Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sarı, zeybekatatürk, özeti

Sarı Zeybek-Atatürk (Özeti)

Eski 11-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sarı Zeybek-Atatürk (Özeti)



Bu kitapta büyük Atatürkün fazla bilinmeyen yönlerine ışık tutmak amacıyla, onun son 300 gününe tanıklık etmiş kişilerin yazdıkları ya da anlattıklarından faydalanılmıştır büyük Atatürkün hayatından alınan bu küçük kesitler birleştirildiğinde, büyük bir devlet adamlığının ve insanlık erdemlerinin pek çok unsurunu üzerinde taşıyan, oldukça ilginç ve sevimli bir portre ortaya çıkmaktadır
büyük Atatürkün kabına sığmayan mizacı, hastalığında kendisine getirilen müeyyidelerde belirginleşmektedir Doktorlar sigarayı günde 10 adet ile sınırlamaktadır Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyakın anlattığına göre, büyük Atatürk bir yolunu bulup istediği kadar sigara ve kahve içmeye devam etmiştir (Sayfa: 15-16)
Falih Rıfkı Atay, Cumhuriyetin 10ncu yılını kutlamaya hazırlandıkları günlerde, onca iş ve yoğunlukta bile sıkılan ve yalnızlık duyan büyük Atatürk için şu sözleri sarf eder: “Çankaya Köşkünde yapacak bir iş bulamadığı için iç sıkıntısına tutulduğu vakit, kendisini cangıldan alınarak kafese konmuş bir aslana benzetirdim” (Sayfa: 20) büyük Atatürkün yalnızlıktan kurtuluş yöntemi de oldukça ilginçtir Saraydan gizlice kaçarak, Boğazda bir Rum meyhanesinde balıkçılarla kol kola horon tepmektedir Korumalar geldiğinde ise “yakalandık” diye söylenmesi onun hoş çocuksu duygularını açığa çıkarmaktadır (Sayfa:22)
Dündarın verdiği örneklere göre büyük Atatürk için sofra, “Bilgeler Meclisi” ya da “Danışma Kuruluydu” Masanın yanında her zaman yazı tahtası bulundurmakta, daima yüksek şahsiyetlere danışma ve bilgilenme amaçlı yemek vermektedir Ayrıca, F Rıfkı Atayın anlattığına göre bir vazifede kullanacağı adamları hiç söylemeksizin, hissettirmeksizin, sofrada uygun anlarda türlü yönlerden yoklamaktadır (Sayfa:24) Ayrıca içki aldıktan sonra hafızasının zayıfladığına pek rastlanılmadığı da anlatılmaktadır
büyük Atatürkün vücutça ve kafaca güçlülüğü, 10 ncu yıl nutkunu yazdırırken kaç gece sabahladığı ve o dimdik ayaktayken, metni dikte ettirdiği gençlerin nasıl uyku için nöbet değiştirdikleri, örnek verilerek vurgulanmıştır (Sayfa:24) Ayrıca, oldukça hasta olmasına rağmen yatağında Güneş Dil Teorisi üzerinde çalıştığı da anlatılmıştır (Sayfa: 37)
büyük Atatürkün Cumhurbaşkanı olmasından sonra sorumlu devlet adamı olarak hükümete ince bir strateji ile yol göstermesi de oldukça ilginçtir Asım Us takma adını kullanarak hükümeti eleştiren yazar, gerçekte, Başkomutan büyük Atatürktür (Sayfa:27)
büyük Atatürkün insani yönüne ve engin hayat felsefesine güzel bir örnek de İsmet İnönü ile aralarının açılması ve İnönünün Başvekillikten ayrılmasından sonra Genel Sekreterine verdiği şu öğütlerde bulunabilir: ” Biliyorsun, bizde, bilhassa politikacılar arasında kökleşmiş, çok kötü bir itiyad mevcuttur Bir adam makamdan çekildi mi derhal etrafı boşalır, en yakını gibi görünen kimseler tarafından dahi terk edilir Bu sefer arkadaşlar bunun tersini yapmalı Bu sakim itiyadı, medeni insanlara yakışan hareketleriyle fiilen ortadan kaldırmak yoluna gitmelidirler …… İşte bunu sağlamaya çalışmalıyız” (Sayfa:34)
büyük Atatürkün Türk müziği hakkında söyledikleri bütün Türk halkının duygularına tercüman olmaktadır: “Biz bir Türk bestesini dinlediğimiz zaman, ondan, geçmişin uyanma bırakması lazım gelen hikayesini, kalbimize giren oklar gibi duymak isteriz Acı olsun, tatlı olsun biz bir beste dinlerken farkında olmaksızın hislerimizin inceldiğini duymak isteriz” (Sayfa:41)
büyük Atatürkün şövalye ruhu Tanburi Selahattinin verdiği tanburu çalarken tellerden birinin kopması üzerine “İnsan bilmediği işe burnunu sokmamalı” davranışında da kendini göstermektedir Aynı gün şık elbiseleri ile bir baloya katılmış ve kendisine takdim edilen bayanları nazikçe selamlamıştır Akabinde bir vals başlayınca 18 yaşında bir genç çevikliği ile piste çıktığı görülmüştür (Sayfa:55 ) Daha sonra, orkestraya “Sarı Zeybek” çalmalarını söyleyerek, dizlerini yere vura vura, Aydın efelerine taş çıkartırcasına oynaması, izleyicileri büyülemiştir (Sayfa:57) Üstelik, O bunları yaparak etrafa neşe saçarken, oldukça hasta ve acılar içindedir büyük Atatürke karaciğerinin hasta olduğu teşhisi konduğu gece Melek Tokgözün konserine gitmiştir (Sayfa: 67)
Hastalığının tedavisi için yabancı doktorların davetini” Ortada Hatay meselesi var Hastalığım duyulursa fena olur” diyerek, memleket meselelerini şahsi menfaatlerden de öte, canından üstün tuttuğunu göstermiştir (Sayfa: 63) Durum daha da ciddileşip hastalığı saklanamaz hale geldiğinde ve dedikoduların arttığı bir dönemde, dimdik ayakta olduğu mesajını vermek için Mersinde 19 Mayıs kutlamalarına katılmaya karar vererek, Fransız sefirine şöyle kükremiştir: “Milletime söz verdim; Hatayı alacağım Namusum üzerine söylüyorum ki, o Türk toprağını Fransızlara bırakmayacağım Sözümü yerine getirmezsem milletimin huzuruna çıkamam, yerimde kalamam Ben şimdiye kadar yenilmedim yenilmem; yenilirsem bir dakika yaşayamam” (Sayfa:72) büyük Atatürk, Hatay için canını ortaya koymuştur ve şimdi canı tehlikededir Hatay Onun davasıdır ve sonunda davayı da kazanmıştır, ama, kendisini bu yola feda etmiştir (Sayfa:88)
büyük Atatürkün insancıl yönü hasta yatağında yatarken yakın dostlarının rahatsızlanmasından duyduğu üzüntüde bir kez daha ortaya çıkmaktadır: “Celal Bey de hasta yatıyor Fevzi Paşanın da şekeri var, O da hasta Ne olacak bilmem?” (98) Onun hasta yatağında gördüğü kâbuslarını arkadaşlarına anlatması ıstırabının boyutlarının çok yüksek olduğunu göstermektedir (s116)
büyük Atatürkün metâneti ve gerçekler karşısındaki soğukkanlılığı genel sekreterine ölmeden önce bilinçli ve son derece dikkatli yazdırdığı vasiyetnamesinde de kendini göstermektedir Vasiyetinin ilgi çekici yönlerinden birisi banka gelirlerinin bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına bırakmasıdır Ayrıca, vasiyete göre İsmet İnönünün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç oldukları yardım yapılacaktır Böylece son görevini de yapmıştır (Sayfa: 109)
Ölüm döşeğinde yatarken Celal Bayar hükümetin projelerini arz etmektedir A İnan odaya girerek büyük Atatürkün yorulduğunu söyler Ancak, büyük Atatürk, “Gel sen de dinle Çok mühim ve güzel şeyler anlatılıyor Bunlar insanı yormaz, insana can verir…… Rica ederim, devam… ” demiştir Kendisini son nefesine kadar ulusuna adayan büyük Atatürkün teşhisleri de son derece önemli ve tutarlıdır:” Bizim bu işleri başarmamız için önümüzde en çok üç yıl mühletimiz vardır Demem ki ondan evvel fırtına kopmaz” (Sayfa:120) Henüz hükümette böyle bir görüş olmadığı belirtilmiştir Harp tam da onun öngördüğü gibi bir yıl sonra patlamış, ama, artık o hayatta değildir
Yatağının baş ucunda bir tablo asılıdır Tabloda kır çiçekleri ile bezeli yemyeşil bir yamaç alabildiğine uzanmaktadır; bu yamacı çiçek açmış meyve ağaçları süslüyor, arka alanda ise nefis bir göl ve heybetli, karlı dağlar manzarayı tamamlamaktadır Tablonun adı “4 mevsim” dir büyük Atatürk bu tabloya baktığında memleketin dört köşesini gördüğünü belirtmiştir (Sayfa:127)
29 Ekim kutlamaları oldukça dramatik ve etkileyici olaylara sahne olmuştur: “29 Ekim törenlerinden dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerini taşıyan vapur Dolmabahçe önünden geçiyordu Öğrenciler vapurdan “Atamızı görmek istiyoruz” diye bağırdılar Ardından da İstiklal Marşını ve 10 Yıl Marşını söylemeye başladılar “Çıktık açık alınla/ 10 yılda her savaştan” dizeleri Dolmabahçenin hüzünlü duvarlarında çınladı” Can Dündar son sahneyi şu yorumla aktarıyor: “Yanındakiler, son düşmanı olan ölümle savaşan bu kudretli adamın ilk kez o gün ağladığını gördüler” (Sayfa:141)
Kitabın son paragrafı da büyük Atatürkün ölümünün ardından ona olan sevginin derecesini ifade etmek açısından önemlidir: büyük Atatürkün yaveri bu acıya katlanamamış ve tabancasından kalbine sıktığı bir kurşunla hayatına son vermiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.