Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aquinolu, biyografiaquinolu, hayatıthomas, kimdiraquinolu, thomas

Aquinolu Thomas Kimdir-Aquinolu Thomas Biyografi-Aquinolu Thomas Hayatı-Thomas

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aquinolu Thomas Kimdir-Aquinolu Thomas Biyografi-Aquinolu Thomas Hayatı-Thomas





Aquinolu Thomas Kimdir-Aquinolu Thomas Biyografi-Aquinolu Thomas Hayatı-Thomas



(1225 -1274) Aquino'lu Thomas 'da tümü ile farklı bir felsefe ile karşılaşırız Thomas düşüncelerini iki büyük eserinde toplamıştır: "Summa Philosophica" da denilen birinci eser "Allah'tan Başkasına Tapanlara Karsı" (müşriklere karşı) ismini taşır Burada "Allah'tan Başkasına Tapanlar" deyimi ile Hıristiyan olmayanlar değil de, Brabant'lı Siger ve yandaşları, yani Lâtin İbni Rüşdçüler kastedilmiştir İkinci eserin ismi "Summa Theologica"dır İlahiyata ait olan tüm bilgiler bu eserin konusunu oluşturur

Skolastiğin ilk döneminde felsefe, aslında rasyonalist bir ilahiyattır Bu felsefe, insanın Allah ile ilişkilerini bilmek ister, bunun dışındaki konularla ilgilenmez Üzerinde özellikle durulan sorunun yanıtı, zaten dini dogmalarca verilmiş bulunuyor

Bu nedenle, önce dogmalara bağlı olarak inanmak, sonra da bunları akıl ile temellendirmeye çalışmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor Oysa Skolastiğin ikinci dönemine, yani çökme dönemine geçince, bu durumun köklü biçimde değiştiğini görürüz Bu dönem klasik şeklini Aquino'lu Thomas'ın felsefesinde bulur

Aslen İtalyan olan Thomas'ın Papalık ile yakın ilişkileri vardı Skolastiğin ilk dönemi, daha çok Yeni Eflâtuncu idi; ikinci dönemi ise Aristocudur Nitekim Thomas da Aristo'dan hareket eder

Ona göre Kilisenin kuralları ile Aristo'nun düşünceleri temelde ve içerik yönünden, birbirine uygundur Fakat buna rağmen iman ile bilim ve felsefe bilgileri arasında bir fark vardır Çünkü dinde, ancak iman ile kavranabilen, akılla aydınlatılmalarına olanak bulunmayan, birtakım "sırlar" bulunur Ya da Thomas'ın kendi benzetmesi ile söylersek: İmanı bir tapınak olarak düşünürsek, bilim ve felsefe bilgileri bu tapınağın asıl içini değil, ancak girişini aydınlatabilir

Söz gelişi Allah'ın varlığının ve bir "mutlak" ruh olduğunun felsefe ile kanıtlanması mümkündür Fakat Allah'ın evreni belli bir zamanda (yedi günde) yaratmış olduğu, akılla değil de yalnız imanla kabul edilebilir Günah ve sevapların hesabının görüleceği bir kıyamet gününün olacağı akıl ile aydınlatılamaz, buna yalnızca inanılır

Aristo ile birlikte Thomas da her tür bilginin "deney "den kaynaklandığını kabul eder Oysa ilk Skolastiğin tipik temsilcisi olan Augustinus'un görüşüne göre deneyin bilgi yönünden hiç önemi yoktur Thomas'a göre bilgimizin hareket noktasını oluşturan "algı", eşyadan birtakım hayallerin gelip ruhumuza girmesi sonunda oluşur Bundan sonra "düşünmenin" aktivitesi başlar Eşyadan gelen algı hayalleri akıl tarafından "kavram"lar haline getirilir ve bu kavramlar bize eşyanın yapısını tanıtır

Her türlü bilgi, gerek algı ve gerekse düşünme anlamındaki bilgi, kesinkes "reel" olan bir şeye geri döner Bilgimizin, dışımızdaki reel dış dünyaya uygun olduğu, anlam ve zaman bakımından doğrudur Dış dünyanın varlığından kuşkulanmanın hiç anlamı yoktur

Thomas da, Aristo'nun yaptığı gibi, dış dünyadaki objelerde iki taraf olduğunu savunur: Madde ve Şifim Her objede, bu maddeye biçim veren bir güç, bir de biçim bulunur Bunu, en açık şekliyle, bitkilerde ve hayvanlarda görürüz Canlıda, bitkide ve hayvanda; alınan gıdalara organizmayı oluşturacak biçim verici bir güç gizlidir

Her objenin "nitelik" ve "varlık" taraflarını birbirinden ayırmak gerekir Ya da her obje için şu iki soru sorulabilir: Bu nasıl bir objedir? Bu obje niçin vardır? Fakat her objedeki nitelik ve varlık birbiriyle uyum içinde birarada bulunur: Bu obje "Allah"tır

O halde Allah, sebebi dışarıda değil de kendinde bulunan, dolayısıyla niteliği ve varlığı birbirinden ayrı olmayan varlıktır Oysa öteki bütün objeler bir sebep sonucunda biçim kazanır ve bir varlığa sahip olur Allah'ın ise bir sebebe gereksinimi yoktur Onun biçimi yine kendisidir Bu açıklama şekli, dikkat edilirse, ontolojik kanıtı kullanmaz, Allah'ın varlığını başka kanıtlardan çıkarır

Önce bu evrende "son ve en yüksek bir sebebin", yani evreni ilk kez harekete geçirmiş olan bir sebebin var olması gerekir Çünkü sebepler dizisi sonsuza kadar uzamaz, bu dizinin bir yerde sona ermesi gerekir Allah'ın evreninin en yüksek nedeni ve ilk hareket ettiricisi olduğu görüşünü, Thomas Aristo'dan aynen almıştır Fakat Thomas, Allah'ın varlığını kanıtlamak için, öteki bir kanıt daha gösterir: Her var olanın bir "amacı" vardır

Ayrıca bir de tüm evren için son ve en yüksek bir amaç bulunacaktır Tüm varlıklar ancak göreli olarak iyidir Fakat bunun yanında bir de mutlak şekilde iyi olanın varolması gerekir Evrenin son ve en yüksek amacı: "Mutlak olarak iyi olan" Allah'tır O halde Allah, en yüksek neden ve en son amaçtır

Thomas'a göre en yüksek neden ve en son amaç olan bir varlığın var olması gerektiğini de bize aklımız öğretir Sonra Allah'ın maddi bir varlık olmayıp yalnızca bir ruh olduğunu da yine akıldan çıkarırız İşte Allah'ın varlığı ve nitelikleri konusunda felsefe bizi buraya kadar getirebilir

Thomas'a göre felsefe bir varlık bilimi, yani bir "ontoloji" de olabilir Ontolojide deney ile mutlak düşünce birbirine uygundur Söz gelişi mutlak düşünce bize var olanların çelişkisiz olmaları gerektiğini söyler ve bir şeyin hem var hem de yok olmasının olanaksızlığını gösterir Biz buna çelişki ilkesi deriz Bu bir mantık ilkesidir, fakat aynı zamanda varlıklara da uygulanan bir ontoloji ilkesidir Bu nedenle mantık bize varlığın yapısını ve tümel yasalarını öğretir

Aristo gibi Thomas da varlık evrenini birbiri üzerine düzenlenmiş olan çeşitli "alanlara" ayırır Önce elemanlar evreni, bunun üstünde de bitkilerin, hayvanların ve insanların evreni vardır Bu sonuncu varlık alanı, aynı zamanda "ruh"u da kapsar Fakat yalnız insan "kendini bilmek" olanağına sahiptir Yalnız insan kendisi ve evrendeki yeri konusunda derin düşünebilir

İşte bu yetenek insana, aynı zamanda kendisinin üstünde ne bulunduğunu düşünebilme, Allah'ı düşünebilme olanağını kazandırır Zaten insanın bu evrendeki varlığının hikmeti, kendisini ve Allah'ı bilmesidir O halde Thomas için gözlem hayatı pratik hayattan üstündür Thomas kendisi bir keşiştir ve bu nedenle teorik yaşamı tercih etmesi doğaldır

Thomas'ın "devlet felsefesi", Aristo'nun ve Augustinus'un düşüncelerinden oluşan bir karmadır Thomas'da insanın sosyal bir yaratık olduğu, yapısı gereği kendi cinsleri ile birlikte yaşamak zorunluluğunda olduğu düşüncesi, Aristo'nundur Aynı şekilde devletin bir "hayır" kurumu olduğu görüşü de Aristo'dan gelir

Oysa Augustinus'un devleti, "zorunlu bir kötülük" olarak anladığını biliyoruz Fakat devletin, "bir dünya devleti olması gerektiği" düşüncesinde Thomas, Augustinus ile aynı görüşü paylaşır Dünya devleti Kutsal devletin bir kopyası olmalı, yeryüzünde onun düzeni gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır Sonuç olarak Thomas da, Augustinus gibi, Kiliseyi devletten üstün tutar Çünkü Kilise kutsal, devlet ise sosyal bir kuruluştur Bütün bu düşünceleri ile Thomas, klasik Ortaçağ için karakteristik olan görüşleri de sergilemiş oluyor

Thomas'ın ölümünü izleyen yüzyıl içinde artık skolastik sistemin dağılmaya, çökmeye başladığını görüyoruz Böylece skolastiğin son dönemi başlamış oluyor İlk dönemde Skolastik, dinin temellerinin akıl ile açıklanabileceğini sanıyor ve bunu benimsiyordu İkinci dönem ilahiyat ve felsefeyi kısmen birbirinden ayırmıştır Dine, felsefe tarafından kavranmasına olanak bulunmayan, esrarlı yanlar bırakılmıştır

Sonuç olarak Skolastiğin son dönemde iman ile bilim arasındaki karşıtlık büsbütün "fazlalaşmış", bilimin payı sınırlandırılmış ve imana daha geniş bir alan ayrılmıştır Bu son dönem, dogmaların akıl ile kanıtı mümkün olduğu görüşünü tümüyle reddeder Bilginin konusu ancak "doğa"dır Bu nedenle bilgide Allah konusunun ele alınmaması gerekir


alıntı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.