Yıllar Sonra Bir Gün |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yıllar Sonra Bir GünHuzur evinin kapısından hızlı adımlarla giren ve halinden 60-70 yaşlarında olduğu anlaşılan kadın, girişteki danışmadan bir şeyler sorar Danışma memuruyla aralarında geçen kısa konuşmadan sonra aradığı şeye bir an önce kavuşma heyecanıyla olsa gerek, daha bir hızlı adımlarla merdivenlere yönelir Kapı numaralarına bakarak ilerlemektedir koridorda Ve hışımla dalar 24 numaralı odaya Bir yatak, çelik bir elbise dolabı, küçük, formika kaplı bir sehpa, dayanakları ahşap bir tek misafir koltuğunun bulunup, yerlerin mozaik olduğu, penceresi batıya bakan, pek köhne sayılamayacak bu Huzur evi odasında yaşı 70’ e varmış ve çoktandır ilaç tedavisi gören birisi yatmaktadır Kaybetmişlikle bulmuşluğun ya da bulmuşlukla kaybetmişliğin arasında bir çok zıt duyguyu aynı anda yaşayan kadın, gözlerinin ışığına bakılırsa, sevinmektedir Alnındaki daha bir belirginleşen hayat çizgileri ise üzüntülü olduğunu ortaya koymaktadır Çok kısa bir sürede anılar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçer kadının Üzerinde lacivert eşofman bulunan yataktaki yaşlı adama yaklaşır Gözleri nemlidir Yıllardır suya hasret bir kaptanın denizi seyrettiği gibi seyreder onu Ve buruk bir sevinç içerisinde seslenir - Merhaba, Nihayet buldum seni Nasılsın, Beklemiyordun değil mi beni? - Merhaba, Ben kaybolmadım ki bulunayım Herkes biliyor ki, Son sekiz senedir buradayım - Yanlış anladın, Kavuştum sana dedim Belki inanmayacaksın ama, Seni çok özledim - Çıkaramadım, af buyurun, Tanıtır mısınız kendinizi? Ne zamandır tanıyorsunuz, Bendenizi? - Yapma Allah aşkına Yapma be şâir Ne şiirler yazmıştın hani, Beni sevdiğine dâir - Hem sevdim hem şiir yazdım ha Şimdi iyice şaşırttınız Aklımı yitirmedim daha Bence siz ortaya bir yalan attınız - Yalan değil söylediğim Niçin öyle düşünüyorsun? Bu değildi beklediğim, Beni kırmak mı istiyorsun? - Niyetim sizi üzmek değildi, Samimi söylüyorum Sadece gerçekleri, Anlamak ve anlatmak istiyorum - Haydi, gezdireyim bahçede seni, Hava alırsın, mevsim nasıl olsa yaz Hem belki konuştukça, Hatırlarsın geçmişi biraz - Hatırlamam neyi değiştirir, Konuşsak da hoş konuşmasak da hoş Gerçek olan tek şey şu değil mi; Sevgisiz geçen hayat boş - Alır alır gelirdim seni buraya, Ancak Huzur evinde kavuşuruz derdim İster inan ister inanma ama, Ben sana bu güne söz verdim - Ya, demek öyle, Pekiyi ya bunca geçen zaman? Hasret nasıl telafi edilir, Mümkün mü o günü tekrar yaşaman? - Hiç unutmam, Bir sohbette sormuştun bana, “Bende ne buldun? ” diye Gönlümü çalan ne servetindi Ne de verdiğin bir hediye - Allah Allah, Diyorsun ki şuydu sorduğun, Peki söyle bakalım, Neymiş bende bulduğun? - Oturduğumuz o parkta gözlerine bakarak, Gülümsemiştim Ve daha sonra sana, Sen beni çok sevdin, demiştim - Hatırlıyorum elbette hepsini, Unutulur mu hiç? Onca gayret onca emek Tahmin etmeliydim, Sen, “O” sun demek - Evet, benim, “Sevmekten kim usanır? ” diyen, Kaç kere yemin eden, Kaç kere geri gelen - Anlıyorum, kaçan kovalanır, sevenden kaçılır, Bizde böyledir değil mi âdet? Üç günlük dünyada Çok görülür saadet - Gittim Gittim ama, Sebepsiz değildi gidişim, Terk etmiş olsam da seni o gün Geldim işte yanındayım, Ve seninim bugün - Neye yarar ki, Ne olursa olsun neden, Beni terk ettin Ve geçti artık iş işten, Sen unutulmuş olmayı, Çoktan hak ettin - Yalvarırım, Yalvarırım bana bunları söyleme Kırk yıldan sonra, Tam bulmuşken seni, Yeniden kaybetmemi isteme - Bırak! Bırak lütfen ellerimi, Ömür bitmiş seni neyleyim? Tek başıma yaşadığım dünyadan, Bırak da, yalnız gideyim Sağ elini avuçlarının arasında tutan kadından kurtaran yaşlı adam, oturmakta oldukları banktan da aniden kalkar Bastonunun da yardımıyla ağır aksak yürümeye başlar Ağlıyordur Ama arkasına bakmadan yürümektedir Binaya mı? Odasına mı? Hayır Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş gençliğinin maralını, güzel hatıralar yaşadığı kadınını, yüzlerce şiir yazdığı ilham perisini bırakmıştır arkasında Gitmektedir Ama nereye gittiğini ne kendisi ne bir başkası bilmektedir Mümtaz Beğen |
|