Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fizilalil, ihlas, kuran, kutub, seyyid, suresi, tefsiri

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - İhlas Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - İhlas Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )



Fizilal-il Kuran Tefsiri - İhlas Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )
1- De ki: O Allah tektir
2- Allah Samed'dir
3- O doğurmamış ve doğmamıştır
4- Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır
Bu kısa sure sahih rivayetlerde belirtildiği gibi Kur'an'ın üçte birine denktir Buhari'nin; Sa'd'dan aldığı rivayette deniyor ki: "Biri bir adamın: "De ki: O Allah tektir" ayetini okuyup sürekli onu tekrar ettiğini görmüştü Ertesi gün adam Hz Peygambere gelip bu adamın yaptığını haber vermiş ve sanki bu adamın doğru bir iş yapmadığını söyleyecek olmuştu Hz Peygamber: "Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki; O Kur'an'ın üçte birine denktir' buyurdu"
Burivayetin hiç de garip bir yanı yoktur Çünkü "De ki: O Allah birdir" cümlesinin Hz Peygambere açıklaması emrettiği birlik, evet İşte bu birlik gönül ve vicdana yerleşen bir inanç sistemi, varlığın bir yorumu ve hayatın bir programıdır Bunedenle sure büyük islam gerçeğinin içinde ana hatlarının en genişlerini içine almaktadır
"De ki: O Allah tektir" Bu ifade "birdir" sözcüğünden daha tutarlı ve daha anlamlıdır Zira tektir kavramı "birdir" sözcüğünün anlamı ile beraber, onunla birlikte başka hiçbir şeyin bulunmadığını ve onun hiçbir benzeri olmadığını ifade etmektedir
Bu varlığın tekliğidir Ortada onun gerçekliğinden başka gerçeklik yoktur Onun varlığından başka gerçek bir varlık yoktur Diğer bütün varlıklar ancak bu gerçek varlıktan Alır varlığını O'nun zati gerçekliğinden Alır gerçekliğini
Bu nedenle bu teklik, iş ve faaliyet tekliğidir Bu evrende ondan başkası hiçbir şey yapamaz Hiçbir şeyi etkileyemez
O aynı zamanda vicdanda oluşan bir inanç ve varlığın bir yorumudur Bu yorum kesin yerleştiğinde ve bu düşünce netlik kazandığında kalb, her tür karanlıktan ve şaibeden kurtulur Varlık gerçeği ve faaliyet gerçeği ile tek başına eşsiz bir şekilde var olan Allah'ın dışında başka varlıklara bağlanmaktan kurtulur
Bütün bir eşyanın var olmadığı, yok olduğu düşüncesine ulaşmasa da, bu varlık aleminin herhangi bir ilahi varlıktan başka hiçbir varlığın gerçekliği yoktur ilahi iradenin faaliyetinden başka hiçbir faaliyetin gerçekliği yoktur Öyle ise kalb varlığının gerçekleştiği ve faaliyetlerin gerçekliği olmayan şeylere neden bağlansın ki?
Kalb tek gerçeğin dışındaki şeyleri hissetmekten ve bu gerçekliğin dışındaki varlıklara bağlanmaktan kurtulduğunda bütün zincirlerden, bağlardan kurtulmuş olur Bütün gemlerden ve yuvalardan sıyrılmış olur Pek çok bağların temeli olan arzu ve isteklerden kurtulur Yine pek çok bağların kaynağı olan korku ve endişelerden de kurtulur Allah'ı bulduğunda hiçbir şeyi kayıt etmeyeceğine göre neden başka şeylere rağbet etsin ki? Allah'tan başka gerçek faaliyet sahibi bulunmadığına göre kimden korksun ki?
Varlıklar aleminde Allah gerçeğinden başka bir şeyi göremeyen bu düşünce iyice yerleştiğinde bununla beraber bu gerçeği ondan kaynaklanan diğer varlıkların hepsinde görmeye başlar Bu öyle bir derecedir ki, kalb orada gördüğü herşeye Allah'ın elini görür Bununda ötesinde bir derece vardır ki kalb orada Allah'tan başka evrendeki şeylerin hiç birini görmez Zira orada Allah gerçeğinden başka görebileceği hiçbir gerçek yoktur
Bu düşüncenin yer etmesi ile insan sebeplerin etkisini de faaliyetini de yok sayar Her şeyi, her olayı ve her hareketi kendisinden kaynaklandığı ve etkisinde kaldığı ilk sebebe havale eder, ona dayandırır İşte Kur'an'ın iman düşüncesini yerleştirirken önem verdiği en önemli gerçeklerden biri de budur Bunun içindir ki Kur'an sürekli olarak zahiri sebepleri aşarak işleri doğrudan Allah'ın iradesine ve dilemesine bağlar "Onlara doğru toprak atarken sen atmadın fakat Allah attı" (Enfal 10) "Zafer doğrudan doğruya Allah'ın katındandır" (Enfal 17) "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" (İnsan 30) ve daha buna benzer pekçok ayetler gibi
Bütün zahiri sebeplerin aşılması ve işin sadece Allah'ın iradesine havale edilmesi kalbte bir huzur meydana getirir Tek olan yönü belirler Artık insan, isteyeceklerini O'ndan ister ',Sakındığı şeylerden O'na dayanır Birgerçekliği ve varlığı bulunmayan zahiri sebeplere, etkenlere ve güçlere karşı da bu hal kalbi rahata kavuşturur
İşte tasavvufçuların da tırmanmaya çalıştığı yolun basamakları bunlardır Ve İşte bu yolun cazibesi onları tuzağa düşürmüştür Çünkü İslam insanın bu gerçeğe doğru yol Alırken bütün özellikleriyle ve nitelikleriyle hayat gerçeğinin içinde kalmalarını, beşeri hayatın bütün ihtiyaçlarını ve zorlukların göğüslemelerini, yeryüzü halifeliğinin bütün ilkelerine bağlı kalmalarını istemektedir Bütün bu işleri yaparken Allah'tan başka bir gerçekliğin bulunmadığının, O'nun varlığından başka bir varlığın olmadığının, O'nun faaliyetinden başka bir faaliyetin bulunmadığının bilincinde olmalarını istemektedir Bu yoldan başka yola girmelerini istememektedir
Buradan mükemmel bir hayat yolu ortaya çıkmaktadır Bu hayat yolu varlığın bu şekilde yorumuna dayanmaktadır Ve bu yorumun gönüllere yerleştirdiği düşüncelere duygulara ve yönelişlere yaslanmaktadır
Yalnız Allah'a kulluğun yolu: O'nun varlığından başka hiçbir varlığın gerçekliği olmayan, O'nun faaliyetinden başka gerçek bir faaliyeti bulunmayan, O'nun iradesinden başka hiçbir iradenin etkisinde bulunmayan Allah'a kulluk yolu
Arzu ve isteklerde, korku ve endişelerde, rahat ve sıkıntıda nimet, bolluk ve kıtlıkta yalnız Allah'a yöneltmeyi ön gören bir yol; yoksa gerçek varlığı olmayan varlıklara ve varlıklar dünyasında gerçek bir etkinliği bulunmayan diğer varlıklara yöneltmenin ne anlamı olabilir?
Yalnız Allah'tan direktif alma yolu; inanç sisteminin düşüncelere, değerlere ve ölçülere ilişkin direktifleri, yasalara, kanunlara, düzen ve sistemlere ilişkin direktifleri, eğitim terbiye ve geleneklere ilişkin direktiflerini yalnız Allah'tan alma yolu Bu yolda direktif ancak gönüllere ve hayat gerçeğine egemen olan tek varlıktan ve yegane gerçekten alınır Yalnız Allah için çalışma ve hareket yolu Hem de yegane gerçeğe yakın olma amacı ve O'ndan Alıkoyan engellerden ve saptırıcı şaibelerden kurtulma yolu ister bu engeller ve şaibeler insanın gönlünün derinliklerinde olsun, isterse etrafını kuşatan canlılar ve eşya olsun farketmez Bu engellerden biri de benlik engelidir Bu varlık aleminin nesnelerinden birine arzu veya korku ile bağlanma da bunlar arasındadır
Tüm bunlarla birlikte insanın kalbi ile bütün varlıklar arasında; sevgi, dostluk, merhamet ve karşılıklı anlayış bağlarını kuran bir yol Bu varlıkların bağlarından kurtulmak onlardan iğrenmek, nefret etmek ve onları kullanmaktan, onlardan yararlanmaktan kaçmak değildir Bunların hepsi Allah'ın elinden çıkmıştır Hepsi de varlığını Allah'ın varlığından almaktadır Hepsinin üzerine bu temel gerçeğin nurları, feyzleri yağmaktadır Öyleyse bunların hepsi güzel, sevimli varlıklardır Çünkü hepsi "sevgilinin" armağanlarıdır
Bu gerçekten yüce ve özgür bir yoldur Burada yeryüzü küçük, dünya hayatı kısa, dünya hayatının güzellikleri ve nimetleri değersizdir Bu engellerden ve şaibelerden kurtulmak, önemli bir umut ve amaçtır Fakat islama göre bunlardan kurtuluş, onlardan el etek çekmek ve onları ihmal etmek değildir Onlardan tiksinip kaçmakta değildir Bunun anlamı; bütün bir insanlığı yüce hedeflere doğru yöneltmek ve insanın tüm hayatını kurtarmak için var gücüyle çalışmak ve sürekli mücadele etmektir Bu nedenle tüm zorluklarına rağmen halifeliği ve önderliği üstlenmektir Hem de az önce belirttiğimiz gibi özgürlüğün ve kurtuluşun bütün şartlarını yerine getirmekle beraber
Manastıra, mabede kapanarak kurtulma yolu basit ve dolaydır Fakat islam bunu istemez Çünkü yeryüzü halifeliği ve insanlığa önderlik yapma, ilahi yolun kurtuluş için ortaya koyduğu şartlarından biridir Bu daha zor bir yoldur Ama insanın insanlığını gerçekleştirebileceği biricik yoldur insanın özündeki yüce soluğun zaferini gerçekleştirebilecek yegane yol İşte kurtuluş budur Ruhun, ilahi kaynağına doğru kanatlanması ve yüce hakikatını gerçekleştirmesidir Hem de hikmet sahibi yaratıcısının kendisi için belirlediği sahada çalışarak
Bu nedenledir ki ilk davet, tevhid gerçeğinin bu şekilde kalblere yerleştirilmesi ile sınırlı idi Bütün gücünü bu noktada yoğunlaştırmıştı Zira bu şekildeki tevhid, vicdan için bir inanç, varlık alemi için bir yorum ve hayat için bir yoldu Yoksa sırf dille söylenen bir söz değildi Hatta vicdanlarda yerleşen bir anlayış biçimi de değildi Tam tersine O herşey sayılıyordu Dinin tamamı idi Bunun ötesinde yer alan detaylar ve açıklamalar kalıyordu Bunlar ise sözkonusu gerçeğin bu şekilde kalblere yerleşmesinin doğal bir ürünü olmasından başka bir şey değildi
Daha önceleri ehli kitabın karşılaştığı sapmalar ve sapıklıklar; onların inançlarım, düşüncelerini ve hayatlarını bozguna uğratan temel sapmaları, ilk önce bu tertemiz tevhid anlayışının özünden uzaklaşmaları ve onu yitirmeleriyle başlamıştı Bu konudaki sapmalar bunu izleyen diğer sapmaları beraberinde getirmişti
Bununla beraber islam inancındaki tevhidin en önemli özelliği, hayatı bütün derinliğiyle kuşatması ve hayatı bu ilkeye dayandırmasıdır Hayat içinde tevhidi, realiteye dayalı çalışma proğramının ilkesi olarak kabul etmesidir Tevhidin etkileri inanç konularında olduğu kadar yasama kanunlarında da kendini göstermiştir Bu etkilerin birinci ilkesi, Allah'ın şeriatının tek başına tüm hayata hükmetmesidir Tevhidin bu ilkesi gerilediğinde artık tevhid inancı orada yürürlükte olmaz Zira tevhid inancı ancak etkileri hayatın her tarafına egemen olup her tarafta gerçekleştiğinde yürürlüğe girmiş olur
Allah'ın tek olmasının anlamı; O'nun samed olması, doğurmamış ve doğrulmamış olması ve hiç kimsenin O'na denk olmaması demektir Kur'an meseleyi daha iyi açıklamak ve iyice yerleştirmek için detaylara ilişkin bu açıklamalara yer vermektir "Allah sameddir" Samedin sözcük anlamı izni alınmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı efendi, büyük demektir Yüce Allah gerçekten kendisinden başka efendi bulunmayan tek efendidir ilahlığında tekdir O Herkes O'nun kuludur ihtiyaçlar yalnız O'ndan istenir Yalnız O, ihtiyaç sahiplerine yardım eder Herşey ancak O'nun izni ile hükme bağlanır Kimse O'nunla birlikte hüküm veremez Bu sıfat baş tarafta geçen yegane tek sıfatı ile ifade edilmiş olmaktadır
"O doğurmamış ve doğmamıştır" Allah'ın gerçekliği ezeli ve ebedi olarak değişmeyen bir gerçekliktir Bir halden bir hale geçip durmaz Her durumda mutlak kemal sahibidir Doğum ise üremek ve devam etmektedir Eksiklik veya yokluktan sonra fazla olan bir varlık halidir Bu ise Allah için imkansızdır Sonra bu çift olmayı gerektirir Çift olmak ise denginin bulunmasını Bunlar da O'nun hakkında imkansızdır Bu nedenle "tek" sıfatı baba ve çocuk anlayışını reddetmeyi de kapsamaktadır
"Hiç birşey O'nun dengi olmamıştır"
Yani O'nun bir eşi ve dengi yoktur Ne varlığının gerçekliğinde ne faaliyetinin gerçekliğinde, ne de zati sıfatlarının herhangi birinde eşi ve benzeri yoktur Bu da O'nun "tektir" sıfatı ile ifade edilmiş olmaktadır Buradaki ise pekiştirme ve açıklamadır Bu anlayış dualizm inancını reddetmektedir Çünkü dualizmde Allah, iyilik ilahı kabul edilir Karşısında bu inanca göre bir de kötülük ilahı vardır Bu kötülük ilahı O'nun iyilik işlerini tersi ile karşılar ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışır Dualizm inanışlarının en yaygın olanı eski İran inancıdır Bu inançta bir aydınlık ilahı, bir de karanlık ilahı var kabul edilirdi Bu anlayış arap yarımadasının güneyinde hakim olmuştu Zira bu kesimler İranlıların nüfuzu ve hakimiyeti altındaydı
Bu sure, islamın tevhid inancını, ortaya koyup yerleştirmektedir Nitekim Kafirun suresi de tevhid inancı ile şirk inancı arasında herhangi bir benzerliği ve uzlaşmayı red etmiştir Her iki sure de ayrı ayrı açılardan tevhid gerçeğini ortaya koymaktadır
Hz Peygamber sabah namazının sünnetlerinde bu iki sureyi okuyarak gününü onlarla açıyordu Gününü bu surelerde açmanın büyük bir önemi ve derin bir anlamı olduğu kuşkusuzdur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.