Küçük Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Kız|Masal Ve Hikaye ÖzetleriKÜÇÜK KIZ Evvel zaman içinde düşlerinin kadınıyla evlenmiş iri yarı bir adam varmış Aralarındaki büyük sevgiden güzel küçük bir kız meydana gelmiş Küçük kız büyürken iri yarı adam ona sarılıp "Seni seviyorum küçük kız" dermiş Küçük kız hemen öfkelenir ve "Ben artık küçük bir kız değilim" diye yanıt verirmiş O zaman iri adam güler ve "Ama sen hep benim güzel küçük kızım olarak kalacaksın" şeklinde konuşurmuş Artık küçük kız olmayan küçük kız günün birinde evden ayrılmış ve kendisini bekleyen dünyaya adım atmış Kendisiyle birlikte "İri yarı adamı da daha yakından tanımaya başlamış O adamın en güçlü yönlerinden biri ailesine olan sevgisini dile getirirmiş Küçük kız dünyanın neresine giderse gitsin, iri yarı adam onu telefonla arar ve "Seni seviyorum küçük kız" dermiş Bir gün artık küçük olmayan küçük kız bir telefon almış İri yarı adam hastaymış Bir kalp krizi geçirmiş Konuşamıyor, gülümseyemiyor, yürüyemiyor sarılamıyor ve artık küçük kız olmayan kızına "Seni seviyorum diyemiyormuş" Koşmuş babasının yanına ve küçük kız yapacağı tek şeyi yapmış İriyarı adamın yattığı yatağa oturmuş ve babasının artık hiçbir işe yaramayan omuzlarına sarılmış Başını babasının göğsüne yaslayıp düşünmeye başlamış İri yarı adamın her zaman kendisini nasıl koruduğunu, nasıl şefkat gösterdiğini düşünmüş Kendisini rahatlatan sevgi sözcüklerini artık hiçbir zaman işitmeyeceğini anlamış Sonra iri yarı adamın yüreğinin sesini duymuş İri yarı adamın kalbi aralıksız atıyormuş, tüm bedeni artık işe yaramasa da Ve o an sihirli bir şey olmuş işitmek istediği sesi duymuş Ta derinden babasının kalbinden gelen "Seni seviyorum küçük kız, seni seviyorum" |
Küçük Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Kız|Masal Ve Hikaye ÖzetleriKüçük Kibritçi Kız… Bir yılbaşı gecesiydi Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında değillerdi Ufak bir kız çoçuğu Başı açık, elbisesi yama içinde, yoksul bir kızcağız Bir kapının önüne büzülmüş, çıplak ayaklarını altına almıştı Soğuktan morarmış tir tir titriyordu Üzerinde oturduğu taş basamakta buz gibiydi Yavrucağız da sanki donmuş, bir buz parçası kesilmişti Geniş bir mukavva kutunun içine sıralanmış kibrit kutularına bakarken gözleri yaşarıyordu Evet, bu bir kibritçi kızdı O gün bir tek kutu kibrit bile satamamıştı Satsa, bir kaç kuruş para kazansa, kalkıp evine gider, annesiyle birlikte hiç olmazsa bir kase sıcak çorba içerdi Gidemiyordu, çünkü o gün hiç kibrit satamadığını annesine söylemekten çekiniyordu Soğuktan, üzüntüsünden titreyen kısık,incecik sesiyle “Kibrit var, kibrit”diye bağırıyordu Sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmıyordu… |
|