Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
parkta

Parkta

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parkta



Oturduğum banktan otuz kırk metre ilerdeki Atatürk'ün anıtına bakıyorum At üstünde Dalıp gittim bir süre anıta bakarak Bir ara, sanki canlanmış gibi oldu anıt Sonra denize doğru baktım, Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919 günü karaya ayak bastığı Park İskelesi'ne Ta ilerde, ak bir vapur, gittikçe yaklaşmaktaydı kıyıya Vapuru karşılamak üzere, kayıklar, motorlar hazırlanmıştı


Ben böyle bakarken, dizime, «şıp» diye kuş pisliği düştü Başımı yukarı kaldırınca, köknarın dalındaki kuş, uçup gitti Kuşun pisliğini, elimdeki gazeteden yırttığım parçayla sildim Pislik daha çok öyüldü Bu kez cebimdeki mendilimi çıkardım, ucuyla silmeye başladım Biraz temizlenmişti pisliğin düştüğü yer Mendilimi katlayıp koydum cebime Bu ara, yanlarında bir erkek çocukla, biri yaşlı, öteki genç iki kadın geldi, karşımdaki banka oturdular Beş yaşında olduğunu tasınladığım çocuğun konuşmasından, genç kadının anası, yaşlının da ninesi olduğunu anladım


Genç kadın iyice terlemişti Çarşaflı da olsa, doğmasına az kalan bir bebeye yüklü olduğu hemen göze çarpıyordu Yüzündeki boncuk boncuk terleri silerken, yüzünün al al benekleri siliniverecek gibiydi


Güzel giyinmiş, orta yaşlı bir kadın, elinden tuttuğu altı yedi yaşlarındaki oğlu ile, aramızdan geçtiler; anıtın Önünde durdular


Çocuk:


«Anneciğim, heykel ne kadar da yüksek; nasıl yaptılar bunu? Ah anneciğim, beni bindiren olsa Atatürk'ün yanına» diye söyleniyordu


Anası:


«Gel şu banka oturalım,» dedi Sağ yanımdaki banka gelip oturdular


Çocuk boyuna sorular soruyor, anası yanıtlıyordu Kadın bir ara çantasından aynasını çıkarıp yüzüne bakmaya başladı Dudağının boyasını düzeltti mendiliyle Sonra aynayı çantasına koydu Çantasından bir sigara paketi çıkarıp içinden birini dudaklarının arasına yerleştirdi Küçücük çakmağı ile ateşledi Paketi, çakmağı çantasına koyup kapattı Bacak bacak üstüne attı Denize bakarak, sigarasını içiyordu


Kadının uzun parmakları, uzun ve boyalı tırnaklarıyla daha da uzun gözüküyordu Düzgün ve güzel bacakları, yüksek ökçeleri üzerinde, mini eteğinin altında daha da güzel görünüyordu Kırmızı boyalı kalın dudakları, gene kırmızı boyalı uzun tırnakları, uzun parmakları, düzgün ve güzel bacakları, giyimi kuşamı, sigara içişi, ister istemez ilgiyi çekiyordu


Çocuğunu da güzel giydirmişti


Anasının önünde, rahat bir oyun tutturmuş, oyalanıp gidiyordu çocuk


Ana ile oğlundan gözlerimi, karşımda oturanlara, daha önce gelenlere çevirdim


Yaşlı kadın, boynunu bükmüş, kara çarşafının içinde, hasta koyun gibi düşünüyordu Genç kadın ise, kıskançlık, imrenme gibi duyguların şimşeklendirdiği gözleri ile, sağ taraftaki bankta oturan kadını izliyordu, ikisinin arasında oturan esmer çocuk, oynamakta olan öteki çocuğa bakıyordu İki kara üzüm tanesi gelip, göz çukurlarına oturmuş gibiydi


Sağ bankın önünde oynamakta olan çocuk, oyunu bırakıp:


«Anne, kalk pastaneye gidelim; pasta yiyelim,» dedi


Anası kalktı:


«Haydi bakalım,» dedi


Ana oğul, karşı bankta oturanlarla aramızdan, rahat ve düzgün adımlarla geçtiler


Karşımdakilerin üçü de, gidenlerin arkasından ilgiyle bakıyorlardı Gidenler epey ıraklaştıkları halde, yüksek ökçelerin çıkardığı sesler duyuluyordu


Bir sigara daha ateşledim


Karşı banktaki çocuk, giden çocuktan öğrendiği oyunu oynamaya başladı


Simit satan bir çocuk, simit dolu tepsisi ile; «Gevrek simit! Taze simit! Yirmi beş kuruşa simitleeer!» diye bağırarak geçti yanımızdan Çocuk, oynamakta olduğu oyunu bırakarak;


«Simit al bana ana!» dedi


Anası:


«Para yok,» dedi sertçe


Çocuk gene üsteletince:


«Zıkım yi!» diye bağırdı


Çocuk somurttu Artık simit lâfı etmiyordu; ama, kara üzüm gibi gözleri, ıraklaşan simit tepsisindeydi


Anası, oturduğu yerden kalktı, çarşafını düzeltti; yaşlı kadına:


«Kalk gidelim, » dedi


Yaşlı kadın, yorgun vücudunu doğrulttu; yuların kırış kırış ettiği yüzünü iyice gizledi çarşafı ile Boynunu büküp, küsen çocuğa:


«Yarın alırım sana simit yavrum,» dedi, elinden tuttu; yürüdüler Parkın kapısından çıkarlarken, «simiit!» diye bağırarak, simitçi çocuk gene yetişmişti onlara


Ben de kalkıp, deniz kıyısına doğru yürüdüm


Behzat Ay


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.