Insan Vücudu |
05-16-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Insan Vücuduinsan vücudu Kasların Kasılması Kasların kasılmasında kalsiyum ve magnezyumun rolü vardır Kasın kasılması, miyozin moleküllerinin başından oluşan çapraz köprülerin aktin miyofilamentini çekmesi ile ortaya çıkar Kasılan kasın boyu kısalır ve böylece bağlı bulunduğu kemiği çekerek iş yapmış olur Kas kasılması için gerekli enerji kaynağı ATP’dir Enerjinin çoğu çapraz köprülerin aktin filamentlerini çekmesinde kullanılır Kasılmada esas enerji kaynağı besinlerle alınan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin oksidatif yıkımından elde edilen ATP’dir ATP’yi yeniden oluşturabilmek için gerekli enerji kaynağı, kasta depolanmış olan glikojenden gelir Kasılma tipleri İzometrik kasılma : Bu kasılma tipinde kasın boyunda önemli bir değişiklik olmaz İzotenik kasılma : Belirli bir yüke karşı yapılan ve kas boyunda kısalmanın görüldüğü kasılma tipidir Tetanik kasılma : Uyarıların hızlı bir şekilde tekrar edilmesi sonucunda kasın gevşemeden sürekli kasılması durumudur Spazm ve kramp iskelet kasında görülen tetanik kasılmaya örnektir İskelet Kasları İskelet etrafında bulunan, hareketi sağlayan ve istemli olarak hareket ettirdiğimiz kaslardır Bu kaslar, tüm kas boyunca uzayan çok sayıda liften oluşmuştur Bu lifler de miyofibrillerden meydana gelir Her miyofibrilde ise yanyana uzayan aktin ve miyozin filamentleri bulunur Bu filamentler, dizilişlerinden dolayı bir koyu bir açık bölge oluşturarak miyofibrilin enine çizgili görünmesini sağlarlar Yüz ve mimik kasları, gövdede bulunan kol kasları, kaburgalar arası kaslar, kol ve bacak kasları isteğimize bağlı olarak hareket ettirebildiğimiz kaslardır Vücut ağırlığının % 40’ını teşkil eder Kas lifi, 10-100 mikron çaplı, 1 mm ile 2-3 cm arası uzunluktadır Refleks olaylarına katılır Kasılırken yan ürün olarak ısı verirler Bu ısı da ayrıca vücutta kullanılır Hızlı, kısa süreli ve çoğunlukla isteğimiz dâhilinde çalışırlar Kas liflerinde kenarlara dizilmiş çok miktarda çekirdek bulunur Her kas lifi kendine âit bir sinir lifine sâhiptir Kas lifleri (telleri) yüzleri miyofibrilden (telcikten) meydana gelir Kasların Yapısı ve Görevleri Kaslar kas teli denilen çok sayıda ince kas lifinden oluşur Kas liflerinin membranına sarkolemma, sitoplazmasına ise sarkoplazma denir Kas hücrelerinde enerji ihtiyacı fazla olduğu için sitoplazmada kasılmayı sağlayan çok sayıda mitokondri bulunur Kasların yapısında aktin ve miyozin denen miyofilamentler bulunur Miyozin filamenti yaklaşık 200 miyozin molekülünden oluşmuştur Miyozin başı kas kasılmaları sırasında önemli görevlere sahiptir Miyozin başı ATPaz işlevine sahiptir Aktin ise proteinlerden oluşmuştur Kaslar kemiklere kirişlerle bağlanmıştır Kiriş; kırmızı kasların ucunda bulunan beyaz renkli, sağlam ve kası kemiğe bağlayan kısımdır a) Kasların görevleri : Vücudun şeklini belirler Kemiklerin hareket etmesini sağlar b) Kasların yapısı : Lifli bir yapıya sahiptirler İstemli ya da istemsiz çalışırlar Kasılıp gevşeyebilirler Kasılırken boyları kısalır Harekette İskelet ve Kas İlişkisi : Kaslar kemiklere bağlıdır Kasların kasılıp gevşemesiyle kemikler eklem yerlerinden hareket edebilirler bir cismi elle kadırdığımızda kol kaslarının incelenesi buna en güzel örnektir Kasların Fonksiyonları *Kaslar, çeşitli organların veya vücudun tamamının hareketini sağlar Duruş ve hareketten sorumlu olan iskeletin üzerindeki kaslar, kemiklere bağlıdır ve eklemlerin etrafında toplanan kaslar birbirlerine zıt yönlerde hareket ederler *Vücutta madde taşınmasını sağlarlar *Kalp kası, kan basıncını ayarlar ve kanı tüm vücuda pompalar *Düz kaslar, sindirim, boşaltım ve üreme sistemlerinin hareketini sağlar *İskelet kası lenf akımına yardımcı olur *Kemiklerin etrafında bulunan iskelet kasları hareketle beraber, vücut şeklinin oluşmasını sağlarlar *Kaslar ısı üretiminde görev alırlar İskelet kası bir iş yaptığı zaman aynı zamanda ısı üretir Vücut ısısının yaklaşık %85’i kas kontraksiyonundan meydana gelir Solunum Yolları Solunum sistemi burun, yutak, gırtlak, soluk borusu (trakea) ve akciğerlerden oluşmuştur Solunum, havadan oksijenin alınıp kandaki karbon dioksitin atılmasını sağlayan bir olaydır Solunum yollarının ses oluşumunda, koku ve tat almada da katkısı vardır, ama en önemli görevi solunumu gerçekleştirmesidir Çünkü solunum yaşam için çok gerekli olan bir olaydır
Böbrek İnsanda, karın boşluğunun arka tarafına, bel hizasında ve omurganın iki yanında fasülye tanesi biçiminde, çukur kısımları birbirine dönük bir çift böbrek bulunurBöbrekler 10-15 cm uzunluğunda 120-200 gr ağırlığındadırBöbrek, dıştan içe doğru kabuk (korteks) ve öz (medulla) bölgesinden oluşurBöbreğin tam ortasında idrar borusuna bağlanan huni şeklinde havuzcuk (pelvis) bulunur İdrar kanalları ve idrar kesesi böbreğe yardımcı olması bakımından önemlidirFakat kanda artık maddeleri seçici olarak süzen esas kısım nefronlardırBir böbrekte yaklaşık 1 milyon nefron bulunur Böbreklerin Geri Emme İşlevi Böbreğin işlevi kandaki süzme işlemi ile tamamlanmamaktır Eğer süzme işleminden sonra süzülen sıvı dışarı atılsaydı, vücut suyunun 4 katı kadar su ve yararlı maddeler de kaybedilmiş olacaktı Aynı zamanda süzülen sıvının içersinde dokularımız için yararlı olan maddeler (aminoasitler, inorganik tuzlar, glukoz ve doku sıvısı) de atılmış olacaktı Bunun engellenmesi için böbrekte "geri emme" gerçekleşir Bowman kapsulündeki süzüntü sıvı, nefronun kıvrımlı boşaltım kanalcıklarına ve henle kanalına geçer Bu kanallarda akan süzüntü sıvısının büyük bir kısmı, glukoz, aminoasitler ve bazı inorganik tuzlar geri emilir Geri emilme olayı osmos ve aktif taşıma ile gerçekleşir Emilen sıvı, kanalcıkları saran kılcal kan damarlarına geri verilir ve böylece kana karışırlar Bowman kapsulüne geçen sıvının %99 undan fazlası (125 ml"lik sıvının 124 ml"si geri emilir) tekrar kana döner Böbreklerin Süzme İşlevi Böbreğin ana görevlerinden birisi, metabolizma ile meydana gelen artık maddeleri süzmektir Süzme işlemi malpigi cisimciğinde, yani glomerulus kılcalları ile bowman kapsulü arasında gerçekleşir Kan nefrona girdiğinde glomerulus olarak bilinen 50 kadar kılcaldamar ağına akar Glomerulus kılcallarındaki kan plazmasının bir kısmının, yüksek kan basıncı nedeniyle bowman kapsulüne geçmesine süzme işlemi denir Boman kapsulüne geçen sıvıda inorganik tuzlar, glukoz, üre ve su gibi maddeler bulunur Sıvının glomerulustan bowman kapsulüne geçme hızına, böbreğin süzme hızı denir Süzme hızı, sağlıklı bir insanda dakikada yaklaşık 125 ml, günde 180 litredir Bu hız kan basıncına bağlıdır Bir insanda yaklaşık 4-6 litre kan olduğuna göre vücudumuzdaki kan plazması, bir günde yaklaşık 30 defa böbreklerimizden geçmektedir Süzülme Metabolik yıkım maddeleri ve kandaki diğer maddeler nefronlara girerSüzülme, glomerulus ile bowman kapsülünün birleştiği yerde meydana gelirBurada getirici ve götürücü kılcallar arasında bulunan glomerulustaki kan basıncı diğer kılcallara göre, iki kat fazladır(70 mm-Hg) Kılcallar çift katlı kübik epitelden meydana gelmiştir Nefronlar Böbreğin işlevini sağlayan ana bölümü böbreğin Boşaltım birimi olan nefronlardır Her nefron bağımsız Süzme unitesine sahiptir Nefron: Malpigi cisimciği(glomerulus + bowman kapsulü) + henle kanalı (U kanalı) + boşaltım kanalı (kıvrımlı boru) dan oluşmuştur Her bir nefron kendi kılcal kan damarlarına,sahiptir Buna ek olarak her nefron kendi idrar toplama kanalına sahiptir Malpigi cisimciğinin bir bölümünü oluşturan glomerulus kılcal kandamarı yumağıdır Diğer bölümünü oluşturan bowman kapsulü ise boşaltım kanalının yarımay şeklindeki kapalı ucudur Boşaltım kanalı, böbreğin öz (medulla) bölgesine inerek henle kanalını (U borusu) meydana getirir Tekrar kabuk bölgesinde çok kıvrımlı bir hal alır ve sonra idrar toplama kanalına bağlanır Nefronların en önemli kısımları böbreğin kabuk bölgesinde yeralır Böbrekler Boşaltım sisteminin ana organı böbreklerdir Fasulye tanesi şeklinde 10-15 cm uzunluğunda karın boşluğunun arka tarafında, bel hizasında ve omurganıniki yanında yer alır Böbreğin ana görevi vücutta bulunan kimyasal maddeleritemizlemektir Böbreklere, yandaki şekilde de görüldüğü gibi birer atardamar, birer toplardamar olmak üzere iki damar bağlanır Artık madde taşıyan kan böbreğe atardamar yoluylagirer ve böbrekte süzüldükten sonra,arındırılmış olarak toplardamar yoluyla çıkar Bir üçüncü damar da idrar kanalı (üreter) böbreklerden aldığı artık ürünleri idrar kesesine taşır İnsanda Boşaltım Sisteminin Diğer Sistemlerle İlişkisi Böbreklerin çalışmasını otonom sinirler kontrol ederSinir sistemi, endokrin sistemi, dolaşım sistemi ve boşaltım sisteminin uyumlu çalışması ile homeostasin sağlanır Kandaki osmotik basınç değişimi hipotalamusu uyarırHipofizden vasopressin hormonu salgılanaraksu dengesini sağlarBöbrek üstü bezinden salgılanan aldosteron da mineral dengesini sağlarİdrar kesesinin dolması sinirsel uyarılara neden olurBeyinden gelen impulslarla idrar kesesindeki kapak açılır, idrar vücuttan dışarı atılır Böbrekler, bel omurlarının iki tarafına tutunurİskelet sistemi böbreklere tutunma ve bağlanma yüzeyi oluştururBöbreklerin etrafındaki yağ dokusuda dış etmenlere karşı korunmayı sağlar Böbrekler kanın pH sabitliğini sağladığından dolaşım sistemi ile doğrudan ilişkisi vardır Ayrıca boşaltım sisteminde derininde büyük önemi vardırDeri yoluyla atılan terin bileşimi de seyreltik idrara benzerTer; daha çok su olmak üzere az miktarda tuzlar, üre, ürik asit gibi maddeleri içerir Boşaltım Sistemini Oluşturan Organlar Boşaltım sistemini oluşturan organların başında süzme ve geri emme işlemini yapan böbrekler gelir Böbreklere ek olarak, böbrekleri idrar torbasına bağlayan artıkların geçtiği idrar kanalı (üreterler), artık maddelerin biriktirildiği idrar kesesi ve bunların vücuttan dışarıya atıldığı idrar yolu (üretra) boşaltım sistemindeki diğer organlardır İdrar kanalı, atar ve toplar damarlara ek olarak böbreklere bağlanan üçüncü bir damardır İdrar kanalı böbreklerden süzülen idrarı, idrar kesesine taşır İdrar kesesi idrar kanalının böbrekten getirdiği idrarın, dışarı atılmak üzere biriktirildiği yerdir İdrar yolu ise idrar kesesinde birikmiş olan idrarın dışarıya atılmasını sağlayan bir bölümdür Boşaltım sistemini oluşturan organların dışında boşaltım fonksiyonu olan diğer yardımcı organlar akciğerler, deri ve kalın bağırsaklardır Boşaltım sisteminde artık maddelerin izlediği yol şöyledir: Böbrekler -> İdrar kanalı -> İdrar kesesi -> İdrar yolu Böbreklerin Beslenmesi Kas Sistemi Toplam vücut ağırlığının yaklaşık yarısını kas dokusu oluşturur İskeletin üzerini sararak vücudumuza esas şeklini veren ve eklemlerle birlikte hareketi sağlayan yapılara kas denir Kaslar, kasılıp gevşeyebilen liflerden oluşan yapılardır İnsanlarda yaptıkları işe göre büyüklüğü ve şekli değişen 600’den fazla kas vardır Kas dokusu uyaranlara tepki verebilme, uyaranları iletebilme, kasılabilme, uzayabilme ve esneyebilme gibi yeteneklere sahiptirler İskelet Sistemi Kemiklerden meydana gelen, vücuda şeklini veren, iç organları koruyan ve kaslara tutunma yeri olan yapıya iskelet adı verilir İskelet sistemi vücudu destekleyen, dış uyaranlara karşı direncini sağlayan dokular bütünüdür Yerçekimine karşı gelerek kasların da yardımı ile vücudun hareketini sağlar, organları korur İnsanlarda iskelet 206 kemikten oluşur Kemik sürekli değişen ve pek çok fonksiyonu olan vücut dokusudur Bütün kemikler bir araya gelerek iskeleti oluşturur İskeleti oluşturan kemikler genel olarak 4 grupta incelenir 1- Uzun kemikler 2- Kısa kemikler 3- Yassı kemikler 4- Düzensiz kemikler Destek ve Hareket Sistemi Hareket sistemi vücut şeklinin ortaya çıkmasını ve hayati öneme sahip organların korunmasını sağlar Hareket, omurgalı hayvanlarda ve insanlarda bir iskelet ve onun etrafındaki kas dokusu yardımı ile gerçekleşir Hareket sistemi iskelet ve kas sistemi olmak üzere iki kısımda incelenir |
|