Herta Müller, Çünkü |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Herta Müller, ÇünküHerta Müller, çünkü Herta Müller, çünkü 1919'da yapılan barış antlaşmalarından sonra Avusturya Macaristan'ın eyaleti olan Banat, bir kısmı Macaristan'da kalmak üzere, Romanya ve yeni devlet Yugoslavya arasında bölünmüştü Bölgedeki küçüklü büyüklü köyler birbirinin aynı görünüyordu Çoğu Türk savaşlarından sonra boş olan bu büyük bahçeli, küçük evli köylerde oturanların Macar, Romen, Sırp, Alman, Bulgar hatta Doğu ve merkez Avrupa'dan buraya davet edilen Ruthenianlar olduklarını anlamak için tek gösterge bahçe ve ev kapılarının üzerindeki kilise işletmeleriydi Herta Müller işte bu köylerden biri olan, Romanya'ya bağlı Nitzkydorf ( Timeşvar) Köyü'nde büyüdü Sürgünde doğmak, hatta sürgün doğmaktı onunki Şiirlerinden birinde: " Saat dörttü akşamüstüydü ve ben beş yaşındaydım Çocukken bile otuzumun ortalarında gibiydim" der Bir yetişkinin veya hatta bir çocuğun köy hayatının yasaklarına karşı isyanı çok da şaşılacak bir şey olmasa gerek, ama 50'lerde Nitzkydorf Köyü'ne taze yaşanmış olaylar karşısında gerçekten de alışılmışın dışında bir sessizlik hâkimdi Herta Müller iki kere sürgün yaşadı; ilki köydeki evinden ve ikincisi 1987'de Almanya'ya gitmeden önce anavatanı olan Romanya'dan Daha önce verdiği bir röportajda Kuzey Romanya'ya yaptığı bir gezide karşısına çıkan ve bölgedeki Yahudilere ithaf edilen heykel önünde şöyle der: " Hiçbir rehber kitap bu heykelden bahsetmez Alman olan babamdan utanıyorum ve kendimi sessiz kalmış Romanya tarihinden ötürü küçük düşürülmüş ve aldatılmış hissediyorum" Müller'in eserlerinden biri olan "Maramuresh'e Yaz Yolculuğu''nda geçen bir cümle şöyledir: "Birbirlerinin öldüğü her yerde, birileri de kendini evinde hisseder" Müller'in hikâye ve denemelerinde açık seçik, huzursuz bir bakış vardır Ancak günümüz yazarlarından çok azı onun totaliter ve bölücü diktatör düşüncelere yaklaşımını, şiirsel, kişinin tenine işleyen, hafızalara kazınan anlatımını yakalayabilmiştir Müller edebiyat dalında 2009 Nobel Ödülü'ne layık gören İsveç akademisi kanımca iki şey yapmaya çalışıyor: İlk olarak, bir kere daha, "güzel yazma''nın dar açılımıyla ne demek istediğini anlatmaya çalışan ve İngiliz dilini pazarlamayı güçlendiren İngiliz merkeziyetçiliğine meydan okuma Ve belki de İngiliz dilinin tüm evrenselliğine rağmen Avrupa edebiyatı ile yıldızı bir türli barışamayan İngiliz kültürünün karşısında Akademi, kendine en yakın yansımayı, en taşralı, en yöresel olanda görüyor MChalmers |
|