçbir sevaba razı olmaz" (Tergib ve Terhib, c5/199-3)
Büreyde'den (ra) Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Cennette öyle köşkler vardır ki, içinden dışı, dışından içi görülür Allah bunları kendi rızâsı için birbirini, seven, birbirini ziyaret eden ve mallarını Allah yolunda harcayan kimseler için hazırlamıştır" (age, c5/200-7)
* Kardeşliğin mühim bir vasfı da kardeşini, ona yönelik saldırılardan, zararlardan korumaktır Bu hususla ilgili hadis-i şeriflere bakalım: Sehl bin Muâz bin Esed el-Cühenî'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurur: "Kim bir mü'mini, bir münafığın şerrinden korursa, Kıyamet gününde Allah ona vücudunu Cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir Kim bir müslümanı kötülemek maksadıyla ona laf atarsa, söylediği sözü ispat edinceye kadar Allah onu Cehennem köprüsü üzerinde tutar" (Ebû Dâvud, Edeb:39)
Ebû Derdâ'dan (ra) Resûlullah'ın (asm) şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: "Kim bir mü'min kardeşinin aleyhinde konuşulduğunda onun şeref ve namusunu savunursa, Allah da Kıyamet günü onu Cehennem ateşinden korur" (Tirmizî, Birr:20)
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurmuştur: "Mü'min, mü'minin aynasıdır Mü'min, mü'minin kardeşidir Onun malını, mülkünü korur Bulunmadığında da ona ait herşeyi korur" (Ebû Dâvud, Edep:49)
* Kardeşlik vazifelerinden birisi de, kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamaktır "Dünyanın bin türlü hali var" denilmiştir Hastalık, kaza, iflas vs gibi türlü hâdiselerde, maddî ve manevî yardıma ihtiyaç duyulan her yerde yardıma koşmak bir "kardeşlik görevi"dir Bu hususla ilgili hadis-i şeriflere bakalım: İbni Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (asrn) şöyle buyurur: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir Ona haksızlık yapmaz Tehlikeli bir durumda kalsa yalnız bırakmaz Kim, bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah'da onun ihtiyacını giderir Kim bir Müslümanın üzüntüsünü giderirse, Allah da Kıyamet günü onun ayıbını örter" (Ebû Dâvud, Edeb:38)
Hz Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurmuştur: "Zâlim de olsa mazlum da olsa, kişi kardeşine yardım etsin Eğer din kardeşi zâlim ise, zulmüne mâni olsun Çünkü, mâni olmak ona yardımdır Şayet mazlum ise onu koruyarak yardım etsin" (Buhârî, Mezâlim: 4)
* Müslüman, her zaman Müslüman kardeşini sevindirmek, onun gönlünü almak için vesileler bulmalıdır Bunun için her fırsatı değerlendirmelidir Müslümanı sevindirmekle ilgili hadis-i şeriflere bakalım: (Hz İbni Mes'ud ra rivayet ediyor) "Bir kimse benden sonra, bir Müslüman! sevindirirse, beni kabrimde sevindirmiş olur Beni kabrimde sevindireni de Allah Teâlâ Kıyamette sevindirir" (Ramûz, c2/423-9)
* Müslümanlara her zaman iyi muamelede bulunmak, onlarla hoş geçinmek lazımdır Güzel ahlak sahibi bir kimse, güzel geçimi prensip edinmiş demektir O kimse, herkesle iyi geçinir, başkalarıyla konuşurken yumuşak söz söyler, sert ve haşin davranmaz Ancak şayet muhatap ,ehl-i Hak mesleğine aykırı görüş taşıyorsa, onun görüşünü tasvip edici söz söylemez
Allahu Teâlâ, Hz Musa ile Hz Harun'u Firavun'a yollarken meâlen şöyle buyurdu: "Ona yumuşak konuşun; belki aklını başına alır veya korkar" (Taha sûresi/44) Bakara sûresinin 83 Ayetinde, "İnsanlara güzel söz söyleyiniz" buyurulmaktadır
* Güzel söz söylemek, konuşurken kırıcı olmamak da "güzel geçim" in temel şartıdır
Resûlullah (sav) Hz Âişe'ye (ra) şöyle buyurmuştur: "Kötü sözlü olma Kötülük bir adam şeklinde olsaydı; en kötü biçimli olurdu" (Tenbîhü'l Gafilin, c2/812)
* Müslüman Müslümana dargın olmaz, küs durmaz Dargınlık, küskünlük yasaklanmıştır Dargınlık, kardeşliği zedeleyen çirkin bir davranıştır İslâm dünyasının uzun zamandan beri, İslâm düşmanlarının baskısı altında inim inim inlemesinin temel sebeplerinden birisi de Müslümanların birbirleriyle küs oluşudur
Küs durmakla ilgili hadis-i şeriflere baktığımızda, dargınlığın ne kadar tehlikeli ve mesuliyetli bir davranış olduğunu görürüz Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Müslümanla alâkayı kesmek onun kanını dökmek gibidir" (Ramûz, c 2/454-2) "Birbirinize karşı buğz etmeyin, münâsebetlerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, çekememezlik yapmayın Ey Allah"n kulları Allah"n emrettiği gibi kardeş olun Bir Müslümanın, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl olmaz" (age, c2/466-5)
* Faziletli ve güzel ahlâklı bir kimse, bir kötülükle karşılaştığında ona iyilikle karşılık verir Müslüman kardeşinden ne kadar hoş olmayan davranışlar da görse, onunla dargın olmaz
Rabbimiz kötülüğe karşı iyilikle mukabele edilmesini emretmektedir Fussilet sûresinin 34 Âyetinde meâlen şöyle buyruluyor: "İyilikle kötülük bir olmaz Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver; bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir"
* Kusurları, hataları, bağışlamamak, özrü kabul etmemek kötü huylardandır
* Küslüğe yol açan davranışlardan birisi de münakaşadır Onun için münakaşadan sakınmak lazımdır
İbni Abbas'ın (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinle münakaşa etme, aşırı bir şekilde şakalaşma, yerine getiremeyeceğin vaadde bulunma" (Tirmizî, Birr: 58)
* Dargınları barıştırmak, küslüğü ortadan kaldırmak için arabuluculuk yapmak çok güzel ve faziletli bir davranıştır Bu davranışı teşvik eden hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım: Ebû Derda (ra) anlattı: Resûlullah (sav): "Size oruçtan, namazdan, sadakadan, daha üstününü öğreteyim mi?" deyince, Ashap: "Evet, öğret yâ Resûlullah!" dediler Resûlullah (sav): "İki kişinin arasını düzeltmektir Şüphesiz iki kişinin arasını açmak ise tıraştır" (dini kökünden kazımaktır) buyurdu Tirmizî hadis sahihtir dedi ve şöyle nakletti: Resûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğu nakledildi: "O, tıraştır Ama saçı tıraş etmektir, demiyorum, dini tıraş etmektir diyorum" (Tergib ve Terhib, c5/379-2)
Ukbe İbn Ebi Muayt kızı Ümmü Gülsüm'den (ra) Resûlullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edildi: "İki kişinin arasını düzeltmek için yalan da söylese, yalanı sayılmaz" Bir rivayet de şöyledir: "İnsanların arasını düzelten, iyi niyetle yalan da söylese günaha girmez Yalanı sayılmaz" (age, c5/379-3)
Bu hadis-i şerifte belirtildiği üzere, iki kardeş arasındaki, karı-koca arasındaki dargınlığa son vermek için söylenen yalana cevaz verilmiştir
* Kardeşlik münâsebetlerinde mühim bir husus ta ayıbı, kusuru yüze vurmamaktır O ayıp görmezlikten gelinmeli, münasip bir lisanla, muhataba o ayıbı işlediği sezdirilmeden îkaz edilmelidir
Ayıp, hata, kusur fiilleri tıpkı kardeşimizin omuzundaki akrep gibidir En güzeli, onu ürkütmeden o akrebi oradan uzaklaştırmak, yahut omuzunda "akrep olduğu"nu ürkütmeden, incitmeden söylemektir
Müslümanın ayıbını örtmenin fazileti ve ayıpları yaymanın ağır mesuliyetiyle ilgili hadis-i şeriflere bakalım: Ebû Hüreyre (ra) Nebi'nin (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Kim bir Müslümanın, dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir Kim Müslümanın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıbını örter İnsan (mü'min) kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısı olur" (Tergib ve Terhib c4/529-1)
İbn Abbas (ra) Nebi'nin şöyle dediğini rivayet etti: "Kim (Mü'min) kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter Kim Müslüman kardeşinin ayıbını açığa vurursa, bu yaptığından dolayı Allah da onun ayıbını açığa vurur Hatta evinde bile onu rezil eder" Bu hadis-i şeriflerde açıkça görüldüğü üzere "ayıp ve kusur araştırmak" çok kötü bir huydur Müslümanların ayıbını araştırmak, onlara kötülük yapmak veya onları kötülüğe itmek demektir
* Kardeşlik bağını kuvvetleştirici güzel âdetlerden ve davranışlardan birisi de hediyeleşmektir Karşılıklı hediyeleşmek sünnettir Hediyeleşmekle ilgili hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım: Hz Âişe (ra) naklediyor Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Yâ Âişe (ra), kim sana sen istemeksizin bir hediye verirse onu kabul et Zira o Allah'ın sana sunduğu bir rızıktır" (Ramuz, c 2/500-9)
HzÂişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (a sm) hediye kabul eder, karşılığında da bir şey verirdi" (Buhâri, Hibe: 11)
Ebû Hüreyre (ra) Resûlullah'ın (asm) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Hediyeleşiniz Çünkü hediye kalpteki kini giderir Hiçbir kadın, komşu kadına vermiş olduğu hediyeyi, koyun paçası bile olsa, küçük görmesin" (Tirmizî, vela:6)
Hediyede ölçü, imkanlar ölçüsünde olması, bütçeyi zorlamaması, karşı tarafın aynıyla mukabelesine imkan verecek değerdi olmasıdır
Hediyeleşmekte dikkat edilmesi gereken bir husus ta hediyeden dönmemektir Bu hususla ilgili şu hadis-i şerife bakalım: İbni Abbas'ın (r a) rivayetine göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: "Birisinin bir hediye verip veya bir ikramda bulunup, tekrar bundan dönmesi helâl değildir Ancak, baba çocuğuna yaptığı bağıştan dönebilir Verdiği hediyeyi geri isteyen kimsenin durumu köpeğe benzer Köpek yemek yer; karnı doyduktan sonra kusar, sonrada dönüp kendi kustuğunu yer" (Ebû Dâvud, Büyu:81)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.