Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #1 |
VANDETTA
|
Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerFilistin'de Öldürülen Bir Osmanlı Askerinden Geriye Kalanlar Osmanlı'nın Filistin'de 1917 ve 18 yıllarında İngilizler karşısında ağır bir yenilgi almasında şerif Hüseyin'in isyancı Arap aşiretlerinin… Osmanlı karargahına sık sık ziyaret yapan Yahudi asıllı kadınlardan oluşan NILI casusluk örgütü… -İngiltere Hükümetinde önemli etkinliği bulunan Yahudi asıllı Herbert Samuel, Winston Churchil, Lord Balfour, Walter Rotschild’in çalışmaları önemlidir -Gazze-Birşiba-Kudüs üçgeninde yüzlerce toplu mezarda tahmini sayıları 50 bini bulan Türk askeri bulunmaktadır [FONT='Times New Roman','serif']Zayıf görünüşlü ince ve uzun boylu idi Bakışlarından sinsi olduğu hemen anlaşılıyordu Hep emir veren efendisine bakan bir uşak manzarası vardı fotoğraflarında…1883 yılında Mekke’de doğmuştu Ve kimlik bilgilerinde Büyük Emir Şerif Hüseyin’in oğlu yazıyordu 1913 yılında Hicaz bölgesinden ve Cidde şehrini temsilen Osmanlı Parlamentosuna milletvekili olarak seçilmişti Hicaz’dan ayrılarak Osmanlı başkenti İstanbul’a kadar gelmesi… Kırmızı halılar üzerinebasarak mebus koltuğuna oturması ve kendi ülkesinin refah ve mutluluğu için konuşması tebessümleri hep sahte idi Ve onun kendi geleceği için derin beklentileri vardı ŞERİF HÜSEYİN'İN OĞLU FAYSAL VE YAHUDİ WEİZMAN, OSMANLI'YI FİLİSTİN'DEN UZAKLAŞTIRMANIN HATIRASINA DOSTLUK FOTOĞRAFI ÇEKTİRİYOR, 1918 Osmanlı’nın 1914 yılında 1 Dünya savaşına girmesi ile birlikte kendi seçildiği toprakların geleceği için arayışlar içinde idi Ama pek belli etmiyordu tavrını [/font] [FONT='Times New Roman','serif']Osmanlı mebusu olarak 1916 yılı başlarında Şam’ı en son ziyaretinde bölgedeki Arap milliyetçileri ile görüşmüş ve “o anın beklenmesini” istemişti Hakkında bilgiler verdiğimiz kişi Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal idi 1916 yılı başlarında gerçekleyen gizli görüşmeler sonrasında Mısır’daki İngiltere Seferi kuvvetler kumandanlığının istekleri doğrultusunda hareket etmeyi, harcamaları için para ve silah almayı kabul etmişti Aynı yıl içinde İngilizlerin Cidde limanına denizden saldırılarına emrindeki Arap isyancılar ile destek vermişti Ve arkasından başlayan Medine kuşatmasına katılmış, Hz Muhammed’i ve kenti savunan Fahreddin Paşa kumandasındaki Türk askerlerine kurşun ve bomba atılmasına yardımcı olmuştu Devamlı temas halinde bulunduğu kişi ise ünlü casus Lawrence idi İngilizlerin Filistin ileri harekatına da tam destek verdi İngiliz kumandan Allenbi’nin 11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs’e girişi olayını alkışlayanlar arasında idi Lafın gelişi “kendisini Hz Peygamber soyundan gösteriyor” ve kendisinde hikmetler olduğu fikirlerinizde etrafa yayıyordu Ekim 1918 başlarında İngiliz askerleri ve Emir Faysal’ın kumandasındaki Arap isyancılar Şam kentini muhasara ve ele geçirmişlerdi Şam Hastahanesinde aç ve ilaçsız ama yaralı çok güç şartlar altında bulunan Osmanlı Askerlerine eziyet ve işkencenin yapılması hatta tekmelenmesi dövülmesine bile karşı çıkmadığı gibi destekleyici olmuştu Aynı günlerde Şam’a gelen Lawrence elindeki fotoğraf makinası ile karşısında bulunan iki kişinin gülümsemesi ve omuz omuza vererek dostluk gösterisi yapmasının görüntüsünü fotoğraf karesine aldı Hayalleri ve beklentileri arasında Osmanlı’nın terk ettiği topraklarda yani Suriye dahil daha aşağılarda Arabistan yarımadası ve Hint Okyanusuna kadar uzanan geniş alanda Büyük Arap Devleti’nin hükümdarı olmak istiyordu 3 Ocak 1919 tarihinde Dünya Siyonist hareketinin lideri Haim Weizmann ile karşılıklı çıkarları ve işbirliği dostluğu esas alan anlaşmaya da imza atmıştı Bu anlaşma ile Yahudilerin Filistin topraklarına yerleşmelerini ve milli vatan sahibi olmaları görüşlerini kabul etmişlerdi Arkasında Büyük Britanya (İngiltere) Devleti’nin olduğuna inanıyordu Osmanlı’nın terk ettiği Arabistan topraklarının yeni oluşumunun esaslarını belirleyen 1919 tarihli Paris Barış Konferansı’na katıldı Paris’te iken yine görüntüye yansıyan bir kare fotoğraf daha çektirdi Burada bir binanın giriş merdivenlerinde önde ve ayakta görülüyor hemen arkasında sağ tarafta casus Lawrence duruyor, yine Faysal’ın arkasında Fransız kumandan Pisani’nin kendine özgü başında şapkası var Ve bu fotoğrafın verdiği mesaj ise her ne olursa olsun Faysal, arkasındaki büyük ülkeler olan Fransa ve İngiltere’nin istekleri ve destekleri doğrultusunda ayakta duruyor Paris Konferansından çıkan en önemli sonuç ise Faysal’ın 1917 tarihli Balfur Deklarasyonunu kabul etmesidir 7 Mart 1920 tarihli Suriye Meclisi’nin toplantısında Faysal “Büyük Suriye Kralı” olarak seçildi İşte bu aşamada baltayı taşa vurdu Çünkü Fransa üzerinde Fransa’nın mandater hakları vardı Fransız ordusu Faysal’ın isteklerini red etti Faysal’a destek veren Arap silahlı unsurlar 24 Temmuz 1920 tarihli Maysalum savaşıyla yenilgiye uğratıldı Faysal Suriye’den kovuldu İşte bu aşamada Faysal, kendisini İngiltere’nin kucağına attı İngiliz İstihbarat Servisinden Irak devletinin sınırlarını çizen Gertrude Bell’in verdiği fikirler doğrultusunda İngiltere Mandaterliğini (hakimiyetini ve çıkarlarını) kabul etmesi şartıyla Irak kralı olması kabul edildi Irak’ta göstermelik halk oylaması yapıldı Faysal 5-96 oy çoğunluğu ile Irak Kralı seçildi Ve 1921 yılı içinde Faysal resmen Irak Kralı idi Faysal Irak Kralı olarak tahta oturduğunda bir kare fotoğraf daha çektirdi Orta yerde başında Arapların kendine özgü kenarları birbiri ile bağlantılı örtüsü ve onun altında askeri kıyafeti vardı Koltuğa oturmuştu ama etrafta ona dikkatle bakınan İngiliz subayları vardı Irak Devleti bu şartlar altında doğdu Orta yerde ve tarih sahnesinde Faysal adında bir Irak Kralı vardı Kendi halkının inançlarının kültürünün ve iradesinin sağladığı güç ile Kral olmamıştı O sadece ve sadece efendilerinin emrinde göre yapan bir “kukla” idi Tahta bacakları ile yürüme zorluğu çeken bir insan Kaynak: Faysal of Iraq, Wikipedia-Aralık 2008 Filistin'de Türk Askerlerinin Toplu Mezarı İngilizlerin Bombaladığı Bir Cami Filistin Gazze Savaşlarında Yaralanan Türk Askerleri Filistin'de Savaş Hazırlığı Yapan Türk Askerleri Çölde Çorba İçen Askerlerimiz Yahudi Devletinin Kurucu Mimarları,Lawrence,Emir Abdullah ve Herbert Samuel Suud bin Abdülaziz Osmanlı'ya Karşı Savaşmak Üzere İngilizlerden Para ve Silah Amak Üzere Basra'ya Geliyor, 1916 Arabistan Cephesinde Yüzbinlerce Türk Askerinin Arkadan Vurulmasından Sorumlu Şerif Hüseyin Kendisini İslam Peygamberinin Torunu Olarak TanıtıyorduEmir Faysal ve Abdullah'ın da Babası İslamın Cihad Sancağı İçin Filistin'de Savaşan Türk Askerleri Emir Faysal, Irak Kralı Olarak Göreve BaşlıyorArkasında İngiliz Danışmanlar Var Casus Lawrence (solda) ve Akıl hocası Gertrude Bell Filistin'de Yahudi yurdunun/vatanının Kurulacağı Bildirisini Yayınlayan Lord Balfour, 1917 Yahudi NILI Casus Örgütünün Lideri Sara Aaranson Kudüs'te Artık Türk Askeri YokO'nun Yerine İngiliz ve Anzak Askerleri Kutsal Kente Hakim 1918
__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar! Tek çare;Din birliğidir |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #2 |
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerFilistin'in Osmanlı'ya ihanet ettiğini ve şuan cezasını çektiğini duymuştum ve olayın içeriğini merak ediyordum Yerinde bir paylaşım olmuş yani teşekkürler |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #3 |
VANDETTA
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerGelmesinden korktuğum bir yorumdu ''ihanet ettiğini ve cezasını çektiği'' yorumu,Filistinde genel anlamda bir ihanetten söz edemeyiz,üç beş satılık hadsizin yaptığı tüm Filistinlilere maletmek hata olur gibime geliyor,Mustafa Akyol'un şu yazısınıda değerlendirip öyle bir karara varalım; OSMANLI’NIN çöküş döneminde Türk olmayan Müslüman unsurlar arasında gerçekten isyanlar başgöstermişse de, bu unsurların bir bütün olarak “ihanet ettikleri” kesinlikle söylenemez Hatta Araplar söz konusu olduğunda, Osmanlı’ya isyan edenlerin küçük bir azınlık olduğunu, buna karşılık Arap kabilelerinin çoğunun Osmanlılık ve Müslümanlık bağıyla İstanbul'a sadakat gösterdiklerini söyleyebiliriz Ortadoğu uzmanı tecrübeli gazeteci Cengiz Çandar, “Arapların ihaneti” söylemi ile tarihsel gerçek arasındaki önemli farka şöyle işaret eder: “Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in Hicaz’da bazı Arap bedevi kabilelerini ayaklandırarak 1916’da İngilizlerle işbirliği yaptığı doğrudur Ancak, I Dünya Savaşı konusunda genel bir bilgisi ve fikri olan herkes, bunun ‘askeri açıdan’ tayin edici bir değer taşımadığını bilir İngilizlerin daha sonra yerine getirmediği ‘bağımsızlık vaadi’ ile işbirliğine çektikleri Şerif Hüseyin’in ve oğullarının komuta ettiği bedevi kabileleri, Mekke-Maan hattında, yani ‘asıl cephenin gerisi’nde İngiliz kuvvetlerine yardımcı olmuştur ‘Asıl cephe’, önce Şüveyş Kanalı ve Kanal Harbi’nde Türk-Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesinden sonra Filistin’de kurulmuştur Filistin’de tek bir Arap ayaklanmamıştır Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da Türk kuvvetlerini ‘arkadan vuran’ herhangi bir olay olmamıştır Arapların ezici çoğunluğu, İstanbul’a yani Türkiye’ye sadık kalmıştır Arabistan Yarımadası’nın Hicaz bölümünden Akabe’ye kadar olan ‘cephe gerisi’ dışında, Arapların Türkleri arkadan vurduğuna dair tarihte herhangi bir kayıt yoktur”1 Aynı gerçek, American-Israeli Cooperative Enterprise (Amerikan-İsrail İşbirliği Girişimi) adlı düşünce kuruluşunun başkanı, Ortadoğu analisti Mitchell G Bard tarafından da, sözkonusu kuruluşun sitesinde şöyle vurgulanıyor: “O dönemin romantik kurgusunun aksine, Arapların çoğu I Dünya Savaşı’nda Türklere karşı müttefiklerin yanında savaşmadılar İngiliz Başbakanı David Lloyd George’un belirttiği gibi, Arapların çoğu, Türk yöneticileri için savaştı [Osmanlı İmparatorluğu’na isyan eden] Faysal’ın Arabistan’daki taraftarları, bir istisnaydı” Araplar’ın topluca ihanet etmesi bir yana, bazıları Osmanlı ordularını fiilen desteklemiştir de Konu hakkındaki uzmanlardan biri olan Dr Zekeriya Kurşun’un ifadesiyle, “I Dünya Savaşı’nda Türk ordusu ile beraber çeşitli cephelerde Türklerle omuz omuza çarpışan Arapların büyük yararlıklar gösterdikleri bir hakikattir” 2 Bu konuyla ilgili başka bir hakikat de, Araplar içinde milliyetçiliği başlatanların Müslüman Araplar değil Hıristiyan Araplar olmasıdır Bu konuda büyük bir otorite olan Prof Kemal Karpat, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Arap milliyetçiliğinin, Hıristiyan Araplarınki hariç, aslında en son noktaya kadar “ayrılıkçı” olmadığına dikkat çekerek şöyle demektedir: “Görülüyor ki Arapların ‘milli’ hareketi esasında ayrılıkçı bir hareket değildi Arapların birçoğu Osmanlı hükümdarlarını yabancı bir sömürgeci güç olarak değil, sadece Arap kökeninden olmayan, iktidarda bir hanedan olarak görüyorlardı ve Osmanlı Devleti ve hanedanı Müslüman kaldıkça ve Arapların hayat tarzına saygılı oldukça, özlemlerini yerine getirmeye söz verdikçe ve onları Avrupa işgaline karşı korudukça, itaat etmekten geri kalmıyorlardı Geçmişte şan ve şereflerini ilk hatırlayan veya hayal edenler ve tarihlerinin modern bir versiyonunu yaratmaya çalışanlar Müslüman değil Hıristiyan Araplardı3 İngiliz tarihçi Peter Mansfield’e göre, Osmanlı’daki Arap milliyetçiliğinin sınırlı kalmasının iki nedeni vardı: “Birincisi, bu Avrupa kökenli milliyetçilik fikirlerinin bu yerlere (henüz) işlememiş olması; ikincisi de, Sultan II Abdülhamid’in İmparatorluğun elinde kalanını bir arada tutmak için uyguladığı başarılı ve kurnazca yöntemlerdi”4 Tarihçi Zekeriya Kurşun da “Abdülhamid’in saltanatı boyunca Arap milliyetçiliğinin önceki hızını kaybettiğine” dikkat çeker ve “Abdülhamid, Arap milliyetçiliğinin harekete geçmesini geciktirmiştir” yorumunu yapar5 Sultan Abdülhamid'in politikasının temeli, 19 yüzyılda hâlâ devam eden dini bağlılık ve geleneksel siyasi sadakat faktörünü canlandırarak Osmanlı devletini ve ülke bütünlüğünü kurtarmaktı Kurtuluş Savaşı sırasında ne bir Arap ihaneti, ne de bir Kürt ihaneti yaşanmamasının arkasında da bu çaba yatıyordu 1-Cengiz Çandar, “Sharon'cu Vicdansızlar-Filistin Yalanları”, Yeni Şafak, 5 Nisan 2002 2-Zekeriya Kurşun, Yol Ayrımında Türk-Arap İlişkileri, İrfan Yayınevi, İstanbul 1992, s 153 3-Kemal Karpat, İslam'ın Siyasallaşması, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2004, s 379 4- Peter Mansfield, Osmanlı Sonrası Türkiye ve Arap Dünyası, s 30 5- Zekeriya Kurşun, Yol Ayrımında Türk-Arap İlişkileri, s 30 |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #4 |
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerHaklısınız ben konuya okumadan kulaktan dolma bilgiyele yaptım yorumumu zaten Kral Faysalmış münafık olan asıl |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #5 |
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerHep öyle olmaz mı zaten 2-3 kişinin yaptığı o topluma maledilir insanın aklında soru işaretleri olmuyor değil açıkcası ama ölü sayısı 1000'e yaklaşan ve içinde çocuklarında büyük yer kapladığı bir katliamı görmek bu soru işaretlerini bile unutturmaya yetiyor |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
01-12-2009 | #6 |
ambiyans
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerYapacak bişey gelmiyormu elimizden bence varisrail ve amerikan mallarını boykot etmek böylece onların ekmeğine yağ sürmemiş oluruzOnları can evlerinden yani PARA larından vurmuş oluruz teşekkürler güzel paylaşım |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
06-05-2010 | #7 |
celalsogut
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerKOCA ORDUYU ÜÇ BEŞ KİŞİNİN İHANETİ DEĞİL ORADAKİ HALKIN İHANETİ BU HALKE GETİRMİŞTİRNE YANİ SADECE ÜÇ KİŞİMİ İNGİLİZLERE YARDIM EDİNCE BU İŞ BİTTİ KOMİKSİNİZ VEYA ARAP HAYRANI |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
06-05-2010 | #8 |
celalsogut
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerHRİSTİYAN ARAPLARMIŞ SADECE YARDIM EDEN YA BU DEDİKLERİNİZE İNANACAK İNSAN VARMIDIR ARAŞTIRIN O BÖLGEDE HRİSTİYAN ARAPLARIN HALK ORANINA SAÇMA SAPAN YORUM YAPMAYIN BİREBİR MÜSLÜMAN ARAPLAR SALDIRMIŞTIR |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
06-05-2010 | #9 |
VANDETTA
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet EdenlerKonuyu ban açtım ama takip edememişim anlaşılan Şerif Hüseyin isyanının kısa ve öz tarihi buradadır Şerif Hüseyin'in Gafleti ve Büyük Oyun - Türksiyer Lawrens'in otuz savaşın hepsinde bir tek İngiliz askeri kullanmadık yönündeki sözleri içimizi fazlasıyla burkuyor burada Hüseyin'e kimlerin destek olduğunu öğrenebilirsek Arap ihanetinin toplumu yoksa kısmen mi olduğunu en iyi şekilde anlayabiliriz ama ne yazık ki böyle bir detay yok,hep bir genelleme var Arap ihanetinin mimarı Şerif Hüseyin'dir ve isyanından dolayı olan pişmanlığını buradan takip edebilirsiniz Şerif Hüseyin'in Pişmanlığı ve Lawrence - Türksiyer Ayrıca benim burada asıl amacım,müslümanlar olarak aramıza ekilen ayrılık tohumlarını yok etmektir,sonuçta güç birlikten gelir,tıpkı asırlarca dünyaya hükmeden Osmanlı zamanındaki gibi,bugün o günleri özlemeyenimiz yoktur O yüzden bu nifak tohumlarını eken İngilizlerin oyununa gelmeye devam etmek yerine aramızdaki uydurma ingiliz yalanlarını temizleyip tekrar tek vücut olabilmek geleceğimiz için en yararlı olanıdır Bugün Arapların yanına gidip Türkleri sorsak eminim ki onlarda bizi suçlayacaklardır,biz zaten onları kötüleyip duruyoruz neden?Çünkü Lawrens barış içerisinde yaşayan iki toplumu çok iyi birbirine düşürmüştür,öyle ki bunun etkileri bu sayfada görüldüğü gibi günümüzde dahi devam etmektedir Bunun aksi olsaydı ve Müslümanlar tekrardan tek vücut olabilmeyi başarabilse sorarım size Batı dünyasının postalları Müslüman coğrafyası üzerinde gezebilirmiydi,İsrail tüm dünya hukukunu hiçe sayarak masum insanlarımızı gemide katledebilirmiydi,hiç sanmıyorumBu yüzden batı dünyası araplara türkler size bunu yaptı,bize araplar size şunu yaptı diyor bizde bunu afiyetle yiyoruz,ne diyelim afiyet şeker bal olsun |
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenler |
06-12-2010 | #10 |
Atlıkarınca
|
Cevap : Osmanlı'ya Filistinde İhanet Edenlerfilistin neden bu durumda sorusunun cevabını bulabileceğim bir konu yok mu bir yerde ? Araplar parayı seven insanlar, paraya düşkünleri yüzünden arap dünyasının ne halde olduğu ortada kendi aralarında birlik olamayanlarla biz nasıl olacağız merak ediyorum doğrusu |
|