Sanat Tarihinde Kuramsal Yaklaşımlar |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sanat Tarihinde Kuramsal YaklaşımlarSanat Tarihinde Kuramsal Yaklaşımlar güzel sanat dallarının özellikleri - Güzel Sanatlar Tarihi - Güzel Sanatlar Dalları - Sanat Tarihi - Sanat Tarihi Kurumları Sanat tarihi bir yandan genç bir disiplin; çünkü sanatçıyla üretimi arasındaki bitmek bilmez gerilimi onun peşi sıra çözümleyerek sürekli bir şimdi kuruyor; dolayısıyla kendini de yeniliyor Bir yandan da insanlık tarihinin en eski ve köklü girişimini çözümlemeye çalışmasıyla uzun bir tarihsel geçmişi miras alıyor Disiplinin yalnızca sanatsal ürüne ya da onun üretim sürecine sığmayan, sanatçısıyla, çağıyla, alımlayıcısıyla etkileşim halinde bir inşa süreci yaratan doğası, onun üzerine kuramsal (1) yanı ağır basan bir inceleme yapmayı da gerekli kılıyor Sanat tarihinin yazımını ve kuramsal yapısını belirleyen temel kavramlaştırmaları tartışmak gerekiyor (2) Sanat tarihi, kendisine en yakın alan olarak estetikle görülebilir bağları olmasına karşın ?düşünümsel? (reflection) düzeyde de kalamaz O, geçmişle bugün, zihinle nesne, sanatçıyla alımlayıcı arasında salınan bir sarkaç gibi çalışır Bu yüzden sanat tarihçisi, ?sanat?, ?tarih? ve ?bilim? gibi her biri başlı başına güç alanlar olan üç büyük insan yaratısını, bunlardan birini bir diğerinin önüne geçirmeden, değerlendirebilmek zorundadır Bu da onun her şeyden önce ?alımlayıcı? olarak konumlanmasını gerektirir Yapıtla baş başa kalmayı bilmeyen kişi, onun üstüne söz söyleme cüretini de göstermemelidir Bu çalışmanın kapsamında; sanat tarihi disiplininin kurucu öncüleri olan Vasari ve Winckelmann?dan başlanarak; disiplin içinde bilimsel yöntemin geliştiricileri olan Wölfflin ve Riegl; kültür teorisi anlamında sanat tarihinin alanını genişleten Warburg ve Panosfky; önerdikleri yorumlayıcı yöntemle Gombrich ve Damisch ile ?sanatın sonu? ve ?ilişkisel estetik? kavramlarıyla Danto ve Bourriaud?nun yaklaşımları ele alınmıştır Kurucu Öncüler: Vasari ve Winckelmann Vasari, 1550 yılında Vite de?pui Eccellenti Architetti, Acultori, Pittori?yi (En Büyük Mimar, Heykelci ve Ressamların Yaşamı) yayımlayarak sanatçıların yaşamöykülerine odaklanan ilk sanat tarihi kitabını yazmıştır Bu kitap, yalnızca sanatçı yaşamöyküleriyle sınırlı değildir; ilkel dönemlerden yazıldığı döneme dek sanatın gelişimini teknik ve kültürel anlamda açıklamayı da dener Vasari?nin yapıtı Cimabue ile başlayıp Titiano ile son bulan sanatçı dizininin yanında yazar yapıtını ?daha sonra sanat tarihinde belirgin bir anlayış olarak karşımıza çıkacak olan? ?sanatlar doğar, büyür, ölür? şeklinde özetlenebilecek doğalcı bir felsefeyle düğümler (Mülayim, 1994: 89) Kitabın ilk baskısının yapıldığı 1550?den 1563?e kadar kitap yeni illüstrasyonlarla zenginleştirilmiştir Vasari?nin yapıtı çağında en ünlü sanatçılarının yaşamlarını içerdiği kadar, Antik Yunan hayranlığından beslenen bir estetik doktirini de taşımaktadır 1563?te ise Floransa?da Vasari?nin sorumluluğunda ve onun geliştirdiği doktirinlerin ışığında, Cosimo Medici hamiliğinde, bir akademi, müze ve kitaplık oluşturulmuştur (Preziosi, 2009: 16-17) Bunu izleyen yıllarda Cesare Ripa 1593?te Iconologia?yı, Bellori 1672?de Vite de Pittori, Scultori, ed Archittetti Moderni?yi (Modern Ressam, Heykelci ve Mimarların Yaşamı) ve 1676?da Principes de l?Architecture, de la Sculptre, de la Peinture et des Arts Qui En Dependent?i (Mimarlığın, Resmin ve Onlara Bağlı Sanatların İlkeleri), Roger de Piles 1672?de Dialogue Sur le Coloris?i (Renk Sanatı Üzerine Konuşma) yayımlar (Bozkurt, 2000: 26) Carrirer, Principles of Art History Writing (Sanat Tarihi Yazımının İlkeleri) kitabında ?Bir sanat yapıtı üzerine Vasari?nin açıklamaları aynı resmin modern sanat tarihçileri tarafından yapılan yorumlarından nasıl farklılaşır?? sorusunu sorar (Carrrier, 1991: 101) Gerçekten de bu soru bizi Vasari?nin sanat yapıtını yorumlamasıyla bugün yapılan yorumlamaları karşılaştırmaya götürür Elbette, başta terimce olmak üzere, yaklaşım biçimi de önemli oranda değişmiştir Öte yandan bir resmin sözcüklere dönüşmesi noktasında iki yorum arasında büyük bir uçurum bulunmadığı da gözden kaçmayacaktır ?Ekphrasis? (resimbetim) (3) kavramı bir resimde tasvir edilen hikâyenin sözel olarak yeniden yaratımını tanımlar Vasari?nin metnine döndüğümüzde, örneğin Michelangelo?nun ?The Conversion of Paul? (Pavlus?un Din Değiştirmesi) resmi üzerine Vasari, askerler, Paul?un pozisyonu ve at hakkında herhangi bir yorum yapmaz, o detaylar konusunda neredeyse hiçbir şeyin üzeirnde durmaz; yalnızca resmin hikâyesi ile ilgilenir Onun için önemli olan Yahudilikten Hıristiyanlığa geçen Paul?un yaşadığı zora karşın meleklerin kendisine verdiği ruhani güçle kurtuluşa ermesidir (Carrier, 1991: 103) |
|