Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gül, pembe

Gül Pembe

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gül Pembe



Gül Pembe Hikaye - Hikaye Örneği - Yaşamdan Hikayeler - Yalnızlık Hikayesi



Eser

Yaşanmış bazı anları alıp hayal gücüne kattık önce Pembeleşinceye kadar ısıttık Sonra bir sevda kaşığı göz yaşında öldürünceye kadar anıları karıştırdık Aynı öyküye irice yer etmiş mavi gözleri koyduk Sonra da servis ettik sizlere



Gecenin mülteci karanlığını ameliyat ederken yalancı yıldızları, sahnedekilerde canlı bir performans sergiliyorlardı “playback sound”lara inat –ki bu zamanda sesten önce geliyordu şöhret olmak Ses gerekmiyordu şarkıcı olmak için Birkaç vukuatınız olsun kameralar önünde ya da kısa yoldan bir manken olmak yetiyordu…Zaten manken oldun mu her boku olursun bu memlekette-


Kimileri şarkının halet-i ruhiyesine kapılarak coşmayı seçti, kimileri ise kalantor duruşunu bozmadan durmayı…Restoran’ın sahibi oluşan müşteri yoğunluğundan gayet bahtiyar bir görüntü çiziyordu çevresine Zaten çizebildiği en iyi resimdir paraların gelişi sonrasında memnuniyet O, arkadaşlarıyla bilinci açık olmayan –ve hiçbir zaman açılmayacak olan- bir masada, akıp giden heyecan seline kaptırmış kendini…


Öteki buz gibi birasını boğazından indiriyordu midesinin kuytu bir köşesine Midenin kuytu köşesi, şenleniyordu biranın bu serinkanlı inişine Kafası ahesteden güzelleşmişti Hani çakır keyfi derler ya İşte tam orasındaydı güzelleşmenin Bira şişesi, havanın sıcaklığından mıdır ya da içindeki buzları eritmesinden midir bilmiyorum Terliyordu Zamansız gece terlemeleri değildi bu terleme Hani sırtına bez koyunca geçen cinsten Masa örtüsü bu terlemeler sonucu az önceki kuruluğuna inat ıslanıyordu (Mağdur olan masa örtüsü ise bu ani ıslanmalara karşı sessiz kalmayı yeğlemişti Belki konuşacak bir iki kelime bulsa bu mağduriyetten kurtulabilecekti kendini)


Öteki, Ona dedi ki:


—Gel yerlerimizi değiştirelim…!

Hiçbir şey anlamayan O , hocasına itiraz etmeyen bir öğrenci usluluğunda yeni yerine –az önceki sahibinin özenerek ısıttığı yere- geçti Öteki Ona bir şey göstermeye çalışıyordu Bu çalışmalar o kadar yoğunlaşmıştı ki görmemek için görme engelli olmak bile yetmiyordu O, gözlerindeki bebeği gezdirirken etrafta usulca, bir yerde durup takıldığını fark etti O an dank etmişti Ötekinin ve diğer arkadaşlarının anlatmaya çalıştığı fenomeni Belki daha estetik bir tasvire gebeydi bu mavilik; ama şimdi silkeleyemeyecekti dilinin balkonundan bu tasvire şayan kelimeleri

O, Ona bakıyordu Çünkü biliyordu ki: Sunduğu bakışlarına en az onun kadar sunuyorsa O da bakışlarını büyük ihtimalle sunardılar bakışmalarını bakışmadığı herhangi bir odakta


( Hani bazı geceler olur ya Yelkovanla akrebin en bıçkın anına denk gelen saatler –ki çoğu zaman bu biranın eşliğinde yapılan diyalog sonucunda olur- ya da insan yüreğinin en gaza geldiği anda mevcut olur… Muhasebesini yaparsın gönül defterinin Düşünürsün dünü, bugünü ve etrafı muammalar içinde olan gelecek günü Ay sonunu nasıl çıkaracağım gibi saçma sorular eşliğinde O zaman tınlamazsın yarın ne olacağını, dünle bugün arasındaki nüansı… Yalnız O’nu düşünürsün Ya da düşüncelerine yalnız O’nu konuk edersin Ayakta karşılarsın O’nu düşüncelerinde Kelimelerin önünü iliklersin, en güzellerini sunarsın en güzeline düşüncelerinin Seni Seviyorum ulan, diyebilecek kadar delikanlı zamanlardır bunlar —ki böyle saatler ender rastlanır dakikanın her hangi bir saniyesinin salisesinde- )


Onun tuvalete doğru yönelişi, herhangi bir kadının tuvalete yol almasından öte mevsimlerin değişmesiydi O gidince masada, ilkbaharın ilk baharlaşması yaşanıyordu cıvıl, cıvıl…


( İlkbahardı yeşillenmesi gönül raflarındaki sevmelerin Umut yoksulun ekmeğiydi ya ilkbahar da yalnızların yalnızlıklarına son vermesiydi çoğu zaman Yalnızlar, yitiremedikleri yalnızlıklarını, başka yitirilmemiş yalnızlıkla iliştirdiğinde bilin ki bahar kapıya dayanmıştır Filizlenmeye başlamıştır ekilen tohumlar, utangaç nisan yağmurları… Aşk, baharda daha bir lezzetli gelir yüreğe İnsan vücudunun en çare bilmez virüsüdür baharda aşk Ve kimsenin şikâyeti yoktur bu virüsten İlkbahar âşıkların İstiklal Marşıydı ve bu marş oturarak karşılanamazdı… Şairlerin en verim aldığı kaynaktı bahar ve iple çekerlerdi şairler baharı…)


Peşinden uyardı aklımın uyarıcı mekanizması “Senin tuvaletinin gelme vakti değil mi?” sorusu tüm kutsallığıyla cevap bekliyordu benden Aktım hemen lavaboya, WC’ ye tuvalete her neyse… Tuvaletim yoktu(“Tuvaletim yoktu” dediğime bakmayın… Tabii ki insan vücudu devamlı hazmediyordu yediklerini ve bu hazım sonucunda tuvaleti geliyordu ama benim şu an yanımda değildi tuvaletim) Yine de pisuvarın tahrik edici bakışları sonucu nefsimi yenemeyip işedim tasdiklisinden Benim işim kısa sürmüştü Zira planımın bir parçasıydı kısa süreli tuvalet ziyareti Onun işi uzun sürmüştü Kadınların geninde mevcuttu zira tuvalette uzun dakikalar boyunca fayansları saymak, ayna karşısında taze güzelliğini korumak…

Ben çıktım Avını bekleyen bir avcı gibi pusuya yattım O da çıkmıştı O ise av olduğunu bilmeden yaklaşıyordu avını bekleyen avcıya Göz göze geldik Öyle bir göz göze geldik ki hiçbir görmemezden gelme dik kafalılık edemezdi bu göz göze gelişe…


Kesişmektir aslında aşkın önsözü Güzel ,güzel yazıldığında bir anda kör oluyor aşkın gözü Hani sevmek değil de, sevilmeden sevmek kötü be Yazılan şiirlerin, yalnız geçirilen yazların namına… Belki de bir kıza yazmadan önce okuma yazmayı bilmek gerek… Belki de sadece uzaktan hecelemektir sevmek yazmasını bilmeyene…


Bütün bahaneler tedavülden kaldırılmıştı Konuşamamanın bahanesi yoktu bu bakışmanın herhangi bir safhasında Aslında cümleyi “kesiştik!” Deyip geçiştirmek de mümkün Kalemin, kâğıdın buna itirazı söz konusu değil Ama o kadar klişe değil Hani bazen anlatamazsın ya yaşadığın duygusal anları İşte ondandı…


An olur , boğazına düğümlenir, sözcükleri dışarıya çıkaramadığın anlar olur , onlara ses ile vücut bulduramadığın zamanlar olur…Böyle anlarda kalırsın , tutulursun , söyleyeceklerin yüreğini esir eder ya öyle işte…


—Merhaba… Seninle konuşabilir miyiz?

—Şey…

Derken gülümsedi… Gözleri süsledi gülüşünü ve beyaz dişleri konuk oldu sonradan bu eşsiz birlikteliğe Sen “Şey” dediğimize bakma, Aslında ben de istiyorum ama bilmiyorum, der gibiydi sütbeyaz dişleri

—"Teşekkür ederim" deyip geçtim masanın gayri meskûn köşesine Masanın pilot noktalarında dirsek çürütmeye devam edip bir de yük oluyordum beni sırtlayan sandalyeye O da geçti kendi masasına Belli bir süre fikir teatisinde bulundu yanındaki arkadaşıyla buraya bakarak Ben demli bir hüzün iklimi sardım sigarama o sıra Gözyaşım oluyordu sigaramın dumanı Kıtlama bakışmalardan başka bir şey yoktu çay tadındaki kesişmelerde Bir daha kalktı oturduğu sandalyeden Yine yöneldi, az önce cesaretime tanıklık eden olay mahalline Kırılan cesaretimi kesip, yeni cesaretime yapıştırarak yöneldim ben de Bir kesişmeye daha dayanabilecek mi yüreğim bilmiyorum; ama bekliyorum işte Tekrar çıktı Dejavu gibi bir şey olsa, olsa


—Hala aynı fikirde mi ikamet ediyorsun? Dedim

Güldü

(Yalnız bu gülüşü an önceki gülüşten ayıran tek bir farkı vardı)

O dedi ki,

—Hayır, artık senin yüreğine taşınmak istiyorum…


O sıra bir şarkı çalıyordu

Kulaklarımın uzun zamandır aşina olduğu bir şarkı bu

Uzun zamandır dilimin konuk ettiği bir şarkı

“Sen gülünce güller açar

Gül pembe

Bülbüller seni söyler

Biz dinlerdik

Gül pembe…”



Eser ORAN

2011

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.