Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirRizeyi Görelim Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Rize, bölgenin en karakteristik özelliklerini gösterir Anadolu'nun diğer bölgelerinden coğrafi yapısıyla olduğu gibi kültürel yapısı ile de ayrılır Dik yamaçlı vadileri, doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir İLÇELER: Rize ilinin ilçeleri; Ardeşen, Çamlıheşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere ve Pazar'dır Karayolu: Doğu Karadeniz şeridi üzerinde yer alan Rize; Trabzon-Samsun ile batıya, Sarp Sınır Kapısı ile BDT ülkelerine yine Hopa-Artvin ile güney doğuya ve İran'a bağlanır Otogar Tel : (+90-464) 223 38 51 Denizyolu: Yaz mevsiminde İstanbul'dan yapılan feribot seferleri Rize'ye kadar uzanmaktadır Liman Tel : (+90-464) 612 10 71 |
Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirTARİHÇE Rize adının, MÖ 7 yüzyılda başlayan kolonizasyon döneminde, yörede bol pirinç yetiştirilmesinden ötürü kent yakınlarından geçen çaya verilen “Rhizios” veya sonraki dönemlerde verilen “Rhizaion” dan geldiği söylenmektedir MÖ 2 bin başlarında tarım ve hayvancılıkla uğraşan kimi toplulukların yaşadığı tahmin edilen Rize ve çevresinin yazılı tarih dönemi, MÖ 7 yüzyılda Miletli denizcilerin yaptıkları seferlerle başlamaktadır Bu dönemde Miletliler Doğu Karadeniz kıyılarında ticari yerleşimler kurmuşlardır Daha sonra Kimmer, Med ve Pers akınlarına uğrayan yöreyi MÖ 180de Kral Pharnakes, MÖ 1 yüzyılda da Partlar ele geçirmiş olup, yöre MS 10 yılında Roma egemenliğine girmiştir MS 4 yüzyıldan başlayarak Sasani ve Bizans arasında sürekli el değiştirmiş, 1071 Malazgirt Savaşından sonra Türklerin eline geçmiş, ancak Selçukluların batıya yönelmesiyle tekrar Bizans egemenliğine girmiştir Rizenin bir kısmı 1461de diğer yöreleri de 1509da Osmanlı topraklarına katılmıştır Rize, cumhuriyetin ilanından sonra, 1924 yılında il olmuştur COĞRAFYA Rize, güneyinde yer alan dağların sahilden itibaren yükselmeye başlaması ve yüksek dağ eteklerinden doğarak Karadeniz'e akan akarsuların yoğunluğu nedeniyle engebeli bir arazi yapısına sahiptir Sarp ve engebeli arazi yapısının ve iklimin de etkisiyle ilin bitki örtüsünü ormanlar oluşturmaktadır Rize, yağışlı iklimi ve çok sayıdaki yer altı su kaynakları sayesinde Türkiye'de akarsu yoğunluğu en fazla olan illerden biridir Rize'de yazlan serin, kışları ılıman ve her mevsimi yağışlı bir iklim görülür RİZE - NE YENİR? Yörede lahana ve hamsinin özel bir yeri vardır Çünkü bütün yemek çeşitleri bunlar etrafında yoğunlaşmıştır Belli başlı yemek çeşitleri; Ayran doğraması, çılbır, çırıhta, çirmulis, fasulye tavalisi, hamsili pilav, hamsili ekmek, hamsi kuşu, hamsi tavalisi, herse, hoşme, kabak felisi, kabak sütlisi lahana çorbası (vurma lahana), minci, muhlama, ormanlı hamsi, paluze, papara pasmanika, pekmezli kabak , sarma (lahana sarması)dır Orman üst zonunun üzerinde bulunan yaylalarda ve çayırlık alanda arıcılık yapılmaktadır Kimyevi maddenin henüz ulaşamadığı çiçek çeşitliliğinin ve diğer avantajların desteklediği üretim yörede "Anzer Balı" ile dünyaca ünlüdür İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır Yaylalara çıkmadan, Ayder'de kaplıcaya gitmeden, 16 yüzyıl İslam Paşa Camii ile Ceneviz kalesinin kalıntılarını görmeden, Yörede eski bir gelenek olan ve özellikle Ardeşen İlçesinde yapılan Atmaca avcılığını izlemeden, Anzer Balını tatmadan, Dönmeyin Ayder Yaylası Rize ili, Türkiye'nin kuzeydoğusunda yeralan ve Karadeniz'e sahili olan bir il Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yeralan Rize'nin batısında Trabzon doğusunda Artvin,Güneybatısında Bayburt, güneyinde Erzurum illeri bulunur Türkiye'nin en çok yağış alan ilidir En önemli ürünü çay olan Rize'de kivi meyvesi yetiştiriciliği de başlamış durumdadır Fakat kivi üretimi fazla olmadığı için ancak şehrin kendi ihtiyacını karşılar Rize'de yaz mevsimi ılık geçer Sonbahar ve kış mevsimleri ise yağışlı geçer Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Rize, bölgenin en karakteristik özelliklerini gösterir Anadolu'nun diğer bölgelerinden coğrafi yapısıyla olduğu gibi kültürel yapısı ile de ayrılır Dik yamaçlı vadileri, zirvelere ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur 1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi Rizeden şöyle söz etmiştir: “Trabzona bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir” Osmanlı döneminde Batum Kalesi muhafızı Tuzcuoğlu Memiş Ağa (1814-1817) ve Trabzon ağalarının isyanı (1835) gibi isyanlar olmuş ve bastırılmıştır Rize XIXyüzyılda önemli bir kaza merkezidir Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusyaya bırakılınca Rize Trabzon Vilayetine bağlı sancağın merkezi olmuştur |
Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirBulut Şelalesi: Çamlıhemşin ile Ayder Yaylası arasındaki Tar Deresi'nden vadiye birçok küçük düşümlü şelale akar Bunların en uzunu ve seyrine doyum olmayanı, 250 metre yükseklikten üç kademeli olarak akan Bulut Şelalesi'dir Çamlıhemşin ilçe merkezine 2 km uzaklıkta bulunan şelaleye ağaçların arasından, su sesleri eşliğinde yapılan bir yürüyüş ile varmak mümkündür Çamlıhemşin Anzer Yaylası Zil Kale: Çamlıhemşin ilçesinde bulunan bölgenin en dikkate değer eserlerinden biridir İlçe merkezinin 15 km güneyinde Fırtına Deresinin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur Kalenin üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi, denizden 750 metre, dere yatağından ise yaklaşık 100 metre yüksektir Çağrankaya Yaylası |
Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirEski Rize Sahil Fırtına Deresi'ndeki tarihi köprü Gelin Tülü Şelalesi: İl merkezine 90 km mesafede olan Ayder Yaylası'nda yer almaktadır Suyun düşüş şekli gelin tülünü andırdığı için bu adı alan şelale görülmeye değer bir tabiat harikasıdır Ağaran Şelalesi: Çayeli'ne 12 km uzaklıktadır İlçenin içinden akan Şairler Deresi üzerinde bulunan şelale, gerçek bir tabiat harikasıdır Dağ yamaçlarından toplanan çayların rahat taşınmasını sağlayan teleferik ,, |
Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirBurası Uzungöldür ve Trabzona bağlıdırTrabzon'un ilçesi Çaykarayı geçtikten sonra o mekana ulaşılırDüzeltilmesini rica ediyorum Kız Kalesi Rize ili Pazar ilçesinin batısında küçük bir yarımadada, kayalıklar üzerinde bulunan bu kalenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber, Trabzon Rum İmparatorluğu zamanında XIII-XIVyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Kale Osmanlılar zamanında onarılmış ve kullanılmıştır Kale oldukça muntazam taş duvarlara sahiptir Kare planlı olup, 700x700 m ölçüsündedir Güney surları yıkılan kalenin girişi batı yönündedir Günümüze iyi bir durumda gelebilen duvarlarında ise mazgallar ve yuvarlak kemerli üst kata ait pencereler bulunmaktadır Kale-i Bala Rize Çamlıhemşin ilçesinin 40 km uzağındaki Hisarcık Köyünde, yöreye hâkim olan Kale-i Balanın bazı kaynaklarda ismi Varoş Kalesi olarak geçmektedir Başhemşin ve Tatos geçitlerine hakim olan bu kalenin bir kitabesi bulunmamaktadır Bununla beraber, yapı üslubundan Zil Kalesi ile beraber XIV-XVyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Ayrıca XVIyüzyıla tarihlenen Osmanlı dönemine ait Tahrir Defterlerinde burada görevli bir Dizdar ve 40 askerin bulunduğu öğrenilmektedir Buna göre de kale Osmanlı döneminde de kullanılmıştır Kale kesme taş ve moloz taştan, 7000x2500 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olarak yapılmış, duvarlarının kalınlığı 50 cm ile 1,5 m arasında değişmektedir Kalenin doğu, güney ve kuzey kısmı oldukça sarp kayalıktır Batısı ise daha eğimli bir arazi üzerindedir Kaleye giriş kuzeybatıdandır Kaledeki duvar izlerinden batı yönünde kuleleri olduğu anlaşılmaktadır İç kısımda, doğu duvarına bitişik tonozlu mekân ise oldukça büyük bir sarnıçtır Kalenin duvarları oldukça harap bir durumda günümüze gelmiştir Rize Kalesi Rize il merkezinin güneybatısında bulunan Rize Kalesinin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bunu belirten bir kitabe de günümüze gelememiştir Kale ilk yapılışında İç Kale ve Aşağı Kaleden meydana gelmiş, Aşağı Kale bölümü yoğun yapılaşmadan ötürü tamamen yok olmuş ve yalnızca batı tarafındaki bazı sur parçaları ile kuleleri günümüze gelebilmiştir Rize Kalesinin tarihlendirilmesi konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır Bununla birlikte, Aşağı Kale surlarının bazı bölümleri Bizans İmparatoru Alexios II (1297-1330) zamanında yapılan Trabzon Kalesi ile benzerlik göstermesinden ötürü bu dönemde yapıldığı sanılmaktadır İç Kale ise, İmparator Iustinianus (527-565) zamanında yapılmıştır Sonraki dönemde de Trabzon Kommenosları zamanında Aşağı Kalenin surları yapılmıştır Bu kale Osmanlı döneminde onarılarak kullanılmıştır İç Kale deniz seviyesinden 150 m yükseklikte, doğal bir yükselti üzerine yapılmıştır Düzgün olmayan, yamuk şekilde bir planı olan İç Kalenin girişi doğu yönündedir Bu kapıdan küçük bir avluya girilmektedir Avludan ikinci bir kapı ile de asıl kaleye geçilmektedir İç Kaleyi çevreleyen duvarlar ve surlar kısmen düzgün kesme taştan, kısmen de moloz taştan yapılmış ve kireç harçla da sağlamlaştırılmıştır Duvar kalınlıkları 1,5 myi bulmaktadır İç Kalenin yarım daire planlı beş kulesi vardır Ayrıca doğusuna da kayalara oyulmuş bir kuyu yapılmıştır Kale harap bir durumda iken 1990lı yıllarda Kültür Bakanlığı tarafından onarılmıştır Bu onarım sırasında yıkılmış olan seyirdim yolu ve mazgallar yenilenmiştir Aşağı Kale , İç Kalenin kuzeydoğu ve kuzeybatıya açılan, denize kadar ulaşan surlarla çevrili idi ABryer ve DWinfield bu kalenin surları üzerinde dokuz kulesi ve iki kapısı olduğunu tespit etmiştir Kuleleri dikdörtgen ve yuvarlak planlı olup, iki katlı idiler Günümüze ulaşan kalıntılarından üst örtüsünün tuğla tonozlu olduğu sanılmaktadır Doğu surlarından ise hiçbir iz günümüze gelememiştir Ziraat Çay Bahçesi Hedefe tırmanmak Zirveyi adım be adım hesaplayarak tırmanmak Nefes nefese bir tırmanıştan sonra soluklanırken, geriye dönüp bakmak Ve zirvede; başlangıç noktası gittikçe küçülürken, o nispette büyümek Varılan noktada hissedilen gurur, ayaklar altındaki seyre eş, şimdi İşte, o en tepedeyken alınan keyif bütün yorgunluğa değiyor artık Ne zaman, oraya yürüyerek çıkmayı düşünsem; zirveye tırmanan bir yolun yolcusu gibi hissederim kendimi Uzun ve dik bir yokuşun yolcusu İlk bakışta dik gözükmeyen, ama her bir adımla sıklaşan nefesinizin hayretiyle dikliğini hissettiren bir yokuşun sonundadır çünkü Ziraat Çay Bahçesi Bir çay bahçesinden öte bir hayat bahçesidir orası Düşlerle gerçeklerin birbirine karıştığı bir hayat bahçesi İç içedir orada düşlerle gerçekler Ya güller içindeki diken ya da dikenler içindeki gül gibi Ve bir de mevsim baharsa eğer; onlarca bitkinin, çiçeğin arasında, dev ağaçların altında bir cennet bahçesidir orası Yaşama sevinci veren, bir nefes huzur bahşeden Güneşle birlikte, yudumladığınız çayın içinizi ısıttığı bir bahar sabahı Çiçek kokularının şarhoşluğunda dingin bir zihin Ve gözlerinizin önünde; yeşilin bin bir tonundan maviye dek uzanan renk cümbüşünde saklı bir şehir Ve kulaklarınızda; çoktandır görmediğiniz bir dostun, ara ara şen kahkahalarıyla karışık o bilindik sohpeti Belki havadan, belki sudan ama dertten, kederden, stresten uzak bir sohpet Hepsi hepsi , bütün bu görsellik içinde yaşanan bir hoş an Sonrası Nefes nefese tırmandığınız yokuştan rahat adımlarla inerek geldiğiniz yere dönmeye geldi sıra Dinlenmiş ve yaşama sevinciyle yenilenmiş olarakHayatınıza kaldığınız yerden, şimdi yeniden başlamak için ! Hayat hep böyle, hep bu çay bahçesi tadında olsa keşke Bir çıkımlık yokuş, bir soluklanış, bir koşumluk iniş Rize'de Heliski (Helikopterle Kayak) Dünyanın en heyecanlı doğa sporlarından biri olarak gösterilen heliski, yakın zamana kadar İsviçrenin Alplerinde, Himalayalarda ve Kanada dağlarında yapılırken 2004 yılında ülkemizde ilk defa, Avrupalı kayak tutkunları için Kaçkar Dağlarına turlar düzenlenmeye başlandı Rizenin Çamlıhemşin İlçesine bağlı Ayder Yaylasında konaklayan kayakçılar, özel eğitimli yabancı pilotların kontrolündeki helikopterle Kaçkar Dağlarının sarp tepelerine çıkarılmakta ve zirvelerden dağların eteklerine doğru serbest stilde iniş gerçekleştirmektedir Yalnızca profesyonel kayakçılar tarafından yapılabilen bu spor, özel ekipman ve ihtisas gerektirmektir Her yıl Ocak-Nisan aylarında yapılan heliski için Ayder Yaylasının kış aylarında kapalı bulunan yolları açılmış olup; kışları faaliyet gösteremeyen konaklama tesislerinden bir kısmı, kışın da hizmet vermeye başlamıştır Ayrıca daha önce 1 adet helikopterle yapılan heliksi için, 2007 yılında 4 adet helikopter kullanılmıştır Türkiyede Helikopterle kayak sporu Heliskinin merkezi haline gelen Kaçkar dağlarında 2007 yılı kayak sezonu üç helikopterle başladıAvrupa ülkeleri yerine artık Türkiyeyi tercih eden kayakçılar bir haftalığına 5 bin 300 Euro ödeyerek Kaçkar dağlarının zorlu parkurlarında kayıyor Turkey Heliski firması tarafından üç yıl önce Rizenin Çamlıhemşin ilçesi Ayder yaylasında tek Helikopter ve 70 sporcu ile başlatılan Heliski sporu bu yıl üç helikopterin katılımıyla başladı Heliskiciler Dünyaca ünlü Ayderde Haşimoğlu Otelde karargâh kurup konaklarken başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Dünyanın dört bir yanından gelen profesyonel kayakçılar haftalığına 5 bin 300 Euro ödeyerek Kaçkar dağlarında kayak yapıyor Helikopterle bin 350 rakımlı Ayder yaylasından alınan kayakçılar 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar dağı zirvesinin 3600 metresine kadar çıkarılıyor Burada karla kaplı dik yamaçlara bırakılan sporcular hızla kayarak 2 bin rakıma kadar iniyor Buradan yeniden Helikopterle alınan sporcular bu kez başka bir zirveye taşınıyor Gün boyu süren bu sporu haftada 26 kayakçı yapıyor 3 ay boyunca devam edecek olan organizasyon süresince Ayder yaylası başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 300 sporcuyu ağırlayacak Ayder Turizm Ticaret ve Limitet Şirketi yönetim kurulu Başkanı Ahmet Haşımoğlu, Ayder yaylasında ve Kaçkar dağlarında Kış turizminin giderek geliştiğini söyledi Son yıllarda Karadeniz Turizminde büyük bir hareketlilik olduğuna dikkat çeken Ahmet Haşimoğlu, “Ayder ve Kaçkarlardan Sümela manastırına kadar yerli ve yabancı turistin geleceği tüm yerlerimizi çok iyi pazarlamalıyız Her bölgemizi en iyi şekilde tanıtmak zorundayız Ayder birinci sınıf bir yayla Fırtına vadisi Dünyada seçilen 200 vadiden birisi konumunda Bu bölgelere doğaya ve çevreyi bozmadan turizm yatırımları yapmak zorundayız Doğayı ve güzelliklerimizi koruyacak işletmeler oluşturulmalı Allahın bahşettiği doğal güzelliklerimizi en iyi şekilde koruyarak bunlardan faydalanmalıyız” dedi Ayder ve Kaçkar dağlarında 3 yıldır kış turizmi yapıldığına da dikkat çeken Haşimoğlu, “3 yıl önce gelip bölgeyi ve karı incelediler Mükemmel döneler aldıktan sonra Heliksi operasyonu başladı Bizde bunun için yer hizmetlerini konaklama ve alt yapılarını verdik Bugün bu tesisimiz olmasaydı Heliski de olmazdı” dedi Turizmin gelişmesi için hizmet verecek yeterli alt yapının olması gerektiğini de belirten Ahmet Haşimoğlu, “2004 yılında başlayan Heliski sporu için gelenlerin sayısı her yıl giderek artıyor Guruplar halinde gelip gidiyorlar Geçen yıl Heliski için 2 bin geceleme yapıldı Bu spor Kartalkaya, Uludağ ve Palandökendeki gibi yüzlerce binlerce kişinin yaptığı kayak değil Çok kişinin yapacağı bir spor değil Profesyonel kişiler yapıyorlar Benim düşüncem Ayderi entellektüel bir tatil yöresi haline getirmek Yaz ve kış turizmi olan gelen insanlara maksimum en iyi hizmet verilebilmek için gerekli alt yapıyı oluşturmak Bunun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayıp gerekli olanı yerine getiriyoruz Bizim Yaylasında, fırtına deresinde ve Kaçkar dağlarında en büyük adrenalimiz sermaye değil doğadır Eğer doğamızı tahrip edersek buralara kimse gelmez, Doğa ile uyum içerisinde ekolojik dengeyi bozmadan yatırım yapmak İşler konuşmakla kalmamalı İcraat yapıp ciddi yatırımcıları bölgeye çekmemiz gerek Amatör düşüncelerle olmaz Butik otelleri ve Ege ve Akdenizde olduğu gibi pansiyonları bölgemize yerleştirdiğimiz de Karadeniz için büyük gelir kaynağı olur Bölgemizin tek kurtuluşu profesyonelce yapılan turizmdir” diye konuştu “Günde 6 bin metre kayıyorlar” Kaçkarlarda Helikopterle kayak yapan Türk sporcu İzzet Nombas, Avrupa ülkelerinden çok kar olmaması nedeniyle Kaçkarların tercih edildiğini belirterek “Buraya bir iki hafta önce iki metre dolayında kar yağdı Ben Kanada başta olmak üzere birçok bölgede kaydım Ama Kaçkarların geniş alanı var Diğer bölgelerden burası çok güzel 3 bin 600 rakıma kadar Helikopterle çıkıyoruz buradan 2 bin rakıma kadar kayarak iniyoruz Günde ortalama 6 bin metre mesafede kayıyoruz” dedi “Heliski sporunu herkes yapabilir” Turkey Heliski firması ortağı İsviçreli Nıcolas Clerc, üç yıl önce Kafkaslardaki bir kayak turundan dönerken uçaktan Kaçkarları keşfettiklerini belirterek “Bu bölgeyi çok beğendik Daha sonra bir uçak kiralayıp bu bölgeyi havadan gezip yakından inceledik Kanada, Hindistan, Rusya ve Avrupa ülkelerinde bu sporu yaptırıyoruz Kaçkar dağı Heliski için çok elverişli, çok kısa bir zaman içerisinde vadiden vadiye atlayabiliyorsunuz Amacımız Avrupadaki bir çok sporcu halen daha Helikopterle kayağı bir ekstrem spor olarak görüyor Hâlbuki biz bunu birçok seviyedeki insanların yapabileceği bir spor olduğunu insanlara göstermeye çalışıyoruz Kaçkarlar o kadar güzel ki en iyi kayan içinde orta seviyede kayan içinde ideal bir parkur” dedi |
Rize Nasıl Gidilir Ne Yenir |
11-04-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rize Nasıl Gidilir Ne YenirRize'de rafting Türkiyenin eko turizmdeki gözdelerinden olan doğu karadeniz bölgesinde son yıllarda bölgeye olan ilginin artması ile su sporlarını da ilgi gün geçtikçe artmakta bu ilgi ve talebe cevap vermek için ise yeni turistlik tesisler turizmcilerin hizmetine sunulmakta bölgenin ekolojik yapısı ve coğrafi konumu da tartışmasız eko turizmi vazgeçilmez kılan unsurlar öyleki rakımı 3932 metre yükseklikte olan kaçkarların eteklerinden vadilerin arasına dağılan mistik sular ayder, çat ve bunun gibi bir çok önemli turistik yaylaların arasından geçerek Rize nin ardeşen ilçesinde özgürlüğüne kavuşur fırtına deresi adından da anlaşılacağı gibi fırtına gibi akan suları bölgeye gelen turistleriheyecanlandırır korkutur ama asla insanlara zarar vermez sadece biraz onu dinlerseniz ne anlatmak istediğini anlarsınız eğer ki biraz heyecan meraklısıysanız o zaman raft denilen botlarla kendinizi onun serin sularına bırakır ve fırtınanın daha anlatacağı çok şeyin olduğunu anlarsınız Pepeçura Karadenize özgü kokulu üzümden yapılan mayhoş bir muhallebi ,ama aslında muhallebiyle hiç alakası yok 2kg kara üzüm,1 su bardaği su eklenerek kaynatılır,süzgeçte ezilir,kabukları bırakılırmeyva suyunun yarısı ateşe konur,diğer yarısına 1,5 su bardaği misir unu +1/2 su bardaği nişasta katılıp iyice yedirilir, kaynayan üzüm suyuna eklenir,kaynamasına yakın tadına bakılır isteğe göre şeker eklenebilirKaselere alınır, afiyet olsun crazylaz: Yöresel bir tatlıdırKaradenize özel değil Rizeye ait Kokulu üzümden yapılırSadece Rizede yapılır ve her Rizelide yapmasını biliyorum der ama yapamaz,kıvamı çok önemlidir,rengi çok önemlidir,rengi mor olmalıdırPepeçura içine pelte kıvamını kazandıran mısır unudur ve bu her mısır unundan yapılmaz,buğday unu ise pepeçuraya konulmazEğer yemek isterseniz bunu en güzel yapan yeri bulmak zorundasınızBu da sizin için kolay olmayacaktır |
|