Bhagavat Gita |
07-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bhagavat GitaEvrenle bir olmayı deneyimlemenin bir çok yolu vardır Bhagavat Gita kitabında çok özel teknikler verilmekte kitap 3 bölümden oluşur Kişiyi fiil yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden, Karma Yoga Kişiyi adanma yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden Bhakti Yoga Kişiyi zihin yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden Jnana Yoga farklı tekniklerle anlatılmaktadır 1 BÖLÜM: ARCUNA'NIN ÜMİTSİZLİĞİNİN YOGASI(VİSADA YOGA) Dhritaraştra*: 1 Ey, Sancaya, kutsal Kurukşetra ovasında savaşmak için istekli olarak bir araya gelen Pandu'nun oğulları ve benim insanlarım ne yaptılar? Sanjaya: 2 Pandava*'ların ordusunu savaş sırasında görünce, Kral Duryodhana* öğretmenine başvurarak şöyle dedi: 3"Görün, Öğretmenim, akıllı öğrenciniz Drupada'nın oğlunun dizdiği Pandu'nun oğullarının bu kuvvetli ordusunu! 4 "Burada kahramanlar var, büyük okçular, Bhima* ve Arcuna'ya savaşta eş olanlar var, Yuyudhana, Virata ve Drupada, 5 "Driştaketu, Çekitana ve Kasi'nin güçlü kralı, Purucit, ve Kuntibhoca ve Saibya, en iyi adamlar, 6 "Güçlü Yudhamanyu, ve cesur Uttamaucas, Subhadra'nın oğlu ve Draupadi'nin oğulları, tüm büyük kahramanlar 7 "Ey tekrar doğanların en iyisi, aramızda en çok farkedilen isimleri de, ordumun liderlerini de bil! Bunu bilgin olması için söylüyorum 8 "Sen ve Bişma, ve Karna ve Kripa, savaşta zafer kazananlar; Asvatthama, Vikarna, ve Somadatta'nın oğlu Jayadratha 9 "Ve ayrıca çeşitli silahlar ve misillerle silahlanmış, benim için hayatını feda eden nice kahraman, ki hepsi de savaş için fazlasıyla yetenekliler 10 "Bhişma* tarafından yönetilen bu ordumuz yetersizdir, Bhima tarafından yönetilen onların ordusu ise yeterlidir 11 "Bu yüzden, ordudaki sayısız bölümdeki rütbeniz ne olursa olsun, hepiniz sadece Bhişma'yı koruyun" 12 Kaurava'nın en büyüğü olan Bhişma, Duryodhana'yı neşelendirmek için bir aslan gibi kükredi ve borusunu öttürdü 13 Bhişma'yı takiben borular ve bakır davullar, tefler ve davullar bir anda sessizliği yırttı; ses müthişti 14 Sonra, Madhava (Krişna), ve Pandu'nun oğlu (Arcuna) beyaz atların çektiği muazzam at arabasında oturarak ilahi borularına üflediler 15 Hrişikesa "Pançacanya*"ya ve Arcuna "Devadatta*"ya üfledi, ve korkunç işler yapan Bhima ise büyük boru "Paundra*"ya üfledi 16 Kunti'nin oğlu Yudhisthira "Anantavijaya"ya üfledi, ve Sahadeva ve Nakula "Manipushpaka" ve "sughoşa" borularına üflediler 17 Kasi'nin kralı, mükemmel okçu Sikhandi, güçlü araba-savaşçısı Dhristandyumna ve Virata ve yenilmez Satyaki; 18 Drupada ve Draupadi'nin oğulları, ve Subhadra'nın güçlü bilekli oğlu, hepsi kendi borularına üflediler 19 Heybetli ses yeri göğü inleterek Dhritaraştra'nın yandaşlarının kalplerinde bir delik açtı 20 Ey yeryüzünün Efendisi! Sonra, Dhritaraştra'nın yandaşlarının dizildiğini ve silahların patlamak için hazır beklediğini gören, nişanı bir maymun olan Pandu'nun oğlu Arcuna, yayını kaldırdı ve Krişna'ya şöyle dedi Arcuna: 21-22 Ey Krişna, arabamı her iki ordu arasına sür ki, kimin bu kadar istekle savaşmak istediğini görebileyim ve savaş başladığında önce kiminle savaşmam gerektiğini bileyim 23 Çünkü ben burada kötü-fikirli Duryodhana'yı savaşta memnun etmek için savaşmaya gelenleri görmeyi arzu ediyorum Sancaya: 24 Krişna, Arjuna tarafından verilen talimata göre, Dhritaraştra'lardaki en iyi arabayı iki ordu arasına sürdü 25 Bhişma ve Drona ve dünyanın tüm hükümdarlarının önünde şöyle dedi: "Ey Arcuna, İşte tüm bu Kuru'lar* bir aradalar!" 26 O zaman, orada duran Arcuna büyükbabaları ve babaları, öğretmenleri, büyük amcaları, abileri, oğulları, torunları ve arkadaşları da gördü 27 Her iki orduda kayınpederleri ve arkadaşları da gördü Kunti'nin* oğlu Arcuna, tüm bu akrabaları dizilmiş görünce büyük bir acımayla dolu olarak üzgün konuştu Arcuna: 28 Ey Krişna, savaşmaya hevesli olarak dizilmiş bu akrabalarımı görünce, 29 Elim kolum tutmuyor, ağzım kuruyor, bedenim titriyor, tüylerim diken diken oluyor 30 Yayım "Gandiva" elimden kayıyor, tenim yanıyor; ayakta bile duramıyorum, başım dönüyor 31 Ve ben kötü bir gelecek görüyorum, Ey Kesava! Bir savaşta kendi akrabalarımı öldürmekte iyi bir yan görmüyorum 32 Ey Krişna, ne zaferi arzuluyorum, ne zevki, ne de krallıkları! Ey Krişna, hakimiyetin ya da zevklerin veya hatta yaşamın bize faydası nedir ki? 33 Adına, krallık, zevk ve eğlence arzuladıklarımız, yaşamı ve zenginliği terk ederek bu savaşta yer alıyor 34 Öğretmenler, babalar, oğullar ve ayrıca dedeler, torunlar, kayınpederler, büyük amcalar, damatlar, akrabalar, - 35 Onlar beni öldürse bile, hatta, bırak sadece bu dünyayı, üç dünya üzerinde hakimiyet sağlama uğruna bile ben onları öldürmek istemiyorum, Ey Krişna 36 Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmekte ne gibi bir zevk olabilir, Ey Janardana*? Bu suçluları öldürmekle sadece günah işlemiş oluruz 37 Bu yüzden, bizler akrabalarımız olan Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmemeliyiz; kendi insanlarımızı öldürerek nasıl mutlu olabiliriz ki, Ey Krişna? 38 Onlar zihinleri açgözlülükle dolu olduğundan aileleri yok etmekte bir kötülük ve arkadaşlara düşmanlıkta bir günah görmüyorlarsa da, 39 Neden bir ailenin yok edilmesindeki kötülüğü net olarak görebilen bizler bu günaha sırtımızı dönmeyi öğrenmemeliyiz, Ey Krişna? 40 Bir ailenin yok edilmesiyle, o ailenin hatırlanamayacak kadar eski dini ayinleri de yok olur; ruhsallığın yok edilmesiyle, tüm ailede Yaradan'a karşı saygısızlık hüküm sürer 41 Ey Krişna, Yaradan'a karşı saygısızlığın ortaya çıkışıyla, ailedeki kadınlar fırsatçı olurlar ve kadınlar fırsatçı olunca, tüm kastlar birbirine karışır 42 Kastların birbirine karışması ise aileleri doğrayanları cehenneme götürür, çünkü pirinç ve su takdim etmeyen onların ataları da (buraya) düşmüşlerdir 43 Aileyi yok ederek kastların karışmasına sebep olan bu kötü işlerle, kastların ebedi dini ayinleri ve aileler de yok edilirler 44 Ey Krishna, bizler duyduk ki, bu kaçınılmaz olan (yer), ailelerindeki dini uygulamaların yok edildiği bu kişiler için, bilinmeyen bir süre boyunca meskendir 45 İşte! Bizler bir krallığın zevklerinin açgözlülüğü içinde akrabalarımızı öldürmeye hazırlanırken büyük bir günahın içine girdik 46 Eğer Dhritaraştra'nın oğulları ellerinde silahlarla beni savaşta kılıçtan geçirmeleri gerekiyorsa, karşı koymamam ve silahlanmamam benim için daha iyi olur Sancaya: 47 Savaş alanının ortasında bunu söyleyerek, Arcuna içi üzüntü dolu olarak okunu ve yayını bıraktı, arabasının içine oturdu SANKHYA YOGA Sancaya: 1 Acıma duygusuna yenilmiş ve ümitsiz olan, gözleri yaşla dolu ve alt üst olmuş olan Arcuna'ya, Krişna şu sözleri söyledi: Krişna: 2 Böylesine tehlikeli, senin için değerli olmayan, zarif olmayan ve sana cennetin kapılarını kapatan bu sıkıntı nereden geliyor, ey Arcuna? 3 İktidarsızlığı bırak, Ey Pritha oğlu, Arcuna! Bu sana yakışmıyor Kalbinin bu zayıflığını bir kenara bırak Ayağa kalk! Arcuna: 4 Ey Madhusudana, hürmet gösterilmesi gereken Bhişma ve Drona'ya karşı nasıl oklarla savaşırım? 5 Bu dünyada sadaka kabul etmek, bu en soylu öğretmenleri kılıçtan geçirmeye yeğdir Eğer onları öldürürsem, bu dünyadaki zenginlik ve arzularımın eğlencesi bile onların kanıyla lekelenecektir 6 Hangisinin daha iyi olduğunu söylemek zor olacak: Onlara karşı zafer kazanmak mı yoksa onların bir zafer kazanması mı Yaşamasını arzulamadığımız Dhritaraştra'nın oğulları, kılıçtan geçirildikten sonra bile, bizimle yüz yüze gelecektir (gözümüzün önünden gitmeyecektir) 7 Kalbim acıma duygusuyla doldu, görevimin ne olduğu konusunda aklım karıştı Sana soruyorum: Benim için neyin iyi olduğuna karar vererek söyle Senin öğrencinim Sana sığındım, söyle bana 8 Bu dünyada refah içinde rakipsiz bir hakimiyete ulaşsam ya da tanrılar üzerinde efendi olmayı başarsam bile, bunların duyularımı yakan bu kederi ortadan kaldıracağını sanmıyorum Sancaya: 9 Hrişikesa'ya bunları söyleyerek, hasımların yokedicisi Arcuna, Krişna'ya "Savaşmayacağım" dedi ve sessizliğe büründü 10 İki ordu arasında ümitsiz olan Arcuna'ya, Sri Krişna gülümsermiş gibi şu sözleri söyledi! Krişna: 11 Kederlenilmemesi gerekenler için kederleniyorsun ve bilgelik sözleri söylüyorsun Bilge olanlar ne yaşayanlar için ne de ölüler için kederlenmezler 12 Ne ben, ne de bu insanların hükümdarlarının var olmadığı, ne de bizlerin bundan sonra var olmayacağı hiç bir zaman dilimi yoktur 13 Ruhun bu bedenin içinde çocukluktan gençliğe ve yaşlılığa geçmesi gibi, kişi de bir başka bedene geçer; hikmet sahibi kişi bunun için kederlenmez 14 Ey Kunti oğlu, sıcağa ve soğuğa, zevke ve acıya sebep olan duyuların nesnelerle irtibatının bir başlangıcı ve bir sonu vardır; bunlar geçicidir; bunlara cesurca dayan, Ey Arcuna! 15 Bunlardan etkilenmeyen, zevk ve acı onun için aynı olan bu hikmet sahibi kişi, ölümsüzlüğü başarmaya yaraşır! 16 Gerçek olmayanın varlığı yoktur; Gerçek olanın varlığının olmaması diye bir şey yoktur; bu ikisiyle ilgili gerçek, Gerçek'i bilenlerce görülür 17 Herşeyin ondan ortaya çıktığı O'nun yok edilemez olduğunu bil Hiç bir şey Yokolmaz olan, O'nun yıkımına sebep olamaz 18 Ebedi olan, yok edilemez olan ve ölçülemez olan Özben'in bu bedenlerinin bir sonu vardır Bu yüzden savaş, ey Arcuna! 19 Kim Özben'in kılıçtan geçiren olduğunu düşünürse, ve kim O'nun kılıçtan geçtiğini düşünürse, her ikisi de bilmiyordur; O ne kılıçtan geçirir ne de kılıçtan geçer 20 O, doğmamıştır ve ölmeyecektir; beden öldükten sonra O, tekrar yok olmaz Doğmamış, ebedi, değişmez ve kadim olarak O, beden öldürüldüğünde öldürülmez 21 O'nun yok edilemez, ebedi, doğmamış ve tüketilemez olduğunu bilen biri, nasıl kılıçtan geçirir ya da kılıçtan geçer, ey Arcuna? 22 Tıpkı bir kişinin eski elbiselerini bir kenara atması gibi, bedenlenmiş Özben de eski bedenlerini bir kenara atar ve yenilerinin içine girer 23 O'nu silahlar kesmez, ateş yakmaz, su ıslatmaz, rüzgar kurutmaz 24 Bu Özben kesilemez, yakılamaz, ıslatılamaz ya da kurutulamaz O ebedidir, herşeyi kaplayandır, sabittir, kadimdir ve hareketsizdir 25 Bunun (Özben'in) tezahür etmemiş olan, düşünülemez olan ve değişmez olan olduğu söylenir Bu yüzden, bunun böyle olduğunu bildiğine göre, kederlenmemelisin 26 Ama O'nun sürekli olarak doğduğunu ve öldüğünü düşünüyorsan bile, ey koca-kollu, o zaman bile kederlenmemelisin 27 Doğum için ölüm kesindir ve ölüm için doğum kesindir; bu yüzden, bu kaçınılmaz olan için kederlenmemelisin 28 Varlıklar kendi başlangıçlarında görünmez olanlardır, orta safhada görünürler ve sonunda yine görünmez olurlar, ey Arcuna! Bunda kederlenecek ne var? 29 Kişi Özben'i bir harika olarak görür; bir başkası O'ndan harika diye bahseder; bir başkası O'nun harika olduğunu işitir; yine de bunu duymakla hiçbiri O'nu anlamaz 30 Bu, herkesin bedenine nüfus etmiş olan hiç bir zaman yok edilemez olandır, ey Arcuna! Bu yüzden hiç bir varlık için kederlenmemelisin 31 Ayrıca, görevini göz önüne alırsan, tereddüt etmemelisin, çünkü bir Kşatriya* için doğruluk adına yapılan bir savaştan daha üstün hiç bir şey yoktur 32 Ey Arcuna, Cennetin kapılarını açmak için gelen böyle bir savaşta savaşmak için çağrılan Kşatriya'lar mutludurlar 33 Ama, eğer bu doğruluk adına yapılan savaşta savaşmazsan, o zaman görevini ve ününü bırakarak günah** işlemiş olursun 34 İnsanlar da senin bu daimi onursuzluğunu nakledeceklerdir; ve onurlanmış biri için onursuzluk ölümden beterdir 35 Bu heybetli araba-savaşçıları senin korktuğun için bu savaştan çekildiğini düşüneceklerdir ve seni fazlasıyla düşünen bu kişiler tarafından hafife alınacaksın 36 Ayrıca senin gücüne bahane arayan düşmanların da bir çok fesat söz söyleyeceklerdir Bundan daha acı verici ne olabilir! 37 Kılıçtan geçersen, cennete gideceksin; zafer kazanırsan, dünyanın zevkini çıkaracaksın; bu yüzden ey Kunti oğlu, savaşmaya karar vererek kalk! 38 Zevk ve acının, kazanç ve kaybın, zafer ve yenilginin eş değerli olduğunu bilerek, savaşı savaşmak adına yap; böylelikle günah işlememiş olursun 39 Sana şimdiye dek öğretilen Sankhya bilgeliğidir Şimdi, fiilin zincirlerini kırabilmeni sağlayan Yoga bilgeliğini dinle, ey Arcuna! 40 Bunda, ne çabaların kaybı vardır, ne de bir zararı vardır Bu bilginin en azı bile, kişiyi büyük korkulardan korur 41 Ey Kuru'ların neşesi, burada bir tek-noktaya-odaklı kararlılık vardır! Dallı budaklı ve sonsuz olan düşünceler kararsızlarındır 42 Ey Arcuna, bilge-olmayanlar Vedalardaki kelimeleri övmeyi zevk sayarak süslü sözler söylerler ve "Başka bir şey yok!" derler 43 Arzuyla dolu olarak, hedeflerini cennet yaparak, doğumu kişinin fiillerinin ödülü yapan söylevlerde bulunurlar ve zevk ve güce erişmenin özel yollarını açıklarlar 44 Akılları bu tip bir öğretiyle çelinmiş, arzu ve güce bağımlı olan bu kişiler için meditasyon ve Samadhi'ye yönelen bu kesin gerçek tezahür etmez 45 Vedalar Doğanın üç değeriyle ilgilidirler; sen bu üç değerin de üzerinde ol, ey Arcuna! Zıt kutuplardan*** kendini kurtar ve açgözlü ve istifçi düşüncelerden kurtularak her zaman Sattva**** değerinde kal ve Özben'de bulun 46 Özben'i bilen bir Brahmana için, tüm Vedalar bir su kaynağının yanıbaşındaki bir su haznesinde duran su gibidir 47 Görevin sadece çalışmaktır ama asla meyveleri için değil; ne fiilin meyvelerinin seni çalışman için motive etmesine izin ver, ne de bağımlılığının seni fiilsizliğe itmesine izin ver 48 Ey Arcuna, sürekli olarak Yoga'da bulunarak, bağımlılığı terk ederek ve başarı ve başarısızlıkta dengede durarak fiilde bulun! Akıldaki dengeliliğe Yoga denir! 49 Fiil, bilgelik Yoga'sından çok daha düşük seviyelidir, ey Arcuna! Bilgeliğe (aklın dengeliliğine) sığın, motivasyonları meyveler olanlar zavallıdırlar 50 Bilgelik verilmiş kişi bu yaşamda iyi ve kötü hareketlerinin ikisinden de sıyrılır; bu yüzden kendini Yoga'ya ada; Yoga fiildeki ustalıktır 51 Bilge olan, bilgiye sahip olarak, fiillerinin meyvelerinden vaz geçerek ve doğum prangasından kurtularak tüm kötülüklerin ötesindeki yere gider 52 Zihnin yanılgı batağından kurtulduğunda, şimdiye dek söylenmiş olan ve söylenecek olan herşeye karşı kayıtsız kalırsın 53 Duymuş olduklarınla karışmış olan zihnin hareketsiz kalıp, Özben'de sabit kaldığı zaman İçsel-Farkındalığa ulaşmış olacaksın Arcuna: 54 Ey Krişna, bilgelik sahibi kişiyi, sürekli Samadhi'de bulunan kişiyi nasıl tanımlarsın? Hikmet sahibi olanlar nasıl konuşur? Nasıl oturur? Nasıl yürürler? Krişna: 55 Ey Arcuna, kişi aklın tüm arzularını tamamen bir kenara attığında ve tatmini Özben yoluyla Özben'de bulduğunda, o kişinin bilgeliğe sürekli sahip olanlardan biri olduğu söylenir 56 Zorluklarla dalgalanmayan bir akla sahip olan, zevklerin peşinden koşmayan ve bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden kurtulmuş kişiye şaşmaz değişmez bilgiye sahip hikmet sahibi denir 57 Bağımlı olmadan her yerde olan, iyi ve kötü birşeyle karşılaştığında ne sevinen ne de nefret eden kişinin bilgeliği sabittir 58 Bir kaplumbağanın bacaklarını içeri çekmesi gibi duyularını duyu-nesnelerinden geri çeken kişinin bilgeliği sağlamdır 59 Duyu nesneleri (geride) özlemi bırakarak bu perhizkar kişiyi bırakır giderler; ama bu özlem de Yüce olanı görünce geçer gider 60 Ey Arcuna, çalkantılı duygular, bilge kişi (onları kontrol etmek için) uğraşsa da, aklını fazlasıyla büyüler 61 Kişi, hepsini dizginleyerek sabit oturmalı ve dikkatini Bana vermelidir; duyuları kontrol altında olanların bilgeliği sabittir 62 Kişi nesneleri düşündüğünde, bunlara karşı bir bağımlılık ortaya çıkar; bağımlılıktan arzu doğar; arzudan öfke doğar 63 Öfkeden yanılgı gelir; yanılgıdan aklın yitimi; aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü gelir; ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur 64 Ama duyularını dizginleyip, bağımlılıktan ve reddetmekten kurtularak nesneler arasında dolaşan kendine hakim kişi huzura erişir 65 Bu huzurda tüm acılar yok edilir, sakin bir akla sahip kişinin zihni kısa zamanda sabitleşir Alıntıdır |
|