Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bitkiler, şifalı

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine) 10-100 cm yüksekliginde, sik tüylü, bir senelik bitkiler Yapraklar el seklinde parçali, uzun sapli, 5-9 yaprakçiklidir Çiçekleri dik salkim durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yapragi kelebek seklindedir Yahudi baklasi diye de taninir

Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir

Memleketimizde üç türü bulunmaktadir
Beyaz yahudi baklasi: Beyaz çiçeklidir 120 cm kadar yükseklikte, bir yillik bir bitkidir
Sari çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dir
Mavi çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Akdeniz çevresi memleketleridir
Kullanildigi yerler: Tohumlarinin idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düsürücü tesiri vardir Bazi türlerinin kavrulmus tohumlari “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanilmaktadir Fakat alkaloid tasiyan türlerinin bu sekilde kullanilmasi tehlikelidir

Acıçigdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses) Boyu 10-30 cm yükseklige ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçali çiçekler açar Yaprak ve meyvalari ise ilkbaharda ortaya çikar Sonbaharda çiçek açtigindan dolayi halk arasinda “güz çigdemi” olarak da bilinir

Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’de pek bulunmaz Avrupa’nin sulak çayirlarinda bol miktarda yetisir

Kullanildigi yerler: Tibbi önemi haiz bir bitkidir Kullanilan kismi yumru ve tohumlaridir Tohum ve yumrularin idrar arttirici, terletici, müshil ve romatizma agrilarini dindirici etkisi vardir Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelligi oldugundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanilabilir Eskiden halk arasinda romatizma agrilarini dindirmek için haricen kullanilirdi Bunun için bir tutam aci çigdem tohumu, 2-3 dis sarmisak ile havanda iyice dövülür Elde edilen sulu kisim da bir tülbente emdirilip, agriyan kisma sarilir Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanir

Adamotu: (Alraunwurzel / Mandragore / Mandrake) Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yaprakli ve kazik köklü çok yillik otsu bir bitki Kökleri insana benzedigi için, bu isim verilmistir

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güney Anadolu

Kullanildigi yerler: Kökleri % 0,3 oraninda Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini tasir Bundan dolayi zehirli bir bitkidir Agri kesici, yatistirici, cinsel gücü arttirici etkileri vardir Halen tedavide çesitli preparatlarin terkibinde kullanilmaktadir Rastgele kullanildiginda zararli olur

Adasoğanı: Scille / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima) Zambakgillerden bir çesit bitkidir Yapraklari uzun serit seklindedir Çiçekleri yesil ve beyaz damarlidir 2 kilogram kadar olan sogan kismi, yapraklarinin altindadir Aci ve zehirlidir 7,5 gram adasogani, bir insani rahatça öldürebilirTazeyken kullanilmaz Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar Soganin etli olan orta kismi, dilimlenerek kurutulur Sonra dövülüp toz haline getirilir Çok iyi bilmeden kullanilmamalidir

Kullanildigi yerler:Idrar söktürür Kalp hastalarinda vücudda biriken suyu bosaltir Azotemiyi azaltir Böbrek hastalari kullanmamalidir

Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage) Gülgillerden, kendi kendine yetisen ve üzerine armut asilanan bir agaçtir Yemisi iyice olgunlastiktan sonra yenir

Kullanildigi yerler: Meyveleri ishal keser Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür

Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush) Agaç çilegi ve sultan bögürtleni olarak taninir Haziran-temmuz aylari arasinda beyazimtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çali görünüsünde bir bitkidir Daglik mintikalarin orman ve korularinda tesadüf edilir Gövdesi dalli, dikenli ve yatiktir Yapraklari 3-5 parçali, sivri uçlu, yaprak sapi kivrik dikenlidir Çiçekler ekseriya dallarin ucunda 5-10 çiçekli salkim halindedirler Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kirmizi renkli ve güzel kokuludur Meyveleri temmuz ve agustos aylarinda olgunlasir Çogu çesitleri bahçelerde yetistirilir Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralik birakilmak suretiyle dikilir Ahudutlari her 6-7 senede bir yenilenmelidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri

Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyve, çiçek ve yapraklaridir Meyveler tamamen olgunlastiklari zaman toplanir Yapraklarinda tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs) seker, pektin, uçucu ve sabit yaglar bulunmaktadir Yapraklari bogaz hastaliklarinda gargara için kullanilir Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastaliklarinda faydalanilir Taze olarak, seker ve böbrek hastaliklarinda perhiz yiyecegi olarak istifade edilir Halk arasinda ishal ve atesli hastaliklara karsi tavsiye edilir

Akdiken: (Gemeiner Kreuzdorn / Nerprun Alaterne / Common Buckthorn) Mayis-haziran aylarinda, sari-yesil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir agaç Orman ve koru kenarlarinda bulunur Dallari karsilikli, uçlari diken halindedir Yapraklari karsilikli ve saplidir Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmistir Küre seklinde ve bezelye büyüklügündeki meyvasi evvela yesil, olgunlukta morumsu-siyah renk alir

Türkiye’de yetistigi yerler: Bolu ve Trabzon civari

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi taze meyvalaridir Meyvelerinde yag, renkli maddeler, seker ve glikoz vardir Iyi bir müshildir Surubu yapilir Müshil ilaci olarak kullanilir Bunlardan baska meyvelerinen yesil bir boya da hazirlanir Memleketimizde yetismekte olan bir Akdiken çesidi de “Cehri” adiyla anilir Bu cins sadece memleketimizde yetisir

Anason: (Anis / Anis / Anise) Haziran-agustos aylarinda, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde, bir senelik bitki Gövde dik, silindir biçiminde, içi bos, çok dalli, tüylü ve üstü çizgilidir Alt yapraklari uzun sapli, oval veya kalb biçimindedir Çiçekler bilesik semsiyelerde toplanmislardir Meyveleri armut seklinde küçük, üzeri tüylü, yesilimsi sari renklidirBasta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetistirilir Kültür anasonunun vataninin Anadolu oldugu tahmin edilmektedirMeyvalarinda nisasta, müsilaj, sabit ve uçucu yag bulunmaktadir Uçucu yag miktarlari bitkinin cinsine ve yetistigi yerin sartlarina baglidir Uçucu yagin % 80-90’i anetoldür Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir Meyvelerinden su buhari distilasyonu ile elde edilen anason yagi, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur Anason tipta midevi, bagirsak gazlarinin tesekkülünü önleyici, hazmi kolaylastirici ve gögüs yumusatici olarak kullanilir Ayrica nefes darligi, öksürük ve kalb çarpintisi rahatsizliklarinda da etkilidir Anason yüksek dozda alindiginda bas agrisi, uyusukluk, görme zorlugu yapar Daimi kullananlarda anisizm hastaligina sebeb olur Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede tesekkül eden gazlari gidermede çok faydalidir Bebekler için bir çay kasigi tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazirlanir Yemeklerden önce veya süte katilarak bir kaç çay kasigi verilir Büyükler % 1-2’lik çayini günde 2-3 bardak alabilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Anadolu

Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve gölgede kurutulur Hazmi kolaylastirir Istahsizligi giderir Mide ve barsak gazlarini söktürür Idrar artirir Migren agrilarini keser Astim, nefes darligi ve bronsitte görülen sikayetleri giderir

Andızotu: (Atgözü / Kizilagaç / Inula / Inula helenium / Annuèe inule) Bilesikgillerden, menli yerlerde yetisen, 1 metre kadar sapi olan bir çesit ottur Yapraklari büyük, yumusak ve yuvarlaktir Çiçekleri sari renkte olup, aci ve kokuludur Kökü kalindir Meyveleri küçük, fistik kozalagina benzer

Kullanildigi yerler: Mideyi kuvvetlendirir Balgam söker Mikroplari öldürür Vücudda biriken tuzu atar Üremi, nefrit, sistit, Idrar yollari hastaliklarinda faydalidir Nefes darligini giderir Karaciger hastaliklarini tedavi eder Kasintilari keser Fazla kullanildigi zaman, mide bulantisi yapar

ArarotMaranta nisastasi / Arrow-root) Sicak iklimlerde yetisen "Maranta" adli kamistan veya ona benzer baska bitkilerin köklerinden çikarilan beyaz bir tozdur Nisastadan daha incedir Kokusu ve tadi yoktur

Kullanildigi yerler: Çocuk mamasi yapiminda kullanilir Süt çocuklarina ve nekahat dönemindeki hastalara verilir Hastaliklardan sonra görülen halsizlikleri giderir

Ardıç:Wacholder / Geniévre / Juniper) Kisin yapraklarini dökmeyen daimi yesil agaçlardan Yapraklari küçük pulsu veya igne seklinde olup 1-2 cm uzunlugundadir Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir Ardiç yemisi diye anilan kozalaklari disi agaçlar üzerinde bulunur Ardiç türleri kozalaklarinin büyüklügüne, rengine ve özellikle her kozalagin içinde bulunan tohumlarinin sayisina göre birbirinden ayirt edilir

Çesitleri ve kullanildigi yerler: Sicak iklimlerde ve korunmus alanlarda agaç gibi büyümesine karsilik, soguk bölgelerde çali manzarasindadirlar Genel olarak odunu yumusak ve dayaniklidir Kursun kalem yapilir Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanilir

Bütün Kuzey Yarimküre’de yetisen 60 türü vardir Memleketimizde 8 ardiç türü yetismekte olup önemlileri sunlardir:

Katran ardici (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygindir Çali veya küçük bir agaç seklindedir Yapraklari üçlü ve baticidir Kozalaklari kirmizimsi olup iki tohumludur Dallarindan elde edilen katrani cilt hastaliklarinda kullanilir

Adi ardiç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalimsi veya küçük agaçlardandir, yapraklari baticidir Kozalaklari mavimsi siyah renkli, üç tohumludur Idrar söktürücü olarak kullanilir

Bodur ardiç (Juniperus nana): Memleketimiz daglarinda, özellikle Kuzey Anadolu daglarinda genis topluluklar meydana getirir Kozalaklari mavimsi siyah renklidir Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir

Kokar ardiç (Juniperus foetidissima): Dogu Akdeniz Bölgesi agacidir Memleketimizin daglik yerlerinde yetisir Sürgünleri dört köseli, kozalaklari mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur Yapraklar ezildigi zaman fena kokular çikarir

Yüksek ardiç (Juniperus excelsa): Memleketimizin daglik bölgelerinde yetisir Sürgünleri dört köseli degildir Kozalaklari mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur

Finike ardici (Juniperus phoenicea): Bati ve Güney Anadolu’da yetisen çalimsi, bodur agaçlardandir Kozalaklari kizilimsi kahverengi, 4-9 tohumludur

Aslanağazı: Kurtagazi / Tavsandudagi / Anthirinum / Linaire / Muflier) Türlü renklerde yetisen güzel görünümlü bir bitkidir Kokusuzdur Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanilir

Kullanildigi yerler: Balgam söktürür Bronsitte rahatlik verir

Aslandişi: (Yabani acimarul / Karahindiba / Taraxacum officinalis / Dent de lion / Dandelion) Bilesikgiller familyasindan, yol kenarlarinda, çayir ve hendeklerde yetisen bir çesit bitkidir Yapraklari rozet seklindedir Çiçekleri saridir Taze yapraklari salata olarak yenilebilir Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve seker vardir Yapraklari ilkbahar, kökleri ise sonbahar aylarinda toplanip kurutulur

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür Mesane ve kalinbagirsak iltihaplarini giderir Gögsü yumusatir, öksürügü keser Balgamli ishalleri keser Karaciger siskinligini indirir Böbrek ve safra taslarini düsürür Sarilikta faydalidir Anne sütünü artirir Taze filizleri kirildigi zaman akan sütü de disleri temizler Ögütülen kökü, kahveye de katilir

AyrıkotuGemeine Qecke / Chiendent commun / Common Couch Grass / Scutch / Twitch) Temmuz-agustos aylari arasinda yesil veya morumsu-yesil renkli basaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitki Toprak altinda çok fazla yayilmis olan ana kökleri bulunur Bilhassa kumlu topraklari sever Gövdeleri dik, tüysüz ve içi bostur Yapraklari dar, uzun, ince, paralel damarli, sivri uçlu, koyu yesil renklidir Çiçekler gövdenin ucunda ve yassi bir basak durumunda toplanmislardir Meyve sarimsi renkli uzuncadir Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastaliklarda kullanilan önemli bir halk ilacidir Kökler mesane ve böbrek iltihaplari dahil, mesanedeki tas ve kumlari düsürmek için kullanilan iyi bir idrar söktürücüdür Idrar arttirici olarak misir püskülü, arpa ile beraber kaynatilarak kullanilir Hatta köpekler bile agiz ve barsaklarini temizlemek için bitkinin yapraklarini büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpekçimeni" olarak da bilinir Tarlalarda belirtilen türden baska, buna çok benzeyen büyük ayrikotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çesidinin daha kalin kökleri olup, nisasta da tasimasiyla ayrilir ve digeri gibi kullanilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Trakya, Mugla, Anadolu

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari kökleridir Köklerinde triticin, uçucu yag, müsilaj ve potasyum bulunur


Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Badem: (Echte Mandel / Amandie / Almond tree) Mart ve Nisan aylari arasinda beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, 5-12 m yüksekliginde bir agaç Birçok çesitleri varsa da, tibbi bakimdan ikisi mühimdir: Amygdalus communis varyete dulcis (tatli badem), Amygdalus communis varyete amara (aci badem) Tohumun lezzeti birincisinde tatli, ikincisinde ise acidir Yapraklari sapli, parlak, yesil renkli, kenarlari dislidir Çiçekleri yapraklarin gelismesinden önce açar ve kisa saplidir Çanak yapraklari yesilimsi sari renkli üçgen seklinde, 5 birlesik parçali, taç yapraklari beyaz veya pembe renkli 5 serbest parçalidir Meyveleri oval sekilli, yesil tüylü genellikle bir, bazan iki tohumludur

Kullanildigi yerler: Aci ve tatli badem tohumlarindan tazyik usulü ile yag elde edilir Badem tohumlarinda yag, albuminli maddeler, E vitamini; sekerler ve emulsin isimli enzim vardir Aci badem tohumlari uçucu yag tasirlar ve ayrica siyanogenetik bir glikoz olan amygdalin maddesi ihtiva ederler Aci bademin uçucu yagi, iyi bir koku ve tat giderici (balik yagina ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandir Badem tohumlari, badem surubu hazirlanmasinda kullanilir Çocuklar için iyi bir müshildir Kremlerin terkibine girer Meyve kabugu halk arasinda bogaz agrilarina karsi kullanilmaktadir

Baldiran: (Aguotu / Conium maculatum / Ciques / Hemlock) Nemli yerlerde yetisen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir Gövdesi kalindir Saplarinin alt kismi erguvani renktedir Yapraklari büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür Ev ilaçlarinda kullanilmaz

Kullanildigi yerler: Tipta, özellikle disçilik alaninda kullanilir Agri kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastaliklarinin tedavisinde kullanilir

Baldirikara: (Venushaar / Frauenhaar / Capillaire / Maidenhair) Rutubetli ve serin yerlerde, akarsu kenarlarinda, kuyu duvarlarinda ve magara agizlarinda tesadüf edilen 20-40 cm yüksekliginde otsu bir bitki Venüssaçi da denilmektedir Yapraklari uzun, ince, parlak, siyah veya kirmizimtrak-siyah saplidir Yaprak parçalari açik yesil renkli ve böbrek seklinde olup, uç taraflari loplara ayrilmistir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara bölgesi, Karadeniz, Ege, Akdeniz bölgelerinde yetisir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklaridir Yapraklar bütün yaz esnasinda toplanir, taze olarak veya gölgede kurutulduktan sonra kullanilir Tipta çok eskiden beri yumusatici ve balgam söktürücü özelliginden dolayi öksürük ve bronsitlerde kullanilir Baldirikara surubu da yapilir Surup, balgam söktürücü olarak faydalidir Kabiz edici etkisi de vardir

Ballibaba: (Lamium / Lamier / Dead-nettle / Laminum) Ballibabagiller familyasindan mor çiçekli, pembe, krem veya beyaz renkli bir bitki Memleketimizde 27 türü tesbit edilmistir Çogu türleri, Bati ve Güney Anadolu’da yaygindir Bunun yaninda diger bölgelerde de yer yer rastlanmaktadir En çok bilinen ve kullanilan türleri sunlardir:

Beyaz ballibaba (Lamium album): Türkiye'de yetistigi yerler: Trabzon civari, Bayburt (Kop Dagi), Erzurum, Bingöl daglari ve Rize’dir Mayis, eylül aylari arasinda beyaz renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda, çok senelik bir bitkidir Çitler, koru kenarlari ve rutubetli yerlerde, ekseriya isirgan otlari ile beraber bulunur Gövdeleri dört köseli, dik, tüylü ve içi bostur Yapraklari sapli ve tüylüdür Çiçekleri tüplü ve iki dudaklidir Üst dudak migfer seklinde, alt dudak üç lopludur

Sari ballibaba (Lamium galeobdolon): Çiçekleri sari renktedir Istanbul ve çevresinde bulunur

Benekli ballibaba (Lamium maculatun): Çiçekleri kirmizi renkli, yapraklar beyaz ve siyah beneklidir Kastamonu (Gavurdagi)da bulunur

Kirmizi ballibaba (Lamium purpureum): 10-30 cm boyunda otsu bir bitkidir Çiçekleri pembe renkli ve küçüktür Kabiz ve yaralari iyi edici özellikleri vardir Nezleye karsi iyi gelir Memleketimizde çok yayilmistir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari çiçekleri ve çiçekli dallaridir Çiçekler açilmaya basladiklari esnada toplanir ve gölgede kurutulur Hafif kabiz ve kan kesici özelligi vardir Idrar yollari hastaliklarinda da kullanilmaktadir Bütün ballibaba çiçeklerinden Anadolu’da ayni sekilde istifade edilmektedir

BamyaOkra / Ocker / Bamia / Gombo / Bamias / Okra / Gumbo) Mutedil iklimlerde yillik, sicak iklimlerde ise, bir kaç defa yetistirilebilen, boyu 1-2 metreye kadar uzayan, yapraklari asma yapragina benzeyen, meyvesi bes bölmeli, tohumlari yuvarlak ve yesilimtrak gri renkte bir sebze

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde sebze olarak hemen her yerde yetistirilmektedir Akdeniz çevresi, en müsait ve önemli yetisme bölgesidir Türkiye’nin Erzurum, Kars gibi soguk ve yüksek yerleri hariç, hemen hemen her yerinde yetistirilebilmektedir En çok Akdeniz ve Ege bölgesindeki ovalar ile Amasya’da ziraati yapilir Memleketimizde, Sultani, Amasya ve Balikesir bamya çesitleri taninmistir

Kullanildigi yerler: Faydali bir sebzedir Yas veya kuru olarak sarf edilir Konserveleri de yapilir Meyveleri müsilajlidir Kabizlik tedavisi ve barsaklarin düzenli çalismasi için faydalidir

Banotu:Bilsenkraut / Jusquame / Herbane / Konca / Bangootu / Hyoscyamus niger) Yumusak tüylü, otsu bir bitki Gavurhashasi adiyla da anilmaktadir Yapraklari yumusak, sapli veya sapsizdir Çiçekleri sapsiz veya kisa saplidir Taç yapraklari alt tarafta tüp seklinde, üst tarafta biraz egri olarak genislemis ve yayilmis olup, tepede bes lopludur Meyve çok tohumlu ve bir kapakla açilip tohumlarini saçan bir kapsüldür

Memleketimizde alti banotu türü bilinmekle beraber, bu türlerden yalniz Hyoscyamus niger (Siyah banotu) ile Hmuticus (Misir banotu) tedavi sahasinda kullanilmaktadir Misir banotu memleketimizde Malatya civarinda bulunmaktadir Bilhassa alkaloit endüstrisi için önemlidir Siyah banotu hemen hemen bütün Anadolu ve Trakya’da bulunur Tibbi maksatlar için kullanilir

Hyoscyamus niger (Siyah banotu): Mayis-eylül aylari arasinda sarimsi renkli çiçekler açan, 30-80 cm boylarinda, 2 senelik, otsu ve özel kokulu bir bitkidir Gövdeleri dik, basit veya dallanmis ve yapiskan tüylüdür Yapraklari, donuk yesil renkli, kenarlari girintilidir Çiçekler çok kisa saplidir Çanak yapraklari tüp seklinde, üzeri damarlidir Taç yapraklari huni seklinde, bes parçali, kirli sari renkli ve mor damarlidir Meyvalari çanak yapraklar tarafindan sarilan, kapak ile açilan bir kapsüldür Bu kapsül içinde gri esmer renkli, oval veya böbrek seklinde, üzerinde küçük çukurcuklar bulunan çok miktarda tohum bulunur

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde alti türü vardirHemen hemen her tarafta, tarla ve yol kenarlarinda tesadüf edilir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi; yapraklari, kökü ve tohumlaridir Yapraklar, bitki çiçekli iken toplanir ve kurutulur Tohumlar tamamen olgunlastiktan sonra alinir, güneste veya daha iyisi 40-50 derecelik firinlarda kurutulur Yaprak, tohum ve bilhassa köklerde alkaloitler bulunmaktadir Kuvvetli bir uyusturucu ve agri kesicidir Bazi müshillerin tesir edebilmesini kolaylastirir Çesitli merhemlerin terkibinde kullanilmaktadir Bilmeden kullanildiginda sik sik zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir

Behmen: (Kavzakökü / Centaurea behen / Parsnip / Panais) Turpa benzer otsu bir bitkidir 20 Ocak ile 20 Subat arasinda çiçek açar Çiçeginin rengine göre, Kizilbehmen ve Akbehmen adlarinda iki türü vardir

Kullanildigi yerler: Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir

Bergamot: (Bergamot Orange / Bergamote / Bergamot / Citrus Bergamia) Ortalama 4 m boyunda bir agaç Esas vatani Bati Hindistan’dir Yapraklari uzun ve koyu yesildir Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapinda etli kismi eksi lezzetli, kabuk kismi limonsarisi renklidir Eskiden Antalya bölgesinde genis çapta yetistirilmekteydi Zamanla bu bölgede Bergamot’un yerini diger turunçgiller aldi Bununla beraber halen Antalya civarinda bu tür az miktarda bulunmakta ve meyvelerinden reçel yapilmaktadir Bergamot esansinin sanayideki önemi sebebiyle yer yer tekrar yetistirilmeye baslanmistir

Türkiye’de yetistigi yerler: Antalya bölgesi

Kullanildigi yerler: Meyve kabuklarindan sikma usulü ile Bergamot esansi elde edilmektedir Yesilimtrak sari renkli, hos kokulu ve aci lezzetli bir sividir Parfümeri (itriyat) sanayinde kullanilmaktadir Usaresinden kalsiyum sitrat ve sitrik asit elde edilir Koku vermesi için bazen çaylara da karistirilir Ayrica çesitli yörelerimizde reçeli yapilarak kisin yenilir

Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis) Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, kisin yapraklarini dökmeyen bir bitki Gövdeleri dik ve çok dallidir Yapraklari mizrak gibi, etli ve yesil renklidir Çiçekleri dallarin uçlarinda, yapraklarin tabanlarinda bulunur Meyveleri esmer renkli ve findiksidir Kusdili olarak da bilinir

Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir

Kullandigi yerler: Yapraklari ile bundan elde edilen yagi kullanilir Yapraklari ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanir ve açik havada kurutulur Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yag, tanen, aci maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir Mide ve barsak uyaricisi, idrar söktürücü ve safra artirici etkisi vardir Uçucu yag, uyarici olarak haricen kullanilir Birçok preparatlarin terkibine girer Ayrica hazimsizligi gideririr Çarpintilari keser Yarimbas agrilarini (migren) keser Idrar ve adet söktürür

Bögürtlen: (Brombeerstrauch, Brombeere, Mure sauvage, muron, Ing Bramble, blackberry) Haziran-eylül aylari arasinda, beyazimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, yüksek boylu, çok senelik, dikenli ve çali görünümünde bir bitki Ekilmemis yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarinda çok bulunur Gövdeleri silindir sekilli, içi dolu, odunlu ve dikenli dallar, önce dik, sonra asagi dogru kivrik Yapraklar sapli, kenarlari disli, alt yüzeyleri tüylüdür Yaprak sapinda, uçlari geriye dogru kivrik dikenler bulunur Çiçekler dallarin ucunda toplanmistir Meyve; birçok kismi, meyvelerin biraraya gelmesiyle meydana gelmis küre biçiminde bir birlesik meyvedir Rengi önce yesil, sonra kirmizi ve daha sonra olgunlukta siyahimtraktir

Türkiye'de yetistigi yerler: Marmara bölgesi-Bati Anadolu ve Dogu Karadeniz

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari yapraklari ve çiçek tomurcuklaridir Yapraklar bitki çiçek açmadan toplanir ve gölgede kurutulur Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder Hafif kabiz edici özelligi olmakla beraber; dis etleri, bademcik ve bogaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanilmaktadir Bögürtlenin 70 kadar türü vardir Türkiye'nin çesitli bölgelerinde yetisen türlerine Rubus tomentosus, R discolor misal verilebilir


Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Centiyane: (LCentiyana / Yilanotu / Esekturpu / Gentina lutea / Gentina radix) Dogu Karadeniz Bölgesi ve uludag'da yetisen, 1 metre kadar yüksekliginde, genis yaprakli, kalin köklü bir bitkidir Kökü acidir Içi sari, disi esmerdir Kökü sifalidir Sari ve mavi türü vardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Karadeniz Bölgesi ve Uludag

Kullanildigi yerler: Istah artirir, hazmi kolaylastirir Atesi düsürür Vücuda kuvvet verir Mide zafiyeti ve eksimelerini giderir Kansizliktada faydalidir

Ciðerotu: (Pulmonaria officinalis) Hodangiller familyasindan, 10-15 cm boyunda, uzun ömürlü otsu bur bitkidir Çiçekleri önce kirmizimtiraktir Sonra mor v emavimsi bir renk alir Gövdesi dik ve tüylüdür Tanen, müsilaj, sekerler, reçine ve sabit yag içerir Tedavi için yapraklari kullanilir

Kullanildigi yerler: Gögsü yumsatir Öksürügü keser Akciger hastaliklarinda faydalidir Idrar söktürür

Civanperçemi: (Binbiryaprak otu / Kandilçiçegi / Schafgarbe / Milliefeuille / Herbeaux charpentiers / Yarrow) Haziran-eylül aylarinda, beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarinda, tarlalarda ve kurak topraklarda yetisen 20-100 cm yüksekliginde, kokulu, çok senelik ve otsu bir bitki Binbiryaprak otu veya kandilçiçegi olarak da anilmaktadir Gövdeleri dik, dalsiz ve yumusak tüylüdür Yapraklari sapsiz ve koyu yesil renklidir Çiçekleri, küçük tepecik (kapitulum) halinde bir araya toplanmis olup, yalanci bir semsiye durumunu meydana getirirler Bu kapitilumun dis tarafinda 5-6 tane dil seklinde beyaz renkli disi çiçekleri, orta kisminda ise tüp seklinde, kirli-beyaz renkli erdisi çiçekleri vardir Meyveleri gri renkli ve tüysüzdür

Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey ve Dogu Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, yaprakli ve çiçekli dallaridir Dallar ve çiçekler henüz tamamen açilmadan toplanir ve gölgede kurutulur Bitkinin bu kisimlari uçucu yag, sabit yag ve aci glikozit maddelerini ihtiva ederler Kuvvet verici, uyarici, idrar ve gaz söktürücüdür Içerisindeki Sincolden dolayi antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir Yara iyi edici bir özelligi vardir Basurda sulu hulasasi fitil halinde verilir Memleketimizde 20 kadar binbiryaprak otu türü tespit edilmistir Bunlarin ekserisi halk arasinda yukaridaki tür gibi kullanilmaktadir

Çakalerigi:Pflaume / Prune / Plum) Gülgillerden, Nisan-mayis aylari arasinda, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m yüksekliginde, dikenli bir agaçtir Ormanlarda, çit kenarlarinda ve kirlarda rastlanir Gövdeleri silindirik, kabugu koyu gri renkli ve çok sik dallidir Küçük dallarin ucu dikenlidir Çiçekleri beyaz renklidir Meyveleri sonbahar veya kisa dogru olgunlasan mâvimsi siyah renkli, küremsi sekilli ve eksi lezzetlidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, çiçekleri ve kurutulmus meyveleridir Çiçekler kuru bir havada toplanir ve derhal kurutulur Çiçekleri hafif müleyyin ve kan temizleyicidir Meyvelerinde sekerler ve organik asitler vardir Ishali keser Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar Terletir ve vücudda biriken zararli maddelerin atilmasini saglar Bogaz ve bademcik iltihabini giderir Anne sütünü artirir

Çamfıstıgı: (Pinus pinea) Çam kozalaklarinin içinden çikartilir Kuvvetli bir besindir Günde 2 çorba kasigindan fazla yenmemelidir

Kullanildigi yerler: Bronsit verem ve akciger hastaliklarinin çabuk isilesmesine yardimci olur Afrodizyak (Cinsel istekleri artirici) özelligi vardir

Çemen: (Wärmflasche / Fenugrec / Fenugreek / Buy otu) Nisan-haziran aylarinda, sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan 20-40 cm yüksekliginde, bir senelik, otsu bir bitki Buy otu, hulbe otu olarak da bilinmektedir Gövdeleri dik, silindir biçiminde, içi bos ve oldukça dallidir yapraklari sapli ve 3 yaprakçiklidir Çiçekler teker teker veya 2 tânesi bir arada olmak üzere bir yapragin koltugundan çikar Meyveleri düz veya az çok kivrilmis olup, fasulye meyvesine benzer Içinde esmer-sari veya kirmizimsi 6-20 tohum tasir

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya, Marmara, Orta, Güney ve Güneydogu Anadolu

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari tohumlaridir Olgun meyveler toplanir, güneste kurutulduktan sonra, sopa ile dövülerek tohumlar meyvelerden disari çikarilir Tohumlarinda müsilaj, uçucu yag ve sâbit yag, alkaloit, kolin, rutin gibi maddeler vardir Eski devirlerde Asya memleketlerinde sehvet arttirici ve harplerde cesâret verici olarak çok kullanilirdi Bugün tasidigi müsilajdan dolayi, yumusatici ve balgam söktürücü olarak kullanilmaktadir Kuvvet verici ve istah açici olarak, rasitizm, diabet, tüberküloz ve kansizliklarda da kullanilmaktadir Unu, pastirmanin üzerini örten ve "çemen" ismi verilen karisimi (Bu karisim sarimsak, kirmizi biber ve çemen tohumu unundan ibârettir) hazirlamak için kullanilir

Çifitotu: (Kokar sedef otu / Sezab / Rue) Sedefotugillerden, çayirlarda ve hendek kenarlarinda yetisen, zehirli bir bitkidir Yapraklari genis, çiçekleri küçük ve sari renklidir Çiçekleri dallarin disina tasmis demetler halindedir Keskin bir kokusu vardir Kullanirken kesinlikle tavsiye edilen doz asilmamalidir

Kullanildigi yerler: Kalp çarpintilarini giderir Mide agrilarini dindirir Zeytinyagi ile kavrulduktan sonra çibanin üzerine konulursa, çibani olgunlastirir

Çiðdem: (Krokus / Colchique / Crocus / Lahlah / Mahmurçiçegi / Colchicum) Toprak altinda, üzeri ince veya zarimsi birkaç pul ile örtülü, bir yumru tasiyan çok senelik bir bitki Yapraklari çimen yapragina benzer Çiçekler genellikle 1-3 tâne veya türüne göre daha fazla olup, mor, beyaz-pembe sarimtrak renklerdedir Çiçek taç yapraklari tüpsü olup, uç kisminda huni seklinde genislemis ve 6 parçalidir Meyveleri çok tohumludur Avrupa ve Akdeniz bölgesine yayilmis, 40 civârinda türü vardir Bunun da 20 kadari Türkiye’de bulunur Genel olarak zehirli alkaloitler tasiyan bitkilerdir Çigdem türlerinin bir kismi ilkbaharda, diger bir kismi ise sonbaharda çiçek açmaktadir Çok güzel olan çiçeklerinden dolayi da bir süs bitkisidirler Daha çok kullanilani ve tibbî olarak bilineni sonbahar veya güz çigdemi (Colchicum autumnale)dir Bu da agustos-ekim aylari arasinda çiçek açan yumrulu bir bitkidir Yapraklari ilkbaharda meydana gelir Çiçekleri ise sonbaharda olup, pembemsi-mor veya beyazdir

Türkiye’de yetistigi yerler: Farkli türlerde Türkiye’nin hemen hemen her tarafinda

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi tohumlari ve yumrusudur Tohumlarinda sâbit yag, sakkaroz ve kolsisin isimli bir alkaloit bulunur Yumrularinda da kolsisin, inulin, yag, nisasta, sakkaroz bulunmaktadir Idrar söktürür, Kabizligi giderir Kesinlikle tavsiye edilen miktardan fazla kullanilmamalidir Çigdem tohumu ve yumrusundan hazirlanan preparatlar uzun zamandan beri damla hastaligina karsi kullanilmaktadir Kolsisin bir ara kansere karsi kullanilmissa da, hayvansal hücreler için çok zehirli oldugundan hâlen terk edilmistir Kolsisinin hücre bölünmesini durdurmasi etkisinden faydalanilarak, poliploit mutasyonlar elde etmek için zirâatte kullanilmaktadir Poliploit organizmalar genellikle normalden daha fazla olan büyüklükleri ile göze çarparlar Bu metod sâyesinde ekonomik deger tasiyan bu bitkilerin yaprak veya meyve ürünlerini arttirmak mümkün olmaktadir

Çilek: (Kocayemis / Fragaria / Strawberry / Fraisier / Erdbeere / Fraise) Gülgillerden, saplari sürünge, çiçekleri beyaz bir bitkidir Yemisi (Çilek) ilk zamanlar pembe olup, gelistikçe koyu bir renk ve güzel kokulu bir hal alir

Türkiye’de yetistigi bölgeler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Vücudu kuvvetlendirir Hasta olmayi önler Idrar söktürür Böbrek ve mesane hastaliklariin iyilesmesine yardimci olur Mide ve barsak tembelligini giderir Sinirleri kuvvetlendirir Hasta olmayi önler Barsak kurtlarini döker Atesi düsürür Cilde tazelik ve güzellik verir Distaslarini eritir Midesi zayif olanlar suyunu içmelidir Bazi kimselerde allerji yapabilir

Çitlembik:Maranta nisastasi / Arrow-root) Sicak iklimlerde yetisen "Maranta" adli kamistan veya ona benzer baska bitkilerin köklerinden çikarilan beyaz bir tozdur Nisastadan daha incedir Kokusu ve tadi yoktur

Kullanildigi yerler: Çocuk mamasi yapiminda kullanilir Süt çocuklarina ve nekahat dönemindeki hastalara verilir Hastaliklardan sonra görülen halsizlikleri giderir

Çobançantası:Çobankesesi / Çobantorbasi / Capsella bursa pastoris) Turpgillerden bir çesit yaban bitkisidir Meyveleri torbaya benzer Yapraklari rozet seklinde olup, demet görünümündedirÇiçekleri beyazdir Yaz aylarinda toplanip kurutulur

Kullanildigi yerler: Böbrek ve kum taslarinin düsürülmesine yardimci olur Agrilari giderip, vücuda rahatlik verir Burun kanamalarini durdurur

ÇobanpüskülüStechpalme / Houx / Holly / Houx commun / Ilex aquifolium) Çogunlukla çali, bâzan da, 10-15 metreye kadar boyu uzayabilen bir agaç Yapraklar kalici, derimsi, oval, kenarlari genis disli ve dislerin tepesi dikenlidir Çiçekler iki evcikli olup, kurullar hâlinde bulunur Meyvesi yuvarlak ve parlak kirmizidir Kuzey Afrika, Bati ve Güney Avrupa ve Bati Asya’dan Çin’e kadar olan bölgelerde yetisir

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Kuzey Anadolu

Kullanildigi yerler: Atesi düsürür, terletir ve vücuda rahatlik verir Meyvenin iç kabugu ökse yapiminda kullanilir Odunu çok sert, agir ve koyu renktedir Çok iyi cilâ tutar Tornacilikta, kaplamacilikta, çark disi yapiminda kullanilir Körpe dallari kamçi sapi yapmaya yarar Süs bitkisi olarak da yetistirilir

Çörekotu: ( (Çöreotu / Siyah susam / Sevkerak / Nigella / Schwarz-küemmel / Nigelle / Black cumin) Haziran-temmuz aylari arasinda yesille karisik açik mâvi renkli çiçekler açan, 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitki Yol kenarlari ve bilhassa ekin tarlalari içinde bulunur Gövde dik ve kisa tüylüdür Yapraklarin alttakileri sapli, üsttekileri sapsizdir Çiçekler uzun sapli ve tek tektir Taç yapraklari iki loplu ve bal özü bezleri tasiyan 8 tâne küçük parça hâlindedir Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval sekillidir Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetistirilmektedir

Sam çörekotu (Nigella damascena): Yapraklari parçalidir Çiçekleri tek ve üst yapraklar tarafindan örtülmüs durumdadir Parlak mâvi çiçeklidir

Kir çörek otu (Nigella arvensis): 10-30 cm yüksekliginde mâvi çiçeklidir Yapraklari sivri parçalidir Tohumlari kurt düsürücü olarak da kullanilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari tohumlaridir Tohumlari tamâmen olgunlastiktan sonra toplanir ve güneste kurutulur Çörekotu tohumlarinda uçucu ve sabit yag, tanen, sekerler, glikozit bünyeli bir saponin ve alkaloitler bulunmustur Tohumlari gaz söktürücü, uyarici ve idrar söktürücü olarak kullanilmaktadir Güzel kokusu sebebiyle müshil ilâçlarinin içine ilâve edilen iyi bir lezzet ve koku degistiricidir

Çöven:Gipskrau / Gypsophile / Gypsophila / Sabunotu / Helvacikökü / Saponaia officinalis) Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde çok dalli, çok senelik, kazik köklü, otsu bir bitki Yapraklari sapsiz, soluk yesil renklidir Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir Tohumlar küçük, hemen hemen böbrek seklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir Memleketimizde 27 kadar türü bulunur

Türkiye’de yetistigi yerler: Orta ve Dogu Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari kökleridir Konya ve Beysehir havâlisinde bu bitkiye disi çöven ismi verilmektedir Idrar söktürür Terletir Vücuda rahatlik verir Kusturur ve balgam söktürür Çöven köklerinde saponin, reçine ve seker vardir Eskiden beri temizleyici olarak, lekeleri çikarmak için kullanilir Memleketimizde ve Yakin Dogu’da “tahin helvasi” yapiminda da kullanildigi için buna, helvaci çöveni ismi de verilmektedir Bâzi yörelerimizde ve Kibris’ta, pisirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmamasi için suyuna çöven kökü birakilir Trakya bölgesinde çöven otundan “köpük helvasi” ismiyle beyaz, köpüksü helva yapilir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Dalakotu: ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermesesi ) Haziran-eylül aylari arasinda pembe veya beyazimsi renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki Kisamahmuz, yer mesesi ve yer palamudu gibi adlarla da taninir Orman altlari ile kurak çayirlarda rastlanir Gövdeleri yatik, gövdeden çikan dallar ise dik, alt kisimlari yuvarlak üst kisimlari ise dört köseli ve tüylüdür Çiçekler yapraklarin tabaninda gruplar teskil ederler Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir Dalakotunun tüylü olani ”Teucrium polium” mayasil otu olarak taninmaktadir Bitki, üzerini tamâmen kaplamis olan tüylerden dolayi beyaz-gri renktedir Yapraklarin kenarlari bilhassa uca dogru disli ve içe dogru kivriktir Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmistir Anadolu’da çogu yerde yaygindir Ayni dalak otu gibi kullanilmaktadir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, toprak üstü kisimlari, yâni çiçekli bitkidir Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanir, demet yapilip havadar bir yerde kurutulur Istah açici, uyarici, yaralari iyi edici ve ates düsürücü olarak kullanilir Bitki uçucu yag, aci maddeler, tanen, glikozit ve saponinler tasir

Damkorugu: (Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksigüzeli / Sedum / Sempervium) Etli yapraklari olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, kürevi veya salkim durumunda bulunurlar Çogunlugu kuzey yarimkürede bulunan 600 türü vardir Türkiye’de 35 türü bulunur Tek veya çok yillik bitkilerdir Yapraklari tabanda rozetler meydana getirirler

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu

Kullanildigi yerler: Basir memelerini gidermek ve nasir tedavisi için kullanilir

Defne: (Lorbeer / Laurier / Sweet bay laurel / Laurus nobilis ) 6-18 m yüksekliginde, yuvarlak tepeli ve sik dalli bir agaç veya agaççiktir Almasik sapin iki yaninda karsilikli degil de aralikli olarak bir sagda, bir solda bitmis yapraklar seklinde dizilmis, 75-10 cm uzunlugundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarlari da genellikle dalgalidir Bitkinin sarimsi veya yesilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlastiginda rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli bogazlar Vatani Anadolu’dur

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi yaprak ve meyveleridir Yapraklari uçucu yag yönünden zengindir Baharat olarak kullanilir Defne meyvelerinde de uçucu yag ve diger yaglar, aci maddeler bulunur Meyveleri midevî ve sinir agrilarina karsi kullanilir Meyve yapraklarindan elde edilen yag cildi tahris edici merhemlerin içine konur Ayni maksat için veteriner hekimlikte de, bundan baska sabun ve sampuanlara koku vermek için de kullanilir Ayrica, ates düsürücü, terletici, istah açici, ve hazmi kolaylastirici özellikleri bilinmektedir Hamilelerin kullanmasi tavsiye edilmemistir

Demirhindi: Tamarindearinde / Tamarinier / Tamarind / Tamarin / Tamarindus indica / Pulpa tamarindorum cruda ) Hindistan ve tropikal bölgelerde yetisen, yayik dalli boyu 20-25 metreye ulasan sicak iklim agacidir Anayurdunun Habesistan oldugu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetismektedir Çiçek açtigi zaman çok güzel bir görünümü oldugundan yetistigi bölgelerde, yol kenarlarina park ve bahçelere dikilir Çiçekleri sari veya kirmizi renkte olup, dallarin ucunda salkim seklinde bulunurlar Meyveleri 20 cm civarinda, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlasinca açilmazlar Gövde kismi tahta isleri ve oymacilikta kullanilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Güney bölgelerde yetisir

Kullanildigi yerler: Yapraklari kaynatilarak elde edilen suyu solucan düsürmede ilâç olarak kullanilir Meyvelerinden ise ilâç yapiminda istifâde edilir Meyvenin bilesiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur Tibbî kullanilmasinin disinda seker ve tatlicilikta ve vücuda serinlik ve rahatlik verdigi için serbet olarak kullanilir Ayrica, susuzlugu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir

Deniz kadayifi: (Alaria esculenta / Carrageen ) Esmer su yosunlarindan bir çesit deniz bitkisidir

Kullanildigi yerler: Solunum ve hazim sistemi nezlelerini giderir Vücudu besleyici olarak kullanilir

Deniz üzümü: (Meerträrubchen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda) Dünyanin kurak yerlerinde yetisen bir bitkidir Yesil ve çok dalli olan sürgünlerinde pul seklinde karsilikli iki yaprak bulunur Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadiyla çok küçülmüs ve pul seklini almistir Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almis ve yesillenmistir Bu dallar dügüm ve dügümler arasi kisimlara ayrilmislardir Ephedralar normal olarak iki evciklidir Fakat bir evcikli hatta erdisi çiçekli olanlar da vardir Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybati Amerika, Meksika ve GAmerika And Daglarinda yetisen 40 kadar türü, memleketimizde yetisen üç türü vardir

Ephedra campylopoda (Sarkik denizüzümü): Akdeniz ikliminin bulundugu kiyi bölgelerimizde, mese ve ardiç türleri üzerinde sarilici olarak yetisir Dallari 1-4 mm çapinda, silindir seklinde, çiplak, boyuna hafif çizgilidir Meyveleri ekim ayinda olgunlasan, ates kirmizisi renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapinda yalanci üzümsü bir meyvedir

Ephedra major (Dik denizüzümü, dagburugu): Iç Anadolu’da özellikle tasli ve çakilli yamaçlarda yetisir 03-2 m boyunda, çali görünüsünde, odunlu bir bitki Dallar sik, 1-15 mm çapinda, koyu yesil renkli ve çiplaktir Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kirmizi, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür

Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetismektedir

Ephedra sinica: Çin’de 5000 yildan beri taninan ve halk tibbinda kullanilan önemli bir bitkidir Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarina yakin yerlerde yetisir Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetismektedir Bitki 60-90 cm yüksekliktedir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve Iç Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kuru dallaridir Bilesiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardir Ephedrin astima karsi kullanilir Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ates düsürücü, romatizma agrilarini ve astim nöbetlerini dindirici olarak kullanilmistir Fakat bugün çogunlukla astim nöbetlerini dindirici ve yüksek atese karsi kullanilmaktadir

Dereotu: (Dill / Aneth / Anet / Tereotu / Anethum / Anethum graveolens / Peucedanum graveolens) Nisan-haziran aylari arasinda, sarimtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir Dereotu, durakotu olarak da bilinir Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever Gövdesi dik, dalli, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur Yapraklar ince ve dar parçali, koyu yesil renkli ve etlidir Yaprak sapinin alt kisminda gövdeyi saran genis bir yaprakçik bulunur Alt yapraklari sapli, üst yapraklar sapsizdir Çiçekler bilesik semsiye durumunda toplanmislardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetistirilir

Yetistirilmesi: Dereotu ekilecek yer, ilkbaharda bellenir ve yanmis gübre ile gübrelenir Hazirlanan yere serpmek sûretiyle tohum ekilir Bir tahta yardimiyla bastirilarak, tohumlarin toprakla temasi saglanir Ekilen tohumlar, 3-4 hafta geçtikten sonra çimlenir Yabanci otlar görüldügü zamanlarda elle yolunarak temizlenir, sulamalar yapilir Hasadi, yapraklari kesmek suretiyle olur ve yikanip demet hâline getirilerek pazara sevk edilir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi meyveleridir Meyveler eylül sonunda toplanir ve gölgede kurutulur Meyvelerinde sâbit ve uçucu yag, pektin ve azotlu bilesikler vardir Meyveler yatistirici, mide ve bagirsak gazlarini önleyici olarak kullanilir Hazimsizlik ve hiçkiriga da tesiri iyidir Yapraklari da yemek ve salatalarda kullanilir

Devedikeni: (Circium arvense / Chardon / Yabani enginar) Bilesikgillerden, tarlada yetisen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir Ince ve çengelli bir yapiya sahiptir Yasken güzel koku verir Kuruyunca kokusunu kaybeder

Kullanildigi yerler: Atesdüsürücü, terletici ve vücüda rahatlik verici olarak kullanilir

Dolamaotu: (Pronychia serpilifolia) Karanfilgiller familyasindan, yesil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir bitkidir Yapraklari beyazimtirak yasil renklidir Köklerinden faydalanilir

Kullanildigi yerler: Dolama ve çiban tedavisinde kullanilir

Dul¤¤¤¤¤otu: (Daphne mezereum) Çiçekleri güzel kokulu olaün bir agaççiktir Yüksek yerlerde yetisir Meyveleri kirmizimtirak, yapraklaaçik yesildir Kabuklari kullanilir

Kullanildigi yerler: Zona (arpacik) tedavisinde kullanilir

Dügünçiçegi:Hahnenfuss / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayagi / Kurbagaotu / Sütlüceotu) Nisan-temmuz aylari arasinda, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir Çiçekleri ekseriya tek baslarina 5 veya daha çok parçalidirlar Taç yapraklari genellikle parlak sari renktedir Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlidir Memleketimizde 78 türü bulunmaktadir

Kullanildigi yerler: Dügünçiçegi (Ranunculus) türleri yakici, tahris edici, kizartici ve zehirli bitkiler olarak taninmislardir Tedâvi sahasinda nâdiren kullanilir Tedâvi maksadiyla kullanilmakta olan türler sunlardir:

Yakici dügünçiçegi (R acer), yumrulu dügünçiçegi (R bulbosus), bâsurotu (R icaria) bataklik dügünçiçegi (R scelerotus)

Bâsurotu ortaçagdan beri bâsura karsi kullanilmaktadir Saponin, glikozit ve yakici bir uçucu yag tasir Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsi verilmektedir

Bataklik dügünçiçegi ise zehirli olarak taninmis bir türdür Hâricen kizartici ve kan toplayici olarak kullanilir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Ebegümeci: (Hubbaz / Malva silvestris / Feuille de mauve / Mallow) Çiçekleri sifali olan, yapraklari da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetisen bir ottur 20-70 cm boyundadir Yapraklari sarmaldir Mayis-Agustos aylari arasinda çiçek açar Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardir Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir

Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar, kabizligi giderir Atesi düsürüp, vücuda rahatlik verir Bogaz ve bademcik iltihablarini giderir Lapasi, çibanrlarin olgunlasmasini saglar Burun kanamasini durdurur Dis eti hastaliklarini tedavi eder, mide agrisini keser

Eðir otu: (Azakyeri / Acarus calamus / Sweet sedge / Hazenbel) Yilanyastigi giller familyasindan, akarsu kiyilari ve batakliklarda yetisen 60-70 cm boyunda otsu bir bitkidir Meyveleri yesilimsi, çiçekleri, sihaya yakin erguvani rektedir Tadi mayhostur

Kullanildigi yerler: Istah açar, Mide ve barsak gazlarini giderir Mide eksimesini geçirir Idrar ve adet söktürür Dis etlerini kuvvetlendirir Ter söktürür, atesi düsürür ve agrilari dindirir Sinirleri yatistirir Sarılık tedavisinde de kullanildigi bilinmektedir

Eðrelti otu: (Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma) Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari yönelen kökçükleri vardir Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti çesitleridir Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir

Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas): Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar Yapraklar gelisince açilir Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar Yapraklar gelisince açilir Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kökleri ve yapraklaridir Kökleri sonbaharda toplanip, birkaç gün, havada sonra hafif isida kurutulur Kökleri kalin, disi siyah, içi beyazdir Özel bir kokusu, tatlimsi ve kekremsi bir tadi vardir Bilesiminde uçucu ve sâbit yaglarla, reçine, nisasta ve etkin madde filisin vardir Barsak parazitlerine karsi çok eski târihlerden beri kullanilmaktadir Toz veya hulasa hâlinde alinir Müshil olarak yagi ilâçlarla verilmemelidir Zîrâ yaglar, ilâçtaki toksin maddelerin yayilmasini kolaylastirarak siddetli zehirlenmelere sebeb olabilir Tavsiye edilen miktarin disina çikmamalidir

Ekmek agaci Tropik, Asya adalarinda (Sunda adalarinda) yetisir Ana vatani da Pasifik adalaridir Yapraklari küçük ve düz kenarlidir Ananasa benzeyen meyveleri 1-2 kg agirlikta olabilir Yenen kisim, çiçek ekseni ve çiçek örtü yapraklaridir Münferit meyveler findiksidir Fakat çekirdek tesekkül etmez Üremeleri vegetatiftir Tohumla üreme olmaz Her mevsimde mahsul verir

Kullanildigi yerler: Ekmek agaci meyvesi nisasta bakimindan zengindir Meyveleri beyaz etli ve biraz unludur Haslanarak ve pisirilerek yenilebildigi gibi ekmek yapmak için de kullanilir Bu bakimdan tropik bölgeler için önemli bir bitkidir

Enginar: (Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut cynaria scolymus) Haziran-temmuz aylari arasinda, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetistirilir Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur Yapraklari sapsiz, büyük, uzun-oval ve parçalidir Çiçekler üst yapraklarin koltugundan çikan, uzun saplarin ucunda büyük basçiklar halinde toplanmistir Çiçek tablasi etlidir Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunlarin aralarinda bulunan tüyleri tasir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetistirilir

Kullanildigi yerler: Bitkinin sebze olarak kullanilan kismi, çiçek tablasi ile tâze dip yapraklari ve kökleridir Yapraklar ve kökte eynarin isimli aci bir madde, inulin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardir Tâze yaprak ve köklerinden yapilan hulâsa ve tâze yapraklardan hazirlanan çay, safra çogaltici ve idrar arttirici olarak karaciger hastaliklarinda kullanilir Kanda kolesterini azaltir Ates düsürücü ve istah açici tesirleri vardir Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinligi giderir, romatizma ve seker hastaliklari için faydalidir

Ergeçsakali: (Erkeçsakali / Çayirmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria) Gülgillerden, dallari saglam, sert ve kirmizimtirak bir bitkidir Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dallarin ucunda toplanmistir Yaz aylarinda toplanip kurutulur Bu bitkinin her yeri kullanilmaktadir

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür, vücutta biriken zararli maddelerin atilmasini saglar Böbrek, mesane ve idrar yollarindaki iltihaplari giderir Kani temizler Sinirleri yatistirir Nefes darligi ve astimda faydalidir Diseti ve bogaz iltihaplarini giderir

Esekkulagi: (Karakafes / Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude) Sigirdiligillerden, çiçekleri beyaz veya menekseye çalan renklerde, yapraklari nester seklinde bir bitkidir Mart-Temmuz aylari arasinda toplanip kurutulur

Kullanildigi yerler: Müzmin ishali keser Nefes darligini giderir Gögsü yumusatir Öksürügü keser Agiz, dil ve bogaz iltihaplarini giderir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Feslegen: (Basilienkraut / Basilic / Sweetbasil / Reyhanotu / Ocimum basilicum ) Haziran-eylül aylari arasinda, pembemsi veya sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 20-40 cm yüksekliginde, çok senelik, kuvvetli kokulu, otsu bir bitkidir Reyhan otu olarak da bilinir Vatani Iran ve Hindistan’dir Gövdeleri dik, tüysüz veya hafifçe tüylü, çok dalli ve yapraklidirYapraklar karsilikli ve uzunca sapli olup, hos kokuludur Çiçekler üst yapraklarin koltugunda ekseriya 6 çiçekli durumlar hâlinde toplanmistirÇanak ve taç yapraklari tüp seklinde ve 2 dudaklidirMeyveleri oval sekilli, küçük ve parlak siyah renklidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Yerli degildir Süs bitkisi olarak yetistirilir

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari, tâze çiçekli dallari ve tohumlaridir Uçucu yag tasimaktadir Bu yag içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardir Feslegen midevî, yatistirici ve barsaklarda gaz tesekkülüne mâni olucu özelliklerinden dolayi % 1-2 lik çay hâlinde kullanilir Uçucu yagda da ayni hassalar vardirIdrar yollari hastaliklarina karsi tesirlidir Tohumlarindan öksürük kesici olarak istifade edilir Baharat olarak salata ve çorbalarda kullanilir Ete, baliga ve sosise konur Süte ve hardala karistirilirAnadolu’da aroma vermesi için pekmez yapilirken içine konulur Uçucu yagi parfümeride de kullanilir Ayrica öksürügü kesici, hazimsizligi ve bas dönmeleri giderici özelligi de bilinir ari sokmalarina karsi da faydalidir

Fındık: (Haselnuss / Noisetier / Hazel-tree / Corylus avellana / Cobnut / Noisetier) Kuzey yarimkürenin iliman bölgelerinde yetisen, çalimsi veya alçak boylu, tek evcikli, erkek ve disi çiçek ayri agaçta, ayri yerlerde olan bitkiler Findigin erkek çiçekleri tirtilsidir Disi çiçekler ayri agaçta ve tomurcuk hâlinde küçüktür Genel olarak çiçekler yapraklardan önce açarlar Yapraklari yuvarlak, oval veya yürek biçiminde, tüylü, yaprak kenarlari dislidir Disi çiçeklerin çanak yapraklarindan olgunlasan findiklarin toplanmasi temmuz ve agustos aylarindadir Findik agaci türlere bagli olarak çali formunda oldugu gibi, 15-20 m’ye kadar da boylanir Kültür çesitlerinin çogu 3-4 m boyundadirlar Bununla beraber bazi memleketlerdeki tek gövdeli agaç seklinde yetistirilir Findiklar, meyvelerin iriliklerine ve sekillerine göre isimlendirilir

Yurdumuzda yetistirilen baslica kültür çesitleri; tombul findik, sivri findik, badem findik, kan findigi ve fosa findigidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Karadeniz bölgesi (Ordu, Trabzon, Giresun); Zonguldak, Bolu

Kullanildigi yerler: Iç findigin bilesiminde ortalama olarak % 4’ü su, % 65,4’ü yag, % 15,6 protein, % 2,6 selüloz, % 0,98 azotsuz ekstrak maddeler ve % 1,55 kül vardirYag ve proteinler bakimindan önemli bir besin maddesidir Findik, vitamin bakimindan da iyi bir kaynaktir En fazla Bvitamini bulunur 100 gram iç findikta 0,54 mg B vitamini, ayrica az miktarda A ve C vitaminleri de vardir Külünde % 0,29 Ca, %35 P ve % 0,0041 Fe bulunur Zengin bir besin maddesi olan findigin 1000 grami 725 kalori saglar Bu özellikleriyle findik, bedeni ve zihni yorgunluklari giderir Vücuda kuvvet verir Hamilelik ve variste de tavsiye edilir

Findik yagi: Böbrek agrilarini giderir Kum ve tas düsürülmesine yardimci olur Barsak solucanlarini düsürür Mideleri rahatsiz olanlar, damar sertligi olanlar veya yüksek tansiyondan sikayet edenler, çok az yemelidir

Filiskin: (Yarpuz / Mentha pulegium) Akdeniz bölgesinde yetisen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir Yapraklari kisa sapli olup, oval seklindedir Çiçekleri morumsu pembedir Terkibinde uçucu yag (Pulegon) vardir

Kullanildigi yerler: Mide agrilarini keser Kusma ve bulantiyi önler Iktidarsizligi giderir Vücudun dinç kalmasini saglar

Frenk maydanozu: (Caerefolium / Chervil / Carfeuil) Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir Birçok çesidi vardir

Kullanildigi yerler: Idrar ve aybasi kani söktürür Basur memelerinin verdigi sikayetleri giderir Suyuyla kirpiklere kompres yapilirsa, uzamalarini saglar

Frenküzümü: : (Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille) Çogunlugu kisin yapragini döken, bâzilari da her zaman yesilligini muhafaza eden bodur çalilardir Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler Dallari zayiftir Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir Meyveleri küçük salkimlar hâlindedir Salkimlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir Kabuk yari saydam oldugundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir Meyveler mayhos ve tatlidir Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir) Yapraklari el biçimindedir Frenküzümü en iyi sekilde mutedil iklimlerde yetisir Fazla rutûbetli ve fazla kuru topraklari sevmez Ilkbaharda erken uyandiklari için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir Bahçe zirâatinda frenküzümü, 1,20x1,40 m aralik ve mesâfeyle dikilmelidir Budanmayan frenk üzümleri iyi mahsul vermezler Onun için yasli dallari budanir Genç sürgünleri yerlerinde birakarak iyi bir aralama yapmak gerekir Köklerden süren ¤¤¤leri kesip atmali, ortada olanlarindan bir veya iki tânesini birakmalidir Birakilan bu sürgünler fidani gençlestirir

Baslica dört çesit taninmis frenküzümü vardir:

1) Küçük kirmizi frenküzümü,

2) Büyük kirmizi frenküzümü,

3) Siyah frenküzümü,

4) Sari frenküzümü

Bunlardan en makbulü büyük tâneli kirmizi frenküzümüdür Bu üzüm çesidi tesirlidir ve suyu çoktur Surup yapmaya elverislidir Frenküzümlerini iyice olgunlastirdiktan sonra toplamalidir

Türkiye'de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün bölgelerde

Kullanildigi yerler: Istah açar, hazmi kolaylastirir Idrar söktürür Vücüda rahatlik verir Böbreklerdeki taslarin düsürülmesine yardimci olur Karinda toplanan suyu söker Karaciger sisligini indirir Surubu çok besleyicidir

Funda: (Süpürgeotu / Erika / Bruyére / Heath / Erica / Galluna vulgaris / Buruyere ) Fundagiller familyasindan, alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çali türünün ortak adi Türlerinin bâzilari süs bitkisi olarak kullanildigi halde, bâzilari da orman alti zararli florasindandir Gök funda (Erica cinerea) adli türü, evcil hayvanlar için altlik olarak kullanilir 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardir Erica scoporia isimli özel bir tür olan funda, yesilimsi çiçeklidir 2-3 m boylu olup, süpürge yapiminda kullanilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya, Marmara ile Anadolu’nun hemen bütün sâhil bölgelerinde yetisir

Kullanildigi yerler: Bâzi türlerinin dallari ipek böcekçiliginde aski olarak kullanilir Cezayir’de yetisen bir türünün köklerinden dünyâca meshur “Bruyere” pipolari yapilir Dallari çali süpürgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir Ihtivâ ettigi “ericolin” isimli bir glikozit maddesi, idrar yollari taslarina karsi idrar söktürücü olarak, sulu hülâsâ halinde kullanilir Funda ayrica, ishal ve böbrek taslari tedavisinde kullanilir Zeytinyagi ile hazirlanan merhemi çiban ve egzamada faydalidir Zayiflamak için de kullanildigi bilinmektedir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Gelincik: (Mayis-agustos aylari arasinda, kirmizi renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bâzan çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki Bugday tarlalarinda, ekilmemis yerlerde çok rastlanir Gövdeleri dik ve tüylüdür Çiçekler dallarin uçlarinda bulunur Çanak yapraklari çiçek açma esnâsinda dökülür Çiçekleri de çabuk dökülür Meyveleri sarimsi esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen her yerde yetismektedir

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari çiçekleridir Çiçekler güneste ve mümkün oldugu kadar çabuk kurutulur Bilesiminde zamk, seker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur Hafif yumusatici ve uyusturucu bir tesiri vardir Öksürük ve nezle gibi hastaliklarda yumusatici olarak surup hâlinde verilir Uykusuzlugu giderir Yaniklari iyilestirir Çiçekleri su içinde siselerde güneste bekletilerek serbeti çikarilir Içine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çikar Yazin serbet olarak içilir

Sayfa Basi / Sözlük Basi / Ana Sayfa

Gözlükotu: (Gözotu / Euphraia rostkovina ) Kirlarda kendiliginden yetisen bir çesit bitkidir Çiçekleri, ufak, beyazimtirak mavi ve kirmizi benekli olup, yapraklarinin ortasindadir Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur

Kullanildigi yerler: Göz nezlesi ve göz iltihaplarinda kullanilir Mide ve barsak gazlarina faydalidir

Greyfurt: (Vatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çesit ve kültür formlariyla bütün subtropikal memleketlerde yetistirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yag tasiyan küçük agaçlar Yapraklari derimsidirÇiçekler, beyazimsi renkli, meyveleri büyük, toparlak yassi, açik sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidirMeyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur Meyve dilimlerinin kabuklari soyulunca acilik kalmaz, rahatlikla yenebilirKizmemesi veya altintop gibi isimlerle de taninir

Türkiye’de yetistigi yerler: Güney, Güneybati, Kuzeydogu Anadolu’da yetistirilir

Kullanildigi yerler: C vitamini bakimindan zengindir Meyve kabuklarindan marmelat yapilir Karacigerin normal çalismasini saglar Hazmi kolaylastirir Vücudda biriken suyu ve zehirli atiklari atar Kani temizler Bedeni ve zihni yorgunluklari giderir Akciger ve gögüs hastaliklarinda faydalidir

Gül: (Rosa / Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier) Mayis-haziran aylari arasinda, pembe, beyazimsi, sari, kirmizi renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalimsi ve dikenli bir bitki Gövdeleri silindir biçimli, yesilimsi, esmer renkli, çok dalli ve dallar sik dikenlidir Dikenlerin uçlari kivrik ve genellikle kirmizi renktedir Yapraklar sapli ve kulakçikli, 5-7 yaprakçiklidir Çiçekler dallarinda tek tek veya kümeler hâlinde bulunur Çanak yapraklari 5 parçali, taç yapraklari ise çok parçalidir Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yükseklige kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetisir Türkiye’de yabânî olarak yetisen 23 türü bulunmaktadir Çok eski bir kültür bitkisidir Mensei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çogu gül çesitlerinin menseinin Asya’nin mutedil bölgeleri oldugu kabul edilmektedir

Çiçeklerine göre: Yalin kanat, yarim katmerli ve katmerli güller

Boylarina göre: Bodur, yüksek ve sarilici güller

Çiçeklenme zamanina göre: Yilda bir çiçek açanlar, yilda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye siniflandirilmaktadirlar

Isparta gülü (Rosa damascena): Çok eski bir kültür bitkisi oldugu için mensei belli degildir Halen Isparta çevresinde bol miktarda yetistirilmektedir

Isparta veya yag gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralikla siralar hâlinde ekilmektedir Üretilmesi çelikle yapilir Çelikler de kasim ve aralik aylarinda ekilir Ürün ikinci yildan îtibâren alinmaya baslar Üçüncü ve dördüncü yaslarda verim en fazladir Daha sonra bu yasli güller kesilerek gençlestirme yoluna gidilir Gül bahçelerinden gençlestirme sûretiyle 15-20 sene faydalanilabilir

Yabânî gül (Rosa canina): Memleketimizde oldukça yaygin bir gül çesididir 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir agaççiktir Meyveleri parlak kirmizi renktedir Bu gülün olgun meyvelerini saran, baslangiçta agizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablasi olgunlasinca etlenip, kirmizi bir renk alir Bu meyvelere “kusburnu” adi verilir Bilesiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardir Kabiz edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarina karsi, C vitamini yönünden zengin oldugu için de bâzi bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu ve Trakya

Kullanilan kisimlari: Gülün kullanilan kisimlari çiçegi, çiçeklerinden elde edilen gülyagi ve gülsuyudur Çiçekler sabahin erken saatlerinden günes dogmadan toplanip gölgede kurutulur Su buhari ile distilasyona tâbi tutulur Elde edilen kismin üst tarafinda gül yagi toplanir Alttaki sulu kisim ise gül suyunu teskil eder Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyagi, 500 kg gül suyu elde edilmektedir

Kullanildigi yerler: Gül çiçeginin taç yapraklarinda uçucu yag, tanen, gallik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardir Gülyagi tibbî bir tesire sâhib olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik sanâyiinde bâzi pomatlar ile galenik preparatlarin kokusunu degistirmede çok kullanilir Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardir Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir Göz kanlanmalari ve göz nezlesinde etkilidir Dâhilen ise hafif müshil etkilidir Gülsuyu, gül reçelleri halk arasinda yaygin olarak kullanilir

Gülhatmi: (Althaea rosa / Hubbaze) Ebegümecigillerden, yapraklari genis ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir

Kullanildigi yerler: Balgam söktürür Vücuda rahatlik verir Nezle ve öksürükten kaynaklanan sikayetleri giderir Bogaz, bademcik ve dis eti iltihaplarinda kullanilir Barsak iltihaplarinda etkilidir

Günlük: (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /) Tropik bölgelerde yetisen "Sigala (Amber) Agaci"ndan elde edilen yagdir Sigala yaginin mart ayindan itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapilmaktadir Bu yag agacin salgi hücrelerinde meydana gelir Salgi hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadir Agaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sirasinda salgi hücrelerinin sayisi da artar Yaralama kepçe gibi biçaklarla yapilmaktadir Yara yeri 15-20 günde bir derinlestirilmektedir 3-4 yaralamadan sonra balsam tesekkül eder Agacin kabuk kismi, odun kismina kadar siyrilmak süretiyle balsam toplanir Bir kazanda yarim ile bir saat kaynatilir Böylece kabuklardan ayrilan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalir Bu kabuklar yabalarla alinarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanir Bir süre dinlendirilince, balsamin bir kismi dipte, bir kismi suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrilir Kazanin dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birlestirilir Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altinda satilmaktadir

Kullanildigi yerler: Nefes darligini giderir Tütsü olarak kullanilir

Güvercinkökü: (Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo) "Jatrorrhiza palmata" Adli bitkinin köküdür Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardir Tadi acidir

Kullanildigi yerler: Ishali keser Istahi açar Mideyi kuvvetlendirir Fazla kullanildigi takdirde, mide ve barsaklara zarar verir

Güveyfeneri: (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kis kirazi / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne) Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen bir çesit bitkidir Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir Yemisleri kiraz ya da küçük domateslere benzer C vitamini içerir Lezzeti acimtiraktir Meyveleri Eylül-Ekim aylarinda toplanip kurutulur

Kullanildigi yerler: Idarar ve ter söktürür Karinda toplanan suyu bosaltir Böbrek taslarinin düsürülmesine yardimci olur Sarilikta da faydalidir

Güzelavratotu: (Belladon / Atropa belladonna / Deadly nightshade) Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahos kokulu bir bitkidir Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir Çiçekleri boru seklinde, koyu kirmizimsi veya sarimtiraktir Terkibinde bir çesit zehir olan "Atropin" vardir Sadece tibbi maksatla kullanilir Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir

Kullanildigi yerler: Agri kesici ilaç yapiminda kullanilir Ayrica, mide, barsak, astim, kalp, sinir ve beyin hastaliklarinin tedavisi için yapilan ilaçlarda du kullanilmaktadir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Hanımeli: (Geissblatt / Jelängerjelieber / Chevrefeuillie / Honeysuckle / Lonicera caprifolium / Honey-suckle) Mayis ve temmuz aylarinda pembemsi beyazimtrak-sari renkli çiçekler açan, 1-3 m yükseklikte, tüysüz veya az tüylü tirmanici bir bitkidir Yapraklar gövde üzerinde karsilikli-çapraz, derimsi, tüysüz ve alt yüzü az tüylüdür Asagidaki yapraklar kisa sapli ve yumurtamsi sekilde olup, yukardakiler ise gövdeyi saracak sekilde tabanlariyla birlesmis durumdadir Güzel kokulu olan çiçekler, tepedeki yapraklarin koltugunda, genellikle üç demet hâlinde, oldukça uzun sapli, basçik tipinde çiçek yaparlar Çiçekler uzun tüpsü ve sarkik dudaklidir Olgunlukta kirmizi renkli üzümsü meyveler verir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Bati ve Güney Anadolu, Karadeniz, Dogu Anadolu

Kullanildigi yerler: Tipta yapraklari gargara yapmak için, çiçekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar söktürücü ve kusturucu olarak kullanilir

Hardal:
Kullanildigi yerler: Siyah hardal tohumundan tipta, bronsit ve zatürreden kaynaklanan sikayetleri gidermek için haricen kullanilan ilaçlar yapilir Sofra hardali ise hazmi kolaylastirip, kabiz olmayi önler

Hashas: (Schlafmohn / Poppy / Papaver / Papaveraceae / Papaver somniferum glabrum / Oplum poppy) Yüzyillardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir Hashas ziraatinin ilk defa nerede baslamis oldugu kesin olarak belli degildir Bâzi yazarlara göre Akdeniz havzasi, Anadolu ve Mezopotamya’dir Türklerin eski anayurtlari olan Orta Asya’da hashas ziraatini yapmakta olduklari ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydiklari düsünülmektedir Etiler zamaninda Anadolu’da hashas ekimi yapildigi arkeolojik kazilarla ortaya çikmistir Anadolu birçok cografik ve ekolojik hashas gruplarinin toplandigi bir yerdir Bu sebeple Anadolu’da çok çesitli hashas gruplarina rastlanir Memleketimizde yetistirilen hashas iki alt türe ayrilmaktadir:

1) Papaver somniferum alt tür anatolicum (Körhashas): Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dalli, kapsülleri büyük (5 cm çapli), kalin kabuklu, konik, yuvarlak, olgunlasinca delikleri açilmayan türdür

Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çesit) vardir

Varyete albescens (Akhashas): Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir Ekilmekte olan hashaslarin % 60-70’ini bu varyete teskil etmektedir Bilhassa soft bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir

Varyete violascens (Karahashas, Gökhashas): Çiçekler açik veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir Yukaridaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir

2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açikhashas):

Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çapli), çok ve nadiren orta dalli, ince kabuklu olup olgunlasinca kapsül meyvede delikler açilir Bu alt türün de varyeteleri vardir Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Usak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve hashas zirâati yapilan hemen her mintikada bulunur Varyete violaceum’un çiçekleri açik mordan koyu mora kadar degisen renkli, dip kisimlari koyu mor renklidir Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir Anadolu’da açik hashasin ençok rastlanan varyetesidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmus ham meyveler, yapraklar, tohumlari ve tohumlarindan elde edilen yagidir Hashas yapragi elde edildigi alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok degisir Bilhassa hâricen kullanilan bâzi merhemlerin bilesimine girer ve agri dindiricidir Hashasbasi, hashasin olgunlasmasindan, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumlari çikarilan kapsül meyveleridir Bilesiminde toplanma zamanina göre degisen afyon alkoloitleri vardir Harici agri dindirici olarak, özellikle dis hekimliginde kullanilir Tohumlarinin yagi ise, tohumlari sogukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yagdir Sogukta elde edilen yagin bilesiminde asitler az, sicakta elde edilen yagin ise asitleri fazladir Sogukta elde edilen yag, bâzi merhemlerin bilesimine girer Sicakta elde edilen yag, yemek yagi ve sanayide sabun yapiminda kullanilir Içerdigi zehirli maddele dolayisiyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir

Hatmi:: (Apothekerstockmalve / Guimauwe / Marshmallow / Althaea officinalis) Temmuz-agustos aylarinda, pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliginde, çok senelik, otsu ve tibbî bir bitkidir Sulak çayirlar ve dere kenarlarinda bulunur Gövdeleri dik ve tüylüdür Yapraklari sapli ve çok tüylüdür Çiçekler, dallarin ucundaki yapraklarin koltugunda tek tek veya gruplar hâlinde bulunur

Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklari, çiçekleri ve köküdür Yapraklari bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanir ve gölgede kurutulur Kökler ise yasli bitkilerden sonbaharda alinir, kabuklari soyularak gölgede kurutulur Bütün bitki fazla miktarda müsilaj tasir Bundan baska nisasta, sakkaroz, galaktoz, pektin, yag, tanen ve asparagin tasir Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen gögüs yumusatici olarak kullanilir Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince gögüsü yumusatir ve öksürüge iyi gelir Dövülmüs hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek isirmailarini önler

Ayni sekilde kullanilan diger türler sunlardir:

Gül hatmi (Althaea rosea): 1-2 m yüksekliginde, beyaz, sari-kirmizi ve siyahimsi- kirmizi renkli çok senelik bir bitkidir Meyvelerinin üzeri tüylüdür Süs bitkisi olarak yetistirilir Diger hatmi gibi kullanilir

Killi hatmi (Althaeae hirsuta): 10-40 cm yüksekliginde, dik ve tüylü, eflatun renginde çiçekleri olan bir bitkidir Tibbî hatmi gibi kullanilir

Havlican: (Galgant / Alpinia / Galingale / Alpinia officinarum) Bir çenekliler sinifinin Zencefilgiller familyasindan güzel çiçekli, itirli, çok yillik, otsu bitkidir Diger ismi galangal veya Çin zencefilidir Toprak üstü saplari çok fazla dallanmis rizomlardan (kök saplarindan) çikar, ilâve saplari da olabilir Bir metreden fazla yüksekligi vardir Kirmizi çizgili, çiçekleri beyaz yapraklari bulunur Havlican çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelligi sebebiyle aranan bir bitkidir

Kullanildigi yerler: Kurutulmus rizomlari hamur islerinde kullanilir Bu rizomlardan elde edilen yag sari sividir Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir Kurutulmus rizomlari ve türevleri acimtrak aromalidir Havlican kökü, mesrubatlarda, dondurma, sekerlemeler, tarim ürünleri, çikolata çesitlerinde kullanilabilir Rizomlari ayrica zencefil gibi baharat olarak da kullanilir Tibbî faydasinin çok oldugu bilinmektedir Kaynatilan suyu bir miktar içilirse mîde agrilarina, romatizma ve kulunca iyi gelir Bel gevsekligi, çocuklarin yatagi kirletmesini önler Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtini arttirir Agiz kokusunu giderir Mafsal agrilarina ve mîde eksimesine iyi gelir

Havuç: (Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota ) Kökleri sebze olarak yenen iki yillik bir kültür bitkisidir Havucun vatani Orta Avrupa’dir Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanir Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliginde degildir Bitki 1-1,5 m kadar boylarinda, az dalli, parçali yapraklidir Çiçekleri yazin açan küçük, beyazimsi renkli semsiye durumunda toplanmislardir Elverisli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir Havucun kazik seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmistir Havucun açik sari-turuncu renkteki dis kismi kabuk kismidir Kök meyveleri farkli türleri sebebiyle çesitli sekil ve büyüklüktedir Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kismi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapilmistir

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Anadolu hâriç bütün Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari ve kazik kökleri (havuç) kullanilir Tohumlar eterik yag ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanilabilir Ayrica konserve ve parfümeri sanâyiinde kullanilir Kültür kök meyveler likopin, karotin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oraninda seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder Bu kök meyveler ham madde olarak karotin elde etmede, gida olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer Vitamin A, hastaliklara karsi mukâvemet kazandiran, göz ve cilt hastaliklarini önleyen çok faydali bir maddedir Tâze havuç, günes yaniklari vakalarinda lapa hâlinde kullanilir Havuç unu ve suyu çocuklarin beslenmesinde çok faydalidir

Hayit: (Ayit / Vitex agnus-castus / Agnus castus / Petit poivre) Mineçiçegigiller familyasindan, Bati ve Güney Anadolu'da yasayan bir agaççiktir Temmuz aylarinda mor renkli çiçekleri açar Dallari ve yapraklarinda, uçucu ve sabit yag, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardir

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür Sancilari keser Aybasi kanamalarini düzenler Anne sütünü artirir Hazimsizligi giderir Karin agrisi ve ishali keser Ayak sislerini indirir Akrep ve ari sokmalarinda kullanilir

Helvacıkabagı: (Kestanekabagi / Cucubirta maxima / Winter squesh / Potiron) Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir Yemegi ve tatlisi yapilir

Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir

Hiyarsenbe: (Hind hiyari / Hiyarsember / Casse / Cassia fistula) Baklagilerden, "Leguminoseae" denilen bir agacin meyveleridir Dogu Hind, antil ve Brezilya'da yetisir Meyvesi silindirik ve siyahtir Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardir

Kullanildigi yerler: Kabizligi önler Fazlasi müshildir

Hindistancevizi:

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür Böbreklerdeki kum ve taslarin düsürülmesine yardimci olur Mide agrilarini giderir

Hodan: Borretsch / Gurkenkraut / Bourrache / Borrego officinalis / Borage) Mayis-eylül aylari arasinda mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliginde, bir yillik otsu bir bitkidir Sigirdili olarak da bilinir Daha çok rutubetli yerleri sever Yapraklari burusuk, sert tüylü, oval sekilli, alttakiler sapli, üstekiler sapsizdir Çiçekler uzun saplidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu

Kullanildigi yerler: Bitkinin çiçekleri ve yapraklari kullanilir Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar tasir Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür Bogaz agrilarina ve öksürüge karsi kullanilir

Hurma: (Dattelpalme / Dattier / Date palm / Phoneix dactyfera / Datte) Insanoglunun yetistirdigi en eski bitki çesitlerinden biridir Bâbil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayi en azindan 5000 sene önce ilk defâ yetistirmislerdir Kuzey Afrika ve Orta Dogu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar Amerika’ya Ispanyollar tarafindan 19 yüzyilin baslarinda getirilmis ve Meksika civârinda yetistirilmistir Ilk defâ Basra Körfezinde yetistirildigi tahmin edilen hurma bitkisi yaklasik 18-24 m boyundadir Yapraklarinin bir kismi yere dogru sarkar ve bir kismi da yukari dogrudur Yapraklarinin uzunluklari 6 m civârindadir Gövdeleri diktir Tabanindan birçok sürgün verir Yelpâze olan yapraklarinin büyükleri tepede toplanmistir Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir Basak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmistir Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar Farkli cinsiyetli çiçekler ayri agaçlarda yetisir Disi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüsürler Meyveleri sarimsi kahve renkli, dis kabuk sarimsidir Orta kisim etli ve seker bakimindan zengindir Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyuncaderin olukludur

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdir Buna karsilik Phoenix canariensis daha çok yetistirilmektedir Gövde tabaninda sürgünler vermesi ve tohumlarin daha kisa ve siskin olusu ile ayirt edilir Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetistirilmektedir Memleketimizde yetisenlerin hurma meyvelerinin gidâ bakimindan önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanilir

Kullanildigi yerler: Hurmanin meyvesi tatli ve besleyicidir Yaklasik % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardir Kurumus hurmalarda seker orani % 75-85 civârindadir Bir diger hurma çesidi olan Phoemx sylvestris’ten hurma sekeri elde edilir Ayrica, bedeni ve zihni gelismeyi saglar Kansere karsi koruyucu oldugu bilinir Bogaz agrisini keser Bronsit, öksürük ve soguk alginligi sikayetlerini giderir Kemik hastaliklarinda faydalidir

Hünnap: ( (Jujube / Jujubier / Jujube / Çigde / Zizyphus juiba / Zizyphus vulgaris / Chinese date / Jujuba) Nisan-mayis aylari arasinda, sari renkli çiçekler açan, hos kokulu, 4-5 m yüksekliginde dikenli bir agacin, kirmizi kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklügünde bir yemisidir En dis çeperi derimsi ve ince, pulpasi (yumusak kisim) sari renkli ve tatli lezzetlidir Ünnap da denilir Bahçelerde yetistirildigi gibi yabânî olarak da bulunur Asil vatani Suriye’dir Agacinin gövdeleri silindir biçiminde, esmer kabuklu, çok dallidirYapraklar karsilikli 2 sira hâlinde, kisa sapli, diken seklinde 2 küçük yaprakçiklidirÇiçekler 3-6 tânesi bir arada ve oldukça küçüktürÇanak yapraklari 5 parçali ve yesil renklidir Taç yapraklari sari renkli, kivrik olup 5 parçalidir

Türkiye’de yetistigi yerler:Yerli degildir Marmara, Bati ve Güney Anadolu’da yetistirilir

Kullanildigi yerler: Meyveleri tamâmen olgunlastiktan sonra toplanir ve güneste kurutulur Meyvelerinde seker, tanin ve müsilajli maddeler bulunmaktadirÇok eskiden beri yumusatici, balgam ve idrar söktürücü ve kabiz edici olarak kullanilmaktadir

Hüsnüyusuf: (Guguçiçegi / Dianthus barbatus / Iychinide / Bunch pink / Yalinkat karanfil) Karanfilgiller familyasindan bir çesit süs bitkisidir

Kullanildigi yerler: Mide üsütmesinden dogan sikayetleri giderir Iktidarsizlikta da faydalidir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Ihlamur: (Linde / Tilleul / Linden tree / Linder tree / Tilia / Tilia silvestris / Linden) Haziran-agustos aylari arasinda beyazimsi-sari renkli, hos kokulu çiçekler açan, yüksek boylu agaçtir Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs agaci olarak park ve bahçelerde de yetistirilmektedir Yapraklari sapli, ucu sivri, kenarlari disli, taban kisimlari kalp biçiminde, üst yüzü yesil, alt yüzü beyazimsi yesil ve tüylüdür Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkik durumlar teskil eder Çiçek örtüsü kayik seklinde, sarimsi-yesil renktedir Meyveleri küre sekilli ve tek tohumludurIhlamur agaci filizden iyi büyür Azami bir sene yasar

Ihlamurun, kis ihlamuru (T cordata), yaz ihlamuru (T platyphyllos), kirmizi ihlamur (T rubra) ve gümüsî ihlamur (T tomentosa) gibi türleri bulunmaktadir

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayi ve bir gölge agaci olarak yetistirilir Ihlamur çiçegi yatistirici, idrar verici, gögüs yumusatici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilirIhlamur çiçegi banyosunun da yatistirici bir özelligi vardir Balla karistirilip içilirse mide ülserine faydalidir Kan dolasimini düzenler

Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidirGövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir Üzerinde yakici tüyleri bulunurYapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederlerÇiçek örtüsü 4 parçalidirMeyveleri esmer renkte ve findiksidirTohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu

Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilirYapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür Burun kanamasini keser Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir

Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidirGövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir Üzerinde yakici tüyleri bulunurYapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederlerÇiçek örtüsü 4 parçalidirMeyveleri esmer renkte ve findiksidirTohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu

Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilirYapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür Burun kanamasini keser Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir

Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia) Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidirGövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir Üzerinde yakici tüyleri bulunurYapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederlerÇiçek örtüsü 4 parçalidirMeyveleri esmer renkte ve findiksidirTohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu

Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilirYapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür Burun kanamasini keser Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir

Ispanak: (Spinat / Spinach / Spinacia oleracea) Kis sebzesi olarak yetistirilen, iki evcikli, kazik köklü, otsu bir bitkidir Mutedil, serin rutubetli havalardan hoslanir -5 dereceden sonra zarar görmeye baslar Kurak ve sicaklik ise yapraklarini sertlestirip tohuma kalkmasini tesvik eder Bu sebeble ziraati sonbahar ile ilkbahar arasinda yapilir Bir sap üzerinde salkim durumunda sarimsi renkte çiçekler açar Çiçeklerin taç yapraklari yoktur Erkek ve disi çiçekler ayri ayri bitkilerde bulunur Sâyet ispanak zamaninda toplanmazsa tohuma kaçar ve kartlasir Memleketimizde sonbaharda ekimi yapilir Iki-üç ay içerisinde ürün alinir Kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi ürün alinabilir Dikenli ve dikensiz tohumlu iki çesidi vardir

Dikenli ispanak: Tohumlari köseli ve dikenli, yapraklari yirtmaçli, uçlari ise mizrak gibidir Kisa dayanikli (-8, -10 dereceye dayanir), lezzetlidir

Dikensiz ispanak: Tohumlari dikensiz, yuvarlakça, yapraklari genis ve yirtmaçsiz ince naziktir En fazla ekilen bu çesittir

Türkiye’de yetistigi yerler: Sebze olarak heryerde yetistirilir Anavatani Kafkasya ve Afganistan’dir

Kullanildigi yerler: Içinde A,B,C,D vitaminleri vardir Proteince de zengindir Daha çok sebze olarak, pisirilerek veya salata hâlinde yenilir C vitamini ve demirce zengin bir kis sebzesidir Vücudun dayanikliligini artirir Agiz, bogaz ve gögüs hastaliklarinda faydalidir Hamilelerde özellikle tavsiye edilir Kansizligi giderir ve ruhi çöküntüyü azaltir

Itır: (Çobanignesi / Turnagagasi / Pelargonium odoratissimum / Geranium) Sardunyagillerden, yapraklari güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir Kumlu topraklarda yetisir Yesil kisimlari tüylü ve oyalidir Çogunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir Losyon yapiminda kullanilir

Kullanildigi yerler: Cildi güzellestirir Ishali keser Bogaz agrilarini giderir Mide ve bagırsak gazlarini söktürür

Igde: (Ölweide / Olivier / Sauvage / Oleaster / Elaeagnus /) Kisin yapraklarini döken veya dâimâ yesil kalan, çali veya agaç hâlinde olan, çok dallanmis, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir Agacinin, sürgünleri çogunlukla dikenlidir Tomurcuklari küçük, kisa saplidir Yapraklar dar, serit hâlinde ve tam kenarlidir Yapraklar ve sürgünler gümüsî renkli tüylerle örtülmüstür Haziranda açan çiçekler kisa salkimlar halinde sürgünlerin asagi kisminda kümeler hâlinde yer alir Çiçeklerin dis tarafi gümüsî beyaz, iç tarafi sari renkte olup, çok hos kokuludur Igdenin vatani Akdeniz bölgesidir Kus igdesi adi verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafinda yetisir Bag ve bahçe kenarlarinda çit bitkisi olarak da kullanilir 7-8 m boylanabilir ve baygin kokuludur Bu türün meyvesi makbul olmayip, kültüre alinmis olan çesidine, E angustifolia varyete orientalis denir

Kullanildigi yerler: Anadolu’da bag ve bahçelerde tatli meyvelerinden dolayi meyve agaci olarak yetistirilmektedir Meyveleri zeytin meyvesi büyüklügünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir Bagirsak bozukluklarini ve agiz pasini gidermek için kullanilir

Incirçiçegi: (Mayisçani / Müge / Convallaria majalis / Muguet) Zambakgillerden, ok biçimindeki yapraklari arasinda, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir Boyu 20 cm kadardir Çiçekleri beyaz ve üzüm salkimi seklindedir Yemisleri küçük ve kirmizidir Kokusu çok güzeldir

Kullanildigi yerler: Hekimlikte kalp çarpintilari için kullanilir Ev ilaçlarinda kesinlikle kullanilmaz

Incir: (Feigenbaum / Figuier / Fig tree / Yemis / Ficus caria / Figue) Mart-nisan aylarinda çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliginde, süt tasiyan iki evcikli bir agaçtir Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetistirilir Yemis olarak da bilinir Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), disi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alirlar Çiçekler, çukurlasarak armut biçimini almis ve etlenmis olan çiçek tablasinin iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarini teskil ederler Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasinin agiza yakin kisimda erkek çiçekler, daha asagi kisimlarinda ise mazi çiçegi denilen verimsiz disi çiçekler bulunmaktadir Yenilmekte olan incirin tozlasmasi mazi böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafindan yapilmaktadir Böcekler yumurtalarini mazi çiçeklerinin yumurtaliklarina birakirlar Genç böcekler çiçek tablasini terk ederken, çiçek tablasinin agiz kismina yakin bulunan olgun erkek organ basçiklarina süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozlari ile gitmis olduklari disi bir bitkinin disi çiçegini dölleyebilirler Olgunlasma esnâsinda çiçek tablasinin çeperiyle, çiçegin taç yapraklari etlenip tatlilasarak incir denen yalanci meyve hâsil ederler Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdegimsi kisimlardir Yurdumuzda incir en çok Izmir-Aydin yöresinde yetistirilmektedir En meshur ve en lezzetli incir de Izmir inciridir Izmir incirinin disinda seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlican inciri gibi çesitleri de vardir Sultan Selim ve kavak inciri Istanbul ve çevresinde yetistirilen mor renkli ve tatli bir incirdir Incirin kurutulmusu da çok degerli olup, iyi bir besin kaynagidir Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatli olan “sari lop” ve kalin kabuklu hafif yesilimsi “gök lop” gibi çesitleri vardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege veAkdeniz bölgesi

Kullanildigi yerler: Incir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yag ve vitaminler (A,B,C) vardir Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumusatici olarak kullanilir Halk arasinda sütle kaynatilan incir ses kisikligina karsi kullanilir Incir, kalbe ferahlik verir Kuluncu ve sindirim organi sancilarini giderir Ayrica, yas dallari kirildiginda akan sütümsü beyaz sivi, nasir ve sigillere sürülürse tedavi eder

Itüzümü: (Köpeküzümü / Yandiran / Solanum nigrum / Black nightshade / Morelle noire) Patlicangillerden, ormanlarda yetisen bir bitkidir Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdir Meyvesi, yapraklari ve çiçekleri kullanilir Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir Tibbi tedavide sik kullanilan ve fazla alindigi zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir

Kullanildigi yerler: Romatizmal ve mafsal agrilarini keser Aybasi düzensizligini ve rahim hastaliklarini giderir

Izlanda Likeni: (Izlanda yosunu / Lichen d'Islande / Lichen Islandicus) Parmeliaceae adi verilen bir çesit yosundur Daglarda ve ormanlardaki kayalarin üzerinde bulunur Zeytinyesili renginde, dantel gibi tirtili parçalar halindedir Yaz aylarinda toplanip kurutulur Müsilajli ilaç yapiminda kullanilir Terkibinde "Lichenin" "Dekstrolikenin" ve "Cetrarin" vardir

Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser Barsak bozukluklarini giderir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Kabak: (Küerbis / Courge / Gourd / Cucurbita / ) Bir yillik, sürünücü otsu bir bitki Gövdeleri tüylü sürünücü olup, silindir biçimindedir Kökleri uzun ve ig seklindedir Yapraklar tüylü, büyük, böbrek veya kalp seklinde, bes parçali, uzun saplidir Çiçekler tek eseylidir Erkek çiçekler sarimsi renkte büyük, disi çiçekler daha küçüktür Meyveleri çesidine göre küremsi, silindir veya yumurtamsi sekillerde ve saplidir Meyve kabugu ince veya kalin, yumusak veya serttir Meyveleri çok tohumludur Kabak, bir sicak ve mutedil bölge bitkisidir Memleketimizde birçok kabak türü ve bunlarin varyeteleri ekilmektedir Bilhassa sakiz kabagi (Cucurbita pepo) ve kestane kabagi (C maxima) veya helvaci kabagi önemli olup tibbî olarak da kullanilmaktadir

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde kültür olarak yetistirilir

Sakiz kabagi (C pepo): Gövdeleri boyunca keskin çizgili, yapraklari bes sivri parçalidir Meyveleri silindir veya yumurtamsi olup, kalin ve sert kabukludur Beyaz etli, makbul bir kabaktir 20-30 cm kadar uzunluktadir

Kestane kabagi-Helvaci kabagi (C maxima): Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir Yemegi ve tatlisi yapilir

Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir

Diger kabak çesitleri sunlardir:

Bal kabagi: Kestane kabaginin bir cinsidir Eti saridir

Lif kabagi (Luffa cylindrica): Meyvelerinin iletim demetleri sik bir ag teskil eder Bu sebeke, meyve soyulup kurutulduktan sonra, sünger gibi kullanilir

Su kabagi (Lagerneria vulgaris): Meyvelerinin yarisi siskin, yarisi dardir Bu sebepten su kabi olarak veya ortadan boyuna kesilip kurutulduktan sonra masrapa seklinde kullanilmaktadir

Dikenli kabak (Sechium edule): Vatani Orta Amerika olan, memleketimizin güney bölgesinde yetistirilen çok yillik bir bitkidir Meyveleri etli ve büyük bir armut seklinde, bes dilimlidir Içinde bir büyük tohum vardir Meyveleri pisirildikten sonra sebze olarak yenir

Kabakkulakotu: (Lohusaotu / Venüsçiçegi / Aristolochia) Ikiçeneklilerden, 70-80 cm boyunda, ince sapli tirmanici bir bitkidir Çiçekleri koyukahverengidir Kötü bir kokusu vardir

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür Aybasi (adet) kanamalarinin düzenli olmasini saglar

Kafur: (Kafur / Camphree / Camphora) Tabiatta birçok bitkide bulunur Tipta kullanilan kafuru, "Cinnamomum camphorea" agacinin odunu, su buhariyla distile edilerek elde edilir Kafuru, renksiz, seffaf, billuri yapili gevrek parçalardir Kokusu hususi ve keskin, lezzeti sonradan serinlik veren, aci ve yakicidir 204 santigrat derecede kaynar Oda sicakliginda uçar Suda çok az erir Alkol, eter ve kloroform benzeri maddelerde daha çok erir

Kullanildigi yerler: Kan dolasimini kuvvetlendirir Beyni ve sinirleri uyarir Solunum sistemini uyarir Bronslarin ifrazatini artirir Ispirto ile karistirilmis kafuru saçta kepek olusumunu keser Akciger hastaliklarinda faydalidir

Kahkahaçiçegi: (Sahilkahkahasi / Çitsarmasigi / Gündüzsafasi / Convolvulus persicum / Liseron / Bindweed) Çitsarmasigigiller familyasindan, uçlari mavi çizgili beyaz çiçekler açan bir çesit sarma¤¤¤¤¤¤

Kullanildigi yerler: Kabizligi giderir, hazmi kolaylastirir

Kahve: (Coffea / Kaffee / Café / Coffee ) Vatani Afrika olan fakat bugün tropikal bölgelerde yetistirilen küçük boylu agaç ve agaççiklar Kisin yapraklarini dökmez, çiçekleri beyaz, meyveleri 1-2 tohumlu olup kirmizidir Yabânî olarak yetisen kahve agaçlarinin boylari 5-7 m oldugu hâlde kültür olarak yetistirilenlerin boylari 2-3 metreyi geçmez Kahve agaçlarinin en iyisi Arabistan’da yetisenidir Kahve, insanlar tarafindan ilk olarak Habesistan’da 3 yüzyilda yetistirilmeye ve kullanilmaya baslanmistir On sekizinci yüzyilda Mekke’ye hacca giden Habesistanlilar, kahveyi Arabistan’a ve bütün Müslüman âlemine tanitmislardir Böylece Müslümanlar tarafindan bilinen ve kullanilan kahve, Osmanlilar zamâninda Avrupa’da görevli elçiler yoluyla önce Venedik, Ingiltere, Fransa’ya daha sonra da, bütün bati devletlerine tanitilmistir Kahve, en çok Habesistan, Libya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Arabistan ve Orta Amerika’da yetistirilir

Türkiye’de yetistigi yerler: Tabiî olarak yetismez Kültürü yer yer yapilir

Kullanildigi yerler: Kahve çekirdeklerinin kavrulup dögülmesinden ve sicak suyla kaynatilmasindan meydana gelen içecek “kahve” olarak bilinir Kahvenin bilesiminde en önemli olarak kafein alkoloidi vardir Kafeinin az miktarinin damarlari genisletmek sûretiyle uyarici etkisi vardirKalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, böbrek damarlarini genisleterek idrari çogaltir, solunumu hizlandirir Kani beyne çekerek, beynin faaliyetini arttirir ve narkotiklerle zehirlenmelere karsi kullanilir Fazla miktarda alindiginda uyarici etki fazlalasir, kalbin çarpintisini arttirir, kulaklarin uguldamasina sebeb olur Çok fazla alinirsa ölümle sonuçlanir Kahvede az miktarda protein, yag ve sakkaroz bulunur Kahve, ya çekirdek olarak veya çekilmis olarak (kavrulup-ögütülmüs) olarak satilir Kavrulup ögütülmüs kahve çabuk bayatladigindan, daha çok çekirdek kahve tercih edilir

Kahvenin içimi: Kahvenin içecek olarak hazirlanmasinda her memleketin kendine göre usûlleri vardirMemleketimizde “Türk kahvesi” veya “alaturka kahve” diye meshur olan kahve söyle hazirlanir:

Tâze olarak kavrulmus ve çekilmis kahve kullanilirTürk kahvesinde en önemli özellik bol köpüklü olmasi ve cezvelerde pisirilmesidir Cezveye önce kahve ve istege göre (az-orta-sekerli) seker konulur Sonra soguk su ilâve edilir, iyice karistirilip kaynatilir, köpügü tasmadan fincanlara servisi yapilir

Alafranga veya memleketimizde neskafe olarak bilinen kahveler ise, birtakim islemlerden geçirilir Iri veya ince çekilmis kahve tânelerinin üzerinden kaynar su geçirilir Sonradan içersine süt, krema gibi bâzi maddeler ilâve edilir Suyu uçurulur Ticârette kavanozlar içerisinde toz olarak, piyasaya sevk edilir Içilirken de üzerine sicak su, süt, seker ilâve edilerek içilebilir Kahve ihtiyaçtan fazla alinirsa insanda uykusuzluk, çarpinti, asiri decede sinirlilik meydana getirir

Kakao: (Kakaobaum / Cacaoyer / Cacao tree / Hindbademi / Theobroma cacao) Vatani tropik Amerika ve Bati Afrika olan, kavliflor bir bitki (Çiçeklerin yasli dal ve gövdelerden çikmasi olayina kavliflor denir) Kakao, theobroma denilen bir bitki türünün kurutulmus tohumlaridirKahve gibi içilmede kullanilir 10-15 m boyunda bir agaçtir Çiçek ve meyveler ana gövde üzerinde bulunur Bitkinin ancak 5-6 yasindan sonra meyvelerinden istifâde edilir Meyveler kavun seklinde, küçük bir hiyar büyüklügünde ucu sivri, tâzeyken limon sarisi-kirmizi renkte, kuruduktan sonra daha koyu olan ve açilmayan bir kapsüldür Meyveleri çok tohumludur Beyaz veya açik mor renkteki ve bâdem seklindeki tohumlari kakao tânelerini teskil eder Meyveler içerisinden çikarilan kakao tohumlari ya hemen veya bir süre fermantasyona terk edildikten sonra kurutulur Fermantasyon sonucu aci lezzet kaybolur ve aromatik bir koku meydana gelir 50 meyveden takriben bir kg, tohum elde edilir Tâneler kavrulur, kizilimsi kahverengi un hâline getirilir ve yagi çikarilir Yag çiktiktan sonra katilasan kakao, yeniden ögütülerek çok ince toz hâline getirilir ki, bu toz, kakao tozunu teskil eder

Kullanildigi yerler: Kakaonun bilesiminde teobromin, kafein, kakao sâbit yagi vardir Bol kalorili bir besindir Ayrica %40 karbonhidrat, % 18 protein vardir Kafeinden dolayi kahvede oldugu gibi yatistirici ve uyarici etkisi vardir Az miktari kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, idrar söktürür Fazla miktari zararlidir Kakao kahve gibi ayrica süt ilâvesi ile de içilebilir Kakao yagi çikarilmadan, çikolata îmâlinde kullanilir Kakao yagi seker yapiminda oldugu gibi, pomatlarda da kullanilir

Kakule: (Kardamom / Ingver / Cardamome / Cardamom / Elettaria cardamomum ) Bati ve Güney Hindistan, Güneydogu Asya’nin sicak bölgelerinde yetisir 4-5 m boyunda, büyük yaprakli çok yillik bir bitkidir Özellikle Güney Hindistan’in bataklik ormanlarinda yabânî olarak yetisir Kakulenin meyveleri 1-2 cm uzunlukta, sarimsi yesil ve kirli beyazimsi renktedir Tohumlari mercimek seklinde ve büyüklügünde, kirmizimsi esmer renkte olup, keskin kokuludur Kakule yetistigi yere göre isim alir Seyhan kakulesi, Malabar kakulesi, Siyam kakulesi gibi

Kullanildigi yerler: Kakule tohumlari rezin, nisasta ve uçucu yaglar tasir Hos lezzeti ve kokusundan dolayi baharat olarak kullanilir Ayrica istah açici, mîdevî ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir

Kanaryaotu: (Kreuzkraut / Seneçon / Groundsel / Senecio) Senenin çogunu çiçekli olarak geçiren, yol kenarlari ve bahçelerde görülen, 10-60 cm yüksekliginde, bir veya iki yillik otsu bir bitki Gövdeleri dik, dali, tüylü veya tüysüz, seyrek yapraklidir Yapraklar derin parçali lobludur Çiçekler küçük silindir seklindeki kapitilum adi verilen basçiklarda toplanmistir Çiçeklerin hepsi tüp seklinde ve sari renklidir Meyveleri siyahimsi renkli ve üzeri kisa ve sik tüylerle kaplidir Otuz kadar türü vardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’nin çogu yerinde farkli türleri çok yaygindir

Kullanildigi yerler: Bitkinin toprak üstü kisimlari toplanir Uçucu yag, tanen, reçine, inulin ve alkaloit tasir Yumusatici, kurt düsürücü, yara iyi edici, âdet agrilarini hafifletici olarak kullanilir Alkaloit tasidiklarindan dikkatli kullanilmalidir

Kantaron: (Sarı kantaron , binbirdelik otu , kan otu , kılıç otu , koyunkıran , mayasıl otu , yara otu , Tausendguedenkrauf / Centaurée / Centaury / Erythraea centaurium / Kantariyyon / Erythroea / Gentiana lutea) Haziran, eylül aylari arasinda pembemsi, beyaz renkli çiçekler açan, nemli çayir ve orman kenarlarinda rastlanan 15-50 cm boyunda, iki yillik otsu bir bitki Küçük kantaron veya kirmizi kantaron olarak da bilinir Bitkinin gövdeleri tüysüz ve diktir Yapraklar sapsiz ve karsilikli, oval sekilli ve uçlari sivridir Pembemsi çiçekler dallarin ucunda durumlar yapar ve çiçekler genellikle saplidir Çiçekler bes sivri disli ve tüpsüdür Meyveleri silindir seklinde bir kapsüldür Çok fazla sarimsi-esmer renkli tohumlari vardir

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu

Kullanildigi yerler: Çiçekli bitki çiçek açma zamaninda toplanir, demetler halinde baglanip gölgede kurutulur Bitkide sekerler, reçine ve aci maddeler vardir Çayi kuvvet verici, istah açici ates düsürücü ve hazmi kolaylastirici olarak verilir Ayrica Astim ve mide agrilarinda da faydali oldugu bilinir

Karabasotu: (Lavandula stoechas / French lavander / Lavande) Ballibabagiller familyasindan, bir veya çok yillik otsu bir bitkidir Ezildigi zaman çok kuvvetli ve hos olmayan bir koku çikartir Çiçekleri mavi veya menekse rengindedir Bir türünden, "Karabas yagi" denilen bir yag çikartilir Yurdumuzda alçak maki gruplariyla birlikte yetisir

Kullanildigi yerler: Agrilari dindirir Kalbe kuvvet verir Balgam söker Uyusukluk giderir, zindelik verir

Karabiber:

Kullanildigi yerler: Mideyi isitir istah açar Hazmi kolaylastirir Mide ve barsaklardaki mikroplari öldürür Enerji verir Afrodizyak özelligi vardir (Cinsel istekleri kamçilar)

Karamuk: Agrostemma githago / Corn-cockle / ) Karanfilgiller familyasindan, yurdumuzda hububat yetistirilen tarlalarda görülen, çogu zaman bugdayla karisik olan biten, 30-100 cm yüksekliginde, tohumlari zehirli bir bitkidir Üzeri tüycüklerle kaplidir Çiçekleri büyük ve güzel, morumsu pembe ve ender olarak da beyazdir

Kullanildigi yerler: Sogukalginligini giderir

Kardeskani: ( (Ejderkani / Ejderagaci / Drecaena dreco / Sanguis draconis) Birçenekliler sinifinin, zambakgiller familyasindan, Kanarya adalarinda yetisen bir agaç ya da agaççiktir Gövdesi kalindir Yapraklari sert ve kiliç seklindedir Dallarinin ucunda demet seklinde toplanmistir Yasli gövdelerden, boyacilikta kullanilan reçinemsi kirmizimtirak bir öz su akar

Kullanildigi yerler: Yaralari tedavi eder, dis kanamalari tedavi eder

Karnabahar: Blumenkohl / Chou-fleur / Cauliflower / Karnabit / Brassica oleracea var / Bortytis / Cauliflower) Lahananin bir çesidi Lahanada yapraklar sebze olarak kullanildigi halde, karnabaharda yenilen kisim genç çiçek tomurcuklari ile çiçek durumu eksenidir Karnabahar beyaz renkte bir sebzedir Bunun sebebi de çiçek durumunun büyük örtü yapraklari ile kapali kalmasindandir Fosfor ve vitamin bakimindan zengindir

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgelerinde sebze olarak yetistirilir

Kullanildigi yerler: Zihin yorgunlugunu giderir Afrodizyak özelligi vardir Cinsel gücü artirir Sinirleri kuvvetlendirir Idrar söktürür Dalak hastaliklarina iyi gelir Seker hastalarina faydali oldugu bilinir

Karpuz: (Harbuz / Citrullus vulgaris / Watermelon / Pasteque / Wassermelone) Pulpasi sulu ve lezzetli olan ve memleketimizde meyve olarak çok yetistirilen, alaca yesil, sert kabuklu büyük meyveler veren, bir yillik otsu bir bitkidir Daha çok Akdeniz bölgesi ülkelerinde yetisen bir bitkidir Anavatani Afrika’dir Eski Misirlilar zamaninda karpuzun yetistirildigi tesbit edilmistir Karpuz, mutedil iklimlerden hoslanir, kumlu-killi, derin ve serin topraklari sever Olgun karpuzlar tin-tin eder, kurumus sapi kolayca kopar, agirlikça hafiftir Karpuzlar renk, sekil ve yetistigi yere göre isim alirlar:

1 Yeni dünyâ karpuzu: Marmara bölgesinde çok ekilir Açik yesil renkte ince kabuklu, koyu kirmizi, gevrek, tatli ve etlidir Çekirdekleri beyaz ve küçüktür

2 Alacali karpuz: Açik yesil kabuk üzerinde muntazam koyu lekeler vardir Kabugu gevrektir Eti pembe kirmizi, çekirdekleri siyahtir

3 Kara karpuz: Kalin, koyu yesil kabuklu, çok sekerli ve lezzetli, etinin orta kismi buzlu gibi görüldügünden karabuz karpuzu da denir Çekirdekleri küçük ve kirmizi renklidir Siyah olanlari da vardir

4 Gülle karpuzu: Geç yetisen, kislik bir çesittir Koyu yesil renkte ve gülle seklindedir

5 Vasinkton karpuzu: Erken yetisen tatli, kabugu ince bir karpuz çesidi

6 Diyarbakir karpuzu: Alaca yesil, çok kalin kabuklu, yuvarlak ve söbü biçiminde, ortalama 20-30 kg gelebilen iriliktedir 50-60 kg gelenleri de vardir Fazla sekerli sayilmaz, eti de posalidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen her yerde

Kullanildigi yerler: Tatli, sulu, sifali, ferahlatici bir meyve olan karpuz, vücuttaki toksinleri temizler ve böbrekteki kumlari eriterek sihhat ve zindelik kazandirir Karpuzun keleklerinden tursu yapilir Ayrica kemik gelisimine de yardimci olur

Kasıkotu: (Fitikotu / Dagçayi / Kizilyaprak / Koyunotu /Herniaria glabra / Agrimonia eupatorium) Karanfilgiller familyasindan, Avrupa, asya ve yurdumuzun çesitli bölgelerinde yetisen, bir veya çok yillik bitkilerdir Yapraklari küçük ve kümeler halindedir Hekimlikte topragin üstünde kalan kisimlari kullanilir

Kullanildigi yerler: Böbrek ve mesane rahatsizliklarini giderir Fitikta faydalidir Idrar söktürür Vücüdu rahatlatir Bademcik iltihablarina iyi gelir

Kasımpatı: Chrysanthemun / Chrysantheme / Chrysanthème / Chrysanthemum / Krizantem / Margarit) Vatani Çin, Japonya olan park ve bahçelerde yetistirilen güzel çiçekleri olan süs bitkileri Sonbahardan kisa kadar çiçek açar Saridan kirmiziya kadar çesitli renklerde iri ve katmerli çiçekleri vardir Büyüklükleri ve sekilleri türlerine göre farklidir

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgesi

Kullanildigi yerler: Balkanlarda yetisen ve Chrysanthemum cinerariae folium adi verilen türündan, böcek öldürücü ilaç yapilir

Kasu: (Cacho / Catechu / Cachou / Katechusaft) Kasu Akasyasi (Acacia catechu) nin odunundan elde edilen bir maddedir Kahverengi, kokusuz bir kütledir Soguk suda kismen, sicak suda ve alkolde tamamen çözülür

Kullanildigi yerler: Ishali keser, vücuda kuvvet verir






Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Katırtırnağı ( genista luncea ) :Baklagiller familyasından; dik duran çalı halinde, her zaman yeşil olan odunsu bir bitki cinsidir Genç sürüngenler, narin yapılıdır Üzerinde çok sayıda yaprak bulunur veya yapraksızdır Çiçekleri sarıdır

Kullanıldığı yerler:
İdrar ve balgam söktürür Hazmı kolaylaştırır Böbrek ve safra kesesi taşlarının düşürülmesine yardım eder Mesane hastalıklarını tedavi eder Romatizma ve nikriste de faydalıdır Kabızlığı giderir Kalp hastalıklarında da kullanılır

Katrancı ( sedirağacı ) :Çamgiller familyasından; Lübnan dağlarında ve yurdumuzda Toros dağlarında yetişen 40 metre kadar boyu olan çok gösterişli ve heybetli bir ağaçtır Dalları yataydır Yaprakları iğne gibi olup, demet şeklindedir Renkleri, genç yaşında koyu yeşildir Zamanla açık mavi yeşile dönüşürler Kozalağı, olgunken açık kestane renkli, uzunca, oval şeklinde ve 8-12 cm boyundadır Tohumlarında reçine vardır Odunu kokuludurGövde ve dallarının kapalı yerlerde yakılmasıyla sarıkatran elde edilir

Kullanıldığı yerler:
Mikrop öldürücüdür Cilt solunum yolları hastalıklarında kullanılır İdrar söktürür

Katranköpüğü ( agaric ) :Çayır mantarlarındandır Şapkasının alt yüzü dilim dilimdir

Kullanıldığı yerler:
Solunum yolları hastalıklarında kullanılır

Kavakağacı ( populus ) Akkavak, titrekkavak, tellikavak, servikavağı, karakavak, Hollandakavağı gibi çeşitleri vardır Hekimlikte karakavak kullanılır Karakavak 25-30 metre boyunda, gövdesi kalın bir ağaçtır Yaprakları üçgen şeklinde, dişli ve tüysüzdür Yaprak tomurcukları tanen, uçucu yağ, mum, salisin ve populin adı verilen glikozitleri taşır

Kullanıldığı yerler:
Kavak tomurcuklarından hazırlanan merhemler basur memelerinin ve romatizmanın lokal tedavisinde kullanılır Karakavak odunun yakılmasından kömür elde edilir Mide ve bağırsaklardaki gazı giderir Yine bu kömürden yapılan diş tozları da dişlerin temizlenmesinde ve dişetlerinin kuvvetlendirmekte kullanılır

Kavun ( cucumis melo ) :Kabakgiller familyasından; vatanı Küçük Asya olan, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir yıllık bir bitkidir Yaprakları oldukça büyüktür ve yürek biçimindedir Çiçekleri, yapraklarının koltuğundan çıkar Meyvesi sulu ve güzel kokuludur

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri yatıştırır Rahat bir uyku verir Böbrekleri ve kanı temizler Cide temizlik verir İdrar söktürür Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder Nikris ve romatizma şikayetlerinin hafiflemesini sağlar Akciğer veremi ve kansızlıkta da faydalıdır Kabızlığı giderir Basur memelerinin şikayetlerini azaltır Vücuda serinlik verir Mide ve bağırsaklarda ülser veya iltihap olanlarla, şeker hastaları ve yüksek tansiyonlular yememelidir

Kayakoruğu ( kulakotu ) Çiçekleri salkım biçimindedir Yeşil kısmı acıdır

Kullanıldığı yerler:
Yeşil kısımları zeytinyağı ile karıştırılıp, merhem yapılır Cilt iltihaplarında, egzamada, nasır tedavisinde kullanılır

Kayışkıran ( eşekotu ) :Baklagiller familyasından; boş arazilerde ve kurak yerlerde yetişen 30-60 cm yüksekliğinde çok yıllık dikenli bir bitkidir Yaprakları kısa saplıdır Çiçekleri pembedir Meyveleri küçüktür Köklerinde tanen, sakkaroz, zamk, uçucu ve sabit yağ, spinosin ve ononin vardır Kökleri kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Terletir ve idrar söktürür Vücuda rahatlık verir Böbrek taşlarının düşürülmesine yardım eder Böbrek ve mesane iltihaplarını giderir Boğaz ağrılarını geçirir

Kayınağacı ( akgürgen ) :Kayıngiller familyasından; kış aylarında yapraklarını döken güzel görünüşlü bir orman ağacıdır Dalları salkım gibidir Kabukları halka halkadır Kabuk ve dallarının kuru distilasyonundan kayınağacı katranı elde edilir

Kullanıldığı yerler:
Müzmin bronşit, verem tedavisinde kullanılır Diş ağrısını keser Kabuklarının suda kaynatılmasıyla elde edilen suyla yüz lekeleri, çiller giderilir Kıllar temizlenir

Kayısı ( Zerdali, prunus armeniaca ) :Gülgillerden 4-6 metre boyunda bir çeşit meyve ağacıdır Meyvesi cevizden büyük, derisi ince, açık turuncu renkte, eti sulu, tatlı ve güzel kokulu, tek ve sert çekirdeklidir Şekerpare, şam, tokaloğlu, imrahor, muhittinbey, hacıkız, hasanbey, darende gibi çeşitleri vardır

Kullanıldığı yerler:
Sinir zafiyetini giderir Uyku verir Beyin yorgunluğunu geçirir İştah açar ve hazmı kolaylaştırır Nekahat devresini kısaltır Raşitizmde faydalıdır Kansızlığı tedavi eder Kabızlığı giderir Yüz ve boyunlara tazelik ve güzellik verir

Kaynanadili ( kaktüs ) :Atlasçiçeğigiller familyasından; bir çeşit bitkidir Nopal zamkı elde edilir

Kullanıldığı yerler:
Dizanteri ve ishali keser

Kazayağı ( kenopodyum ) :Ispanakgiller familyasından; yaprakları kazayağına benzer, Kuzey Amerika'nın doğu bölgelerinde yetişen ve Akdeniz bölgesinde de görülen kokulu, otsu bir bitkidir Topraküstündeki kısımlarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağa "kazayağı esansı" denir

Kullanıldığı yerler:
Bağırsak solucanlarını düşürmekte faydalıdır

Kebabe ( hindistaneriği ) :Cava, Sumatra ve Borneo'da yetişen "piperaceae"nin kurumuş meyvesidir Taze iken %6-15 terementi ruhunun polimeri bir esans ve kübebik asidden mürekkep bir reçine ve kübebin denilen kristalize, lezzetsiz bir cevher ihtiva eder

Kullanıldığı yerler:
Mide ve idraryolları hastalıklarında kullanılır

Kebereotu ( kedi tırnağı ) :Bir çeşit çalıdır Fransa'da ve ülkemizin Akdeniz bölgesinde yetişir Yemişi nohuttan büyüktür Turşusu yapılır Kökünün kabukları kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür, vücuda rahatlık verir İştah açar Skorbüt tedavisinde kullanılır

Keçiboynuzu ( harnup ) :Baklagiller familyasından; Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz havzasında yetişen 6-10 metre boyunda, kışın yaprak dökmeyen bir ağaç ve onun meyvesidir Çiçekleri yeşilimtıraktır Meyvesi 10-20 cm boyunda, yassı, etli, açılmayan ve koyu renklidir İçeriğinde yağ, sakkaroz, glikoz, selüloz ve azotlu bileşikler vardır Çiğ yendiği gibi reçel ve likör de yapılır

Kullanıldığı yerler:
Mide ve bağırsak hastalıklarına faydalıdır Göğsü yumuşatır, balgam söker ve bronşları boşaltır İshali keser Sigara tiryakileri için faydalıdır

Keçi sedefotu ( keçisedefi ) :Baklagiller familyasından; Haziran - Ağustos ayları arasında açık mor renkli çiçekler açan 50 - 100 cm boyunda çok yıllık otsu bir bitkidir Yaprakları koyu yeşildir Çiçekleri gövde ve dalların ucunda salkımlar şeklindedir Meyvesi; esmer kırmızımtırak renkli, tüysüz ve çok tohumludur Toprak üstündeki kısımların içeriğinde "tanem" ve "galegin" adlı alkoloid ve acı maddeler vardır Bitkinin tamamı toplanıp, kurutulur

Kullanıldığı yerler:
Anne sütünü artırır Az miktarda verildiği takdirde kandaki şeker miktarını düşürür Fazla kullanmamak gerekir

Kediayağı ( antennaria diocia ) :Bileşikgiller familyasından; Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde yetişen, beyazımsı ve yumuşak sık tüylü bir bitkidir Çim ve çalılar arasında bulunur Çiçekleri kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Öksürüğü keser Göğsü yumuşatır ve balgam söktürür Bronşit ve safra kesesi hastalıklarında kullanılır İdrar söktürür

Kedinanesi ( yabani sümbül ) :Ballıbabagiller familyasından; kırlarda yetişen beyaz ve pempemsi çiçekli bir bitkidir İstanbul ve İç Anadolu bölgesinde görülür Kediler çok sever

Kullanıldığı yerler:
Hazım sistemini düzeltir Hazmı kolaylaştırır Mide ve bağırsak gazlarını söktürür Karın ağrılarını giderir Astım grip ve bronşitin sebep olduğu nefes darlığını geçirir İdrar söktürür Bağırsak solucanlarını düşürür Ağrılı aybaşı kanamalarında faydalıdır İktidarsızlığı giderir Sinirleri yatıştırır

Kediotu ( valeriana ) :İkiçenekliler sınıfının, kediotugiller familyasından; kökü az etli, çok yıllık bir otsu bitkidir Boylarına göre iki gruba ayrılır Bir kısmının boyu 5-50 santimetre kadardır Diğerleri ise, 2 metreyi bulabilirler En yaygın türü tıbbi kediotudur Yurdumuzda büyük yapraklı kediotu, küçük kediotu ve dağ kediotu gibi türleri vardır Tıbbi kediotu : Avrupa ve Kuzey Asya'da yabani olarak yetişir Öneminden ötürü kültür bitkisi olarak da yetiştirilir 1-1,5 metre yükseklikte çok yıllık bir kediotu türüdür Gövdesinin içi boştur Yarprakları karşılıklı olarak dizilmiştir Sapları kısa, kenarları dişlidir Çiçekleri büyük, beyaz veya pembe renklidir Meyveleri küçük ve tüylüdür Rizom ve köklerinde nişasta, şeker, reçine, chatin, valerin ve uçucu bir yağ vardır Kökü tazeyken kokusuzdur Kuruduğu zaman keskin fena bir kokusu vardır

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri telkin eder Nevrasteni ve isteride faydalıdır Ateş düşürür, spazm çözer Sinirsel baş ağrılarını, sinirsel çarpıntıları teskin eder Tıbbi kediotunun kökünden elde edilen kediotu esansı isteri, kore ve epilepside kullanılır Baş dönmesi, taşıt tutması ve heyecanlanma hallerinde kullanılır

Kekik ( thymus ) :İkiçenekliler sınıfının, ballıbabagiller familyasından; odunsu saplı, karşılıklı küçük yapraklı, sürüngen, çok yıllık timol kokulu alçak bir bitkidir İçeriğinde thymol vardır Güney Amerika'da yetişen thymus vulgaris türünden hafif sarı renkli uçucu kekikyağı elde edilir İçeriğinde timol ve karvakrol vardır Midevi, idrar söktürücü ve antiseptik olarak kullanılır Yurdumuzda yabani kekik ve başlı kekik çok miktarda yetişir Ancak mercanköşk türlerinin çoğu da kekik yerine kullanılmaktadır

Kullanıldığı yerler:
Bedeni kuvvetlendirir Hazmı kolaylaştırır İştahsızlığı giderir Sinirleri kuvvetlendirir Kalp çarpıntılarını keser Yemeklerin bozulmasını önler Bağırsak iltihabını iyileştirir Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar İdrar söktürür Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder Böbreklerde ve mesanedeki mikropları öldürür Cinsel isteği kamçılar Tansiyonu geçici olarak yükseltir Hastalıklara karşı direnme gücünü artırır Çocuklarda görülen kansızlığı giderir Kan dolaşımını düzenler Müzmin öksürük, astım, bronşit ve iltihaplı zatülcenp'e faydalıdır Grip, beyin nezlesi ve anjinde şikayetlerin azalmasına yardımcıdır Kekik suyu ile banyo romatizma ağrılarını dindirir Kandaki şeker miktarını azaltır Hamileler ve guatrı olanlar kullanmamalıdır

Kenevir ( esrarotu ) :Kendirgiller familyasından, vatanı Hindistan olan, sıcak ülkelerde ve yurdumuzda da kültürü yapılan, bir yıllık bir bitki türüdür Gövdesi diktir İçi boştur Yüzeyi pürtüklüdür Yaprakları 5-11 parçalıdır Meyvesi 3-5 milimetre boyundadır Tanelerinin içinde etli bir cücük vardır Dal uçlarında reçine ve uçucu bir yağ vardır Meyveleri yağ bakımından zengindir Tohumlarından çıkarılan yağ, sabun sanayiinde kullanılır Gövdesinin kabuk kısmından kenevir veya kendir denilen bir lif elde edilir Bunlardan ip, halat ve kaba dokulamalar yapılır

Kullanıldığı yerler:
Yapraklarının suda haşlanması müzmin romatizma ağrılarını keser

Keraviye ( karamankimyonu ) :Maydanozgiller familyasından Doğu Anadolu bölgesinde yetişen 2 yıllık otsu bir bitkidir Çiçekleri beyaz renklidir Mayıs - Temmuz ayları arasında açar 30 - 90 cm boyundadır Kazık köklüdür Meyvesi esmerdir İçeriğinde tanen, reçine, sabit ve uçucu yağlar vardır

Kullanıldığı yerler:
Anne sütünü artırır Mide ve bağırsak gazlarını, midedeki diğer şikayetleri giderir İdrar söktürür Astımda faydalıdır

Kereviz ( apium graveolens ) :Maydanozgiller familyasından, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu, iki yıllık bir bitkidir İçeriğinde sedanonik anhidrit, sedanolin, limonen, palmirik asit, gayakol gibi maddeler vardır Yaprakları ve baş kısmı kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Uyarıcı ve idrar söktürücüdür İktidarsızlığı giderir Cinsel istekleri kamçılar Şeker, guatr ve yüksek tansiyonda faydalıdır Böbrek, akciğer ve karaciğer hastalıklarını önler Mideyi kuvvetlendirir İştah açar Sürmenajda faydalıdır Sinir yorgunluğunu giderir Kanı temizler Karaciğer şişliğini giderir Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesinde yardımcı olur Safra ifrazatını düzenler Nikris ve romatizmada faydalıdır Susuzluğu keser ve vücuda serinlik verir Kalp hastalarına tavsiye edilir Ses kısıklığını giderir

Kestane ( castanea vesca ) :Kayıngiller familyasından; kışın yapraklarını döken, 25 - 30 metre boyunda bir ağaçtır Yaprakları geniştir Meyveleri iridir

Kullanıldığı yerler:
Kabuklarının suda kaynatılması ile hazırlanan ilaç; ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır Meyvesi, kasları kuvvetlendirir Kan dolaşımını düzenler Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçirir Kansızlığı giderir Mideyi kuvvetlendirir Damar sertliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememelidir

Ketentohumu ( graine de lin ) :Keten denilen kireçli topraklarda yetişen otsu bir bitkinin tohumudur İçeriğinde sabit yağ, müsilaj, protein, siyanogenetik bir glikozit olan linamarin vardır Ketenyağında asitler vardır Boya ve muşamba sanayiinde kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Akciğer hastalıkkları bronşit ve soğuk algınlığında faydalıdır Lavman olarak kullanılırsa kabızlığı giderir Müzmin öksürüğü keser Dolama, köpekmemeleri ve her türlü çıbanın tedavisinde faydalıdır

Kılıçotu ( sarıkantaron ) :Kılıçotugiller familyasından; Mayıs - Eylül ayları arasında sarı renkli çiçekler açan, 30 - 100 cm boyunda çok yıllık otsu bir bitkidir Yaprakları sapsızdır Koyu yeşildir Çiçekleri dallarının ucundadır Çiçek dallarında; pinen, cadinen, tanen, reçine, zamk, acı maddeler ve boya maddeleri vardır

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri yatıştırır İdrar ve balgam söktürür Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser İştah açar Zeytinyağı ile hazırlanan merhemi yaraları iyileştirir Filizlenmiş uçlarından yapılan haşlama, bağırsak kurtlarını düşürür

Kınaağacı ( hınna ) :Kınaağacıgiller familyasından, anayurdu Hindistan olan ve Arabistan'da ve Akdeniz ikliminde yetiştirilen ayrık dallı, beyazımsı kabuklu, karşıt yapraklı bir ağaçtır Çiçekleri beyaz renkli ve keskin kokuludur Kurutulmuş yapraklarından kına elde edilir Saç ve parmakları boyamakta kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Ayak terlemelerine engel olur Dolamada kullanılır Uyuz ve egzamaya iyi gelir Guatrın üzerine bağlanırsa, faydası görülür Sarılık, idrar zorluğu, gastrit ve kolit'de iyileştiricidir Ağız yaraları ve deri çatlaklarını tedavi eder

Kınakına ( kontestozu ) :Kökboyasıgiller familyasından; anayurdu Peru ve Bolivya olan ve sanayii bitkisi olarak Cava, Güney Hindistan, Kolombiya, Seylan, Guatemala, Kamerun ve Kongo gibi tropikal ülkelerde yetiştirilen 15-20 metre boyunda bir ağaçtır Kabuğundan kinin çıkarılır Kınakınanın içeriğinde kinin, kinidin, kinşonin, singol, kupreol gibi maddeler vardır Gövde, kök ve kabukları kullanılır Tadı acıdır

Kullanıldığı yerler:
Ateş düşürür Sıtmayı tedavi eder Tifoda faydalıdır Ağır ve mikroplu hastalıkların nekahat devresini kısaltır Cilt kaşıntılarında faydalıdır İştah açar Kuvvet verir Kabızlığı giderir Kinidin alkoloidi taşikardide kullanılır Vücuda kuvvet verir

Kırkdamarotu ( cryptogamae ) 100 kadar çeşidi vardır Kibritotları, atkuyrukları ve eğreltiotları bu familyadandır Yol kenarlarında ve kumlu topraklarda yetişirler

Kullanıldığı yerler:
Burun kanamasını keser Kesiklerde ve çıbanda faydalıdır Balla karıştırılıp yenecek olursa, nefes darlığını giderir Yaraları iyileştirir Kandaki şeker miktarını düşürür

Kırlangıçotu ( hilaliye ) :Gelincikgiller familyasından, Nisan - Mayıs ayları arasında sarı renkli çiçekler açan, 30 - 70 cm yüksekliğinde çok yıllık otsu bir bitkidir Kuzey Anadolu bölgesinde yetişir Çiçekleri dallarının ucundadır Bitkinin tamamında ve özellikle yapraklarında sarı renkli boya maddesi ve alkoloidler vardır Sapı kırıldığı zaman sarı renkli bir süt akar Zehirlidir

Kullanıldığı yerler:
Sütü siğil ve nasırların tedavisinde kullanılır

Kırmızıbiber ( guinea pepper ) :Olgunlaşak kızarmış yıllık biberin kurutularak toz haline getirilmiş şeklidir

Kullanıldığı yerler:
Hazmı kolaylaştırır Mide tembelliğini giderir İştah açar Kusmayı önler İshali keser Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler İshali keser İdrar ve ter söktürür Cinsel istekleri kamçılar Grip ve soğuk algınlığında faydalıdır Merhemi lumbago, nevralji ve romatizmada faydalıdır Egzama, yüksek tansiyon, üremi veya damar sertliğinden şikayet edenler kullanmamalıdır

Kısamahmut ( dalakotu ) :Ballıbabagiller familyasından; Haziran - Eylül ayları arasında pembe ve seyrek olarak da beyaz renkli çiçekler açan, otsu bir bitkidir 10 - 30 cm boyundadır Yaprakları; karşılıklı, tüylü, kenarları dişili ve küçük bir meşe yaprağı şeklindedir Çiçekleri üst yapraklarının koltuğunda gruplar halindedir Meyvesi küçüktür Çiçekli bitkide uçucu bir yağ, acı maddeler, tanen, glikozitler vardır

Kullanıldığı yerler:
Vücuda kuvvet verir Ateşi düşürür İdrar söktürür Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur Aybaşı tutkluğunu giderir Öksürüğü keser

Kızılcık ( cornus ) :Kızılcıkgiller familyasından; çoğunluğu çalı veya ağaç halinde odunsu ve bir kaçı da otsu karakterde, kışın yaprak döken veya her zaman yeşil bitki cinsidir Yaprakları sade, uzun veya kısa saplı, genellikle çatallı tüylüdür Çiçekleri salkım veya şemsiye şeklindedir 40 kadar türü vardır Meyvesi yuvarlaktır Yurdumuzda yetişen türü sarı çiçekli kızılcıktır Boyu 7-8 metre kadardır Çalı şeklinde olanları da vardır Kış aylarında yapraklarını döker çiçekleri yapraklarından önce açar Renkleri sarıdır Yaprakları karşılıklı dizilmiştir Meyveleri sonbaharda olgunlaşır 1-1,5 cm boyundadır Parlak kırmızı renktedirler Lezzeti burukturMeyveleri şeker, müsilajlı maddeler ihtiva eder Kabuklarında ise reçineli maddeler, tanen ve müsilaj vardır Meyveleri yenir veya şurubu yapılır

Kullanıldığı yerler:
Meyveleri ishali keser Kabızlık yapar Kabukları ateş düşürür Ağız paslanmasını giderir Ağız yaralarını geçirir Şurubu, vücuda kuvvet verir

Kimyon ( kyminon ) :Maydanozgiller familyasından; Mayıs - Haziran aylarında bayez veya pembemsi çiçekler açan, 15 - 20 cm boyunda, bir yıllık otsu bir bitkidir Anavatanı Mısır'dır Yaprakları dar ince şeritler halinde parçalıdır Çiçekleri 3-5 saplı şemsiye durumundadır Meyveleri ovaldir İçeriğinde, reçine, sabit ve uçucu yağlar vardır Keskin, hoş kokuludur Tohumları baharat olarak kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İştah açar Hazımsızlığı giderir Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler Birikmiş gazı söktürür Hava yutmayı önler Sinirleri yatıştırır Sinirsel başdönmelerini keser Anne sütünü artırır Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar İdrar söktürür Yüksek tansiyonu düşürür Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur Romatizma ve şişmanlıkta faydalıdır Hamileler kullanmamalıdır

Kiraz ( prunus avlum ) :Gülgiller familyasından; anayurdu Asya olan, düz kabuklu bir çeşit ağaç veya ağaçcıktır Genellikle yapraklanmadan önce çiçek açar Meyvesi, etli ve tek çekirdeklidir Ev ilaçlarında sapları, meyvesi, kabuğu ve çiçekleri kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür Böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur Kabızlığı giderir Kanın temizlenmesine yardım eder Nikris, romatizma, damar sertliği ve mafsal kireçlenmesinde faydalıdır Karaciğer şişliğine iyi gelir Safra akışını normale döndürür Sivilceleri önler Susuzluğu giderir Kabukları ishali keser Ateşi düşürür Çiçekleri göğsü yumuşatır ve öksürüğü giderir

Kişniş ( ) :Maydanozgiller familyasından; Haziran - Ağustos ayları arasında pembe beyaz renkli çiçekler açan, 30 - 50 cm boyunda, oldukça fena kokulu bir yıllık otsu bir bitkidir Nemli çayır ve sırtlarda yetişir Yaprakları açık yeşil renkli ve tüylüdür Çiçekleri, dallarının uçlarında şemsiye şeklinde toplanmıştır Meyveleri nişasta, tanen, şekerler ve uçucu yağ taşır Kişniş şekeri, likör yapımı, pastacılık ve eczacılıkta kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İştah açar Bağırsak gazlarını giderir Sinirleri yatıştırır Hazmı kolaylaştırır Sinirsel baş ağrılarını keser Karın ağrılarını giderir Cinsel arzuyu kamçılar Aybaşı kanamasını düzenler Doğumu kolaylaştırır Sürmenajda faydalıdır Bayat yiyeceklerin zararını azaltır Fazla miktarda yenirse zararı görülür

Kokulu yonca ( melilotus ) :Baklagiller familyasından, Avrupa'da ve yurdumuzda yetişen, 30 - 100 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitkidir Gövdesi silindir biçimindedir Tüysüzdür Çok dallıdır Yaprakları almaşık dizilişlidir Sarı çiçekleri güzel kokuludur Meyvesi 4 mm kadar boyunda 1-2 tohumludur Çiçekli ve yapraklı dallarında kumarin, melilotik ve kumarik asitler ile uçucu bir yağ vardır

Kullanıldığı yerler:
Hafif kabız vericidir Romatizma ağrılarını dindirir Vücuda rahatlık verir

Koruk ( ekşi üzüm ) :Henüz olgunlaşmamış, ekşi, ham üzümdür Şerbeti yapılır

Kullanıldığı yerler:
İştah açar Kurdeşende faydalıdır Göz ağrılarını dindirir

Kralotu ( peucedanum ostruthium ) Çiçekleri pembe ve beyaz renkte olup, dallarının ucuna toplanmıştır Yaprakları ilkbahar, kökü ise sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur

Kullanıldığı yerler:
Mide ve bağırsak bozukluklarını giderir İshali keser Kanı temizler Damar sertliği ve nikriste faydalıdır

Kudrethelvası ( manna ) :Bir çeşit dişbudak olan fraxinus ornus ağacının torba şeklinde ve içi sıvı dolu yerine yapılan kesiklerden çıkan sıvıdır İçeriğinde mannit şekeri vardır Yuvarlak, yassı, billuri, kuru parçalardır Rengi soluk sarımsı ve içi beyazdır Kokusu bala benzer Lezzeti şekerlidir Suda kolay erir

Kullanıldığı yerler:
Kolay kullanılır, hoş bir müshildir

Kudretnarı (momordica ) :Kabakgiller familyasından, tırmanıcı, ince gövdeli, bir yıllık bir bitkidir Yaprakları saplı ve el gibi parçalıdır Meyvesi olgunlaşınca, birbirinden ayrılır Meyveleri 10-15 cm boyunda şişkin ve iki uçta incelmiş şeklindedir Üzerinde kabarcıklar vardır Turuncu - sarı renktedir Ev ilaçlarında, zeytinyağı ile karıştırılarak kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Mide ülserini tedavi eder Egzama ve diğer cilt hastalıklarında faydalıdır Yaraların çabuk kapanmasını sağlar

Kuduzotu ( dişotu ) Boyu 30-120 cm arasındadır Yaprakları sert ve dalgalıdır Çakıllı, çorak arazide yetişir Çiçekleri salkım şeklindedir Zehirlidir

Kullanıldığı yerler:
Ödem hastalığında faydalıdır Mesane taşlarının düşürülmesine yardım eder Spazm ve ağrıları giderir

Kurtayağı ( Lycopode ) :Kibritotunun en çok görülen şeklidir Boyu 1 m kadardır Sporlu başaklarından kurtayağı tozu denilen ve hekimlikte kullanılan sarı bir toz elde edilir

Kullanıldığı yerler:
Karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında faydalıdır Ağrıları dindirir Romatizmada şikayetleri giderir Böbrek ve safra kesesi taşlarının düşürülmesine yardımcı olur

Kurtbağrı ( kurtbaharı ) :Zeytingiller familyasından kış aylarında yaprağını döken veya her zaman yeşil olan odunsu bir bitkidir Yurdumuzda adi kurtbağrı yetişir 4-5 m boyunda bir çalıdır Çiçekleri beyazdır Meyveleri parlak siyah renkte olup, üzümsüdür Bütün orman bölgelerinde yetişir

Kullanıldığı yerler:
Çiçekleri cilt kurumasında faydalıdır Meyveleri kullanılmamalıdır

Kurtpençesi ( kurttırnağı ) :Gülgiller familyasından beşparmakotu adlı bitkinin salkım çiçekli, sapı ve kökü bol taneli, çok yıllık bir türüdür Yaprakları kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İshali keser

Kuso ( kusso ) :Gülgiller familyasından Habeşistan'da yetişen almaşık yapraklı, katmerli çiçekli ve dişi organı geniş tepecikli bir ağaçtır

Kullanıldığı yerler:
Bağırsak solucanlarını düşürmeye yarar

Kuşburnu ( fructus rosa canina ) :Yabangülünün, şeker, organik asit ve C vitamini bakımından zengin olan meyvesidir

Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür, ishali keser

Kuşekmeği ( çoban dağarcığı ) :Turpgiller familyasından; beyaz veya mor çiçekli otsu bir bitkidir Birçok türü vardır

Kullanıldığı yerler:
Basur memelerini tedavi eder Boğaz ağrılarını geçirir

Kuşkonmaz ( asparagus ) :Zambakgiller familyasından; çalı veya yarı çalı halinde odunsu, çoğu sarılıcı, bazı türleri de otsu olan Asya, Afrika ve Akdeniz bölgesinde yetişen bir bitkidir Yaprakları pul gibi ve almaşık dizilişlidir Çiçekleri küçüktür Renkleri yeşilimsi veya beyazdır Meyveleri üzümsüdür 150 kadar türü vardır Tıbbi kuşkonmaz Trakya ve Doğu Anadolu'da yabani olarak yetişir Çiçekleri sarımsı yeşildir Meyvesi kırmızıdır Kök ve rizomlarında şekerler, mannit, koniferin, asparajin A ve C vitaminleri vardır Hekimlikte toprakta sürünen gövdesi, kökü ve tomurcukları kullanılır İlkbahar aylarında toplanıp kurutulur

Kullanıldığı yerler:
Kalp hastalıklarından doğan ödemleri giderir İdrar söktürür İdrar yollarını temizler Sinirleri kuvvetlendirir Kanı temizler Karaciğer ve böbreklerin muntazam çalışmasını sağlar Karaciğer şişliğini indirir Dalak hastalıklarında faydalıdır Zihin yorgunluğunu giderir Sivilce ve egzamanın iyileşmesinde yardımcı olur Kandaki şeker miktarını düşürür El ve ayaklarda görünen şişlikleri indirir Bel soğukluğu böbrek ve mesane iltihabı olanlarla, çok sinirli kimselerin kullanmaması gerekir

Kuzukulağı ( rumex ) :Karabuğdaygiller familyasından; nemli kırlarda yetişen, genellikle bir kaç yıl yaşayan, yeşil veya firfiri renkte orsu bir bitki cinsidir Yaprakları hafifçe kabarık ve geniştir Meyveleri üç köşeli veya yassıdır Yurdumuzda yetişen türleri; Labada, büyük kuzukulağı, küçük kuzukulağı gibi çeşitleridir Ev ilaçlarında büyük ve küçük kuzukulağının yaprakları kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Yaprakları ile salata yapılıp, yenir İdrar söktürür Mide şişkinliğini giderir Egzamalar üzerine kompress yapılır Romatizmalılar, böbreklerinden hasta olanlar, yememelidir

Küçük hindistancevizi ( myristica ) :Myristicaceae familyasından; Anavatanı Molük olan, diğer sıcak bölgelerde de yetiştirilen, 16 - 18 m yüksekliğinde bir ağaç ve onun meyvesidir Görünüş itibariyle Portakal ağacına benzer Tohumları beyazımsı kül halinde ve yuvarlaktır Kabuğu soyulmuş halde satılır İçeriğinde uçucu bir yağ vardır

Kullanıldığı yerler:
Vücudu kuvvetlendirir Hazmı kolaylaştırır İştah açar Kalp ve sindirim ilaçları yapmakta kullanılır

--->: Şifalı Bitkiler frmacil sayfa 2iki --->: Şifalı Bitkiler




Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Labada ( rumex patientia ) :Karabuğdaygiller familyasından; dere kenarlarında ve sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen bir bitkidir Haziran - Eylül ayları arasında yeşilimtırak renkte küçük çiçekler açar Boyu 50 cm ile 2 m arasında değişir Köklerinde nişasta, şekerler, reçine ve antrakinon türevleri vardır Yaprakları sebze olarak yenir Ev ilaçlarında kökü ve yaprakları kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Kökü kaynatılıp içilirse bütün kaşıntıları keser Yeşil tohumları kaynatılıp içilecek olursa, anne sütünü artırır Mesane tıkanmasını giderir İştah açar İshali keser

Laden ( cistus ) :Ladengiller familyasından; İç Anadolu ve sahil bölgelerinde yetişen, kış aylarında yaprak dökmeyen, yeşil bodur bir çalıdır Yaprakları karşılıklı dizilmiştir Çiçekleri büyük, beyaz veya pembe renklidir Meyveleri kapsüldür İçeriğinde Ladan denilen zamk vardır

Kullanıldığı yerler:
Balgam söktürür Nezleyi keser Dizanteride faydalıdır Parfümeride kullanılır

Lahana ( brassica oleracea ) :Turpgiller familyasından iri ve kalın yapraklı bir bitkidir En çok yetiştirileni baş lahanadır Yurdumuzun bütün bölgelerinde yetişir Başlıca çeşitleri: Kemer lahanası, Batman lahanası, köse lahanası, Brüksel lahanası ve Kara lahanadır Lahana C vitamini bakkımından zengindir Yapısında kükürt bulunur Çiğ olarak yemek veya sıkarak suyunu içmek daha faydalıdır

Kullanıldığı yerler:
Kansızlığı giderir İdrar söktürür Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar Mide ve bağırsak yaralarını yumuşatır Kabızlığı giderir Kandaki şeker miktarını düşürür Vücudu hastalıklara ve kansere karşı korur Göğüs ucu çatlaklarını giderir Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir Astımda faydalıdır Romatizma, siyatik, lumbago ve Apsede yararlıdır Ses kısıklığını giderir İştah açar Guatr olanlar yememelidir

Latinçiçeği ( frenkteresi ) :Latinçiçeğigiller familyasından; bir çeşit bitkidir Çiçekleri kırmızı veya turuncudur Peru'da doğal olarak yetişir Çiçekleri salatalarda kullanılır

Kullanıldığı yerler:
İştah verir İdrar söker Skorbütte faydalıdır

Lavantaçiçeği ( lavandula ) :Ballıbabagiller familyasından; çalı görünüşünde, dip kısmı odunsu bir bitkidir Çiçekleri mavi veya morumsu ya da koyu kırmızıdır Kokusu güzeldir Karabaş lavantaçiçeği denilen türü yurdumuzda vardır

Kullanıldığı yerler:
Kaynatılmış suyu uyarıcı ve midevidir Küçük bir torba içinde dolaplara konan lavanta çiçekleri, elbise ve çamaşırları böceklerden korur Banyo suyuna güzel koku verir Lavanta kolonyası vücudu ferahlatır Ateşi düşürür

Limon ( lemon ) :Limonağacının açık sarı renkli, yumurta biçiminde, kabuğu güzel kokulu, suyu ekşi olan meyvesidir Kabuklarından limon esansı çıkarılır C vitamini, şeker, müsilaj, sitrik asit ve tuzları bakımından zengindir

Kullanıldığı yerler:
Ateşi ve tansiyonu düşürür Kanı temizler Susuzluğu giderir Kalbi kuvvetlendirir Damar sertliği ve romatizmada faydalıdır Gribin çabuk atlatılmasını sağlar Mide, bağırsak ve idraryollarındaki mikropları öldürür Gıda zehirlenmesini önler İdrar söktürür Böbrek ve mesane kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur Yüzdeki sivilceleri geçirir Cildin güzelleşmesini sağlar Karaciğer hastalıklarında faydalıdır Dişleri beyazlatır ve diş etlerini kuvvetlendirir Nezlede şikayetleri geçirir Skorbüt hastalığında faydalıdır Boğaz ve bademcik iltihaplarının giderir İshali keser Kansızlığı önler Fazla aybaşı kanamasını önler Nasırları söker Mide ağrılarını dindirir Baş ağrılarını ve vücut ağrılarını keser Yüz çillerinde faydalıdır


Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Mahmude ( bingözotu ) :Çitsarmaşığıgiller familyasından; Anadolu'da ve Suriye'de yetişen, sarılarak tırmanan, sürünücü ve sütlü, çok yıllık bir bitkidir Gövdesi ince ve tüysüzdür Çiçekleri beyaz ve sarımsı renktedir Meyvesi 4 tohumlu, 2 gözlü bir kapsüldür Kökleri uzun ve kalındır Kökü, nişasta, tanen, müsilaj ve "skammonin" taşır Ev ilaçlarında kullanılmaması tavsiye edilir

Kullanıldığı yerler:
Kalınbağırsağa tesir eden tahriş edici bir müshildir Frengide faydalıdır

Mandalina ( mandarin ) :Turunçgiller familyasından; 5-6 m yüksekliğinde mandalina ağacının meyvesidir Tatlı, kokulu, lezzetli, vitamince zengin bir meyvedir Kabuğundan esans çıkarılır

Kullanıldığı yerler:
Kanı temizler Sinirleri yatıştırır Damar sertliği, felç ve gripte faydalıdır

Mantar ( fütr ) :Boy, biçim ve bölge bakımından büyük değişiklikler gösteren, yüz bin kadar çeşidi bulunan bir çeşit bitkidir Karada ve tatlı sularda yaşarlar Mantarların içinde tıbbi etkileri olanlar, gıda olarak kullanılanlar, zehirlenmelere sebep olanlar, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık yapanlar, antibiyotik madde oluşturanlar ve kimya sanayiide kullanılanlar vardırYenen mantarların çoğu bazitli mantarlardır Bunların 500 kadar cinsi ve 13500 kadar türü vardır Sporları şişkin bir hif ucunda 4 tane olarak meydana gelir Makbul olan türü şemsiye mantarıdır Büyük ve göz alıcı bir şekildedir Şapkası başlangıçta yuvarlak veya yumurta biçimindedir Sonradan çan, şemsiye veya tabak şekline döner Rengi beyazımtırak gri ile esmerimtırak gri arasında değişir Çapı 25-30 cm kadardır Eti yumuşak ve süt gibi beyazdır Lezzeti hoştur Yer mantarı da yenir Huni biçimindedir Şapkasının eti sarımtırak beyaz ve sarı kenarlıdır Kokusu kayısıyı hatırlatır Lezzeti ise karabiberi andırır Hazmı güçtür

Kullanıldığı yerler:
Etin yerini tutar Protein değeri etten fazladır Yorgunluğu giderir Düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir Kansızlığı giderir Bedenin gelişmesinde yardımcı olur Romatizma ve üremi olanlar yememelidir

Margarit ( çayır kasımpatı ) Kasımpatıya benzer Dalları ufaktır Yeşil yaprakları dantela gibidir Çiçeklerin etrafında beyaz yaprakları vardır Ortası altın sarısı rengindedir Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur

Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür Terletir Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur Karaciğer hastalıklarında faydalıdır Egzama, temriye gibi deri hastalıklarında şikayetleri giderir

Marrup ( marupa ) :İkiçenekliler sınıfının, simaroubaceae familyasından, Amerika'da dokuz türü olan, bileşik almaşık yapraklı bir ağaçtır Antillerde yetişen şişmarouba amara; 20 m kadar boyunda bir ağaçtır Kabuğu düz, pürüzsüz, grimsi ve çok acıdır Kerestesi kıymetlidir

Kullanıldığı yerler:
Ateş düşürür Kalp hastalıklarında faydalıdır

Marul ( lactuca ) :Bileşikgiller familyasından; geniş ve uzun yeşil yapraklı ve çok yıllık bir bitkidir Tohumları, cinsine göre esmer veya siyahtır Ilık iklimi sever İlk ve sonbahar aylarında ekilir Yurdumuzda bir çok çeşidi vardır

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri yatıştırır Uykusuzluğu giderir Sinirsel kalp çarpıntılarını keser İsteride faydalıdır Erkeklerde aşırı cinsel istekleri keser Kabızlığı giderir Basur memelerinde faydalıdır Kandaki şeker miktarını düşürür Kanı temizler Hazmı kolaylaştırır Nekahat devresinin kolay atlatılmasında yardımcı olur Bol idrar söktürür Romatizma ve Nikris'te faydalıdır Göğsü yumuşatır Karaciğer ve dalak şişliklerini indirir Böbrek iltihaplarında iyidir Aybaşı halinin ağrısız ve muntazam olmasını sağlar Suyu, ergenlik sivilcelerini giderir Yüze tazelik ve güzellik verir Lapası; kan çıbanı, apse ve yanıklarda faydalıdır Asabi öksürükleri keser Anne sütünü artırır

Mayasılotu ( egzamaotu ) :Ballıbabagillerden; yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde yetişen, beyaz tüylerle kaplı, alçak bir bitkidir Yaprak kenarları alta doğru kıvrıktır Çiçekleri beyazdır Ev ilaçlarında çiçekli bitki kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Mide rahatsızlıklarını giderir Sinirleri uyarır Ateşi düşürür Egzamaya faydalıdır Vücuda kuvvet verir

Maydanoz ( midenuvaz )Maydanozgiller familyasından; yaprakları güzel kokulu ve parçalı, kazık köklü, 30 - 100 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitkidir Çiçekleri şemsiye halindedir Tohumları ufak ve esmerdir Meyvelerinin içeriğinde uçucu bir yağ ile apiin adlı bir glikozit vardır Kökünde, biraz uçucu yağ, müsilaj ve apiin vardır Yaprakları, kökü ve meyvesi kulanılır

Kullanıldığı yerler:
İdrar söktürür İştah açar İltihaplı yaraların iyileşmesini sağlar Aybaşı sancılarını keser Sürmenajda faydalıdır Yüksek tansiyonu düşürür Kalbin yorulmasını önler Kansızlığı giderir Kansere karşı korur Karaciğer şişliğini giderir Safra akışını kolaylaştırır Vücuttaki zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırır Vücutta biriken suyu boşaltır Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur Romatizmada faydalıdır Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar Anne sütünü azaltır ve böylelikle memelerin şişmesini önler Cinsel istekleri artırır Görme gücünü artırır Böbrek iltihabı olanlar maydanoz yememelidir

Mazı ( thuja )Servigiller familyasından; pul yapraklı daima yeşil, ağaç veya ağaçcık halinde bulunan bir bitki cinsidir Ev ilaçlarında yaprakları ve kozalağı kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Yaprakları siğilleri yok etmekte kullanılır Kozalağından bağırsak solucanı düşürücü ilaç yapılır Gebe kalmayı önlemek için kullanılır Bazı zehirlenmelerde, panzehir olarak kullanılır Basur memelerinde faydalıdır

Melekotu ( angelica )Maydanozgiller familyasından; dere kenarlarında, çayırlarda ve ormanlardaki ağaçsız alanlarda yetişen, boyu 3 m kadar, hoş kokulu, otsu bir bitkidir İstanbul, Marmara Bölgesi, Doğu Karadeniz ve Beyşehir dolaylarında yetişir Boyu 1- 1,5 m kadardır 2 veya çok yıllık bir bitkidir Gövdesi silindiriktir Boyuna çizgiler vardır İçi boştur Mavimtırak yeşil veya kırmızı renktedir Çiçekleri beyazdır Kökü ve rizomlarında uçucu bir yağ ve tanen ihtiva eder Yaz ve sonbahar aylarında toplanıp kurutulur

Kullanıldığı yerler:
Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir Sinirleri kuvvetlendirir Spazmları giderir Astım nöbetlerini giderir Kuvvet ve iştah verir Nekahat devresinin kısa sürmesini sağlar Yapraklarından çıkan suya, bir parça pamuk bastırılıp, diş çürüğüne konursa, ağrıyı keser Kandolaşımını düzenler Terletir Kurutulmuş melekotu, dövülüp başa sürülecek olursa, bitleri öldürür

Melisa ( oğulotu ) :Ballıbabagiller familyasından; çok dallı, beyaz çiçekli otsu bir bitkidir En önemli türü tıbbi melissadır İstanbul, Bursa, Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir Boyu 30 - 80 cm kadardır Limon kokuludur Çok yıllık bir bitkidir Yaprakları ince ve yumuşak tüylüdür Çiçekleri beyazdır Yapraklarında tanen, reçine ve uçucu bir yağ vardır

Kullanıldığı yerler:
Mide ve bağırsak ağrılarını keser Kalbi kuvvetlendirir Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende faydalıdır Melankoli, sara, başdönmesi, kulak çınlaması ve sinir krizlerinde şikayetleri ortadan kaldırır Bayılmalarda kullanılır Mide ve bağırsak gazlarını söker Aybaşı ağrılarını keser ve aybaşı kanamalarını düzenler Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir Hafıza zayıflığında faydalıdır

Menekşe ( benefşe ) :Menekşegiller familyasından; çiçekleri tek renkli, bir veya çok yıllık otsu bir bitkidir Yaprakları yürek biçiminde ve hemen hemen sapsızdır Genellikle az veya çok koyu renkli olur Beyaz renklileri de vardır İlkbahar aylarında çiçek açar

Kullanıldığı yerler:
Terletir Vücuda rahatlık verir Kanı temizler Vücutta biriken zehirlerin atılmasını sağlar Nikris ve romatizmada faydalıdır Kabızlığı giderir Sıracada faydalıdır Cilt hastalıklarında da kullanılır Lapası yaraların iyileşmesini sağlar Menekşe yağı, egzama ve uyuzu tedavi eder Boğmaca ve boğaz ağrılarında faydalıdır Sulu temriyeleri de tedavi eder

Mercimek ( merdümek )Baklagiller familyasından; beyaz çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisi ve bunun besin olarak kullanılan yuvarlak, yassı tohumudur Mart - Nisan aylarında ekilir İlk çağlardan beri Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir İçeriğinde B vitaminleri ve fosfor vardır

Kullanıldığı yerler:
Beden ve zihin gücünü artırır Sinirleri kuvvetlendirir Bağırsaklara yumuşaklık verir Sinir zafiyetlerinde faydalıdır Kan yapar Anne sütünü artırır Baharatlı çorba şeklinde yenmesi tavsiye edilir

Mersin ( asmar ) :Mersingiller familyasından; daima yeşil çalı veya 2-5 metre boyunda bir ağaçcık olan bir bitkidir Yaprakları deri gibi serttir Çiçekleri beyazdır Kokusu güzeldir 100 kadar türü vardır Yabani mersin Akdeniz çevresinde yetişir Meyvesine de mersin denir Küçüktür Tatlı bahratlı ve kokuludur Yenir Yapraklarında ve çiçek dallarında reçine, tanen, sinaol, terpen, mirtol, pinen gibi maddeler vardır Meyvelerinde ise uçucu yağ, şeker, sitrik asit bulunur

Kullanıldığı yerler:
Bronşitte faydalıdır Mesane iltihaplarını da giderir Nezlede faydalıdır Akciğer iltihaplarında kullanılır Bel soğukluğunda faydalıdır İshali keser Mide ağrılarını giderir Egzamada faydalıdır Saçları boyamakta kullanılır

Meryemotu ( )

Kullanıldığı yerler:
Yaprakları ve kökü kuvvet verici olarak kullanılır İshali keser

Meryempelsengi ( çalapa ) :Guttiferae familyasından Antil adalarında yetişen bir ağaçtır Kabuklarından reçine elde edilir

Kullanıldığı yerler:
Müshildir Kabızlığı giderir İdrar söktürür Safra akışını düzenler Sıtma, frengi, kulunç, sarılık, mafsal ağrıları ve baş ağrılarında kullanılır Bağırsaklarında hastalık olanlar kullanmamalıdır

Meşe ( bişe ) :Kayıngiller familyasından; kışın yaprak döken veya her zaman yapraklı olan, uzun ömürlü bir orman ağacı cinsidir Odunu sık dokulu; ağır, sert ve damarlıdır Erişkin meşenin odunu, kızıla çalan koyu sarı renktedir Doğal olarak 30'dan fazla türü vardır Yurdumuzda birçok çeşidi vardır

Kullanıldığı yerler:
İshal ve dizanteriyi keser Bağırsak bozukluklarını giderir Boğaz ve bademcik iltihaplarını tedavi eder Kanamaları durdurur Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir

Meyankökü ( piyan ) :Baklagillerden kalın rizomlu bir ağaçcıktır Yaprakları tüysü, yaprakçıkları pek çoktur Çiçekleri beyaz, morumsu veya mavimsidir Başak biçimindedirler Yurdumuzda Batı ve Güney Doğu Anadolu'da yetişir Boyu 50 cm ile 2 m arasındadır Çok yıllık otsu bir bitkidir Çiçekleri mavi mor renklidir Meyankökü adı verilen kökleri tatlıdır İçeriğinde glikoz, sakkaroz, nişasta, tanen, asparagin, yağ, zamk, reçine ve glisirizin vardır Meyan balı da kökünden elde edilir Üç yıllık kökler kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığında faydalıdır Öksürük ve balgam söktürür Vücuda rahatlık verir İdrar söktürür Yüksek tansiyonu düşürür Mide - 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastriti tedavi eder İştah açar, hazmı kolaylaştırır İncebağırsak iltihaplarını giderir Vücuda serinlik verir Kabızlığı giderir Fazlası tiryakilik yapar ve zararlı olur

Mısır ( zea mays ) :Buğdaygiller familyasından; 180 - 200 cm boyunda, dik ve yüksek gövdeli, geniş şerit yapraklı, bir yıllık bir bitkidir Kökü kalın ve saçaklıdır Yaprakları şerit gibi, uzun, paralel damarlı, sert ve sivri uçlu, sapsız, kenarları, dalgalıdır İki çeşit çiçeği vardır Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım başak şeklinde, dişi çiçekler ise yaprakların koltuğunda koçan halindedir Dişi çiçeklerin stilusları uzundur ve kınlarının tepesinden dışarı doğru sarkarlar Bunlar mısırpüskülü denilen kısmı meydana getirirler Meyvesi, koçanı üzerinde sıkışık şekilde dizilidir Rengi açık veya koyu sarı; esmer veya kırmızımtırak renklidir Mısırpüskülünün içeriğinde glikoz, maltoz gibi şekerler, sabityağ, steroller, reçine ve çok miktarda potasyum tuzları vardır İdrar söktürücü, idraryollarını temizleyici ve hararet verici olarak kullanılır Mısırözü yağı, mısır tanelerinden çıkarılır İçeriğinde yağ asitleri, A vitamini, az miktarda steroller ve bol miktarda nişasta vardır Mısırözü yağı damarsertliğini önler

Kullanıldığı yerler:
Daha ziyade mısırpüskülü ve mısırözü yağı kullanılır Mısır iyi bir besindir Ancak hazmı biraz güçtür Guatr olanların yememesi tavsiye edilir

Mineçiçeği ( kanotu ) :Mineçiçeğigiller familyasından; gövdesi dört köşeli, sapsız yaprakları tüylerle örtülü, otsu bitki veya ağaçcıktır Çiçekleri başak durumundadır Renkleri eflatun veya bazen de alacalıdır Yurdumuzda yetişen verbana officinalis denilen türü 30-80 cm boyunda, bir veya birçok yıllık otsu bir bitkidir Otsu kısmı ve kökü glikozit, tanen ve acı bir madde ihtiva eder

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri yatıştırır Yorgunluğu ve uykusuzluğu giderir İştah açar İdrar söktürür Terletir Baş, bel ve mafsal ağrılarını dindirir Göğüs ve kulak ağrılarını keser Romatizma, lumbago, siyatik ve nikriste faydalıdır

Miskçiçeği ( eşekkulağı ) :İkiçenekliler sınıfının, Dipsacaceae familyasından güzel kokulu bir bitkidir

Kullanıldığı yerler:
Sinirleri yatıştırır Vücuda rahatlık verir

Miskotu ( amberçiçeği ) :İkiçenekliler sınıfından; 50-100 cm boyunda, sarımtırak renkli, güzel kokulu bir bitkidir Yapraklarında şekerler, uçucu yağ, A ve B vitaminleri vardır Çiçekli dalları kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Vücuda kuvvet verir Sinirleri uyarır Aybaşı tutukluğunu giderir İştah açar Safra ifrazatını artırır

Misvak ( salvadore persica ) :İkiçenekliler sınıfının, salva doraceae familyasından, Doğu Afrika'dan Hindistan'a kadar uzanan bölgelerde yetişen küçük bir step ağacıdır Odunu çok liflidir Dallarının ucundaki kısım diş fırçası yerine kullanılır Meyvesi de yenebilir

Kullanıldığı yerler:
Dişleri temizler Diş etlerini kuvvetlendirir Ağız kokusunu giderir

Muz ( musa ) :Muzgiller familyasından; sıcak bölgelerde yetişen, çok yıllık ve çok büyük bir otsu bitki cinsidir Yurdumuzda Antalya ve Anamur çevresinde yetiştirilir Muz ağacının gövdesi; toprak altında kök-sap veya soğan halinde bulunur Yaprakları bu kök-saptan çıkar Tabandaki çiçekleri meyve verir Meyvelerin tamamı sarkık bir sapın üzerinde toplu halde bulunur Nişasta ve şeker bakımından zengindir Lezzetlidir Fırında veya güneşte kurutulduğu zaman çok besleyici bir un verir

Kullanıldığı yerler:
Vücudun ihtiyacı olan bütün maddeleri karşılar Kemiklerin gelişmesini sağlar Nekahat devresini kısaltır Sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır Müzmin kabızlık çekenler fazla yememelidir

Mürsafi ( mürrisafi ) :Burseraceae familyasından; çeşitli balsam ağaçlarından elde edilen reçine sakızıdır Güzel kokusu vardır İlkçağlardan beri kullanılır Kokusu kuvvetli, tadı acıdır

Kullanıldığı yerler:
Spazmları giderir Uyarıcıdır Aybaşı tutukluğunu giderir

Mürver ( patlangıç ) :Hanımeligiller familyasından; türlerinin çoğu Kış aylarında çiçekleri döken çalı veya ağaçcık halinde odunsu, ender olarak da otsu karakterde olan bir bitki cinsidir Sürgünlerinin geniş bir özü vardır Tomurcukları bol sayıda pullarla örtülmüştür Çiçekleri beyazdır Meyveleri kabuksuz tane şeklindedir 20 kadar türü vardır Yurdumuzda doğal olarak bulunur Yaprakları uçucu yağ, şekerler ve bazı organik asitler taşır Meyvelerinde acı madde, tanen, şekerler, valerian asidi ve bol miktarda renk maddesi bulunur Yapraklar ve meyveler müshil olarak kullanılır Köklerinde müshil tesiri vardır Çiçekleri terletici ve hafif yatıştırıcıdır Kullanılan kısımları; yaz aylarında toplanıp, kurutulur

Kullanıldığı yerler:
Kabızlığı giderir Ateşi düşürür Vücuda rahatlık verir İdrarı çoğaltır Anne sütünü artırır Nezlede faydalıdır Güneş yanıklarında da faydalıdır


Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Nane ( mentha ) :Ballıbabagiller familyasından; nemli yerlerde yetişen, genellikle tüylü ve çok kokulu otsu bir bitki cinsidir Başak biçiminde beyaz, pembe veya morumsu çiçekleri vardır Güzel kokuludur

Kullanıldığı yerler:
Hazmı kolaylaştırır Gaz söktürür Karaciğer yetersizliğini giderir Safra akışını düzenler Mide ağrılarını keser Bağırsak spazmını giderir Nefes almayı kolaylaştırır Astım, grip, bronşit ve öksürükte faydalıdır Sinirleri kuvvetlendirir Sükunet verir Heyecanları ve korkuyu yatıştırır Kusmaları önler Migren, uykusuzluk ve baş dönmelerinde faydalıdır El ayak titremesi, dil tutukluğu, felç ve uykusuzlukta kullanılır Kalbi kuvvetlendirir Sinirsel kalp çarpıntılarını keser Erkeklerde ruhsal kaynaklı iktidarsızlığı giderir Anne sütünü artırır Aybaşı kanamalarının muntazam ve ağrısız olmasını sağlar Sütle şişen memelerin şişini indirir Soğuk algınlığında faydalıdır Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı olur İdrar söktürür Mide ülseri ve gastrit olanlar fazla kullanmamalıdır

Nar (rümman ) :Nargiller familyasından; Akdeniz bölgesinden Japonya'ya kadar yabani olarak yetişen canlı kırmızı çiçekli, dört köşe dallı, hafifçe dikenli bir ağaçcıktır Yaprak kenarı ve sapı kırmızımtıraktır Çiçekleri parlak kırmızıdır Meyvesi (Nar); portakal büyüklüğünde, esmer kırmızı renkli, çok tohumludur Yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usareli kısmıdır Ağacın gövde, kök ve dal kabukları; nişasta, mannit, reçineli maddeler, asitler, tanen, punicin ve olkoloidler taşır Nar kabuğundan yapılan ilaçlar tenya düşürmek için kullanılır

Kullanıldığı yerler:
Vücudu kuvvetlendirir İshali keser Burun poliplerine faydalıdır Şerit düşürür Kalbi kuvvetlendirir Zayıflara faydalıdır Mide ve bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır

Nergis ( narcissu ) :Nergisgiller familyasından; soğanı zehirli bir bitkidir Baharda çiçekleri ilk açan bitkilerdendir Çiçeği, çıplak bir sapın ucunda biraz eğik durur Birçok türü vardır

Kullanıldığı yerler:
Kusturucu olarak kullanılır Sarada da faydalıdır Fazla miktarda kullanılmamalıdır

Nevruzotu ( linaria ) Çiçekleri aslanağzına benzer En güzel türü mor çiçekli nevruzotudur

Kullanıldığı yerler:
Balgam söktürür Kanı temizler

Nilüfer ( suzambağı ) :Nilüfergiller familyasından nymphaea ve nuphar cinsinden su bitkilerine verilen genel addır

Kullanıldığı yerler:
Kalbi kuvvetlendirir Ağrıları dindirir Sinirleri yatıştırır

Nişasta ( starch ) :Buğday, arpa, yulaf, pirinç, mısır gibi tahılların tanelerinden ve patatesten özel yöntemlerle elde edilen unumsu bir maddedir Sıcak suda nişasta peltesi denilen jelatinimsi bir kütle haline gelir

Kullanıldığı yerler:
Güzellik maskelerinde, eczacılıkta ve çamaşırları kolalamakta kullanılır Aynı zamanda iyi bir besindir Tentürdiyot zehirlenmesinde çok faydalıdır Lapası deri ve göğüs hastalıklarında kullanılır İltihapları giderir Cilt hastalıklarında kaşıntıları keser Banyo suyuna karıştırılıp yıkanılırsa cildi yumuşatır

Nohut ( cicer arietinum ) :Baklagiller familyasından 50 cm kadar boyunda, vatanı Akdeniz kıyıları olan, sarımtırak çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisidir Sebze ve tane olarak yenir Leblebi yapılır

Kullanıldığı yerler:
Vücudu kuvvetlendirir Anne sütünü arttırır


Alıntı Yaparak Cevapla

Bazı Şifalı Bitkiler

Eski 10-19-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Şifalı Bitkiler




Okaliptus ( sıtma ağacı ) :Mersingiller familyasından; Anavatanı Avusturalya olan, her zaman yeşil bir ağaç cinsidir Bazılarının boyu 150 m'ye ulaşır Ender olarak ağaçcık şeklinde bulunur Çiçekleri beyaz-sarı veya kırmızı renktedir Meyvesi tepeden 4-5 yarıkla açılan kapsüldür Odunu sert ve reçinelidir Yapraklarında uçucu yağ, reçineler, acı madde ve tanen vardır Uçucu yağı çok miktarda sineol taşır Yurdumuzda Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilir 160'dan fazla türü vardır

Kullanıldığı yerler:
Öksürüğü keser Solunum yolları hastalıklarında faydalıdır Boğaz ve burun iltihaplarını giderir Göğsü yumuşatır Nezlede faydalıdır Ateşi düşürür Vücudu kuvvetlendirir Bronşite ve diğer solunum yolları hastalıklarında faydalıdır İdrar yollarını temizler Astım ve Veremde faydalıdır Sıtmanın önünü alır Basur memelerinden kaynaklanan şikayetleri giderir

Oltuotu ( pembe pireotu ) :Bileşikgiller familyasından; Doğu Anadolu'da yetişen, 60 cm kadar boyunda, çok yıllık otsu bir bitkidir Gövdesi dik ve seyrek tüylüdür Çiçekleri dil biçiminde olup, gül rengindedir İçeriğinde "piretrin" vardır Kuvvetli bir böcek öldürücüdür

Kullanıldığı yerler:
Bit, pire, tahtakurusu gibi böceklerin öldürülmesinde kullanılır






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.