Yalçın Küçük |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yalçın KüçükProf Dr Yalçın Küçük, İskenderun'a Halep'ten gelip yerleşmiş bir ailenin çocuğudur Baba tarafından Türkmen, anne tarafından ise Kafkasyalı bir aileye mensuptur Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki öğrencilik hayatı boyunca, Fikir Kulüpleri Federasyonu, ardından Sosyalist Fikir Kulüpleri Federasyonu, Dev-Genç ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi olan Fikir Kulübü Başkanlığı'nı yaptı Siyasal Bilgiler'i 1960 senesinde birincilikle bitiren Küçük, 27 Mayıs ihtilalinde, büyük öğrenci eylemlerinin başında yeraldı 60 ihtilalinden sonra Devlet Planlama Teşkilatı'na girdi Burada bir süre çalıştıktan sonra ABD'ye giderek Yale'de lisans eğitimi aldı 1966'da ODTÜ'de çalışmaya başladı 1968-70 yılları arasında Sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı Bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkum edildi 1970'lerde, İşçi Partisi'nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı 1973 yılı sonlarında askere alındı Kıbrıs Barış Harekatı'na katıldı 12 Eylül 1980'den sonra ise 1402'liklerden biri olarak üniversiteden uzaklaştırıldı 1983'te Sultanahmet Cezaevi'ne girdi 1993'te Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasını öne sürerek Paris'e gitti Çeşitli sol dergiler çıkarttı PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilk röportajı gerçekleştirdi Türkiye'ye 1998'de döndü ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı 2000'de tahliye oldu Son dönemde özellikle Sabetayistler'le ilgili yaptığı çalışmalarla adından sözettirdi GÜNDEM İnönü'den Ecevit’e Musul’u al vasiyeti Ercan YAVUZ Aşmam 3 Ocak 2005 Gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun Flash TV'de önceki akşam yayımlanan Ceviz Kabuğu adlı programına katılan Prof Dr Yalçın Küçük, tartışma yaratacak bir iddia ortaya attı Kendisini 'devrimci' olarak nitelendiren Yalçın Küçük, Mustafa Kemal'in, Musul'un alınmasını ölmeden önce İsmet İnönü'ye vasiyet ettiğini ileri sürdü Bu ay içinde ilk cildi çıkacak kitabında bu konuya değindiğini anlatan Yalçın Küçük, İsmet İnönü'nün de Atatürk'ün vasiyetini Bülent Ecevit'e aktardığını savundu Küçük, 'İsmet İnönü CHP'nin genel sekreteri olduğu sırada Ecevit'i yanına çağırdı 'Atatürk bana Musul'u al diye vasiyet etmişti İlerde sen başbakan olacaksın Fırsatını bulursan Musul'u al' dediğini ifade etti Yalçın Küçük, Ecevit'in bu vasiyeti son ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e açtığını ve 'Musul'u almamız lazım, yoksa onlar gelip alacak' dediğini hatırlattı ABD'nin 30 yıldır bu bölgede bir Kürt devleti kurmak istediğini vurgulayan Prof Dr Yalçın Küçük, 'Ben TC'nin Kürt politikasını yanlış buluyorum Barzani devletini siz kuruyorsunuz Türk devleti, Kürt devletini kuruyor' dedi Türkiye'nin ortadan kaldırıldığını savunan Küçük, 'Bana göre Türkiye devleti bitmiştir artık, Cumhuriyet bitmiştir Mustafa Kemal 2002'den sonra gerçekten ölmüştür' diye konuştu HATIRINDAN ÇIKARMA Yalçın Küçük'ün Ceviz Kabuğu'nda ortaya attığı iddiaları üzerine eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, AKŞAM'a sözkonusu vasiyeti doğruladı Ecevit, Atatürk ve İsmet İnönü'nün, Musul'un aslında Türk toprağı olduğunu düşündüğünü ancak şartlar elvermediği için alamadıklarını vurguladı Ecevit, 'İnönü bana, 'Şartlar elverdiğinde Musul'u Türk topraklarına kat Bunu aklında çıkarma' dedi' diye konuştu İnönü'nün bu vasiyeti kendisine 12 Mart Muhtırası'nın (1970) verilmesinden ve kendisinin genel sekreterlikten istifasından birkaç ay önce söylediğini açıklayan Ecevit, o günü şöyle anlattı: 'Benim genel sekreterliğim sırasındaydı İnönü ile başbaşa görüşmelerimiz olurdu, haftalık değerlendirmeler yapardık Birgün Musul konusunu açtı Musul'un aslında Türkiye'ye ait olması gerektiğine inandığını ve bu konuda elinden gelen bütün çabayı sarfettiğini fakat o sırada şartların elvermemesi sebebiyle Musul'u Türkiye'ye dahil edemediklerini söyledi 'Şartlar elvermiyordu biz alamadık Şartlar elverdiğinde Türkiye'nin Musul'u topraklarına katması uygun ve gerekli olacaktır Bunu hatırından çıkarma' dedi Ben bu tarihi vasiyetten kimseye bahsetmedim Bahsetmemeyi de düşünüyordum Ancak bu konu tartışmaya açıldı ve Irak'taki son gelişmeler Türkiye'nin Musul'u topraklarına dahil etmesi konusunda elverişli bir ortam sağladı Onun için bu açıklamayı yapmam gerekli oldu' ATATÜRK'ÜN OLABİLİR Aynı vasiyetin Atatürk tarafından da İsmet İnönü'ye yapılıp yapılmadığına ilişkin bir soruya ise Ecevit, 'Elbette yapılmıştır Beraber karar vermişler O zaman Irak politikasını birlikte yürütmüşlerdi Mutlaka Atatürk'le aynı şeyi düşünüyorlardı O görüşmemizde bu kadar ayrıntıya girmedi' karşılığını verdi AKLIMDAN ÇIKMADI Musul'un Türkiye'ye dahil edilmesi için İsmet Paşa'nın büyük bir mücadele verdiğini hatırlatan Bülent Ecevit, açıklamalarını şöyle sürdürdü: 'Musul, 1920 yılların başından itibaren Türkiye'nin ciddi bir sorunu oldu Bu konuda özellikle İngilizlerle Türkler arasında ciddi çatışmalar oldu Türkiye o günkü adıyla Milletler Cemiyeti'ne konuyu götürdü Hatırladığıma göre, referandum bile teklif etti Ancak kabul edilmedi Türkiye'nin hakkı olduğu çeşitli vesilelerle dile getirildi Ama İngiltere'nin o dönemde karşı çıkması nedeniyle Türkiye'nin hakkı olan sonuçları alması mümkün olamadı' Ecevit, daha sonra üç kez başbakanlık koltuğuna oturduğunu, bu dönemlerde Musul konusunun aklından hiçbir zaman çıkmadığını da belirterek, 'Hiç aklımdan çıkmadı Çıkması da mümkün değildi Irak yönetimi işbaşındayken, Saddam yönetimiyle bütün komşu ülkelerin sorunu olmasına rağmen Türkiye'nin sorunu yoktu Ben Saddam'la üç kere görüştüm Biz Irak'ın toprak bütünlüğünün hem bölgenin hem de Türkiye'nin yararına olduğunu düşünüyorduk O nedenle, o yıllarda bu konuyu gündeme getirmedim' dedi ŞİMDİ ŞARTLAR UYGUN Şimdi Türkiye'nin Musul'u topraklarına dahil etmesi için şartların uygun hale geldiğini belirten Bülent Ecevit, gündemi sarsacak açıklamalarına devam etti: 'Şimdi şartların elvermesi bir yana, bunu zorunlu kılıyor Son gelişmeler üzerine geçen hafta Cumhurbaşkanı Sezer ile yaptığım görüşmeden sonra Türk ordusunun Irak'a girmesi gerektiğini söyledim Eğer biz bunu yapmazsak Kuzey Irak, Türkiye'ye girecektir' dedim Şimdi şartlar çok değişti Türkiye için elverişli hale geldi Ben hükümette olmadığım için bu gibi ayrıntılara giremem Ne yapabiliriz, nasıl yapabiliriz? Ama Musul Türkiye'nin hakkıydı Türkiye, şimdiye kadar gündeme getirmemişti Fakat şimdi K Irak'ta Güneydoğu'da tek çatı altında bir Kürt devleti kurulma hareketleri çok açık bir şekilde cereyan ediyor Bunun için BM'ye dilekçe bile verdiler Bir süre sonra Kuzey Irak'ta kurulacak Kürt devletine bizim buradaki unsurlar da katılmak isteyecektir İş bu noktaya doğru gidiyor' ABD'Yİ İKNA ETMELİYİZ Türkiye'nin Musul'u topraklarına dahil etmesinin veya Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'a girmesinin ABD'ye rağmen mümkün olup olamayacağını sorusuna ise Ecevit ilginç bir yanıt verdi Bunun ABD'ye rağmen değil, ABD'yi buna ikna edilerek yapılması gerektiğini söyleyen Ecevit, 'Bu Türkiye'nin güvenliği açısından gereklidir Orada Türkmenlerin güvenliğini sağlamak için, bu tür saldırıların Türkiye'ye yönelmesini engellemek için oraya girmemiz gerekiyor' dedi Bunun 'işgal' anlamına gelmeyeceğini savunan Ecevit, 'Bildiğim kadar, bu konuda bir devlet politikası oluşturulmuş değil Oysa şartlar o kadar ilginç hale geldi ki, ABD ne der, İngiltere ne der diye düşünmeden, öncelikle bölge ülkesi olarak Türkiye'nin üzerine düşen görevleri vardır Öncelikle Irak olayının bir devlet politikasına dönüştürülmesi gerekiyor Biz Kıbrıs'ta İngiltere ve ABD'ye rağmen, Kurtuluş Savaşı'nda ise bütün emperyalist ülkelere rağmen neyi başarabilidiğimizi gösterdik Şimdi çok daha güçlü ve haklı durumdayız' diye konuştu Ecevit, sır gibi saklanan vasiyetin Araştırmacı Yalçın Küçük'e İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker tarafından aktarılmış olabileceğini ifade etti Ecevit, Türkiye'nin Musul'u topraklarına katması için şartların elverişli hale geldiğini de sözlerine ekledi ESERLERİ Türkiye Üzerine Tezler 1908-1998 1 Kitap Yalçın Küçük Tekin Yayınevi İkinci kitabı tamamlayıp, birincisini genişletme hazırlıklarını bitirdikten sonra gördüğüm şu: Birinci kitap, fersiz bir ışıkla karanlıkta yürümeye veya sık ağaçlı bir ormanda yol aramaya benziyor Her adımda çekingen, ürkek ve bir ölçüde korkak Bir kayaya çarpıp devrilmemek veya kuyuya düşmemek için Çekingenliği, ürkekliği ve bir ölçüde korkaklığı, yolunu arayan ve bulan biliyor Ürkek ve bir ölçüde korkak da olsa, henüz stabilize olmayan, asfaltlanmamış bir yoldan ilk kez geçmenin heyecanını duyuyor Başkalarına ne yaptı, bilemem; birinci kitap bana yol açtı Üçüncü baskıda bu yolu pekiştirmeye ve asfaltlamaya çalıştım Türkiye Üzerine Tezler 1908-1998 3 Kitap Yalçın Küçük Tekin Yayınevi Bilim mi daha gerçekçi, yoksa somut gerçek mi daha gerçek? Bilim, eğer bilim olabiliyorsa, somut gerçekten çok daha gerçek'dir, çok daha "sahih"; buna inanıyorum Bulgularımın, yurttaş düşünenlerin acımasız hücumlarına uğramasını istiyorum; kuşkusuz, bu hücumların sonunda ayakta kalabilmelerini diliyorumBulgularımın, yurttaş düşünenlerin, yoldaş kafaların, açacakları bir savaşı yaşamadan ayakta kalmalarından kaygılanıyorum Bunun, bu ülke için, önemli bir talihsizlik olabileceğini görebiliyorum Türkiye Üzerine Tezler 1908-1998 4 Kitap Yalçın Küçük Tekin Yayınevi Bu çalışmam, bir geçiş, bir interregnum, bir fetret devrine yoğun ve derinlemesine bir bakışı kapsıyor 1960 yıllarının bir yaz yağmurundan daha kısa "sanayi demokrasisi" ile 1980 yıllarının artık faşizmin tüm kurumlarını asimile eden tekelsi düzeni arasında Türkiye gericiliğiyle ilericiliğinin bir kanlı savaşı anlatılıyor Perspektiften yoksun, kanının ne için akıtıldığını pek iyi bilemeyen Türkiye ilericiliği bu savaşta yorgun düşüyor ve eylülist darbe ile bir daha yeşermek üzere eziliyor Bu çalışmam, bu döneminin yer yer güncelinde yapılmış çözümlemeleriyle birlikte vardığı noktayı ele alıyor Davalarım Yalçın Küçük Tekin Yayınevi İnsan en çok savaşta insan oluyor ve en iyi romanlar savaş romanlarından çıkıyor Davalarım'da tanıdığınız, bildiğiniz insanlar var, bir bölümü insan oluyor ve bir bölümü insanlıktan çıkıyor Davalarım, yakın tarihimizin direngen ve korkak, dik ve titrek insan manzarasıdır Bir yanda çürüme var ve bir yanda yeniden diriliş duyuluyor, bunları yazdım İnsan için yürek ve akıl gerekiyor Yürek, aklın özgürlüğüdür Felsefe aklın sınırında bir serüven alanıdır Davalarım, benim, felsefeyle en çok içli dışlı çalışmamdır Burada insan, bilgi ve yaşam dalgalarına binerek, yüreğin ve aklın sınırlarında dolaşmaya cüret ettim… |
|