Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgide, bilgisizlik

Bilgide Bilgisizlik

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilgide Bilgisizlik



İnsanın en büyük açmazıdır bilgiyle bilgisiz kalmak Bu bir yerde farkında bile olmadığıdır; çünkü bilginin kendinde ilerleme yaratmadığını, hissettiği ihtiyacı karşılamadığını gören her şuurlu varlık bunu değiştirmek için özlemle ve çabayla, perdelenmiş Gerçek Bilgi’nin arayışı içine girecektir Girmiyorsa memnundur halinden, yeterli görmededir ışığı ve dardır algı alanı bildiğinin ötesinde sonsuz bilinecekler olduğunu düşünemeyecek kadar

İnsanlık uyutulmadadır binlerce yıldır Bazı dünya dışı bilgilerinde bunlar bir zamandır açıklıkla ifade edilirken onlar kendilerini Gerçek Bilgisinden uzak bırakarak yaşamlarına devam ederler İnsanın ilk yaratılışındaki büyüklüğünü yeniden elde etmekte bilgisiz, isteksiz ve zorluklar içindedirler Hatta öylesine şartlandırılmışlardır ki bir takım güçlerce, Tanrısal bilginin insanlık için bu güne kadar bildirilmiş olanlarla son bulduğuna inanırlar

Bu dünyanın her yerinde, her öğretide böyledir, şatafatlı yönetim merkezlerinde, süslü giysiler içindeki otoritelerce yönlendirilir bir nevi kontrol altında tutulurlar birilerinin büyük çıkarları için Bu bir yerde yaratılışın muhteşemliğini, akıl almaz büyüklüğünü ve onu Vareden’in büyüklüğünü de görmezden gelmek, hatta dolaylı olarak inkâr etmek demektir, bilinçsizce Ama gidiş insanın model insan olarak yaratıldığı ve bu güne göre değer ve işlev olarak çok farklı ve büyük olduğu zamana doğrudur Çağ bunu gerçekleştirecek çağdır, zaman bu zamandır

İnsanın bu gün iki DNA sarmalına sahip olduğu bilinir bilimce de ve bu sarmaldaki şifreler çözülmeye çalışılır Gerçekte ise insanın iki değil on iki DNA sarmalına sahip olduğu ifadelendirilir bilgilerde Başlangıcı böyle muhteşem olan insan denen varlık, zaman içinde kendisini çok daha rahat kontrol edip, istekleri doğrultusunda kullanmak ve insanın bilinç enerjisiyle beslenmek isteyen bazı dünya dışı varlıklarca DNA yıkımına uğratılmış ve varlığını iki DNA’nın şifreleriyle sürdürmeye mecbur bırakılmıştır Bu işlem sırasında özgün DNA’nın kalıbı insan hücrelerinde kalmış ama işlevini yitirmiş ve bilgiden uzaklaştırılmıştır Evrende var olan her varlık biz gibi maddi besinlerle beslenmez

Aslında insan da bilinç enerjisiyle beslenmededir ama bedeni onu saf haliyle işleyecek yapıda olmadığı için maddesel bir aracı kullanmak zorundadır Her canlı bilinçlidir kendine göre Oysa ki bazı varlıkların buna ihtiyacı yoktur Saf bilinç enerjisi onların gıdasıdır Bu varlıklar hem ışığın hem de karanlığın varlıkları olabilir ve onlar da tekâmül ihtiyacındadırlar
İnsan ırkı bu değişim sonunda sadece hayatta kalacak ve üst bilgilerden uzak yaşayacak dar bir yaşamı sürdürmeye başlamış, bu darlıkta kendisine verilen bilgiler oranında bir gelişim içinde yaşamaya mecbur bırakılmış köleleştirilmiştir bir yerde Bu o işlemleri yapanlar için önemliydi, çünkü kendileriyle aynı bilgilere sahip olup sadece onları fark edip uygulayacak bilinç açıklığına erişememiş insan ancak aslından uzaklaştırılarak kontrol edilebilirdi ki, bu yöntem dünyada hala geçerlidir karanlığın var gücüyle asıldığı yaşam savaşın da


Çok tanrılı(*) devirler insanı köleleştirerek doğadan koparma, bir yerde gerçekte ait olduğu bütünlükten uzaklaştırma ve bir farklı değere tapınmasına yol açma dönemidir Gökten gelen tanrılar, ışık toplarıyla, yüksek titreşimleriyle ve mucizeleriyle insanları etkilediler Kimisi insanlığın hayrına çalışırken çoğunluğu kavgacı, kıskanç, acımasız, insan kızlarıyla ilişkiye girip gen değişimlerine neden olan, duygudan habersiz, birbirleriyle bile geçinemeyen, o güne kadar çok daha yüksek duygu ile yaşayan insana, hırsı dolayısıyla bireysel sahip olma isteğiyle birlikte onun nasıl elde edilebileceğini de aşılayan, ona kazanmak için harp etmeyi öğreten, birbirleriyle de çıkarları için harp etmekten çekinmeyen garip tanrılardı

İzleri bu gün Dünyamızda dehşetle yaşanmadadır baskı ve korku içinde olan milyarlarca insan tarafından Çünkü onların bilinçten akseden bu karanlık duygu enerjisine ihtiyaçları vardır beslenmek ve tahakkümlerini sürdürebilmek için
İlk tanrıların bugün dünya üzerinde betimlenmiş hiçbir görünümleri yoktur Onlar ilk medeniyetleri kurmuş ama o büyük medeniyetler geçmişin anı karanlıklarında kaybolmuştur Bilgi, Lemurya ve Atlantisten önceki büyük medeniyetin bu gün Güney Kutbunun buzulları altında olduğunu anlatır Belki kutup değişiminde buzullar eriyip bazı klar açığa çıktığında, insanlık geçmişinin daha eski dönemlerinin yakın şahidi olacaktır

Bilinen tarihimizdeki tanrılar değişik yapılarıyla ya da insana büyük benzerlikleriyle uzayın derinliklerinden bambaşka gezegenlerden akıp gelmiş varlıklardır, önce yaratımı zenginleştirmek sonra da onun muhteşemliğini kendi hizmetlerinde kullanmak için Aslında çoğu hiç de tapınılacak olmayan varlıklar Ama değil mi ki göklerden uçan araçlarıyla geldiler, değil mi ki insandan çok daha güçlü ve farklı özellikleri var öyleyse onlar tanrıdırlar Bu anlayışı gelenler ektiler ustaca insanların zihnine ve onları bilinç olarak şartlandırdılar


Oysa ki insanı sevgisiyle en mükemmel şekilde yaratan İlk Yaratıcı Tanrı bu gün bilinmeyendir Ne resmi vardır, ne de bilgisi Mitoloji iz bırakmak isteyen çok tanrılı devrin armağanıdır insanlığa kendilerini unutturmamak için

İnsan tanrı kavramından önce doğanın kendini korkutan, sevindiren işleyişine büyük bir hayranlık duyuyordu Tanrı kavramıyla birlikte doğa güçleri yerlerini bir komuta akışına bıraktılar büyük ölçüde Bu seyir değişimlere uğrayarak yakın zamana kadar böyle devam etti Ama şimdi her şey değişmede içten içe büyük hayırlara açılarak

Bazı bilgiler “Adem ve Havva” hikayesinden “insanlığın büyük düşüşü” olarak bahseder; yani DNA yıkımına uğradığı dönemin başlangıcı; tüm yüksek özelliklerini kaybettiği zamanı Cennetten kovulma sembolü, onun yüksek frekanslardan, Gerçek Bilgisinden mahrum bırakılmasını ve yeni baştan ilk yaratılışındaki mükemmelliğe ulaşabilmesi için madde ortamında deneyimlere girişmesini anlatır

Bizler son Adem ve Havva sembolünün ürünleriyiz Bilgiler on üçüncü Adem ve Havva nesli olduğumuzu söyler Adem ve Havva Varediş planının dünya üzerindeki eril ve dişil enerji deneyim figürleridir Asıl olan yaratıcı enerjinin iki kutbunun ahenk ve denge içindeki eylemidir, bütünleşmelerinde meydana gelecek üçüncü bir yüksek noktanın elde edilmesi için

Bu zamanda insanlık bedenen ve ruhen sistemsel yardımlarla gerçekleşecek on iki sarmallı özgün DNA sına kavuşmak için hazırlanmadadır Enerji akmadadır yeryüzüne Zihnen, bedenen ve duygu boyutunda gerçekleşen bu hazırlık, enerjiye karşı olan zihinlerde büyük tahribat yaparken onu karşılamak ve giyinmek için gereken adımları atan varlıklara sadece sevinç ve neşe getirecektir Bunun için anlatılmadadır insanlığa pek çok şey

Karanlıktan ve sınırlanmışlıktan kurtulması için Gelecek olan ışıktır çünkü ve ışık bilgidir, karanlık bilgi yokluğu
Değişmelidir insan ilk yaratılışındaki öze kavuşmak için O Bilinmeyen Tek Tanrı bunu murad etmiştir çünkü yaratıcı tanrılarına deneysel özgün yaratımlarını özgürce yaratmaları iznini verirken Varolan her şey O’nun kendinde kendini deneyimlemesidir çünkü

(*) Küçük harfle yazılan tanrı, O’ bilinemeyecek olan Tek Tanrı değildir O’ndan ışıklanan yaratıcı varlıklardır, tıpkı insana da başta verilmiş olan ışık gibi
*

Alıntı Yaparak Cevapla

Bilgide Bilgisizlik

Eski 07-22-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilgide Bilgisizlik



BİLGİ İLE OLMAK


Şuna bütün gönlümle inanıyorum:
Ahlâk elbette bilgi ile çok ilgilidir ama nasıl bir bilgi ile ilgidir? Örnek olabilme bilgisi ile

Biz bunu çok denedik; liselere ahlâk dersleri koyarsınız, ahlâk konusunda nutuklar atarsınız, seminerler verirsiniz, kurumlar oluşturursunuz, kitaplar yazarsınız, bunların elbette faydası yoktur demiyorum ama örnek gerekiyor

Bundan 2500 sene önce Aristoteles'in haklı olarak vurguladığı gibi, ahlâk bilgisi ayrı bir bilgidir ve bunun en iyi öğrenme şekli, örneklerdir Onun için biz akademisyenler, biz araştırıcılar, bilgimizle temasımızda, bilgimiz ile güzelleştiğimizi, bilgimizle kâmil insan olabildiğimizi, eğer genç insanlara gösteremiyorsak, ahlâk konusunda bütün söylediklerimiz boştur ve tutarsızdır
Önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerekir

Ahlâk konusunda attığı nutukların ardında duran bir insan olarak, ben kimim?

Ben gerçekten gece yatarken ve bütün dürüstlüğümle kendi kendimi sorguya çektiğim zaman,yanıtı arayabilirim

"Ben ahlâkın neresinde duruyorum, içimdeki çirkinlikler nedir, söylediğim yalanlar nedir, bilmediğim halde bildiğimi sandığım veya biliyormuş gibi göründüğüm şeyler nedir?", sorularıyla kendimi gerçekten sigaya çekebiliyorsam, kendimle yüzleşebiliyorsam, kendi iç dünyamla derinlikler âlemimle karşı karşıya gelebiliyorsam, ben işte o zaman bilgimle ahlâkımı bütünleştirmiş bir insan olabilirim, yoksa olamam

O halde hem noeziyatrik sağlık açısından, anlam sağlığı açısından, hem bilgi sağlığı açısından deneyimli araştırıcıların bütün insan olması, kâmil insan olması kaygısını, bilgi ile teması olan genç araştırmacılara aşılamak gerekir

Siz bu araştırmayı akademik merdivenleri çıkasınız veya size verilen bursların karşılığını ödeyesiniz diye yalnız bunun için yapmıyorsunuz

Siz, bu dünya gezegeninde bütün kainata borçlu, insanlığa borçlu insanlarsınız Dikkat edin, genç araştırmacıya çok geniş bir ahlâk bilinci vermeye çalışıyoruz; çünkü ahlâk, bilinçle başlar Bu genç insanlar, bu bilinci sizlerde görerek edinebilirler Bu bilinç sadece içinde bulunduğumuz, kuruma karşı bir ahlâk sorumluluğu getirmez bize, bu bilinç bütün bilim âlemine, Türkiye ve Türkiye dışındaki bütün dünyadaki bilim dünyasına karşı bir sorumluluk demektir

Bu bilinç yalnız bilim dünyasına değil, bütün insanlığa karşı bilinç demektir, sorumluluk demektir Bu bilinç, insanlığın yalnız bugünkü haline karşı sorumluluk demek değildir, geçmişe, atalarımıza ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluk demektir


Bu sorumluluk sadece dünya gezegenine karşı duyulan sorumluluk değildir, bu sorumluluk kainata karşı duyduğumuz sorumluluktur

Çünkü biz, belki, inşallah, kıyamet kopmazsa, bu gezegenden de öbür gezegenlere doğru ileride yolculuk yapacağız, dolayısıyla insan türü olarak bütün kainattan, bütün varlıktan, topraktan, böcekten, buluttan da sorumluyuz Bunlar size belki çok edebi sözler gibi gelebilir ama öyle olduğunu düşünmüyorum

Çünkü araştırıcı olmanın hangi bilgi dalında olursa olsun getirdiği sorumluluk budur

Bilmek bunu gerektirir, bilmek sorumlu olmak demektir ve bilmek bizim kültürümüzün köklerinde bulunan bir deyimle, olmak demektir

Bilmek, üzerinizden kötü bir giysi gibi dökülen, akan veya dersten çıktıktan sonra unutacağınız veya yayın yaptıktan sonra sizin olmayacak olan, yalnızca çıkarınızla ilişkide bulunduğunuz bilgilerle ilişkiye geçmek değildir

Bilmek, bilgi ile yaşamak demektir

Bilginizi içselleştirmek demektir

Bilginizin sorumluluğunuzu duymak demektir


Bilgi ile olmak demektir


Ahmet İnam

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.