Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
coğrafi, sınırları, türkiyenin

Türkiyenin Coğrafi Sınırları

Eski 10-29-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyenin Coğrafi Sınırları



Türkiyenin Coğrafi Konumu

Türkiyenin Coğrafi sınırları

Türkiyenin komşuları

Türkiyenin ülke sınırları

Gürcistan Sınırı

Türkiye Gürcistan Sınırı Sarp Köyünden başlar ve 276 km'dir Eski bir yerleşme olan bu köy, çizilen sınır nedeniyle ikiye bölünmüştür

Karadeniz kıyılarından hemen sonra, eğimli ve dağlık yerlerden geçen sınır, uzun bir süre dağlar ve platolar üzerinde devam eder Aktaş gölü (Hazapin = Azap) gölünü ikiye böldükten sonra güneye yönelir ve Ardahan Platosu üzerinde bir süre devam ettikten sonra Ermenistan sınırına ulaşır Bu sınır üzerinde Sarp gümrük kapısı bulunmaktadır

Azeri Sınırı

Türkiye ile İğdır'ın Dilucu mevkiinde çok kısa bir sınıra sahiptir

Azerbaycan, 1991'de SSCB'nin dağılması sonucu bağımsızlığını kazanmıştır Türkiye Azerbaycan arasında çok sıkı ilişkiler vardır Ekonomik, siyasî ve kültürel yönden iki ülke arasındaki ilişkiler giderek güçlenmektedir Latin alfabesini kabul ettikten sonra kültürel ilişkiler daha da güçlenmiştir Türkiye'de çok sayıda Azerî Türkü yükseköğrenim görmektedir

Nahcivan Sınırı

Türkiye-Nahcivan sınırı, sadece 18 km uzunluktadır Üzerinde Umut gümrük kapısı bulunmaktadır

Ermenistan Sınırı

Genel olarak Arpaçay ve Araş vadisini izleyerek Nahcivan-Türkiye sınırında son bulur 316 km uzunluğunda olan bu sınır üzerinde Akyaka gümrük kapısı bulunmaktadır

İran Sınırı

Aras'ın ülkemizden ayrıldığı yöreden (Dilucu yöresi) başlar ve Türk-iran-lrak sınırlarının kesişme noktasında sona erer Türkiye - iran sınırı, değişik özellikleriyle diğer sınırlarımızdan ayrılır Bunları kısaca sövle özetleyebiliriz: • Doğal sınır olup genellikle su bölümü çizgisini takip eder

• Türkiye tarafındaki Van gölü havzası ile iran tarafındaki Urmiye gölü havzasını birbirinden ayrılır Sınır, bu iki su toplama havzasını birbirinden ayıran dağların, genellikle doruk noktalarından geçer Bu doruklardan bazıları 3000 metreden fazla yükseklik gösterir

• Çok eski olan Türikiye - iran sınırı, milli sınırlarımızın politik açıdan en dengelisidir Sınır 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması iie çizilmiştir O tarihten bugüne önemli sayılacak bir değişikliğe uğramamıştır

• Türkiye- iran sının doğal bir sınır olduğu halde karşılıklı geçişleri önleyen bir duvar değildir Ulaştırmayı sağlayan önemli giriş çıkış kapıları vardır Sınır, etnik yönden aynı milleti ikiye böler Çünkü iran Azarbaycan'ı (politik merkezi Tebriz) Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu bir Türk bölgesidir

Uzunluğu 454 km kadar olan Türkiye-iran sınırı, yukarıda da değinildiği gibi karşılıklı geçişleri zorlaştırmaz Bu sınır üzerinde bulunan en önemli kapı, Gürbulak Gümrük kapısıdır Bu kapıdan geçen çok işlek yol (E23 devlet yolu), Anadolu'yu baştan başa kaleden, Avrupa bağlantılı kara yolu olup, Tebriz üzerinden Tahran'a ulaşır Güzergâh üzerindeki trafik yoğunluğu özellikle 1960 lardan sonra önem kazanan milletler arası TIR taşımacılığı nedeniyle belirgin bir şekilde artmıştır Türkiye-iran sınırı üzerindeki bir başka Gümrük kapısı da Esendere gümrük kapısıdır

Türkiye-iran sınırında da, bazı sorunlar vardır: Bunların başında, henüz standartları yüksek işlek bir yol sisteminin geliştirilmemiş olması ve kaçakçılık olayları gelir Ülkemizden iran'a daha çok hayvan kaçırılır Oradan Türkiye'ye ise narkotik (uyuşturucu) maddeler, oyuncak gereçler, mutfak eşyaları, saat ve ev eşyaları, mermi silâh gibi malların sokulduğu eskiden beri bilinmektedir Özellikle 1960 lardan sonra yoğunlaşan TIR taşımacılığının bu gibi olayları hızlandırdığı, 1980 den sonra olayın kısmen denetim altına alınıp sınırlandırdığı bilinmektedir Bu sorunlara terörist sızmaları da eklenmiştir

Irak Sınırı

Türkiye - iran sınırının bitim noktasından başlar Genellikle doğu batı yönünde uzanır ve Türkiye-Suriye -Irak sınırının kesişme noktası olan Habur-Dicle (Hezil) çayı kavşağında son bulur 331 km uzunluğunda olan Türkiye-lrak sınırı çok dağlık bir sınırdır Türkiye-lrak sınırının 107 km lik bir bölümü akarsuların vadilerinden geri kalan bölümü ise çok sarp ve engebeli bir araziden geçmektedir

Lozon barış görüşmelerinde Türkiye, bölge nüfusunun çoğunun Türk olması nedeniyle Musul ve dolaylarının Türkiye'de kalması gerektiği tezini ileri sürmüştü, ingilizler kendi çıkarlarına uymayan bu teze karşı çıkmıştır, ingiltere ile Türkiye arasındaki uzun görüşmeler sonucu 1926'da imzalanan Ankara Anlaşmasıyla yukarıda belirtilen Türkiye-lrak sınırı çizilmiştir

Türkiye-lrak sınırının Türkiye kesimi ile Irak kesimi arasında doğal, beşerî ve ekonomik dengesizlikler vardır Sınırın Türkiye kesimi, büyük çoğunlukla Hakkâri ili sınırları içindedir Bu arazi; Buzul Dağları ve Hakkâri Dağları gibi, doruk noktaları 3600 ile 4000 m yi bulan, çok engebeli, sarp ve dik yüzeylerden oluşmuştur Buna karşılık Irak kesimi, yükseltileri 1500-2000 myi geçmeyen daha alçak yörelerden oluşur Bu nedenlerle, sınırın Türkiye kesimi seyrek nüfuslu ve ekonomik açıdan geri bir bölge, Irak kesimi ise petrol üretim nedeniyle zengin bir bölgedir Sınırlarımıza 130 km kadar uzaklıkta yer alan Musul'un nüfusu 600 bine yaklaşırken Türkiye kesiminin en büyük il merkezi olan Hakkâri, 1990'da 30 000 nüfuslu, kasaba görünümlü bir yerleşmedir

Sınırın İrak tarafında bulunan Musul, Kerkük (1990'da 250 bin) ve Er-bil (1990'da 334 bin) ile dolaylarında, bugün bile, 700-800 bin dolayında Türk nüfus yaşamaktadır Bu kalabalık nüfus kitlesi, Irak'ta zaman zaman baskı ve zülüm görmektedir Olayın temelde gerçek sorumlusu ise, hiç kuşkusuz çıkarcı ingiliz politikasıdır Çünkü, öncelikle çıkarlarını düşünen bu ülke, Musul-Kerkük ve Erbil dolaylarını, zorla ve oldu bitliye getirerek ülkemizden koparmıştır

Türkiye-ırak sınırı üzerindeki karşılıklı geçişler, hemen tümüyle Ciz-re-Silopi-Zaho doğrultusunda yoğunlaşmıştır Milletlerarası E-26 devlet karayolunun bir devamı olan bu güzergâh, istanbul-Bağdat arasında işleyen Musul-Bağdat yolunu, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayan, çok işlek bir yoldur Özellikle 1960'lardan itibaren yoğun bir TIR taşımacılığına sahne olmaktadır Burada Türkiye'nin en işlek sınır kapılarından biri olan Habur gümrük kapısı bulunmaktadır

Sınır üzerindeki diğer geçiş noktaları, patika yollarla her iki ülkeye bağlı olup genellikle sınır ticareti ve kaçakçılık olayları bu yollardan yapılır Irak'ta otorite boşluğu doğması sonucu, terörizm hareketleri meydana gelmiştir Türkiye düşmanı bölücü eşkıya grupları, bu bölgede eğitim kampları kurarak, cinayet şebeke timlerini yurdumuza sokmuş ve pek çok katliam yaptırmıştır Türkiye zaman zaman askeri güç kullanarak, bu bölgeye hava saldırıları 've kara harekâtı yapmak zorunda kalmıştır Kuzey Irak'ta yaşayan Kürt grupların örgütlenmiş olmalarına rağmen, 1 milyon dolayındaki Türkün herhangi bir örgüte sahip olmaması düşündürücüdür

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiyenin Coğrafi Sınırları

Eski 10-29-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyenin Coğrafi Sınırları



Yunanistan Sınırı
Türkiye-Yunanistan karasuları sınırı, Akdeniz'de Mets adası önlerinden baslar Akdeniz'de Tütkiye-Yunanislan karasuları sınırı Meisten sonra Öniki Adalar dışta kalacak şekildedir Meis adasının Türkiye kıyılarına uzaklığı 3 km den daha azdır
Türkiye bu kesimde, bir karasuları sınırı varlığını kabul edemez Çünkü, adaların minimum 3 millik karasulan hakkı olduğu kabul edilirse; Türk gemilerine Meis adası ile Teke yöresi arasındaki geçiş hakkı, kendiliğiden kapanmış olur Türkiye'nin güneybatı kıyılarını denizden kuşatan adalar topluluğu (On iki ada), 1911 Trablusgarp Savaşı'na kadar Osmanlı Devletine bağlı idi Savaşta İtalya'nın işgaline uğrayan adalar, 1946'ya kadar bu statüyü korudu Ancak II Dünya Savaş'ından yenik çıkan italya bu adaları 1947'de boşaltınca, Rum nüfus varlığını gerekçe gösteren Yunanistan Türkiye'nin aktif bir politika izlememesinden de yararlanarak adaları ülkesine katmıştır
Ege denizindeki Oniki adalardan sonraki Türkiye-Yunanistan karasuları sınırı, Lozan Anlaşmasına göre belirlenmiştir Bu anlaşmaya göre kuzey Ege'deki Gökçeada ve Bozcaada ile Türkiye kıyılarına 3 mil (556 km) kadar uzaklıkta bulunan adalar, Türkiye'ye bırakılmıştır Orta Ege adaları kıyılarımıza çok yakın olup, stratejik açıdan büyük önem taşırlar Örneğin Dilek yarımadası ile Yunanistan'ın Sisam adası arasındaki Darboğaz'ın genişliği 17 km dir
Yunanistan ile kara sınırımız, Meriç ırmağının ağız kısmından başlar Irmak yatağını izleyen sınırı, Türkiye-Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarının kesişme noktasında, Kapıkule Gümrük kapısının hemen yakınında son bulur Lozan Barış Anlaşması'na göre bugünkü şeklini almış olup, 212 km lik bir uzunluğa sahiptir Karşılıklı geçişleri güçleştiren tek engel, Meriç ırmağıdır Ancak yine de, yapay ve siyasî bir sınırdır
Sınır boyunda iki ülke arasında yer alan gümrük kapıları ve geçiş güzergâhları vardır Bunlar:
ipsala ve Karaağaç gümrük kapılarıdır
Türkiye-Yunanistan kara ve karasuları sınırlarının, Türkiye aleyhine belirlenmiş olması nedeniyle, bu ülke ile aramızdaki sorunlar henüz çözümlenmiş değildir Sorunların bazıları, tesbit edilmiş olan sınırların Türkiye aleyhine dengesiz olması ve Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı izlediği düşmanca politika ile ilgilidir Bunları, kısaca şöyle özetlemek mümkündür:
Yaklaşık 400 yıl kadar Türk yönetiminde kalan Yunan halkı, 1829 Edirne Andlaşmasıyla bağımsızlığına kavuşmuştur Yunanistan daha sonra, her fırsatta Osmanlı Devleti'nden arazi alarak sınırlarını Meriç'e kadar getirmiştir
Lozan Anlaşmasıyla bu statü kabul edilmiş olmasına rağmen, Batı Trakya topraklan, etnik açıdan bir Türk bölgesidir Bu topraklarda, 1990'da 150 000 Türk nüfusu yaşamaktaydı Ancak Yunan yönetimi, Türklere zaman zaman çeşitli bahanelerle baskı yapmaktadır Oysa, Batı Trakya Türklerine karşılık olarak istanbul'da kalan Rumlar, gayet rahat yaşar Sayısı 100 bini bulan bu toplum, istanbul'un üst gelir grubunu oluşturur
Yunanistan, gençliğini Megalo idea (Büyük gaye) gibi, boş bir hayalle yetiştirmektedir Bu düşünce, eski Helen imparatorluğu'nu diriltme idealine dayanır Megalo ideaya göre, Ege ve Marmara bölgeleri ile istanbul ele geçirilecek ve istanbul, Büyük Yunanistan'ın başkenti olacaktır Bu görüş, zaman zaman Yunan yöneticileri tarafından da dile getirilmektedir
Dış politikada örneğin Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve NATO platformlarında Yunanistan, her zaman Türkiye'nin karşısında yer almış ve almaktadır Gerek devlet kurumları ve gerekse siyasal ilişkiler açısından Türkiye, Batı'lı bir ülkedir Ancak eski Helen uygarlığının etkisinde kalan Batı ülkeleri, Yunanistan'a sempati duymakta ve onu desteklemektedirler Bu da Türk-Yunan sorunlarının çözümünü güçleştirmektedir
Bu siyasal sorunlar yanında, Türk Yunan dostluğunu sadece temenni olarak bırakacak, fiili sorunlar da vardır Batı Trakya Türklerine yapılan baskı, Ege kıta sahanlığı ve FIR hattı sorunu, bunların başında gelir Yunanistan, 1974 Kıbrıs Barış hareketini bahane ederek Türk uçaklarına Ege semalarını kapatmıştır Öte yandan ""Adaların da kara suları vardır"" tezini ileri sürerek Ege adalarına 12 millik kara suları hakkı istemekte ancak Türkiye, bunun 6 milden fazla olmasını kabul etmemektedir Her iki şekilde de adaların kıyılarımıza çok yakın olması nedeniyle, Ege'nin büyük ölçüde Türk deniz ulaşımına kapanması anlamına gelir Bu ülkenin zaten amacı Ege denizini Türkiye'ye kapıyıp bir Yunan denizi durumuna getirmek ve Dünya milletlerine bu oldu bitliyi onaylatarak yasal bir statüye bağlamaktır Lozan Anlaşması'na aykırı olarak Rodos, Midilli, Sisam, Sakız gibi anadolu kıyılarına yakın olan büyükçe adalar Yunanistan tarafından silahlandırılmış ve buralarda askerî hava alanları kurulmuştur Bu durum Türkiye için bir tehdit unsurudur
Görülüyor ki Ege kıyılarımız güvenlik açısından emniyetli bir özellikte değilir Bu durum hem fizikî özelliklerden hem de Yunanistan'ın izlediği yanlış politikadan kaynaklanmaktadır
Bunlarve benzeri nedenler iki ülke arasında, köklü birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur

Suriye Sınırı
Uzunluğu 877 km olan bu sınır, kara sınırımızın en uzunudur Dicle çayı kavşağından doğu-batı yönünde Hatay il sınırına ulaşır Daha sonra Hatay; ilinin doğu güney sınırını oluşturduktan sonra Akdeniz'e ulaşır Türkiye'nin en güney noktası (Beysun köyü) bu sınır üzerindedir
Türkiye-Suriye sınırının bugünkü statüsü, Türkiye-Fransa arasında imzalanan 20 Ekim 1921, 5 Haziran 1926 ve 23 Haziran 1939 Ankara Anlaşmaları ile tesbit edilmiştir Hatırlanacağı üzere, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, bugünkü Suriye topraklarıyla birlikte Kahraman Maraş, Gazi Antep, Şanlı Urfa, Mardin, Çukurova ve Hatay yöresi, Fransız işgaline girmiş bulunuyordu Ancak 1921 ve 1926 Ankara anlaşmalarında Hatay ili Suriye'de kalacak şekilde sınır çizilmiştir Ancak Atatürk, Hatay'ı anavatana bağlamaya kararlı idi Takip edilen akılcı politika sonucu 1939 da Hatay Parlamentosu anavatana katılma kararı aldı Bu karar aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da onaylandı Böylece Türkiye-Suriye sınırı, günümüzdeki durumunu kazandı
Türkiye-Suriye sının üzerinde çok sayıda gümrük kapısı vardır Bunların başlıcaları Cilvegözü, Cizre ve Akçakale gümrük kapılarıdır
Türkiye-Suriye sınırında bazı sorunlar vardır Bunlar, kısaca şöyle özetlenebilir
Suriye bazı haritalarda ve okul atlaslarında Hatay yöresini kendi ülke sınırları içerisinde göstermektedir Suriye, 1939'da kendi halkının ve yöneticilerinin kararıyla Türkiye'ye bağlanan topraklar hakkında böyle bir politika izlemekle hem komşuluk hem de akılcılık ilkelerine uymamaktadr
Sınır boyundaki bir diğer sorun, Türk vatandaşlarının bir kısım topraklarının Suriye'de, Suriye vatandaşlarınınki ise, Türkiye kesiminde kalmasıdır Karşılıklı satış ve devirler yoluyla sorun çözümlenmeye çalışılmaktadır Halen karşı ülkede arazisi bulunanlar ise, pasavanla geçiş yapmaktadır Kuşkusuz bu gidiş gelişler, kaçakçılığı teşvik eden nedenlerden biri olup çözümlenmesi gerekir
Türkiye Suriye sınırında, eskiden beri kaçakçılık olayları yoğundur Sınırın çok uzun olması, her yerinden kolayca geçilebilmesi ve her iki tarafın ekonomik yapı farklılıkları, kaçakçılıkta önemli bir rol oynar Bu sorunların çözümlenebilmesi için daha köklü tedbirler almmas gerekir Gümrük kapısı çok fazladır Bu sayının iki veya üçe düşürülmesi denetimi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Türkiye'nin kara ve deniz sınırları güvenli değildir Kara sınırları uzun ve çok yerde coğrafî engele sahip değildir Ayrıca sınır komşularının çok olması bu güvenliği daha da azaltmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.