Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #1 |
gülgüzeli
|
Peygamberlerimizin TarihiHZ ADEM (SA) Hz Adem , yeryüzünde ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanlarin babasi'dir Cesitli memleketlerden getirilen topraklari melekler su ile camur yapip, insan sekline koydular Mekke ile Taif arasinda 40 yil yatip salsal oldu Yani pismis gibi kurudu Önce Muhammed aleyhisselamin nuru alnina kondu Sonra Muharrem'in onuncu Cuma günü ruh verildi Her seyin ismi ve faydasi kendisine bildirildi Boyu ve yasi kesin olarak bildirilmedi Allahü tealanin emri ile bütün melekler, Adem'e secde etti, ama Iblis (seytan) kibirlenip, bu emre karsi geldi ve secde etmedi : « Hani biz meleklere (ve cinlere): Adem'e secde edin , demistik Iblis haric hepsi secde ettiler O yüz cevirdi ve büyüklük tasladi, böylece kafirlerden oldu »(Bakara, 34) Hz Adem 40 yasinda Firdevs adindaki Cennet'e götürüldü Cennet'de yahut daha önce Mekke disinda uyurken, sol kaburga kemiginden Hz Havva yaratildi Allahü teala onlari birbirine nikah etti Yasak edilen agactan unutarak ve Iblis'in oyununa gelerek önce Havva, sonra Adem aleyhisselam yedikleri icin Cennetten cikarildilar Adem aleyhisselam Hindistan'da Seylan (Ceylon) adasina, Havva ise Cidde'ye indirildi 200 sene aglayip yalvardiktan sonra , tövbe ve dualari kabul olup, hacca gitmesi emr olundu: «Sonra Rabbi onu seckin kildi; tevbesini kabul etti ve dogru yola yöneltti »(Ta'ha, 122) Arafat ovasinda Havva ile bulustu Kabe'yi insaa etti Hz Adem her sene hac yapardi Arafat meydaninda veya baska meydanda , kiyamete kadar gelecek cocuklari belinden zerreler halinde cikarildi «Ben sizin Rabbiniz degil miyim ?» diye soruldu Hepsi «Evet » dedi Sonra hepsi zerreler haline gelip, beline girdiler Yahud belinden yalniz kendi cocuklari cikti Sonra Sam'a geldiler Burada cocuklari oldu Neslinden 40000 kisiyi gördü 1500 yasinda iken cocuklarina peygamber oldu Cocuklari cesitli dillerde konustu Cebrail aleyhisselam 12 kere geldi Oruc, her gün bir vakit namaz ve gusül abdesti emredildi Kendisine kitap verilip, fizik, kimya, tip, eczacilik, matematik bilgileri ögretildi Süryani, Ibrani ve Arabi diller ile kerpic üstüne cok kitap yazildi Bir rivayete göre 2000 yasinda iken Cuma günü vefat etti HzHavva 40 sene sonra vefat etti Kabirlerinin Kudüs'de veya Mina da Mescid-i Hif'de veya Arafat'da oldugu rivayetleri vardir Habil ile Kabil Habil ile Kabil HzAdem'in ogullarindan ikisidir Habil'in Allah'a yaptigi kurban'in kabul edildigi ve kendi kurbanin Allah tarafindan kabul edilmedigi icin Kabil, Habil'i öldürür ve böylece dünyada ilk kâtil olma makamina mazhar olur Sonra bir kargadan görüp Habil'i yerin altina gömdü Allahü teala Kur'an-i Kerimde mealen buyuruyor ki : « Allah nezdinde Isa'nin durumu, Adem'in durumu gibidir Allah onu topraktan yaratti Sonra ona «OL !» dedi ve oluverdi »(Al-i Imran, 59) Burada deginilen durum, HzIsa'nin ve Hz Adem'in babasiz dünyaya gelmeleridir (MK) Peygamberimiz Muhammed (SAV) Hz Adem hakkinda : « Allahü teala Adem'i (aleyhisselam) yeryüzünün her tarafindan aldirdigi topraktan yaratti Bu sebeple zürriyetinden siyah, beyaz, esmer, kirmizi renkte olanlar oldugu gibi, bazilari da bu renklerin arasindadir Bazisi yumusak, bazisi sert, bazisi halis ve temiz oldu » (Hadis-i serif, Müsned-i Ahmed bin Hanbel) buyurmustur Hz Adem 5 seyi ile bahtiyar olmustur: 1) Hatasini itiraf etmek 2) Pismanlik duymak 3) Nefsini kötülemek 4) Tevbeye devam etmek 5) Rahmetten ümidini kesmemek Iblis de 5 seyden bedbaht olmustur: 1) Günahini ikrar (saklamadan söylemek) etmemek 2) Pismanlik duymamak 3) Kendini kötülememek 4) Kendini kötülemeyip azginligini Allahü Teala'ya nisbet etmek 5) Rahmetten ümidini kesmek Hz ZEKERIYYA (as) Kur'ân'da adi gelen peygamberlerden biri Soyu Dâvud (as)'a dayanmaktadir Kur'ân'da anilan duâlarindan (Meryem, 16/6) anlasildigina göre, soyu daha sonra Yâkub (as)'a varmaktadir (el-Kurtubî, Ahkâmu'l-Kur'ân, Kahire 1967, XI, 82; er-Razî, Mefâtihu'l-Gayb, Misir 1937, V, 769) Zekeriyya (as) isrâilogullarinin peygamberi oldugu gibi, ayni zamanda onlarin bilgini, reisi ve müsaviri yani danismani idi (es-Sa'l-ebî, el-Arais, 1951, 372) Onun hakkinda çesitli âyet ve hadisler vardir Ebû Hureyre'nin naklettigine göre, Hz Muhammed (sas);" "Zekeriyya (as) marangoz idi"(Ahmed b Hanbel, el-Müsned, Misir, 1954, II, 405) diyerek O'nun elinin emegi ile geçinen bir sanat ehli oldugunu haber vermistir Zekeriyya (as)'in hanimi isa (as)'in annesi Meryem'in teyzesi isâ idi Zekeriyya (as) da, Meryem'e bakmakla mesgul oluyordu O'na Beyt-i Makdis'te bir yer yapmisti O'nun odasina her girdiginde, yaninda kis mevsiminde yaz meyvesini ve yaz mevsiminde de kis meyvesini buluyordu Zekeriyya (as), "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" diye sorunca, Meryem, "Allah tarafindandir" diye cevap veriyordu (el-Kurtubî, Ahkâmu'/-Kur'ân, IV, 69 vd) Zekeriyya (as) Hz Meryem'in yaninda böyle yaz mevsiminde kis meyvesini ve kis mevsiminde de yaz meyvesini görünce, Meryem'e bu nimetleri veren, buna gücü yeten yüce Allah, esimin yasi geldigi halde, bize hayirli bir evlat verebilir seklinde düsündü ve hayirli bir evladin olmasi için Allah'a gizlice söyle dua etti: "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayifladi, saçlarim agardi, Rabbim!Sana yalvarmaktan dolayi herhangi bir seyden mahrum kalmadim Dogrusu, benden sonra yerime geçecek yakinlarimin iyi hareket etmeyeceklerinden korkuyorum Karim da kisirdir Katindan bana bir ogul bagisla ki, bana ve Yâkub ogullarina mirasçi olsun! Rabbim! O'nun, senin rizani kazanmasini da sagla!" (Meryem,19/4,5,6) "Ya Rabbi! Bana kendi katindan temiz bir soy bahset!" (Âlu imrân, 3/38) "Rabbim! Beni tek basima birakma! Sen varislerin en hayirlisisin" (el-Enbiyâ, 21/89) Gücü her seye yeten Yüce Allah, Zekeriyya (as)'in duâsini kabul etti ve O'na bir erkek evlad verecegini müjdeledi: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oglani müjdeliyoruz Bu adi daha önce kimseye vermemistik" (Meryem, 19/7) "Mihrabda namaz kilmaya durdugu sirada, hemen melekler ona söyle seslendi: "Haberin olsun! Allah sana Yahya adli çocugu müjdeliyor O, Allah'tan gelen bir kelimeyi (isâ'yi) tasdik edecek, milletinin efendisi olacak, nefsine hakim bulunacak ve salihlerden bir peygamber olacaktir" (Âlu imrân, 3/39) Zekeriyya (as), Allah'in verdigi bu müjdeye sasti, hayret etti Çünkü kendisi de hanimi da hayli yasli idiler "Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?" (Meryem, 19/8) diyerek, bu ilginç müjde karsisinda hayretini dile getirdi Yüce Allah ona söyle cevap verdi: "Rabbin böyle buyurdu Çünkü bu bana kolaydir Nitekim sen yokken, daha önce seni yaratmistim" (Meryem, 19/9) Kur'ân'in baska bir yerinde bu durum söyle haber verilmistir: "Zekeriyya'nin duasini kabul edip kendisine Yahya yi bahsetmis, esini de dogum yapacak hale getirmistik Dogrusu onlar iyi islerde yarisiyorlar, korkarak ve umarak bize yalvariyorlardi Bize karsi gönülden saygi duyuyorlardi" (el-Enbiya, 21/90) Yüce Allah'in bu güzel müjdesine son derece sevinen Zekeriyya (as) "Rabbim! Öyle ise bana bir alamet var, dedi" (Meryem, 19/10) Allah ona su cevabi verdi: "Alâmetin; üç gün, isaretten baska sekilde Insanlarla konusmamandir Rabbini çok an, aksam sabah hamdet!" (Âlu imrân, 3/41) Gün oldu, Zekeriyya (as)'in nutku tutuldu Mihrabdan çikti ve milletine: "Sabah-aksam Allah'i tesbih edin! diye isârette bulundu" (Meryem, 19/11) Zamani gelince, Zekeriyya (as)'in oglu Yahya (as) dünyaya geldi Yukarida görüldügü gibi, Zekeriyya (as) ile ilgili olarak zikredilen âyetlerin çogu, dua mahiyetindedir O, çok dua eden, Allah'in emir ve yasaklarina riayet ederek tam bir teslimiyet içinde yasayan Yüce bir peygamberdi Allah: "Zekeriyyâ, Yahyâ, isa ve ilyas'a da (yol göstermistik) Hepsi iyilerden (idi)ler" (el-En'âm, 6/85) diyerek onu sahit peygamberlerle birlikte anmistir Zekeriyya (as) bu sekilde ömrünü ibâdetle geçirdi Daima Insanlari Yüce Allah'a inanmaya ve O'nun yolunda yürümeye cagirdi fakat azmis olan, küfre dalan ve önünü görmeyecek kadar gözü dönenler, onu sehid ettiler (Taberî, et-Tarih, Misir 1326, II, 16; Ahmet Cevdet
__________________
|
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #2 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz Süleyman'in sarayi ve Sebe melekesi Tarih, yaklasik olarak IÖ 970-931 yillari arasinda yasadigi düsünülen Hz Davud'un oglu Hz Süleyman'in kurdugu muhtesem kralliga sahitlik eder Öyle ki Hz Süleyman, babasindan sinirlari Misir'dan Firat'a kadar uzanan bir krallik devralmis ve kisa sürede hakimiyetini güçlendirmisti Ve kendi yasadigi dönemde öylesine büyük bir hakimiyet kurmustu ki, Allah'a olan imaninin ve üstün aklinin kendisine kazandirdigi bu ihtisam, yüzyillar sonra bile insanlarin hayranligini ve dikkatini üzerine çekmeye devam etmektedirHz Süleyman'in hayati, Allah'a gönülden iman eden bir müslümanin aklinin ne kadar fazla, ufkunun ne kadar genis oldugunu bütün insanliga gösteren çok çarpici bir delildir Hz Süleyman (as) cinlerden ve insanlardan olusan ordusu ile kurdugu hakimiyeti, muhtesem bir saraydan yönetiyordu Ve bu saray döneminin en ileri teknigi kullanilarak üstün bir estetik anlayisi ile insa edilmisti Sarayinda göz alici sanat eserleri ve görenleri hayran birakip etkileyen degerli esyalar, benzersiz bir estetik anlayisi ile yerlestirilmisti Elbette Hz Süleyman'in bu mekâni, görenlerde büyük hayranlik uyandiriyordu Insanlarin bu saraydan bu kadar etkilenmelerinin nedeni ise, insan fitratina en uygun olan estetik anlayisini ve ortami birden karsilarinda görmeleri olmustur Zira Hz Süleyman, yaptirdigi bu görkemli sarayi, imanin nuru ve onun getirdigi üstün bir akil ile yaptirmisti Ve bir Müslümanin hangi çagda veya hangi sartlarda yasarsa yasasin Allah'in kendisine verdigi imkânlari en güzel sekilde kullanarak essiz bir mekân olusturabileceginin en güzel örnegini sergilemistiNitekim Kur'ân-i Kerim'in Neml Sûresi'nin bir çok ayeti, onunla ayni dönemde asayan bir kavmin yöneticisi olan Sebe Melikesi'nin Hz Süleyman'in ihtisamli sarayini gördükten sonra ona biat ettiginden bahseder Hz Süleyman, Sebe Melikesi Belkis'in varligini kendisine haber getiren Hüdhüd sayesinde ögrenmisti:"Derken uzun zaman geçmeden (Hüdhüd) geldi ve dedi ki: "Senin kusatamadigin (ögrenemedigin) seyi, ben kusattim ve sana Saba'dan kesin bir haber getirdim Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadin buldum ki, ona her seyden (bolca) verilmistir ve büyük bir tahti var Onu ve kavmini, Allah'i birakip da günese secde etmektelerken buldum, seytan onlara yaptiklarini süslemistir, böylece onlari (dogru) yoldan alikoymustur; bundan dolayi onlar hidayet bulmuyorlar" (Neml Sûresi 22-24) Bu bilginin üzerine Hz Süleyman, Allah'i ilâh olarak kabul etmeyip günese secde eden ve seytanin kendilerine süslü gösterdigi bir sistemi kabul eden Sebe halkini, imana davet etmek için onlara "Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla" baslayan bir mektup öndermisti Ve tüm kavmi kendisine teslim olmaya çagirmisti "Gerçek su ki, bu, Süleyman'dandir ve 'süphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah'in Adiyla' (baslamakta)dir (Içinde de:) "Bana karsi büyüklük göstermeyin ve bana müslüman olarak gelin" diye (yazilmaktadir) (Neml Sûresi 30-31) Sebe Melikesi o ana kadar hiç karsilasmadigi kadar kesin bir üslupla tüm hükümdarligini kendisine katmasini isteyen Hz Süleyman'in, bu mektubu arsisinda çok sasirmisti Ve kendisini kesin olarak bozguna ugratacagindan emin oldugu bu hükümdari, kararindan vazgeçirmek için ona yüklü hediyeler göndermek yolunu seçmisti Ne var ki Allah'in rizasini ve rahmetini hiç bir zaman maddî bir menfaate tercih etmeyen tüm peygamberler gibi Hz Süleyman da, Sebe Melikesi Belkis'in hediyelerini geri çevirmis ve elçileri vasitasiyla ona ne kadar kararli, onurlu ve Allah'a bagli oldugunu gösteren söyle bir haber göndermisti:"(Elçi hediyelerle) Süleyman'a geldigi zaman: "Sizler bana mal ile yardimda mi bulunmak istiyorsunuz? Allah'in bana verdigi, size verdiginden daha hayirlidir; hayir, siz, hediyenizle sevinip ögünebilirsiniz" dedi Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onlarin karsi koymalari mümkün degil ve biz onlari ordan horlanmis asagilanmis ve küçük düsürülmüsler olarak sürüp çikaririz" (Neml Sûresi 36-37) Hz Süleyman Sebe Melikesi Belkis'a Allah'in adi ile basladigi mektubunda kendi gücünün Yüce Rabbinden geldigini ve asla yenilmeyecek bir kuvvete sahip oldugunu hissettirmisti Nitekim Hz Süleyman cinlerden, insanlardan olusan, ona büyük bir teslimiyetle ve sevkle bagli bir orduya sahipti Öyle ki bu ordunun her üyesi Süleyman Aleyhisselamin bütün sözlerini büyük bir hosnutlukla ve tam bir itaatle yerine getirmekteydi Elbette Hz Süleyman'in ordusunun tüm gücü Allah'tan gelmekteydi ve Allah'in ordusu adetullaha uygun olarak her zaman üstün gelecekti Sebe Melikesi Belkis, onun (Hz Süleyman'in) sarayina gittiginde o güne kadar hiç görmedigi büyük bir mülk ve zenginlikle karsilasmisti: "Ona: "Köske gir" denildi Onu görünce derin bir su sandi ve (etegini çekerek) ayaklarini açti (Süleyman:) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmis bir kösk zemindir" Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artik) ben Süleyman'la birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" (Neml Sûresi 44) Kendisi de bir zenginlik ve hâkimiyete sahip olan Sebe Melikesi Belkis, Hz Süleyman'in sarayina girince o güne kadar gördügünden çok farkli bir estetik ve bir zenginlikle karsilasmis ve ruhuna hitap eden büyük bir akla sahit olmustur Aslinda Sebe Melikesi Belkis'in duydugu hayranlik ve saskinlik içine girdigi saraya degil, Hz Süleyman'in aklinadir Çünkü Belkis'in karsilastigi manzara, o dönemin sartlarinda yapilabilecek en mükemmel eser olarak tarif edilebilecek en güzel yerdir Âyette de ifade edildigi gibi camdan olan kösk zemini öylesine gerçekti ki, Sebe Melikesi Belkis, islanmamasi için eteklerini toplayarak ilerlemesi gerektigini düsünmüstü Sarayin muhtesemligi ve görkemi, müslümanlarin ruhlarinda yasadigi zenginligi yansitiyordu Belkis'in baska bir ülkenin hükümdari olmasina ve bu ülkenin en büyük servetine sahip olmasina ragmen Hz Süleyman'in yasadigi mekândan ve onun zenginliginden etkilenme sebebi de budur Teknik anlamda büyük servetler harcanan mekânlarda yasamasina ragmen, pek çok kisi insan fitratinin hoslanacagi estetigi saglayamayabilir Oysa Hz Süleyman'in sarayinin her kösesinde görülen zevk, akil ve mükemmellik sadece servetle elde edilebilecek bir görünüm degildir Iste aradaki bu farki daha sarayin girisini görür görmez anlayan Belkis, böyle bir yeri meydana getiren akla ve o aklin üstünlügüne hemen teslim olmustur Sebe melikesi Süleyman Âleyhisselamin aklinin sahibi olan Cenâb-i Allah'a iman ettigini söylemis ve müslümanlardan olmayi kabul etmistir Hz Süleyman ve onunla birlikte yasayan mü'minler, Allah'in kendilerine verdigi bu büyük mülkü tasimaya lâyik ve ehil kimselerdi Rabbine karsi son derece güzel ahlâkli, teslimiyetli ve mütevazi bir peygamber olan Hz Süleyman, kendisine nimet olarak bahsedilen bu büyük zenginligi yine yalnizca Allah'i razi etmek ve onlarin kalbini Islâm'a isindirmak için kullaniyordu Pek çok peygamber de ayni Hz Süleyman gibi insanlara dini teblig ederken halkin karsisina büyük bir zenginlikle çikarak, onlari etkileme yoluna gitmisti Hazinenin basina getirilen Hz Yusuf, kendisine büyük bir mülk verilen Hz Ibrahim, görenleri hayrete düsürecek kadar ihtisamli bir hâkimiyete sahip olan Hz Süleyman ve fakirken zengin kilinan Peygamberimiz Hz Muhammed, yasadiklari hayat boyunca bunun en güzel örneklerini sergilemislerdir Peygamberlerin bu zenginligi ve yasadiklari üstün ahlâki gören insanlar, hiç bir sistemin ya da ideolojinin kendilerine sunmadigi böyle bir maneviyati ve maddî ihtisami elde edebilmenin yolunu merak ediyorlardi Bu nedenle Islâmi henüz tanimayan insanlar, ilk basta bu zenginligin sebebine ve gördükleri ahlâkî yapisina karsi duyduklari merakla Islâma yaklasmislardir Ahlâkî üstünlükleri ve tümüyle Allah yolunda kullandiklari zenginlikleriyle halkin kalbini Islâma isindiran peygamberler, böylece kisa sürede Allah'in izniyle büyük kitlelere dini yaymayi basarmislardir |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #3 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHZ ZULKARNEYN (SA) 1 Hz Zülkarneyn Hz Zülkarneyn'in peygamber mi, veli mi oldugu tam belli degildir Kur'an-i Kerim'de doguya ve batiya düzenledigi seferleri zikr edilmistir Asil isminin Iskender olup düzenledigi seferlerden dolayi Iskender-i Zükarneyn nâmiyla anilmistir Kur'an-i Kerim'de : « (Resulüm!) Sana Zülkarneyn hakkinda soru sorarlar De ki: Size ondan bir hatira okuyacagim » buyurulmustur Âyette deginilen konu, rivayet edildigine göre, bir gün yahudilerin Mekke'ye gelip Peygamberimizin Tevratta bildirilen son peygamberin olup olmadigini ögrenmek istemeleri'dir Bunun icin de Peygamberimize bir soru sormuslardir Baska bir rivayete göre ise bu soruyu Mekke müsrikleri sormustur Yahudilerin: " Sen bize hep bizden ögrendigin Musa, Ibrahim ve Adem'den haber veriyorsun Tevratta tek bir yerde bildirilen bir peygamber'den bildir" demeleri üzerine Peygamberimiz : « Bu kisi Zülkarneyn'dir» buyurmus ve bu âyet inmistir Ibrahim aleyhisselam zamaninda yasayan Zülkarneyn aleyhisselam onunla birlikte haccetti, elini öpüp duasini aldi Teyzesinin oglu olan Hz Hizir'i ordusuna kumandan tâyin etti Bir kavmin istegi üzerine Ye'cûc ve Me'cûc kavminin insanlara zarar vermemeleri icin tas ve demir'den bir sed yapti ve böylece Ye'cûc ve Me'cûc'un hapsetti Bir rivayete göre bu dilekte bulunan kavim Türkler imis Bu sed simdiki Cin seddi degildir Ye'cûc ve Me'cûc kavimleri bu seddi kiyamete yakin delecekler (2 noktaya bakiniz) Hz Zülkarneyn Asya ve Avrupa kitalarinâ hâkim oldu Her tarafa Allah'in emirlerini yayip, kâfirlerle savasip, mü'minlere güzel muâmelede bulundu Medine ile Sam arasinda, Sam'a bes günlük bir mesafedeki Dûmet-ül Cendel denilen yerde vefat etti Mekke'de veya yine o civarda Tehâme daginda defn edildi Iskender isimli oldugu icin târihte gecen Iskender isimli bircok hükümdarin Hz Zülkarneyn'in oldugu itiraf edilmistir Bediüzzaman bu konu hakkinda mâlumat vermektedir : « Ehl-i tahkikin beyanina göre, hem Zülkarneyn ünvaninin isaretiyle, Yemen padisahlarindan Zülyezen gibi 'zü' kelimesiyle basliyan isimleri bulundugundan bu Zülkarneyn, Iskender-i Rumi degildir Belki Yemen padisahlarindan birisidir ki, Hazret-i Ibrahimin zamaninda bulunmus ve Hazret-i Hizirdan ders almis Iskender-i Rumi ise, miladdan tâkriben ücyüz sene evvel gelmis, Aristodan ders almis Târih-i beseri, muntazaman surette ücbin seneye kadar gidiyor Bu nâkis ve kisa târih nazari, Hazret-i Ibrahimin zamanindan evvel dogru olarak hükmedemiyor» Peygamberimiz (SAV) buyurmustur ki : « Ismini duydugunuz kimselerden yeryüzünde dört kisi mâlik oldu Mü'min olan ikisi, ikisi de kâfir idi Mü'min olan ikisi, Zülkarneyn ile Süleyman idi Kâfir olan ikisi de Nemrud ile Buhtunnasar idi Besinci olarak yeryüzüne benim evlâdimdan biri yâni Mehdi mâlik olacaktir » Kehf sûresinin 83-101 âyetleri Hz Zülkarneyn'in kissasini anlatmaktadir Genis mâlumat icin oraya bakiniz 2 Ye'cûc ve Me'cûc Peygamberimiz kiyamet alametlerinden biri olarak da Ye'cûc ve Me'cûc kavimlerinin yeryüzüne dagilmalarini ve her tarafa küfrü yaymalarindan bahsetmistir Bu kavimler Hz Nuh'un Yâfes isimli oglunun soyundandirlar Yüzleri yassi, gözleri kücük, kulaklari cok büyük, boylari kisadir Her birinin bin cocugu olur ve böylece sayilari insanlarin ve cinlerin sayisinin 90% kadardir Kiyamete yakin bir zaman Hz Zülkarneyn'in yaptigi seddi delip dünyaya yayilacaklardir |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #4 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHZIBRAHIM (SA) 1 Hz Ibrahim hakkinda genel bilgiler Hz Îbrahim Kur'an-i Kerim'de bildirilen peygamberlerdendir : « Kitap'ta Ibrahim'i an Zira o, sidki bütün bir peygamberdi » Ülül'azm denilen peygamberlerin ücüncüsü olup Mezopotamya'daki Keldâni kavmine gönderilmistir Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)'dan sonra Allah katinda insanlarin en üstünüdür, cünkü ileride görecegimiz gibi Allahü Teâlânin varligini kendi akil ve mantigiyla bulmustur Allah ona Halil'im (dostum) diye buyurdu Onun icin «Hâlilürrahman» olarak zikredilir Kendisine on suhuf (forma) verildi Ogullari, Ismail ve Ishak aleyhisselam'dan ziyade soyundan daha bircok peygamber geldigi icin «Ebü'l enbiya» (peygamberler babasi) da denilmistir Beni Israil oglu olan Hz Ishak, Arap kavmi ise diger oglu HzIsmail'den türemistir Babasinin Âzer'in mi, Târuh'un mu olup olmasi hakkinda ihtilaf vardir (genis bilgi ileride, 22 noktada verilecektir) Bir rivayete göre annesinin ismi Emile'dir HzIbrahim peygamberimizin dedelerindendir 2 Hz Ibrahimin hayati 21 Hz Ibrahim'in yasadigi zaman ve mekan Ibrahim aleyhisselamin nesebi Nuh aleyhisselamin oglu Sam'a dayanir Hz Nuh'un vefati ile Hz Ibrahim arasinda iki peygamber (HzHud & Hz Sâlih) vardir Bu fâsila (rivayete göre, MK) 1143 senedir Hz Hud ile Hz Ibrahim arasinda da 630 yillik bir fâsila oldugu bildirilmistir Dogum yeri Bâbil kentidir 22 Ibrahim aleyhisselamin babasi Allahü Teâlâ Kur'an-i Kerim'de : «Ibrahim, babasi Âzer'e» buyurmaktadir Bu âyetten anlasilacagi gibi Hz Ibrahim'in babasi Âzer isminde idi Ama, bazilarina göre Ibrahim aleyhisselamin babasi -Kur'anda bildirilen- putperest Âzer degil, mü'min olan Târuh idi Bu görüsü destekleyenler arasinda meshurlari Abdülhakim Arvâsi, Kadi Beydâvi ve Senâullah Dehlevi vardir, ama Sii'ler de bunu söylemektedirler Bir rivâyete göre Âzer Hz Ibrahim'in - amcasi olup - Târuh'un ölmesiyle Emile ile evlenip, Hz Ibrahim'in üvey babasi oldu Tefsir yönünden bunu böyle aciklamaktadirlar : En'am suresinin manasi : «Ibrahim, Âzer olan babasina dedigi zaman» anlamindadir Böyle olmasaydi Kur'an-i Kerim'de «Babasi Âzer'e dedigi zaman» demeyip, "Âzer'e dedigi zaman" veya "Babasina dedigi zaman" demek yetisirdi Âzer, kendi babasi olsaydi "Babasi" kelimesi fazla olurdu demektedirler Bir kanit olarak Sua'ra suresinin 219 ayetini göstermektedirler Bu surede Allah « Secde edenler arasinda dolasmani da görüyor » denilmektedir Buna göre Peygamberimizin sülâlesinde hicbir putperest yokturdur Bu görüse rededenler ise, ki bunlar arasindaTaberi, Ebu Hayyan ve Elmalili Muhammed Hamdi Yazir vardir, acik olan âyete (En'am, 74) bir mâna verilmek istenmistir demektedirler Mealine göre manalar degistigi icin anlamlar da degisir teorisini ileri sürmektedirler Konuya objektif bir yönle bakmak gerekirse, Âzer'in Ibrahim aleyhisselamin babasi olmamasi biraz daha mantiklidir Sunu da belirtmek lâzim ki, bir ücüncü fikir vardir O da, Ibrahim aleyhisselamin babasinin asil isminin Tarih veya Taruh olup sonradan - bir putun ismi olan - Âzer ismine degistirmesi Bu da Nemrud'un onu puthanesi'nin nâziri olarak tayin etmesinden sonra gerceklesmistir Ama kaynaklar bu düsünce hakkinda bilgi vermiyorlar, onun icin fazla dikkat etmemek gerekir Biz burda ilmi gercekleri tartismiyacagimiz icin bunu burda noktalamak gerekir Bu ihtilaf'in cözümünü ancak Rahman, Rahim, Evvel, Âhir, Kebir, Aziz, Saafii, Mâlik, Gafur, Nur, Adl, Hak, Hakem, Rauf, Sehid, Veli, Kerim, Bari, Cebbar olan ALLAH bilir Âzer ayrica put yapardi ve Nemrud'un yakininda bulunurdu Onun bir dedigini, iki etmezdi 22 Hz Ibrahim'in dogumundan peygamberligine kadar olan hayati 221 Hz Ibrahim'in dogumuna kadar vukuu bulan olaylar Nemrud (2322 no'lu noktaya bakiniz) ve ona tâbi olanlar azginlik ve Allah'a isyan icinde yasamakta idiler Bir gün Nemrud bir rüya gördü Bir rivayete göre, rüyasinda gökyüzünde bir nurun parladigini, günesin, ayin ve yildizlarin bu nurun isiginda kayboldugunu gördü Diger bir rivayete göre ise, rüyasinsda bir kimsenin gelip tahtindan kaldirip kendini yere vurdugunu gördü Müneccimlere gördügü rüyayi anlatip tâbir ettirdi Bunlar "Yeni bir peygamber ve din gelecek, senin saltanatini temelinden yikacak ! Ona göre tedbir almalisin" diye tâbir ettiler Nemrud bu isin tedbiri kolaydir deyip, " Bundan sonra kimse cocuk sâhibi olmayacak Hanimlardan uzak durulacak Dogan cocuklar, erkekse öldürülecek, kizsa birakilacak" emrini verdi Bu suretle 100000 mâsum bebegi öldürüldügü nakledilmistir 222 Dogumundan sonra Bu sirada Hz Ibrahim'in annesi hâmile idi Âzer'in durumunu bildigi icin, onu doguma yaklasinca kendisinden uzaklastirdi ve gizlice bir magaraya gitti ve orda Hz Ibrahim'i dünyaya getirdi Dogduktan sonra annesi onu emzirdi ve magarayi kapatip geri sehre döndü Âzer'e ," Cocuk cok zayif dogdu ve hemen öldü" dedi Bundan sonra magaraya - gizlice -gelip Ibrahim aleyhisselami emzirip geri eve dönerdi Rivâyetlere göre, Hz Ibrahim magarada 7, 13, 16 veya 17 yasina kadar kaldi 23 HzIbrahim'in tebligi 231 Hz Ibrahim'in Allah'i aramasi 2311 Hz Ibrahim'in Allah'i aramasindan önceki durumu Hz Ibrahim'in imâni durumunu hakkinda Kur'an-i Kerim bilgi vermektedir :«Andolsun biz Ibrahim'e daha önce rüsdünü vermistik Biz onu iyi tanirdik » Burdaki rüsdünü vermek peygamberlik, yahut Ibrahim aleyhisselamin risâletten önce sahip oldugu hidayet ve dogruluk manasina geldigi tefsirlerde bildirilmistir Bu da gösteriyor ki, peygamberlik Hz Ibrahim'e genc yasta verilmis idi 2312 Ibrahim aleyhisselamin tefekkür ile tevhid'i bulmasi Ibrahim aleyhisselam hakkinda Allahü Teâlâ « Halil'im » demistir Bu da onun Allahi arayip bulmasindandir Bunun icin Kur'an-i Kerim'de sunlar buyrulmustur : «Böylece biz, kesin iman edenler olmasi icin Ibrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk Gecenin karanligi onu kaplayinca bir yildiz gördü, Rabbim budur, dedi Yildiz batinca, batanlari sevmem, dedi Ay'i dogarken görünce, Rabbim budur, dedi O da batinca, Rabbim bana dogru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum,dedi Günesi dogarken görünce de, Rabbim budur, zira daha büyük, dedi O da batinca, dedi ki : Ey kavmim ! Ben sizin (Allah'a) ortak kostugunuz seylerden uzagim » Bu olay resmi olarak bakilirsa Hz Ibrahim'in peygamberlik baslangicidir Bundan sonra HzIbrahim Bâbil kavmine Allah'in emirlerini teblig etmeye basladi ve bircok delil gösterdi 2313 Ibrahim aleyhisselamin putlari kirmasi Babil halki Allah'in yolundan saptigi icin her sene putlar icin âyin düzenlerdi Bu âyin'de bir yere toplanir bayram yapar ve sonra puthaneye gider, putlara secde eder, sonra da evlerine dönerlerdi Böyle bir bayram günü, Ibrahim aleyhisselam puthaneye girip, bir balta ile bütün kücük putlari kirdi Baltayi da, en büyük putun boynuna asdi ve oradan uzaklasti Keldâniler puthâneye girince bütün putlarin kirildigini gördüler ve bunu yapani yakalayarak cezâlandirmak istediler Hz Ibrahimi getirip, bu isi sen mi yaptin dediler Ibrahim aleyhisselam « Kendisi dururken kücük putlara tapinilmasi istemedigi icin, boynunda asili olan büyük put yapmistir Inanmazsaniz kendisine sorunuz » buyurdu Onlar 'Putlar konusamaz ki, sen onlara sor diyorsun' dediler Bunun üzerine Ibrahim aleyhisselam « O halde konusamayan ve kendilerini kirilmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz ? Size ve tapdiginiz putlara yaziklar olsun » dedi , ama bu hic bir fayda vermedi, cünkü onlar : «Dediler ki Biz, babalarimizi bunlara tapar kimseler bulduk » 232 Ibrahim aleyhisselamin atese atilmasi Ibrahim aleyhisselam putlari kirinca putperestler bu isin onun yaptigini anladilar ve ceza vermek üzere hapsettiler Durumu Nemrd'a bildirdiler 2321 Hz Ibrahim ve Nemrud Rivayete göre Nemrud Hz Ibrahim'in yaptigini duyunca onu yanina cagirdi O zaman insanlar Nemrud'a secde ederlerdi Ibrahim aleyhisselam secde etmeyince Nemrud " Nicin secde etmedin" diye sordu Hz Ibrahim de: « Ben beni yaratan Allahü Teâla'dan ziyade secde etmem » buyurdu Nemrud " Seni yaratan kim ? " diye sorunca, Ibrahim aleyhisselam: « Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah'dir » diye cevap verdi Nemrud, " ben de diriltirim" diyerek zindandan iki kisi getirtti Birini serbest birakip, birini öldürdü Güya böylece diriltmis ve öldürmüs oldu Hz Ibrahim bunun karsisinda : « Benim Rabbim günesi dogudan getirir, dogurtur Eger gücün yetiyorsa sen de bati'dan dogdur » buyurunca Nemrud sasirip, âciz kaldi Bu husus Bakara suresinin 258 âyetinde bildirilmistir Bu münazaranin vukuu buldugu zaman hakkinda iki rivayet vardir Birincisi, Ibrahim aleyhisselam putlari kirinca onu yakalayip hapsettiler Sonra atese atmak icin hapisten cikarip , Nemrud'un yanina götürdüklerinde gerceklesmistir Diger rivayete göre insanlar arasinda büyük bir kitlik cikmisti Bundan dolayi insanlar yiyecek almak icin Nemrud'a giderlerdi Nemrud her gelene, "Senin Rabbin kim ? " diye sorar ve "Benim Rabbim sensin" diyenlere gida maddeleri verirdi Hz Ibrahim yiyecek almaya gelip Nemrud ona bu soruyu sorunca Ibrahim aleyhisselam : « Benim Rabbim dirilten, hayat veren ve öldürendir » dedi ve böylece bu münazara vukuu buldu Bu olay'dan sonra Keldâniler Halilallah'i ceza verek istediler ve onu ilk önce hapise attilar Sonra Nemrud onu atese atmaya karar verdi Rivayete göre bu fikri Nemrud'un aklina Hênun adinda biri getirdi ve Allah onu sonra yerin dibine batirdi 2322 Nemrud hakkinda bilgiler Burada Nemrud hakkinda bazi bilgilere deginmek istiyorum Cünkü bir müslüman icin önemli olan düsmanlarini iyi bilmesi Nemrud da vahsi bir düsmandir Nemrud gaddar ve zâlim bir hükümdardi Bir rivayete göre Nemrud onun hakiki ismi degil, - firavun - gibi bir ünvandi Nemrud cocukken burnuna bir yilan yavrusu kacmis, bu yüzden son derece cirkinlesmisti Babasi bile tahammül edememis ve öldürmege karar vermis Fakat annesinin yalvarmasi üzerine, onu bir cobana teslim etmis , coban da, onun cirkin yüzüne bakmaga dayanamadigindan, onu dag basinda birakmis, dagda Nemrud isminde bir disi kaplan, cocugu emzirerek, onun yasamasina sebeb olmustur Ismi (Nemrud) bu kaplandan gelmektedir Babasi öldükten sonra hükümdarliga gecen Nemrud, kendisini ilah zannediyor ve bütün halkin kendisine tapmasini istiyordu 2323 Ates'in Halilallah'i yakmamasi Ibrahim aleyhisselam'in atese atilmasi kararlastirildiktan sonra odun toplaniyor ve kocaman bir ates yakiliyor Problem Halilallah'i atese atmakta Rivayete göre Iblis insan sekline girip Nemrud'a mancinik kullanmasini tavsiye ediyor Kur'an'da : « Onun (Ibrahim) icin bir bina yapin ve derhal onu atese atin ! dediler » buyurulmustur Bir bina (mancinik) yapilip oradan Ibrahim aleyhisselam atese atilinca, ates bir gül bahcesi oluyor Diger bir rivayete göre ici balik dolu bir havuz oluyor ates Ve böylece ates Halilürrahman'i yakmiyor Bu kurtarma olayi Kur'an-i Kerim'in Enbiya suresinde bildirilmistir : « Ey ates ! Ibrahim icin serinlik ve esenlik ol» dedik Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onlari, daha cok hüsrana ugrayanlar durumuna soktuk » Bugün SUrfa'da « Ayn-i Zelika » veya « Halilürrahman » isminde 50x30 m boylarinda bir havuz vardir Buranin Hz Ibrahim'in atese atildigi yer oldugu, baliklarin odunlardan meydana geldigi iddia olunmakta ve kimse bu baliklara dokunmamaktadir Tevrat'ta bu ates olayi hakkinda -Ibrahim peygamberin yahudilerin soyunun babalari kabul edildigi halde - bir bilgi yokturdur 24 Ibrahim peygamberin Bâbil'i terketmesi Kur'an-i Kerim'de buyuruluyor ki : « (Oradan kurtulan Ibrahim Ben Rabbime gidiyorum O bana dogru yolu gösterecek » Böylece Hz Ibrahim küfür diyarindan hicret ederek Sam'a gidiyor Hicret ederken de, « Ey Rabbimiz, ancak sana tevekkül ettik ve (taatle) sana yöneldik ve ahirette de dönüsümüz ancak sanadir » diye dua ettikleri Mümtehine suresinin 4 ayetinde bildirilmistir Baska bir rivayete göre Harran'a (Filistin) gittigi rivayet edilir 25 Ibrahim aleyhisselam Misir'da Ibrahim aleyhisselam ordan sonra zevcesi Hz Sâre ile birlikte Misir'a gitti Rivayete göre o siralarda 38 yasinda idi O zamanin Firavunu cok zâlim ve cebbâr, Sinan bin Ulvân isimli, Dahhâk'in kardesi olan pek kibirli birisiydi Firavun güzel kadinlardan cok hoslanirdi ve güzel bir kadin gördü mü hemen onu ne pahasina olursa olsun Haremine alirdi Kadinin kocasi varsa onu öldürürdü Hz Sâre cok güzel bir kadin oldugu icin, Firavun veya Melik Ibrahim aleyhisselama zevcesinin kim oldugu hakkinda sorunca Ibrahim aleyhisselam Firavun'un Hz Sâre'ye musallat olmasini engellemek icin din bakimindan kardesi olduguna niyet ederek : « Kiz kardesimdir » dedi Pek zâlim olan bu hükümdar, Sâre hatunu almak isteyip sarayina cagirtti Fakat musallat olmak isteyince nefesi kesilip, elleri, ayaklari tutmaz oldu Yere yikilarak debelenmeye basladi Allahü Teâlâ Hz Sâre'yi Firavun'un serrinden koruyup musallat olmasini engelledi Hükümdar bu durum karsisinda korkusundan Hz Ibrahim'in zevcesini ona geri yolladi Hz Sâre'ye yaklasinca onu cin zannettiginden, yanina bir de Hâcer isimli bir câriye verdi Böylece bundan kurtulacagini zannetti Bu olay Ebu Hureyre'nin bildirdigi Hadis ile bildirilmistir (bkz Buhari, Müslim) Tevratta da bu olayin böyle - kücük modifikasyonlarla - gerceklestigi yazmaktadir Bundan sonra Halilürrahman Misir'i terkedip geri Filistine dönüp Sebu' isimli yere yerlesiyor |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #5 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi26 HzIsmail Ibrahim aleyhisselam'in Hz Sâre'den cocuklari olmuyordu Yaslari da gittikce ilerliyordu Ibrahim aleyhisselam Bâbil'den ayrilirken: «Rabbim ! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi » diye niyazda bulundu Hz Sâre'de bunu cok istiyordu, ama cocugu olmuyordu Firavun'un kendisine verdigi câriyesi Hz Hâcer'i azad edip Ibrahim aleyhisselama evlenmesi icin verdi ve HzIbahim Hz Hâcer ile evlendi Bu evlilikten Hz Ismail dogdu Muhammed aleyhisselamin (sav) nuru Hz Ismail'in alninda intikal etti Ibrahim aleyhisselam onu cok sever ve yanindan ayirmazdi Hz Sâre nurun kendisine intikal edecegini umuyordu Bu sebeple Hz Hâcer'e karsi kalbi gayret hâsil oldu Ve birgün Ibrahim aleyhisselam'dan Hz Hâcer ile Hz Ismail'i baska bir yere götürüp birakmasini istedi Allah'in emriyle Halilallah bu istegi yerine getirdi ve Hacer hatun ile Ismail aleyhisselami (sav) alip Mekke'ye götürdü ve onlari orada birakti Ilerisini Hz Ismail'in hayatinda anlatacagim 27 Misafir melekler 271 Meleklerin müjdesi Ibrahim peygamber yasi gittikce ilerliyordu Bu sirada melekler gelip Ibrahim aleyhisselama bir oglunun dogacagini müjdelediler : « Hem o kullara, Ibrahim'in misafirlerinden haber ver Hani melekler, Ibrahim'in yanina girdikleri zaman, "selam" demisler, Ibrahim de onlara: "Biz sizden korkuyoruz" demisti Melekler: "Korkma ! Gercekten biz sana bilgin bir ogul müjdeliyoruz" dediler » Rivayete o sirada Hz Ibrahim 120 ve Hz Sâre de 99 yasinda idi Müjdeyi vermek üzere gelen melekler gayet güler yüzlü birer´genc suretinde Ibrahim aleyhisselamin karsisina ciktilar Bunlarin Cebrail (as), Mikail (as) ve Israfil (as) oldugu Ibn-i Abbas'dan rivayet edilmistir Cebrail aleyhisselam ile birlikte 7 veya 9, veya 10 bir yahut da 12 melegin bulundugu rivayet edilmistir Melekler bu müjdeyi verdikten sonra Lut kavmini helak etmeye gittiler (genis malumat icin bkz «HzLut») Melekler, "Selamunaleyke" deyince Ibrahim aleyhisselam "Aleyküm selam" diyerek mukabelede bulundu Onlari evinde en iyi yere oturttuktan sonra ikram etmek üzere hemen bir buzagi getirdi Misafirlerine ikram etti ise de onlar yemedi Bundan dolayi Hz Ibrahim'in kalbine biraz süphe düstü O zamanin âdetine göre bir eve misafir gelip, ikram edilenden bir sey yerse ondan emin olunurdu; misafir bir sey yemezse onun zarar vermek icin geldigi hükmedilirdi Ibrahim aleyhisselam tekrar melekleri davet edince, onlar "Biz yemegin ücretini vermeden yemeyiz" dediler Hz Ibrahim "Bedelini verin de yiyin Bu yemegin bir ücreti var diye karsilik verdi Melekler bu ücreti sorunca, HzIbrahim: « Bismillah ,demek Sonunda da Elhamdülillah, demektir » dedi Bunun üzerine Hz Cebrail, Mikail aleyhisselam bakarak : « Bu zât, Allahü Teâlânin dost edinmesine lâyik bir kimsedir » buyurdu Bu sirada Hz Sâre perde arkasinda duruyordu Meleklerin müjdesi üzerine: «(Ibrahim'in karisi:) Olacak sey degil ! Ben bir kocakari, bu kocam da bir ihtiyar iken cocuk mu doguracagim ? Bu gercekten sasilacak sey ! dedi » dedi Âyet-i kerimede onun icin « Dâhiket » buyrulmustur Bu kelime hem gülmek, hem de hayz oldu manasina gelmektedir Cumhur'a göre gülme manasinda kullanilirsa da Ikrime ve Mücahit'e göre hayz oldu anlamindadir bu kelime Ayrica gülmesi hakkinda da degisik rivayetler vardir Meleklerin korkma demesi üzerine Ibrahim aleyhisselamin korkusunun gitmesi icin gülmüstür Bir baska rivayete göre Ishak aleyhisselamin müjde verilmesi hakkinda ellerini yüzüne kapayip gülmüstür Cünkü kendisi cok yaslanmisti ve bir cocuk dogurmanin ihtimali sifirdi o yasta Hz Ibrahim de yukarida belirttigimiz gibi 120 yasina gelmisti Diger bir rivayete göre, ellerini yüzüne kapamasi, yasliliginda hayz görmesinden ve bunun farkina varmayip hâyasi sebebiyle utanmasindan ileri geldigi bildirilmistir Hz Sâre'nin bu sözlerine karsilik melekler " Sen Allahü Teâlânin emrine mi, takdirine mi sasiyorsun" dediler ve Ibrahim aleyhisselamin cikip Lut kavmi'nin ikamet ettigi yere gittiler Yahudiler Ibrahim aleyhisselamin misafirleri hakkinda baska bir beyânat vermektedirler Onlara göre Hz Ibrahim'e melekler degil, bizzat - tövbe hâsaa - Allah gelmistir Yanina da bazi melekler almis, güya Ve onlara göre misafirler Hz Ibrahim ile beraber yemek yemisler 272 Ishak aleyhisselamin dogumu Meleklerin haberinden 1 sene sonra Hz Ishak dogdu Ileride Hz Ishak hakkinda mâlumat verecegim 28 Hz Ibrahim'in Mekke'ye yolculugu 281 Ibrahim aleyhisselam Mekke'de Ismail aleyhisselam büyüyüp genclik cagina girmisti Cürhümilerden Arapca ögrenmis ve onlar arasinda yüksek makama erismisti O Cürhümilerden bir kiz ile evlendi Bu sirada ise Hâcer aleyhisselam vefat etmisti O sirada Hâcer hatun 99 yasinda idi ve Kâbe'nin bitisiginde bir yer olan ve Hicr denilen yere defn edildi Ibrahim aleyhisselam bir gün oglunu ziyaret etmek üzere Sam'dan Mekke'ye dogru yola cikti Hz Ismail'in evine varinca oglu yiyecek temin etmek icin evde yoktu Ibrahim aleyhisselam Hz Ismail'in hanimindan mali durumlarini sorunca, hanimi hallerinden sikâyetci oldu Giderken de ogluna söylemesi icin tenbihte bulundu: " Kocan geldiginde benden selam söyle, kapisinin esigini degistirsin" ve oradan ayrildi ve evine geri döndü Ismail alehisselam eve gelip bunu duyunca, olayi anladi ve hanimindan ayrildi Baska bir kadinla evlendi Ibrahim aleyhisselam bir müddet sonra Mekke'ye yine gidince oglu yine evde bulunmuyordu Bu sefer Hz Ismail'in hanimina ayni soruyu sordu O da cevaben: " Biz hayir ve saadet icindeyiz " dedi Ne yiyip ictiklerini sorunca da, "Et yiyip, zemzem iciyoruz" dedi Bunun üzerine Halilallah: " Yâ Rabbi ! Bunlarin etlerini ve sularini mübarek kil, bereket ihsân eyle " diye dua etti ve oradan geri Sam'a döndü Ibn-i Abbas'in rivayet ettigi bir hadiste Pegamberimiz (sav) buyurdu ki:«Ibrahim (as) zamaninda Mekke civarinda hububat bilinmiyordu Av etiyle gidalanilirdi Eger o zaman hububat mâlum olsaydi, Ibrahim (as) hububat hakkinda dua ederdi » Ibn-i Abbas bu Hadis hakkinda buyurdu ki: " Ibrahim aleyhisselamin bu duasinin bereketiyle Mekke sicak olmasina ragmen, et ile su, burada diger yerlere nazaran insanlara daha faydalidir " 282 Kâbe'nin insasi Günlerden bir günde Allahü Teâlâ haliline Kâbe-i Muazzamayi yapmasini emreyledi Kâbe'nin insasi hakkinda iki rivayet vardir : Melekler Allah-i Zisanin emriyle binâ ettiler; Adem aleyhisselam melekler ile birlikte insa etti Bunun üzerine Ibrahim aleyhisselam yeniden Mekke'ye dogru yola cikti Mekke'de oglu Ismail aleyhisselami zemzem kuyusu basinda buldu Allah'in emrini ona da söyledi ve Ismail aleyhisselam ona yardim edecegini ekledi Kâbe'nin nereye yapacagini bilmedigi icin, bir rivayete göre Cebrail aleyhisselam Kâbe'nin su andaki yerini gösterdi Ilkönce temeli kazmaya basladilar ve Adem aleyhisselam zamanindaki temeli buldular Ayni temel üzerine Kâbe'yi insa ettiler Hz Ibrahim oglunun getirdigi taslarla, Cebrail aleyhisselamin târifine uyarak Kâbe'yi yapiyordu Nihayet Kâbe'nin duvarlari yükseldi ve yukariya tas yetisemez oldu Bundan dolayi büyük bir tas getirdiler ve Ibrahim aleyhisselam bu tasa basarak duvar örmeye basladi Mübarek ayaginin izi cikan bu tasa da Makâm-i Ibrahim denilir Kâbe de tavaf namazi bu tasin bulundugu yer olan Makâm-i Ibrahim'de kilinir Kâbe tamamlaninca Ibrahim aleyhisselam ogluna: " Ey Ismail ! Iyi bir tas getir ki, hacilara isaret olsun" buyurdu Ismail aleyhisselam bir tas getirdi ise de Hz Ibrahim daha iyi bir tas istedi Bunun üzerine, Ebu Kubeys dagindan: " Cebrail aleyhisselam tûfanda bana bir tas emanet etti Gel onu al ! " diye bir ses isitti Hemen Ebu Kubeys dagindan Hacer-ül-esved tasi alinip, Kâbe'deki yerine kondu Kâbe insa edildikten sonra Ibrahim aleyhisselam, Allah'in: « Insanlar arasinda hacci ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argin develer üzerinde () tavaf icin Kâbe'ye gelsinler » emriyle, yüzünü Yemen tarafina cevirip: " Ey insanlar ! Allahü Teâlâ bir ev bina ettirdi ve bu evi ziyaret etminizi emreyledi Geliniz, Kâbe'yi ziyaret ediniz " diye seslendi Allahü Teâlâ da sesini bütün dünyaya duyurdu Insanlar bu sesi duyunca: « Lebbeyk Allahümme Lebbeyk " diye cevap verdiler O zaman, ana rahminde ve baba sulbünde olan ne kadar hacca gidecek varsa « Lebbeyk » dediler Bir defa gidecek olan bir kere, iki defa gidecek olan iki kere ve daha fazla gidecek miktarina göre cevap verdiler Kâbe'nin insasindan sonra Ibrahim aleyhisselam Sam'a dönüyor ve bütün aile efradini alip Hac ediyor 283 Kâbe hakkinda bilgiler Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Haram'in ortasinda, dört köse tastan bir oda olup, 17 m yüksekliktedir Kuzey duvari 8,8 m, güney duvari 7 m, dogu duvari 11,9 m, bati duvari da 12,8 m genisliktedir Dogu ve güney duvarlari arasindaki kösede Hâcer-ül-esved tasi bulunmaktadir Kâbe'nin dogu duvarinda bir kapi vardir Kapi yerden 1,7 m yükseklikte, eni 1,7 m ve boyu 2,7 m'dir Kâbe'nin dört kösesine Rükn denir Sam'a dogru olana Rükn-i Sâmi, Bagdat'a olana Rükn-i Irâki, Yemen tarafina olana Rükn-i Yemâni ve dördüncü köseye de Rükn-i Hacer-ül-esved denir 29 Hz Ibrahim aleyhisselamin duasi 291 Ibrahim aleyhisselamin iki dualari 2911 Halilallah'in Kur'andaki duasi Kâbe'yi tamamladiktan sonra Ibrahim aleyhisselamin dua ettigi Kur'an-i Kerim'de zikredilmektedir :«Hatirla ki Ibrahim söyle demisti: Rabbim ! Bu sehri (Mekke'yi) emniyetli kil, beni ve ogullarini putlara tapmaktan uzak tut Cünkü onlar (putlar) insanlarin bircogunun sapmasina sebep oldular, Rabbim Simdi kim bana uyarsa o bendendir Kim de bana karsi gelirse, artik sen gercekten cok bagislayan, pek esirgeyensin Ey Rabbimiz! Ey sâhibimiz! Namazi dosdogru kilmalari icin ben, neslimden bir kismini senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yaninda, ziraat yapilmayan bir vâdiye yerlestirdim Artik sen de insanlardan bir kisminin gönüllerini olara meyledici kil ve meyvelerden bunlara rizik ver! Umulur ki bu nimetlere sükrederler Ey Rabbimiz! Süphesiz ki sen bizim gizleyecegimizi de aciklayacagimizi da bilirsin Cünkü ne yerde ne de gökte hicbir sey Allah'a gizli kalmaz Ihtiyar halimde bana Ismail'i ve Ishak'i lutfeden Allah'a hamdolsun! Süphesiz Rabbim duayi isitendir Ey Rabbim! Beni soyumdan gelecekleri namazi devamli kilanlardan eyle; ey Rabbimiz! duami kabul et! Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacagi gün beni, ana-babami ve müminleri bagisla ! » 2912 HzIbrahim'in ikinci duasi Ibrahim aleyhisselamin diger duasi hakkinda da Imam-i Gâzâli mâlumat veriyor: " Ibrahim aleyhisselam sabahladigi vakit söyle buyuruyordu: « Ey Allah'im Bu gün yepeyeni bir yaratilistir Binâenaleyh bugünü tâatinle benim icin ac, magfiret ve rizanla kapat! Bugün de bana nezdinde kabul olunacak haseneyi ihsan eyle O haseneyi gelistir ve benim icin onu kat kat artir Ve bugünde islemis oldugum günahlari benim icin affeyle Cünkü bolca affeden ve her nimeti kullarina ihsanda bulunan, kullarini siddetle seven, daha istemeden evvel onlarin isteklerini bilip takdir eden sensi » Râvi diyor ki: Bir kimse Hz Ibrahim'in duâsiyla sabahladigi takdirde o günün sükrünü edâ etmis sayilir 292 Ibrahim aleyhiselamin babasi icin duasi Kur'an-i Kerim'den bize nakledildigine göre Ibrahim peygamber babasi icin Allah tarafindan istigfâr dilemistir Mucizât-i Kur'an-iyenin Tevbe suresinin -113 âyetin mukabili olarak - 114 âyetinde: «Ibrahim'in babasi icin af dilemesi, sadece ona verdigi sözden dolayi idi Ne var ki, onun Allah'in düsmani oldugu kendisine belli olunca, ondan uzaklasti Süphesiz ki Ibrahim cok yumusak huylu ve pek sabirli idi» Ibrahim aleyhisselam babasina kendisinin affi icin Allah'a dua edecegine dair söz vermis ve onun Allah tarafindan affini dilemisti Fakat babasinin Allah düsmani oldugunu anlayinca dua etmeyi birakti Peygamberimiz (SAV) de amcasi Ebu Tâlip icin Allah'tan magfiret dilemek istemis, bunun üzerine Tevbe sure-i serif'in 113 âyeti inmisti 3 Halilallah'in vefati Hz Sâre yasinda ölmüstü Allah'in dostu da Kudüs'de ikâmet etmekteydi Bir gün evden gelince evinde birisinin oldugunu gördü Bu misafir Azrail aleyhisselam idi Ibrahim aleyhisselam :'Seni iceriye kim birakti' dedi O da:'Buranin sahibi' diye cevap verince, Halilallah:'Buranin sâhibi benim ve ben seni iceriye birakmadim' dedi Azrail aleyhisselamin: 'Beni buraya buranin ve her seyin sahibi birakti' demesi üzerine Ibrahim aleyhisselam bu misafirin bir melek oldugunu anladi Kimsin diye sordu ve Azrâil aleyhisselamin oldugunu ögrendi Ibrahim aleyhisselam ona: "Ziyârete mi geldin ? Ruhumu almaya mi ?" buyurdu"Eger izin verirsen ruhunu almaya!" diye cevap verdi Hz Ibrahim de : "Dost dostun canini alir mi ?" deyince, "Yâ Ibrahim bunu Allah'a sorayim" buyurdu Azrâil aleyhisselam hemen gidip geldi ve Allahü Teâlâ: " Dost dosta kavusmak istemez mi ?" buyurdu dedi Halilallah bunu isitince: "Cabuk gel kardesim, hemen canimi cânâna kavustur, benim icin bundan daha büyük bir müjde olamaz" buyurdu ve ruhunu teslim etti Ibrahim aleyhisselam Kudüs civarinda Habrun kasabasinda bir magaraya defn edildi Bu kasaba Halilürrahman olarak bilinmektedir En meshur camisi de « Halilürrahaman » camisidir Su anda Israilogullarinin elinde bulunup Hebron olarak bilinmektedir |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #6 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz SUAYB (as) Kur'an'da adi geçen peygamberlerden Medyen ve Eyke halkina peygamber olarak gönderildi Bu iki ülkede ayri ayri mücadelede bulundu Bu iki toplumla yaptigi mücadelesi, çesitli ayetlerde geçmektedir Medyen ve Eyke, daglik ve ormanlik olan iki ülke idi Medyen topraklari, Hicaz'in kuzey batisinda, oradan Kizildeniz'in dogu sahiline, güney Filistin'e, Akabe Körfezi'ne ve Sina Yarimadasi'nin bir bölümüne kadar uzanan bölgelerde yer alir Kur'an'in Medyen halki hakkinda anlattiklarinin önemini kavramak için, bu insanlarin, Hz ibrahim'in üçüncü hanimi Katurah'tan olma oglu Midyan'in soyundan geldikleri iddialarina dikkat edilmelidir Dogrudan dogruya onun neslinden gelmemis olduklari halde, tümü onun soyundan olduklarini iddia etmislerdir Çünkü eski bir gelenege göre, büyük bir zata bagli olan herkes, daha sonra yavas yavas onun torunlari arasinda sayilmaya baslanirdi Nitekim Hz ismail'in (as) soyundan gelmemesine ragmen bütün Araplara "ismailogullari" denmistir Hz Yakub (as)'in soyu (israilogullari) için de durum aynidir Ayni sekilde, Hz ibrahim (as)'in çocuklarindan biri olan Midyan'in etkisi altina giren tüm bölge halkina Bena Medyen (Medyenogullari) ve onlarin oturdugu yerlere de, Medyen bölgesi dendi (ez-Zirikl, Kâmûsû'l-A'Iâm, VI, 4244; Yakut el-Hamev, Mu'cemü'l-Büldan, Beyrut 1956, V, 77) Suayb (as), Hz ibrahim'in torunlarindan Mikâil'in ogludur Annesi ise Hz Lut'un kizidir (et-Taber, Tarih, Misir 1326,I, 167; es-Sa'leb, el-Arâis, Misir 1951, s 164; M Asim Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankara 1990, I, 327) Yüce Allah'tan Suayb (as)'a kitab veya sahife gönderilmedi O, Âdem, sit, idris, Nuh ve ibrahim'e indirilen sahifeleri okudu ve onlarla tebligde bulundu (Ibn Asakir, Tarih, Beyrut 1979, VI, 322) Suayb (as) büyük bir hatipti insanlari güzel söz ve nasihatlarla aydinlatmaya çalisti Dolayisiyla ona peygamberler hatibi denilmistir (ez-Zemahserî, el-Kessâf, Kahire 1977, II, 118) Suayb (as) ayni zamanda Musa (as)'in kayinpederi idi Kizi Safura'yi Musa (as) ile evlendirmisti (ibnü'lEsir, el-Kâmil, Beyrut 1965, 177) Suayb (as)'in Peygamber olarak Medyen'e gönderilmesi ve Medyenlilerle mücadelesi, Kur'an'da söyle bildirilir: "Medyen'e de kardesleri suayb'i (gönderdik) Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin ondan baska ilahiniz yoktur Size Rabbinizden açik bir delil geldi Ölçüyü ve tartiyi tam yapin, insanlarin esyalarini eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayin Eger inanan (insan)lar iseniz böylesi sizin için daha iyidir! Ve her yolun basina oturup da tehdit ederek insanlari Allah yolundan çevirmege ve O (Allah yolu)nu egriltmeye çalismayin Düsünün siz az idiniz, O sizi çogaltti ve bakin bozguncularin sonu nasil oldu! Eger içinizden bir kismi benimle gönderilene inanmis, bir kismi da inanmamis ise, Allah aramizda hükmedinceye kadar sabredin O, hükmedenlerin en iyisidir" (el-A'raf, 7/85,86,87) Görülüyor ki Suayb (as) onlari Allah'a kulluk etmeye, insan haklarina saygili olmaya, her türlü bozgunculuktan uzak durmaya ve bu yolda sabirla hareket etmeye davet ediyordu Fakat Medyen halki Suayb (as)'in nasihatlarini dinlemediler ve kötü hareketlerinde daha ileri gittiler Onlarin bu isyan ve sapkinliklari, Kur'an'da söyle haber verilir "Dediler ki: Ey Suayb, senin söylediklerinden çogunu anlamiyoruz, biz seni içimizde zayif görüyoruz Kabilen olmasaydi, seni mutlaka taslarla(öldürür)dük! Senin bize karsi hiç bir üstünlügün yoktur!" (Hd 11/91) Suayb (as) onlarin bu taskinliklarina karsi nasihat ediyor ve onlari büyük bir azap ile kokutuyordu: (Suayb onlara de ki): Ey kavmim, size göre kabilem Allah'tan daha mi üstün ki, O'nu arkaniza atip unuttunuz? süphesiz Rabbim, yaptiklarinizi kusaticidir (Ondan bir sey gizli kalmaz) Ey kavmim, oldugunuz yerde (yaptiginizi) yapin, ben de yapiyorum Yakinda kime azabin gelip kendisini rezil edecegini ve kimin yalanci oldugunu bileceksiniz Gözetin, ben de sizinle beraber gözetmekteyim"(Hd, 11/92-93) Her türlü mücadelede, teblig ve nasihate ragmen, Allah'in emirlerini dinlemeyen, zulüm, taskinlik ve kötülükte israr eden Medyen halki, azabi hak etmisti: Derken o (müthis) sarsinti onlari yakalayiverdi, yurtlarinda diz üstü çöke kaldilar suayb'i yalanlayanlar, sanki yurtlarinda hiç oturmamis gibi oldular suayb'i yalanlayanlar iste ziyana ugrayanlar, onlar oldular" (el-A'raf, 7/91-92) Medyen halki, kfirlerin kaçinilmaz sonu olan azaba maruz kaldiktan sonra Suayb (as) onlara acimisti Bu durum, Ku'an'da söyle bildirilir: (Suayb), onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: Ey kavmim, ben size Rabbimin gönderdigi gerçekleri duyurdum ve size ögüt verdim Artik kâfir bir kavme nasil acirim!" (el-A'raf, 7/93) Buna göre, Allah'in emirlerini dinlememede israr eden ve bunun neticesinde Allah'in azabi ile cezalandirilanlara acimamak gerekir Çünkü bu cezayi hak etmis oluyorlar Suayb (as) Medyenlilerle beraber, Eyke halkina da peygamber olarak gönderilmisti Onlarla da önemli mücadelelerde bulundu Onlarla olan mücadelesi ve onlarin isyankârligi, Kur'an'da söyle özetlenmektedir Gerçekten Eyke halki da zalim kimselerdi" (el-Hasr, 15/78) Eyke halki da gönderilen elçileri yalanladi Suayb, onlara demisti ki: (Allah'in azabindan) korunmaz misiniz? Ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim Artik Allah'tan korkun ve bana itaat edin Ben sizden buna karsi bir ücret istemiyorum Benim ücretim yalniz alemlerin rabbine aittir Ölçüyü tam yapin, eksiltenlerden olmayin Dogru terazi ile tartin insanlarin haklarini kismayin Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin, Sizi ve önceki nesilleri yaratan(Allah)tan korkun" (es-suar, 26/176,177,178,179,180,181,182,183,184) Eykeliler, Suayb (as)'in telkinlerine karsi ters hareket ettiler Söz dinlemeyip isyanda bulundular Hatta, Suayb (as)'a hakaret ettiler Onlarin bu isyani, Kur'an'da söyle dile getirilir: "Dediler: Sen iyice büyülenmislerdensin Sen de bizim gibi bir insansin, biz seni mutlaka yalancilardan saniyoruz" (es-suarâ, 26/185, 186) Eykeliler bununla bile yetinmediler Azab isteyecek kadar, ileri gittiler: "Eger dogrulardansan, o halde üzerimize gökten parçalar düsür" (es-suarâ, 26/187) diyerek Suayb (as)'a meydan okudular Suayb (as) onlara söyle cevap verdi: "Rabbim, yaptiginizi daha iyi bilir" (es-suara, 26/188) Yüce Allah da, onlara verilen azabi, söyle haber veriyor: "O'nu yalanladilar Nihâyet o gölge gününün azabi, kendilerini yakaladi Gerçekten o, büyük bir günün azabi idi Muhakkak ki, bunda bir ibret vardir Ama yine çoklari inanmazlar" (es-suarâ, 26/189, 190) Ayette söz konusu olan "gölge gününün azabi" hakkinda, müfessirler söyle bir açiklamada bulunuyorlar: Eykeliler azab isteyince, günes yedi gün müthis bir sicakligi yaydi O sirada gökyüzünde bir bulut belirdi ve serin bir rüzgar esti Eyke'liler bulutun gölgesinde toplandilar Birden o buluttan bir ates indi ve Eyke halki yeryüzünden silindi (el-Beydav, Envaru't-Tenzl, Misir 1955, II, 84) Medyen ve Eyke halki Hz suayb'i dinlemediler ve bunun neticesinde, yukarida sunulan âyetlerde ifâde edildigi gibi helâk oldular Allah'i dinlememenin, peygambere uymamanin ve yanlis yollara sapmanin cezasini buldular Suayb (as), kendisine uyanlarla birlikte Mekke'ye gidip yerlesti Orta boylu, bugday benizli biri olan Suayb (as), hayatinin sonuna dogru gözlerini kaybetmisti, amâ olarak yasiyordu Mekke'de vefât etti Türbesinin, Kâbe'nin batisinda, Darünnedve ile Benu Semh kapisinin arasinda oldugu rivâyet edilir (et-Taberî, Tarih, Misir 1326, I, 167; Ibn Kuteybe, Kitabü'l-Maârif, Beyrut 1970, s 19: Ibn Asakir, Tarih, Beyrut, 1979, VI, 322) |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #7 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHZ IDRIS (SA) Hz Idris, Hz Sit aleyhisselamin torunlarindan bir peygamberdir Kendisine 30 suhuf kitap verildi Asil adi Ahnuh' (Hanuh) dur Kur'an-i Kerimde, cok kitap okudugu icin ona Idris lakabi verilmistir Ayrica, kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlik verildigi icin « müselles bin ni'me » (kendisine 3 nimet verilen ) de denilmistir Idris aleyhisselam'in Babil veya Misir'da Münif'de dogup yasadigi rivayet edilmistir Babasinin ismi Yerd'dir Annesinin ismi Berre veya Esvet'tir Kendisi Adem aleyhisselamin altinci göbekten torunudur Adem (as) kadar olan nesebi söyledir: Idris (as) - Yerd - Mehlail - Kinan - Enus - Sit (as) - Adem (as) Idris aleyhisselamin pek cok evladi olmustur Bunlardan en meshuru Metüselah'dir, cünkü Resulullah efendimizin nuru Idris aleyhisselamdan sonra ona gecmistir Adem aleyhisselam'in oglu Kabil'in evladindan olan bir topluma peygamber gönderilmistir Cebrail aleyhisselam 4 defa gelip ona Allah'in emir ve yasaklarini bildirmistir Idris aleyhisselamin bunlari insanlara 105 veya 120 sene bildirdigi rivayet edilmistir Kendisine verilen bircok mucizelerden bazilari, agaclarda ne kadar yaprak oldugunu bilmesi, havadaki bulutlara cekilmeleri icin emir verebilmesi ve kendisinden sonra gelecek olan peygamberleri haber vermesi idi Insanlara peygamberimizin vasiflarini ve kendisinden sonra vukuu bulacak olan Nuh tufanini anlatmistir Ama ne yazik ki kendisine cok az kisi itaat etmistir Idris aleyhisselam 72 dil konusurdu ve her kavmi hak dine kendi dili ile davet etmistir Kendisi 100 sehir kurmustur Insanlara cok ilimler ögretmistir Bunlardan bazilari fen, tip, astronomi ve daha nice ince ve derin ilimleri anlatti Kendisi kalem ile yazan ve igne ile diken (bunun icin ona terzilerin piri de denilmistir) ilk insandir Bunlar tabiiki Allah'in ona bir ihsanidir Yeryüzünün meskun (yerlesilmis) yerlerini 4 bölgeye ayirip her birisine bir vekil tayin etmistir Bir müddet sonra Asure gününde göge kaldirildi: « Kitapta Idris'i de an Hakikaten o, pek dogru bir insan, bir peygamberdi Onu üstün bir makama yücelttik » (El-Meryem, 56-57) Bir rivayete göre eski Yunanlilar ve daha sonra gelen feylozoflar, fizik, kimya, ve tip ilimlerini Idris aleyhisselamin kitaplarindan almistir Idris aleyhisselam hakkinda 4 ayet (Meryem; 56-57/Enbiya 85-86) inmistir Allahü Teala mübarek Kur'an-i Kerim'de: « Ismail'i, Idris'i ve Zülkif'i de (yadet) Hepsi de sabreden kimselerdendi Onlari rahmetimize kabul ettik Onlar hakikaten iyi kimselerdi » (El-Enbiya, 85-86) buyurmustur (yadet'mek: anmak, adini anmak, hatira getirmek, hatirlamak, MK) Peygamberimiz Muhammed sallallahu (as) de bir hadis-i serifinde: « Ben (Mirac gecesinde) dördüncü kat semada (gökte) Idris (peygamber) ile karsilastim Cibril bana:" Bu gördügün Idris'dir Ona selam ver" dedi Ben de ona selam verdim O da benim selamima cevap verdi Sonra bana:" Merhaba salih kardes, salih peygamber" dedi » buyurmustur (Buhari, Müslim |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #8 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz ILYAS (as) Kur'an-i Kerîm'de ismi geçen peygamberlerden biri Hz Musa (as)'dan sonra gelen nesebi Hz Harun (as)'a dayandigi rivayet edilen bir israilogullari Peygamberi Hz Musa'dan sonra israilogullarinin çesitli boylari sam civarina yerlesmistir sam bölgesindeki "Bek" sehrine yerlesen ve zamanla Allah'a isyan ederek haddi asan bir Benu israil kabilesine Hz ilyas (as)'in gönderildigi rivayet edilmektedir ilyas (as) Kur'an-i Kerîm'de iki degisik sûrede anilmistir Bir yerde diger Peygamberler ile birlikte ismi geçmistir: "(ibrahim'e) Zekeriya, Yahya, isa ve ilyas'i da bagisladik Hepsi salihlerdendi" (el-Enbiya, 21/85) Diger sûrede ise ilyas (as)'in kissasi özetle anlatilmistir Musa ve Harun (as)'dan bahsedilmis, onlarin Allah'in salih kullari oldugu anlatildiktan sonra ilyas (as)'in kissasina geçilmistir: "Muhakkak ilyas da peygamberlerdendi" (es-Sâffat, 37/123) Bu ayet-i kerime ilyas (as)'in etrafinda Yahudiler ve Hristiyanlar tarafindan olusturulmus olan efsanevî kimligi aralamakta, onun Allah'in diger Peygamberleri gibi bir peygamber oldugunu anlatmaktadir Buhârî, Kitâbu'l-Enbiyâ bölümünde ilyas (as) için bir bab açmis ve onun kissasini anlatan es-Sâffât suresindeki ayetleri bu babda zikretmistir ibn Mes'ûd ve ibn Abbas'in rivayetine göre Hz ilyas ile idris (as) ayni sahistir (Buhârî, Enbiyâ, 4) idris (as) da Nuh (as)'in babasinin dedesidir (Buhâri, Enbiyâ, 5) Ilyas (as) Peygamber olarak gönderildigi insanlari dine davet etmistir: "(Hz ilyas) milletine: "Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Yaratanlarin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz önceki babalarinizin da Rabbi bulunan Allah'i birakip da Ba'l putuna mi taparsiniz?" demisti (es-Sâffât, 37/124-126) Ayet-i Kerime'de geçen "Ba'l" o kavmin tapindigi putun ismidir Oturdugu sehirlerinin ismi "Bek" olan bu halkin, tapindiklari puttan dolayi sehirlerinin isminin "Ba'lebek" oldugu rivayet edilmektedir Rivayete göre Hz ilyas israilogullarina Hizkil (as)'dan sonra gönderilmistir insanlari Allah'a imana çagiran Hz ilyas, kavminin Ba'l putuna tapmamasini emretmistir O bölgenin krali önce iman etmesine ragmen daha sonra irtidat ederek Hz ilyas (as)'i öldürmeye kalkmistir Hz ilyas yedi sene kadar daglarda bayirlarda dolasmis, insanlari Tevrat'in emirlerine davet etmis, iman etmemeleri üzerine, o beldeye üç yil hiç yagmur düsmemistir Daha sonra Hz ilyas'in duasiyla yagmur yagmasina ragmen yine ilyas (as)'a iman etmemislerdir Kendisinden sonraki Benûisrail Peygamberlerinden Kur'an'da ismi zikredilen Elyas'a (as)'i Hz ilyas yetistirmistir Rivayete göre kavminin imansizligina kizan ilyas (as), Allahu Teâlâ'dan kendisini gökyüzüne kaldirmasi için dua etmis, bunun üzerine belirlenen bir yerde yaninda Elyas'a (as) da varken gökten gelen ates gibi bir ata binip havalanmis, nübüvvet simgesi olarak da asagida kalan Elyas'a hirkasini atmis ve semâya refedilmistir Ancak surasi unutulmamalidir ki bu rivayetler israilogullarinin Tevrat kökenli rivayetleridir isin dogrusunu en iyi Allah bilir (ibn Kesîr, Tefsiru'l Kur'ani'l Azîm, VII, 31) Hz ilyas (as)'in, Hizir (as) ile yilda bir kez bulustuguna inanilir, halk arasinda bu bulusma Hizir ilyas (Hidrellez*) seklinde simgelenmistir |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #9 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHZ EYYÛB (as) Hz Ibrahim soyundan gelen bir peygamber Eyyûb (as)'dan Kur'an'da dört yerde bahsedilir ve sabir örnegi olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41) Tevrat'ta da "Eyûb" adiyla müstakil bir kitap, Hz Eyyûb'un kissasina tahsis edilmistir Islâm kaynaklarina göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayisiz mali-mülkü, birçok oglu kizi bulunan Eyyûb (as), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmistir Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle mesgul olan Hz Eyyûb, Rabbinin bir imtihânina mârûz kalmis, bütün servetini, çocuklarini kaybettigi gibi seytanin kendisine musallat olmasi neticesinde kalbi ve dili hâriç bütün vücudunda çibanlar çikmis, iltihapli yaralar açilmis, yaralarina kurtlar dolmus ve vücudu bozulup kokmaya baslamisti Bu durumda kocasina hizmete sebât eden esi "Rahmet" hariç hiç kimse onun yanina yanasmadigindan cemiyetten çekilmek mecburiyetinde kalmis, fakat hiçbir zaman sabrini ve Cenâb-i Hakk'a bagliligini kaybetmemistir Farkli rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey uzun süren bu sikintili dönemden sonra sabriyla imtihâni kazanan Eyyûb (as) Cenâb-i Hakk'in lütfu ve emriyle ayagini yere vurmus, fiskiran su kaynagindan yikanip içerek eski sihhati ve güzelligine kavusmustur Ayrica kendisine yeniden birçok servet ve çocuk da ihsân edilmistir Genellikle kabul edildigine göre bu imtihana ugradigi sirada yetmis yasinda olan Hz Eyyûb, sifâ bulduktan sonra yirmi yil daha yasamis, diger bazi rivâyetlere göre ise hastaligindan önceki kadar daha ömür sürmüstür Kendisinden sonra Bisr adindaki bir oglu, kavmine peygamberlik yapmistir |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #10 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz YA'KUB (as) Kur'ân'da adi geçen peygamberlerden biri Ya'kûb (as)'in soyu, ishâk (as) vasitasiyle ibrahim (as)'a dayanmaktadir O, ishak (as)'in ve ishak (as) da ibrahim (as)'in ogludur Annesinin adi Refaka'dir Kardesi Ays ile beraber, ikiz olarak dogmustur Kardesinin ardindan dogdugu için ona Ya'kûb denmistir Ya'kûb (as)'in diger bir adi da israil'dir Kardesi Ays'tan kaçarak dayisinin yanina giderken gündüzleri saklanmis ve geceleri yürümüstür Bundan dolayi kendisine isrâil denmistir Kelime olarak isrâil geceleyin (Allah'a) yürüyen demektir (et-Taberî, Tarih, Misir 1326, I,162 vd) Ya'kûb (as)'in dogumu ve peygamberligi daha önceden müjdelenmisti Onun bu durumu Kur'ân'da söyle haber verilmistir: Biz ona (ibrahim (as)'in hanimina) ishâk'i müjdeledik ishâk'in ardindan da (torunu) Yaküb'u"(Hûd, 11/71) Bu âyette ayni zamanda, Yakûb (as)'in yukarida sunulan soyu da dile getirilmistir Ya'kûb (as), önce dayisi Lebân'in büyük kizi Leyya ile ve ondan sonra ad küçük kizi Râhil ile evlenmistir Leyya'dan Rabil, Yehuza, sem'ûn ve Lavi adindaki ogullari dogmustur Râhil'den de Yûsuf ve Bünyamin dünyaya gelmistir Ya'kflb (as)'in diger iki hanimindan alti oglu daha vardi Toplam on iki erkek evlada sahipti (ibn Kuteybe, Kilabu'l-Meârif, Beyrut 1970,19; ibn Haldun, Tarih, Beyrut, 1971, I, 39) Kur'ân'in birçok yerinde Ya'kûb (as)'in peygamberliginden ve çesitli faziletlerinden bahsedilmektedir Onun peygamberligini dile getiren bazi âyetlerin meâli söyledir: Nihayet (ibrahim) onlardan ve Allah'in disinda taptiklari seylerden uzaklasip bir tarafa çekildigi zaman, biz ona ishâk'i ve Ya'kub'u bagisladik ve her birini peygamber yaptik Onlara rahmetimizden bagista bulunduk ve kendilerine güzel ve üstün bir san, söhret nasip ettik" (Meryem, 19/49, 50) "Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sona da vahyettik Nitekim ibrahim'e, ismail'e, ishak'a, Yakub'a, torunlarina, isâ'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Harun'a, Süleyman'a da vahyetmis ve Davud'a da Zebur'u vermistik" (en-Nisâ, 4/163) Ya'kub (as)'in kuvvetli, basiretli ve halis (samimi) bir kisilige sahip oldugunu anlatan bazi âyetlerin meâli de söyledir: Kuvvetli ve basiretli kullarimiz ibrahim'i, ishâk'i ve Ya'kûb'u da an Biz onlari ahiret yurdunu düsünme özeligiyle temizleyip, kendimize hâlis kul yaptik" (Sâd, 38/45, 46) O, diger peygamberler gibi Allah'in hidâyetine erdirilen ve güzel davranan yüce bir kisi idi Kur'ân'da bu hususta söyle buyurulmaktadir: "Biz ona (ibrahîm'e) ishâk'i ve ishâk'in oglu Ya'kûb'u da hediye ettik Hepsine de dogru yolu gösterdik Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e Yûsuf â Musa'ya ve Harûnâda yol göstermistik Biz güzel davrananlara böyle karsilik veririz" (el-En'âm, 6/84) Bir de Ya'kub (as) rüya tabir etmeyi de bilirdi Yüce Allah Kur'ân-i Kerîm'de bu hususu söyle haber vermistir: "Hani bir zaman Yûsuf babasina: Babacigim, ben (rüy'a) on bir yildiz, günesi ve ayi gördüm Bunlari hepsinin bana secde ettiklerini gördüm, demisti (Babasi Ya'kub ona söyle demsti): Yavrum, rü'yani kardeslerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar Çünkü seytan, insana apaçik bir düsmandir! Böylece Rabb'in seni seçecek ve sana rü'yada görülen olaylarin yorumunu (veya Allah'in kitabinin ve peygamberlerin sünnetlerinin inceliklerini) ögretecek Sana ve Ya'kûb soyuna nimetini tamlayacaktir Nasil ki atalarin ibrahim'e, ve ishâk'a da nimetini tamamlamisti süphesiz Rabb'in bilendir, hikmet sahibidir" (Yûsuf, 12/4, 5, 6) Ya'kûb (as) bitmeyen tükenmeyen güzel bir sabra sahipti O, sabriyla ve ümidiyle örnek bir peygamberdi Kendisi, evlad acisi ve evlad ihanetiyle imtihan edildi Kur'ân'da, onun hayati, Yûsuf (as)'in hayati ile iç içe anlatilmistir Ya'kûb (as)'in gözlerinin kaybolmasina, saçlarinin agarmasina ve belinin bükülmesine sebep olan bu evlad imtihani ve onun örnek sabri, Kur'ân'da söyle haber verilmistir: "(Ya'kûb kendisine hiyanet eden çocuklarina söyle dedi): Herhalde, nefisleriniz size bu isi süsleyerek sizi ona sürükledi Artik bana güzelce sabretmek kaliyor Belki de Allah, onlarin hepsini bana getirir Çünkü O, bilendir, herseyi hikmetle (yerli yerince) yapandir Ve yüzünü onlardan çevirdi de: "Ey Yûsuf üzerindeki tasam (gel, gel tam senin gelme zamanindir)! " dedi ve tasadan gözlerine ak düstü (Acisini) yutkunuyor (açiga vurmamaya çalisiyordu) Dediler ki: "Vallahi sen, Yûsuf'u ana ana hasta olacaksin, yahut öleceksin!" (Ya'kûb aleyhisselâm onlara): "Ben üzüntü ve tasami yalniz Allah'a sikayet ederim ve Allah tan sizin bilmediginiz seyleri bilirim" dedi (Ondan sonra söyle devam etti): "Ey ogullarim, gidin, Yûsuf'u ve kardesini arastirin Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin Zira, kafir kavimden baskasi Allah'in rahmetinden ümit kesmez!" (Ya'kûb'un ogullari tekrar Misir'a Yûsuf'un yanina döndüklerinde dediler ki: "Ey vezir, bize ve çocuklarimiza darlik dokundu, degersiz bir bir sermaye ile geldik Ama sen bizim için tam ölçü ver, bize tasadduk eyle Çünkü Allah, tasadduk edenleri mükafatlandirir" (Yûsuf) dedi: "Sizler cahil iken, Yûsuf'a ve kardesine yaptiginiz(in kötülügünü) bildiniz mi (bundan tevbe ettiniz mi)?" "A, yoksa sen, sen Yûsuf' musun?" dediler "Ben Yusuf'um, bu da kardesindir" dedi (ve söyle devam etti): "Allah bize lütfetti (Bizi korudu, yüceltti) Kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, süphesiz Allah, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez" "Vallahi, Allah seni bizden üstün kildi Dogrusu biz suç islemistik! dediler (Yûsuf onlara): "Bu gün sizi kinama yok Allah sizi bagislar O, merhametlilerin merhametlisidir simdi su gömlegimi götürün, babamin yüzüne koyun da gözü açilsin Ve bütün ailenizle birlikte bana gelin" dedi Kervan (Misir'dan) ayrilip yola koyulunca, babalari, (yaninda bulunanlara): "Eger bana bunak demezseniz, (inanin ki) ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum"dedi "Vallahi sen hâlâ eski saskinligin içindesin" dediler Müjdeci gelip de (Yûsuf'un gömlegini) (Ya'kûb)'un yüzüne koyunca, derhal (gözü açildi), görür oldu "Size demedim mi ben, Allah'tan sizin bilmediginiz seyleri bilirim?" dedi (Ogullari): "Ey babamiz, bizim için günahlarimizin bagislanmasini dile Gerçekten biz günah isledik"dediler (Ya'kub onlara): "Sizin için Rabb'ime istigfar edecegim süphesiz O, bagislayan, esirgeyendir"dedi (Hep beraber Misir'a hareket ettiler) Nihâyet Yûsuf'un yanina vardiklarinda, (Yûsuf) ana-babasini kendisine çekip kucakladi ve: Âllah'in dilegiyle, güven içinde Misir'a girin!"dedi Anasini babasini tahti üstüne çikardi ve hepsi onun için secdeye kapandilar (ona kavustuklari için Allah â sükür secdesi yaptilar veya onun önünde saygi ile egildiler Yûsuf: "Babacigim, iste bu, önceden (gördügüm) rüyanin yorumudur Rabb'im onu gerçek yapti Bana iyilik etti Zîra seytan, benimle kardeslerim arasina fitne soktuktan sonra, O, beni zindandan çikardi Sizi de çölden getirdi Gerçekten Rabb'im, diledigi seyi çok ince düzenler O (her tedbiri) bilen, her seyi yerli yerince yapandir" dedi "(Yûsuf, 12/83-100) Bu âyetlerde de ifade edildigi gibi, Ya'kûb (as)'in çocuklari, neticede yaptiklarina pisman oldular Babalarindan ve kardesleri Yûsuf (as)'dan özür dilediler Babalari Ya'kûb (as) ve kardesleri Yusuf (as) onlari bagisladilar ve onlar için Allah'a yalvarip dua ettiler Cebrâil (as), Ya'kûb (as)'a gelerek, çocuklari için yaptigi duasinin kabul edildigini ve çocuklarinin Allah tarafindan bagislandiklarini müjdeledi (es-Salebî, el-Arais, Misir 1951,140 vd) Yak'ub (as) da diger peygamberler gibi insanlari Allah'a inanmaya ve O'na ibadet etmeye çagirdi Kendisi bu yolda fevkalade örnek bir hayat yasadi Kur'ân-i Kerîm'de bildirildigi gibi, Yakub (as), ibrâhim (as)'in yaptigi gibi, ruhunu teslim etmeden önce, çocuklarina vasiyette bulundu: "O zaman (Yâ'kûb), ogullarina; "Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?" demisti (Onlar da): "Senin Rabb'in ve atalarin ibrâhim, ismâil ve ishâk'in Rabb'i olan tek Allah'a kulluk edecegiz Biz O'na teslim olanlariz" dediler" |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #11 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz DAVUD (as) Kur'ân-i Kerim'de adi geçen israilogullari peygamberlerinden biri Yahuda kabilesinden isa (Yasa)'nin sekizinci ogludur insanoglu yoldan çikip da batakliga düstükçe, yüce Allah, onlara peygamberler göndermistir Onlar bu peygamberler vasitasiyla uyarilmistir israilogullarina da peygamberler gönderilmistir Onlar, umumiyetle bu peygamberlere isyan hatta ihanet etmislerdir Hz Musa'nin vefatindan sonra, yine israilogullari isyanin karanligina daldilar Azginlik yaparak Hz Musa'nin Allah'tan getirdigi akîdeyi terk etmeye basladilar Cenâb-i Allah, onlarin üzerlerine baska bir kabîleyi musallat etti Hz Musa'nin vefatindan sonra israilogullarinin idaresi Yusa'ya kaldi israilogullarini çölden çikararak onlari dedelerinin ülkesine yerlestirdi Bu ülke, Hz Yakub'un yasadigi Ken'an bölgesi olup, israilogullari için mukaddes ülke sayilir israilogullari Hz Musa'nin vefatindan sonra Filistin çevresine yerlesmis bulunan Amâlika Kabilesi ile karsi karsiya geldiler israilogullari Amâlika ile yaptiklari bir savastan maglup çiktilar Kendilerini toparlayarak yeniden bu düsman ile çarpismak istediler Yüce Rabbimiz onlarin bu durumunu söylece anlatmaktadir: "israilogullarindan bir cemaat Musa'dan sonra peygamberlerine: "Bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savasalim" dediler Peygamber "Size muharebe farz olunursa korkarim ki, savasmazsiniz" dedi Onlar: "-Niçin Allah yolunda savasmayalim? Yurdumuzdan ve evlatlarimizin yanindan çikarildik" dediler Onlara farz kilindiginda, birazi müstesna olmak üzere, savastan yüz çevirdiler " (el-Bakara, 2/246) "Peygamberleri onlara: Allah, Teâlâ size hükümdar olarak gönderdi dediginde, onlar: O, bize nasil hükümdar olur? Biz hükümdarliga ondan daha layikiz Onun mali da çok degildir dediler Peygamber "Allah onu, sizin üzerinize namaz kildi Ona ilimde ve cisimde fazlalik (üstünlük) verdi Allah, mülkü diledigine verir " (el-Bakara, 2/247) israilogullari tarafindan kutsal kabul edilen bir sandik vardi Kur'ân-i Kerim'de bu sandiga "Tâbût"* adi verilmektedir Amâlikalilarla yapilan savas sonucunda bu sandik Câlût (Golyat)'in eline geçmisti israilogullari bunun acisini duyuyorlar, fakat Tâlût'un da hükümdarligina itiraz etmekten geri kalmiyorlardi "Peygamberleri onlara söyle dedi: Onun hükümdarligina alamet; size, içinde Rabbiniz tarafindan sekînet ve Musa ailesi ile Harun ailesinin mirasi bulunan Tâbût'u meleklerin yüklenip getirmesidir Eger siz iman edenlerdenseniz, bunda sizin için ibret ve mûcize vardir " (el-Bakara, 2/248) Tâbût'un israilogullarinin eline geçmesi onlari yüreklendirdi Yeniden toparlanarak Amâlika kabilesi üzerine yürüdüler Tâlût, israilogullarina ögütte bulundu Onlara söylece seslendi: "Allahu Teâlâ sizi bir nehir ile imtihan ediyor O nehirden içen benden degildir Ondan eli ile ancak bir avuç içen bendendir" dedi Onlarin pek azi müstesna, digerleri içti Tâlût ile iman edenler nehri geçtiklerinde: Bugün Câlût ve askerlerine karsi duracak takat bizde yoktur dediler Allah'a kavusacaklarini bilenler Nice az bir topluluk vardir ki, Allah'in izni ile daha çok olana galip gelmistir Allah, sabredenlerle beraberdir ' dediler " (el-Bakara, 2/249) Amâlika ordularinin basinda Câlût (Golyat) bulunuyordu Câlüt'un ordusuyla karsi karsiya gelen mümin kitle söyle dua etti: "Ya Râb, üzerinize sabir ve sebat ihsan eyle, ayaklarimizi sabit kil ve kâfir kavme karsi bize yardim et " (el-Bakara, 2/250) Tâlût'un ordusunda Dâvûd (as) bulunuyordu Dâvûd (as), Hz Yakub'un neslinden idi israilogullarindan olan Dâvûd, daha küçük yasta bir delikanli iken, hak davanin amansiz düsmani, zorba ve güçlü ordulara sahip olan Câlût ile yaptigi mücadeleyi kazanmis ve bu savasta Câlût'u sapan tasiyla öldürmüstü Bu olayda Allah'a tevekkül eden müminlerin zalimleri nasil yendigi gösterilmektedir Câlût, zalim zengin ve korkunç bir hükümdardi Onun açikça belli olan büyük üstünlügü vardi Fakat Allahu Teâlâ, o zaman islerin yalniz zahiriyle meydana gelmeyip, gerçek anlamiyla vukû buldugunu göstermek istedi islerin hakikatini sadece O bilir Her seyin ölçüsü yalniz O'nun elindedir Aslinda insanlara güçlü görünenin zayif, zayif görünenin de Allah'in yardimiyla güçlü oldugu ölçüsü Allahu Teâlâ'ya aittir insanlar ise vazifelerini yerine getirmek, Allah'u Teâlâ' ya verdikleri ahitlerini ifa etmekle yükümlüdürler Bundan sonra Allah'in istedigi seyler istedigi sekilde olur insanlara, kendilerini korkutan zâlimlerin zayif, çok zayif olduklarini, Allah onlarin ölmesini istedigi zaman küçücük delikanlilarin bile maglup edebilecegini göstermek için bu zalim diktatörün ölümünü, daha genç bir bir delikanli iken Hz Dâvûd'un eline verdi Burada Allah'u Teâlâ'nin tahakkukunu istedigi gizli baska hikmetler de vardi Allah, Tâlût'dan sonra mülkü Hz Dâvûd'un almasini ve onun yerine oglu Süleyman (as)'i varis kilmayi istedi Bu sebeple Hz Dâvûd (as)'in gücü, Câlût'u öldürmesiyle gösterilmis oluyordu "Allah'in izniyle, onlari hemen hezimete ugrattilar Dâvûd da Câlût'u öldürdü Allah ona mülk ve hikmet verdi Dilemekte oldugu seylerden de ona ögretti" (el-Bakara, 2/251) Câlût'un öldürülmesiyle Amâlikalilar bozguna ugradilar, darmadagin oldular Bu olaydan sonra halk, Hz Dâvûd (as)'a daha çok sevgi ve saygi göstermeye basladi Tâlût'un ölümünden sonra yerine Dâvûd (as) geçti Ona hem yönetim, hem peygamberlik verildi; "Dâvûd'a daglari ve kuslari boyun egdirdik Onunla beraber tesbih ediyorlardi Biz (bunlari) yapariz" "Ona, sizi savasin siddetinden korumak için zirh yapmayi ögretmistik Ama siz, sükrediyor musunuz ki?" (el-Enbiya, 21/78, 80) "Andolsun Dâvûd'a tarafimizdan bir üstünlük verdik Ey daglar, onunla beraber tesbih edin ve ey kuslar (siz de) Ve ona demiri yumusattik", "Genis zirhlar yap, dokumasini ölçülü yap ve (hepiniz) iyi isler yapin Çünkü ben, yaptiklarinizi görmekteyim diye vahyettik" (Sebe, 34/10-11) Hz Dâvûd (as) hakkinda Kur'ân-i Kerim'den gelen rivâyetler; Dâvûd'un çok güzel bir sesi oldugunu, kendisine verilen Zebur'u okumaya baslayinca, daglarin ve kuslarin onu dinlemek üzere etrafinda toplandiklarini bildirmektedir Zebur dört büyük semâvî kitaptan birisi olup, yüzelli sûreden ibarettir Bu kitap, ser'î hükümleri tasimadigi için Hz Dâvûd, Hz Musa'nin serîati ile hükmetmistir Yahudi kaynaklarinda Hz Dâvûd'un, Mizmar denen bir musiki âleti çaldigi kayitlidir Kur'ân'da da: "(Her taraftan) gelen kuslar da ona icabet ederler, hepsi onun nagmesine katilirlardi ", "Onun mülkünü kuvvetlendirmistik Kendisine hikmet ve açik konusma, güzel konusma vermistik " (Sad, 38/19-20) buyuran Allah, ayni sûrenin 21 âyetinde, Hz Dâvûd (as) zamaninda olan bir hâdiseyi de, Hz Muhammed (sas)'e söyle haber vermistir: "Dâvûd'un yanina gelmislerdi de, onlardan korkmustu Korkma dediler, Biz, iki davaciyiz Birimiz ötekinin hakkina saldirdi simdi sen aramizda hak ile hükmet Zulmetme Bizi yolun ortasina (adalete) götür " (Sad, 38/22) Kur'ân'da anlatildigina göre bunlar iki kardestiler Birisinin doksandokuz koyunu, ötekinin bir tek koyunu vardi Böyle iken doksandokuz koyunu olan öteki kardesinin tek koyununu ister, aralarinda tartisma çikar Tek koyunu olani bu tartismayi kaybeder Hz Dâvûd (as)'a müracaat ederler O, davaci olanlardan birini dinler, ötekini dinlemeden hükmünü verir Bunu da Allah'u Teâlâ'nin kendisini imtihani sanir Ancak bu yaptigi hareket sebebiyle Allah'dan magfiret dileyip secdeye kapanir, tövbe eder Allah, onu affettigini bildirir ve ona su vahyi indirir: "Ey Dâvud, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptik insanlar arasinda adaletle hükmet, keyfine uyma Sonra seni Allah yolundan saptirir Allah'in yolundan sapanlara, Allah'in hesap gününü unuttuklarindan dolayi, çetin bir azap vardir " (Sad, 38/26) israilogullari, Hz Dâvûd zamaninda en parlak dönemlerini yasamislardir Dâvûd (as) Kudüs'ü fethetmis, kendisine baskent yapmisti Hz Dâvûd, hem hükümdar, hem peygamberdi Bir nimet olarak bu iki özellik ona verilmisti O, israilogullarini kirk yil yönetti ve Rabbine kavustu Hz Dâvud (as)'in yerine oglu Hz Süleyman (as) geçti ve ona da peygamberlik geldi Hz Dâvûd, bir gün oruç tutar, bir gün yerdi Abdullah b Amr'dan rivâyetle, Abdullah, her gün gündüzleri oruç tutar, geceleri de (nâfile) namaz kilardi Onun bu durumu Rasûlullah'a bildirildiginde Hz Peygamber onu çagirdi ve söyle buyurdu: "Bir gün oruç tut, bir gün iftar et iste bu Dâvûd (as)'in orucudur" Bir baska rivayette ise, Rasûlullah (sas) söyle buyurmustur: "Allah'u Teâlâ ya en sevimli oruç, Dâvûd (as)'in orucudur O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi Allah'a en sevimli namaz da Dâvûd namazi idi O, her gecenin yarisinda uyur Üçte birinde (nafile) namaz kilardi Altida birinde de yine uyurdu" (Müslim, Siyam, 183; Nesâî, Siyam, 69) |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #12 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz YAHYA (as) Kur'an'da adi geçen peygamberlerden biri Yüce Allah tarafindan, Kur'an'da: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oglani müjdeliyoruz Bu adi daha önce kimseye vermemistik" (Meryem, 19/7) ayeti ile haber verildigine göre; Yahya (as), Zekeriya (as)'in oglu idi Kendisine Yahya adi da, Allah tarafindan verilmisti Yahya (as)'nin yüzü güzel, kaslari çatik, saçlari seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmaklari kisa idi O, isâ (as)'dan alti ay önce dünyaya gelmisti Yani Isâ (as)'dan alti ay büyüktü Dolayisiyla, Musa (as)'nin seraitiyle amel eden peygamberlerin sonuncusuydu Daha küçük yasta iken, kendisine hikmet verilmisti Yasiti olan çocuklar kendisine: "Ey Yahya! Bizimle gel, oynayalim" dedikleri zaman: "Ben, oyun için yaratilmadim" derdi (es-Sa'lebî, el-Arais, Misir 1951, 375 vd) Onun küçüklügünden itibaren böyle temiz, saygili ve ibâdet ehli oldugu, Kur'an'da söyle haber verilmistir: "(Ona çocuklugunda): Ey Yahyâ! Kitabi, kuvvetle tut! (dedik) Henüz çocuk iken, ona, hikmet'i verdik (Tevrat'i ögrettik) Tarafimizdan (ona) bir kalb yumusakligi ve (günahlardan) temizlik (verdik) O, çok muttaki idi Anasina ve babasina itaatli idi, bir serkes ve asi degildi Dünyaya getirildigi günde, ölecegi gün de, diri olarak (kabrinden) kaldirilacagi gün de, ona, selâm olsun!" (Meryem, 19/12, 13, 14, 15) Bu ayetlerde görüldügü gibi Yüce Allah, Yahya (as)'nin çesitli güzel vasiflarini haber vermis ve onu selamla anmistir Bu, onun dogdugunda, vefat ettiginde ve ahiret gününde Allah'in himâyesinde bulundugunu ifâde etmektedir Her Insanin basina gelecegi kesin olan bu üç yalnizlik ve korku günlerinde Allah'in selâm ve esenligi içinde olmak, ne büyük bir bahtiyarliktir Bu üç durumda Allah'in himayesinde bulunmak, bir nevi devamli bir sekilde Allah'in himayesinde bulunmak demektir (Muhammed Ali es-Sabûnî, Safvetu't-Tefâsîr, istanbul 1987, II, 213) Yahya (as) Allah'in emrettigi gibi kitabi kuvvetle tuttu Önce Tevrat'a ve daha sonra incil'e uygun hareket etti Bu mukaddes kitaplarin hükümlerinin milleti tarafindan yasanmasi için çalisti Hz Muhammed (sav) onun bu mücâdelesi hakkinda söyle buyurdu: "Yüce Allah, Zekeriyya (as)'nin oglu Yahya (as) ya, hem kendisi amel etmek, hem de amel etmeleri için israil ogullarina emretmek üzere, bes kelime emretmisti Kendisi bu hususta biraz agir ve yavas davraninca, isâ (as) ona: -Sen, hem kendin amel etmek hem de amel etmelerini isrâil ogullarina emretmek üzere, bes kelime ile emrolunmustun Bunu israil ogullarina ya sen teblig edersin, ya da ben teblig ederim, deyince, Yahya (as): -Ey kardesim! Sen bu vazifeyi yerine getirmekte beni geçersen, ben azaba ugramamdan veyâ yere batirilmamdan korkarim, dedi ve hemen isrâil ogullarini Beytü'l-Makdis'te topladi Beytü'l-Makdis, israil ogullari ile doldu Yahya (as) yüksek bir yere oturarak Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra söyle dedi: -Yüce Allah, bana, hem kendim amel edeyim, hem de amel etmenizi size emredeyim diye bes kelime emretti Onlarin ilki, Allah'a hiç bir seyi serik kosmaksizin, O'na ibâdet etmenizdir Bunun misâli, öz mali olan altin veya gümüsle bir köle satin alip çalistiran bir adama benzer ki, köle çalismasinin kazancini, efendisinden baskasina ödüyordur Hanginiz, kölesinin böyle davranmasina sevinir, razi olur? Hiç kuskusuz, sizi yüce Allah yaratti ve rizkinizi vermektedir Öyle ise Allah'â, hiç bir seyi serik kosmaksizin, ibâdet ediniz Allah namaz kilmanizi size emretti Namaza durdugunuzda, yüzünüzü saga sola çevirmeyiniz süphe yok ki Yüce Allah, kulu, yüzünü baska tarafa çevirmedikçe, hep ona yöneliktir Allah size oruc'u emretti Bunun misâli, yaninda misk kesesi oldugu halde, bir topluluk içinde bulunan ve hepsi ondaki misk kokusunu duyan bir kimseye benzer Hiç süphesiz oruçlunun agzinin kokusu, Allah'in katinda misk kokusundan daha güzeldir Allah size sadakayi emretti Bunun misâli, düsmanin esir edip elini boynuna bagladiklari ve boynunu vurmak üzere yaklastirdiklari bir kimseye benzer ki o, "canimi elinizden kurtarmak için size bir fidye, kurtulmalik versem, olmaz mi?" diyerek kendisini onlardan kurtarincaya kadar, az çok kurtulmalik akçesi öder durur Allah size Allah'i çok zikretmenizi, anmanizi da emretti Bunun misâli, düsmanin süratle kendisini takib ettigi bir kimseye benzer ki, saglam bir kaleye gelip onun içine siginmistir i,îte kul da, Allah'i zikir ile mesgul oldukça, seytandan böyle korunur" (et-Tirmizî, es-Sünen, el-Emsâl, 3; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, IV, 202) Bu hadiste görüldügü gibi tevhid inanci, namaz, oruç, zekât ve zikir gibi ibâdetler, yalniz Hz Muhammed (sav)'in ümmetine mahsus ibâdetler degildir Daha önceki peygamberlerin de ümmetlerine emrettigi ibâdetlerdir Yahya (as)'da, babasi Zekeriyya (as) gibi milleti tarafindan sehid edildi (Elmalili Muhammed Hamdi Yazir, Hak Dini Kur'an Dili, istanbul 1971, I, 421) |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #13 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz HARÛN (as) Hz Harûn (as), israilogullari peygamberlerinden, Hz Musa (as)'in kardesi Hz Yusuf'un vefatindan sonra Misir'da yasayan israilogullari ve diger insanlar, bir müddet onun gösterdigi yoldan yürüdüler; ancak daha sonra hakikati unuttular Bu arada Misir'in idaresi Kibtîlerin eline geçti Kibtîler ise yildizlara ve putlara tapiyorlardi Kibtîler, israilogullarini hor görmeye basladilar Onlari agir, zor islerde kullandilar israilogullari çok kalabalik bir topluluk olup Hz Yakub'un ogullarina nisbetle on iki kola ayriliyordu Onlar Kibtîlerin zulmünden kurtulmak istiyorlardi Dedelerinin ülkesi olan Kenân bölgesine gitmek için izin istemelerine ragmen onlara izin verilmemekteydi Her dönemde oldugu gibi, o dönemin Firavun'u da zulmü temsil ediyor ve insanlari eziyet altinda inletiyordu israilogullarinin çogalmasi Kibtîleri ve onlarin hükümdari Firavun'u endiselendiriyordu Onlar, israilogullarinin isyan ederek kendilerine zarar vermesinden korkuyorlardi Firavun, bir gün kâhinlerini yanina topladi Gelecekle ilgili onlardan bilgi istedi Kâhinlerden birisi Firavun'a israilogullarindan bir çocugun dogacagini ve saltanatina zarar verecegini bildirdi Firavun, bunu duyar duymaz korktu ve tedbirler almaya basladi Bunun için de israilogullarinin dogacak erkek çocuklarinin tamaminin öldürülmesini emretti Hz Musa, bu dönemde dogdu ve öldürülmesin diye bir sandigin içine birakilarak nehre atildi Firavun'un sarayinda büyüdü Allah diledi ve Musa'yi Firavun'un kucaginda büyüttü Harun Peygamber, Hz Musa'nin büyügüdür israilogullarinin erkek çocuklarinin öldürülmeye baslanildigi dönemden önce dünyaya gelmistir Hz Hârun (as); Musa (as)'dan daha uzun boylu, daha etli, daha beyaz tenli, daha genis sirtli olup açik ve düzgün dilli, yumusak huylu idi Alninda da bir ben vardi (Hâkim, el-Müstedrek, II, 577) Harun peygamberle ilgili Kur'ân-i Kerîm'de pek fazla bilgi yoktur Bir âyette Hz Musa ile birlikte zikredilmektedir Medyen'den dönerken Hz Musa'ya Peygamberlik verildi Peygamberlikle sereflendi Yüce Allah Hz Musa'ya emretti: "Firavun'a git, çünkü o azdi" (Tâhâ, 20/24) Musa Peygamber "Rabbim, beni yalanlamalarindan korkuyoruni" (es-suarâ, 26/ 12), "Kalbim sikilir, dilim açilmaz olur Onun için Harun'a da Peygamberlik ver" (es-suarâ, 26/l3), "Bir de onlarin aleyhimde de bir kisas davalari var, bu sebeple beni öldürmelerinden korkarim" (es-suarâ, 26/14), "Bana ailemden bir vezir ver Biraderim Harun'u Onunla arkami kuvvellendir Onu içimde ortak kil Ta ki seni çok çok tesbih edelim ve seni çok çok zikredelim süphesiz sen bizi hakkiyla görensin" (Tâhâ, 20/29-35) dedi Cenâb-i Allah, Musa'nin bu duasini kabul etti "Ey Musa! istedigin sana verildi" (Tâhâ, 20/36) buyuruldu Böylece Harun'a da peygamberlik verildi "Firavun'a gidin, biz âlemlerin Rabbinin Peygamberleriyiz, bizimle beraber israilogullarini gönder" deyin " (es-suarâ, 26/16-17) buyuruldu Hz Mûsa ve Hârun (as) "Ey Rabbim! Dogrusu biz Firavun'un, bize karsi asiri gitmesinden, yahud taskinligini artirmasindan endise ediyoruz" diye Allahu Teâla'ya dua ettiler Yüce Allah: "Korkmayiniz! Çünkü ben sizinle beraberim Ben (her seyi) isitirim, görürüm! Hemen gidiniz ve ona söyle deyiniz "Biz Rabbinin iki elçisiyiz, artik israilogullarini bizimle gönder Onlara iskence etme! Biz sana Rabbinden, hakiki bir âyet getirdik selam (ve selamet) dogruya tâbi olanlaradir Bize, su hakikat vahy olundu ki: hiç süphesiz azab yalanlayanlarin ve yüz çevirenlerin üzerinedir" (Tâhâ, 20/45, 48) buyurdu Bunun üzerine, Hz Musa ve Hârun geceleyin Firavun'un yanina gittiler Kapiyi çaldilar Firavun kapinin açilmasindan dehsete düstü Hz Musa ve Hârun, Firavun'a kendilerinin Rabbûlâlemin olan Allah'in elçileri olduklarini, kendisini dine davet etmek için geldiklerini söylediler Firavun "Ben sizin en yüce Rabbinizim " (en-Nâziât, 79/24) diyerek onlari reddetti Hz Musa'ya vahyedildi "Kullarimla geceleyin yola çik Onlara denizde kuru bir yol aç Size yetismelerinden korkma" (Tâhâ, 20/77) buyuruldu Bu iki peygamber israilogullarini geceleyin yola çikardilar Bu durumdan haberdar olan Firavun ve askerleri onlari izledi Hz Musa, Hârun ve israilogullari, denizi geçerek kurtuldular Firavun ve askerleri de denizde boguldular israilogullari Tih sahrasina geldiler Rizik olarak kendilerine kudret helvasi, bildircin kusu verildi (el-Bakara, 2/57); onlar itirazlarini sürdürdüler "Biz bir çesit yemege dayanamayiz Bizim için Rabbina dua et de bize topragin bitirdigi sebzeden, acurdan, sarimsaktan, mercimekten ve sogandan çikarsin" (el-Bakara 2/61) dediler Musa peygamber, onlara ögütler de bulundu Tûr dagina çagirildiginda agabeyi Harun'u kendi yerine vekil birakti israilogullari Misir'dan çikarken altinlarini, gümüslerini de yanlarina almislardi Hz Musa (as)'in Tur'a gitmesiyle israilogullarinin münafiklarindan Sâmiri bu altinlari topladi ve bir kapta eriterek bir buzagi yapti Gönüllerinde yatan putçulugu bir türlü tepeleyemeyen bu kavim buzagiya tapmaya basladi Hz Hârun, onlara ögütlerde bulundu "Ey kavmim! Bununla imtihan edildiniz Sizin gerçek Rabbiniz Rahman olan Allah'tir Gelin bana uyun ve emrime itaat edin" (Tâhâ, 20/90) buyurdu israilogullari, Hz Hârun'u dinlemediler "Musa, bize dönüp gelinceye kadar, biz o buzagiya tapmaya devam edecegiz" (Tâhâ, 20/91) dediler Hz Musa (as), Tûr Dagi'ndan döndügünde kavminin buzagiya tapmakta oldugunu gördü Buna çok üzüldü Agabeyine kizdi "Ey Hârun! Onlarin saptiklarini gördügün zaman hana uymaktan seni alikoyan nedir? Emrime isyan mi ettin?" (Tâhâ, 20/92-93) dedi Hârun Peygamberin yakasina yapisti Hârun Peygamber; Hz Musa'ya israilogullarinin kendisini dinlemedigini anlatti Musa peygamber öfkelendi ve Samiri'yi kovdu Allahu Teâla, Musa (as)'ya Hârun (as)'u vefat ettirecegini, onu daga getirmesini bildirdi Musa (as), Hârun (as)'un elinden tutarak daga çiktilar Hârun (as)'un sibr ve sibbîr adindaki ogullari da yanlarindaydilar Dagin üzerinde görülmemi:s güzellikte bir agaç, yapilmis bir ev, evin içinde bir sedir, ve sedirin üstündeki yataktan misk gibi bir koku geliyordu Hz Musa ile birlikte Hârun yatagin üstüne yattilar Allahu Teâla Hârun (as)'un ruhunu bu halde iken aldi, sonra agaç kayboldu, ev ve sedir semâya yükseldi Hz Musa, Hârun (as)'un cenaze namazini orada kilarak onu daga defnetti Yahudiler bu daga Tûr-u Hârun adini vermislerdir (Taberî, Tarih, I, 223) Hârun (as)'un Tih çölündeki bu dagda vefat ettiginde yüz on yedi, yüzyirmi veya yediyüzyirmiüç yasinda oldugu söylenir (Yâkubî, Tarih, I, 41) Hârun Peygamber uzun müddet yasadi Musa Peygamberle birlikte kavmine ögütlerde bulundu, kavminin nankörlüklerine gögüs gerdi Zaman geldi; Rabbine kavustu, o da ölümü tatti |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #14 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHZ ISMAIL (AS) 1 Ismail aleyhisselam hakkinda genel bilgiler Yemen'den gelip Mekke ve civarina yerlesen Cürhüm kabilesine gönderilen ve Muhammed aleyhisselamin dedelerinden olan bir peygamberdir Ismi Kur'an-i Kerimde bildirilmistir: « Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettigimiz gibi sana da vahyettik Ve (nitekim) Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, esbâta (torunlara), Isa'ya, Eyyub'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik » Babasi Ibrahim aleyhisselam annesi ise Hacer Hatun'dur 2 Hz Ismail'in hikayesi Ismail aleyhisselam, Sam diyarinda (Filistin, Suriye) dogduBabasi Ibrahim aleyhisselam, Allahü Teâlânin emriyle, annesi Hacer Hatunla birlikte Mekke'ye götürdü Yanlarina bir mikdar yiyecek ve su ile birlikte simdiki Kâbe'nin bulundugu yere birakarak Sam'a döndü Bir rivayete göre Ibrahim aleyhisselam Hacer Hatunu Kâbe'nin bulundugu yere birakinca o: "Sen bizi kime birakiyorsun Bize kim bakacak ?" sorusuna Ibrahim aleyhisselam:"Ben sizi Allah'a birakiyorum" demistir Hacer Hatun bunu duyunca:"O zaman isini yaptiysan gidebilirsin" demistir Hacer Hatun su ararken, simdiki zemzem kuyusunun yerinde yatan Ismail aleyhisselam tepindi Hacer Hatun ogluna su verebilmek icin yedi kez Safa ile Merve arasinda kosustu ise de su bulamadi O zaman ayaklarini vurdugu veya Cebrail aleyhisselamin vurdugu yerden Zemzem suyu cikti Hacer Hatun burada yasarken, Yemen tarafindan Cürhüm kabilesi gelip Mekke'nin bulundugu yere yerlestiler 21 Ismail aleyhisselamin kurban edilmesi Hz Ibrahim bir ara bir rüya gördü Bu Yüce Allah'in bir vahyi idi Ona oglu Ismail'i kurban etmesini emrolunmustu Bunun üzerine henüz 12 yasinda bulunan Hz Ismail'i, Mekke'de Sebir daginin eteginde tenha bir yere götürdü Onu Allah rizasi icin kurban etmek istiyordu Ismail aleyhisselam da:" Babacigim, emrolundugun seyi yap Insallah beni sabredenlerden bulursun" diyordu Bu Allah yolunda fedâkarligin en yüksek bir nisani idi Ama, Allahü Teâlâ rüyasinda sadakat göstermesi üzerine ona bir koc ihsan buyurdu Ismail aleyhisselam böylece kurban edilmekten kurtuldu Kurban bayramini da biz müslümanlar da vak'a yüzünden ihya etmekteyiz Halilullah'in hangi oglunu kurban ettigi kesinlikle bilinmemektedir Kur'an-i Kerim'de sadece oglunu kurban ettigi belirtilmektedir:«Babasiyla beraber yürüyüp gezecek caga erisince: Yavrucugum ! Rüyada seni bogazladigimi görüyoru; bir düsün ne dersin ? dedi O da cevaben : Babacigim ! Emrolundugun seyi yap Insaallah beni sabredenlerden bulursun, dedi » Fakat cumhura göre kurban edilen cocugun Ismail aleyhisselam'in oldugu kanaatindadir Bazi müfessirlere göre ise Ismail aleyhisselamin degil de Ishak aleyhisselamin kurban edildigini öne sürmektedirler Yalniz, bu fikri Israilogullari da söylemektedirler 22 Ismail aleyhisselamin peygamberligi Hz Ismail genclik cagina gelince, Cürhümlülerden iki defa evlendi Daha sonra tekrar Mekke'ye gelen Ibrahim aleyhisselamla birlikte Kâbe-i Muazzamayi insâ ettiler ve hac ibadetini yaptilar Ismail aleyhisselam Yemen kabilelerine (Cürhüm kabilesi) ve „Amalika" denilen eski bir kavme peygamber olarak gönderildi Insanlara babasi Hz Ibrahim'e bildirilen dinin hükümlerini teblig etti ve daveti 50 yil sürdü Buna ragmen maateesüf pek az kimse iman etti Ishak aleyhisselami yanina davet edip kizini onun oglu Iys'a nikahladive bazi vasiyetler de bulundu Babasi Ibrahim aleyhisselam'in ölümünden 40 sene sonra , 133 veya 137 yaslarinda iken Mekke'de vefat etti Ekseri rivayete göre Mescid-i Haram'da Kabe-i Muazzamanin kuzey duvari önünde bulunan Hatim denilen yere defn edildi Ismail aleyhisselamin 12 oglundan cogalan torunlari zamanla Arabistan Yarimadasi'nin her tarafina yayildilar Peygamber efendimizin (sav) 20 dedesi Adnan ile Ismail aleyhisselam arasinda 30 baba vardi Peygamberimiz efendimiz (sav) de bir Hadis-i serifinde : « Allahü Teâlâ Ademogullarindan (Hz) Ismail'i secti Ismail'in evladindan (ogullarindan) Kinane'yi, Kinaneogullarindan Kureys'i secti ve ayirdi Kureys'ten Hasimogullarini, Hasimogullarindan da beni secti ve ayirdi » (Kadizâde) buyurmustur |
Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi |
01-28-2008 | #15 |
gülgüzeli
|
Cevap : Peygamberlerimizin TarihiHz YÛSUF (as) Kur'an'da ismi geçen Beni israil peygamberlerinden biri Hz Yûsuf Kurân'da adi geçen peygamberlerden birisi olup, Yakub Peygamber'in ogludur Nesebi Hz ibrahim'e kadar varir (Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, IX, 139) Kur'ân-i Kerîm'de kendi adini tasiyan bir sûre vardir Tamami 111 âyet olan bu sûrenin 98 âyeti (4-101) Hz Yûsuf'tan bahseder Bu âyetlerde anlatildigina göre Hz Yûsuf'un hayat hikâyesi özetle söyledir: Hz Yûsuf'un on bir tane erkek kardesi vardi Yûsuf fevkalâde güzel ve son derece zekî idi Babalari Hz Yakub en çok Yûsuf'u seviyordu Bu sevgiyi agabeyleri kiskaniyorlardi Yûsuf (as) bir gece rüyasinda on bir yildizin, günes ve ayin kendisine secde ettiklerini gördü Bu rüyayi babasina anlatti Babasi rüyanin, Hz Yûsuf'un büyük bir adam olacagina isaret oldugunu anladi ve Yûsuf'a rüyasini agabeylerine anlatmamasini tembihledi Ancak, agabeyleri bundan haberdar oldular ve Yûsuf'u öldürüp bir yere atmayi planladilar Babalarindan izin alarak, gezip eglenmek bahanesiyle Yûsuf'u alip kirlara,götürdüler Onu bir kuyuya attilar, gömlegini da kana bulayarak, "Yûsuf'u kurt kapti" diye babalarina yalan söylediler Kuyunun yanindan geçmekten olan bir kafile Yûsuf'u buldu ve köle olarak satmak üzere alip, Misir'a götürdüler Orada az bir fiyatla onu Azîz (maliye bakani)'e sattilar Azz'in hanimi Yûsuf'a göz koydu Onu kendisiyle beraber olmaya çagirdi Yûsuf (as) bunu kabul etmeyince, ona iftira edip kocasina sikayet etti ve hapse attirdi Hz Yûsuf senelerce hapiste kaldi Orada hükümdarin serbetçisi ve asçisi ile tanisti Onlarin gördükleri dünyalarin yorumunu yapti Birisinin, kurtulup efendisinin hizmetine devam edecegini, digerinin ise öldürecegini söyledi Sonunda dedigi çikti Hz Yûsuf, kurtulana, kendisini efendisinin yaninda anmasini istedi Hükümdar bir gece rüyasinda yedi zayif inegin yedi semiz inegi yedigini ve yedi yesil basakla yedi kuru basak gördü Bu rüyanin yorumunu yaptirmak istedi Hz Yûsuf'un rüya yorumu yaptigini ögrendi ve onu hapisten çikarip, rüyasini anlatti Hz Yûsuf, yedi sene bolluk olacagini, pesinden gelen yedi senenin ise kitlikla geçecegini söyledi Bunun üzerine hükümdar, Hz Yûsuf'u maliye bakanligina getirdi Yûsuf (as) bolluk yillarinda bütün ambarlari zahire ile doldurttu; kitlik yillari gelince bu zahireyi halka dagitmaya basladi Ayni kitlik, Hz Yûsuf un babasinin memleketi olan Ken'an diyarinda da yasandi Yûsuf (as)'un kardesleri de zahire almak için iki kez Ken'an ilinden Misir'a geldi Sonunda Yûsuf (as) kardeslerine kendini tanitti ve onlari affettigini belirterek, "Bugün azarlanacak degilsiniz, Allah sizi bagislar, o merhametlilerin merhametlisidir" (Yûsuf, 92) dedi Yûsuf (as), babasi, annesi ve kardeslerinin tamamini Misir'a davet etti Ailesi Misir'a vardiginda Yûsuf (as) anne ve babasini tahta oturttu; diger onbir kardesi ise Hz Yûsuf'un önünde egildiler O zaman Yûsuf (as); "Babacigim, iste bu vaktiyle gördügüm rüyanin çikisidir; Rabbim onu gerçeklestirdi seytan benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni hapisten çikaran, sizi çölden getiren Rabbim, bana pek çok iyiliklerde bulundu Dogrusu Rabbim, dilegine lütufkardir O süphesiz, bilendir, hâkimdir" (Yûsuf,100) dedi Bu sekilde israil ogullari, Filistin'den Misir'a gelip yerlesmis oldu Bir süre sonra Yakub (as) vefat etti Yûsuf (as), Allah Teâlâ'ya söyle münacatta bulundu: "Rabbim, bana hükümdarlik verdin, rüyalarin yorumunu ögrettin Ey göklerin ve yerin yaratani! Dünya ve âhirette koruyanim sensin! Benim canimi, Müslüman olarak al! Ve beni iyilere kat!" (Yûsuf, 101) Yûsuf (as)'un hayat hikayesi Kur'ân-i Kerîm'de "Ahsenü'l-Kasas, Kissalarin en güzeli" ünvanini aldi Pek çok olaylari içeren bu hayat hikâyesi için Allah Teâlâ söyle buyurdu: Ândolsun ki, Yûsuf ve kardeslerinin olayinda, soranlara nice ibretler vardir" (Yûsuf, 7) Yûsuf (as)'un defnedildigi yer, rivâyetlere göre, Ibrahim (as)'in medfun bulundugu Kudüs yakinlarinda Halilü'r-Rahman kasabasindadir |
|